• Sonuç bulunamadı

Motorlu TaĢıtın Unsurları

Belgede Motorlu taşıt rehni (sayfa 154-161)

B) MOTORLU TAġITLAR

2- Motorlu TaĢıtın Unsurları

Bir aracın, motorlu taĢıt olarak kabul edilebilmesi için, o aracın her Ģeyden

önce hareket edebilme özelliğine sahip olması, bu hareketi makine (motor) gücüyle

21 Motorlu taĢıta (araca) iliĢkin olarak farklı tanımlamalar yapılabilirse de, bu tanımlamalardaki

temel ölçüt, makine (motor) gücü ile hareket edebilmedir. Bkz.,

Oftinger, Karl / Stark, Emil

W., Schweizerisches Haftpflichtrecht, Band II/2, 4. Auflage, Zurich 1989, s. 43; Tandoğan, Haluk, Ġsviçre Hukukunda Motorlu TaĢıt Aracı ĠĢletenin Sorumluluğunun Niteliği, ġartları, Birden Fazla ĠĢletenin Sorumluluğu ve Türk Hukuku Ġçin Öneriler, V. Ticaret ve Banka Hukuku Haftası, Ankara 1975, s. 193 – 235, s. 204; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 463, 465;

Gürsoy, Trafik, s. 13; Eren, Borçlar, s. 640; Eren, Karayolları, s. 170; Havutçu / Gökyayla,

s. 22; Adal, Sorumluluk, s. 40; Bolatoğlu, s. 37; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 20; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 319; Oğuzman / Öz, s. 633; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 33.

22 Motorlu bisikletle motosikleti birbirinden ayırmak gerekmektedir. KTK. m. 3’e göre, silindir

hacmi 50 santimetre küpü geçmeyen, içten patlamalı motorla donatılmıĢ ve imal hızı saatte 50 Km.’den az olan bisikletler, motorlu bisiklet olarak adlandırılmaktadır. Motorlu bisikletlerin verdikleri zararlardan sorumluluk, Ġsviçre Trafik Kanununun 70. maddesine paralel olarak Karayolları Trafik Kanunundaki tehlike sorumluluğu hükümlerine göre değil, KTK. m. 103 gereğince, Borçlar Kanununun genel hükümlerine tâbidir (SVG Art. 70). Bkz., Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 277 – 278. Aynı yönde bkz., Nomer, s. 44; Oğuzman

/ Öz, s. 634; Bolatoğlu, s. 38; AĢçıoğlu, s. 44 – 45; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 35. Benzer

Ģekilde, Alman Hukukunda da, düz yolda saatteki hızı 20 km.’yi geçmeyen araçlar, StVG § 7 hükmünde yer alan tehlike sorumluluğuna tâbi değildir (StVG § 8). Tehlike sorumluluğu bakımından tehlikelilik derecesi diğer araçlara göre oldukça düĢük olan bir kısım araçları ayrık tutan bu hükümlere rağmen, bu tür motorlu taĢıtları tescile tâbi olmaları sebebiyle MK. m. 940/II anlamında sicilli ve teslimsiz taĢınır rehninin kapsamı dıĢında tutmak mümkün olmayacaktır. Bu sebeple, trafik siciline tescili zorunlu olan motorlu bisikletler dahi, motorlu taĢıt rehnine konu olabilecektir.

23 KTK. m. 3, araç kavramını, karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı

taşıtlar ile iş makineleri ve lastik tekerlekli traktörlerin genel adıdır, Ģeklinde tanımlarken lastik tekerli traktörü, motorlu taĢıt kavramının dıĢında tutarak, motorlu araçların kapsamına almayı uygun görmüĢtür. Aynı sonucu, iĢ makineleri için, yol, inşaat makineleri ile benzeri tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma ile çeşitli kuruluşların iş ve hizmetlerinde kullanılan; iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar monte edilmiş; karayolunda insan, hayvan, yük taşımasında kullanılamayan motorlu araçlardır, Ģeklinde öngörülmüĢ tanımdan yola çıkarak pekiĢtirmek mümkündür. Ancak, bir sicile tescili zorunlu olan lastik tekerlekli traktörlerin ve iĢ makinelerinin motorlu taĢıt olarak değilse de, motorlu araç olarak sicilli ve teslimsiz taĢınır rehnine konu olabilmeleri mümkündür.

sağlaması ve kara parçası üzerinde hareket edebilmesi gerekir

24

. Bu üç unsuru bir

arada taĢımayan bir araç, motorlu taĢıt kavramının dıĢında kalacaktır.

a) Hareket Edebilme

Bir aracın motorlu taĢıt olarak nitelendirilebilmesi için, hareket gücüne sahip

olması gerekmektedir. Motorlu taĢıtlar, hareket edebilme yeteneğine sahip olan ve

kara üzerinde bulundukları yeri değiĢtirebilen araçlardır. Buradaki hareket kavramı,

kelime anlamından farklı teknik bir kavram olup, motorlu taĢıtın lastik tekerlekler,

tırtıl tekerlekler, silindir, palet (zincir) veya kızak vasıtasıyla yer değiĢtirmesini ifade

eder

25

.

Gerçekten, Karayolları Trafik Kanunu anlamında taĢıttan, insanları, hayvanları

veya bir eĢyayı bir yerden baĢka bir yere götürebilen taĢıtlar anlaĢılmaktadır. Bu

sebeple, olduğu yerde sabit duran, hareket edemeyen veya sadece bulunduğu yerde

ileri ve geri hareket etmek suretiyle iĢlev gören bir makine, motorlu taĢıt niteliğinde

değildir

26

. Bu bakımdan, toprağa bağlı, sabitlenmiĢ bir Ģekilde duran veya belirli ve

standart bir hareket gücüne sahip makineler ve araçlar; örneğin, vinçler, asansörler,

teleferikler, luna parktaki çarpıĢan arabalar, atlıkarıncalar, motorlu taĢıtların

bünyesine dahil edilemez

27

.

24 Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 463; Nomer, s. 42 – 45; Gürsoy, Trafik, s. 11 – 13; Eren,

Karayolları, s. 170 – 171; Eren, Borçlar, s. 640 – 641; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 20 – 23;

Kılıçoğlu, Borçlar, s. 277 – 279; Havutçu / Gökyayla, s. 22 – 23; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34; Bolatoğlu, s. 37; Adal, Sorumluluk, s. 10 – 41; Toprak, s. 30 – 32. Motorlu taĢıt vasfının

kazanılması için aynı unsurların varlığı, Ġsviçre Hukukunda da aranmaktadır. Bkz., Özdemir, Salim, Ġsviçre Hukukunda Otomobil ĠĢleticilerinin Hukuki Sorumluluğu ve Hukuki Sorumluluk Sigortası, YD., C. 2, S. 3, Temmuz 1976, s. 149 – 158, s. 150.

25 Oftinger / Stark, s. 42; Nomer, s. 44; Eren, Karayolları, s. 171; Bolatoğlu, s. 37; Toprak, s.

30.

26

Nomer, s. 42; Bolatoğlu, s. 86; Toprak, s. 30. Eren ise, ileriye ve geriye doğru hareket etme

gücü bulunan bir aracı, motorlu taĢıt olarak değerlendirirken, bu konuda karĢıt bir görüĢ geliĢtirmiĢ görünmektedir (Eren, Karayolları, s. 170; Eren, Borçlar, s. 640).

27 Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 466; Nomer, s. 42; Oğuzman / Öz, s. 634 ve dn. 203; Toprak,

b) Makine (Motor) Gücüyle Hareket Edebilme

Motorlu taĢıta ait ikinci unsur, motorlu taĢıtın makine (motor) gücüyle, motorlu

taĢıta ait itici bir güçle hareket edebilmesidir. KTK. m. 3’de yer alan motorlu taĢıta

iliĢkin dolaylı tanımlamada, “makine gücüyle yürütülen” ifadesi ile motor gücü ile

hareket edebilme unsuruna vurgu yapıldığı görülmektedir. Bu vurgudan yola çıkarak,

motorlu taĢıtın, makine gücüyle kendi kendine çalıĢabilen araç, olarak ifade edilmesi

mümkündür

28

. Bu sebeple, insandan, hayvandan, doğal bir enerji kaynağından ya da

aracın bünyesinde yer almayan bir motordan güç alarak itilen veya çekilen araçlar,

motorlu taĢıt olarak nitelendirilemez.

TaĢıtı hareket ettirerek yürüten motorun (itici gücün) niteliği, buna bağlı olarak

motorun çalıĢma mekanizması ve kullandığı enerjinin türü, motorlu taĢıt olabilmenin

bir ölçütü olarak değerlendirmeye alınamaz. Bu bakımdan, aracın motoru, benzin

veya mazotla çalıĢabileceği gibi, elektrik veya nükleer enerji de kullanıyor olabilir

29

.

Motorun buhar, roket, füze ya da jet gücüyle çalıĢması da mümkündür

30

.

Esasında, motorlu taĢıt, bir takım enerji kaynaklarını kullanarak, bunlardan

elde ettiği enerjiyi, kinetik enerjiye, yani hareket enerjisine dönüĢtürebilen bir

mekanizmaya sahip olmalıdır

31

. TaĢıta ait motorun mutlaka yakıcı bir güç (petrol

ürünleri) ile çalıĢan bir mekanizmaya sahip olması da gerekmez

32

. Bu doğrultuda, su,

elektrik, yağ ve benzeri ile çalıĢan bir motora sahip aracı, motorlu taĢıt olarak

28 Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 465; Gürsoy, Trafik, s. 13; Tandoğan, Öneriler, s. 204;

Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 20; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 277; Havutçu / Gökyayla, s. 22; Adal,

Sorumluluk, s. 40; Bolatoğlu, s. 37.

29 Oftinger / Stark, s. 43; Eren, Karayolları, s. 171; Eren, Borçlar, s. 640 – 641; Nomer, s. 43;

Havutçu / Gökyayla, s. 22; Bolatoğlu, s. 38; Toprak, s. 30.

30 Oftinger / Stark, s. 43; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 465; Eren, Karayolları, s. 171; Eren,

Borçlar, s. 641; Bolatoğlu, s. 38; Toprak, s. 30. Bu bakımdan motorun ne tür bir enerjiyle harekete geçirildiği önemli değildir. Bkz., Gürsoy, Trafik, s. 13; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34.

31 Adal, Sorumluluk, s. 40.

32

nitelendirmek mümkün gözükmektedir

33

. Bahsi geçen yakıtların bizzat taĢıt

tarafından üretilmesi veya taĢıtın bünyesinde depo edilmiĢ olması da zorunlu

değildir

34

.

Motorlu taĢıtın, kendi itici gücüyle hareket edebilmesini sağlayan

mekanizmasının zarar görmüĢ olması, bu sebeple, motorlu taĢıtın hareket edebilme

kabiliyetinden geçici olarak yoksun bulunması, o taĢıtın motorlu taĢıt olarak

nitelendirilmesine engel teĢkil etmez. Örneğin, zorunluluk yüzünden motorlu taĢıtın

itilmesi, tamirhaneye kadar halatla baĢka bir taĢıt tarafından çekilmesi, motorlu

taĢıtın benzin pompasının tamir için sökülmesi veya biten aküsünün yenisiyle

değiĢtirilmek için çıkarılmıĢ olması hâlinde motorlu taĢıt, bu niteliğini

kaybetmeyecektir

35

.

c) Kara Parçası Üzerinde Hareket Edebilme

Motorlu taĢıtlar, karada hareket etmek amacıyla yapılmıĢ, çoğu zaman da

ulaĢım amacıyla kullanılan araçlardır. Bir aracın, Karayolları Trafik Kanunu

anlamında motorlu taĢıt sayılabilmesi için, toprağa bağlı olarak kara parçası üzerinde

hareket eden, bir baĢka deyiĢle, karayolunda çalıĢabilen bir araç olması gerekir

36

.

Karayolu kavramı, KTK. m. 3’de, “trafik için, kamunun yararlanmasına açık

olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır”, Ģeklinde tanımlanmıĢtır. KTK. m. 2,

Karayolları Trafik Kanununun karayollarında uygulanacağını belirttikten sonra, (a)

33 Havutçu / Gökyayla, s. 22.

34 Nomer, s. 43; Havutçu / Gökyayla, s. 22, dn. 15. Motorlu taĢıtın hareket etmek için

kullanacağı enerji kaynağı, motorlu taĢıtın dıĢından bir yerden de temin edilebilir. GüneĢ enerjisi ile çalıĢan bir motorlu taĢıt için bu durumun var olduğu söylenebilir.

35

Nomer, s. 43; Havutçu / Gökyayla, s. 24.

36 Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 466; Deschenaux, Henri / Tercier, Pierre, Sorumluluk Hukuku

(Çev. Salim Özdemir), Ankara 1983, s. 115; Gürsoy, Sorumluluk, s. 14; Tandoğan, Öneriler, s. 204; Nomer, s. 43; Eren, Borçlar, s. 641; Eren, Karayolları, s. 171; Bolatoğlu, s. 38 – 39;

Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34; Havutçu

/ Gökyayla, s. 23; Özdemir, s. 151; Tunga, Enis, KTK. 50. Maddesine Göre Araç Sahibinin (ĠĢletenin) Sorumluluğunun Olumlu ġartları, Yasa Hukuk Dergisi, S. 7, 1980, s. 941 – 985, s. 957; Toprak, s. 32.

ve (b) bentleri ile kanunun uygulanma alanını geniĢletmiĢtir. Buna göre, karayolu

dıĢındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve

eĢya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taĢıt trafiği için

faydalanılan yerler ile eriĢme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan

karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını

sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu

araçlarına ayrılan kısımlarında da, Karayolları Trafik Kanununun hükümleri

uygulanır (KTK. m. 2/II)

Kara parçası üzerinde hareket etme unsuru, motorlu taĢıtları havada veya su

üzerinde hareket eden araçlardan ayırt edici bir iĢleve sahiptir

37

. Havada veya su

üzerinde hareket etmek üzere üretilmiĢ motorlu araçlar, kural olarak karada hareket

edebilme özelliğinden yoksun olduklarından, Karayolları Trafik Kanunu anlamında

motorlu taĢıt olarak gösterilemez

38

.

Hava araçları hakkında, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu uygulanır

(TSHK. m. 2). Su üzerinde hareket eden araçlar hakkında ise, özel bir düzenleme

bulunmadığı için genel hükümler uygulanacaktır. Demiryolu

39

üzerinde hareket eden

37 Gürsoy, Trafik, s. 13; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 466; Eren, Karayolları, s. 171; Eren,

Borçlar, s. 641; Tandoğan, Öneriler, s. 204; Bolatoğlu, s. 38.

38

Deschenaux / Tercier / Özdemir, s. 116; Nomer, s. 43; Eren, Borçlar, s. 641; Eren,

Karayolları, s. 117; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21; Bolatoğlu, s. 39;

Oğuzman / Öz, s. 634; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34; Havutçu / Gökyayla, s. 23; Toprak, s.

32.

39

Demiryolu (özel olarak döĢenmiĢ raylar) üzerinde hareket eden araçlar, tren ve tramvaydır. Bu araçlardan tren, teleferik, vinç ve asansör motorlu taĢıt olarak nitelendirilmemektedir. Bkz.,

Oftinger / Stark, s. 46; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 468; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21 – 22; Deschenaux / Tercier / Özdemir, s. 115 – 116; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; Eren, Karayolları, s. 171; Eren, Borçlar, s. 641; Bolatoğlu, s. 42; Havutçu / Gökyayla, s. 24; Toprak, s. 32. Yargıtay

ise, treni motorlu araç olarak değerlendirmektedir. Bkz., HGK., 13.2.1991, E. 1990/4 – 619, K. 70 (ĠKĠD., Ocak 1992, s. 8484 – 8485); 19. HD., 6.6.1994, E. 1993/6578, K. 1994/5749 (YKD., Eylül 1995, s. 1451 – 1455); 19 HD., 17.5.1993, E. 1993/3224, K. 1993/3814 (MBD., Ocak 1994, s. 41 – 43); 4. HD., 20.4.1981, E. 1981/2545, K. 1981/5437 (AĢçıoğlu, s. 45, dn. 102). Tramvayı ise, Karayolları Trafik Kanunu anlamında motorlu taĢıt olarak değerlendiren yazarlar olduğu gibi, bu sınıfta görmeyen yazarlar da mevcuttur. Troleybüs, KTK. m. 3 çerçevesinde otobüs sınıfında değerlendirildiğinden ve belli bir raya bağlı olmadan hareket ettiği için, troleybüsü, motorlu taĢıt olarak nitelendirmekte herhangi bir duraksamaya yer yoktur. Bkz., Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 22; Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; Eren, Borçlar, s. 642;

Eren, Karayolları, s. 173; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s. 34 – 35; Bolatoğlu, s. 40; Havutçu / Gökyayla, s. 23 – 24.

araçların ise, motorlu taĢıt olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve bu

araçların Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine tâbi olup olmayacağı tartıĢmalıdır.

Ray üzerinde hareket eden araçların motorlu taĢıt sayılıp sayılamayacağı

konusunda Karayolları Trafik Kanununda herhangi bir hüküm mevcut değildir.

Konunun öğretide tartıĢma konusu olmasının sebebi belki de budur. Öte yandan, bu

tartıĢmanın kaynağını, Ġsviçre ve Almanya’da olduğunun aksine, ülkemizde raylar

üzerinde hareket eden araçlar için özel bir kanun bulunmamasına bağlamak

mümkündür. Ray üzerinde hareket eden araçlardan tren, Ģehir trafiğine dahil

olmaması sebebiyle tartıĢmaya konu edilmemiĢ ve genel olarak motorlu taĢıt olarak

nitelendirilmemiĢtir. TartıĢma, özellikle tramvaylar üzerine odaklanmıĢtır. KTK. m.

3’de, tramvay, “genellikle yerleĢim birimleri içinde insan taĢımasında kullanılan,

karayolunda tekerlekleri raylar üzerinde hareket eden ve hareket gücünü dıĢarıdan

sağlayan taĢıt” olarak tanımlanmıĢtır. Hatırlanacağı gibi, Alman ve Ġsviçre Trafik

Kanunlarında, motorlu taĢıtın, makine gücü ile hareket unsuru dıĢında, bir raya bağlı

olmadan hareket ediyor olması da aranmıĢtır. KTK. m. 3 de yer alan motorlu taĢıta

iliĢkin tanımın, esin kaynağı kanunlardan farklı olması, konunun öğretide

tartıĢılmasına sebebiyet vermiĢtir. Tutarlı olduğu söylenebilecek bir görüĢe göre,

tramvayların itici bir güçle çalıĢıyor olmaları, Ġsviçre ve Almanya’da olduğu gibi

özel bir kanun çıkarılana dek bunların Karayolları Trafik Kanunu kapsamında

değerlendirilmesini gerekli kılar

40

.

Diğer görüĢe göre ise, tramvayın tanımıyla ilgili hüküm, tramvayların motorlu

taĢıt sayılmasını engelleyici niteliktedir. Sadece ray üzerinde hareket eden bir aracın,

Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde motorlu taĢıt sayılan diğer araçlar gibi

motorlu taĢıt olarak nitelendirilmesi güçtür

41

.

40

Tandoğan, Haluk, Kusura Dayanmayan SözleĢme DıĢı Sorumluluk, Ankara 1981, s. 239;

Eren, Karayolları, s. 173 – 174; Eren, Borçlar, s. 643; Nomer, s. 42; Oğuzman / Öz, s. 634; Bolatoğlu, s. 40 – 41. Aynı yönde bkz., Gürsoy, Sorumluluk, s. 15; ÇeliktaĢ, Sorumluluk, s.

34; Adal, Sorumluluk, s. 41; Tunga, s. 958; AĢçıoğlu, s. 45.

41

Aslında, raylar üzerinde hareket eden araçların, Karayolları Trafik Kanunu

anlamında motorlu araç sayılmaları, bu kanundaki tehlike sorumluluğuna iliĢkin

hükümlerin bu tür araçlar için de uygulanabilmesi açısından önem taĢır. Yoksa, ray

üzerinde hareket eden araçların, sicilli ve teslimsiz taĢınır rehnine konu olmaları, bu

araçların Karayolları Trafik Kanununa tâbi ve bu anlamda trafik siciline kayıtlı

olmalarına bağlı değildir. Zira, KTK. m. 22 gereğince, raylı sistemle çalıĢan araçların

tescilleri kullanıldığı yerlere göre ait olduğu kuruluĢlarca yapılacağından bir sicile

tescili zorunlu olan taĢınırlar arasında yer alabilecek bu tür araçlar, MK. m. 940/II

hükmü çerçevesinde, diğer gerekli Ģartların da varlığı hâlinde, sicilli ve teslimsiz

taĢınır rehnine konu olabileceklerdir.

Bir hava aracı, havalanmadan önce ya da karayoluna indikten sonra kendine ait

pist üzerinde hareket ederken veya karayoluna zorunlu olarak gerçekleĢtirdiği iniĢ

sırasında, Karayolları Trafik Kanunu anlamında motorlu taĢıt olarak kabul

edilmemektedir

42

. Ancak, bir motorlu taĢıt, hem karada, hem suda, hem de havada

hareket edebilecek Ģekilde tasarlanmıĢ ise, karayolunda hareket hâlindeyken

Karayolları Trafik Kanununun kapsamındadır

43

.

Bu yargıdan hareketle, bugün için teknolojik geliĢimin bir sonucu olarak

sadece kara parçası üzerinde hareket edebilme unsuru motorlu taĢıt özelliğini

yansıtma açısından yetersiz kalabilmektedir. Zira, hem kara parçası, hem hava, hem

de su üzerinde hareket edebilen ve hovercraft olarak adlandırılan bir takım motorlu

taĢıtların varlığı, taĢıt kavramının unsurlarının yeniden değerlendirilmesini

gerektirmektedir.

Kara parçası üzerinde hareket hâlindeyken Karayolları Trafik

Kanununun kapsamına giren bu tür taĢıtların rehni, bu araçların kayıtlı oldukları

42 Karayolları Trafik Kanunu anlamında motorlu taĢıt sayılmayan hava araçlarının verdikleri

zararlar için Karayolları Trafik Kanunundaki tehlike sorumluluğuna ait hükümleri uygulanamaz. Bkz., Nomer, s. 43; Oğuzman / Öz, s. 634; Kılıçoğlu, Sorumluluk, s. 21;

Kılıçoğlu, Borçlar, s. 278; Bolatoğlu, s. 39. Bu araçlar, havada veya karada bir zarara

sebebiyet vermiĢlerse, Türk Sivil Havacılık Kanununun 133 – 140. maddeleri arasında yer alan sorumluluğa iliĢkin hükümleri uygulanır.

43 Oftinger / Stark, s. 43 – 44; Oftinger, Haftpflichtrecht, s. 466; Tandoğan, Öneriler, s. 204;

Nomer, s. 43; Bolatoğlu, s. 39; Oğuzman / Öz, s. 634; Eren, Karayolları, s. 171 – 172; Eren,

sicillerine tescil ile kurulacaktır. Dolayısıyla, bu tür araçlar üzerinde rehin hakkının

tesisi trafik siciline tescil edilerek kurulamaz.

Belgede Motorlu taşıt rehni (sayfa 154-161)