• Sonuç bulunamadı

TARĠH ÖĞRETĠMĠNDE YAZMA BECERĠSĠNĠN KULLANIM

III. Sonuç: Sonuç kısmında çözümlemenin bulguları üzerine yorum yapılır, ana noktalar özetlenir ve bazen yazarın bulgulara dayalı olarak vardığı hükümler üstü

3.6.3. TartıĢmacı Anlatım (Argumentative Writing)

Tartışmacı anlatım veya argümentatif anlatım yöntemi Türkçe kompozisyon kitaplarında, delil ve ispat yoluyla anlatma, kanıtlayıcı anlatım, tartışmacı anlatım (Binyazar ve Özdemir, 2006: 80), ve ispatlama gibi değişik terimler altında değerlendirilmiştir. Argümanın amacı okuru veya dinleyiciyi kanıtlar yoluyla ikna etmek veya okuru belirli bir bakış açısına yöneltmektir. Bu bakımdan argümanın ana fikri bir tezin açıklanmasına dayanır. Tartışmacı anlatım yöntemi günlük hayatın her aşamasında karşımıza çıkar. Bu yöntem gerek edebi gerek bilimsel her türlü metinde kullanılan bir anlatma biçimidir (Özsarı, 2006).

Bazı kaynaklara göre tartışmacı anlatım “safi bir form (pure form)” değildir ve özellikle açıklayıcı anlatım ile birlikte kullanıldığı zaman daha etkilidir. Tartışmacı anlatım ile açıklayıcı anlatım arasındaki temel farkı, William M. Tanner şu cümlelerle açıklar: “Açıklayıcı yöntemde anlamak, kanıtlayıcı yöntemde inanmak esastır. Diğer insanların bilmediğini düşündüğümüz olguları anlatırken açıklayıcı yönteme başvururuz. Buna karşılık doğruluğuna inandığımız bir düşünceyi başkalarına inandırmaya çalışırken kanıtlayıcı yöntemi kullanırız.” (Özsarı, 2006: 101–102). Genellikle bilimsel metinlerde tercih edilen açıklayıcı anlatım tekniği anlama kavramı üzerinde yoğunlaşırken, tartışmacı anlatım tekniği “inanma ve ikna etme” kavramı üzerine odaklanmaktadır. Başka bir ifadeyle biz birilerini bir şeye inandırmak istediğimizde tartışmacı anlatım tekniğine başvururuz Tartışmacı anlatımı öteki anlatım biçimlerinden ayıran başka yanlarda bulunmaktadır. Bunlar:

Önerme

Tartışmacı anlatımda öncelikle bir öneride bulunulur. Tartışmacı anlatımda sözü edilen önerme (proposition), bir özne ve bir yüklemden oluşan ve karşımızdakilerin benimsemeleri için öne sürdüğümüz bir yargıdır (Binyazar-Özdemir, 2006: 104).

Tartışmacı anlatımda ileri sürülen önermede kanıtlanacak konunun ne hakkında olacağı belirtilmeli yani öncelikle hüküm ortaya konulmalıdır. Tartışmacı yöntemle anlatılan bir konuda giriş, gelişme ve sonuç bölümleri vardır. Öncül ele alınan konunun hazırlık aşamasını meydana getirir. Başka bir ifadeyle öncüllerin ifadesi, asıl konuya hazırlık aşaması, yani konunun giriş bölümüdür. Eğer öncül tartışmanın başında tam olarak tespit edilemez ya da tam olarak bilinmezse, konuda eksiklik ortaya çıkar ve konu bütünlüğü sağlanamaz. Konu bütünlüğünün sağlanamaması aynı zamanda konunun ilerleyen bölümlerinde organizasyon bozukluklarına sebep olur (Özsarı, 2006: 105).

İster olumlu, ister olumsuz olsun ortaya koyduğumuz öneri mutlaka tek yanlı ve açık olmalıdır. Tartışmanın belirli bir noktada yoğunlaşması önerinin tek yanlı oluşuna bağlıdır. Öneri tek yanlı olmazsa konudan sapmalar değişik yönlere kaymalar olur. Önerme tek yanlı olduğu gibi açık da olmalıdır; yani söylemek istediğimizi tümüyle karşılamalıdır. Açıklık, sözcüklerin seçimi, cümledeki yeri ve onlara yüklenecek anlamla ilişkilidir (Binyazar- Özdemir, 2006: 81). Öncülde gereğinden fazla kelimeye yer verilmemeli, kullanılan kelimeler olgunun tam sınırlarını çizmelidir. Yani olgu temel nitelikleri esas alınarak tanımlanmalıdır. Belirsiz ve çok anlamlı ifadelerden büyük ölçüde sakınmak gerekir. Bununla beraber dilin bünyesinde anlaşmaya engel bir özellik olduğundan dolayı, bazen fiziki bir durum tasvir edilirken bile önermede belirsizlik ortaya çıkabilir. Sözgelimi “Ahmet Bey iyi bir vatandaştır” önermesine baktığımızda belirsizlik açıkça ortaya çıkar. Bu önermede tam olarak ne anlatılmak istenmiştir? Ahmet Bey çalışkan mıdır? Vergilerini zamanında mı öder? Yerel sorunlarla ilgilenir mi? Bir konuşmacı Ahmet iyi bir vatandaştır önermesini ifade ederken acaba yukarıdaki sorulardan hangisini cevaplandırmak istemiştir? Söz konusu önermedeki iyi sıfatı belirsizdir (Özsarı, 2006: 106).

Ana Fikir ve Destekleyici Fikirler

Belirli bir bütünlük ve tutarlılık içindeki söylemlerin tamamında olduğu gibi tartışmacı yöntemle anlatılan bir söylemin de ana fikri vardır. Ana fikir önermeyle ifade edilen hükümdür. Bu hükmü başka fikirlerle desteklemek gerekir. Her farklı önerme aynı zamanda ana fikirde ifade edilen hükmü farklı açılardan açığa çıkaran fikirdir. Bu fikirlere destekleyici fikirler veya destekleyici önermeler adı verilir.

Deliller

Tartışmacı yöntemin asıl amacı, birinin bir konudaki fikrinin değişmesini, okuyucu ya da dinleyicinin yazar tarafından öne sürülen düşünceyi kabul etmesini sağlamaktır. Bu yöntemle tartışmaya kaynaklık eden anlaşmazlığın temelindeki

çatışmanın çözümlenmesi amaçlanır. Anlaşmazlığın çözümü delillerin ortaya konulmasıyla mümkündür. Fakat delillerin gelişigüzel ortaya konulması yeterli değildir. Tartışmacı yöntemde mantıksal düşünce son derece önemlidir (Özsarı, 2006: 102). Delil (proof, evidence) kısaca tartışılabilecek bir durumu açıklayan, onu belirginleştiren olgu anlamına gelir. Tartışmacı anlatım tekniğini kullanmaya karar veren konuşmacı ileri sürdüğü bir önermeyi önce belirli sınırlar içinde düzenleyip analiz etmeli, ardından önermesini ayrıntılarıyla ele almalı ve ana fikrini destekleyecek destekleyici düşünceleri tartışmaya hazırlamalıdır. Bir önerme analiz edilmeye başlandığında, her bir delil belirli bir sıra ile kullanılmalıdır. Tartışmacı anlatımda delil olarak ileri sürülen olgu gerçekten doğru olmalıdır. Doğru diye sunulan olgu yanlış bir fikre dayanmamalıdır. Delilleri etkili güzel sözlerden ayırmak gerekir. Yazarlar bazen sözlerinin güzelliği, hayallerinin gücüyle okuyucu kolayca ikna edebilirler yahut kandırabilirler. Bunlara retorik figürleri, güzel sözler (belagat) denir ve delillerden ayrı değerlendirilir (Filizok, ege- edebiyat.org). Tartışmacı anlatımda doğrulanabilen ve güvenilir kaynaklardan gelen deliller kullanılmalıdır (Özsarı, 2006: 107–112). Bir tez ya da bir delil, örnekler vasıtasıyla somutlaştırılır.

Ġstidlal/Akıl Yürütme (Reasoning)

Tartışmacı anlatımda istidlal, zihnin belirli bir bilgiden/delilden hareket ederek belirli bir sonuca varma sürecidir. Tartışmacı anlatımda deliller toplanıp bunların güvenirliliği denendikten sonra, söz konusu delillerin tartışma konusuyla ne tür bir ilişkiye sahip olduğunu ve bu delillerle nasıl bir sonuca ulaşılacağını konuşmacının önce kendisine sonra diğer insanlara göstermesi gerekir. İstidlalin bir takım metotları vardır. Bu metotlar tümevarım, analoji ve tümdengelimdir.

Mantıkta, zihnin tikelden tümele, olaylardan kanunlara, sonuçlardan sebeplere ve prensiplere geçiş suretiyle yaptığı istidlale tümevarım (induction) denilir. Mantıkta analoji görülen ve biline benzerliklerden görülmeyen benzerliklere geçiş suretiyle yapılan bir istidlal olarak tanımlanır. Analoji yoluyla muhakeme ise; iki şey arasındaki bilinen bir benzerlikten henüz bilinmeyen bir benzerliğe ulaşma yoludur (Özsarı, 2006: 115). Analoji yoluyla akıl yürütülürken, tez kendisine benzer, kendisiyle mukayese edilebilir bir hal ile karşılaştırılır ve bu hal yardımıyla tez ispatlanır (Filizok, 2008). Newby ve diğerlerinin (1995) vurguladığı gibi analoji, mantık, felsefe, sosyal bilimler, eğitim, teknoloji, kompozisyon, bilgisayar programcılığı, problem çözme gibi çeşitli bilimlerde kullanılır (Akt: Ata, 2008: 303).

Tümdengelim (deduction), mantıkta zihnin tümel ve genel bir önermeden cüzi (tikel) bir önermeye geçiş suretiyle yaptığı akıl yürütme anlamına gelir. Tümdengelim tartışmacı anlatım metodunda kullanılan muhakeme biçimlerinden biridir. Tartışmacı anlatımda tümdengelim yoluyla akıl yürütürken, belirli varsayımlardan yola çıkılır. Önceden kesin öncüller kabul edildiğinde bu öncülleri kesin sonuçlar takip eder. Tümdengelim yoluyla düşünmek demek, aslında belirli sınıfları esas alarak düşünmek anlamına gelir.

İyi düşünce yazıları yazmak için yahut düşünce yazılarını doğru anlamak için mantıki bağların yüklendikleri görevleri bilmek gerekir. Mantıki bağ kuran kelime ve deyimlerin farkında olunmalıdır (Filizok, 2008). Örneğin; düşünce açıklanırken; “yani”, “bir başka ifadeyle”, “daha doğrusu”, “daha açık bir tarzda söyleyecek olursak” bağlaçları; düşünceyi gözler önüne sermek için, “mesela”, “…olduğu gibi” bağlaçları; sebepleri belirtmekte, “çünkü”, “nedeniyle sebebiyle”, “-dığı için”, “dığından dolayı”, “bu nedenlerden dolayı” bağlaçları; sınırlama ya da karşıtlık verilirken “fakat”, “bununla birlikte”, “buna karşılık”, “diğer taraftan”, “aksine”, “hâlbuki” bağlaçları kullanılır (Filizok, İspatlama metinleri).

Ayrıca tartışmacı söylem oluşturulurken “üstelik”, “çünkü”, “zira”, “gerçekten de”, “ama” gibi mantıksal bağlaçlar kullanılır. Yazar, görüşlerinde doğru ve haklı olduğunu, olası bir kuşkunun olmadığını belirten “kuşkusuz”, “elbette”, “hiç kuşku yok ki”, “kesin olarak”, “muhakkak”, “eminiz ki”, “şu bellidir ki”, “şundan eminiz (ki)”, “her zaman”, “asla”, “kesinlikle” gibi sözcükleri kullanır. Bazen okura güven vermek, onun düşüncelerine de saygı göstermek ve onu engellemiyor izlenimini vermek için “belki”, “ola ki”, “olasılık dâhilindedir ki”, “ihtimaldir ki”, “şu da olanaklıdır” şu da düşünülebilir” gibi şüphe ve tereddüt belirtici sözcükler kullanabilir. İçtenliğini ve tezinin tutarlı olduğunu gösterecek bir bakış açısı doğrultusunda bu sözcük öbeklerini metnin tamamında kullanır. Yazar, bu şekilde okuyucuyu etkileyecek sözcükler kullanarak, okuyucu üzerinde olumlu bir etki yaratır ve bu olumlu durum içerisinde bir iletişim kurmaya çalışır (Akbayır, 2006: 31).

Tartışmacı anlatımın amacı kişiyi ikna etmek olduğu için genellikle “şimdiki zaman” ve “geniş zaman” kullanılır.

Kısacası, tartışmacı anlatımla önce bir tez ya da düşünce ortaya konulur, sonra bu düşüncenin eksik yanları, tutarsız yönleri ya da yazarca kabul edilmeyen yanları belirtilerek ortaya atılan düşünce eksik ya da tutarsız yönlerinden çürütülür ve bu düşünce yerine yazar kendi tezini açıklar.

Benzer Belgeler