• Sonuç bulunamadı

2. ŞİRKETLER HUKUKUNDA TÜZEL KİŞİLİĞE HÂKİM OLAN

2.1. Sınırlı Sorumluluk İlkesi

2.1.1. Şirketler Hukukunda Sorumluluk İlişkileri

2.1.1.1. Hukuki Sorumluluk Kavramı

Hukuki sorumluluk, bir edimi yerine getirmekle yükümlü olan borçlunun, borcunu ifa etmemesi halinde, malvarlığından edimine veya ediminin yerine geçecek olan bir miktar paraya devlet zoruyla el koyulmasını ifade eder.72

Sorumluluk kavramı hukukumuzda çeşitli anlamlara karşılık gelmektedir. Bu nedenle bir şahsın sorumlu olduğu ifade edildiğinde kastedilen anlamlar değişiklik gösterebilmektedir.73 Örneğin; doktrinde sorumluluk kavramı, bir zararın tazmini yükümü anlamına gelen “…den sorumluluk” ve borçlunun mal varlığına devlet gücü ile el koyabilme iktidarını ifade eden “…ile sorumluluk” olmak üzere iki farklı anlamda kullanılmaktadır.74 Aşağıda bu iki sorumluluk türünü de kısaca açıklayacağız.

a. …den Sorumluluk

Bu sorumluluk türünde; bir kimsenin, bir zarardan veya zarar verici bir fiilinden ötürü tazminat ile sorumlu tutulabileceği anlatılmaktadır. 75 Bu haliyle sorumluluk,

…sebebiyle tazminatla yükümlü tutulma anlamına gelmektedir.76 Örneğin; 6098 sayılı

kanunun 49. maddesinde düzenlenen failin haksız fiilinden doğan sorumluluğu, aynı kanunun 66. maddesinde düzenlenen adam çalıştıranın sorumluluğu ya da 177 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeden doğan sorumluluklar “…den sorumluluk” kapsamında değerlendirilmektedir. “…den sorumluluk” bakımından aslolan; borçlu tarafın, mağdurun uğramış olduğu zararı tazmin ile yükümlü olmasıdır.

72 Kocayusufpaşaoğlu N., (2014), Borçlar Hukukuna Giriş-Hukuki İşlem-Sözleşme, Filiz Kitabevi,

İstanbul, s. 27.; Eren F., (2017), Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Yetkin Yay., Ankara, s. 83.; Reisoğlu S., (2009), Türk Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Beta Yay., İstanbul, s. 37.

73 Çamoğlu E., (1969), Limited Ortağın Sınırlı Sorumluluğu Karşısında Şirket Alacaklılarının Aktif

Korunması, Yayınlanmamış Doçentlik Tezi, İstanbul, s. 10.

74 Schwarz A. B., (1948), Borçlar Hukuku Dersleri, Cilt I, İstanbul, (Çev. Bülent Davran), s. 79.; Tekinay

S. S. ve diğerleri, (1993), a.g.e., s. 21.

75 Cansel E. ve Özel Ç., (2017), Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt I, Seçkin Yay., Ankara, s. 87.;

Schwarz A. B., (1948), a.g.e., ss. 76, 77.

76 Antalya G., (2008a), Sorumluluk Hukukunda Yeni Gelişmeler, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

b. …ile Sorumluluk

Hukuk tarihinde hiçbir zaman borçlunun borcunu ifa etmesi, sadece borçlunun insafına ve dürüstlüğüne bırakılmamıştır.77 Hatta eski hukuk sistemlerinde borcunu ifa etmeyen borçlunun, şahıs varlığı ile78 sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Şahıs varlığı ile sorumlulukta, alacaklının, borçlunun şahsına yani vücuduna el koyması söz konusudur.79 Buna göre edimini yerine getirmeyen borçluyu, alacaklı isterse öldürebilir, köleleştirebilir veya hapsedebilirdi.80 Ancak borçlunun şahıs varlığı ile sorumlu tutulması anlayışı modern hukuk sistemleri tarafından terk edilmiş bir anlayıştır.81 Artık borcunu ifa etmeyen borçlu, şahıs varlığı ile değil kural olarak ancak ve ancak malvarlığı ile sorumlu tutulacaktır.82 Bu doğrultuda Anayasamızın 38. maddesinde; “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.” hükmü bulunmaktadır.

Sorumluluk kavramının bu anlamında; alacaklının, borcunu ödemeyen borçlunun malvarlığına icra yoluyla zorla el koyması ve böylece alacağını elde etmesi imkânına sahip olması kast edilmektedir.83 Bu sorumluluk türünde; borcunu ifa etmeyen borçlu, alacaklıya karşı malvarlığı ile sorumlu olacaktır. Borçlu borcunu zamanında ifa etmezse, alacaklı İcra İflas Kanunu hükümlerine göre devlet gücünün zorlamasıyla borçlunun mallarına el koyarak alacağını tahsil edebilecektir.84

77 Eren F., (2017), a.g.e., s. 83, Reisoğlu S., (2009), a.g.e., s. 37.

78 “İlkel hukuk sistemlerinde rastlanan şahıs varlığı ile sorumluluk, alacaklının, borçlunun şahsına yani

vücuduna el koymasıdır. Buna göre edimini yerine getirmeyen borçluyu, alacaklı öldürebilir, köleleştirebilir, rehneder veya hapsedebilirdi.” [Bknz. Eren F., (2017), a.g.e., s. 85.]

79 Eren F., (2017), a.g.e., s. 85. 80 Eren F., (2017), a.g.e., s. 85.

81 Kılıçoğlu A., (2014), Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Turhan Kitabevi, Ankara, s. 31.;

Kocayusufpaşaoğlu N., (2014), a.g.e., s. 29.

82 Kural bu olmakla birlikte mesela İcra İflas Kanunu’nun 76. maddesinin “Mal beyanında bulunmayan

borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya kadar icra mahkemesi hâkimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez.” istisna teşkil ettiğini düşünmek de mümkündür.

83 Oğuzman M. K. ve Öz T., (2015), Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt I, Vedat Kitapçılık, İstanbul,

s. 16.; Kocayusufpaşaoğlu N., (2014), a.g.e., s. 26.

84 “Alacaklıya, borçluyu zorlama imkânı vermeyen bir alacak hakkı hukuki himayeden yoksun, borçlunun

dürüstlük ve insafına bırakılmış eksik bir haktan (eksik borç) başka bir şeyi ifade etmez.” Aktaran: Eren F., (2017), a.g.e., s. 83.

Malvarlığı ile sorumluluk kendi içinde sorumluluğun kapsamına göre; sınırsız (tam sorumluluk) ve sınırlı malvarlığı ile sorumluluk olmak üzere iki ayrı başlıkta değerlendirilmektedir.

aa. Sınırsız Malvarlığı ile Sorumluluk (Tam Sorumluluk)

Sınırsız malvarlığı ile sorumlulukta borçlu, kural olarak alacaklıya karşı borcundan ötürü malvarlığının tamamı ile sorumludur. Yani alacaklı alacağını elde edemezse borçlunun bütün malvarlığına el atabilecektir.85 Bu nedenle sınırsız malvarlığı ile sorumluluk için “tam sorumluluk” veya “şahsi sorumluluk” ifadeleri de kullanılmaktadır.86 Ancak buradaki “şahsi sorumluluk” ile “şahıs varlığı ile sorumluluk” kavramlarını karıştırmamak gerekir. Zira şahsi sorumluluk ile kastedilen alacaklının, borçlunun şahsı üzerine el koyabilmesi değil, borçlunun bütün malvarlığı ile sorumlu olmasıdır.87

Hukukumuzda kural, borçlunun alacaklıya karşı bütün malvarlığı ile sorumlu olmasıdır. Ancak, Kanunkoyucu, birtakım ekonomik, sosyal ve insani düşüncelerle borçlunun bazı mallarının sorumluluk dışında bırakılacağını öngörmüştür.88 Örneğin; İcra İflas Kanunu’muza göre, borçlunun günlük hayatını, ibadetlerini ve mesleki faaliyetlerini sürdürebilmesi için zorunlu olan malları haczedilemeyecektir. (İİK Madde 82)

bb. Sınırlı Malvarlığı ile Sorumluluk

Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm yoksa borçlunun borcundan ötürü, bütün malvarlığı ile sorumlu olması asıldır.89 Ancak, kanunla veya sözleşme ile90 borçlunun sorumluluğu sınırlandırılabilmektedir. Borçlunun malvarlığındaki bu sınırlama ya konu ya da miktar bakımından mümkün olacaktır.

Eğer borçlunun sorumluluğu malvarlığının bir bölümüne, bir parçasına veya yalnızca bir mala ilişkinse burada konu bakımından sınırlı malvarlığı sorumluluğundan

85 Çamoğlu E., (1969), a.g.e., s. 11.

86 Ayan M., (2016), Borçlar Hukuku (Genel Hükümler), Seçkin Yay., s. 96. 87 Kocayusufpaşaoğlu N., (2014), a.g.e., s. 29.; Ayan M., (2016), a.g.e., s. 96. 88 Çamoğlu E., (1969), a.g.e., s. 12.

89 Tekinay S. S. ve diğerleri, (1993), a.g.e., s. 22.

90 “Şu var ki, alacaklının sözleşme ile sınırlamaya razı olması çok zayıf bir ihtimal olduğundan, sözleşme

ile sorumluluğun sınırlandırılması pratik değerden yoksun bir ihtimal olarak kalır.” [Bknz. Kocayusufpaşaoğlu N., (2014), a.g.e., s. 30.]

söz edilecektir.91 Bu duruma verilebilecek en yaygın örnek; devletin mirasçılığıdır. Miras bırakanın devletten başka hiçbir yasal mirasçısının bulunmaması ve ayrıca terekenin tamamı için atanmış bir mirasçının olmaması durumunda devlet tüzel kişiliği yasal mirasçı olarak belirlenir.92 Devlet mirasçı olması durumunda ise, tereke alacaklılarına karşı, sadece terekenin kendisine intikal eden kısmı ile sınırlı olarak sorumlu tutulmuştur. Böylece alacaklılar, devletin söz konusu tereke dışında kalan malvarlığına el koyamayacaktır. (TMK md. 631/II).

Bazen de borçlu bütün malvarlığı ile fakat sadece belirli bir miktar için sorumlu tutulabilir. Bu durumda ise miktar bakımından sınırlı malvarlığı sorumluluğundan söz edilecektir. Örneğin kefalet sözleşmesinde kefilin sorumluluğu, sözleşmede gösterilen miktar ile sınırlıdır.

Miktar bakımından sınırlı malvarlığı sorumluluğunun mahiyeti açısından farklı görüşler olsa da doktrinde hâkim olan görüş93, aslında sorumluluğun değil borcun sınırlanmış olduğu yönündedir.94 Tekinay ve Kocayusufpaşaoğlu’na göre; “…alacaklı borçlunun dilediği malına el koyabilmekle birlikte, bu yetkisi sadece belli bir miktar için kabul ediliyorsa, sınırlanan şey aslında sorumluluk değil borcun kendisidir; zira mademki sorumluluk borçlunun malvarlığına belli bir alacak miktarı için el koyabilme yetkisinden ibarettir; öyleyse sadece miktarı belirtmek, sorumluluğu sınırlamak anlamına

gelmez.”95