TaĢınırların rehni için Medenî Kanunun temel prensip olarak benimsemiĢ
olduğu zilyetliğin devri Ģartı (MK. m. 939), ticarî hayatın gereksinimlerine cevap
vermekten uzaktır. Zira, ticarî iĢletmesi için kredi kullanan ve karĢılığında ticarî
iĢletmesini rehin gösteren tacirin amacı, iĢletme faaliyetlerine etkinlik kazandırmak
ve borcunu iĢletmeyi çalıĢtırarak ödemektir.
344 Ancak, alacaklılar, faizlerin ödenmesini talep edebilirler. Zira, rehinli tahvil, faiz getiren bir
kıymetli evraktır. Rehinli tahvil uzun vadeli bir borçlanma aracı olduğu için, rehinli tahvilin ilgi görmesi, sabit faiz yüzdesinin yüksek olmasına bağlıdır. Bkz., Cansel, Tahvilât, s. 307. Faizlerin ödenmemesi durumunda alacaklılar, rehinli tahvili çıkaran kuruma karĢı icra ve gerekirse iflâs yoluyla takip yapabilirler. Bkz., Velidedeoğlu, s. 705; Ayan, III, s. 263.
345 Köprülü / Kaneti, s. 559; Ayan, III, s. 263; ErtaĢ, EĢya, s. 563; Kaynar, s. 158;
Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 46; Ergüne, s. 56; Demir, s. 61, dn. 199. Gerçekten,
Medenî Kanunda bu yönde hüküm olmamakla beraber, buna açıkça bir engel bulunmadığına göre, tahvilin emre yazılı olarak düzenlenmesinde bir sakınca olmadığı savunulabilir. Bkz.,
Cansel, Tahvilât, s. 305. Kanunkoyucunun, bu konuda açık bir hüküm koymamıĢ olmasını,
senedin emre yazılı olarak düzenlenemeyeceği yönünde değerlendiren görüĢ için bkz., Cansel, Tahvilât, s. 305, dn. 44.
346 Cansel, Tahvilât, s. 312 – 313; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1137; Ayan, III, s. 263; Akipek /
Teslime bağlı rehin kuralıyla bahsedilen amacın gerçekleĢtirilebilmesinin
imkânsızlığı, kanunkoyucuyu teslim Ģartının diğer bir istisnası olan ticarî iĢletme
rehnini özel olarak düzenlemeye itmiĢ ve böylece ticarî bir iĢletmenin bir bütün
hâlinde rehnedilebilmesi imkânı doğmuĢtur
347. Rehin hakkının kuruluĢuna iliĢkin
özellikleri esas alındığında, ticarî iĢletme rehninin bazı hakların rehnini de kapsayan
bir teslimsiz sicilli taĢınır rehni türü olduğu belirtilebilir
348.
Ticarî iĢletme rehni, esas itibarıyla 21.7.1971 tarihli ve 1447 sayılı “Ticarî
İşletme Rehni Kanunu
349” ile düzenleme altına alınmıĢtır. Ayrıca, bu kanunun 21.
347 Ticarî iĢletme rehni üzerine ayrıntılı bilgi için bkz., Reisoğlu, Seza, Ticari ĠĢletme Rehni ve
Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar, Ankara 1977; Reisoğlu, Seza, Ticari ĠĢletme Rehni ve Son Yasal Düzenleme, www.tbb.org.tr/turkce/konferans/sr-ticari%20Isletme%20rehni.doc, EriĢim Tarihi: 14.5.2009; Türker, Erhan, Ticarî ĠĢletme Rehni, EskiĢehir 1981; Kayıhan, ġaban, Ticari ĠĢletme Rehni, Ġstanbul 1996; Erten, Ali, Bankacılık Uygulamasında Ticarî ĠĢletme Rehni, Ankara 2001; Güven, Kudret, Ticari ĠĢletme Rehni, Ankara 1984; Uyguner, Fevzi / Nalbantoğlu, Cahit, Ticarî ĠĢletme Rehni Kanununun Gerekçeli – Açıklamalı ġerhi, Ġstanbul 1972; Antmen, Alpay, Ticarî ĠĢletme Rehni, Ankara 2001; Akyazan, Sıtkı, Ticarî ĠĢletme Rehni, BATĠDER., C. VIII, S. 4, 1976, s. 61 – 81; Omağ, Merih Kemal, Türk Hukukunda Ticari ĠĢletme Rehni, ĠĠTĠAD., S. 1, 1976, s. 187 – 206; ErtaĢ, ġeref, Ticarî ĠĢletme Rehni, Prof. Dr. Ġrfan BaĢtuğ Anısına Armağan, Ġzmir 2005, s. 39 – 50; Ticari ĠĢletme Rehni Kanun Projesi ve Gerekçesi, Proje Hakkında GörüĢler, Komisyonun Hazırladığı Metin, Ankara 1965; Demir, Ant, Türk Hukukunda TaĢınır Rehni ve Özellikle Ticari ĠĢletme Rehni, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2005; Karabel, E. Gökçe, Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takipte Ticari ĠĢletme Rehninin Özellikleri, Yüksek Lisans Tezi, Ġzmir 2005; Erzurumluoğlu, Erzan, Ticari ĠĢletme Rehni, ABD., S. 3, 1977, s. 439 – 448; Törüner, Ekrem, Ticari ĠĢletme Rehninin Özellikleri ve Uygulamada KarĢılaĢılan Bazı Sorunlar, ABD., S. 4, 1981, s. 672 – 703; Durmaz, Enver, Ticarî ĠĢletme Rehni SözleĢmesi, TNBHD., S. 5, 1975, s. 15 – 18;
Tanju, Fahrettin, Ticari ĠĢletme Rehni SözleĢmesi, TNBHD., S. 28, 1980, s. 6 – 9.
348 Köprülü / Kaneti, s. 447; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 805; Gürsoy / Eren /
Cansel, s. 1088 – 1089; Akipek / Akıntürk, s. 834; Ayan, III, s. 217; Aybay / Hatemi,
Dersler, s. 203; Davran, Rehin, s. 87; Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 352; Esener / Güven, s. 499; Öğüz, s. 694, dn. 4; Serozan, TaĢınır, s. 340; Tekinay, Menkul, s. 140 – 141; Ayiter, NuĢin, s. 184, dn. 1; Kayıhan, s. 1, dn. 1; Akyazan, Menkul, s. 334; Ergüne, s. 63. Reisoğlu ise, ticarî iĢletme rehnini taĢınır veya taĢınmaz rehninden birine dahil etmenin doğru olmayacağını, fakat bu rehin türünün sicilli bir rehin türü olması sebebiyle taĢınmaz rehnine daha yakın olduğunu düĢünüyor (Reisoğlu, Ticarî, 14 – 25). Bazı yazarlar ise, ticarî iĢletme rehninin kendine özgü bir yapısı (sui generis) olduğuna inanmaktadırlar. Bkz., Karahacıoğlu /
Doğrusöz / Altın, s. 89; Erzurumluoğlu, s. 433; Demir, s. 63. Ġsviçre’de, ticarî iĢletme
rehninin teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni Ģeklindeki ilk uygulamasına Schaffhausen kantonunda rastlandığı söylenebilir. Zira, teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni müessesesini konu alan kanunî düzenlemelerde daha önce hiç yer bulmamıĢ olan “makineler üzerinde rehin hakkı” ilk kez bu kantonda çıkarılan 16 Haziran 1847 tarihli Kanun ile mümkün kılınmıĢtır. Bkz., Gerster, s. 95 – 96.
349
RG. 28.7.1971, S. 13909. TĠRK. m. 23 gereği, yayımlandığı tarihten altı ay sonra 28.1.1972 tarihinde yürürlüğe giren Ticari ĠĢletme Rehni Kanunu, 17.3.1909 tarihli Fransız “Ticarî İşletmenin Satımı ve Rehni Kanunu (Loi Relative À La Vente Et Au Nantissement Des Fonds De Commerce)” örnek alınarak hazırlanmıĢtır. Fransız Hukuku açısından ticarî iĢletme rehni
maddesi ile öngörülen “Ticarî İşletme Rehni Sicili Hakkında Tüzük
350” ile bu
tüzüğün 18. maddesi uyarınca çıkarılan “Ticarî İşletme Rehni Sicili Tüzüğünün
Uygulanması Hakkında Yönetmelik
351” de konuya iliĢkin hükümler içermektedir.
Ticari ĠĢletme Rehni Kanununun birinci maddesine göre, ticarî iĢletme rehni,
ticaret veya esnaf ve sanatkâr sicilinde kayıtlı bir ticarî iĢletme üzerinde
352kurulacaktır
353. TĠRK. m. 3’e göre rehin kapsamında yer alacak ticarî iĢletmenin
için bkz., Özsunay, Ergun, Fransız Hukukunda Kredi Teminatı Olarak Ticarî ĠĢletme Rehni, BATĠDER., C. II, S. 4, 1964, s. 567 – 586; Reisoğlu, Menkul, s. 40 vd. Ayrıca bkz., Ille, s. 9;
Kurtoğlu, Serda, Fransız Hukukunda Teçhizat ve Âletler Üzerinde Rehin, ĠHFM., C. XXX, S.
3 – 4, 1964, s. 814 – 826. Ticarî iĢletme rehnine benzer bir Ģekilde, kuruluĢ ve modernizasyon kredisine teminat sağlamak amacıyla aletler ve teçhizat üzerinde teslimsiz bir rehin türü olarak kurulan bu müessese, Ġsviçre Borçlar Kanununun 1900 tarihli ilk tasarısında öngörülmüĢtü. 1904 yılında ikinci tasarı çalıĢmaları sırasında bu müessese, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satıĢ lehine tasarıdan çıkarılmıĢtır. Bkz., Davran, Sicilli, s. 163.
350 RG. 21.8.1972, S. 14283. 351 RG. 4.10.1972, S. 14326.
352 Ticarî iĢletme rehni, rehnin TĠRK. m. 3’de yer alan unsurların tamamının üzerinde kurulması,
iĢletme sahibinin küçük kredi borçları için dahi iĢletme varlığının bütününü rehin ile yükümlü kılmak zorunda oluĢu ve kredi ile satın alınıp henüz iĢletmeye özgülenmemiĢ malların rehnin kapsamı dıĢında kalması yönlerinden eleĢtiriliyordu. 23.7.2003 tarihli ve 4952 sayılı “Ticarî İşletme Rehni Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un Ticari ĠĢletme Rehni Kanununa eklediği Ek Madde 2 ile yeni bir rehin türü olan sanayi iĢletmesi rehninin ortaya çıktığı belirtilebilir. Böylece, Ek Madde 2 hükmü, ticarî iĢletme rehninin bahsedilen eleĢtirileri ortadan kaldıracak niteliklere sahip özel bir türü olarak “Sanayi İşletmesi Rehni”ni ortaya çıkardı. Buna göre, sadece sanayi iĢletmeleri için uygulanmak kaydıyla, TĠRK. m. 3’ün (b) ve (c) bentlerinde sayılan unsurlardan bir veya birden fazlası rehin konusu yapılabilecek, ayrıca ticarî iĢletme rehnine konu kredilerle satın alınan makine, ekipman, araç, alet ve cihazlar rehnedilebilecektir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz., Reisoğlu, Son, s. 13 – 18. Ayrıca bkz.,
Karahan, Sami, Ticarî ĠĢletme Hukuku, 15. Baskı, Konya 2007, s. 43; ErtaĢ, Ticarî, s. 48 –
49; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 87 – 89; Karabel, s. 56.
353 1447 sayılı Kanun, birinci maddesi ile ticarî iĢletme kavramını, Ticaret Kanununun
sistematiğine ve bilimsel kavramlara ters düĢecek Ģekilde, ticarî iĢletme ve esnaf iĢletmesini kapsayacak Ģekilde kullanmıĢtır. Oysa, ticarî iĢletme ve esnaf iĢletmesi kavramları farklı hukukî sonuçlara bağlanmıĢ birbirlerinden ayrık terimlerdir. Aynı Ģekilde, Ek madde 1 ile de, bu kanunda geçen ticarî iĢletme teriminin, “ticarî ve sınaî işlemle esnaf ve sanatkârların işletmesindeki mesleğinin icraya yarayan şeylerdir.” Ģeklinde tanımlanmıĢ olması yerinde olmamıĢtır. Bu düzenlemelere rağmen, TĠRK. m. 1 hükmünden yola çıkarak, rehnin sicile kayıtlı esnaf iĢletmeleri üzerinde de kurulabileceği söylenebilir. Ancak, bugüne kadar esnaf ve sanatkârlar için bir sicil kurulamadığından ve burada asıl olan amacın krediye ihtiyaç duyan bütün iĢletmelere rehin tesisi hakkını vermek olduğundan yola çıkarak, ticaret siciline kayıtlı iĢletmelerin ticarî iĢletme rehnine konu olabileceği de belirtilmelidir. Bkz., Kayıhan, s. 23;
Akyazan, Ticarî, s. 64; Erten, s. 9 – 10; Demir, s. 64. Bazı yazarlar, esnaf ve sanatkâr
sicilinin henüz kurulmamıĢ olmasına istinaden, bu sicil kurulmadıkça esnaf iĢletmeleri üzerinde rehin hakkı tesis edilmesinin mümkün olamayacağını ifade etmektedirler. Bkz.,
değerleri
354, ticaret unvanı ve iĢletme adı, rehnin tescili anında mevcut ve iĢletmenin
faaliyetine tahsis edilmiĢ olan makina, araç, alet ve motorlu nakil araçları (taĢınır
iĢletme tesisatı), ihtira beratları, markalar, modeller, resimler ve lisanslar gibi sınaî
haklardır. TĠRK. m. 3’ün rehin hakkının kapsamı yönünden getirmiĢ olduğu bu
sayımın sınırlayıcı (tahdidî) olduğu kabul görmektedir
355. Bu unsurların rehin
senedinde ayırıcı özellikleri ile birlikte yazımı, bir geçerlilik Ģartı olarak kabul
edilmektedir
356(TĠRK. m. 4).
Esener / Güven ise, pek çok esnaf iĢletmesinin TK. m. 13’deki Ģartları gerçekleĢtirdiğinden
yola çıkarak, bu tür esnaf iĢletmelerinin ticarî Ģekilde iĢletilen diğer müesseseler kavramı kapsamında yer aldığını dile getiriyor. Yazarlara göre, ticarî iĢletme rehninin espri ve özelliği rehin hakkının bir sicilde teminat olarak yer alması olduğuna göre, esnaf iĢletmeleri açısından, esnaf iĢletmelerinin kayıtlı olduğu meslek teĢekküllerindeki defterler veya belediye sorumluğunda tutulan kuĢat defterleri sicil olarak kabul edilebilir (Esener / Güven, s. 499 – 500). Yargıtay kararlarına göre ise, rehne konu olabilmesi açısından ticarî iĢletme, TK. m. 11 – 13. maddelerine göre ticaret siciline kayıtlı iĢletme olarak kabul edilmektedir. Bkz., 15. HD., 14.6.1985, E. 1985/1282, K. 1985/2150 (Antmen, s. 106).
354 Ticarî iĢletmenin bu kanuna göre rehnedilen unsurlarının tamamı veya bir kısmı için tazminat
veya sigorta bedeli ödenmesi gerekirse, kaim değer olarak tazminat veya bedel üzerinde de alacaklı rehin hakkına sahip olur (TĠRK. m. 9/III).
355 Arkan, Sabih, Ticarî ĠĢletme Hukuku, 13. Baskı, Ankara 2009, s. 53; Reisoğlu, Ticari, s. 14;
Kayıhan, s. 31; Türker, s. 65 – 66; Erten, s. 27; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 83; Antmen, s. 56; Demir, s. 70; Karabel, s. 49; Ergüne, s. 69. Esener / Güven ise, rehnin kapsamına giren
unsur kalemlerinin, sınırlı sayılı olarak değil, örnekleme usulü ile sayıldığını iddia ediyor. Yazarlara göre, rehin sözleĢmesinin tarafları, kalem itibarıyla artıramayacakları unsurların özel kapsamına giren baĢka unsurları da rehne dahil edebilirler (Esener / Güven, s. 502). Ayrıca bkz., Güven, s. 11 – 12; Yüksel / Yüksel / Yüksel, s. 628. 1447 sayılı Kanun Teklifinin gerekçesinde ise, rehne dâhil olan unsurların, hem rehnin taraflarının, hem de üçüncü kiĢilerin menfaatlerini korumak amacıyla sınırlandırıcı bir biçimde düzenlenmiĢ olduğu yer almaktadır. Bkz., Ticarî ĠĢletme Rehni Kanunu Teklifi Gerekçesi, Millet Meclisi Tutanak Dergisi, s. 2 – 3. Ayrıca bkz., Uyguner / Nalbantoğlu, s. 38; Erzurumluoğlu, s. 434. TĠRK. m. 3’ün rehnin konusunu sınırlı olarak saydığını belirten ErtaĢ, buna rağmen, kanunî bir engel olmamasından hareketle, sözleĢme özgürlüğü çerçevesinde bu kapsamın geniĢletilebileceğini savunuyor (ErtaĢ, Ticarî, s. 42).
356
TaĢınır iĢletme tesisatının tümü, rehin sözleĢmesine ekli listede gösterilmelidir. Aksi yönde sergilenecek bir tutum, rehin sözleĢmesinin geçersizliğine yol açabilecektir. Bkz., Reisoğlu, Ticari, s. 15 – 16; Reisoğlu, Son, s. 5; Türker, s. 86; Kayıhan, s. 34 – 35, 40; Erten, s. 37;
ErtaĢ, Teslimsiz, s. 83; ErtaĢ, Ticarî, s. 41; Antmen, s. 61; Törüner, s. 693 – 694; Karabel,
s. 53; Ergüne, s. 71. Yargıtay’ın bazı kararlarında da rehne dâhil unsurların ayırt edilebilmesi mümkün bir Ģekilde tam listesini kapsamayan rehin sözleĢmesinin geçersiz olduğu sonucuna varılmıĢtır. Bkz., 12. HD., 5.12.1988, E. 1988/2923, K. 1988/14847 (Antmen, s. 109); 12. HD., 2.4.1990, E. 1989/11876, K. 1990/3720 (Uyar, Rehin, s. 45). Uygulamada, bu görüĢün ortaya çıkarabileceği sakıncalara iĢaret edilerek karĢı görüĢ benimsenmiĢtir. Esener / Güven’e göre, unsurların ismen belirlenmesi zorunluluğu olsa da, bu sadece TĠRK. m. 3’ün (c) bendinde sayılan ve iradeye bağlı olarak rehin kapsamına sokulabilecek veya dıĢarıda tutulabilecek sınaî haklar yönünden söz konusu edilmelidir (Esener / Güven, s. 503). Aynı yönde bkz., Güven, s.
Kredili satıĢ yapan müesseselerin rehin hakkı, münhasıran vadeli satıĢ yapmıĢ
olduğu taĢınır iĢletme tesisatı üzerinde kurulacaktır (TĠRK. m. 2/II). TĠRK. m. 3’ün
ikinci fıkrası gereği, taraflar isterlerse ticaret unvanı, iĢletme adı ve taĢınır iĢletme
tesisatı dıĢında kalan unsurlardan bir veya birkaçını rehnin kapsamı dıĢında
bırakabilirler
357.
1477 sayılı kanun gereğince, ticarî iĢletme rehni, ticaret veya esnaf ve sanatkâr
siciline kayıtlı olmayan ticarî iĢletmeler üzerinde kurulamayacağı gibi, her alacaklı
lehine de bu rehin tesis edilemez
358. Kanunda belirtilen kiĢiler dıĢında kalan kiĢiler
13 – 14. Erten ise, somut olayın özelliklerine göre iyiniyet ilkesine dayanarak sorunun çözümlenmesini öneriyor (Erten, s. 32).
357
Bunun gibi, TK. 11/II (YTK. m. 11/3) gereğince, iĢletmenin malvarlığı içerisinde yer alan “kiracılık hakkı” ve “taşınmaz işletme tesisatı” TĠRK. m. 3 hükmünde yer bulmayarak kanunkoyucu tarafından rehnin kapsamı dıĢında tutulmuĢtur. Bunun sebebini, kiracılık hakkına değer biçilemeyecek olmasına; taĢınmaz tesisatının ise, her zaman taĢınmaz rehnine konu yapılabilmesine bağlamak mümkündür. Bkz., Reisoğlu, Ticari, s. 15; Türker, s. 63; Erten, s. 27; Kayıhan, s. 30 – 31; Arkan, ĠĢletme, s. 53; Karahan, s. 43; Ticari ĠĢletme Rehni Kanun Projesi ve Gerekçesi, s. 57; Ergüne, s. 70. Ayrıca bkz., Antmen, s. 57 – 58; Karahacıoğlu /
Doğrusöz / Altın, s. 90; ErtaĢ, Ticarî, s. 42; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 83. Bazı yazarlara göre,
iĢletmeye dâhil olan unsurlardan kiracılık hakkının rehin kapsamının dıĢında bırakılmıĢ olması, bu unsurun hata sonucu madde metninden çıkarılmıĢ olmasından kaynaklanmaktadır. Bkz.,
Esener / Güven, s. 501 – 502; Güven, s. 11. TK. m. 11 (YTK. m. 11)’de sayılmasa da ticarî
iĢletmenin unsurları içerisinde yer alan nakit, alacak ve döner malvarlığı ile müĢteri çevresi üzerindeki hak, rehnin kapsamı içerisinde yer almaz. Bkz., Reisoğlu, Ticari, s. 15; Arkan, ĠĢletme, s. 53; Karahan, s. 43; Kayıhan, s. 31; Uyguner / Nalbantoğlu, s. 38; Erten, s. 27;
Omağ, s. 200 – 201. Ancak, Omağ, müĢteri çevresinin rehnin kapsamı içinde kalması
gerektiğini belirtiyor (Omağ, s. 200). Ticarî iĢletmenin baĢka bir unsuru olan gemi de TĠRK. m. 3’de yer almamaktadır. Zaten, gemi ipoteği, Ticaret Kanununda özel olarak düzenlendiği için, gemilerin ticarî iĢletme rehninin kapsamına dahil olmadığı rahatlıkla söylenebilir (TĠRK. m. 3/III). Bkz., Reisoğlu, Ticari, s. 15; Kayıhan, s. 32; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 90; Ergüne, s. 70. Arkan, gemi siciline tescil suretiyle rehnedilebilecek sicile kayıtlı gemilerin rehin kapsamında olmadığını, buna karĢılık sicile kayıtlı olmayan gemilerin, ticarî iĢletme rehninin kapsamına girdiğini belirtiyor (Arkan, ĠĢletme, s. 53, dn. 3). Aynı yönde bkz., Erten, s. 27; Demir, s. 70.
358 Ticarî ĠĢletme Rehni Kanunu, rehnin tarafları için bazı kısıtlamalar getirmiĢtir. Rehin veren
açısından getirilen kısıtlama, onun ticaret veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı ticarî iĢletme veya esnaf iĢletmesi sahibi malik olması yönündendir. Bu sıfata sahip her gerçek ve tüzel kiĢi kendilerinin veya üçüncü kiĢilerin borcu için ticarî iĢletmelerini rehnedebilir. Bkz., Akyazan, Ticarî, s. 65; Reisoğlu, Ticari, s. 12; Erten, s. 36; Erzurumluoğlu, s. 433; Zevkliler /
Havutçu, s. 399. Ancak, kredili satıĢ yapan iĢletmeler lehine rehin hakkı, yalnızca vadeli satıĢa
konu olan makine, araç, alet ve motorlu nakil araçları üzerinde kurulabileceğinden, bu hâlde bir baĢkasının borcu için ticarî iĢletme rehni kurulamaz. Bkz., Arkan, ĠĢletme, s. 50 – 51; Türker, s. 79 – 80. 1447 sayılı Kanunun getirdiği asıl kısıtlama, rehnin taraflarından rehinli alacaklı açısından geçerlidir. Ancak TĠRK. m. 2’de sayılan belirli kiĢiler ticarî iĢletme rehninde rehin alacaklısı sıfatına sahip olabilirler. Lehine ticarî iĢletme rehni kurulabilecek kiĢilerin kanun hükmü ile belirlenmesinin amacı, bir yandan Medenî Kanunun benimsediği temel kural olan teslime bağlı rehnin bu istisnasını yaygınlaĢtırmamak, diğer yandan rehin iĢleminin borçlu
arasında ticarî iĢletme rehninin tesis edilmesi mümkün değildir
359. TĠRK. m. 2/I
uyarınca, ticari iĢletme rehni sözleĢmesi, tüzel kiĢiliği haiz ve sermaye Ģirketi olarak
kurulmuĢ kredi müesseseleri, kredili satıĢ yapan gerçek ve tüzel kiĢiliği haiz
müesseseler ve kooperatifler ile ticarî iĢletmenin maliki bulunan gerçek ve tüzel
kiĢiler arasında yapılır. Buna göre, rehin veren, ticaret siciline kayıtlı ticarî iĢletme
sahibi gerçek ve tüzel kiĢiler ile esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı esnaf iĢletmelerinin
sahipleridir. Rehinli alacaklı ise, tüzel kiĢiliğe sahip olan ve sermaye Ģirketi olarak
kurulmuĢ kredi müesseseleri (bankalar, banka yetkisine sahip olan kuruluĢlar),
kredili satıĢ yapan gerçek ve tüzel kiĢiliğe sahip müesseseler (tefecilik yoluyla borç
para veren kiĢiler dıĢında kalan ve kredili satıĢ yapan her türlü kuruluĢ) ve
kooperatiflerdir
360.
Ticarî iĢletme rehninin tesisi için ilk olarak, ticarî iĢletmenin kayıtlı bulunduğu
sicil çevresindeki noter
361tarafından rehne dâhil olan unsurların ayırt edici
esnaf ve taciri sonradan zor durumda bırakmayacak güvenilir, itibarlı kuruluĢlarla yapılmasına olanak sağlamaktır. Bkz., Arkan, ĠĢletme, s. 50; Reisoğlu, Ticari, s. 13 Erten, s. 19; Kayıhan, s. 28; Antmen, s. 74 – 75; Demir, s. 66; Ergüne, s. 65.
359
Reisoğlu, Ticari, s. 13; Zevkliler / Havutçu, s. 399; Kayıhan, s. 28; Erten, s. 18; Karahan,
s. 42; Demir, s. 66. Bahsedilen kısıtlama, rehin sözleĢmesinin yapıldığı safhada geçerlilik arz edecektir. Bu sebeple, rehin alan, rehin sözleĢmesi yapıldıktan sonra rehinli alacağı üçüncü bir kiĢiye temlik ederse, alacağı temellük eden kiĢi, kanunda aranan rehinli alacaklının özelliklerine sahip olmasa bile, rehin hakkından yararlanmaya devam edecektir. BaĢka bir ifadeyle, rehin sözleĢmesinin akdedilmesi aĢamasında rehinden yararlanacak kiĢinin yukarıda ifade edilen rehinli alacaklı özelliklerine sahip olması zorunlu iken, rehin akdinin yapılmasından sonraki safhada, rehinden yararlanacak kiĢi için bu nitelikler aranmaz. Hâliyle, sonradan rehinli alacaklı tarafın değiĢmesi, rehnin sona erme sebebi olarak düĢünülemez. Bkz.,
Reisoğlu, Ticari, s. 14; Reisoğlu, Son, s. 4; Arkan, ĠĢletme, s. 50; Karahan, s. 42; Erten, s.
24; Kayıhan, s. 30; Türker, s. 82; Demir, s. 69. KarĢı görüĢ için bkz., Antmen, s. 75 – 76;
Ergüne, s. 65, dn. 29; Karabel, s. 60. ġüphesiz, rehinli alacaklı için getirilen bu sınırlamanın
alacağın temliki yoluyla kolayca delinebilir olması eleĢtiriye açık olduğu için, karĢı görüĢteki yazarların fikrinin benimsenmesi daha tutarlı olabilir.
360 Burada bahsedilen, Ticarî ĠĢletme Rehni Kanun Tasarısının ilk metninden farklı olarak sadece
kredi kooperatifleri değil, her türlü kooperatiftir. Bkz., Arkan, ĠĢletme, s. 50; Karahan, s. 42;
Esener / Güven, s. 501; Reisoğlu, Ticari, s. 13; Kayıhan, s. 30; Erten, s. 24; Türker, s. 81; Antmen, s. 75; Demir, s. 69; Karabel, s. 62. Ayrıca bkz., Millet Meclisi Tutanak Dergisi, C.
12, 1971, s. 11.
361 Rehin sözleĢmesini düzenleyecek noterin, ticarî iĢletmenin kayıtlı bulunduğu sicil çevresi
dâhilinde bulunması Ģarttır. Sicil çevresi dıĢındaki bir noterin düzenlediği rehin sözleĢmesi, ticarî iĢletme rehninin kurulmasını sağlayamaz. Bkz., 12. HD., 5.12.1988, E. 1988/2923, K. 1988/14847 (YKD., C. 15, S. 7, 1989, s. 986 – 988); Esener / Güven, s. 505; Reisoğlu, Ticari, s. 19; Karahan, s. 44; Türker, s. 84; Kayıhan, s. 39; Erten, s. 37; Zevkliler / Havutçu, s.
özellikleriyle birlikte yer aldığı bir rehin sözleĢmesinin düzenlenmiĢ olması Ģarttır
362(TĠRK. m. 4). Rehin sözleĢmesi, rehin hakkının doğumu için gerekli olmakla birlikte
yeterli değildir. Zira, rehin hakkı, rehin sözleĢmesinin yapılmasıyla değil, iĢletmenin
türüne göre, ticaret veya esnaf ve sanatkâr siciline tescil edilince doğar (TĠRK. m.
5/I). Sicile yapılacak olan ve rehin hakkının doğumu bakımından kurucu nitelik
taĢıyan bu tescil
363, taĢınır rehninde öngörülmüĢ olan rehin konusu taĢınırın
399; Demir, s. 82; Karabel, s. 67; Tanju, s. 7; Erzurumluoğlu, s. 434 – 435; Karahacıoğlu /
Doğrusöz / Altın, s. 90; IĢıktaç, Muhip ġeyda, Uygulamada Bankacılar Ġçin Hukuk, Ġstanbul
2001, s. 96. ErtaĢ ise, sicil çevresi dıĢındaki noterin düzenlediği sözleĢmeyi, evlenme gibi önemli bir konuda kanunun yerel olarak yetkili kılmadığı bir evlendirme memuru tarafından gerçekleĢtirilen evlenmenin geçerli olmasına benzeterek, böyle bir sözleĢmenin geçersiz olmaması gerektiğini belirtiyor (ErtaĢ, Ticarî, s. 41; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 82).
362
Rehin sözleĢmesinin noter tarafından düzenleme Ģeklinde yapılmıĢ olması bir geçerlilik Ģartıdır. Dolayısıyla, sadece imza tasdikli rehin sözleĢmesi, ticarî iĢletme rehninin kurulması için yeterli değildir. Bkz., 12. HD., 5.12.1988, E. 1988/2923, K. 1988/14847 (Antmen, s. 109);
Reisoğlu, Ticari, s. 19; Reisoğlu, Son, s. 6 – 7; Zevkliler / Havutçu, s. 399; Esener / Güven,
s. 505; Arkan, ĠĢletme, s. 51; Karahan, s. 44; Türker, s. 84; Akyazan, Ticarî, s. 67; ErtaĢ, Ticarî, s. 40; Kayıhan, s. 39; Erten, s. 37; Antmen, s. 66; Erzurumluoğlu, s. 434; Demir, s. 82; Karabel, s. 67; Törüner, s. 695; Ergüne, s. 62; Karabel, s. 67; Demir, s. 82; IĢıktaç, 96. Uygulamada, tarafların isteğine göre hem düzenleme, hem de onaylama suretiyle rehin sözleĢmesinin yapılabileceği yönünde bkz., Tanju, s. 8. Sicile tescilin yapılabilmesi için evvelce yapılmıĢ bir rehin sözleĢmesinin varlığının aranması yanında taĢınmaz rehni hükümlerine yapılan atıftan (TĠRK. m. 20) da yola çıkarak ticarî iĢletme rehninin sebebe bağlı (illî) bir iĢlem olduğu söylenebilir. Bu yüzden, Ģekle aykırılık sebebiyle ya da baĢka sebeplerle geçersiz olan rehin sözleĢmesine rağmen gerçekleĢtirilen tescil yolsuz bir tescil olup, rehin hakkının kurulmasını sağlamaz. Bkz., Ergüne, s. 62, dn. 18. Ayrıca bkz., Türker, s. 90, 122. Rehin sözleĢmenin bizzat iĢletme sahibi tarafından imza edilmesi Ģarttır. ĠĢletme sahibi adına temsilcisi, ticarî mümessil sıfatına sahip olsa bile özel olarak yetkilendirilmiĢ olmadıkça, rehin sözleĢmesini imza edemez. Bkz., Omağ, s. 192 – 193; Arkan, ĠĢletme, s. 51; Karahan, s. 44;
Türker, s. 78 – 79.
363 Tescilin kurucu nitelikte olduğu öğretinin tamamı tarafından kabul görmektedir. Bkz., Arkan,
ĠĢletme, s. 51; Akipek / Akıntürk, s. 834; Karahan, s. 44; Esener / Güven, s. 505; Davran, Rehin, s. 87; Tekinay, Menkul, s. 141; Zevkliler / Havutçu, s. 399; Omağ, s. 195; Kayıhan, s. 41; Akyazan, Ticarî, s. 67 – 68; Erten, s. 39; Erzurumluoğlu, s. 435; Antmen, s. 67;
Demir, s. 83; Karabel, s. 68; ErtaĢ, Ticarî, s. 43; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 84; Ergüne, s. 62. Rehin
hakkının tescili, iĢletme sahibinin, kredi müessesesinin veya alacaklının rehin sözleĢmesinden itibaren on gün içerisinde gerçekleĢtireceği yazılı talebi üzerine yapılır (TĠRK. m. 5/I ve II). TĠRK. m. 5/II’de geçen on günlük süreye uyulmamasının yaptırımı kanunda belirtilmemiĢtir. Ancak, bu süreye uyulmasının tescilin yapılması için bir geçerlilik Ģartı olduğunu belirtmek