• Sonuç bulunamadı

BĠR SĠCĠLE TESCĠLĠ ZORUNLU OLAN TAġINIRLAR ÜZERĠNDE REHĠN

Belgede Motorlu taşıt rehni (sayfa 80-87)

743 sayılı Medenî Kanunun taĢınır rehniyle ilgili 853. maddesi, kanunun saklı

tuttuğu istisnalar haricinde taĢınırların ancak teslime bağlı rehin yoluyla

rehnedilebileceğini öngörmekteydi. Bu kuralın hayvan rehni ile ilgili olan tek

istisnası ise, 854. maddede düzenlenmiĢ bulunmaktaydı

219

. Sıkı Ģartlara bağlanmıĢ

hayvan rehni dıĢında, taĢınır bir eĢya üzerinde eĢyanın zilyetliği malikte bırakılarak

rehin tesisi söz konusu değildi. Bu durum, uygulamada ciddî sorunların yaĢanmasına,

muvazaalı ya da kanuna karĢı hile oluĢturan iĢlemlerin ortaya çıkmasına sebep

olmaktaydı

220

.

219 Aslında, hem Roma Hukukunda, hem de Ġsviçre Hukukunda (kantonlarda) 1881 tarihli Borçlar

Kanununun hükümlerine istinaden çok sayıda teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni uygulamasına rastlanmaktadır. Bu bakımdan, gerek Roma Hukukunun gerekse Ġsviçre Hukukunun teslimsiz taĢınır rehnine yabancı oldukları söylenemez. Bkz., Altorfer, s. 25 vd.; Tuor / Schnyder / Schmid / Rumo-Jungo, s. 1168; Engi, s. 61 – 65; Daeniker, s. 10. Aynı varsayımın Ġngiliz ve

Fransız Hukuku açısından da geçerli olduğu söylenebilir. Bkz., Simitis, s. 96, 98; Judit /

Orsolya, s. 850 – 852. Avusturya Hukukunda ise, teslime bağlı rehnin eskiden beri hâkim

olduğu, çok az sayıda teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni uygulamasının bulunduğu ifade edilebilir. Bkz., Altorfer, s. 124 vd., 148 vd., 202; Doskotz, s. 3 – 10 ve 29 – 31;

Ball, s. 41 vd., 44 vd.,

68; Hofmann, s. 20 vd. Ayrıca bkz., Engi, s. 7 – 40; Daeniker, s. 69 vd., 149. Hollanda

Hukukunda yer alan taĢınır rehni uygulaması ve bu konuda yaĢanan sorunlar hakkında bkz.,

Reich, s. 189 vd. Avusturya Hukukunda olması gereken hukuk açısından teslimsiz ve sicilli

rehin prensibinin benimsenmesinin gerektiği yönünde bkz., Hofmann, s. 64. Tarihî açıdan bir değerlendirme yapıldığında teslimsiz ve sicilli taĢınır rehninin Ġsviçre’nin her kantonundaki uygulamasının farklı olduğu görülür. Örneğin, 1800’lü yıllarda teslimsiz ve sicilli taĢınır rehninin Zürih, Lozan, Obwalden kantonlarında oldukça geniĢ bir uygulanma alanı varken; Zug, Uri, Schwyz, Schaffhausen, Thurgau, Appenzell kantonlarında sınırlı bir uygulanma alanı vardır. St. Gallen, Appenzell I.-Rh., Glarus, Nidwalden kantonlarında ise, teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni uygulaması tamamen yasaklanmıĢtır. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bkz.,

Altorfer, s. 25 – 27; Gerster, s. 17 – 120; Doskotz, s. 31 – 39; Ball, s. 11 – 12; Daeniker, s.

11 – 13. Ayrıca bkz., Girsberger, s. 98 – 99.

220

Bu durumun temel sebebi olan teslime bağlı rehin ilkesi bu yönüyle neredeyse bütün hukuk sistemlerinde her zaman eleĢtiriye açık olmuĢtur. Bkz., Altorfer, s. 211. Ayrıca bkz., Simitis, s. 95; Schorling, s. 67. Uluslararası düzeyde taĢınır rehni hakkındaki temel problemler için

bkz., Reich, s. 228 vd. Bu durumu nazara alan ve rehin konusu nesnenin rehin veren tarafından kullanılmasını mümkün kılacak modern bir teminat hukuku yaratma gayreti içinde olan EBRD’nin çalıĢmaları ve model hukuku hakkında bkz., Simpson, John / Menze, Joachim, Ten years of secured transactions reform, EBRD Law in Transition Newsletter, 2000, s. 20 – 28; http://www.ebrd.com/ pubs/legal/lit002b.pdf. EriĢim Tarihi: 12.02.2009. Ayrıca bkz.,

Fairgrieve, Duncan, Provision of Security in Transition Countries, EBRD Law in Transition

Newsletter, 1998, s. 1 vd., http://www.ebrd.com/pubs/legal/lit981.htm. EriĢim Tarihi: 12.02.2009. EBRD’nin yirmi altı ülke hukukunda yaptığı reform çalıĢmasına iliĢkin sonuç için bkz., Fairgrieve, Duncan / Andenas, Mads, Securing Progress in Collateral Lawreform, The EBRD’s Regional Survey of Secured Transactions Laws, EBRD Law in Transition Newsletter, 2000, s. 28 vd., http://www.ebrd.com/pubs/legal/lit002b.pdf. EriĢim tarihi: 12.2.2009.

Özellikle, motorlu araçların alımı gibi rehin konusu taĢınırın kredi kullanılarak

alındığı durumlarda, taĢınırın, rehinli alacaklı olan kredi kurumuna teslimi, bir

taraftan, rehinli alacaklı konumunda bulunan kredi kurumunun rehin konusunun

muhafazasında önemli sorunlar yaĢamasına sebep olmakta

221

; diğer taraftan ise, rehin

verenin rehin konusu taĢınırı kullanarak kredi borcunu ödemesini zorlaĢtırmakta,

hatta imkânsız hâle getirmekteydi

222

. Teslime bağlı rehin kuralını aĢmak ve bu

kuralın olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için uygulamada rehinli alacaklı, rehin

verene karĢı muvazaalı bir icra takibi yaparak, rehin konusu taĢınıra haciz

koyduruyor ve taĢınırı yediemin olarak rehin verene teslim ediyordu

223

.

Kanunkoyucu, sözü edilen ihtiyacı karĢılamak ve hukuk dıĢı uygulamaları

engellemek amacıyla, 743 sayılı Medenî Kanunun 853. maddesini karĢılayan 4721

sayılı Medenî Kanunun 940. maddesine, “Gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının

221 Altorfer, s. 213; Oftinger / Bär, Art. 884, N. 200.

222 Altorfer, s. 211; István, s. 2; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 829; Barlas, Aynî, s.

573 – 574; Kılıçoğlu, Medenî, s. 367; Öğüz, s. 722; Ergüne, s. 129; Kısa, Tez, s. 74; Kısa, DüĢünceler, s. 510; Ozanoğlu, Hasan Seçkin, Türk Medenî Kanunu’nun 940. Maddesinin II. Fıkrası (Motorlu Araç Rehni) Üzerine, Über Das Türkische ZGB Art. 940/Abs. 2 (Fahrnisverschreibung bei Motorfahrzeugen), GÜHFD., C. V, S. 1 – 2, 2001, s. 22 – 38, s. 26. Benzer yönde bkz., Doskotz, s. 1 – 2. Aynı sorunu dikkate alan Fransız Kanunkoyucusunun eskiden beri özel hukuk mevzuatlarında, teslimsiz ve sicilli taĢınır rehninin çok farklı uygulamalarına yer verdiği görülür. Bkz., Daeniker, s. 69 – 142; Gerster, s. 121 – 132; Engi, s. 7 vd; Simitis, s. 96 vd. Ayrıca bkz., Doskotz, s. 10 – 29. Ball’a göre, teslime bağlı rehin müessesesinin doğurduğu bu sorunlar, teminaten temlik müessesesinin geliĢimini ve bir çözüm tarzı olarak uygulanmasını artırmıĢtır (Ball, s. 1). Ayrıca bkz., Simitis, s. 96.

223 Kılıçoğlu, Medenî, s. 367; Karabel, s. 18. Bundan baĢka, rehin konusu aracın, rehin verenin

bir yakınına yediemin olarak bırakılmasının ardından, bu kiĢinin söz konusu aracı rehin verene teslim etmesi ve böylece, rehinli araç üzerinde rehin verenin fiilî egemenliğinin sağlanması da (MK. m. 943 hükmüne rağmen) uygulamada karĢılaĢılan diğer bir yöntem olarak gösterilebilir. Bkz., Ozanoğlu, s. 25; Öğüz, s. 706 vd.; Barlas, Aynî, s. 573; Kuntalp, Erden, Teminat Hukukunda Son Yargıtay Kararları, Yargıtay’ın Nesnel Teminatla Ġlgili Olarak TaĢınır Rehninin KuruluĢuna ve Rehin Hakkı ile Alacak Arasındaki ĠliĢkiye ĠliĢkin Ġki Kararının Hukukî Değerlendirilmesi, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu XIV, 4–5 Nisan 1997, s. 3–22 , 10 vd. ; BaĢpınar, Veysel, Yeni Türk Medenî Kanunu Hakkında Bazı DüĢünceler, GÜHFD., C. III, S. 1 – 2, 1999, s. 48 – 62, s. 59; Er, s. 289 – 290; Kısa, Tez, s. 74. Polonya uygulamasında ise, Medenî Kanunda sadece taĢınırların teslime bağlı rehne konu yapılabiliyor olmaları aynı sorunları doğurmuĢ, Polonya’daki bankalar ise, kendi tutukları sicillere taĢınırlara iliĢkin rehin haklarını tescil etmek suretiyle basit bir teslimsiz rehin sistemi geliĢtirmiĢlerdi. Bu durumu nazara alan Polonya Meclisi taĢınırlar üzerinde sicilli ve teslimsiz rehni mümkün kılan bir rehin kanununu 6 Aralık 1996’da kabul ederek bu uygulamayı sonlandırmıĢtır. Bkz., Rich, William Arthur, Poland’s new collateral law, EBRD Law in Transition Newsletter, 1997, s. 1 vd., http://www.ebrd.lt/pubs/legal/lit97.pdf. EriĢim Tarihi: 12.02.2009, s. 3.

güvence altına alınması için, kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır

mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile

yazılmak suretiyle rehin kurulabilir. Rehnin kurulmasına ilişkin diğer hususlar

tüzükle belirlenir.” Ģeklindeki fıkranın eklenmesini uygun görmüĢtür.

Esasen, Yargıtay, bu hükmün tesisinden önce de motorlu araçların haczine

iliĢkin olarak verdiği kararlarında

224

, fiilî haciz yerine trafik siciline kayden haczin

yapılmasını kabul ederken, benzer bir eğilimi yansıtmaktaydı

225

. Öğretide ise, o

günkü mevzuatın imkânları ölçüsünde motorlu taĢıtların sicilli menkul rehni yoluyla

teminat gösterilmesinin mümkün olmadığı, oysa taĢıtların tâbi olduğu rejimin bu tür

teminatın tesisine son derece müsait olduğu dile getirilmekteydi

226

.

224

HGK., 13.11.1996, E. 1996/19–609, K. 1996/764; 15. HD., 19.3.1992, E. 1992/745, K. 1992/1410 (Kazancı BiliĢim – Ġçtihat Bilgi Bankası); 19. HD., 9.10.1997, E. 1997/5941, K. 1997/8302 (YKD., S. 4, 1999, s. 518); Yargıtay’ın bu tutumuna yönelik eleĢtiriler için bkz.,

Öğüz, s. 693 vd.; Kuntalp, Değerlendirme, s. 3 vd.; Ergüne, s. 130, dn. 104.

225 Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 829.

226

Kurtoğlu, Serda, Fransız Hukukunda Otomobiller Üzerinde Rehin Tesisi, BATĠDER., C. II, S.

1, 1963, s. 58 – 72, s. 58. Aynı yönde bkz., Kuntalp, Değerlendirme, s. 27; Öğüz, s. 723,

Ergüne, s. 130, dn. 104; ErtaĢ, ġeref, Trafik Sicilinin Hukukî ĠĢlevleri, Ġzmir Barosu Dergisi, S. 1,

Ġzmir 1982, s. 13 – 24, s. 16. TaĢınır teminatlarının kayda geçirilmesine yönelik çabalar için bkz.,

Berger, s. 197 vd. TaĢınırlarda teslime bağlı rehin ilkesinin eleĢtirisi ve alternatif çözüm

önerileri için bkz., Girsberger, s. 97 – 109. Modern hukuk sistemlerinde yer bulmaya baĢlayan teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni hakkındaki eleĢtiriler için ayrıca bkz., Daeniker, s. 144 – 158. Teslimsiz ve sicilli taĢınır rehninin (Mobiliarhypothek – Fahrnisverschreibung) Roma Hukukundan bu yana çeĢitli ülkelerde gösterdiği tarihî geliĢim hususunda ayrıntılı bilgi için bkz., Gerster, Emanuel, Die geschichtliche Entwicklung der Fahrnisverschreibung in der Schweiz, Bern 1907; Engi, s. 7 – 11 ve 40 – 43; Altorfer, s. 4 – 36; Judit / Orsolya, s. 846 – 850. Günümüzde, teslimsiz ve sicilli taĢınır rehninin Amerika BirleĢik Devletleri, Ġngiltere, Fransa, Ġtalya, Ġspanya, Almanya ve Avusturya gibi ülkelerde görülen uygulamaları için bkz.,

Altorfer, s. 91 – 210; Judit / Orsolya, s. 850 – 854. Ayrıca bkz., Dahan, Frédérique, Secured

Transactions Law in Western Advanced Economies: Exposing Myths, EBRD Law in Transition Newsletter, 2000, s. 37 vd., http://www.ebrd.com/pubs/legal/lit002b.pdf. EriĢim tarihi: 12.2.2009. Berger’e göre, karĢılaĢtırmalı hukukta yer alan bu teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni uygulamalarından Amerika BirleĢik Devletlerinde yürürlükte olan Uniform Commercial Code Art. 9’un Ġsviçre Hukukuna iktibas edilmesi uygun olacaktır (Berger, s. 217 – 218). Bazı yazarla göre ise, geliĢmiĢ Amerikan piyasa ekonomisinden uzak olan ve geleneksel bir sivil hukuk geleneği bulunan ülkelere Amerikadaki sistemin iktibas edilmesi oldukça zordur. Buna rağmen, EBRD tarafından modern finansman tekniklerini ve bunların teminatını sağlamak için geliĢtirilmeye çalıĢılan model hukukun, Uniform Commercial Code Art. 9’dan özünü aldığı söylenebilir. Bkz., Simpson / Menze, s. 21; Fairgrieve, s. 3 – 4. Aynı çerçevede, Arnavutluk’ta 18 Ekim 1999’da kabul edilen taĢınır rehnine iliĢkin kanun da Kanada modeli ve Uniform Commercial Code Art. 9’dan kaynağını almaktadır. Bkz.,

Sallustio, Riccardo / Çeçaj,

Auron / Casati, Brosio / Sims, Richard, New Albanian Law on Securing Charges, EBRD Law in Transition Newsletter, 2000, s. 44 vd., http://www.ebrd.com/pubs/legal/lit002b.pdf. EriĢim

Hükmün amacını tespit etmek gayesiyle, MK. m. 940’ın gerekçesine

bakıldığında, yeni bir teslimsiz taĢınır rehni türünü yaratan bu ikinci fıkra hakkında

kanunkoyucuya ait herhangi bir gerekçeye rastlanamamaktadır. 940. maddenin ikinci

fıkrası, TBMM Adalet Komisyonunda maddeye eklendiği için madde ile ilgili

gerekçe kısmında bu değiĢiklik yer almamıĢtır

227

. Ancak, anlaĢıldığı üzere, bu

düzenleme sayesinde sadece “kanun gereği bir sicile tescili zorunlu olan

taşınırlar

228

” üzerinde sicilli ve teslimsiz taĢınır rehni kurma imkânı getirilerek,

hayvan rehninden sonra bir diğer sicilli taĢınır rehni türü daha Medenî Kanunun

bünyesine dahil edilmiĢtir

229

.

tarihi: 12.2.2009. Öte yandan, Polonya’da oluĢturulan yeni sicilli rehin sisteminin de Uniform Commercial Code Art. 9’un prensiplerine dayandığı belirtilebilir. Bkz., Rich, s. 1 vd. Uluslarası düzeydeki diğer teminat müesseseleri için bkz., Reich, s. 16. Ayrıca bkz., Ille, Matthias, Die Sicherungsübereignung in Fällen mit Auslandsberührung, http://www.uni- leipzig.de/ bankinstitut/dokumente/2000-07-13-01.pdf. EriĢim Tarihi: 28.05.2009, s. 8, 15 – 17.

227 Medenî Kanunun 940. maddesine eklenen ikinci fıkra hükmü, Adalet Bakanlığınca uzmanlar

komisyonuna hazırlatılan ve hükümet tarafından da benimsenerek TBMM’ye sunulan tasarıda bulunmuyordu. Tasarının “Hayvan Rehni” kenar baĢlıklı 940. maddesi, yasalaĢma sürecinde TBMM. Adalet Komisyonunda değiĢikliğe uğramıĢ ve “Ayrık Durumlar” baĢlığı altında yeniden düzenlenen 940. maddenin ilk fıkrası hayvan rehnine, ikinci fıkrası ise bir sicile tescili zorunlu olan taĢınırların rehnine tahsis edilmiĢtir. Bkz., Barlas, Aynî, s. 576. Öğretide endiĢe ile karĢılanan, tasarıda yer almayan ve son anda bankaların baskısıyla metne dahil edildiği iddia edilen bu hükmün, yeterli alt yapı çalıĢması yapılmadan ve hukuk sistemiyle uyumu sağlanmadan mevcut metne yamanması ile kredi yaĢamını alt üst edebilecek sakıncalarla dolu, sisteme aykırı bir rehin tesisi yönteminin ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Bkz., Serozan, TaĢınır, s. 341; Ozanoğlu, s. 29 ve dn. 27; Kısa, Tez, s. 73; Kısa, DüĢünceler, s. 511; Evren, s. 38 – 39.

228 MK. m. 940/II düzenlemesi ile getirilen yeni sistem bakımından, malın kendisinin sicile

tescilinin zorunlu olup olmaması ile o mal üzerinde kurulacak rehnin tescilinin zorunlu olup olmaması (zilyetliğin devri Ģartından ayrık olarak, salt tescil ile rehin kurulabilmesi) birbirinden dikkatle ayrılması gereken farklı sorunlardır. Bu anlamda, hayvan rehni, teslime gerek kalmaksızın sırf sicile tescil yoluyla kurulabilir; fakat hayvanlar sicile tescili zorunlu mal niteliğini taĢımazlar. Bkz., Barlas, Aynî, s. 576.

229 Bugün, Ġtalyan ve Fransız Hukukunda da motorlu taĢıt rehni, aynen Türkiye’de olduğu gibi

teslimsiz ve sicilli (mobiliarhypothek) taĢınır rehni özelliği taĢımaktadır. Bkz., Altorfer, s. 160 – 163, 178 – 181; Brehm / Berger, s. 508; Ball, s. 62 – 63; Judit / Orsolya, s. 850 – 851;

Ille,

s. 6. Temelleri Ġzlanda Hukukuna dayanan bu yeni düzenleme ile mülkiyeti saklı tutma yoluyla motorlu araçlar için yaratılan teminat müessesesinin değerinin azaldığı savunulabilir. Bkz.,

Kurtoğlu, Otomobiller, 59; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 90; ErtaĢ, EĢya, s. 547; Karabel, s. 18.

Ayrıca bkz., Gerster, s. 14. Ancak, teslimsiz ve sicilli rehin yoluyla oluĢturulan modern bir teminat hukuku on çekirdek prensipten oluĢmalıdır. Buna göre, sistem kredinin kullanılabilirliğini artırmalıdır; basit, ucuz, çabuk olmalı ve zilyetliğin borçluda kalmasını sağlayarak eĢyadan yararlanmayı mümkün kılmalıdır; alacaklının rehin sebebiyle ileri süreceği hak öncelikli olmalıdır; teminat konusu nesneler piyasa değerinde paraya çevrilebilmelidir;

Dolayısıyla, bütün taĢınırların MK. m. 940/II hükmü çerçevesinde

rehnedilebilmeleri mümkün olamayacaktır. O hâlde, taĢınırların rehnedilmesinde

temel prensip olan “teslime bağlı rehin ilkesi” ve bu anlamda MK. m. 939 hükmü

emredici niteliğini korumaktadır. Bugün itibarıyla, MK. m. 940/II anlamında, bir

sicile tescili zorunlu olan taĢınırlar

230

, “motorlu araçlar” ve söz konusu olan resmî

sicil de “trafik sicili”dir

231

. Esasında, trafik sicili, Karayolları Trafik Kanununun

rehni veren kiĢinin iflâsı veya acze düĢmesi durumunda da rehin hakkı devam etmeli ve etkisini kaybetmemelidir; rehni kuran ve güçlendiren iĢlemler ucuz olmalıdır; rehin her türlü nesne için, her türlü borç için ve herkes arasında mümkün olmalıdır; rehin hakkının kamusal açıklığı sağlanmalıdır; rehin hakkının rehin konusu nesne üzerindeki diğer haklardan önce geldiğini düzenleyen hükümlere yer verilmelidir; ticarî esneklik sağlanmalı, rehnin tarafları mümkün olduğunca kuralları esnetebilmelidir. Bkz., Simpson / Menze, s. 26; Fairgrieve, s. 2 vd. Ayrıca bkz., Simpson, John L., New System for the Registration of Charges in Hungary, EBRD Law in Transition Newsletter, 1996, s. 7 vd., http:// www.ebrd.com/pubs/legal/ lit961.htm. EriĢim Tarihi: 12.02.2009, s. 9. Teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni (taĢınır ipoteği) müessesesinin bir hukuk sisteminde uygulanabilmesi için mülkiyeti muhafaza kaydı ve teminaten temlik müesseselerinin yasaklanması gerektiği yönünde bkz., Doskotz, s. 67.

230 Macar Hukukunda taĢınırların teslimsiz ve sicilli rehnini mümkün kılan hükümlere göre, rehin

konusu nesnelerin neler olabileceği konusunda ne objektif, ne de sübjektif bir sınırlamanın olmadığı söylenebilir. Bkz., Judit / Orsolya, s. 858; Simpson, s. 7. István’a göre ise, bu tür rehnin konusunu genelde rehin verenin zilyetliğinde kalması gereken makina, kamyon, otomobil ve buna benzer dayanıklı nesneler oluĢturmaktadır (István, s. 3). Litvanya’da 10 Haziran 1997’de kabul edilen taĢınır malvarlığı üzerinde rehin hakkını düzenleyen kanun uyarınca, rehin hakkının konusu, ferden tayin edilmiĢ bütün taĢınırlar (1992 Ġpotek Kanununda yer alan gemi, uçak gibi taĢınırlar hariç), teminatlar, entellektüel materyaller üzerindeki haklar, borçlunun hesabındaki para, aynî haklar ve sözleĢmeden doğan kiĢisel haklar olabilir. Bkz.,

Bartkus, Gintautas / Petrauskaite, Daina, Lithuania’s Law on Pledge over Movable Property,

EBRD Law in Transition Newsletter, 2000, s. 51, http:// www.ebrd.com/pubs/ legal/lit002b.pdf. EriĢim Tarihi: 12.02.2009. Polonya sicilli rehin kanununa göre de, sicile tescille kurulacak olan rehin hakkının konusu (gemiler hariç) ferden tayin edilmiĢ tüm taĢınırlar, hatta eĢya birliği olabilir. Bkz., Rich, s. 3 – 4.

231

Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 830; Akipek / Akıntürk, s. 856; Serozan, TaĢınır, s.

341; Barlas, Aynî, s. 376; Kılıçoğlu, Medenî, s. 368; ErtaĢ, EĢya, s. 546; ErtaĢ, Teslimsiz, s. 90; Uyar, TaĢınır, s. 93; Yetik, s. 1303; Ergüne, s. 169; Evren, s. 39; Toprak, s. 21; Karabel, s. 18; Arpacı, Abdülkadir, EĢya Hukukumuzda Yeni Medenî Kanunla Yapılan DeğiĢikliklerden Bazılarına Kısa Bir BakıĢ, Prof. Dr. Necip KocayusufpaĢaoğlu Ġçin Armağan, Ankara 2004, s. 89 – 113, s. 111 – 112. Ancak, bu konuda da bir ayırıma gitmek zorunludur. Zira, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 22. maddesi ile araçların tescilini gerçekleĢtirecek kurumları çeĢitli gruplara ayırmaktadır. Dolayısıyla, araçlar bakımından tek bir sicil tutulmamakta, taĢıtın cinsine göre farklı siciller söz konusu olabilmektedir. Bu yüzden, trafik sicilini, yegâne taĢıt sicili gibi düĢünmemek gerekir. Bkz., Kısa, DüĢünceler, s. 512. Bu bağlamda, kanun gereği bir sicile tescili zorunlu olan taĢınır mallardan ön plâna çıkanın motorlu taĢıtlar olduğu bir gerçek ise de, iĢ makinelerinin de kanun gereği MK. m. 940/II hükmünün uygulama alanında olduğu unutulmamalıdır. Bkz., Doğan, Murat, Teslime Bağlı Olmayan Sicilli Motorlu TaĢıt Rehni, EÜHFD., C. XII, S. 3 – 4, Aralık 2008, s. 181 – 207, s. 186; Ozanoğlu, s. 24, 27, dn. 23. Oldukça yerinde bir tespitle bu kanıya ulaĢan Ozanoğlu’nun “motorlu taşıt” yerine “motorlu araç” terimini kullanması ise, bir yanılgı olarak değerlendirilebilir. Zira, Karayolları Trafik Kanununun tanımlar baĢlıklı 3. maddesine göre, araç, karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı taĢıtlar ile iĢ makineleri ve lâstik tekerlekli traktörlerin genel adıdır. Oysa, taĢıt, aracın özel bir türü olarak, karayolunda

20/d hükmünün gereği olarak araç iĢletenin ve vergi yükümlüsünün belirlenmesi

maksadıyla oluĢturulmuĢtur

232

.

MK. m. 940/II hükmü ile, trafik sicilinde yapılacak iĢlemlerin kapsamına rehin

hakkı kurulmasına iliĢkin iĢlemler de dahil edilmiĢ ve böylece, bir sicile tescili

zorunlu olan taĢınırlar, bu bakımdan motorlu araçlar üzerinde rehin hakkının tesisi,

teslime gerek duyulmadan, taraflar arasında rehin sözleĢmesinin akdedilmesinin

ardından trafik sicilinde gerçekleĢtirilecek kurucu nitelikteki bir tescil iĢlemine

bağlanmıĢ oldu

233

. Diğer sicilli taĢınır rehni türlerinde olduğu gibi, motorlu araçların

rehninde de sicilde gerçekleĢtirilecek kurucu nitelik taĢıyan bu tescil, taraflar

arasındaki aynî sözleĢmenin hüküm ifade etmesini sağlayan idarî bir iĢlem olarak

belirtilebilir

234

.

insan, hayvan ve yük taĢımaya yarayan araçlardır. Bu bakımdan, motorlu araç kavramı, zaten, karayolları Trafik Kanunu anlamında iĢ makinelerini de kapsamaktadır.

232 Öğüz, s. 700; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 830; Ozanoğlu, s. 31. Bu bakımdan,

trafik sicilinin KTK. m. 20/d’nin 5766 sayılı Kanunla değiĢtirilmeden önceki hâli için motorlu araçlar üzerinde mülkiyet ve intifa hakkını tesis etme fonksiyonu söz konusu değildir. Bu hususta sicile yapılacak tescilin, kurucu değil açıklayıcı bir etkiye sahip olduğu söylenmelidir. Bkz., 4. HD., 10.2.1970, E. 1970/12149, K. 1970/1164; ErtaĢ, Sicil, s. 24; 11. HD., 16.2.1998, E. 1998/10296, K. 1998/904; Gürsoy, Kemal Tahir, Motorlu TaĢıt Araçlarının Sebep Oldukları Zararlardan Sorumluluk ve Trafik Kanunun Aksayan Yönleri, I. Türk Hukuk Kongresine Sunulan Tebliğler, Ankara 1972, s. 19; ÇeliktaĢ, Demet, Motorlu TaĢıt Aracının Noterde SatıĢ ve Devri Geçerlilik ġartı mıdır? MBD., S. 21, 1987, s. 2 – 5, s. 3; Ozanoğlu, s. 31; ErtaĢ, Sicil, s. 16, Demir, s. 38.

233

Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, s. 830; Barlas, Aynî, s. 577; Kılıçoğlu, Medenî, s. 368;

Ozanoğlu, s. 25; Doğan, Murat, s. 192; Ergüne, s. 170; Yetik, s. 1303; Kısa, DüĢünceler, 513; Kısa, Tez, s. 73; Demir, s. 37; Reisoğlu, Seza, Yeni Medenî Kanun'un Bankaları Ġlgilendiren

BaĢlıca Farklı Düzenlemeleri, BD., S. 40, 2002, s. 67–74, s. 74. Esasında, tescilin zorunlu olması ve kurucu niteliği, açıklık ilkesinin teslimsiz rehin türlerinde de yer almasının gerekliliğinden kaynaklanır. Belki de, bu sebeple, teslimsiz ve sicilli taĢınır rehinlerine Almanca’da “Fahrnisverschreibung, mobiliarhypothek, registerpfand” denilmektedir. Bkz.,

Zobl, Art. 884 – 887, Systematischer Teil, N. 363; Oftinger / Bär, Art. Systematischer Teil,

N. 64 – 69; Tuor / Schnyder / Schmid / Rumo-Jungo, s. 1168;

Altorfer, s. 2 – 3; Gerster,

13; Doskotz, s. 31; Ball, s. 2; Engi, s. 7 ve 61; Daeniker, s. 6; Simitis, s. 109; Judit / Orsolya, s. 843 – 845.

234

Bir sicile tescili zorunlu olan taĢınırlar üzerinde rehin hakkı kurulmasına iliĢkin

diğer esasların belirlenmesi, bu hususta çıkarılacak bir tüzüğe bırakılmıĢtır

235

.

Çıkarılacak bu tüzükte, en azından, rehin sözleĢmesinin Ģekli, tescilin rehin hakkının

kazanılmasına etkisi, trafik sicilinin kamuya açıklığı, rehinli alacağın temlikinin

sonuçları, art rehin kurulması ve rehin hakkının sona ermesi gibi tartıĢmaya açık

hususlar netliğe kavuĢturulmalıdır

236

. Maddî değeri oldukça yüksek olabilen motorlu

araçlar üzerinde, rehin hakkının kazanılmasına iliĢkin hususların belirlenmesinin

Medenî Kanun ya da özel bir kanun yerine idarenin çıkaracağı bir tüzüğe bırakılmıĢ

olması eleĢtiriye açıktır

237

.

Özü itibarıyla bir taĢınır rehni olan bu rehin türüne iliĢkin boĢluklar,

mahiyetine uygun düĢtüğü oranda Medenî Kanunun teslime bağlı taĢınır rehnine

iliĢkin hükümleri ile doldurulabilecektir

238

. Ġstisnaî nitelikte yeni bir sicilli taĢınır

rehni türü öngören MK. m. 940/II hükmünün, madde metninde de açıkça ifade bulan

“zilyetlik devredilmeden de, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle

rehin kurulabilir” ifadesinden hareketle emredici nitelikte olmadığı belirtilebilir.

Bu saptamadan yola çıkarak, bir sicile tescili zorunlu olan taĢınırlar üzerinde,

MK. m. 940/II hükmünün uygulanması yoluyla teslimsiz ve sicilli taĢınır rehni

kurulabileceği gibi, teslime bağlı taĢınır rehni kurulabilmesi de mümkündür

239

.

235 Bu tüzüğün, 4721 sayılı Medenî Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde

çıkarılması gerekiyordu (Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanma ġekli Hakkında

Belgede Motorlu taşıt rehni (sayfa 80-87)