• Sonuç bulunamadı

3.3. Meslek Gurupları ve Zümreler

3.3.2. Sağlıkçı

Nâzım Hikmet, hayatında sık sağlık sorunları yaĢayan ve hastahanelere giden bir isim olmuĢtur. Sağlık personellerinin pek çoğu ile bizzat tanıĢma ve çalıĢma Ģartlarını gözlemleme Ģansına sahip olmuĢtur. Özellikle ciğer ve kalp damar hastalıkları üzerinde, tıp terminolojisine ait farklı terimleri Ģiirlerinde kullandığı görülmüĢtür. ġair, tecrübeleri üzerinden kurguladığı ve sağlık personeli olan kurmaca karakterleri de, detaylı bilgilerle okura sunmuĢtur. Bu baĢlık altında sağlık alanında 5 farklı mesleğini icra eden kurmaca karakterlerin hikâyeleri üzerinde, incelemeler ve çıkarımlar yapılacaktır. Bu meslekler: Doktor, BaĢhekim, BaĢhemĢire, Hastabakıcı ve Pansumancı‟dır. Karakterlerin insan olarak incelemesinin yanında, dönemin sağlık koĢullarının anlaĢılmasına da gayret gösterilmiĢtir. Salgın hastalıklar ve ölüm oranlarının yüksek olduğu dönemde, sağlık koĢullarını anlamak önemli olmuĢtur.

Tıbbi sistemin merkezinde doktor vardır. Hastalara önemli müdaheleler yapan, ailelerine bilgi veren kiĢi doktordur. Nâzım Hikmet doktorları toplumun ideale yönelmesi adına sorumlu görmüĢtür. Bu bilinçle doktorları gündelik konumları üzerinden ele alarak daha idealize bir noktaya taĢımıĢtır. Doktorluk, toplum içerisinde edindiği saygın konumla insanlar üzerinde sözü geçen meslek guruplarındandır. Özellikle taĢrada veya cehalet oranının yüksek olduğu yerlerde, eğitsel bir misyona da sahiptir. Toplumcu edebiyatın idealist çizgilerinde, öğretmenlerle birlikte ismi en çok zikredilen mesleklerden birisi de doktorluktur. Nâzım Hikmet, özellikle uzun soluklu manzumelerinde durumu net örneklerle sunmuĢtur. Doktor olarak kurguladığı karakterleri olumlu özelliklerle anlatmıĢtır. ġair, baĢta doktorlar olmak üzere sağlık personellerinin genelini mesleki alanları dahilinde anlatmıĢtır. “MeĢhur Adamlar Ansiklopedisi” adlı Ģiirinin halkçı karakteri

Doktor Faik, Dümelli Mehmet‟i bağırsağı düğümlenen eĢinin durumu hakkında bilgilendirirken, ciddi zorluklar yaĢamıĢtır:

“KarĢımızda. Bozkırda. Dümelli Faik. Ġçerde otoklavın uğultusu.

(Dümelli'nin karısı ameliyat olacak.) Doktorla Dümelli konuĢuyorlar: - Barsağı düğümlenmiĢ

karnını yaracağız. - Ölür mü ki?

- Karnını yarmazsak ölür mutlaka karnını yararsak belki kurtulur.”122

Doktor Faik, olayın ciddiyetini anlatırken, Dümelli‟nin onu hiç anlamaması, birinci problemdir. Ġkinci problem ise hastanın, ameliyatla kurtulma ihtimalinin bile “belki” olmasıdır. Doktor Faik, bir memleket hastahanesinde benzer pek çok vak‟a ile karĢılaĢan doktorların sembolü gibidir. Döneme ait metinler incelendiğinde sağlık hizmetlerinin merkezi noktalarda toplanması ve personel azlığı, çoğu bölgeye ulaĢımı imkânsız kılmaktadır. Ġnsanların özellikle kıĢ Ģartlarında köy vb. yerlerden sağlık hizmetlerine ulaĢmak için yaĢadıkları sıkıntılar, çoğunlukla ölümcül hadiselerle sonuçlanabilmektedir. Ayrıca Dümelli Memet, örneğinden gidildiğinde çoğu insanın cehalet sebebiyle sağlık hizmetlerini algılıyamaması, sağlığına yeterli özeni göstermemesi, salgın hastalıkların yayılma sebeplerinden olmuĢtur. Sonuç olarak hastalıklar, insanların yaĢam kalitelerinin düĢmesine ve ölüm oranlarının yükselmesine sebep olmuĢtur. Doktor Faik, mücadelesine rağmen, Mehmet‟in karısını kurtaramamıĢtır.

Nâzım Hikmet, tıp terminolojisine hâkim bir Ģairdir. Kavramsal anlamda bildiği tıbbi vakaları, Ģiirlerinde kullanmayı becerebilmiĢtir. Tıbbi literatürde adı “Angina Pektoris” olan göğüs ağrısı, “Arteryo Skleroz” olan damar tıkanıklığı gibi kavramları Ģiirlerindeki sıradan akıĢın içerisine dâhil edebilmiĢtir. ġiirlerinin geneline bakıldığında örnekleri arttırılabilecek bu tarz kullanımların, özel bir tıp eğitimine dayalı olmadığı düĢünülürse, duyum yahut yan okumalar yolu ile edinildiğini düĢünmek yanlıĢ olmayacaktır. ġairin “Angina Pektoris” adlı Ģiirindeki, yarı gerçek yarı mecaz doktorla hasta seviyesindeki konuĢmasında, tıbbi dünyayı gerçek dünyanın çerçevesi hâlinde kullanmıĢtır:

122

“Yarısı burdaysa kalbimin yansı Çin'dedir, doktor. Sarınehre doğru akan ordunun içindedir.

Sonra, her Ģafak vakti, doktor, her Ģafak vakti kalbim

Yunanistan'da kurĢuna diziliyor.”123

1940‟lı yılları cezaevinde geçiren Ģair, dıĢ dünyada yaĢanan hadiselere kayıtsız kalamamıĢtır. Çin, Ġspanya ve Yunanistan‟da yaĢanan iç savaĢları, yakından takip etmiĢtir. Yine 1936 yılında Fransa‟da baĢlayan iĢçi ayaklanmalarını da, tüm sıcaklığı ile takip etmiĢtir. Siyasi görüĢü açısından desteklediği komünist hareketlerin, bu ülkelerde yaĢadığı çatıĢmaların tarafı olmuĢtur. Rusya ve Çin‟de baĢarılı olan komünizm, Fransa, Ġspanya ve Yunanistan‟da baĢarısızlığa uğramıĢtır. Yunan iç savaĢı‟nı detayları ile inceleyen Pınar Özgür Selçuk, Yunan iç savaĢı‟nın sonucunda ortaya çıkan tabloyu Ģu Ģekilde anlatmıĢtır: “Ġkinci Dünya SavaĢı sırasında Mihver Devletleri‟nin iĢgaline ve bu iĢgalin yarattığı tahribe bir tepki Ģeklinde ortaya çıkan örgütlenmenin nasıl iç savaĢa dönüĢtüğü ancak ideolojik nedenlerle açıklanabilir. Bu çerçeveden bakıldığında genel anlamda tanımlandığı gibi bir ideoloji savaĢı olan Yunan iç savaĢı, Yunanistan‟ın siyasi tarihinde önemli bir kırılma olmuĢ ve ortaya çıkan sonuç Ġngiltere ve ABD zaferi Ģeklini almıĢtır.”124

Tüm bu sancılı süreçler, Ģairin yüreğinde farklı dalgalanmalara sebep olmuĢtur. Kahraman anlatıcı, bir muayene ortamında ve dertleĢme havasında konuĢtuğu doktora, yaĢadığı olayın bir “Angina Pektoris” yani [göğüs ağrısı] olduğunu belirtmiĢtir. Mecazi bir anlam ile kullanılsada, kavramların gerçek karĢılıklarından çıkarımlar yapılması, Ģairin doktor karakterinin de benzer kuĢkularla incelenmesine sebep olmuĢtur. Anlatıcı, hayatın meselelerini bir doktorun nezaretinde dertleĢerek anlatmıĢtır. Aslında Ģair, doktor karakterini o denli geri planda bırakmıĢtır ki, hasta da doktor da kendisi olmuĢtur.

BaĢhekimlik, tüm branĢların üzerinde olması ve idari misyonu sebebiyle ayrı bir değer arz etmektedir. Meslekteki olgunlaĢma ve birikim merkezi olmanın sembolüdür. Nâzım Hikmet, baĢhekimlikten bahsederken doktor olarak anlattığı Doktor Faik‟i tekrar kullanmıĢtır. ÇalıĢmamız da bu gerçeklikten hareket edilerek

123

A.g.e., s.165.

124 Pınar Selçuk Özgür, “Yunanistan İç Savaşı ve Dış Güçlerin Rolü”, Ankara Üniversitesi Türk Ġnkılâp Tarihi

Doktor Faik‟e iki kez yer verilmiĢtir. Ancak iki kez anlatılan karakterin gerek misyon gerekse özellik açısından aynı olmadığı bilinmelidir. BaĢhekim olan Faik, düĢünce yönü ve emniyetçi kimliği ile öne çıkmıĢtır. Memleketimden Ġnsan Manzaralarında “Siyah Elbiseli Adamlar” anlatılmaktadır. Biri sarıĢın diğeri esmer olan bu iki adam, emniyet için çalıĢmaktadır. Zaman içerisinde emniyetten ayrılarak, kendi mesleğine dönme kararı alan esmeri, doktor Faik‟tir. Üst düzey bir devlet görevinden ayrıldığı için mesleğine dönüĢünde baĢhekimlik görevine uygun görülmüĢtür:

“Evet, Faik bendeniz. Bilgi meselesine gelince biraz merak saikasıyla biraz dedikoduseverlik ve biraz da meslek icabı.

Polis Müdüriyeti doktorlarındandım. ġimdi değilim.

Bir bozkır hastanesinin baĢhekimliğini aldık.”125

Emniyet için çalıĢtığından dolayı merak duygusu geliĢmiĢ olan Faik‟in yeni görevinde, dedikodu yapma hürriyetine de kavuĢtuğu görülmektedir. Doktor Faik iĢbirlikçilerin çoğunlukta olduğu bir ortamda, masumlara çıkacak zararı önceden kestiren isimlerden olmuĢtur. Sözde iĢ anlaĢmalarının içerisindeki savaĢ senaryosunu sezerek, sivillere bombalar olarak döneceğini ifade edebilmiĢtir. Tespitlerini alenen ifade etmekten ziyade, kendisini anlayabilecek kitlelere hitap etmeyi tercih etmiĢtir. Emniyette edindiği tecrübe ve öngörüleri baĢhekim olduğunda kullanabilmiĢtir. Aydın bir tavrın temsilcisi olmuĢtur. Toplumun birlikteliği uğruna belli görevlerinden fedakarlık etse de, daha büyük hizmetler etme gayretinde olmuĢtur. AnlaĢmaların içerisinde yer alarak, ekonomik ve mevkisel anlamda iyi bir konuma gelmek yerine mütevazı bir kentte, Anadolu insanları ile kucaklaĢmayı tercih etmiĢtir. Doktor Faik, bulunduğu her konumda, insanlık için çalıĢmaya gayret göstermiĢtir. ġair, onun karakterini anlatırken önce ajan kimliğini vererek, hayat birikimini nasıl kazandığını göstermiĢtir. Ardından sağlıkçı kimliğini ortaya çıkararak, topluma fayda sağlamanın farklı yolları içerisinde karakterini sunmuĢtur. Faik, farklı meslekler altında farklı yönleri ile incelenebilen detaylı bir karakterdir. BaĢhekim olarak yönettiği hastahane‟nin tüm problemleri ile bizzat uğraĢmıĢtır.

125

Hastahaneler, takım çalıĢmasının baĢarıyla uygunlandığı mekânlardır. Tepeden tırnağa oluĢan hiyerarĢi içerisinde ast makamda olan personel, üst makamda olan amirinin yükünü hafifletmek gayesi ile hareket etmektedir. HemĢireler, temel prosedürlerin gerçekleĢtirilmesini sağlayarak, doktorun iĢlerini daha hızlı ve etkili yapmasına vesile olmaktadır. Hastahane içerisinde hemĢireler aralarındaki kıdeme göre baĢhemĢirelik gibi görevlere yükselmektedir. Nâzım Hikmet, Memleketimden Ġnsan Manzaralarında, Doktor Faik‟in baĢhekim olduğu hastahanede de benzer bir uygulamayı kurgulamıĢtır. ġair, sağlık sistemi ve üyelerinden bahsederken yüzeysel kalmamıĢ teknik detaylara dikkat etmiĢtir. ġiir gibi kelime kullanımı kısıtlı bir alanda bu dikkatin gösterilmesi dikkat edilmesi gereken bir baĢlıktır. Nâzım Hikmet‟in sağlık sisteminin dıĢında bir isim olarak bu detaylara hakim olması ise eserlerinin biyografisi ile paralel geliĢmesine bağlıdır. Mahkum Halil‟in hastahane gözlemlerini anlattığı bölümlerde Doktor Faik‟in tedavi iĢlerindeki yardımcısının baĢhemĢire olduğu görülmektedir:

“Cevap verecekti ki Halil

baĢhemĢire geldi nazlı bir telaĢla.

Bir gelin tacı gibi taĢıyordu kırmızı aylı hotozunu. - Hazırız, doktor bey, dedi.

Halil‟i yalnız bırakıp gittiler...”126

BaĢhemĢire, tecrübesi ve ciddiyeti ile anlatılmaktadır. Anlatıcı, Halil‟i anlatan konumuna yükseltmemiĢtir. Ancak anlattığı sağlık personellerinin fizki ve karakteristik özelliklerini, Halil‟in izlenimleri üzerinden anlatmaktadır. ġairin Ģiirde anlattığı sağlık personelleri içerisinde, görev bilinci en yüksek olan karakter baĢhemĢire olmuĢtur. Doktor Faik‟in ölümünü karĢılama Ģekli, baĢhemĢirenin karakteri hakkında ipuçları vermektedir. Nâzım Hikmet‟in kurguladığı diğer kadın karakterlerin aksine, baĢhmeĢire soğukkanlı ve makina mantığında davranmıĢtır.

Hastahanelerde hastaların temel düzeyde bakımının yer aldığı görevleri, hasta bakıcılar gerçekleĢtirmektedir. Nâzım Hikmet, sağlık personeli olarak çalıĢan karakterleri kurgularken, derinlikli bir hiyerarĢi uygulamıĢtır. Hastabakıcı da bu derinliği sağlayan karakterlerden birisi olmuĢtur. ġair, özellikle ciğer hastalıkları sebebiyle hastahanede yattığı dönemlerde hastabakıcılarla yakın olmuĢtur. ġiirlerinde

126

teknik hiyerarĢiye uygun davranarak alt basamaktaki personelleri daha az incelemiĢtir. Yani doktorlardan bahsettiği örnekler ve derinlik fazla iken hastabakıcı da az ve kısıtlı bir örnekleme mevcuttur. Nâzım Hikmet, Ģiirlerini masa baĢında yani toplumdan uzak yazan bir Ģair olmadığı için, hayatta gördüğünü hızla kurguya taĢımıĢtır. Mesleki kurgulamalardaki gerçeğe uygunluk, bu bilinçten teĢekkül etmiĢtir. Hastahanede ameliyat vb. teknik iĢlemlerin gerçekleĢtirilmesi sürecinde, hasta yakınlarına destek gösterme gibi çabaları da hastabakıcılar göstermektedir. Faik Bey‟in görev yaptığı hastahane‟nin hasta bakıcısı Ġsmet Hanım, mesleğinin sınırları içerisinde kurgulanmıĢ karakterlerden birisi olmuĢtur :

“Hasta bakıcı Ġsmet Hanım geldi. Ġstanbulluydu.

Halil sordu Ġsmet Hanıma - BaĢladı mı ameliyat? - BaĢladı.

- Kolay bayıldı mı bari ? - Çok kolay.

Bütün bir Aksaray vardı Ġsmet Hamının kuyruklu samur kaĢlarında...”127

Ġsmet Hanım, fiziksel özellikleri ön plana çıkan bir kadındır. Özellikle baĢhemĢire‟nin anlatımındaki detaysız ve soğuk anlatımdan ziyade, fiziksel anlamda detaylar veren sıcak bir hava vardır. Ġnsanlarla iliĢkileri sıcaktır. Ġsmet Hanım, tatlı dili ile insanlar üzerinde etkiye sahiptir. Doktor Faik ile olan gönül iliĢkisi de, bu bütünlük üzerinde anlatılmıĢtır. Doktor Faik‟in ölümünden sonra, yaĢadığı panik hâli, onu genel kimliğinin dıĢarısına çıkarmıĢtır. Ġsmet Hanım‟ın karakterindeki değiĢim, anlatıcı tarafından okura hissettirilmiĢtir. Ancak olayın arkasından onu gören mahkȗm Halil ve iĢçi Kerim, durumun farkına varamamıĢtır.

Sağlık iĢlemlerinin ardından, kapatılan yaraların korunması ve iyileĢtirilmesini sağlayan sağlık görevlisi pansumancıdır. Basit hadiselerde birey, kendisi de bu iĢleri halledebilirken, ameliyat vb. durumlarla çözülen yaralarda, profesyonel bir sağlık personelinin bu tedaviyi sunması önemlidir. Hastanın sıkıntılarından kurtulması, hızlı ve rahat iyileĢebilmesi için pansumanların, belirli bir sistem dâhilinde yaraya bakım uygulanması gerekmektedir. Bu prosedürlerin bilinçli/bilinçsiz ihmali ise, hastalar için sıkıntılı bir tedaviye sebep olmaktadır.

127

Nâzım Hikmet, Memleketimden Ġnsan Manzaralarında frengi hastalığından ötürü, vücudunda yaralar çıkan Çankırılı DurmuĢ‟un tedavisine yardımcı olan pansumancı‟nın takıntılı karakterini, örneklendirerek anlatmıĢtır:

“Teslim etti doktor pansumancıya beni. Lakin, rezil, taze yara meraklısıymıĢ. Ġki saat geçmeden

bezleri çözüverdi...

Bir kandır boĢandı arkadaĢlar... DikiĢler kopuvermiĢ.

Rezil güler.”128

DurmuĢ‟un yaĢadığı hadisede psikolojik bir problem söz konusudur. Görevi insanları sağlıklı kılmak ve rahatlatmak olan sağlık personelinin yaptığı hatalı uygulamaların, hastaya negatif etkileri olmuĢtur. Pansumancı karakterinin, fiziksel olarak insanların acı çektiği bir ortamda mutlu olması, psikolojik bir sıkıntıya iĢaret etmektedir. Ayrıca onun ileri derece suçları iĢleme konusunda, yüksek potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Diğer hastaların ve DurmuĢ‟un bu vahĢi uygulamaya karĢı sessiz tavırları ve müdahaleyi biribirinden bekleyen tavrı, Ģairin dolaylı bir eleĢtirisine maruz kalmıĢtır. Pansumancı, sağlık personelleri arasında kötü olması ve toplumun kötülük unsurunu taĢıyan insanlarla ortak özellikler bulundurması açısından istisnâ olmuĢtur. ġairin sağlık personellerini gerek görevlerinin zorluğu, gerekse toplumu bilinçlendirici çabalarından ötürü, ideal bir dille anlatıp, takdirle karĢıladığı bilinmektedir. Ancak pansumancı gibi uç bir örneği de kurgulaması, gerçekçi kimliğinin sonucudur.