• Sonuç bulunamadı

ALACAKTA BELĠRLĠLĠK

Belgede Motorlu taşıt rehni (sayfa 172-176)

TaĢınır rehninde, taĢınmaz rehninden farklı olarak, teminat altına alınmak

istenen alacağın (Türk parası ile) belirli bir miktar olarak gösterilmesi zorunlu

değildir

72

. Bununla birlikte, taĢınır rehninde de geçerli olan sıkı fer’îlik ilkesinin,

belirli alacağa belirli rehin yükünü bağımlı kıldığı ölçüde, taĢınır rehni alanında

alacakta belirlilik ilkesini dolaylı yoldan da olsa sağladığı belirtilmelidir

73

. TaĢınır

rehni ile temin edilen alacağın tutarı, rehnin kuruluĢu sırasında belirlenmemiĢ olsa

bile, söz konusu rehin hakkı geçerli bir rehin olarak doğar

74

. Bu bakımdan, teminat

altına alınan alacağın önceden azamî bir miktar olarak gösterilmesi veya rehin

konusu taĢınırın paraya çevrilmesi anında parayla ifade edilmesi yeterlidir

75

. Zira,

taĢınmaz rehni açısından alacakta belirlilik ilkesini açıkça düzenleyen MK. m.

851’in, Medenî Kanunun taĢınır rehni bölümünde herhangi bir karĢılığı

bulunmamaktadır.

TaĢınır rehni alanındaki alacakta belirlilik ilkesi, taĢınmaz rehninden

esinlenilerek ortaya atılmıĢ ise de, bu konuda, bir boĢluk olmaması sebebiyle

taĢınmaz rehnine iliĢkin hükümlerin, taĢınır rehni alanında kıyasen uygulanmasının

gerektiği düĢüncesiyle teminat altına alınacak alacağın belirli bir miktar Ģeklinde

72 Brehm / Berger, s. 509; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 812; Ayan, III, s. 218;

Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1093; Saymen / Elbir, s. 644 – 645; Cansel, Menkul, s. 21 – 22; Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 354; Serozan, TaĢınır, s. 343; Akipek / Akıntürk, s. 839; Esener / Güven, s. 479; ErtaĢ, EĢya, s. 543. Aynı yönde bkz., 12. HD., 22.3.1994, E.

1994/164, K. 1994/3359, 19. HD., 6.6.1995, E. 1995/4389, K.1995/4999; 19. HD., 6.3.1997, E. 1997/75, K. 1997/2254 (Kazancı BiliĢim – Ġçtihat Bilgi Bankası).

73

Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 354; Serozan, TaĢınır, s. 343.

74 BGE 47 III 97; Westermann, Harry, s. 641;

Baur / Baur, s. 540; Köprülü / Kaneti, s. 470;

Sirmen, Alacak, s. 19.

75 BGE 51 II 281; Oftinger / Bär, Art. 884, N. 139; Haffter, s. 54; Brehm / Berger, s. 509;

Ayan, III, s. 218; Köprülü / Kaneti, s. 470; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 812; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1093; Cansel, Menkul, s. 22; Wieland / Karafakı, s. 708; Saymen / Elbir, s. 645; Akipek / Akıntürk, s. 840; Esener / Güven, s. 479; Sirmen, Alacak, s. 19; ErtaĢ, EĢya, s. 543; Zevkliler / Havutçu, s. 392; Doğan, Murat, s. 199 – 200; Uyar, Rehin, s.

29; Uyar, TaĢınır, s. 97; 19. HD., 6.3.1997, E. 1997/75, K. 1997/2254 (YKD., C. 24, S. 5, 1998, s. 719 – 720). Hatemi / Serozan / Arpacı’ya göre, taĢınır rehni alanında kapsamı henüz belirsiz alacaklar için, taĢınmaz rehnindekine benzer bir üst sınır (maksimal) rehin öngörülmüĢ değildir (Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 354). Aynı yönde bkz., Serozan, TaĢınır, s. 343.

gösterilmesinin gerektiği savunulamaz

76

. Bu bakımdan, taĢınır rehni açısından

alacakta belirlilik ilkesini, taĢınır rehninin kendine has özellikleri çerçevesinde

değerlendirmek daha doğru olacaktır.

Görüldüğü gibi, alacakta belirlilik ilkesinin taĢınır rehninde taĢıdığı önem,

taĢınmaz rehninde taĢıdığı önem ölçüsünde değildir. TaĢınır rehninde, sabit derece

ilkesi söz konusu olmadığından, tarih itibarıyla öncelik ilkesi gereğince hiçbir rehinli

alacaklının sonradan beklenmedik kapsamda bir güvenceye kavuĢturulmuĢ baĢka bir

art rehinli alacaklı tarafından geri plana itilmesi mümkün olamaz

77

.

Motorlu taĢıtların rehni açısından, zilyetliğin devri olmaksızın trafik siciline

yapılacak tescil ile rehin hakkının kurulduğu hâllerde, rehnin kuruluĢ Ģeklî itibarıyla

taĢınmaz rehnine yakınlığı sebebiyle teminat altına alınmak istenen alacağın Türk

parası ile belirlenen bir miktar olarak gösterilmesi gerektiği düĢüncesi hâsıl olabilir

78

.

Bu düĢünceye karĢı, taĢınmaz rehninde söz konusu zorunluluğu düzenleyen MK. m.

851 hükmünün, sadece taĢınmaz rehni için geçerli olduğu, bu hükmün boĢluk

bulunmayan diğer rehin türlerinde, bu anlamda her türden sicilli taĢınır rehninde

76 Esasında, MK. m. 851 bir zorunluluğun ifadesidir. Zira, bir taĢınmaz arz ettiği ekonomik değer

itibarıyla üzerinde birden çok rehin hakkının tesisine imkân verir. Bundan dolayıdır ki, farklı alacaklar için rehin dereceleri öngörülmüĢtür (MK. m. 870 vd.). Bu dereceler, rehnin ne miktardaki alacağı temin ettiğini gösterir ve bu durum tapu sicili sayesinde üçüncü Ģahıslarca incelenerek öğrenilebilir. Bu da, alacağın belirli bir miktar olarak gösterilmesi mecburiyetinin sebebini açıkça göstermektedir. TaĢınır rehninde ise, birden fazla alacaklı lehine rehin tesisi pek sık rastlanan bir durum değildir. Gerçekten, taĢınır rehninde açıklığı sağlayan zilyetliğin devri sebebiyle, bir taĢınır üzerinde kaç tane taĢınır rehni kurulduğunu üçüncü kiĢilerin bilmeleri güç, kimi zaman da imkânsızdır. Çünkü, rehin konusu taĢınır, sıraca önde gelen alacaklının zilyetliğinde bulunmakta, sonraki dereceli alacaklıların rehin haklarının önceden alenîleĢtirilmesi mümkün olmamaktadır. Oysa, alacağın belirliliği ilkesi, ancak rehin konusu taĢınır üzerindeki alacak miktarlarının ve bütün alacaklıların sıralarının bilinmesi hâlinde önem kazanır. Bu sayede, üçüncü kiĢiler, taĢınırın temin ettiği borç miktarını öğrenip, taĢınır karĢılığında kredi verip vermeyeceklerine karar verebilirler. Bkz., Cansel, Menkul, s. 22. Ayrıca bkz., Westermann, Harry, s. 635.

77 Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 354 – 355; Serozan, TaĢınır, s. 343. TaĢınır rehninde, rehinli

alacaklının “tarih itibarıyla öncelik ilkesi” çerçevesinde sahip olduğu hukukî konum, MK. m. 979/III hükmünün “Üçüncü kişi, zilyetliği devredene karşı ileri sürebileceği sebeplerle şeyi edinene vermekten kaçınabilir.” Ģeklindeki ifadesi ile güvence altına alınmıĢtır.

78 Diğer bir sicilli ve teslimsiz taĢınır rehni türü olarak hayvan rehninde alacakta belirlilik

ilkesinin, taĢınmaz rehnindeki Ģekliyle MK. m. 940/I dayanak gösterilerek arandığı yönünde bkz., Cansel, Menkul, s. 22; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1093; Akipek / Akıntürk, s. 840.

etkili olamayacağı fikri savunma olarak getirilebilir. Gerçekten, trafik sicili, tapu

sicili gibi kamusal açıklığa sahip değildir ve taĢınmaz rehnindeki anlamıyla alacakta

belirlilik ilkesi, taĢınır üzerindeki alacak miktarlarının ve bütün alacaklıların

sıralarının bilinmesi hâlinde iĢlerlik kazanacağından, MK. m. 851 hükmünün motorlu

taĢıt rehni alanında kıyasen uygulanamayacağı belirtilmelidir

79

.

Aynı Ģekilde, belirlenebilir olmaları kaydıyla, Ģarta bağlanmıĢ ve müstakbel

alacaklar da motorlu taĢıt rehniyle teminat altına alınabilir

80

. Geciktirici Ģarta bağlı

veya ileride doğacak bir alacak için rehin tesis edilmiĢse, rehin hakkı alacağın

meydana geldiği veya Ģartın gerçekleĢtiği anda değil, rehnin kurulduğu anda doğar

81

ve rehin hakkının sırası bu tarihe göre belirlenir

82

.

79 Doğan, Murat, s. 199. Bu konuda açıkça bir fikir belirtmekten çekinen Evren ise, motorlu taĢıt

rehninde, alacağın bir sicile tescili mümkün bulunduğu için, sicilli taĢınır rehinlerinde taĢınmaz rehnindeki anlamıyla alacakta belirlilik ilkesinin uygulanabileceğini ve bu uygulamanın da söz konusu ilkeyi, taĢınır rehninden ziyade taĢınmaz rehnine yakın bir yapıya taĢıyacağını dile getiriyor (Evren, s. 76 – 77).

80 Studer, s. 170; Brehm / Berger, s. 510; Wieland / Karafakı, s. 708; Oğuzman / Seliçi /

Oktay – Özdemir, s. 812; Köprülü / Kaneti, s. 470; Cansel, Menkul, s. 22; Ayan, III, s. 218

– 219; Sirmen, Alacak, s. 19; Davran, Rehin, s. 91; ErtaĢ, EĢya, s. 544; Zevkliler / Havutçu, s. 392; Esener / Güven, s. 479; Doğan, Murat, s. 200. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz., Rüll, Stefan, Das Pfandrecht an Fahrnis für Künftige oder Bedingte Forderungen Gemäss § 1204 Absatz II BGB, München 1986.

81 Burada, rehnin paraya çevrilmesini isteme yetkisi, Ģartın gerçekleĢmesinden veya alacağın

doğmasından önce mevcut değildir. Bu yüzden, Ģarta bağlı veya ileride doğacak alacaklar için kurulan rehin hakkının, alacaktan önce doğması fer’îlik ilkesinin bir istisnası olarak gösterilemez. Aynı yönde bkz., Rüll, s. 22 – 23. Çünkü, rehin hakkının rehinli alacaklıya sağladığı ana yetki olan paraya çevirtme yetkisinden yararlanma, alacak hakkının akıbetine bağlıdır. Bkz., NJW 1983, 1619, 1620; Rüll, s. 8, dn. 3 ve 4. Bu durumun taĢınır rehni açısından sıkı Ģekilde kabul edilmiĢ olan fer’îlik ilkesini gevĢetip gevĢetmediği yönündeki tartıĢma için ayrıca bkz., Rüll, s. 9 – 16. Burada, rehin hakkı daha en baĢında doğduğu için, alacağın doğumu ile birlikte kurulacak Ģarta bağlı bir rehin hakkı yoktur. Bkz., Leemann, Art. 884, N. 24; Cansel, Menkul, s. 49. Ancak, Ģartın gerçekleĢmeyeceği veya alacağın doğmayacağı anlaĢıldığında, rehin hakkı düĢecektir. Bkz., Oftinger / Bär, Art. 884, N. 124;

Köprülü / Kaneti, s. 470. Henüz paraya çevirme yetkisi vermeyen böyle bir rehin hakkının

alacaklıya sağlamıĢ olduğu pratik fayda, söz konusu taĢınır üzerinde tesis edilecek birden fazla rehin hakkının sırasını tespitte kendisini gösterir. Bkz., Ergüne, s. 191.

82 Rüll, s. 88, 94; Oftinger / Bär, Art. 884, N. 123; Studer, s. 170; Westermann, Harry, s. 633;

Brehm / Berger, s. 510; Schwab / Prutting, s. 348; Köprülü / Kaneti, s. 470; Serozan,

TaĢınır, s. 343. Wieland / Karafakı’ya göre, böyle bir durumda, rehin hakkı alacak ile birlikte doğacak ve rehin hakkının sırası (zilyetliğin kazanımının tapu sicilindeki tescilin yerine geçeceğinden hareketle), zilyetliğin devri anına göre belirlenecektir (Wieland / Karafakı, s. 708).

Rehin hakkının ileride doğacak alacaklar için kurulmuĢ olduğu hâllerde, hangi

alacakların rehin hakkından yararlanacağının belirlenmesi, en azından belirlenebilir

olması zorunludur

83

. Elbette, bir kiĢinin mevcut veya ileride kurulması öngörülen

iliĢkilerden doğması beklenen alacaklar için rehin tesis etmesine bir engel yoktur.

Ancak, ileride doğabilecek bütün alacaklar için geçerli genel bir motorlu taĢıt rehni

kurulamaz. Böyle bir rehin sözleĢmesi, kiĢilik haklarına aykırı nitelik taĢıdığı için

geçersiz sayılmalıdır (MK. m. 23; BK. m. 19/II, 20; TBK. m. 27/1)

84

.

Aynı doğrultuda, icra takibine konu olamamaları sebebiyle ahlâkî bir borç

taahhüdünden (BK. m. 62/c. 2; TBK. m. 78/2), evlendirme tellâllığından (BK. m.

408; TBK. m. 524

85

), kumar ve bahisten (BK. m. 504; TBK. m. 604) doğan alacaklar

da rehinle güvence altına alınamaz

86

. Borçlu, zamanaĢımı def’îni ileri sürmedikçe

mahkeme, alacağın zamanaĢımına uğradığını kendiliğinden nazara alamayacağı için,

zamanaĢımına uğramıĢ borçlar ise motorlu taĢıt rehni ile teminatlandırılabilir

87

.

83 Uygulamada, özellikle bankalar rehin sözleĢmelerinde rehnin hangi alacak için kurulduğuna ve

teminat altına alınan alacağın miktarına açıkça yer vermektedirler. Bkz., Doğan, Murat, s. 200.

84 BGE 51 II 281, 282; Köprülü / Kaneti, s. 471; Cansel, Menkul, s. 88; Ayan, III, s. 219;

Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 812; Saymen / Elbir, s. 645; Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 355; ErtaĢ, EĢya, s. 544; Serozan, TaĢınır, s. 344; Ergüne, s. 194; Oktay Özdemir, Saibe, Teminat Amaçlı Alacak Devri ve Toptan Temlik SözleĢmeleri, ĠHFM., C.

LVII, S. 1 – 2, 1999, s. 287. KarĢı görüĢ için bkz., Wieland / Karafakı, s. 702, 708. SözleĢmenin batıl olması sebebiyle tarafların alacak ve borçları tasfiye edileceğinden bu sebeple sebepsiz zenginleĢme veya istihkak iddiaları doğarsa, rehin hakkı bu talepleri teminat altına almayacaktır. Fakat, tarafların rehin sözleĢmesi ile bu durumun aksini kararlaĢtırmıĢ olmalarının mümkün olabileceği yönünde bkz., Oftinger / Bär, Art. 884, N. 160; Cansel, Menkul, s. 76. Ayrıca bkz., Zobl, Art. 884 – 887, Art. 884, N. 209 ve 244; Honsell / Vogt /

Geiser, Art. 884, N. 50.

85

Eski Kanunun 408. maddesinde yer alan evlenme tellâllığı, yeni kanunun 524. maddesi ile evlenme simsarlığı olarak değiĢtirilmiĢ, evlenme simsarlığından doğan ücret hakkında dava açılamayacağı ve takip yapılamayacağı hükme bağlanmıĢtır. Eski kanunda, evlenme tellâllığının ücrete hak bahsetmeyeceği Ģeklindeki düzenleme, bu iliĢkinin hiç borç doğurmayacağı izlenimini yaratmaktaydı. Yeni düzenleme ile evlenme simsarlığının geçersiz sayılmayıp eksik borç doğuracağı açıklığa kavuĢtururulmuĢ oldu. Bkz., Öz, Borçlar, s. 98.

86 Leemann, Art. 884, N. 26; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1101; Ayan, III, s. 219; Wieland /

Karafakı, s. 709; Sirmen, Alacak, s. 12.

87

Cansel’e göre, zamanaĢımı süresi dolduktan sonra borçlunun verdiği rehnin zamanaĢımını

kesmesi söz konusu olmayacağı için eksik borç hâline gelen alacak hakkında borçlunun rehin sözleĢmesinde zamanaĢımı def’îni ileri sürmeyeceğine dair taahhütte bulunması gerekir. (Cansel, Menkul, s. 76). Wieland / Karafakı’ya göre, rehin tesisi borcun kabulü anlamına

Yalnız para alacakları değil, diğer verme edimleriyle yapma edimleri, hatta

yapmama edimleri dahi rehinle teminat altına alınabilir

88

. Yani, para alacağı

dıĢındaki diğer edimler de motorlu taĢıt rehni ile temin edilebilir. Hatta, yabancı para

üzerinden belirlenmiĢ alacaklar için de motorlu taĢıt rehni kurulabilir

89

. Zira,

ülkemizde ekonomik değeri oldukça yüksek olan kimi lüks otomobiller ile iĢ

makinelerinin döviz üzerinden satıĢı yapılmaktadır ve bunlar üzerindeki rehnin sözü

edilen yabancı paranın Türk parasına çevrilerek kurulması yerine, doğrudan ilgili

yabancı para üzerinden kurulması pratik gereksinimlere daha uygun olur

90

.

Belgede Motorlu taşıt rehni (sayfa 172-176)