• Sonuç bulunamadı

4.3.1.1.4.3 GÜMRÜK VERGİLERİ

4.3.5. MÜLKİYET POLİTİKALAR

4.3.5.1. TOPRAK REFORMU

Toprak reformu; hükümet tarafından başlatılan ya da desteklenen tarımsal alanların mülkiyetinin yeniden dağıtılmasıdır. Terim sıklıkla çok geniş arazilere sahip olan çok az sayıdaki toprak sahibinden (toprak ağaları, soylular, ya da büyük şirketler gibi) bu toprakların alınıp onları işleyen bireylere ya da bu bireylerin oluşturduğu kollektif oluşumlara verilmesi anlamına kullanılmaktadır. Bu el değişikliği toprak sahiplerinin rızası alınarak ya da alınmadan, tazminat verilerek ya da verilmeden yapılabilir. Bu tazminatın miktarı da sembolik miktarlardan toprağın gerçek değerine kadar değişebilir.1

Tanım olarak toprak reformunu dar ve geniş anlamlarda da tanımlayabiliriz. Dar anlamda toprak reformu, büyük mülklerin parçalanarak topraksız çiftçilere dağıtımı için devletçe alınan tedbirleri kapsar. Geniş anlamda toprak reformu ise; ziraatle ilgili ekonomik ve sosyal müesseselerin islahı için alınan her türlü tedbirleri ifade eder. Bu anlamda toprak reformu, bütün yönleriyle arazi tasarruf sisteminin ıslahı, arazi toplulaşması, kiracılık münasebetlerinin düzenlenmesi, ziraat işçisinin çalışma şartlarının ıslahı, ziraî yerleşim, vergi sistemi ile ilgili reformlar ve uygun şartlarla kredi temini ile ilgili bütün tedbirleri ve hatta köylerde tesis edilecek sanayi tesisleri, kooperatifleşme ve pazarlama ile ilgili müesseselerin kuruluş ve gelişmesini de içine alır.1

Toprak reformu demek gelirin oluşturulmasında ve sonrasında da dağılmasındaki en önemli etken olan ve fonksiyonel gelir dağılımı açısından rant, kişisel gelir dağılımı açısından devamlı bir gelir kaynağı olan toprağın sahiplerinin el değiştirmesi olayıdır. Bu el değişim dünya tarihinde çok önemli sonuçlar doğuran ve sürekli tekrarlanan bir konudur. Örneğin MÖ 133 yılında Tiberius Sempronius Gracchus tarafından önerilen ve Roma Senatosu tarafından kabul edilen "Lex Sempronia agraria" Roma Cumhuriyeti'nin yıkılmasına neden olan sosyal ve siyasal savaşlara yol açmıştır. Tarihsel olarak toprak reformu yapılmasını tetikleyen en önemli baskı unsurlarından biri vergiden muaf bireylerin ya da oluşumların giderek önemli miktarda araziye sahip olmasıdır. Hristiyan dünyasında bu kiliseler ve manastırlar için böyle olmuştur. Müslüman dünyasında ise 718 yılında İspanya'da Hürr bin Abdurrahman tarafından müslümanlardan alınan toprak vergi alınan hristiyanlara dağıtılmıştır. Çağımızda, sömürgeciliğin ve Sanayi Devrimi'nin ardından dünya üzerinde çeşitli yerlerde toprak reformu yapılmıştır: 1910 yılında başlayan ve 1917'de yapılan Meksika Devrimi'nden Komünist Çin'e, Bolivya'dan (1952, 2006) Zimbabwe ve Namibya'ya kadar değişik zaman ve yerlerde. Toprak reformu özellikle Afrika ve Arap dünyasında sömürgeciliğin izlerini silmek için çok popüler bir yöntemdi ve Afrika sosyalizmi ile Arap sosyalizminin programı içinde yer alıyordu. Latin Amerika'daki en eksiksiz toprak reformu Küba'da gerçekleştirilmiştir. Toprak reformu II. Dünya Savaşı sonrası dönemin Üçüncü

1 Zeki ÇEVİK, Cumhuriyet Türkiye'sinde Toprak Reformu Ve Uygulamaları, Türkler Ansiklopedisi, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, c.XVII, s. 677

Dünya ülkeleri arasında ekonomik kalkınmayı sağlamak için önemli adımlardan biri olmuştur. Buna örnek olarak, Doğu Asya ülkelerinden, Tayvan, Güney Kore ve Malezya’yı gösterebiliriz.1

Toprak reformu uygulaması her devlete göre farklılık arzeder . Genellikle reformun tatbik edileceği ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve ekolojik şartlarına uygunluğu onun başarı şansını artırır. Reformun bazı genel prensipleri muhtelif ülkelerde tatbik edilebilir ve bir ülkede alınan sonuçlar başka bir ülke için faydalı olabilir. Komünist ülkelerde toprak reformunun tatbikatı, arazilerin sahiplerinden alınarak kollektif işletmeler ( Kolhozlar ) kurulması istikametinde olmuştur. Bu ülkelerde mülk sahiplerinin tasarruf hakları ellerinden alındığı gibi, karşılığında bir şey ödenmemiş, çiftçiler devlete ait kollektif çiftliklerde çalıştırılmışlardır. Demokratik ülkelerde ise, toprak reformu demokratik yollarla yapılmaktadır. Bu ülkelerde mülk sahiplerinin arazilerinin hepsi ellerinden alınmadığı gibi istimlâk edilen kısmın kıymeti tazminat olarak ödenmektedir. İktisaden ileri ülkeler genel olarak büyük toprak mülklerinin parçalanması ile ilgili problemleri hallettikleri için bu ülkelerde toprak reformunun gayesi; ekonomik olarak yaşayabilir aile işletmelerini hakim kılmak, parçalanmış olan, arazilerin toplulaştırılması, kiracılık ve ortakçılık münasebetlerini düzenlemektir. Meselâ; Avustralya, Yeni Zelanda, A.B.D. Kanada, İrlanda, Danimarka, Almanya, İsveç, Finlandiya ve Avusturya'da aile işletmelerinin kurulması ve yaşatılması, kiracılık suretiyle çiftçilik yapanların mal sahibi olmalarını sağlamak ziraî bünye ıslahatının temelini teşkil etmiştir. Bundan başka Avrupa ülkelerinin bazılarında ( İsveç , Hollanda, Almanya'da) arazi toplulaştırmasına özel surette önem verilmektedir. Ekonomik açıdan geri kalmış ülkeler ise, toprak reformunun gayesi, topraksız çiftçileri topraklandırmak, arazi mülkiyeti dağılımındaki adaletsizliği önlemek, parçalanmanın önüne geçmek, arazi toplulaştırması, tasarruf sistemindeki aksaklıkları düzeltmek (mal sahibi ile ortakçı ve kiracı arasındaki münasebetleri düzenlemek) gibi bünye bozukluklarının ıslahıdır. Bu ülkelerden bazılarında (Çin, Hindistan, Pakistan, İran, Irak, Suriye, Mısır,

Meksika, Kolombiya, Guatamela , Bolivya ve Venezuella'da ) toprak reformunun esasını çok büyük mülklerin topraksız köylülere dağıtılması teşkil etmektedir.1

Toprak reformu yukarıda da bahsettiğimiz Rousseu’nun “ilk defa bu benimdir diyerek bir toprak parçasının etrafını çeviren kimse insanlığa en büyük kötülüğü yapmıştır.” sözünde bahsettiği kötülüğü bir nebze olsun azaltmayı hedef alan uygulamalardan birisidir. Eğer insanlık gerçekten eşit şartlarda bir mücadele sonucunda rahat bir hayat yaşamak istiyorsa, mücadelenin başlangıcında da eşit şartların olması temel esastır. Oysa günümüz dünyasının en büyük eksikliklerinden birisi hak eden insanların oluşturulan gelir pastasındaki haklarını yeterince alamamalarıdır. Bir kesimin rahat yaşayabilmesi için başka bir kesimin gelir ve hayat şartlarında bir kısıtlama meydana geliyorsa bu durumun uzun vadedeki sonucu kaos ve anarşinin olacağı aşikardır. Hatta meşhur cumhuriyet şairlerimizden birisinin bu konudaki bir şiirinin bir satırında söylemek istediği bizim tezimizde savunduğumuz konuya uygun olsa gerektir.

“Doğar aç midelerden, nur topu ihtilaller.” Yahya Kemal Beyatlı.

Böyle bir oluşuma meydan vermemek için hükümetler ellerindeki her türlü araçla gelir dağılımındaki adaletsizlikle müdahale etmek istemektedirler. Toprak reformu da gelir dağılımı adaletsizliğini gidermeye yönelik kullanılabilecek araçlardan yalnızca bir tanesidir.