• Sonuç bulunamadı

İLÇELERDE GERÇEKLEŞTİRİLEN KONGRELER

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI BURSA YERELİNDE CUMHURİYET HALK PARTİSİ’NİN İKTİDAR YILLARI (1946–1950)

C. GELİR KAYNAKLARI

C. 17 ARALIK 1949 CUMHURİYET HALK PARTİSİ BURSA İL KONGRESİ

IV. İLÇELERDE GERÇEKLEŞTİRİLEN KONGRELER

CHP’nin iktidar yıllarında Bursa’nın ilçelerinde gerçekleştirilen kongreler, teşkilatın sorunlarını başta il yönetimi ve sonrasında parti yönetimine ulaştırması bakımından önem arz ediyordu. Fakat incelediğimiz dönem içersinde ilçe kongrelerinde delegelerin en çok üzerinde durduğu konu yönetimin yeteri kadar kongrelere ilgi göstermeyişiydi. Tek parti dönemi boyunca, delegeler taleplerini sesli olarak dile getirmekten çekinirken ve taleplerine parti üst yönetimi tarafından yeteri kadar ilgi gösterilmezken; çok partili hayata geçişle birlikte delegeler taleplerini daha yüksek perdeden dile getirmeye başlayacak ve parti üst yönetimi bu talepleri dikkate almaya başlayacaktı.

Parti teşkilatında yaşanan bu değişimin en dikkat çekici örneğini, CHP il kongresinden sonra, parti çalışmalarında en önemli kongre olarak görülen Merkez ilçe kongresinde görüyoruz. 17 Ocak 1948 Cumartesi günü CHP Merkez İlçe Kongresi Belediye Salonunda yapılmıştı. İlçe Başkanı Emin Hakçı’nın rahatsızlığı dolayısıyla vekâleten Ali Ulvi Baysan kongreyi açmıştır. Kongrenin başında delegelerin en çok eleştiri konusu yaptığı gelişmelerden biri, teşkilat açısından önemli olan böyle bir kongreye milletvekillerinin katılmayışıydı. Demokratların teşkilatını yaygınlaştırarak, kuvvetlendirdiği bir ortamda, milletvekillerinin bu umursamazlığı delegelerin tepkisine neden olurken, bu durum parti adına bir zaaf göstergesi olmuştu.

Delegelerin tamamının katılımı sonrası, birinci başkan Rıza İlova, ikinci başkan Edip Rüştü Akyürek seçilmiştir. Ayrıntılı bir rapor sunulmuş ve raporda muhtar seçimleri ve karşı partilerin faaliyetleri yer almıştır. Ayrıca belediye ile parti arasındaki temaslara çok vurgu yapılan raporda, Belediye’ye yapılan birçok teklif ve müracaatlara gerekli önemin verilmediği ve cevaplandırılmadığı eleştirileri getirilmiş, bu durumun partiye verdiği zarara değinilerek; partili belediye meclis üyelerinin daha ilgili ve hassas çalışmaları üzerinde

141 Doğru, 22 Aralık 1949.

109 durulmuştu. Partililer arasındaki dayanışmaya büyük önem verildiği bu dönemde, bir yıl içersinde partiye 762 kişinin kaydedildiğinden bahsedilirken; partinin propagandaya önem veremediği, muhalif matbuatın yersiz ve çirkin hücumlarına karşı zamanında cevap verilmesi için basına değer verilmesi gerektiği üzerinde duruluyordu. Karşı partinin devamlı ve sistemli hücumlarına karşı yalnız kendini müdafaa eden bir parti durumunda kalındığının; muhalefetin özellikle 1946 milletvekili ve 1947 yılı muhtar seçimlerine yönelik olarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimleri kazanmak için köylünün sırtında yüzlerce sopa kırdırdığı, karakol ve hapishanelerin tıka basa doldurulduğu, işkenceler yapıldığı gibi akla hayale gelmeyen türlü isnatlarda bulunduğu ifade ediliyordu. Seçimlerde yapıldığı iddia edilen bu isnatlara yönelik olarak yapılan açıklamalar şöyleydi;

Narlıdere köylüleri, diğer bütün köyler gibi gününde muhtar ve ihtiyar kurulunu seçmişlerdi. Seçimi takip eden günlerde bu köyün Demokratları boş durmamış;

muhtara ve ihtiyar heyetine sistemli hakaretlerde bulunmuşlar ve ihtiyar kurulunun seçme listesini yırtıp atmışlardır ve köy bekçisini de tehdit ederek… jandarmayı da kahveye kapatmak suretiyle vazifesinden men etmeleri üzerine Bursa’dan bir jandarma müfrezesi gönderilmiş ve kanunlara aykırı hareket edenler savcılığa teslim edilmişlerdir”142

Başka bir olaya ilişkin olarak şu ifadelerde bulunulur;

Demokratların Demokrasi şehidi diye vasıflandırdıkları (Orhangazi’de)İshak Ertuğrul… Hükümete vergiden borçluymuş, haklarında tutuklama kararı çıkmış.

Jandarma bunları karakola çağırmış, İshak ‘memlekette demokrasi vardır bizi tevkif edemezsiniz diyerek hakaretlerde bulunmuş, olay savcılığa intikal etmiş… Fakat sonrasında serbest bırakılmış… Aradan seneler geçtikten sonra zaten namlı ayyaşlardan biri olan bu zat veremden ölmüştür. Şimdi Demokrasi şehidi diye ruhu taziz edilmektedir”143.

Kongrede en şiddetli tartışmaların başında din meselesi gelmişti. Bu konuda pek çok delegenin söz almış ve okullarda din derslerinin okutulmasına yönelik istekler yoğun olarak dile getirilmişti. Millet Dergisi’nin144 komünistlik suçlamasıyla parti ileri gelenleri hakkında yapmış olduğu haberlerin tekzip edilmesini, eğer haberler doğruysa da bu

142 Ant, 18 Ocak 1948.

143 Ant, 18 Ocak 1948.

144 Millet Dergisi, Cemal Kutay tarafından 31 Ocak 1946 yılında haftalık siyasi bir dergi olarak yayınlamaya başlanmıştır. Eğilim olarak milliyetçi, muhafazakâr sağ görüşlü bir yayın organı olarak niteleyebileceğimiz Millet dergisi yayın hayatı boyunca Cumhuriyet Halk Partisi ve başındaki İsmet İnönü’ye karşı gerçek manada Atatürkçü çizgiyi kendilerinin temsil ettiği iddiası ile sert eleştiriler yöneltmiştir. Derginin bu muhalif çizgisi Cumhuriyet Halk Partisi iktidarından sonra Demokrat Parti yönetimine karşı da devam etmiştir. Millet dergisi yayın hayatı boyunca dönemin iktidarlarına karşı muhalefet cephesinde kalmıştır. Bu muhalefetin kökeninde bazen düşünce ayrılığı bazen de beklentilerine cevap bulamama vardır. Millet dergisinin yayın politikasında Amerika sempatisinin yanında bir anti-komünist ve anti- Moskova havası egemendir. Dergi, komünizmden kaynaklanan tehlikenin boyutunu çok büyük görmüştür. Dergi, 1951 tarihe kadar devam eden yayından sonra aralıklarla 6 Aralık 1962 ve Ekim 1967 tarihlerinde iki kez daha Cemal Kutay tarafından çıkartılmıştır. Derginin Cumhuriyet Halk Partisine yönelik yaptığı muhalefet konusunda daha ayrıntılı bilgi için bakınız: Salhadin Gök, “Tek Parti İktidarında Basın Muhalefeti: Millet Dergisi Örneği”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 41, (Erzurum 2009), ss. 351-384.

110 kişilerin partiden uzaklaştırılması gerektiği üzerinde durulmaktaydı145. Komünistliğe karşı sert söylemlerin dile getirildiği kongre hakkında basında şu ifadelere yer verilmiştir:

“Ezeli düşmanımız Sovyetlerin temsil etmeye çalıştığı dünya milletlerini felakete sürükleyen bu iktisadi doktrini, söz alan birçok, bilhassa köylü delegeler lanet ve nefretle anmışlardır. Her şeye rağmen bu doktrinin memleketimize yerleşmesi için her Türkün son damla kanına kadar akıtacağını bildiren delegelerin şuurlu ve heyecanlı konuşmaları coşkun tezahürata vesile olmuştur”146.

Genel olarak ilçe kongrelerinde ön plana gelen konular, ilçenin sorunlarına göre farklılıklar göstermektedir. Orhaneli, Yenişehir ve Merkez ilçe kongrelerinde en çok üzerinde durulan konu, ormanların kullanımını köylüler için kısıtlayan orman kanunu oluşturmaktadır. Bursa’nın denize kıyısı olan Mudanya ve Gemlik ilçe kongrelerinden en önemli dileklerin başında iskelelerin tamiri ve denizcilik faaliyetlerinin arttırılması gelirken;

Orhangazi ve İznik ilçe kongrelerinde bilhassa Orhangazi-İznik yolunun yapımı ön plana yer almaktadır. Bu isteklerin dışında genel olarak kongrelerde dini eğitim konusundaki talepler, partinin il ve ilçe idare kurullarının, parti teşkilatlarının faaliyetleriyle daha yakından ilgilenmeleri; devlet dairelerindeki memurların halka daha hürmetkâr ve müşfik davranmaları; halkın devlet kapısında kazanacağı sempatinin partiye olumlu yansıyacağı, aksinin ise zarar vereceğine değinilmektedir.

CHP’nin iktidar yıllarında toplanan Bursa kongrelerinde, değişimin sancılarının izleri görülür. Önceki dönemlerin aksine artık delegelerin tek sesliği yerine konuların tartışıldığı, taleplerin daha yüksek sesle dile getirildiği yeni bir dönem başlamıştır. Bu tür taleplere alışkın olmayan teşkilat idarecilerinin sıkıntılı bir süreç yaşadığı da ortadadır.

DP’nin Bursa’daki örgütlenme faaliyetlerinin yarattığı rahatsızlıklar, halkın DP’ye olan ilgisi, CHP kongrelerinin sönük geçmesine neden olacaktır.

145 Millet dergisi komünistlerin çalışmaları sonucunda Halk Partisi içerisinde bir güç haline geldiklerini savunmuştur. Bu güç, parti içerisinde adı olmadığı gibi bir topluluk halinde olmaktan ziyade diğer gruplar içerisinde dağılmış olarak, hizip şeklinde hareket etmiştir. Bu gurup sol düşünceye mensup kişiler tarafından yönlendirilmiştir. Sayıları 37’ye varan bu bilinmeyen gurup içerisinde Memduh Şevket Esendal, Nafi Atuf Kansu, Saffet Arıkan, Hasan Ali Yücel, Cevat Dursunoğlu, Vehbi Sarıdal, Emin Erişirgil, Faik Ahmet Barutçu gibi isimler sayılmıştır. Dergi bu isimlerin parti içerisinde etkili olmalarını eleştirilmiştir. Gök, a.g.m., s. 362.

146 Ant, 18 Ocak 1948.

111 VI. 1946-1950 DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN SEÇİMLER VE BURSA