• Sonuç bulunamadı

GEMĠ REHNĠ

Belgede Motorlu taşıt rehni (sayfa 127-135)

Türk Medenî Kanunu bakımından taĢınır mal niteliğini taĢıyan gemiler

üzerinde, mevcut veya henüz doğmamıĢ olmakla birlikte doğması kesin ya da

muhtemel olan bir alacağı teminat altına almak üzere rehin hakkı tesis edilebilmesi

mümkün kılınmıĢtır

375

.

Gemi, niteliği itibarıyla taĢınır mal olarak değerlendirilmeye uygunsa

da

376

gemi siciline kayıtlı gemiler, aynî haklar bakımından doğrudan doğruya taĢınır

veya taĢınmaz mal olarak kabul edilmeyerek kendine özgü bir rejime tâbi

tutulmuĢlardır. Bu bakımdan, sicile kaydedilmiĢ gemiler için rehin tesisi, diğer

taĢınırlar üzerinde gerçekleĢtirilen rehin tesisinden farklı, özel ve ayrıntılı bir Ģekilde

düzenlenmiĢtir

377

.

375 Kender, Rayegân / Çetingil, Ergon, Deniz Ticareti Hukuku, 11. Baskı, Ġstanbul 2009, s. 62.

Ġsviçre Hukuku açısından aynı sonuç için bkz., Engi, s. 104; Altorfer, s. 57 vd.

376 Gemilerin hukukî niteliği hakkında 6762 sayılı Ticaret Kanununda herhangi bir hüküm

olmadığı hâlde, 6102 sayılı Ticaret Kanunu 936. maddesi ile sicile kayıtlı olup olmadıklarına bakılmaksızın bütün gemilerin taĢınır eĢya niteliğini haiz olduğunu vurgulamıĢtır. Bu kuralın uygulanmayacağı hâller ise, Kanunun 937. maddesinde düzenlenmiĢtir. Ayrıca bkz.,

Algantürk Light, S. Didem, TTK Tasarısı’nın Deniz Ticareti BaĢlıklı BeĢinci Kitabı Ġle

Getirilen Düzenlemeler ve Değerlendirmeler, Ġstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 5, S. 10, 2006/2, s. 123 – 145, http://www.iticu.edu.tr/ Kutuphane/ dergi/s10 /M00150.pdf. EriĢim Tarihi: 12.02.2009; Aydın, Sevgican, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Deniz Ticareti Hukukuna Getirdiği Yenilikler, ĠBD., C. 83, S. 2, 2009, s. 759 – 771, s. 760.

377 Köprülü / Kaneti, s. 448; Kalpsüz, s. 39 vd. Ġsviçre’de de aynı yargının geçerli olduğu

söylenebilir. Zira, Ġsviçre’de gemi siciline kayıtlı gemilerin yalnızca teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni usulüyle rehnedilebileceği, bu gemiler üzerinde teslime bağlı rehnin veya hapis hakkının kurulamayacağı kanunen düzenlenmiĢtir. Bkz., Altorfer, s. 64. Bu özel ve ayrıntılı düzenleme doğrultusunda Ticaret Kanununun gemi rehni yerine, gemi ipoteği terimini tercih ettiği belirtilmelidir. Ayrıca bkz., Oftinger / Bär, Systematischer Teil, N. 75; Cansel, Menkul, s. 14 – 15. Oysa, Yeni Ticaret Kanunun tercihi gemi rehni Ģeklindedir. Bkz., 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun BeĢinci Kitabının Birinci Kısmının Dördüncü Bölümünün Üçüncü Ayırımının baĢlığı. Ġcra ve Ġflâs Kanunu ise, sicile kayıtlı olan gemileri, taĢıdıkları ekonomik değer sebebiyle ĠĠK. m. 23 ve 26 çerçevesinde taĢınmaz eĢya hükümlerine tâbi kılmıĢtır. Gemi siciline kaydedilmemiĢ gemiler ise, aynî haklar bakımından Medenî Kanunun taĢınır mallara iliĢkin hükümlerine tâbi olacaktır. Bkz., Akıncı, s. 234. Bu doğrultuda, gemi siciline kayıtlı olmayan gemiler üzerindeki akdî rehin hakları, Medenî Kanunun teslime bağlı rehne iliĢkin hükümlerine; kanunî rehin hakları ise, Medenî Kanunun hapis hakkına iliĢkin hükümlerine

Gemi siciline kayıtlı bir gemi üzerinde rehin hakkının kurulabilmesi için, rehin

konusu geminin alacaklının zilyetliğine geçirilmesi gerekmez. Zira, rehin hakkının

tesisi için, rehin hakkının tarafları olan gemi maliki

378

ile alacaklının bu konuda

anlaĢmıĢ olmaları ve rehnin gemi siciline tescil edilmiĢ olması gerekli ve yeterlidir

379

(TTK. m. 876/I; YTK. m. 1015/1

380

).

Bu doğrultuda, gemi rehninin (ipoteğinin), bir alacağı güvence altına

almak amacıyla gemi üzerindeki zilyetliğin devri gerekmeksizin, sicile kayıtlı

gemiler, gemi payları

381

ve inĢa hâlindeki gemiler ile donatma iĢtirakine ait bir

gemideki iĢtirak payı üzerinde

382

kurulabilen ve doğumu için gemi siciline tescili

tâbidir. Bkz., Türk Ticaret Kanunu Hakkındaki Hükümet Gerekçesi, TBMM. Zabıt Ceridesi, Devre 10, C. XII, S. 198, s. 46 ve 48; Kalpsüz, s. 5; Cansel, Menkul, s. 15; Akıncı, s. 30;

Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1090.

378

Borçtan Ģahsen sorumlu olan borçlu yerine, bir üçüncü kiĢi de baĢkasının borcu için kendi gemisi üzerinde rehin hakkı tesis edebilir. Zira, gemi ipoteğinde ipotek sözleĢmesinin tarafları gemi maliki ile alacaklıdır. Bkz., Engi, s. 100 – 101; Akıncı, s. 46 – 47; Kalpsüz, s. 66;

Ergüne, s. 75 – 76; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 61.

379

Sicile kayıtlı gemilerin TK. m. 876 (YTK. m. 1015)’da yer alan bu özel düzenlemeden ayrık olarak, Medenî Kanunun teslime bağlı taĢınır rehnine iliĢkin hükümleri çerçevesinde rehne konu yapılması mümkün olmayacaktır. Bkz., Kalpsüz, s. 55; Akıncı, s. 29. Aynı yönde bkz.,

Engi, s. 119; Brehm / Berger, s. 524; Schwab / Prutting, s. 345. Ayrıca, gemiler üzerinde

hapis hakkının söz konusu olamayacağı yönünde bkz., Engi, s. 119. Gemi rehninin hemen her ülkede teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni usulüyle kurulduğu yönünde bkz., Ball, s. 12 – 13.

380 Maddenin ikinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlesi ile üçüncü ve dördüncü fıkraları, 6762

sayılı Ticaret Kanununda mevcut olmayan yeni hükümlerdir. Yapılan değiĢikliklerle ipoteğin kurulmasına iliĢkin anlaĢmanın gemi sicil memuru huzurunda yapılmasına imkân tanınmıĢ, böylece taĢınmaz ipoteğinin tapu memuru huzurunda yapılmasını öngören Türk Medenî Kanunu hükümleriyle paralellik sağlanması amaçlanmıĢtır. Bkz., madde gerekçesi, Dinç, Mutlu, Yeni Türk Ticaret Kanunu, Ankara 2011, s. 832.

381 Üzerinde gemi ipoteği tesis edilmek istenen geminin paylı mülkiyet rejimine tâbi olduğu

durumlarda, paydaĢlardan her biri kendi payı üzerinde diğer paydaĢların rızasına gerek duymaksızın gemi ipoteği kurabilir (MK. m. 688/III). Geminin elbirliği mülkiyeti rejimine tâbi olduğu durumlarda ise, gemi üzerinde ipotek tesisi için bütün ortakların birlikte hareket etmesi Ģarttır (MK. m. 702/III).

382 TK. m. 965/IV göre, donatma iĢtirakinde, müĢterek donatanlardan her biri kendi iĢtirak payını

diğerlerinin rızasına bağlı olmadan alacaklı ile imzası noterden tasdikli bir rehin sözleĢmesi yaparak rehnedebilir. Bu ihtimalde de, rehin hakkının doğumu sözleĢmeye istinaden gemi siciline yapılacak tescile bağlıdır. MüĢterek donatanların ortaklık payının rehni, maddî anlamda taĢınır bir mal olan gemi üzerinde kurulan rehin hakkından farklı olarak haklar üzerinde kurulmuĢ bir rehin hakkı niteliğini haizdir. Bkz., Kalpsüz, s. 213; Ergüne, s. 81. Ayrıca bkz., Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Hakkında Hükümet Gerekçesi, s. 49. Bu hükmü karĢılayan YTK.

gereken fer’î bir sınırlı aynî hak olduğu belirtilebilir

383

.

Gemi sahibinin kredi ihtiyacını

384

karĢılayacak bir teminat olarak gemi ipoteği,

alelâde ipotek ile aynı niteliktedir; buna karĢın, tedavül amacıyla düzenlenen taĢınır

kıymet niteliğindeki ipotekli borç senedi ve irat senedinden farklıdır

385

. Bu

bakımdan, gemi ipoteğinin yalnızca bir teminat ipoteği Ģeklinde tesis edilebilir

kılınması, taĢınmaz ipoteğine nazaran gemi ipoteğine getirilmiĢ önemli bir

kısıtlamadır

386

.

m. 1007’nin birinci ile üçüncü fıkraları 6762 sayılı Kanunun 868. maddesinin ikinci fıkrası ile 965. maddesinden, son fıkrası da 870. maddesinin birinci fıkrasından uyarlanarak alınmıĢtır. Böylece, gemi payı ve iĢtirak payının devri, gemi devrine benzer Ģekilde düzenlenmiĢtir. Sicile kayıtlı gemi payı ile iĢtirak payının temliki hakkında farklı maddelerde yer alan hükümler birleĢtirilerek sadelik sağlanmıĢtır. Bkz., madde gerekçesi, Dinç, Ticaret, s. 825. ĠĢtirak payı üzerinde tesis edilen rehinler hakkında, Medenî Kanunun taĢınır rehnine iliĢkin hükümlerinin (MK. m. 939 vd.) kıyasen uygulanacağı belirtilmelidir (TK. m. 966/IV). Hükmün yeni kanundaki karĢılığı YTK. m. 1012 ise, bu kuralı değiĢtirerek ĠĢtirak payının rehni konusunda Türk Medenî Kanununun alacaklar ve haklar üzerindeki rehinlere iliĢkin hükümlerinin uygulanacağını düzenlemiĢ, buna gerekçe olarak da iĢtirak payının niteliğinin sahibine, gemi üzerinde bir hak bahĢetmekte olmasını göstermiĢtir. Bkz., madde gerekçesi, Dinç, Ticaret, s. 830.

383 Akıncı, s. 5; Antmen, s. 36. Farklı tanımlar için bkz., Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 61;

Algantürk, S. Didem, Türk ve Ġngiliz Hukukunda Gemi Ġpoteğinin Yeri, Yüksek Lisans Tezi,

Ġstanbul 1996, s. 7. Ayrıca bkz., Zobl, Art. 884 – 887, Systematischer Teil, N. 366 vd.;

Oftinger / Bär, Systematischer Teil, N. 71 vd.; Altorfer, 56 vd.; Engi, s. 91 vd.; Ball, s. 12

vd.; Brehm / Berger, s. 524; Schwab / Prutting, s. 345 vd. Gemi rehni, evvelden beri Alman Hukuku bakımından teslimsiz ve sicilli taĢınır rehninin belli bir döneme kadar ilk ve tek uygulaması olarak dikkat çekmektedir. Bkz., Gerster, s. 120. Ayrıca bkz., Ball, s. 12 – 35;

Engi, s. 50 – 60. Zira, Alman Medenî Kanununun taslağını hazırlayan yazarlara göre teslimsiz

rehin, taĢınırlar için uygun bir rehin kurma yöntemi değildir. Bkz., Doskotz, s. 2, 39 vd.

384 Gemi ipoteğinde, uluslararası kredi iĢlemlerinde büyük kolaylık sağlayan bir olanak olarak,

aynı derecede birden fazla para türü kullanılmamak kaydıyla yabancı para üzerinden gemi ipoteği tesis olunabilir (TK. m. 939). Ticaret Kanunun 939. maddesi, 20.04.2004 tarihli ve 5136 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiĢtirilmeden önce, yabancı para üzerinden gemi ipoteğinin tesisi için Maliye Bakanlığının izni ve bu iznin sicile geçirilmesi gerekmekteydi. Bkz., Akıncı, s. 218; Köprülü / Kaneti, s. 448; Algantürk, Tez, s. 64; Demir, s. 43; Karabel, s. 24. Hükmün 6102 sayılı Kanundaki karĢılığı olan 1016. madde, 6762 sayılı Kanunun 893, 938, 939 ve 940. maddelerinden değiĢtirilerek alınmıĢtır ve yabancı para üzerinden ipotek tesisi Türk Medenî Kanununun 851. maddesine paralel olacak Ģekilde düzenlenmiĢtir. Bkz., madde gerekçesi, Dinç, Ticaret, s. 833.

385 Bkz., Türk Ticaret Kanunu Tasarısı hakkından Hükümet Gerekçesi, s. 49.

386 Kalpsüz, s. 58; Aydoğdu, Murat, Ġpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu Ġle Ġlâmsız Takip, Prof. Dr.

TK. m. 876/II (YTK. m. 1015/2) hükmü gereğince, ipotek tesisine iliĢkin

anlaĢmaların yazılı Ģekilde yapılması ve imzaların noterce onaylanması Ģarttır. Bu

bakımdan, sicile yapılacak tescilin hukukî sebebi durumundaki rehin sözleĢmesinin

yazılı Ģekilde yapılması ve imzaların noterden onaylatılması bir geçerlilik Ģartıdır

387

.

Bu sözleĢmenin ardından, rehin hakkının doğumu için, hakkın gemi siciline tescili

zorunludur

388

(TK. m. 876/I; YTK. m. 1015/1). Alenî nitelikteki gemi siciline

yapılacak olan bu tescil, rehin hakkının doğumu bakımından kurucu bir etkiye

sahiptir

389

.

Tescil talebini, geminin sicilde maliki olarak gözüken kiĢi yapacaktır

390

.

Malikin tescil talebinde bulunmaktan kaçınması hâlinde alacaklı, malikle arasındaki

387 Akıncı, s. 61; Kalpsüz, s. 68; Akipek / Akıntürk, s. 834; Ergüne, s. 76; Antmen, s. 37;

Algantürk, Tez, s. 25. Ġsviçre Hukukunda ise, rehin sözleĢmesinin geçerliliği için yazılı

sözleĢme ve tarafların imzaları yeterli sayılmıĢtır. Bkz., Altorfer, s. 59; Engi, s. 117 – 118. Ayrıca bkz., Ball, s. 13 – 14.

388 Rehin hakkının kurulmasının sicilde gerçekleĢtirilecek tescile bağlı olması, Almanya,

Yunanistan, Ġsveç, Norveç, Danimarka, Brezilya, Arjantin, Hollanda, Finlandiya ve Rusya gibi pek çok ülkede benimsenmiĢ bir usuldür. Bkz., Ball, s. 14, 35 – 66. Yabancı bir memlekette iktisap edilip, henüz Türk gemi siciline kaydedilmemiĢ olan gemilerde bayrak Ģahadetnamesine Ģerh, tescil hükmündedir (TK. m. 876/I, c. 2; YTK. m. 1015/5). Bu bakımdan, söz konusu durumun tescil ilkesinin bir istisnası olduğu savunulabilir.

389

Kalpsüz, s. 69; Akıncı, s. 52, 58; Kender / Çetingil, s. 63; Reisoğlu, Menkul, s. 15; Esener /

Güven, s. 493; ErtaĢ, EĢya, s. 549; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 61; Antmen, s. 37,

dn. 71; Ergüne, s. 76; Demir, s. 43; Karabel, s. 24; Toprak, s. 10 – 11; ġeker, Zehra, Türk Hukukunda Gemi Sicillerinin DüzenleniĢi ve Sahip Olduğu Fonksiyonlar, Cumhuriyetin 75. Yıl Armağanı, Ġstanbul 1999, s. 879 – 896, s. 891. Ayrıca bkz., Altorfer, s. 59, 60, 61; Ball, s. 17; Engi, s. 118. Bu kurucu etkiden yola çıkarak, tescilin teslime bağlı rehinde zilyetliğin devrini karĢıladığı ve böylece taĢınır rehnindeki zilyetliğin devri ile gerçekleĢtirilen açıklık ilkesinin bu rehin türünde tescil ile sağlandığı savunulabilir. Bu özelliği ile gemi ipoteği, rehin konusu geminin zilyetliğinin alacaklıya devrini gerektirmeyen sicilli bir taĢınır rehni türüdür. Bkz., Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 805; Cansel, Menkul, s. 7, 15; Reisoğlu, Menkul, s. 15; Köprülü / Kaneti, s. 447; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 1089; Esener / Güven, s. 492; Ergüne, s. 76; Karabel, s. 23. Kalpsüz ise, her bakımdan taĢınmaz rehni hükümlerine uygun bir Ģekilde düzenlenmiĢ bulunan gemi siciline kayıtlı gemilerin rehnini, bir sicilli taĢınır rehni olarak kabul etmiyor ve gemi ipoteğinin taĢınmaz rehni hakkındaki hükümler örnek alınarak ayrıntılarıyla düzenlenmiĢ özel bir rehin türü olduğunu belirtiyor (Kalpsüz, s. 59). Hem Ġngiliz, hem de Türk Hukuku açısından gemi ipoteğinin bir sicil ipoteği olduğu yönünde bkz., Algantürk, Tez, s. 15.

390 Ergüne, s. 76. KarĢı görüĢ için bkz., Kalpsüz, s. 72; Akıncı, s. 63; Algantürk, Tez, s. 31.

Alman Hukukunda tescilin gerçekleĢtirilmesi için herhangi bir Ģekil Ģartının aranmadığı hususunda bkz., Ball, s. 16.

rehin sözleĢmesine dayanarak tescile zorlama davası açabilmelidir

391

.

Türk Ticaret Kanununda özgün ve ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiĢ olan gemi

ipoteği, sicilli bir taĢınır rehni türü olarak nitelendirilmekteyse de, kanunkoyucu,

gemi ipoteğine iliĢkin hükümlerin pek çoğunda taĢınmaz rehnine iliĢkin hükümlere

atıflar yapmıĢtır (örneğin, TK. m. 877/II, 894, 898/I, 900/I; YTK. m. 1013/2, 1017,

391

Açılan bu davada alacaklının talebine uygun bir kararın çıkması durumunda, gemi ipoteğinin ne zaman doğacağı sorunu ortaya çıkar. Bu sorunun çözümü için, bir yandan mahkeme kararına istinaden sicilde gerçekleĢtirilecek tescilin rıza ile yapılan tescil gibi kurucu nitelik taĢıdığı düĢünülebilirken; diğer yandan, mahkeme kararıyla gemi ipoteğinin kurulduğu, sonradan yapılan tecilin açıklayıcı nitelikte olduğu ileri sürülebilir. Bu konuda, Ticaret Kanununda hüküm bulunmadığı gibi, Medenî Kanuna da atıf yapılmamıĢtır. Aslında, konu, kanunkoyucunun, diğer sınırlı aynî hakların tescil dıĢı kazanımı bakımından taĢınmaz mülkiyeti hükümlerine atıf yaptığı hâlde (MK. m. 780, 795, 823, 838, 840), taĢınmaz rehni için böyle bir atfı tercih etmemesi sebebiyle taĢınmaz rehni bakımından da tartıĢmalıdır. Öğretide, taĢınmaz mülkiyetinin tescil dıĢı kazanımını düzenleyen Medenî Kanunun 705 ve 716. maddelerinin burada uygulanmayacağını, kanunkoyucunun taĢınmaz rehni için açıkça atıf yapmaktan kaçınmıĢ olmasına bağlayarak kabul eden yazarlar olduğu gibi (bkz., Wieland /

Karafakı, s. 556; Von Tuhr / Edege, s. 554, dn. 28; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s.

730; Gürsoy / Eren / Cansel, s. 985; Davran, Rehin, s. 31), karĢı görüĢü savunarak mahkemenin tescilin yapılması yönündeki kararının kurucu nitelik taĢıdığını kabul eden yazarlar da bulunmaktadır. Bkz., Köprülü / Kaneti, s. 299; Akipek, III, s. 201; Ayan, III, s. 172; Hatemi / Serozan / Arpacı, s. 730, 737; ġener, Yavuz Selim, Türk Hukukunda Ġpotek ve Uygulaması, 2. Bası, Ġstanbul 2006, s. 89. TaĢınmaz rehni bakımından ileri sürülen ve daha tutarlı görünen bu ikinci görüĢü, gemi ipoteğinin bir mahkeme kararına istinaden kurulması açısından uygulamak mümkün değildir. Zira, taĢınmaz rehni açısından bile uygulanabilirliği tartıĢmalı olan MK. m. 716’nın burada kıyasen uygulanması amaca aykırı olur. O hâlde, alacaklı mahkemeye müracaat ederek elde ettiği hükmün kesinleĢmesi ile gemi ipoteği hakkını kazanamayacak, gemi siciline yapılacak olan tescil ile ipotek hakkı kazanılmıĢ olacaktır. Bkz.,

Ergüne, s. 77. Aynı yönde bkz., 11 HD., 8.12.1987, E. 1987/6007, K. 1987/6843,

“…Mahkemece ancak iki tarafın karĢılıklı ve yasanın öngördüğü Ģekle uyulmak suretiyle bir ipotek sözleĢmesi yapıldıktan sonra borçlunun bunu tescil ettirmekten kaçınması hâlinde, diğer tarafın mahkemeden keyfiyetin gemi siciline tescilini isteme hakkı mevcuttur. ĠĢte, ancak böyle bir durumda mahkeme kararı tescil talebi veya muvafakat yerine geçerek ipoteğin tesciline esas tutulabilir…” (YKD., C. XIV, S. 4, 1988, s. 510 – 513). Alacaklının gemi siciline tescilin yapılması için açmıĢ olduğu bu dava, söz konusu hakkın yeteri kadar korunmasını sağlamaya yetmeyecektir. Zira, açılan davaya rağmen malikin gemi üzerindeki tasarruf yetkisi devam etmektedir. Kanunkoyucu, malikin dava sonuçlanıncaya kadar gemi üzerinde gerçekleĢtireceği ve alacaklının henüz tescil edilmemiĢ ipotek hakkı ile bağdaĢmayacak tasarruflarının engellenmesi adına, TK. m. 879 ve bu hükmü arılaĢtırarak aynen karĢılayan YTK. m. 977/1’in “Bir gemi veya gemi ipoteği üzerinde bir hakkın kurulmasını veya kaldırılmasını yahut böyle bir hakkın içeriği veya derecesinin değiştirilmesini isteyebilmek hakkını teminat alına alabilmek için gemi siciline şerh verilebilir. Gelecekte doğacak veya şarta bağlı bir istem hakkının teminat altına alınması amacıyla gemi siciline şerh verilmesi mümkündür.” Ģeklindeki hükmünü düzenleme altına almıĢtır. Bu hüküm sayesinde, sicile tescil yapılmadığı için henüz aynî hakka sahip olmayan, fakat gemi ipoteği sözleĢmesi sebebiyle gemi üzerinde aynî hak değiĢikliğine yol açacak Ģahsî bir hakka sahip olan alacaklı, sicile iĢlenecek Ģerh ile malikin, sözü edilen beklemece hakkı ile bağdaĢmayan tasarruflarını engelleyebilecektir. Görüldüğü gibi, TK. m. 879 (YTK. m. 977) hükmü, MK. m. 1010/I, b. 1’de yer alan çekiĢmeli hakların korunması amacıyla verilen Ģerhler ile aynı amaca hizmet etmektedir.

1018/1, 1020/1). Bunlardan, TK. m. 894 (YTK. m. 1017)’ün MK. m. 870 – 872

hükümlerine yaptığı atıf sebebiyle gemiler üzerinde tesis edilecek ipotek haklarının

sırası bakımından sabit derece ilkesi uygulama alanı bulacaktır

392

.

Gemi sicilindeki bir kayda iyiniyetle güvenerek gemi ipoteği kazanan kiĢiler,

bu kayıt gerçek hak durumuna uygun düĢmese de korunacaktır

393

. Bu sebepledir ki,

iyiniyetle kazanmayı düzenleyen TK. m. 885/I (YTK. m. 983/1) gereğince, alacaklı

ile rehin sözleĢmesi yapan ve ipoteğin tescilini talep eden kiĢinin (sicil malikinin)

geminin gerçek maliki olması aranmaz.

TK. m. 885 (YTK. m. 983

394

) hükmü dıĢında, zilyetliğe bağlı olarak taĢınırlar

üzerinde iyiniyetle aynî hak kazanımını düzenleyen hükümler (MK. m. 988, 939/II),

gemi ipoteği bakımından uygulama alanına sahip değildir. Sicile tescil edilmiĢ bir

gemi üzerinde ipotek hakkının kazanımı, zilyetlikten bağımsız olarak elde edildiğine

göre, zilyetliğin gemi ipoteğinde aynî hakkı kurucu bir özelliğe sahip olmadığı

belirtilmelidir

395

.

Gemi ipoteği de, diğer rehin haklarında olduğu gibi alacaklıya alacağın

muaccel olmasına rağmen borcun ifa edilmemesi durumunda rehin konusu gemiyi

392 Kalpsüz, s. 132; Akıncı, s. 146; Kender / Çetingil, s. 64 – 65; Reisoğlu, Menkul, s. 16; ErtaĢ,

EĢya, s. 549; Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 64, Ergüne, s. 80; Algantürk, Tez, s. 58. Aynı yönde bkz., Engi, s. 119; Altorfer, s. 61.

393 Gemi sicilinin sahip olduğu kamu güveninin korunması ilkesi gereğince, sicile kayıtlı bir gemi

üzerinde rehin hakkının iyiniyetle kazanılması mümkündür. Bkz., Akıncı, s. 54; Kalpsüz, s. 66; Reisoğlu, Menkul, s. 16; Ergüne, s. 81; Antmen, s. 36; ġeker, s. 894; Algantürk, Tez, s. 33. Ayrıca bkz., Ball, s. 14; Engi, s. 113; Altorfer, s. 61 – 62.

394 YTK. m. 983 hükmü, TK. m. 885’in baĢlığı “Sicile güven ilkesi” olarak değiĢtirilerek ve

hükmün dili TürkçeleĢtirilerek yeni kanuna alınmıĢtır. Ayrıca maddede gemi siciline güven ilkesinden yararlanılmasına engel olacağı belirtilen “iktisap edenin suiniyet sahibi bulunmuş olması” hâli mehaz Alman Kanununa uygun olarak iktisap edenin “kaydın doğru olmadığını bilmesi ve bilmesinin gerekmesi” Ģeklinde ifade edilmiĢtir. Nihayet, sicile bir itirazın kaydedilmiĢ olması ihtimali madde metninden çıkarılmıĢtır. Bkz., madde gerekçesi, Dinç, Ticaret, s. 810.

395 Sicile kaydedilmemiĢ gemiler, Medenî Kanunun taĢınırlara iliĢkin hükümlerine tâbi olduğuna

göre (TK. m. 867/I; YTK. m. 997/1), bu tür gemiler üzerinde MK. m. 988 ve 939/II hükümleri çerçevesinde rehin hakkının iyiniyetle kazanılabileceği unutulmamalıdır. Bkz., Ergüne, s. 82.

paraya çevirterek alacağını alma yetkisi tanır

396

. Gemiyi paraya çevirtme yetkisinin

doğması için alacağın muaccel olması beklenmeli ise de, TK. m. 909/I (YTK. m.

1030/1)’e göre, gemi ve tesisatın kötüleĢmesi sonucu ipoteğin sağladığı güvence

tehlikeye düĢerse, alacaklı, tehlikenin ortadan kaldırılması adına malike uygun bir

süre vererek ve süre sonunda tehlikenin giderilmemesi ihtimalinde, ipoteği vadeden

önce paraya çevirme hakkına sahiptir.

Teminat altına alınan alacağın kapsamı bakımından, TK. m. 898/I taĢınmaz

rehni ile teminat altına alınan alacağın kapsamına iliĢkin hükümlere (MK. m. 875,

876); rehin konusunun kapsamı bakımından ise, TK. m. 900/I (YTK. m. 1020/1)

rehin konusu taĢınmazın kapsamına iliĢkin hükümlere (MK. m. 862, 863) yollama

yapmıĢtır

397

. YTK. m. 1018/1 hükmü ile TK. m. 898/I’de yer alan prensip aynen

benimsenirken; TK. m. 900/I hükmünü karĢılayan YTK. m. 1018/1 hükmünde de

aynı atıf korunmuĢtur. Fakat, birinci fıkranın navlun ile ilgili ikinci cümlesi,

navlunun taĢıyan geminin iĢletilmesinden dolayı değil, yük taĢıma taahhüdünün ifası

karĢılığında talep edilecek bir ücret olması dolayısıyla metinden çıkarılmıĢtır

398

.

Ġpotekle teminat altına alınmıĢ bir gemi alacağının temliki, yazılı temlik

beyanını ve temlikin gemi siciline tescilini gerektirir (TK. m. 921/III; YTK.

m.1038/3). Alacak miktarı belirsiz veya değiĢken ise, alacak, alacağın temliki

hakkındaki genel hükümlere (BK. m. 162 – 172; TBK. m. 183 – 194) göre de

396 ĠĠK. m. 23 uyarınca, Ġcra ve Ġflâs Kanunundaki ipotek deyimi gemi ipoteklerini de, taĢınmaz

deyimi, gemi siciline kayıtlı olan gemileri de kapsar. Bu nedenle, gemi ipoteğinin paraya çevrilmesi, Ġcra ve Ġflâs Kanunu açısından, taĢınmaz rehninin paraya çevrilmesine iliĢkin hükümler çerçevesinde gerçekleĢtirilir. Bkz., Gürdoğan, Rehin, s. 58; Köprülü / Kaneti, s. 448; Uyar, Rehin, s. 151; Kalpsüz, s. 145; Akıncı, s. 138; Kender / Çetingil, s. 65;

Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 66; Aydoğdu, s. 325; Algantürk, Tez, s. 76; Karabel, s.

23; Hızır, Serdar, Gemi Alacaklısı Hakkının BahĢettiği Bir Ġmkân Olarak Rehnin Paraya Çevrilmesi Suretiyle Takip Usulü, BATĠDER., C. XXIII, S. 4, 2006, s. 357 – 403, s. 389.

397 Deniz yolu ile eĢya taĢıma sözleĢmesinde taĢıyana, malın taĢınması karĢılığında ödenecek ücret

olarak ifade edilebilecek navlun da, TK. m. 900/I, c. 2 gereğince, rehnin kapsamında yer alacaktır. Bkz., Kalpsüz, s. 96 – 97; Akıncı, s. 90; Kender / Çetingil, s. 63; Antmen, s. 37;

Karahacıoğlu / Doğrusöz / Altın, s. 62; Algantürk, Tez, s. 43; Karabel, s. 24. Ancak, daha

önce değinildiği gibi, YTK. m. 1020/1, isabetli bir tercihle navlunu rehnin kapsamından çıkarmıĢtır.

398

devredilebilir. Ayrıca, bu durumda gemi ipoteği alacak ile birlikte intikal etmez

399

(TK. m. 921/IV; YTK. m. 1038/4).

Gemi ipoteği, alacak hakkının son bulması (TK. m. 926; YTK. m. 1044),

ipotek alacaklısı ve malik sıfatlarının aynı kiĢide birleĢmesi (TK. m. 928/I; YTK.

m.1045/1), alacaklının ipotekten feragat etmesi (TK. m. 927; YTK. m. 1050),

ipoteğin alacaklıya sağladığı hakların zamanaĢımına uğraması (TK. m. 929; YTK.

m.1048), ipotek süresinin dolması

400

, tarafların anlaĢması

401

, borçlunun talebi üzerine

icra mahkemesince ipotek kaydının terkinine karar verilmesi (ĠĠK. m. 153)

nedenleriyle sona erecektir.

Ayrıca, geminin kurtarılamayacak Ģekilde batması (TK. m. 851/I; YTK. m.

Belgede Motorlu taşıt rehni (sayfa 127-135)