Hayvan rehni
190, rehin konusu Ģeyin zilyetliğinin alacaklıya devrini
gerektirmeyen bir teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni türüdür. Bu yönüyle, hayvan rehni,
taĢınır rehninde temel bir ilke olarak benimsenmiĢ olan teslim Ģartının bir istisnasını
oluĢturur
191.
189 Wieland / Karafakı, s. 720; Velidedeoğlu, s. 797; Köprülü / Kaneti, s. 497 – 498; Saymen /
Elbir, s. 657; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 823; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1111; Ayan, III, s. 239; Feyzioğlu / Doğanay / Aybay, s. 231; Aybay / Hatemi, Dersler, s. 205; Esener / Güven, s. 490; Ayiter, NuĢin, s. 189; Dural, s. 152; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 27; Karahasan, s. 277; Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 359; Serozan, TaĢınır, s. 351; Tekinay,
Menkul, s. 137.
190 Hayvan rehni, Ġsviçre Kantonlarında çok önemli bir rol üstlenmiĢ olan teslimsiz ve sicilli
taĢınır rehninin (Fahrnisverschreibung) Federal Medenî Kanunda görülen bir yansıması olarak nitelendirilebilir. Ġsviçre Medenî Kanununda yer alacak hayvan rehnine iliĢkin hükümler, teslimsiz taĢınır rehni ve mülkiyeti muhafaza kaydı ile geniĢletilmek istenmekteydi. Uzun tartıĢmalar ve görüĢmelerden sonra hayvanlar hakkında mülkiyeti muhafaza kaydı ile satıĢ kabul edilmedi (aynı yönde bkz., MK. m. 764/II). Hatta, mülkiyeti muhafaza ederek hayvan satıĢı yapanlara karĢı alıcıyı korumak amacıyla tedbir niteliğinde hükümler öngörüldü. Teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni ise, sadece hayvan rehni Ģeklinde Ġsviçre Medenî Kanununda yer bulmuĢ oldu. Hayvan alım – satımında mülkiyeti muhafaza kaydının kabul edilmemesinin sebebi, o dönemde bu iĢle iĢtigal eden çevrenin, bu müesseseye güven duymaması olarak gösterilebilir. Zira, satıcıdan mülkiyeti muhafaza kaydı ile alınan hayvanlar beslenip bakıldıktan, ekonomik değerleri artırıldıktan sonra, satıcılar mülkiyet iddiasında bulunmakta ve ödenen taksitleri de tazminat olarak muhafaza ederek alıcıyı sömürmekteydiler. Bkz., Ġnan, Ali Naim, Yeni Tüzüğüne Göre Hayvan Rehni, AD., S. 1 – 12, 1967, s. 648 – 680, s. 649 – 650. Ayrıca bkz., Engi, s.74 vd.; Daeniker, s. 13 vd.; Altorfer, s. 46 vd.
191 Zobl, Art. 884 – 887, Art, 885, N. 10; Honsell / Vogt / Geiser, Art. 885, N. 2; Oftinger / Bär,
Art. 885, N. 2; Altorfer, s. 37 – 38;
Ball, s. 39; Köprülü / Kaneti, s. 502; Saymen / Elbir, s.
658; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 825; Wieland / Karafakı, s. 714; Velidedeoğlu, s. 798; Ayan, III, s. 241; Ġnan, s. 649; Davran, Sicilli, s. 173; Serozan, TaĢınır, s. 340; Hatemi /
Serozan / Arpacı, s. 352; Akipek / Akıntürk, s. 851; Tekinay, Menkul, s. 140; Berki, s. 155;
Kılıçoğlu, Medenî, s. 365; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 81; ErtaĢ, EĢya, s. 546; Karahasan, s. 279; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 43; Kaynar, s. 121; Yenice, s. 1197; Ergüne, s. 15 – 16; Kısa,
DüĢünceler, s. 507; Demir, s. 39; Reisoğlu, Seza, Menkul Ġpoteği, Teslimsiz Menkul Rehni, Ankara 1965, s. 11; Yetik, Nurten, Açıklamalı Ġçtihatlı Türk Medenî Kanununda EĢya Hukuku, Ankara 2007, s. 1302; Antmen, Alpay, Ticarî ĠĢletme Rehni, Ankara 2001, s. 31; Karabel, E. Gökçe, Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takipte Ticari ĠĢletme Rehninin Özellikleri, Yüksek Lisans Tezi, Ġzmir 2005, s. 16.
Medenî Kanun, kredi ihtiyacı içerisinde olan hayvan sahibinin
192, teslime bağlı
taĢınır rehni sebebiyle uğrayacağı zararları engellemek amacıyla, teslim edilmelerine
gerek duyulmaksızın havyanlar üzerinde rehin hakkı kurulmasını mümkün kılmıĢtır
(MK. m. 940/I).
Hayvan rehninin kabulü ile güdülen amaç, rehin verenin elinde bulundurması
zorunlu olan hayvanların, eylemli olarak el değiĢtirmesi gerekmeksizin, bir krediye
teminat oluĢturmalarının sağlanmasıdır.
Hayvan rehni, zilyetliğin devri gerekmeden hayvanların rehin teminatı
olmalarını mümkün kıldığı için MK. m. 764/II hükmü ile hayvanlar hakkında
mülkiyeti muhafaza sözleĢmesinin yapılmasını yasaklamıĢtır
193.
Rehin tesis eden kiĢinin, rehinli alacaklıların zararına mal üzerinde tasarruf
etme imkânının bulunmasına
194rağmen, bu çözüm tarzının benimsenmesi, alacaklıyı
hayvanın bakım masraflarından kurtarması ve borçluyu hayvanın ekonomik
yararlarından mahrum etmemesi bakımından tutarlı gözükmektedir
195.
192
Engi’ye göre, hayvan rehninde rehin veren, rehne konu olacak hayvanın malikidir (Engi, s. 74
– 75). Aynı yönde bkz., Daeniker, s. 17. Tıpkı teslime bağlı rehinde olduğu gibi hayvanın maliki ister kendi borcu için isterse üçüncü kiĢinin borcu için hayvanı üzerinde rehin kurabilir. Bkz., Oftinger / Bär, Art. 885, N. 22, Art. 884, N. 304, 316; Altorfer, s. 46. Hayvan rehninde rehin veren kiĢilerin kapsamına bir sınırlama getirilemez, yani hayvan rehninde rehin verenin sadece çiftçiler, köylüler ya da hayvancılıkla uğraĢan kiĢiler olduğu düĢünülemez. Bkz.,
Oftinger / Bär, Art. 885, N. 23; Leemann, Art. 885, N. 31; Engi, s. 74; Altorfer, s. 46.
193 Köprülü / Kaneti, s. 503; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 596; Ayan, II, s. 420;
Tekinay, Menkul, s. 8; ErtaĢ, EĢya, s. 457.
194 Teslimsiz ve sicilli taĢınır rehinlerinin, aynen hayvan rehninde olduğu gibi en büyük zaafı,
rehin verenin rehin konusu taĢınıra zilyedi kalması ve bu durumun rehinli alacaklı için tehlike yaratmasıdır. Bkz., Altorfer, s. 49; Engi, s. 90 – 91; Daeniker, s. 154; Doskotz, s. 55. Bu sebeple, teslime bağlı rehinden farklı olarak hayvan rehninde rehinli alacaklıyı özel olarak koruyan hükümlere ihtiyaç duyulur. Bkz., Altorfer, s. 49, 50 vd.
195 Leemann, Art. 885, N. 6; Oftinger, Fahrnispfand, Art. 885, N. 6; Honsell / Vogt / Geiser,
Art. 885, N. 1; Ayan, III, s. 242; Köprülü / Kaneti, s. 503; Oğuzman / Seliçi / Oktay –
Özdemir, s. 825; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1113; Akipek / Akıntürk, s. 851; Tekinay,
Menkul, s. 140 – 141; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 43; ErtaĢ, EĢya, s. 546; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 81; Ergüne, s. 15, dn. 14; Antmen, s. 31; Gençcan, s. 4515; Demir, s. 40. Ayrıca bkz.,
Hayvan rehni, esas itibarıyla, Medenî Kanunun 940. maddesinin birinci
fıkrasında
196düzenleme altına alınmıĢtır. Ayrıca, 24.8.1965 tarih ve 6/165 sayılı
Hayvan Rehni Tüzüğü
197ile Hayvan Rehni Tüzüğünün Uygulanması Hakkında
Yönetmelik
198hükümleri de yürürlüktedir
199.
MK. m. 940/I hükmüne göre, hayvan rehni karĢılığında kredi verebilecek
olanlar, belli niteliklere sahip olan tüzel kiĢilerdir. Sözü edilen düzenlemeye göre,
hayvan rehninde, rehinli alacaklı olabilecek tüzel kiĢiler, idarî makamlar tarafından
teminat karĢılığı kredi iĢlemleri yapmak için kendilerine izin verilmiĢ kuruluĢlar ve
kooperatiflerdir
200.
Bu yüzden, gerçek kiĢiler veya istenen niteliklere sahip olsalar da izinsiz tüzel
kiĢiler lehine bir teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni türü olarak hayvan rehninin tesis
edilmesi mümkün değildir
201. Ancak, hayvanlar üzerinde rehnin, MK. m. 940/I’e
196 Türk Medenî Kanununun hayvan rehnini düzenleyen 940/I hükmü, Ġsviçre Medenî Kanunun
885. maddesinden iktibas olunmuĢtur. Hükme konu olan hayvan rehni, Ġsviçre Kantonlarında eskiden beri yürüyen bir örftür. Türkiye uygulamasında ise, böyle bir teamülün olmayıĢı, hayvan rehnine iliĢkin hükmü yürümeyen bu maddenin değiĢtirilmesi gerektiğine yönelik eleĢtirileri gündeme getirmiĢtir. Bkz., Yenice, Kâzım, Hayvan Rehni ve Tüzüğü, AD., S. 10, 1965, s. 1196 – 1205, s. 1197 – 1198.
197
RG. 16.9.1965, S. 12102. Bkz., Ayan, Mehmet / Ayan, NurĢen / ġener, Y. Selim, Ġçtihatlı – Notlu Türk Medenî Kanunu ve Ġlgili Mevzuat, Konya 2005, s. 653; Gençcan, s. 4516. Hayvan Rehni Tüzüğü hükümlerine göre hayvan rehni hakkında ayrıntılı bilgi için bkz., Ġnan, s. 648 vd.; Hayvan Rehni Tüzüğünün eleĢtirisi için bkz., Yenice, s. 1199 vd.
198
RG. 24.8.1966, S. 12388.
199 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı “Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli
Hakkındaki Kanun”un 22. maddesi ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda öngörülen tüzük ve yönetmeliklerde gerekli değiĢikliklerin yapılacağı, bu düzenlemeler yapılıncaya kadar yürürlükteki tüzük ve yönetmeliklerin Türk Medenî Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği hükme bağlanmıĢtır.
200 HRT. m. 2/I’in “Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve kooperatifler ile özel kanunları veya
Türk Ticaret Kanunu gereğince tüzel kişiliğe sahip bir itibar müessesesi olarak kurulmuş bulunan sermaye şirketleri, merkezlerinin bulunduğu yerdeki valilikçe izin verilmek şartıyla, Medeni Kanunun 854 üncü maddesi gereğince rehin alacaklısı olabilirler.” Ģeklindeki ifadesinden anlaĢılacağı gibi, bahsi geçen tüzel kiĢiler ilgili idarî makamlardan izin almadıkça, bu tüzel kiĢiler lehine hayvan rehni kurulması mümkün olmayacaktır. Ayrıca bkz., Engi, s. 75;
Daeniker, s. 18; Altorfer, s. 46.
201 Oftinger / Bär, Art. 885, N. 16; Tuor / Schnyder / Schmid / Rumo-Jungo, s. 1169; Engi, s.
75; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1114; Ayan, III, s. 242; Saymen / Elbir, s. 659; Reisoğlu, Menkul, s. 12; Köprülü / Kaneti, s. 503; Velidedeoğlu, s. 798; Oğuzman / Seliçi / Oktay –
göre kurulması zorunlu olmadığı için, gerçek kiĢiler ya da izinsiz tüzel kiĢiler lehine
hayvanların teslime bağlı taĢınır rehni hükümlerine göre rehnedilmesine bir engel
yoktur
202. Teslime bağlı rehin yolu ile hayvan üzerinde rehin tesis edilmesi
durumunda, rehinli alacaklılar için öngörülmüĢ kısıtlamalar (MK. m. 940/I; HRT. m.
2) artık söz konusu olmayacaktır.
Ġsviçre Medenî Kanununun 885. maddesi, sadece çiftlik ve sürü hayvanlarının
bu yolla rehnedilebileceğini özel olarak düzenlemiĢtir
203. Oysa, Türk Medenî Kanunu
m. 940/I’de, “Ayrık Durumlar” baĢlığı altında, böyle bir ayrım yapılmadan,
“hayvan” Ģeklinde genel bir terim kullanılmıĢtır. Bu durum, hayvan rehninin
konusunun ne olduğuna iliĢkin tartıĢmalara sebebiyet vermektedir. Türk Hukukunda,
söz konusu hükmün, mehaz kanunda olduğu gibi dar yorumlanması gerektiğini
savunan yazarlar olduğu gibi
204, hükmü geniĢ yorumlamayı tercih ederek, her türlü
Özdemir, s. 826; Esener / Güven, s. 495; Kılıçoğlu, Medenî, s. 366; Akipek / Akıntürk, s. 852;
Ergüne, s. 14; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 43; ErtaĢ, EĢya, s. 546; Karabel, s. 16. Ġnan,
rehinli alacaklı olabilmeyi sınırlayan böyle bir hükmün konulmasının sebebini, fahiĢ ve istismara müsait talepleri azaltmak ve rehin vereni korumak olarak belirtmektedir. Ona göre, bu tür müesseseler, devletin yakın kontrolüne tâbi olmalıdırlar (Ġnan, s. 654).
202
Oftinger / Bär, Art. 885, N. 5; Leemann, Art. 885, N. 9; Engi, s. 89; Zobl, Art. 884 – 887,
Art. 885, N. 6; Honsell / Vogt / Geiser, Art. 885, N. 8; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1113; Saymen / Elbir, s. 661; Köprülü / Kaneti, s. 503; Velidedeoğlu, s. 798; Ayan, III, s. 242, dn. 586; Berki, s. 155; Karahasan, s. 279; ErtaĢ, Teslimsiz, 81; s. Ergüne, s. 15.
203
ZGB Art. 885’in madde baĢlığı “Vieh-verpfändung”tur. Gerçekten, kanunun Almanca metninde “Vieh”, Fransızca metninde “Bétail” ve Ġngilizce metninde de “Cattle” Ģeklinde ifade edilen terim, çiftlik ve sürü hayvanı anlamına gelmektedir. Bkz., Leemann, Art. 885, N. 6. Federal Mahkemenin bir kararında da söz konusu kavramın, at, eşek, manda, inek, koyun, keçi, domuz ve katır gibi hayvanları kapsar Ģekilde anlaĢılması gerektiği belirtilmiĢtir. Bkz., BGE 56 III 205, 206 (Ġnan, s. 660, dn. 41; Saymen / Elbir, s. 661). Aynı yönde bkz., Honsell /
Vogt / Geiser, Art. 885, N. 4; Oftinger / Bär, Art. 885, N. 24; Zobl, Art. 884 – 887, Art. 885,
N. 47; Engi, s. 76; Daeniker, s. 20; Tekinay, Menkul, s. 8; Türk – Ġsviçre Kanunu Medenî ġerhi, s. 568. Altorfer ise, Ġsviçre Borçlar Kanununun 198. maddesinin “Hayvan (at, eşek, katır, sığır, koyun, keçi ve domuz) alım satımında tekeffül yükümlülüğü, ancak satıcı alıcıya yazı ile teminat vermiş veya onu kasten aldatmışsa, mümkündür.” Ģeklindeki hükmünde yer alan “Vieh” kelimesin paranteze alınmıĢ açılımından hareketle aynı sonuca varmıĢtır (Altorfer, s. 47).
204 Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1113; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 825; Velidedeoğlu,
s. 798; Reisoğlu, Menkul, s. 12 – 13; Kılıçoğlu, Medenî, s. 366; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 82; ErtaĢ, EĢya, s. 546; Esener / Güven, s. 495; Ġnan, s. 660; Ergüne, s. 15; Serozan, TaĢınır, s. 340;
Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 43; Gençcan, s. 4515; Demir, s. 40; Karabel, s. 17. 940.
Maddenin gerekçesi de “…Kaynak kanundaki gibi rehnin konusu olabilecek hayvanların “çiftlik hayvanı” olması unsuruna madde metninde yer verilmemiş ise de, maddeyle sadece belirli kurumlar lehine bu yolla rehin kurulmasına izin verilerek, hayvancılık yapan çiftçilere
hayvan üzerinde böyle bir rehin hakkının kurulabileceğini dile getiren yazarlar da
mevcuttur
205.
Çiftlik hayvanı niteliği taĢımamasına rağmen çok iyi eğitilmiĢ bir hayvanın
teslime bağlı rehin ilkesi çerçevesinde rehinli alacaklıya teslimi, hayvan sahibini
önemli ölçüde zarara uğratırken, böyle özel bir hayvanın bakımı da rehinli alacaklı
için önemli bir sorun teĢkil edecektir
206. Hayvan rehninin ortaya çıkıĢına vesile olan
bu iki sebebi, lâfzî yoruma feda ederek görmemezlikten gelmek, amaca aykırı bir
çözüm yolunu benimsemekten baĢka bir Ģey değildir.
Medenî Kanunun 940. maddesine göre, hayvan rehni, “zilyetlik devredilmeden
de, icra dairesinde tutulacak özel sicile yazılmak suretiyle” kurulur. Maddede yer
bulmamıĢ olmasına rağmen, hayvan rehninin kurulabilmesi için iki unsur aranır.
Bunlardan ilki, hayvanın maliki ile rehinli alacaklı sıfatına sahip olabilecek tüzel
kiĢilik arasında bir hayvan rehni sözleĢmesinin yapılmasıdır. SözleĢme, herhangi bir
Ģekle tâbi değildir
207(HRT. m. 12/II). Ġkinci unsur ise, hayvan rehninin, buna iliĢkin
sözleĢmeden sonra hayvanın mutât olarak bulunduğu yerdeki icra dairesinde tutulan
teslim koşulsuz rehin ile kredi temini amaçlandığından, bu madde hükmünün uygulanması İsviçre’dekinden farklılık göstermeyecektir…” Ģeklindeki ifadeleri ile bu görüĢü desteklemektedir. Bkz., Uyar, Talih, Gerekçeli – Ġçtihatlı Türk Medenî Kanunu, EĢya Hukuku (MK. 683 – 1030), C. IV, Ankara 2002, s. 4266 – 4267; Kaçak, Nazif, Emsal Ġçtihatlarla Yeni Türk Medeni Hukukunun EĢya Hukukuna ĠliĢkin Hükümleri, Ankara 2006, s. 631 – 632; Gençcan, s. 4514 – 4515.
205
Köprülü / Kaneti, s. 502 – 503; Saymen / Elbir, s. 661; Ayan, III, s. 242 – 243; Akipek /
Akıntürk, s. 851; Karahasan, s. 279; Ayiter, NuĢin, s. 190; Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 352.
206 Muhtemelen aynı gerekçeye dayanan Engi, özel koleksiyon değeri olan kedi, köpek gibi
hayvanların MK. m. 940/I (ZGB Art. 885) çerçevesinde rehnedilebileceğini savunuyor (Engi, s. 76).
207 Oftinger / Bär, Art. 885, N. 28; Honsell / Vogt / Geiser, Art. 885, N. 16; Zobl, Art. 884 –
887, Art. 885, N. 61; Altorfer, s. 48; Engi, s. 77; Daeniker, s. 25; Reisoğlu, Menkul, s. 13;
Ayan, III, s. 243; Ġnan, s. 664; Kılıçoğlu, Medenî, s. 366; Ergüne, s. 17; Yetik, s. 1303. Ancak,
tescile hukukî sebep olarak esas alınacak rehin sözleĢmesinin en azından yazılı Ģekilde yapılmasının gerektiği dile getirilmektedir. Bkz., Ayan, III, s. 243. Köprülü / Kaneti ise, hukukî sebebin belgelenmesi noktasında, taraflar arasında noterce düzenlenmiĢ bir rehin sözleĢmesi varsa, bunun yeterli belge sayılacağını; eğer böyle bir sözleĢme yoksa, rehin alan ve rehin veren tarafından birlikte verilen beyannamenin altında bulunan imzaların rehin sözleĢmesini belgelendirme görevini yerine getireceğini ifade etmekle yetinmektedirler. Yine yazarlara göre, hayvan rehninin tescili için öngörülen hukuksal sebebin belgelenmesinin zorunlu oluĢu, onun sebebe bağlı bir tasarruf iĢlemi olduğu sonucunu ortaya çıkarır (Köprülü / Kaneti, s. 509). Aynı yönde bkz., Ergüne, s. 17.
hayvan rehni siciline tescil edilmesidir (HRT. m. 9)
208. Hayvan rehninin sicile tescili,
zilyetliğin devrini karĢılar ve açıklık ilkesi bu zorunlu tescil sayesinde gerçekleĢmiĢ
olur
209.
Hayvan rehni sicili, icra dairelerinde tutulur (HRT. m. 4/I). Kamuya açık olan
sicili, hukuken korunmaya değer bir menfaati olduğunu ispatlayan herkes
inceleyebilir (HRT. m. 8). Bu bakımdan, hayvan rehni sicilindeki verilere dayanan
biri, MK. m. 7’nin resmî sicil ve senetlere bağladığı doğruluk karinesinden
yararlanır
210.
Hayvan rehni sicilinde gerçekleĢtirilen tescilin etkisi, yalnız olumsuz (menfî)
niteliktedir. Sicile tescil yapılmadıkça, hayvan rehni doğmuĢ olmaz. Zira, tescilin
niteliği kurucudur
211. Buna karĢılık, tapu sicilinden farklı olarak, hayvan rehni sicili,
olumlu (müspet) hukuksal etkiden yoksundur
212.
Herkesin sicildeki kayıtları bildiği yönünde bir karine olmadığından, hayvan
rehni siciline güvenin korunması da söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle, hayvan
208
Tescil, tarafların veya yetkili temsilcilerinin noterde düzenlenmiĢ bir vekâletnameye dayanarak imzalayıp verdikleri dilekçeye (beyannameye) istinaden yapılır (HRT. m. 12/I). SözleĢme noterde düzenlenmiĢse, dilekçe, her iki tarafça veya noterde düzenlenmiĢ vekâletname ile yetkili vekillerince yahut sadece rehin veren kimse tarafından veya vekilince verilir (HRT. m. 12/II). SözleĢme noterde düzenlenmemiĢse, dilekçenin, her iki tarafça veya noterde düzenlenmiĢ vekâletname ile yetkili vekillerince, icra memuruna verilmesi gerekir (HRT. 12/III). Dilekçeye ayrıca, varsa rehin sözleĢmesinin aslı veya örneği, hayvanın mutât olarak bulunduğu yerin gösterildiği veteriner belgesi, rehin verenin yerleĢim yerini gösterir belge ve vekâletname örnekleri eklenir (HRT. m. 12/IV, V).
209 Tuor / Schnyder / Schmid / Rumo-Jungo, s. 1161; Daeniker, s. 23; Altorfer, s. 49; Wieland
/ Karafakı, s. 715; Ayan, III, s. 243; Saymen / Elbir, s. 662; Reisoğlu, Menkul, s. 14; Ergüne,
s. 17; Antmen, s. 32.
210
Daeniker, s. 25; Köprülü / Kaneti, s. 505; Ġnan, s. 670; Ayan, III, s. 243.
211 Zobl, Art. 884 – 887, Art. 885, N. 74; Leemann, Art. 885, N. 55 – 56; Oftinger / Bär, Art.
885, N. 35; Honsell / Vogt / Geiser, Art. 885, N. 20; Engi, s. 78, 85; Daeniker, s. 25; Altorfer, s. 49; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 828; Köprülü / Kaneti, s. 509; Reisoğlu, Menkul, s. 13; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1116; Akipek / Akıntürk, s. 853; Ayan,
III, s. 243; Ġnan, s. 669; Esener / Güven, s. 495; Karahasan, s. 281; ErtaĢ, EĢya, s. 546; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 81; Ergüne, s. 18; Yetik, s. 1302; Demir, s. 42; Karabel, s. 17.
212
rehni siciline yapılmıĢ olan bir tescil, üçüncü kiĢilerin iyiniyet iddiasında
bulunmalarını (MK. m. 988) engelleyemez
213.
Medenî Kanununda, hayvan rehninin hükümlerini düzenlemek amacıyla özel
hükümlere yer verilmemiĢtir. Bu yüzden, hayvan rehninin hükümleri açısından rehin
sözleĢmesinin ayrı bir önemi vardır. Zira, Hayvan Rehni Tüzüğü gereğince, bazı
hükümlerin bu sözleĢmede yer alması zorunlu tutulmuĢtur
214. TaĢınır rehni açısından
genel hüküm olarak benimsenmiĢ olan teslime bağlı rehni düzenleyen hükümler,
mahiyetine uygun düĢtüğü ölçüde burada da uygulanma kabiliyetine sahiptir
215.
Ancak, teslime bağlı taĢınır rehninde, rehneden taĢınırın maliki, taĢınır üzerinde bir
213 Honsell / Vogt / Geiser, Art. 885, N. 21; Leemann, Art. 885, N. 59; Oftinger / Bär, Art. 885,
N. 49; Zobl, Art. 884 – 887, Art. 885, N. 77; Altorfer, s. 52; Engi, s. 85; Haffter, s. 79 – 80;
Daeniker, s. 29; Ball, s. 40; Wieland / Karafakı, s. 715; Ayan, III, s. 243; Ġnan, s. 669 – 670; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 827; Saymen / Elbir, s. 662; Köprülü / Kaneti, s.
505 – 506; Reisoğlu, Menkul, s. 14; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1115; Karahacıoğlu / Doğrusöz
/ Altın, s. 44; Karahasan, s. 280; ErtaĢ, EĢya, s. 546; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 81; Antmen, s. 32; Demir, s. 41. Bu yargıdan yola çıkarak, iyiniyetli üçüncü kiĢilerin, hayvan rehni siciline tescil
edilmiĢ bir rehin hakkına rağmen, MK. m. 988 gereğince, emin sıfatıyla zilyetten aynî hak kazanabileceği ileri sürülebilir. Böyle bir durumda, kazanılan hak mülkiyet hakkı ise, herhangi bir hakla yüklü olmadan kazanılacak; teslime bağlı rehin ise, diğer sınırlı aynî haklardan önce sıra alacaktır. Bkz., Oftinger / Bär, Art. 885, N. 57, 78, 83; Altorfer, s. 50 – 51; Ball, s. 40. Hayvan rehni sicilini incelememiĢ olmak, sadece gereken özenin gösterilmemesi gibi ayrık durumlarda iyiniyeti ortadan kaldıracaktır. Bkz., Oftinger / Bär, Art. 885, N. 36; Wieland / Karafakı, s. 715; Köprülü /
Kaneti, s. 506. Elbette, malikin rehin hakkıyla bağdaĢmayacak bu tür tasarruflarda bulunmuĢ
olması, onun sorumluluğunu gündeme getirecektir. Bkz., Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 828; Köprülü / Kaneti, s. 511; Ayan, III, s. 245.
214
Örneğin, HRT. m. 22’ye göre, verilecek beyannamede veya noter senedinde rehin veren, rehnedilen hayvanın her türlü ayıptan uzak olduğunu tekeffül etmek zorundadır. Yine, HRT. m. 23’e göre, rehin veren rehnedilen hayvanın canlı olarak ve kıymetinde azalma vuku bulmadan muhafazasından sorumludur. Zira, teslime bağlı taĢınır rehninden farklı olarak hayvan rehninde, zilyetliğin devri söz konusu olmadığından, hayvanı koruma borcu rehin alana değil, rehin verene aittir. Rehin verenin bu borca aykırı davranması durumunda, MK. m. 865. madde hükmü kıyasen uygulanacak ve rehinli alacaklı, gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilecektir. Bkz., Köprülü / Kaneti, s. 511; Ayan, III, s. 244 – 245; Ġnan, s. 672; Gürsoy /
Eren / Cansel, s. 1117.
215
Daeniker, s. 30; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 828; Köprülü / Kaneti, s. 511;
Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1116; Ayan, III, s. 244; Reisoğlu, Menkul, s. 14; Ġnan, s. 670; Antmen, s. 31 – 32; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 45. Rehin konusu hayvanın değer kaybına
maruz kalması durumunda rehinli alacaklının malike karĢı sahip olduğu yetkileri düzenleyen MK. m. 865 vd. hükümleri hayvan rehninde de uygulanma kabiliyetine sahiptir. Bkz., Leemann, Art. 885, N. 62, 63; Oftinger / Bär, Art. 885, N. 55;
Honsell / Vogt / Geiser, Art. 885, N. 26; Zobl, Art. 884 – 887,
Art. 885, N. 13, 91; Haffter, s. 17, 98;
Engi, s. 88; Köprülü / Kaneti, s. 510; Gürsoy / Eren / Cansel,
art rehin kurabilirken, hayvan rehni açısından bu hükmün kıyasen uygulanması,
HRT. m. 24 gereğince, mümkün gözükmemektedir
216.
Zilyetliğin kesin olarak kaybı dıĢındaki teslime bağlı rehne iliĢkin tüm sona
erme sebepleri hayvan rehni bakımından da geçerlidir
217. Ayrıca, rehinli alacaklının
rehne iliĢkin kaydın silinmesine yazılı olarak onay vermiĢ olması da, hayvan rehnini
sona erdiren bir sebep olarak belirtilebilir
218.
216 Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 828; Ayan, III, s. 245; Karahasan, s. 282. Aynı
yönde bkz., Altorfer, s. 50. Zira, bu hükme göre, hayvan üzerinde, Hayvan Rehni Tüzüğü hükümlerine göre tesis edilmiĢ olan rehin sona ermeden ikinci bir rehin hakkı tesis edilemez.
Köprülü/Kaneti ise, bu hükmü, amaca uygun olarak, hayvan üzerinde ilk sırada bir rehin
hakkı varken, aynı sırada bir rehnin kurulamaması yasağı olarak anlamak gerektiğini, sonra gelen rehnin, sırası belirtilerek tesciline kanunî bir engel olmadığını ve böyle bir engeli destekleyen herhangi bir gerekçe de bulunmadığını ifade ediyor (Köprülü / Kaneti, s. 510). Aynı yönde bkz., Oftinger / Bär, Art. 885, N. 72; Ball, s. 40. Gerçekten, aynı hayvan üzerinde ikinci bir hayvan rehni kurulamayacağına iliĢkin düzenlemenin mantığını anlamak güçtür. Aynı doğrultuda bkz., Ġnan, s. 675; Yenice, s. 1203 – 1204; Oğuzman / Seliçi / Oktay –
Özdemir, s. 828, dn. 124. Bu sebeple, havale yoluyla ikinci bir hayvan rehninin kurulması
mümkün değilse de, sicile tescil yoluyla sonra gelen rehin haklarının kurulması mümkün olmalıdır. Bkz., Köprülü / Kaneti, s. 510; Oftinger / Bär, Art. 885, N. 12; Leemann, Art. 885, N. 73. Böyle bir durumda, aynı hayvan üzerinde kurulan birden fazla rehin hakkının sırası tarih itibarıyla öncelik ilkesi çerçevesinde belirlenecektir. Sıranın belirlendiği an, rehin hakkının kurulduğu an olduğuna göre, hayvan rehninin sicile tescil edildiği ana göre rehin hakları arasındaki sıra iliĢkisi tertip edilir. Bkz., Oftinger / Bär, Art. 885, N. 77; Leemann, Art. 885, N. 74; Altorfer, s. 54; Engi, s. 89. Hayvan rehni prosedürüne istinaden rehnedilen hayvanlar üzerinde, zilyetliğin hayvan sahibinde kalması özelliğinden yola çıkarak, teslime bağlı ikinci bir taĢınır rehni kurulabilmesi daima mümkündür. Böyle bir durumda, hayvan rehni sicilinin iyiniyeti ortadan kaldırabilen bir fonksiyona sahip olmaması nedeniyle, MK. m. 939/II ve MK. m. 988’den yola çıkarak rehin hakkını, teslime bağlı olarak kazanan iyiniyetli rehinli alacaklının hakkının, teslimsiz taĢınır rehni ile kazanan rehinli alacaklıdan sıra itibarıyla önce geleceği kabul edilmelidir. Bkz., Oftinger / Bär, Art. 885, N. 78; Leemann, Art. 885, N. 67, 75; Engi, s. 89; Altorfer, s. 54; Ġnan, s. 675. Aksine bir durumda, yani teslime bağlı rehin hakkına konu olmuĢ bir hayvan üzerinde sonradan MK. m. 940/I’e istinaden bir hayvan rehni tesis edildiğinde, teslimsiz rehin hakkı sahibi iyiniyetli de olsa, onun hakkı, sıra itibarıyla teslime bağlı rehin hakkından önce gelmeyecektir. Zira, hayvan rehnine tescil ile kazanılan rehin hakkında, rehinli alacaklı zilyetliği elde edemediğinden zilyetliğe dayalı aynî hak kazanmayı düzenleyen hükümlerden de (MK. m. 939/II; 988) yararlanılamaz.
217 Altorfer, s. 55; Ball, s. 40; Engi, s. 90; Daeniker, s. 30; Ayan, III, s. 245; Köprülü / Kaneti,
s. 511; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1117; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 828;
Karahasan, s. 282; Ġnan, s. 67.
218 Oftinger / Bär, Art. 885, N. 86; Zobl, Art. 884 – 887, Art. 885, N. 127; Daeniker, s. 27; Ball,
s. 41; Altorfer, s. 55; Ayan, III, s. 245; Köprülü / Kaneti, s. 512; Velidedeoğlu, s. 798;
Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 828; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1117; Karahasan,
s. 282; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 45; Ġnan, s. 677. Alacağın sona ermesine rağmen