• Sonuç bulunamadı

TEMMUZ 1946 MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİ

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI BURSA YERELİNDE CUMHURİYET HALK PARTİSİ’NİN İKTİDAR YILLARI (1946–1950)

C. GELİR KAYNAKLARI

B. 21 TEMMUZ 1946 MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİ

118 vekilliği seçimleri sonucu Birinci Başkan Vekilliğine Eczacı Ahmet Tevfik Öber, İkinci Başkan Vekilliğine Rıza İlova seçilmiştir. Daimi encümen azalıklarına CHP il idare kurulu başkanı Cemil Öz, Fabrikatör İhsan İpeker ve fabrikatör Selim Süter; kâtipliklere Kemal Duraner ve Sait İpek seçilmişlerdir175. İlçe ve belde belediye başkanlılarına seçilen CHP’li belediye başkanları ise şunlardır: Mudanya Hıfzı Akgüç, Gemlik Muhtar Alemdar, İnegöl Sabri Demircioğlu, İznik Hüseyin Oktay, Yenişehir Osman Minez, Orhangazi İbrahim Önal, Orhaneli Osman Uğur, Mustafakemalpaşa Ahmet Balcı, Karacabey Neşet Torun, Gürsu Kadri Akbaş, Tirilye Salim Yılmaz176. Mustafakemalpaşa Belediyesi başkanlığına seçilen Ahmet Balcı177, sonraki süreçte parti içersinde huzursuzluk yaratacak, bu durum ilçede vatandaşların Cumhuriyet Halk Partisi’nden uzaklaşması ve Demokratların çok daha hızlı örgütlenerek, üye yazımını hızlandırması ile sonuçlanacaktır.

119 bir yıl erkene alınmıştı. Bütün ülkede olduğu gibi Bursa’da cevabı merakla beklenen soru, Demokrat Parti’nin seçime girip girmeyeceğiydi. Demokrat Parti yöneticileri seçime girmek konusunda çeşitli tereddütler yaşarken, teşkilatın isteği seçimlere girilmesi yönündeydi.

Demokrat Parti lideri Celal Bayar, seçimlere girmeleri konusunda halkın yoğun bir tazyiki altında olduklarını vurgulayarak, karar vermek üzere teşkilatını Ankara’ya toplamıştı.

Ankara’da yapılan toplantı sonrası seçimlere girme kararı alan Demokratlar, halka yayınlamış oldukları beyannamede seçimlere girme nedenlerini şöyle ifade etmişlerdi;

Halk Partisi ciddi muhalefete hayat hakkı tanımamak azmindedir… Belediye seçimlerinde pek çok yerlerde reye iştirak nispetinin son derece zayıf olması milletvekili seçimlerinde de aynı ihtimali belirten bir müşahede oluşmuş, seçimlerde böyle bir netice ile karşılaşılmamasını, memleketin yüksek menfaatlerine uygun görmüş ve partimiz bunu bir fedakârlık olarak telakki etmiştir”178.

Beyannamede yer alan ifadeler, Halk partililerin tepkisine neden olacak ve önce Hüseyin Cahit Yalçın, sonra Falih Rıfkı Atay arka arkaya sert yazılar kaleme alacaklardı179.

Bursa’da, belediye seçimlerinde ortaya çıkan eksikler göz önüne alınarak, seçimlerin yapılması kararının hemen arkasından hazırlıklara başlanmıştır. Belediye seçimlerinde, seçim defterlerinde isimlerinin bulunmaması nedeniyle pek çok kişi sandıklardan geri dönmüştü. Bu olayın bir daha yaşanmaması için her eve belediye tarafından beyannameler dağıtılarak, evlerdeki seçmen sayısının yazılması istenmiştir.

Beyanname dağıtılmayan evlerin başvurusu talep edilmektedir. Sonrasında yetkililer beyannameleri toplayarak belediye seçmen defterine işlemişlerdir. Belediyenin üst katında faaliyet gösteren seçim bürosunda, bu işlerde çalışmak üzere belediye bünyesinde 100’e yakın daktilolu memur görevlendirilerek ve hummalı bir şekilde seçim listelerini hazırlanmıştır. Köylerdeki seçmen listeleri köylerden gelen görevlilerden yardımlar alınarak oluşturulmuş ve tüm bu çalışmalar 25 Haziran tarihi itibariyle bitirilmiştir.

Oluşturulan listeler başkanlığını belediye başkanı Fahri Batıca yaptığı, diğer üyeliklerini Rıza İlova, Ahmet Tevfik Öber, Dr. İbrahim Alp, Mehmet Hüzmen oluşturduğu seçim kurulu tarafından incelenmiştir. Sonrasında vali Haşim İşcan başkanlığında il idare kurulu üyeleriyle seçim kurulu üyelerinden kurulu seçim komisyonu oluşturularak, seçim büroları ile seçim sahalarının ihtiva ettiği mahallerin tespiti yapılmıştır. Bu tespitler 28 Haziran tarihi itibariyle gazetelerde ilan edilerek, 29 Haziran itibariyle seçmen listelerinin asılmasına başlanmıştı. Altı gün askıda kalan listelerde ismi olmayanların belediyedeki seçim

178 İzmir, 19 Haziran 1946.

179 Anadolu, 20 - 21 Haziran 1946.

120 kuruluna müracaat etmeleri istenmiştir. Bursa’nın nüfusu 457.127 kişi olduğu için, 12 milletvekilini Meclis’e gönderecektir180.

İlk kez çok partili milletvekili seçimlerine giren Cumhuriyet Halk Partisi’nin, seçimlerde kullandığı en önemli propaganda aracı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tü. Dikkati çeken nokta İsmet İnönü’nün fotoğraflarından daha ziyade, hemen her gün bir Atatürk fotoğrafının, çeşitli sözler ile birlikte gazetelerde yer almasıydı. Bunun dışında tek olarak İnönü fotoğrafı yerel basınında nadir olarak yer alıyor; daha ziyade İnönü geçmişte yaptığı savaşlarla, Lozan Konferansıyla ilişkilendirilerek veriliyordu181. Atatürk’e yönelik olarak:

“Yurdu kurtaran, cumhuriyeti kuran Atatürk’tür”, “CHP’nin kurucusu Atatürk” tür gibi ifadeler yer alırken182; ayrıca bizzat Atatürk’ün kullandığı cümlelere de yer veriliyordu:

“Bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek kendisine zarar verenlere karşı inkisarı derin olan milletimizin, kendi uğrunda esaslı ve hayırlı mesai sarf edenlere karşı da nihayetsiz vefakarlığı ve kadirşinaslığı müsellemdir”183. Basında, özellikle Kurtuluş savaşı günlerinde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılanlar sıralanırken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ülkeyi kurtaran ve devleti kuran parti olduğu ön plana getiriliyordu. Atatürk ve İnönü’nün birlikte yer aldığı fotoğraflarla iki şefin ülkeleri adına yüklendikleri görevlere vurgu yapılarak, şu ifadeler yer alıyordu: “Savaşta beraber, inkılapta beraber, ülküde beraber iki büyük şef: Atatürk ve İnönü”184; “Türk inkılaplarının yapılmasında baş başa veren bu iki şef aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisinin kurucuları ve başkanlarıdır. Bu partiyi onlar kurmuş, onlar yaşatmış ve onlar yürütmüşlerdir”185.

Bunun karşısında, Demokratlar, “Artık Yeter! Söz Milletindir” sloganıyla, bir hürriyet seferberliği başlattıklarını ifade etmişlerdi186. İktidara kaşı bütün muhalefet Demokrat Parti bünyesinde toplanmıştı187. Celal Bayar, partisinin TBMM'de yaklaşık elli sandalye kazanmasının bile, Türk Demokrasisinin zaferi olacağını beyan ediyordu188. Demokrat

180 Ant, 29-30 Haziran 1946.

181 Bu durum tüm ülkede böyleydi ve Halk Partisine yakın basın organlarında aynı tabloyu görüyoruz. Örneğin ülkenin en büyük üçüncü şehri olan ve Demokrat Parti’nin dikkat çekici bir ağırlığının olduğu İzmir’de bu durumu görmek mümkün. İzmir’de, Halk Partisine yakın yayın yapan “Anadolu” gazetesinde, Atatürk ve İnönü’nün resimlerinin yer aldığı gazete sütunlarında, şöyle manşetler atılıyordu; “Atatürk ve İnönü bu eseri senin varlığınla başardılar. Dünü, bugünü kıyasla! Bir şey yapamayacak olana inanma!; Türk Milleti Atatürk’e söz söyletmez!; Atatürk’ün İzmir’i, İstiklal savaşımızın sembolü İzmir! Gözlerini kapa, 1918’i hatırla, neler göreceksin! Sonra sandık başına git!; Vatandaş! Oyunu Atatürk’ün kurduğu, İnönü’nün başında bulunduğu Cumhuriyet Halk Partisi adaylarına ver!” Anadolu, 9, 14, 21 Temmuz 1946.

182 Ant, 11-12 Temmuz 1946.

183 Ant, 13 Temmuz 1946

184 Ant, 6 Temmuz 1946; Ant, 11 Temmuz 1946

185 Ant, 7 Temmuz 1946.

186 Demokrat Parti’nin 1946 ve 1950 seçimlerinde “Yeter Söz Milletindir” sloganı ile özdeşleşen seçim kampanyası, Türk siyasi hayatının en başarılı seçim kampanyalarının ilki ve en etkililerinden biri olmuştur.

Necati Özkan, Seçim Kazandıran Kampanyalar, 2. b., Mediacat Kitapları, İstanbul, 2004, ss. 25-32.

187 Karpat, a.g.e., s. 141.

188 The Times, 22 Temmuz 1946.

121 Parti’nin seçim yarışında en önemli sembolü ise Mareşal Fevzi Çakmak olmuştu.

Atatürk’ün en yakınında uzun süre görev yapmış, ülke içersinde büyük bir saygı ve sevgi uyandıran Fevzi Çakmak’a yönelik haberler devamlı surette gazete gündeminden düşmeyecekti. Demokratlara büyük bir kazanç sağlamış olan Fevzi Çakmak seçimlerde, Bayar’ın önünde İstanbul, Ankara, İzmir ve Erzurum’dan liste başında seçimlere girmişti.

Bunun dışında, Demokratlar seçime engel olacaklarını düşündükleri kurumlar ve bürokrasi üzerinde eleştirilerini yoğunlaştırmışlardı. Halkevleri ve Ankara radyosu tarafgir davrandıkları için eleştirilen kurumların başında gelmekteydi. Demokratlara göre seçime fesat karıştıran idare amirleri ve memurlar vatan hainiydiler189. Bursa yerelinde CHP’li yerel bürokratların, demokratlara baskı yaptıkları haberleri yer almaya başlamıştı.

Demokratların artan eleştirileri karşısında, iç işleri bakanı Hilmi Uran yayınlamış olduğu bir genelgeyle, seçimlerde devlet memurlarının bir parti için baskı yapmamalarını emretmişti.

1950 yılına kadar ki süreç içersinde Demokratların devamlı surette kullandıkları propaganda malzemelerinden biri Çalı Karakolu Komutanı Şükrü Onbaşı olmuştur. 1946 seçimleri öncesi, “Şükrü Onbaşı köyleri kasıp kavuruyor” türünde haberler devamlı gündemdeki yerini korurken; Demokratlara yönelik sertlik yanlısı davranışlarda bulunduğu, demokratları saatlerce yol yürüterek cezalandırdığı, zulüm ve tazyik yaptığı yolundaki iddialar ulusal basında devamlı gündeme getirilmişti190. Ortaya atılan iddialar üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi örgütü rahatsızlık duymuş, gerekli incelemeleri yapmak üzere bir araştırma kurulu oluşturmuştu. İçişleri Bakanlığı, incelemelerde bulunmak üzere bir başmüfettiş görevlendirmişti. 10 Temmuz’da gelen Hatip Okay, demokratlardan mevcut olaylara ilişkin raporları kendisine ulaştırmalarını istemişti191. Basında bu olayın çok fazla yer işgal etmesi üzerine bizzat Ulus gazetesi muhabir İhsan Bayrı’yı Çalı’ya göndermişti.

Çalı ve Kayapa köylerinde, halkla yaptığı görüşmeler sonrasında, halkın Şükrü Onbaşıya yönelik sevgisini kaleme alan Bayrı, Refik Koraltan’ın Bursa valiliği sırasında Şükrü Onbaşı’ya görevini iyi icra ettiği gerekçesiyle iki kere takdirname verdiğini yazıyordu192. Demokratlar, seçim çalışmalarında jandarma tazyikinden şikayette bulunurken, baskılar sonrası birçok köyde üyelerinin ayrılarak, Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçtiğini, bazı köylerde parti levhalarının söküldüğünü beyan ediyordu. Ayrıca şikayetçi olmalarını engellemek adına numarası olmayan jandarma birliklerinin gönderildiği iddiasında bulunulmuştu. Bu iddiaların gerçekliği konusunda Cumhuriyet Gazetesi’nin temsilciliğini yapan Musa Ataş, gittiği köylerde yaptığı görüşmelerde, bazı köylerde seçime yaklaşılan

189 İzmir, 25 - 29 Haziran, 3 – 7 - 10 Temmuz 1946.

190 Vatan, 12-13 Temmuz 1946.

191 Cumhuriyet, 11 Temmuz 1946.

192 Ulus, 16 Temmuz 1946.

122 dönemde baskıların arttığını, bazı köylerde ise her hangi bir baskı unsuruna rastlamadığını ifade ediyordu193.

Demokrat Parti Bursa İl Başkanı artan baskı karşısında, teşkilatta bir yılgınlık oluşmaması ve bozulan morallerin yerine gelmesi için 11 Temmuz Perşembe günü yüze yakın ocak başkanını Tayyare sinemasında toplantıya çağırmış ve tüm baskılara karşın mücadeleye devam kararında olduklarını beyan etmişti194. İl teşkilatına yayınlanan bir beyannamede, her hangi bir şekilde tazyik görenlerin haklarını kanun yoluyla protesto etmelerini ve mahkemelerin adaletine sığınmalarını isteniyordu195. DP il teşkilatı bir fotoğrafçı tutarak, kendisine yönelik yapılan tazyikleri belgelemek yoluna gitmişti.

Ankara’da bulunan Parti merkezine, Bursa köylerinin hükümet kuvvetlerince tutulduğu, köylere giden süvari jandarmaların belirli yerlere makineli tüfek yerleştirdikleri yolunda haberler geliyordu196. Demokrat Parti, kendisi üzerinde idarenin artan baskısı karşısında seçimlerden çekilmeyi düşündüklerini, fakat bu karardan milli menfaate zarar vereceğine inandıkları için vazgeçtiklerini ifade eden bir beyanname yayınlıyordu. Cumhuriyet Halk Partisi, bunu kendisini mağdur göstererek halktan daha fazla oy toplamak için yapılmış bir hareket olarak görmüş olsa da, Cumhuriyet Halk Partisi’nin muhalefete yönelik yaptığı baskı ve zulüm politikaları kendi aleyhinde bir hava yaratmıştı. İşin ilginç yanı, Halk Partisi idarecilerinin bu durumun farkında olmamalarıydı. Nihat Erim, partili idarecilerin içinde bulundukları ruh halini “Biz uyuyorduk. 1950’ye kadar uyuduk. Hatta 1950’deki kanaatimiz, milletin kantar topunu kaçırdığı, bunu hemen telafi edeceği merkezindeydi”197 sözleriyle ifade etmekteydi.

Bursa ve çevresinde iktidarın baskı politikasından dolayı zor günler yaşayan DP teşkilatı adına en önemli seçim çalışmalarından birini genel başkan Celal Bayar’ın seçimden birkaç gün önce gerçekleştirdiği Bursa gezisi oluşturmuştu. 19 Temmuz tarihinde Balıkesir üzerinden Bursa’ya hareket eden Bayar, Mustafakemalpaşa ve Karacabey ilçelerinden seçim çalışmalarında bulunduktan sonra Bursa merkezindeki DP il merkezine giderek halka kısa bir konuşmada bulundu. Konuşmasının ardından İstanbul’dan gelen gazetecilerle yaptığı mülakatta, idarenin yaptığı baskı ve yıldırma politikalarından şikâyetçi oldu198.

193 Cumhuriyet, 10 - 11 Temmuz 1946.

194 Vatan, 12 Temmuz 1946.

195 Cumhuriyet, 16 Temmuz 1946.

196 Yeni Asır, 20 Temmuz 1946.

197 Toker, Tek Partiden Çok Partiye, s. 163.

198 Cumhuriyet, 20 Temmuz 1946.

123 Seçime yaklaşılan süreçte iktidar ile muhalefet arasındaki rekabet sıklaştığı dönemde Cumhuriyet Halk Partililer, muhalefetin dini kullanarak ve devrimlerden ödünler vererek halkı kendi yanına çekmeye çalıştığını beyan ederken; muhalefet mensupları iktidarın yaptığı baskılardan ve kendilerine hayat sahası tanımadığından şikâyetçi oluyordu. Bu siyasi mücadele yönelik Bursa’dan pek çok örnek verilebilir. “Şeriatçılarda propagandaya başladı” türünde haberlerin yer almaya başladığı gazete sütunlarında, Bursa’da bazı kişilerin ev ev dolaşarak, “Şeriat kurulacak, sarık sarılacak”199 ifadelerinde bulunduklarını; Bursa’nın İnegöl ilçesinin Hilmiye köyünde, halka “yakında fes giydireceğiz, Arap harflerini getireceğiz, medreseleri ve tekkeleri tekrar açacağız” yönünde propaganda yapanların jandarma tarafından tutuklanarak adalete teslim edildiği basında yer alıyordu200. “Rejim aleyhinde propaganda yapan biri yakalandı” başlığı altında, komiser muavinliği görevinden uzaklaştırılan Davut isminde bir Demokrat Partilinin dağ köylerinde rejim aleyhtarı propaganda yaparken yakalandığı veriliyordu201. Falih Rıfkı Atay, dini propaganda faaliyetlerinin muhalefet liderlerinin kontrolünden çıkarak, çok kötü bir hal aldığını, bir takım ajanların Bursa, Aydın ve Kastamonu köylerinde apaçık dini kışkırtmalara soyunduklarına, muhalefet partisinin hilafet partisi olduğunu söyleyenlerin bile bulunduğuna değiniyordu202. Cumhuriyet Halk Partili idarecilerin gözünde Demokrat Parti, parti değil tenkitçi bir dernekti ve ilçelerde bir şan budalasının etrafında işi gücü olmayan veya bozulan ne kadar faydasız insan varsa DP’nin faal üyesi olmuştu. Bu tip insanların fesat yaymakta büyük bir maharetleri vardı Bunlar köylere dağıldılar: DP hesabına çalışmaya başladılar: “Demokratlardan vergi alınmaz, demokratlar askere gitmez, demokratlar okulların parasını iade edecektir, DP size fes giydirecektir, arap harflerini getirecek ve medreseleri yeniden açacaktır. DP’yi hükümet kurmuştur, hükümet bizim arkamızdadır” türü propagandalar yapmaktaydılar203.

Seçim propaganda sürecinde, rejim aleyhtarı faaliyetlerin hız kazanması sonrası, 12 Temmuz 1946 günü içişleri bakanlığını bir beyanname yayınlama gereği görmüştü.

Beyannamede,

Hiçbir parti ve hatta seçimle alakası bulunmayan bazı kötü kimselerin…

rejim aleyhinde ve memleketin yüksek menfaatlerine aykırı sözler sarf ettikleri yakinen istihbar edildiğinden hem memleketin emniyet ve asayişini, hem yurdumuzun ve ondan ayrılmayan partilerimizin menfaatlerini sağlayıcı bir tedbir olarak partiler adına ötede beride söz söyleyecek kimselerin o partiler tarafından

199 Cumhuriyet, 13 Temmuz 1946.

200 Ant, Ulus, 7 Temmuz 1946.

201 Ant, Ulus, 12 Temmuz 1946.

202 Ulus, 12 Temmuz 1946.

203 Ant, 8 Temmuz 1946.

124 kendilerine verilmiş birer vesikayı hamil olmalarında kamu emniyeti bakımından

zaruret mütelaa edilmiştir”204

ifadelerine yer verilmişti. Bakanlığın yayınladığı bu beyanname, muhalefet tarafından kendi çalışmalarına karşı hükümetin almış olduğu bir tertip olarak nitelendirilmişti.

Cumhuriyet Halk Partisi raporlarında muhalefeti destekleyen İstanbul basınının, iktidar partisine yönelik olarak Bursa’da yarattığı yıkıcı etkiden sürekli olarak bahsedilmektedir205. Böyle bir durumda seçim döneminde Demokrat partinin propagandası için köylere Vatan ve Tasvir gazetelerinin dağıtıldığı haberleri iktidar basınında yer alıyordu206. Bazı ilçelerde bu gazetelerin girişlerine yasaklar getirilirken, buna karşılık olarak Bursa’da Ulus gazetesi seçim döneminde parasız olarak dağıtılmaya başlanmış207; sağlık uçakları aracılığıyla paket halinde bazı ilçelere atılmıştı208.

Türkiye’de çok partili demokratik hayata geçişiyle birlikte, particilik ve partiye bağlılık kavramları ön plana çıkmıştı. Özellikle seçimlere gidilen süreçte, gazetelerin sütunlarında karşı partilerden istifa eden ve partilere üye olan kişilerin yer aldığı haberlere çok sık yer verilirken; partiler arasında yaşanan üye savaşlarında, karşı partiye üye olmadığını bildiren tekzip yazılarının sıklıkla gazetelerde yer aldığını ve bunun bir şeref meselesi yapıldığını görmekteyiz. Örneğin, Bosna Hanı kiracılarından Kütükçü Hüseyin Poroy, kendisi hakkında çıkan DP'ye geçti iddialarını yalanlayarak, yurttaşlardan şerefiyle oynanmamasını rica ediyor; eczacı Kazım Yazgan Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılmadığını ve yeminine sağdık olduğunu; adının DP ile anılmasından rahatsızlık duyan bir vatandaş “Ben 1919 doğumluyum. Dünyaya gözlerimi, büyük Türk İnkılabının başladığı yıl açan, tam bir inkılap genciyim. Bu inkılabın yaratıcısı Atatürk ruhum, Kemalizm en şaşmaz yolum ve idealimdir” 209 ifade ediyordu.

Partiler özellikle köylere ağırlık veren, seçim heyetleri oluşturmuşlar, her gün köylere geziler düzenlemeye başlamışlardı210. Milletvekili adayları seçim çalışmaları içersinde Bursa Merkez ve ilçelerde gezilere katılıyor, halkla temas halinde oluyordu.

Muhalefet bu seçim gezilerine eleştirilerde bulunurken, gezilerden her hangi bir faydanın sağlanamayacağını ortaya koyuyorlardı. Gerekçe olarak da makam ve üniformadan korkan halkın, tebdili kıyafetlerle halkın arasında dolaşmayan Halk Partili milletvekillerinden çekindiklerini, milletvekillerine dert ve sıkıntılarını aktaramadıklarını,

204 Ant, 13 Temmuz 1946

205 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Fon: 490.01, Yer: 633.87.1.45, s. 47-48.

206 Ant, 10 Temmuz 1946.

207 Cumhuriyet, 10 Temmuz 1946.

208 Vatan, 16 Temmuz 1946.

209 Ant, 17-25 Mayıs 1946.

210 Cumhuriyet, 2 Temmuz 1946.

125 aksine her şeyden iyi olarak bahsetmeleriydi211. Bu karşın Bursa köylerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden memnun olmayan köylülerin sayısı artıyordu. Köylülerin genel şikayet konularını, İnegöl’ün İsaveren köyünden Hasan Yılmaz Cumhuriyet Gazetesi’ne şöyle beyan ediyordu:

Ofise bütün mahsulümüzü verdiğimiz halde çoğumuz gene yüzde 70 borçlandık.

Öküzümüzü satıp borcumuzu ödedik. Tarlamız bom boş duruyor. Şehirliye buğdayı biz veriyoruz. Fakat onlar ekmeğin kilosunu 30 kuruşa, biz 35 kuruşa yiyoruz.

Mektep istediniz, 1500 lira topladık, verdik. Komşu köye de bir mektep dediniz, 1000 lira topladık verdik. Bursa Hastanesine para lazım deyip piyango çıkardınız.

Birde piyahgo parası verdik”212.

Partiler il içersinde seçim çalışmalarına devam ederken, diğer yandan milletvekili adaylarını da kamuoyuyla tanıştırmaya başlamışlardı. Cumhuriyet Halk Partisi, çoğunluğu Bursa doğumlu olan adaylarla seçimlere katılıyordu. İsmet İnönü’nün, “Bursa Hemşerileri”

arasından seçtiği adaylar şunlardı: Bursa eski milletvekillerinden Atıf Akgüç, Hasan Rafet Canıtez, Aziz Duru, Ahmet Münir Erhan, Mustafa Fehmi Gerçeker, Muhittin Baha Pars, Talat Simer, Çanakkale eski milletvekili Sadık Tahsin Arsal, İl İdare Kurulu üyesi Zehra Budunç, Tarım bakanlığı müsteşarı Fahri Bük, Ant gazetesi sahibi Abdurrahman Konuk, il idare kurulu başkanı Cemil Öz213. Cumhuriyet Halk Partisini Bursa milletvekili adayları ilan edildikten sonra beklenmedik bir olay gerçekleşti ve Hasan Rafet Canıtez seçimlerden iki gün önce vefat etti. Parti bunun üzerine hızlı hareket ederek, iş adamı Faik Yılmazipek’i aday listelerine koyacaktı214. Milletvekili adayı Abdurrahman Konuk, “Oy Pusulası” isimli yazısında, on iki adayın olduğu oy pusulalarındaki isimleri Milli Şef İsmet İnönü’nü tarafından seçildiğini belirtirken, bunları olduğu gibi sandığa atmanın en doğru hareket olacağı üzerinde durmaktadır. Bunun aksi bir durum yani bu listeden bir adayı silmek veya başkasını yazmanın, listenin bütünlüğünü ihlal etmek anlamına geleceğini ifade eder. Aynı zamanda milletvekili adayı olan Konuk’un böyle bir uyarıda bulunmasının en önemli nedenlerinden birini, Belediye seçimlerinde belli bölgelerde Cumhuriyet Halk Partisi listelerinde oynamalar yapılmış olması, bazı adaylar yerine başka isimlerin yazılmasıdır.

Parti Genel Merkezide bu duruma dikkat çekerek, 1946 yılı Belediye seçimleri sonrası yayınladığı bir genelgesinde, parti mensupları hemen hemen her yerde seçimi kazanmış olsa da, incelemelerde aday listeleri üzerinde, gerek asıllarla yedeklerin isimlerinin değiştirilmesi, gerekse listelerden bazı isimlerin tamamen çizilerek yerlerine liste dışı kimselerin yazılmış olduğunun belirlendiğini ve bu gibi davranışların parti disiplinine asla

211 Doğru, 29 Mart 1948.

212 Cumhuriyet, 12 Temmuz 1946.

213 Ant, 19 Temmuz 1946; Ulus, 18 Temmuz 1946.

214 Cumhuriyet, 21 Temmuz 1946.

126 sığmayan yanlış hareketler olduğuna vurgu yapılmaktadır. Bunun yanında ayrıca bir takım şahsi endişeler sonucu, kimi partili arkadaşların listeler yaparak gizlice dağıttığının belirlendiği; bu nedenle idare kurullarının gerekli tedbirleri alarak, bu tarz hareketlerin parti tarafından asla affedilmeyeceği konusunda teşkilatı uyarmaları istenmektedir215.

Demokrat Parti’nin milletvekili adayları ise şunlardı: DP Genel Başkanı Celal Bayar, Avukat Hulusi Köymen, Doçent Mehmet Ali Aybar216, Emekli Kurmay Albay Emin Nihat Sözeri, Fabrikatör Ali Ferruh Yücel, Doktor Ziya Kaya, Ziraatçı Saadettin Karacabey, Ziraatçı Nuri Doğrul, Öğretmen Orhan Şaik Gökyay, Tüccar Baha Cemal Zağra, İpekiş müdürü Mithat San ve Öğretmen Arif Durupınar217.

Seçimlere bağımsız aday olarak girecek olan adaylarda bulunmaktaydı. Bu adayların isimleri şöyledir: Sigortacı Naci Kurtul, Emekli Tuğbay İsmail Hakkı Alpan, Öğretmen Fakihe Odman, Muhallebici Galip Ayanoğlu, Öğretmen İzzettin Turhangil, Öğretmen Nazif Turhangil, Basın Yayın Umum Müdürlüğü Şefi Ferruh Volkan, Sanat Enstitüsü Müdürü Salih Şevket Seven, köylü Veysel Ünal, Doktor Nuri Kamil218 ve Refik Alaçam219.

Bursa ili içersinde seçim çalışmalarını yürüten bir diğer siyasi parti Liberal Demokrat Parti (LDP)’ydi. LDP, Bursa şubesini 18 Haziran tarihinde açmıştı220. İl başkanlığı görevini Hüseyin Türkgeldi, muhasip üyeliğe Derviş Mehmet Tutal, kâtipliğe Recep Türker seçilmişti221. Muhalefet partileri arasında süren çekişme sonrası, Liberal Demokrat Parti Bursa’da, Demokrat Parti aleyhine bir seçim süreci yürütüyor ve bu durum iktidar partisi lehine bir durum yaratıyordu222.

215 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Fon: 030.01, Yer: 42.249.9, s. 2-3.

216 Mehmet Ali Aybar, çeşitli dergi ve gazetelerde kaleme aldığı yazılarıyla CHP’yi ve İsmet Paşa’yı eleştiriyordu. Demokrat Parti’nin ilgisini çeken Aybar, askerlik görevinde bulunduğu Kayseri Tank Taburunda kendisine milletvekili adaylığı teklif edilmişti. Aybar o günleri şöyle anlatmaktadır: “1946 seçimleri için, Kayseri’de DP teşkilatını kurmak için gelen Refik Koraltan beni karargâhta ziyarete geldi.

‘Bizimde mücadelemiz hürriyet mücadelesi, sizinde mücadeleniz hürriyet mücadelesi, DP girin’ dedi. ‘Evet’

dedim, ‘ikimizde hürriyet mücadelesi veriyoruz ama benim hürriyet anlayışımla sizin hürriyet anlayışınız aynı değil. Onun için ben sizin partinize girmem’. ‘Efendim girin sizi seçilecek bir yerden milletvekili adayı göstereceğiz’ dedi. Kabul etmedim. Bundan sonra Bursa il başkanı Hulusi Köymen telefon etti. ‘Efendim siz partiye girmeyin, yalnız aday gösterelim biz sizi, bağımsız aday gösterelim’ dedi. O zaman ben Meclise girilince çok şeyler yapılır zannediyordum. ‘Bağımsız olacağımı ilanda edecek misiniz’ dedim, ‘tabi’

dediler.Bağımsız adaydır diye, Bursa’dan 1946 seçimlerine katıldık ve kazanamadık”. Demirkırat Belgeseli, “Doğuş” Bölüm 2, haz. Mehmet Ali Birand, Bülent Çaplı, Can Dündar; Uğur Mumcu, Aybar İle Söyleşi, 2. b. Tekin Yayınevi, Anlara, 1990, s. 37-38.

217 Vatan, 18 Temmuz 1946

218 Açık Ses, 20 Temmuz 1946

219 Refik Alaçam, seçimler yapıldıktan sonra, Bursa’da 3.359 oyla en fazla oyu alan bağımsız aday olmuştur.

Açık Ses, 24 Temmuz 1947.

220 Bursa, 21 Haziran 1946.

221 Açık Ses, 19 Haziran 1946.

222 Açık Ses, 29 Haziran 1946.

127 Bursa ili içersinde seçim heyecanı yaşanırken, Milli Kalkınma Partisi, Bursa il teşkilatını oluşturma çalışmalarını neticelendirmişti. Partinin müteşebbis heyeti şu kişilerden oluşmaktadır: Başkan Kamil Tolon, Cahid Burçbakan, Taceddin Tapu, Hüseyin Hilmi, Refet Balta, Rahmi Tunçtekin, İbrahim Feridun223.

21 Temmuz sabahı ülke genelinde saat 8’de başlayan oy verme işlemi, saat 19’a kadar devam etmişti. Seçim akşamının ilk saatlerinde Demokrat Parti Merkezinin yer aldığı Ankara Sümer Sokak’ta büyük bir heyecan yaşanıyordu. Birçok ilden seçimlerin kazanıldığına yönelik haberler geliyordu. Fakat gecenin ilerleyen saatlerinde çalan telefonlar, seçim sonuçlarının değiştirildiğine, mazbataların yok edildiğine yönelik haberler vermeye başlamıştı. Aynı anda CHP merkezinde birçok ilden seçimlerin kaybedildiğine yönelik haberlerle giderek güçlenen karamsar hava224, yılların teşkilata vermiş olduğu alışkanlıklar sonucu ilerleyen saatlerde değişmişti225. Seçim sonrası CHP ülke genelinde 397 milletvekilliği kazanırken, DP 61 Milletvekilliği kazanmıştı226. Demokrat Parti kurucu kadrosunda yer alan Celal Bayar, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan’ı İstanbul’dan, Adnan Menderes, Kütahya’dan Meclise girmeyi başarmıştı.

Belediye seçimlerinde yaşanan seçmen listeleri sıkıntısının yaşanmadığı Bursa’daki milletvekili seçimlerinde, sandıklardan yansıyan ilk intibalar şehir merkezinde oyların büyük bölümünü DP’nin aldığı ve seçimleri Demokrat Parti’nin kazandığı yolundaydı. Eğer mazbatalarda bir şey yapılmazsa hükümet teşkilatının bütün gayretlerine rağmen Demokratlar ekseriyeti kazanacaklardı227. Seçim sonrası, valinin başkanlığında CHP’yi temsilen İhsan İpeker, DP’yi temsilen Murat Atiker’in hazır bulunduğu tasnif heyeti huzurunda yapılan sayımlar sonucu, Bursa’nın çeşitli bölgelerine kurulan 196 sandıkta, 232 bin kayıtlı seçmenin 180.124’ü oy kullanmış, CHP 105.289, DP 71.416 oy almıştı228. Bu sonuçlar sonrası Bursa’daki tüm milletvekilliklerini Cumhuriyet Halk Partisi kazanmıştı.

Demokratlar, seçim mazbatalarının değiştirildiğinden ve merkeze uzak olan köylerde türlü baskılarla halkın oyunun gasp edildiğinden şikâyetçiydi. Şehir merkezinde oylar rahatlıkla kullanılırken, köylerde jandarma ve idari makamlar baskı politikası

223 Cumhuriyet, 13 Temmuz 1946.

224 CHP'nin ileri gelen yöneticilerinden olan Nihat Erim, seçim akşamı partide yaşanan karamsar havayı şöyle nakleder: "Akşam partide neticeler hakkında ilk haberleri alıyoruz. ilk haberler her taraftan kötü geliyor.

Şehirlerde kaybediyoruz... Bir vilayet zorlukla kazanıldı" Nihat Erim, Günlükler 1925-1979, C. I, haz.

Ahmet Demirel, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2005, s. 62.

225 Toker, Tek Partiden Çok Partiye,a.g.e., s. 175.

226 Milletvekili Genel Seçimleri 1923-2007, Türkiye İstatistik Kurumu, Ankara, 2008, s. 7.

227 Tasvir, 22 Temmuz 1946.

228 Ant, Cumhuriyet, Açık Ses, 24 Temmuz 1946; Ulus gazetesinde Bursa’da kullanılan oy miktarı olarak 177 bin rakamı verilmiştir. Ulus, 24 Temmuz 1946.