B) MOTORLU TAġITLAR
2- Motorlu TaĢıtın Unsurları
Bir aracın, motorlu taĢıt olarak kabul edilebilmesi için, o aracın her Ģeyden
önce hareket edebilme özelliğine sahip olması, bu hareketi makine (motor) gücüyle
21 Motorlu taĢıta (araca) iliĢkin olarak farklı tanımlamalar yapılabilirse de, bu tanımlamalardaki
temel ölçüt, makine (motor) gücü ile hareket edebilmedir. Bkz.,
Oftinger, Karl / Stark, Emil
W., Schweizerisches Haftpflichtrecht, Band II/2, 4. Auflage, Zurich 1989, s. 43; Tandoğan, Haluk, Ġsviçre Hukukunda Motorlu TaĢıt Aracı ĠĢletenin Sorumluluğunun Niteliği, ġartları, Birden Fazla ĠĢletenin Sorumluluğu ve Türk Hukuku Ġçin Öneriler, V. Ticaret ve Banka Hukuku Haftası, Ankara 1975, s. 193 – 235, s. 204; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 463, 465;
Gürsoy, Trafik, s. 13; Eren, Borçlar, s. 640; Eren, Karayolları, s. 170; Havutçu / Gökyayla,
s. 22; Adal, Sorumluluk, s. 40; Bolatoğlu, s. 37; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 20; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 319; Oğuzman / Öz, s. 633; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 33.
22 Motorlu bisikletle motosikleti birbirinden ayırmak gerekmektedir. KTK. m. 3’e göre, silindir
hacmi 50 santimetre küpü geçmeyen, içten patlamalı motorla donatılmıĢ ve imal hızı saatte 50 Km.’den az olan bisikletler, motorlu bisiklet olarak adlandırılmaktadır. Motorlu bisikletlerin verdikleri zararlardan sorumluluk, Ġsviçre Trafik Kanununun 70. maddesine paralel olarak Karayolları Trafik Kanunundaki tehlike sorumluluğu hükümlerine göre değil, KTK. m. 103 gereğince, Borçlar Kanununun genel hükümlerine tâbidir (SVG Art. 70). Bkz., Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 277 – 278. Aynı yönde bkz., Nomer, s. 44; Oğuzman
/ Öz, s. 634; Bolatoğlu, s. 38; AĢçıoğlu, s. 44 – 45; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 35. Benzer
Ģekilde, Alman Hukukunda da, düz yolda saatteki hızı 20 km.’yi geçmeyen araçlar, StVG § 7 hükmünde yer alan tehlike sorumluluğuna tâbi değildir (StVG § 8). Tehlike sorumluluğu bakımından tehlikelilik derecesi diğer araçlara göre oldukça düĢük olan bir kısım araçları ayrık tutan bu hükümlere rağmen, bu tür motorlu taĢıtları tescile tâbi olmaları sebebiyle MK. m. 940/II anlamında sicilli ve teslimsiz taĢınır rehninin kapsamı dıĢında tutmak mümkün olmayacaktır. Bu sebeple, trafik siciline tescili zorunlu olan motorlu bisikletler dahi, motorlu taĢıt rehnine konu olabilecektir.
23 KTK. m. 3, araç kavramını, karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı
taşıtlar ile iş makineleri ve lastik tekerlekli traktörlerin genel adıdır, Ģeklinde tanımlarken lastik tekerli traktörü, motorlu taĢıt kavramının dıĢında tutarak, motorlu araçların kapsamına almayı uygun görmüĢtür. Aynı sonucu, iĢ makineleri için, yol, inşaat makineleri ile benzeri tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma ile çeşitli kuruluşların iş ve hizmetlerinde kullanılan; iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar monte edilmiş; karayolunda insan, hayvan, yük taşımasında kullanılamayan motorlu araçlardır, Ģeklinde öngörülmüĢ tanımdan yola çıkarak pekiĢtirmek mümkündür. Ancak, bir sicile tescili zorunlu olan lastik tekerlekli traktörlerin ve iĢ makinelerinin motorlu taĢıt olarak değilse de, motorlu araç olarak sicilli ve teslimsiz taĢınır rehnine konu olabilmeleri mümkündür.
sağlaması ve kara parçası üzerinde hareket edebilmesi gerekir
24. Bu üç unsuru bir
arada taĢımayan bir araç, motorlu taĢıt kavramının dıĢında kalacaktır.
a) Hareket Edebilme
Bir aracın motorlu taĢıt olarak nitelendirilebilmesi için, hareket gücüne sahip
olması gerekmektedir. Motorlu taĢıtlar, hareket edebilme yeteneğine sahip olan ve
kara üzerinde bulundukları yeri değiĢtirebilen araçlardır. Buradaki hareket kavramı,
kelime anlamından farklı teknik bir kavram olup, motorlu taĢıtın lastik tekerlekler,
tırtıl tekerlekler, silindir, palet (zincir) veya kızak vasıtasıyla yer değiĢtirmesini ifade
eder
25.
Gerçekten, Karayolları Trafik Kanunu anlamında taĢıttan, insanları, hayvanları
veya bir eĢyayı bir yerden baĢka bir yere götürebilen taĢıtlar anlaĢılmaktadır. Bu
sebeple, olduğu yerde sabit duran, hareket edemeyen veya sadece bulunduğu yerde
ileri ve geri hareket etmek suretiyle iĢlev gören bir makine, motorlu taĢıt niteliğinde
değildir
26. Bu bakımdan, toprağa bağlı, sabitlenmiĢ bir Ģekilde duran veya belirli ve
standart bir hareket gücüne sahip makineler ve araçlar; örneğin, vinçler, asansörler,
teleferikler, luna parktaki çarpıĢan arabalar, atlıkarıncalar, motorlu taĢıtların
bünyesine dahil edilemez
27.
24 Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 463; Nomer, s. 42 – 45; Gürsoy, Trafik, s. 11 – 13; Eren,
Karayolları, s. 170 – 171; Eren, Borçlar, s. 640 – 641; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 20 – 23;
Kılıçoğlu, Borçlar, s. 277 – 279; Havutçu / Gökyayla, s. 22 – 23; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34; Bolatoğlu, s. 37; Adal, Sorumluluk, s. 10 – 41; Toprak, s. 30 – 32. Motorlu taĢıt vasfının
kazanılması için aynı unsurların varlığı, Ġsviçre Hukukunda da aranmaktadır. Bkz., Özdemir, Salim, Ġsviçre Hukukunda Otomobil ĠĢleticilerinin Hukuki Sorumluluğu ve Hukuki Sorumluluk Sigortası, YD., C. 2, S. 3, Temmuz 1976, s. 149 – 158, s. 150.
25 Oftinger / Stark, s. 42; Nomer, s. 44; Eren, Karayolları, s. 171; Bolatoğlu, s. 37; Toprak, s.
30.
26
Nomer, s. 42; Bolatoğlu, s. 86; Toprak, s. 30. Eren ise, ileriye ve geriye doğru hareket etme
gücü bulunan bir aracı, motorlu taĢıt olarak değerlendirirken, bu konuda karĢıt bir görüĢ geliĢtirmiĢ görünmektedir (Eren, Karayolları, s. 170; Eren, Borçlar, s. 640).
27 Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 466; Nomer, s. 42; Oğuzman / Öz, s. 634 ve dn. 203; Toprak,
b) Makine (Motor) Gücüyle Hareket Edebilme
Motorlu taĢıta ait ikinci unsur, motorlu taĢıtın makine (motor) gücüyle, motorlu
taĢıta ait itici bir güçle hareket edebilmesidir. KTK. m. 3’de yer alan motorlu taĢıta
iliĢkin dolaylı tanımlamada, “makine gücüyle yürütülen” ifadesi ile motor gücü ile
hareket edebilme unsuruna vurgu yapıldığı görülmektedir. Bu vurgudan yola çıkarak,
motorlu taĢıtın, makine gücüyle kendi kendine çalıĢabilen araç, olarak ifade edilmesi
mümkündür
28. Bu sebeple, insandan, hayvandan, doğal bir enerji kaynağından ya da
aracın bünyesinde yer almayan bir motordan güç alarak itilen veya çekilen araçlar,
motorlu taĢıt olarak nitelendirilemez.
TaĢıtı hareket ettirerek yürüten motorun (itici gücün) niteliği, buna bağlı olarak
motorun çalıĢma mekanizması ve kullandığı enerjinin türü, motorlu taĢıt olabilmenin
bir ölçütü olarak değerlendirmeye alınamaz. Bu bakımdan, aracın motoru, benzin
veya mazotla çalıĢabileceği gibi, elektrik veya nükleer enerji de kullanıyor olabilir
29.
Motorun buhar, roket, füze ya da jet gücüyle çalıĢması da mümkündür
30.
Esasında, motorlu taĢıt, bir takım enerji kaynaklarını kullanarak, bunlardan
elde ettiği enerjiyi, kinetik enerjiye, yani hareket enerjisine dönüĢtürebilen bir
mekanizmaya sahip olmalıdır
31. TaĢıta ait motorun mutlaka yakıcı bir güç (petrol
ürünleri) ile çalıĢan bir mekanizmaya sahip olması da gerekmez
32. Bu doğrultuda, su,
elektrik, yağ ve benzeri ile çalıĢan bir motora sahip aracı, motorlu taĢıt olarak
28 Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 465; Gürsoy, Trafik, s. 13; Tandoğan, Öneriler, s. 204;
Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 20; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 277; Havutçu / Gökyayla, s. 22; Adal,
Sorumluluk, s. 40; Bolatoğlu, s. 37.
29 Oftinger / Stark, s. 43; Eren, Karayolları, s. 171; Eren, Borçlar, s. 640 – 641; Nomer, s. 43;
Havutçu / Gökyayla, s. 22; Bolatoğlu, s. 38; Toprak, s. 30.
30 Oftinger / Stark, s. 43; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 465; Eren, Karayolları, s. 171; Eren,
Borçlar, s. 641; Bolatoğlu, s. 38; Toprak, s. 30. Bu bakımdan motorun ne tür bir enerjiyle harekete geçirildiği önemli değildir. Bkz., Gürsoy, Trafik, s. 13; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34.
31 Adal, Sorumluluk, s. 40.
32
nitelendirmek mümkün gözükmektedir
33. Bahsi geçen yakıtların bizzat taĢıt
tarafından üretilmesi veya taĢıtın bünyesinde depo edilmiĢ olması da zorunlu
değildir
34.
Motorlu taĢıtın, kendi itici gücüyle hareket edebilmesini sağlayan
mekanizmasının zarar görmüĢ olması, bu sebeple, motorlu taĢıtın hareket edebilme
kabiliyetinden geçici olarak yoksun bulunması, o taĢıtın motorlu taĢıt olarak
nitelendirilmesine engel teĢkil etmez. Örneğin, zorunluluk yüzünden motorlu taĢıtın
itilmesi, tamirhaneye kadar halatla baĢka bir taĢıt tarafından çekilmesi, motorlu
taĢıtın benzin pompasının tamir için sökülmesi veya biten aküsünün yenisiyle
değiĢtirilmek için çıkarılmıĢ olması hâlinde motorlu taĢıt, bu niteliğini
kaybetmeyecektir
35.
c) Kara Parçası Üzerinde Hareket Edebilme
Motorlu taĢıtlar, karada hareket etmek amacıyla yapılmıĢ, çoğu zaman da
ulaĢım amacıyla kullanılan araçlardır. Bir aracın, Karayolları Trafik Kanunu
anlamında motorlu taĢıt sayılabilmesi için, toprağa bağlı olarak kara parçası üzerinde
hareket eden, bir baĢka deyiĢle, karayolunda çalıĢabilen bir araç olması gerekir
36.
Karayolu kavramı, KTK. m. 3’de, “trafik için, kamunun yararlanmasına açık
olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır”, Ģeklinde tanımlanmıĢtır. KTK. m. 2,
Karayolları Trafik Kanununun karayollarında uygulanacağını belirttikten sonra, (a)
33 Havutçu / Gökyayla, s. 22.
34 Nomer, s. 43; Havutçu / Gökyayla, s. 22, dn. 15. Motorlu taĢıtın hareket etmek için
kullanacağı enerji kaynağı, motorlu taĢıtın dıĢından bir yerden de temin edilebilir. GüneĢ enerjisi ile çalıĢan bir motorlu taĢıt için bu durumun var olduğu söylenebilir.
35
Nomer, s. 43; Havutçu / Gökyayla, s. 24.
36 Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 466; Deschenaux, Henri / Tercier, Pierre, Sorumluluk Hukuku
(Çev. Salim Özdemir), Ankara 1983, s. 115; Gürsoy, Sorumluluk, s. 14; Tandoğan, Öneriler, s. 204; Nomer, s. 43; Eren, Borçlar, s. 641; Eren, Karayolları, s. 171; Bolatoğlu, s. 38 – 39;
Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34; Havutçu
/ Gökyayla, s. 23; Özdemir, s. 151; Tunga, Enis, KTK. 50. Maddesine Göre Araç Sahibinin (ĠĢletenin) Sorumluluğunun Olumlu ġartları, Yasa Hukuk Dergisi, S. 7, 1980, s. 941 – 985, s. 957; Toprak, s. 32.
ve (b) bentleri ile kanunun uygulanma alanını geniĢletmiĢtir. Buna göre, karayolu
dıĢındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve
eĢya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taĢıt trafiği için
faydalanılan yerler ile eriĢme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan
karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını
sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu
araçlarına ayrılan kısımlarında da, Karayolları Trafik Kanununun hükümleri
uygulanır (KTK. m. 2/II)
Kara parçası üzerinde hareket etme unsuru, motorlu taĢıtları havada veya su
üzerinde hareket eden araçlardan ayırt edici bir iĢleve sahiptir
37. Havada veya su
üzerinde hareket etmek üzere üretilmiĢ motorlu araçlar, kural olarak karada hareket
edebilme özelliğinden yoksun olduklarından, Karayolları Trafik Kanunu anlamında
motorlu taĢıt olarak gösterilemez
38.
Hava araçları hakkında, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu uygulanır
(TSHK. m. 2). Su üzerinde hareket eden araçlar hakkında ise, özel bir düzenleme
bulunmadığı için genel hükümler uygulanacaktır. Demiryolu
39üzerinde hareket eden
37 Gürsoy, Trafik, s. 13; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 466; Eren, Karayolları, s. 171; Eren,
Borçlar, s. 641; Tandoğan, Öneriler, s. 204; Bolatoğlu, s. 38.
38
Deschenaux / Tercier / Özdemir, s. 116; Nomer, s. 43; Eren, Borçlar, s. 641; Eren,
Karayolları, s. 117; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21; Bolatoğlu, s. 39;
Oğuzman / Öz, s. 634; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34; Havutçu / Gökyayla, s. 23; Toprak, s.
32.
39
Demiryolu (özel olarak döĢenmiĢ raylar) üzerinde hareket eden araçlar, tren ve tramvaydır. Bu araçlardan tren, teleferik, vinç ve asansör motorlu taĢıt olarak nitelendirilmemektedir. Bkz.,
Oftinger / Stark, s. 46; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 468; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21 – 22; Deschenaux / Tercier / Özdemir, s. 115 – 116; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; Eren, Karayolları, s. 171; Eren, Borçlar, s. 641; Bolatoğlu, s. 42; Havutçu / Gökyayla, s. 24; Toprak, s. 32. Yargıtay
ise, treni motorlu araç olarak değerlendirmektedir. Bkz., HGK., 13.2.1991, E. 1990/4 – 619, K. 70 (ĠKĠD., Ocak 1992, s. 8484 – 8485); 19. HD., 6.6.1994, E. 1993/6578, K. 1994/5749 (YKD., Eylül 1995, s. 1451 – 1455); 19 HD., 17.5.1993, E. 1993/3224, K. 1993/3814 (MBD., Ocak 1994, s. 41 – 43); 4. HD., 20.4.1981, E. 1981/2545, K. 1981/5437 (AĢçıoğlu, s. 45, dn. 102). Tramvayı ise, Karayolları Trafik Kanunu anlamında motorlu taĢıt olarak değerlendiren yazarlar olduğu gibi, bu sınıfta görmeyen yazarlar da mevcuttur. Troleybüs, KTK. m. 3 çerçevesinde otobüs sınıfında değerlendirildiğinden ve belli bir raya bağlı olmadan hareket ettiği için, troleybüsü, motorlu taĢıt olarak nitelendirmekte herhangi bir duraksamaya yer yoktur. Bkz., Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 22; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; Eren, Borçlar, s. 642;
Eren, Karayolları, s. 173; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34 – 35; Bolatoğlu, s. 40; Havutçu / Gökyayla, s. 23 – 24.
araçların ise, motorlu taĢıt olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve bu
araçların Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine tâbi olup olmayacağı tartıĢmalıdır.
Ray üzerinde hareket eden araçların motorlu taĢıt sayılıp sayılamayacağı
konusunda Karayolları Trafik Kanununda herhangi bir hüküm mevcut değildir.
Konunun öğretide tartıĢma konusu olmasının sebebi belki de budur. Öte yandan, bu
tartıĢmanın kaynağını, Ġsviçre ve Almanya’da olduğunun aksine, ülkemizde raylar
üzerinde hareket eden araçlar için özel bir kanun bulunmamasına bağlamak
mümkündür. Ray üzerinde hareket eden araçlardan tren, Ģehir trafiğine dahil
olmaması sebebiyle tartıĢmaya konu edilmemiĢ ve genel olarak motorlu taĢıt olarak
nitelendirilmemiĢtir. TartıĢma, özellikle tramvaylar üzerine odaklanmıĢtır. KTK. m.
3’de, tramvay, “genellikle yerleĢim birimleri içinde insan taĢımasında kullanılan,
karayolunda tekerlekleri raylar üzerinde hareket eden ve hareket gücünü dıĢarıdan
sağlayan taĢıt” olarak tanımlanmıĢtır. Hatırlanacağı gibi, Alman ve Ġsviçre Trafik
Kanunlarında, motorlu taĢıtın, makine gücü ile hareket unsuru dıĢında, bir raya bağlı
olmadan hareket ediyor olması da aranmıĢtır. KTK. m. 3 de yer alan motorlu taĢıta
iliĢkin tanımın, esin kaynağı kanunlardan farklı olması, konunun öğretide
tartıĢılmasına sebebiyet vermiĢtir. Tutarlı olduğu söylenebilecek bir görüĢe göre,
tramvayların itici bir güçle çalıĢıyor olmaları, Ġsviçre ve Almanya’da olduğu gibi
özel bir kanun çıkarılana dek bunların Karayolları Trafik Kanunu kapsamında
değerlendirilmesini gerekli kılar
40.
Diğer görüĢe göre ise, tramvayın tanımıyla ilgili hüküm, tramvayların motorlu
taĢıt sayılmasını engelleyici niteliktedir. Sadece ray üzerinde hareket eden bir aracın,
Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde motorlu taĢıt sayılan diğer araçlar gibi
motorlu taĢıt olarak nitelendirilmesi güçtür
41.
40
Tandoğan, Haluk, Kusura Dayanmayan SözleĢme DıĢı Sorumluluk, Ankara 1981, s. 239;
Eren, Karayolları, s. 173 – 174; Eren, Borçlar, s. 643; Nomer, s. 42; Oğuzman / Öz, s. 634; Bolatoğlu, s. 40 – 41. Aynı yönde bkz., Gürsoy, Sorumluluk, s. 15; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s.
34; Adal, Sorumluluk, s. 41; Tunga, s. 958; AĢçıoğlu, s. 45.
41
Aslında, raylar üzerinde hareket eden araçların, Karayolları Trafik Kanunu
anlamında motorlu araç sayılmaları, bu kanundaki tehlike sorumluluğuna iliĢkin
hükümlerin bu tür araçlar için de uygulanabilmesi açısından önem taĢır. Yoksa, ray
üzerinde hareket eden araçların, sicilli ve teslimsiz taĢınır rehnine konu olmaları, bu
araçların Karayolları Trafik Kanununa tâbi ve bu anlamda trafik siciline kayıtlı
olmalarına bağlı değildir. Zira, KTK. m. 22 gereğince, raylı sistemle çalıĢan araçların
tescilleri kullanıldığı yerlere göre ait olduğu kuruluĢlarca yapılacağından bir sicile
tescili zorunlu olan taĢınırlar arasında yer alabilecek bu tür araçlar, MK. m. 940/II
hükmü çerçevesinde, diğer gerekli Ģartların da varlığı hâlinde, sicilli ve teslimsiz
taĢınır rehnine konu olabileceklerdir.
Bir hava aracı, havalanmadan önce ya da karayoluna indikten sonra kendine ait
pist üzerinde hareket ederken veya karayoluna zorunlu olarak gerçekleĢtirdiği iniĢ
sırasında, Karayolları Trafik Kanunu anlamında motorlu taĢıt olarak kabul
edilmemektedir
42. Ancak, bir motorlu taĢıt, hem karada, hem suda, hem de havada
hareket edebilecek Ģekilde tasarlanmıĢ ise, karayolunda hareket hâlindeyken
Karayolları Trafik Kanununun kapsamındadır
43.
Bu yargıdan hareketle, bugün için teknolojik geliĢimin bir sonucu olarak
sadece kara parçası üzerinde hareket edebilme unsuru motorlu taĢıt özelliğini
yansıtma açısından yetersiz kalabilmektedir. Zira, hem kara parçası, hem hava, hem
de su üzerinde hareket edebilen ve hovercraft olarak adlandırılan bir takım motorlu
taĢıtların varlığı, taĢıt kavramının unsurlarının yeniden değerlendirilmesini
gerektirmektedir.
Kara parçası üzerinde hareket hâlindeyken Karayolları Trafik
Kanununun kapsamına giren bu tür taĢıtların rehni, bu araçların kayıtlı oldukları
42 Karayolları Trafik Kanunu anlamında motorlu taĢıt sayılmayan hava araçlarının verdikleri
zararlar için Karayolları Trafik Kanunundaki tehlike sorumluluğuna ait hükümleri uygulanamaz. Bkz., Nomer, s. 43; Oğuzman / Öz, s. 634; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21;
Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; Bolatoğlu, s. 39. Bu araçlar, havada veya karada bir zarara
sebebiyet vermiĢlerse, Türk Sivil Havacılık Kanununun 133 – 140. maddeleri arasında yer alan sorumluluğa iliĢkin hükümleri uygulanır.
43 Oftinger / Stark, s. 43 – 44; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 466; Tandoğan, Öneriler, s. 204;
Nomer, s. 43; Bolatoğlu, s. 39; Oğuzman / Öz, s. 634; Eren, Karayolları, s. 171 – 172; Eren,