• Sonuç bulunamadı

6. TEORİNİN GÖRÜNÜM BİÇİMLERİ

6.3. Tüzel Kişilik Perdesinin Çapraz Aralanması

Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması, aynı hâkim şirketin, bağlı şirketleri (kardeş şirketler) arasındaki perdenin aralanması halini ifade etmektedir. Perdenin çapraz aralanması, sırası ile tüzel kişilik perdesinin önce ‘ters aralanması’ daha sonra da ‘düz aralanması’ ile gerçekleşmektedir. Şöyle ki; öncelikle bağlı şirket hakkındaki bir meseleden dolayı tüzel kişilik perdesi aralanarak hâkim şirkete ulaşılmakta (düz aralama), sonra da hâkim şirket ile diğer bir bağlı şirket arasındaki perdenin aralanması (ters aralama) sonucu diğer bağlı şirkete ulaşılmaktadır.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 14.06.2016 tarihli 2016/2671 Esas 2016/3423 Karar sayılı kararında;350 husumet itirazına itibar etmeyerek davalı şirket ile dava dışı şirketin

349 Narçin Tosun Z., (2015), Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması ve Şirketler Topluluğunda Sorumluluk

Düzenlemeleriyle Karşılaştırılması, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt 10, Sayı 105, s. 89 vd.

350 “Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın pasif husumet

yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen (...) tarihli sözleşmeye göre davalının yapımını üstlendiği makineleri (...) tarihinde teslim etmeyi üstlendiğini, ancak makinelerin (...) tarihinde teslim edildiğini, teslimden sonra makinelerin otomasyon, yazılım vs. arızalar nedeniyle çalıştırılamadığını, atıl vaziyette kaldığını, bu nedenle ham madde kayıplarından zarara uğradıklarını, mahkemede yaptırılan tespitte arızaların belirlendiğini, davalıya ihtarname gönderip ayıbın giderilmesinin talep edildiği halde buna da uyulmadığını sonuçta sözleşmeden dönme şartlarının gerçekleştiğini belirterek ödenen bedel olan 849.600,00 TL'nın iadesi ile uğranılan zarar karşılığı 5.000,00 TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı savunmasında sunulan sözleşme metninin davacı tarafından imzalanmadığını, bu nedenle yürürlük kazanmadığını, makine hatlarının bir benzerinin dava dışı (...) Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından imâl edilip bu şirket tarafından davacıya fatura edildiğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, teslimin (...) tarihinde yapıldığını, kurulumun (…) tarihinde tamamlandığını TBK 478. maddesine göre zaman aşımının dolduğunu, yasal sürede ayıp ihbarında bulunulmadığını, sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığını, dava dışı (...) Dış Tic. Ltd. Şti.'ne 750.000,00 TL ödendiğini, fazlasının iadesinin istenemeyeceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı yargılama sırasında davalı şirket ile (...) Dış Tic. Ltd. Şti.'nin ortaklarının, adreslerinin, yetkili kişilerinin aynı olduğunu belirtmiştir. Mahkemece davalının sunduğu (...) tarihli sevk irsaliyesinin dava dışı (…) Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlendiği, cari hesabında (...) Dış Tic. Ltd. Şti. adına düzenlendiği, yine davacının dayandığı (…) tarihli teslim tutanağında imzası bulunan dava dışı (…) kayıtlarına göre (...) Dış Tic. Ltd. Şti.'nin proje

ticaret sicilinde aynı adreste görünmesi, şirket yetkililerinin aynı kişi olması ve dava dışı şirket ile yapılan sözleşme neticesinde çekilen ayıp ihbarına davalı şirketin cevap vermesi gibi nedenlerle perdenin aralanması teorisi uyarınca aynı şirketler topluluğunda yer alan farklı şirketlerin de sorumluluğuna gidilebileceğine karar vermiştir.

Doktrinde bazı yazarlar,351 tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanabilmesi için, kardeş şirketlerin iktisadi bakımdan birbirinden farklı işletmeler vasfında olup olmamalarının önem taşıdığını savunmaktadır. Buna göre, büyük çaplı şirketler topluluğunda, birbirinden tamamen farklı ticari faaliyetlerde bulunan birçok şirket mevcuttur. Örneğin, bir şirketler topluluğunda; gıda, inşaat, eğitim veya turizm gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren bağlı şirketler bulunabilir. Bu gibi durumlarda söz konusu bağlı şirketler arasında bir “iktisadi bütünlük” olmadığı için, perdeyi aralama teorisinin uygulanması mümkün değildir. Oysa bizce perdenin çapraz aralanabilmesi için kardeş şirketler arasında “iktisadi bütünlük” şartının aranması teorinin amacı ile bağdaşmamaktadır. Zira birden fazla sektörde faaliyet gösteren hâkim şirket elbette ki her faaliyet alanı için farklı bağlı şirketler kurabilir ve söz gelimi bu bağlı şirketlerden birisi

yürütücüsü olduğu bu durumda satımın dava dışı (...) Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildiği gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından taraflar arasında (...) tarihli sözleşmenin düzenlendiği, bu sözleşmede davacıyı temsilen herhangi bir imza bulunmadığı, ancak sözleşme konusu makinenin davacıya teslim edildiği, davacının davalıya yani (…) San. Tic. Ltd. Şti.’ne (...) ve (...) tarihli ihtarnameleri göndererek ayıp ihbarında bulunduğu, bizzat davalı şirket tarafından gönderilen (...) ve (...) tarihli cevabi ihtarnameler ile makinenin eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edildiğinin bildirildiği, dava dışı (...) Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından gönderilen (...) tarihli ihtarname ile de bakiye imalat bedeli alacağı olan 99.676,70 TL alacağın ödenmesinin talep edildiği, bu ihtarnameye davacı tarafından verilen (...) tarihli ihtarname ile ayıpların giderilmesinden sonra bakiye bedelin ödeneceğinin açıklandığı anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde bulunan ticaret sicil kayıtları ve avukatlarına verilmiş vekâletnamelere göre davalı şirket ile dava dışı (...) Dış Tic. Ltd. Şti.'nin aynı adreste ticaret siciline kayıtlı oldukları, şirket yetkililerinin de aynı kişi yani N. Ü. olduğu görülmektedir.

Kural olarak tüzel kişiler kendilerini oluşturan kişilerden bağımsız ayrı kişiler olup sınırlı sorumluluk ilkesi çerçevesinde hukuki işlemlerde taraf olurlar. Kimi zaman sözleşme ve kanundan doğan borç ve yükümlülüklerden kurtulabilmek için tüzel kişiliğin araç olarak kötüye kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bunun engellenebilmesi amacıyla doktrinde perdenin aralanması teorisi geliştirilmiş, zaman içerisinde Yargıtay uygulamalarında da bu teori benimsenmiştir. Perdenin aralanması ile şirket kurucusu gerçek kişilerin sorumluluğuna gidilebildiği gibi, aynı şirketler içerisinde yer alan (...) şirketler arasında da sorumluluğun gerçekleştiğinin kabulü sağlanabilir.

Somut olayda davaya dayanak yapılan sözleşmeyi davalı şirket imzalamış, davacının ayıp ihbarlarına davalı tarafından cevap verilerek iddia kabul edilmemiş bu cevaplarda husumete yönelik herhangi bir iddiada bulunulmamıştır. Bu aşamalardan sonra husumetin davalı ile aynı adreste faaliyet gösterip aynı yönetim kadrosuna sahip dava dışı (...) Dış Tic. Ltd. Şti.'ne yöneltilmesi gerektiğine ilişkin mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı açıktır. Yapılması gereken iş uyuşmazlığın esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan gerekçe ile eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı kararın bozulması uygun bulunmuştur.”

351 Seven V. ve Göksoy C., (2006), Ticaret Şirketlerinde Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması – Bir

Kararın Değerlendirilmesi, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 80, Sayı 6, s. 2465.; Öztek S. ve Memiş T.,

turizm alanında faaliyet gösterirken diğeri taşımacılık alanında faaliyet gösterebilir. Bu bağlı şirketlerden birisinin zarar etmesi durumunda, hâkim şirket alacaklılardan mal kaçırabilmek için bu bağlı şirketin aktiflerini diğer bağlı şirketine devredebilir. Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin asıl amacı kötü niyetli olarak tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanan kişilere giderek onların bu perdeden haksız yere faydalanmalarını ve takipten kurtulmalarını önlemektir. Oysa böylesi bir durumda “iktisadi bütünlük” şartı teorinin amacına aykırı olarak kötü niyeti koruyacaktır.