• Sonuç bulunamadı

BÖLGESEL DENGESİZLİĞİ AZALTICI POLİTİKALAR

4.3.1.1.4.3 GÜMRÜK VERGİLERİ

4.3.8. EKONOMİK GELİŞME POLİTİKALAR

4.3.8.4. BÖLGESEL DENGESİZLİĞİ AZALTICI POLİTİKALAR

Bölgesel politikaları, değişik bölgeler arasındaki ekonomik açıdan ve sosyo- kültürel açıdan farklılıkların gelir dağılımı ve fırsat eşitliklerinin azaltılması için hükümetler ve uluslararası örgütlerin (Avrupa Birliği gibi) uyguladıkları politikaların tamamı olarak tanımlayabiliriz.1 Tanımdan da anlaşılacağı gibi bölgeler arasında bir dengesizlik veya farklılık olduğu zamanlarda bölgesel dengesizliği azaltıcı politikalarla bu farklılıklar ve eksiklikler giderilmeye çalışılmakta ve sonuçta tüm ülke kazançlı çıkmaktadır. Bölgesel dengesizliğin azaltılması gelir dağılımı düzeltici etkiler meydana getirdiği gibi ülkenin makro ekonomik olarak diğer bütün faktörlerinde de olumlu etkiler meydana getirmektedir. Bu açıdan bölgesel dengesizliği giderici politikaları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

4.3.8.4.1. GÖÇÜN ÖNLENMESİ VE PLANLI KENTLEŞME

Ülke nüfusunun gelişmiş bölgelerde yoğunlaşması, az gelişmiş bölgelerden bu bölgelere doğru bir göç hareketi olmasının sonucudur. Bu göç hareketiyle, gelişmiş bölgeler aşırı nüfusun getirdiği pek çok sorunla karşılaşırken, az gelişmiş bölgelerde de azalan nüfus sonucu, temel faaliyetleri dahi yürütecek iş gücü kalmaması gibi bir sorun ortaya çıkmaktadır. Az gelişmiş bölgelerin kalkındırılmasıyla göç hareketi duracak, hatta tersine bir göç başlayabilecektir.2

Gelişme sürecine girmiş bölgelerin öteki bölgeler üzerinde gelişmeyi durdurucu etkiler şeklinde ifade ettiğimiz bir takım olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Bunlardan ilki, az gelişmiş bölgelerden gelişmiş bölgelere yönelen göç hareketidir. Böylesi göçler, yoğun nüfuslu bölgeler (kalkınma kutuplarının bulunduğu bölgeler) ile nüfus yoğunluğu az olan bölgeler arasındaki farkların daha belirgin şekilde ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Bir bölge gelişmeye başlayıp öteki bölgelerden göç alırken, göç veren bölgeler mevcut canlılıklarını da koruyamayacaktır. Göç veren bölgede istihdam olanaklarının ve hizmetlerin

1 http://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%Bolgesel_politika

2 Mehmet ŞAHİN, Bölgesel Dengesizlikleri Giderici Maliye Politikaları ve Türkiye Uygulamaları, Anadolu Üniversitesi S.B:E., Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,1994, s.45

azalması, yeni göçlere neden olacak ve belirli bir noktadan sonra her göç, yeni göçleri uyaracaktır.1

Göç olgusunun şiddetli bir biçimde yaşanmasıyla, kentleşmenin var olan pozitif dışsallıkları zamanla negatif dışsallıklara dönüşür. Kentlerin nüfusu ve yüzölçümü büyüdükçe, kent hizmetlerinin bir çoğunun kişi başına düşen maliyetinin azalmakta olduğu genellikle kabul edilir. Ancak belirli bir noktadan sonra nüfus artışının hızlı bir şekilde artması sonucu, gerek su, elektrik ve kanalizasyon gibi altyapı hizmetlerinin gerekse eğitim, sağlık ve konut gibi sosyo-kültürel hizmetlerin maliyeti büyük ölçüde yükselir ya da en azından azalma eğilimi göstermez2. Yani, negatif dışsallıkların etkisi, kent üzerinde ağırlıklı olarak ortaya çıkmaya başlar. Bu husus, metropolitan bölgelerin genişleme süreci sonucunda, kent merkezleriyle çevre kentlere kamu hizmetlerinin aynı etkinlikte sunulmasındaki güçlük şeklinde de gözlenebilmektedir.

4.3.8.4.2. AZ GELİŞMİŞ BÖLGELERİN EKONOMİK VE SOSYAL

………KALKINMASI

Göçün önlenmesi ve planlı kentleşme başlığı altında ifade ettiğimiz amacın gerçekleşebilmesi, az gelişmiş bölgelerin ekonomik ve sosyal kalkınma amaçlarına bağlıdır. Eğer karar verici birimler mevcut önlemler paketini uygularken, ekonomik ve sosyal kalkınma hamlesini gerçekleştiremezlerse, ne göçün önlenmesi ne de planlı kentleşmenin gerçekleşmesi mümkün olmayacaktır.

Bölgesel kalkınmanın sağlanmasının temel hedefi, ülke kalkınmasına hizmet etmektir. Ülke kalkınması asıl hedefken, bölgesel kalkınmayı gerçekleştirme amacının asıl amacımızı zedeleyici yönde kullanılması kabul edilebilir bir durum değildir. Diğer bir ifadeyle, her iki amaç arasında bir koordinasyon sağlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Temel amaç, gelişmişlik düzeyi yüksek olan bölgelerin gelişme hızını azaltmak değil, geri kalmış bölgelerin kalkınmasını sağlayarak

1 Zeynel DİNLER, Bölgesel İktisat, Ekin Kitabevi ,Bursa ,1994, s.279.

2 Ruşen KELEŞ, Yüz Soruda Türkiye’de Şehirleşme ve Konut ve Gecekondu, Gerçek Yayınevi, Ankara, 1983, ss. 57-58.

ekonomiye kazandırılmasını sağlamaktır. Belirtmiş olduğumuz amaçların gerçekleştirilmesinde kullanılan araçları açıklarken de görebileceğimiz gibi rasyonel politikaların uygulanması bu yönde olmaktadır.

Ekonomik ve sosyal kalkınmanın gerçekleşmesi sağlanırken, bu politikaların etkinliği iyi analiz edilmelidir. Tesbit edilen politikalar uygulanmadan önce gerekli önlemlerin de alınması ve böylece geleneksel yapıdan sanayi ve onun bir üst aşaması olan bilgi toplumu aşamasına geçişin sağlanması bölgesel dengesizliği azaltıcı politikaların amaçlarından bir diğerini oluşturmaktadır. Her bir politikanın doğru uygulanarak bir üst aşamaya geçilmesi gelir dağılımında da kademe kademe düzeltme getirecektir.

4.3.8.4.3. KAYNAK DAĞILIMINDA ETKİNLİK SAĞLANMASI

Ekonominin temel sorunlarından biri olan üretim faktörü yetersizliklerinin en aza indirilmesi uygulanacak politikalara bağlıdır. Bu politikalar kaynakların rasyonel kullanımı yanında bölgelerarasında dengeli dağılımını da sağlayacak şekilde oluşturulmalıdır. Bugün gerek bölgesel entegrasyonlar ve gerekse kamunun sahip olduğu araçlar vasıtasıyla bu amaç gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.

Kaynakların özel kesimle kamu kesimi arasında optimal dağılımı, kaynakların iki kesimden herhangi biri tarafından kullanılmasının toplum yönünden fayda maksimizasyonuna olumsuz etkide bulunmamasına bağlıdır. Diğer bir deyişle, kaynaklar iki kesim arasında öyle bir şekilde dağıtılmalıdır ki, bir faktörün bir kesimden diğerine aktarılması durumunda toplam üretimde bu noktadan sonra bir artış sağlanması olmaması gerekmektedir.1

Bugün için hemen bütün ülkelerde, ayrı bir planlama örgütü bulunsun veya bulunmasın, optimal kaynak dağılımının sağlanması için bazı teknik yöntemlerden yararlanılmaktadır. En yaygın şekilde kullanılan yöntemlerden biri olan fayda-

maliyet analizi yöntemi ile, belirli kamusal hizmetlerin gerçekleştirilmesinde en etkin olan projenin belirlenmesine çalışılmaktadır.

Devlet burada kaynakların optimal dağılımı ilkesini gerçekleştirirken, planlama çalışmalarına ağırlık vermelidir. Planlama çalışmalarının başarısı ise, bu konuda tutarlı ve etkili politikaların izlenmesine bağlıdır. Örneğin, devletin elindeki mali araçlardan vergiler, nihai mal ve hizmetlerin nispi fiyatlarını veya bazı sektör ve faaliyet kollarının nispi karlılığını değiştirmek suretiyle kaynakların belirlenen alanlara akmasını sağlayabilmektedir.1

Burada vergi aracının kullanılmasında, verdiğimiz örnekteki gibi, devlet sahip olduğu diğer araçları da kullanmak suretiyle bölgesel dengesizliği azaltıcı yönde bir mücadeleye girişebilecektir. Bir çok ülke bu amacı gerçekleştirebilmek için yoğun bir çaba harcamaktadır.

4.3.8.4.4. BÖLGESEL GELİR DAĞILIMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Adil bir gelir dağılımının ne şekilde gerçekleştirilebileceği sorusuna verilebilecek en güzel cevap , “ülkenin mevcut şartları ve toplumun beklentilerini mümkün olduğunca dengelemeye çalışan bir gelir dağılımı politikası uygulanması ile” şeklinde olacaktır. Ülkelerin nasıl ki bölgeler arasındaki tüm dengesizlikleri gidererek eşit gelişmişlik seviyesine sahip kılmaları söz konusu değilse, tam anlamıyla eşit bir gelir dağılımını da tüm bölgeler açısından sağlamaları beklenmemektedir. Yani, bölgelerarasındaki farklılıkların tümüyle ortadan kaldırılması ile mutlak anlamda bir eşitlik sağlamak değil, ama nispi olarak bir eşitlik sağlanması amacı göz önüne alınmak zorundadır.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz bölgesel dengesizliği azaltıcı politikaların amaçlarının bazen birbirine ters düşmesi söz konusu olabileceği gibi, bazı hallerde karşılıklı etkileşim içinde olmaları da mümkündür. Örneğin, kaynak dağılımında etkinlik sağlama amacı ile gelir dağılımında adalet sağlanması amacı uygulamada

birbirine ters düşmektedir. Fakat eksik istihdamın önlendiği, kesimler arasında kaynakların optimal dağıldığı ve tatminkar bir büyüme hızının yakalandığı bir ekonomide, enflasyonla mücadele daha etkili olarak sağlanabilecek ve bu da; dolaylı olarak sabit gelirlilerin enflasyon karşısında ezilmesini önleyerek, gelir dağılımında etkinlik sağlanması amacının gerçekleşmesini kolaylaştıracaktır1.

1 Ömer Faruk BATIREL, a.g.e. s. 50.