• Sonuç bulunamadı

Nâzım Hikmet Ran‟ın Ģiirlerinde insan teması üzerine genel bir inceleme yolu ile oluĢturulan bu çalıĢmada doğrudan bağlantılı olmasa da alt baĢlıkların yazımı üzerine inceleme ve belirleme amaçlı kullanılan pek çok kayanak vardır. “Nâzım Hikmet Ran‟ın ġiirlerinde Ġnsan Teması Üzerine Bir Ġnceleme” adlı çalıĢmamıza doğrudan veya dolaylı kaynaklık eden çalıĢmalardan bazıları hakkında kısa bilgiler verilecektir. Bazı çalıĢmalar ise bibliyografik olarak anılacaktır.

Prof. Dr. Ersin Özarslan‟ın 2003 yılında tamamladığı “Nâzım Hikmet: Hayatı ve Şiiri” adlı doktora tezi, Ģairin biyografisi hakkında oldukça detaylı bilgiler içermektedir. Özellikle politik sebeplerden ötürü biyografisi üzerine farklı eserler bulunan Ģairin, akademik düzende incelenmesi için kılavuz bir çalıĢma olmuĢtur. ÇalıĢmamızın birinci bölümünde bu çalıĢmadan yer yer faydalanılmıĢtır.

Dr. Öğr. Üyesi Pelin EkĢi Altay‟ın 2007 yılında tamamladığı “Nâzım Hikmet ve Attila İlhan Şiirinde Paris İmgesi” adlı yüksek lisans tezi, Ģairin evrensel kimliği üzerine mukayeseli örnekler sunmaktadır. “Zaman”, “Mekân” ve “Ġnsan” olguları üzerinden hareketle Ģairin Ģiirlerinde Paris‟e ait unsurlar sunulmuĢtur.

Öykü Terzioğlu‟nun 2008 yılında tamamladığı “Nâzım Hikmet‟in Sömürgecilik Karşıtı Şiirlerinde Romanlaşma, Çok Seslilik ve Mizah” adlı yüksek lisans tezi, Ģairin “Jokond ve Si-Ya-U”, “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?” ve

49 Josef Stalin, Marksizm ve Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu (Çeviren: Muzaffer Erdost), Sol Yayınları, Ankara,

“Taranta-Babu‟ya Mektuplar” adlı eserlerinden yola çıkarak sömürgecilik karĢıtı söylemi maddeci perspektifle ele almıĢtır. ġairin sömürgecilik kavramını somutlaĢtırması ve ideali kurgulayan söylemini incelemek adına oluĢturulmuĢ bir çalıĢmadır.

Çiğdem Çam‟ın 2011 yılında tamamladığı “Mehmet Âkif, Tevfik Fikret ve Nâzım Hikmet‟in Şiirlerinde Gelecek Tasavvuru” adlı yüksek lisans tezi, Ģairin “diyalektik materyalizm”, “fütürizm” ve “komünizm” gibi tasavvurlar üzerinden Ģiirlerinde oluĢturduğu gelecek tasavurrunu incelemiĢtir. Tespit-örnek-karĢılaĢtırma üzerine oluĢturulmuĢ bir çalıĢmadır.

Tahsin Aydoğdu‟nun 2014 yılında tamamladığı “Nâzım Hikmet ve Pablo Neruda‟nın İspanya İç Savaşı‟na Değinmeleri” adlı doktora tezi, Ģairin baĢta düĢünce yazıları ve Ģiirleri olmak üzere çeĢitli eserleri üzerinden Ġspanya iç savaĢına yönelik düĢüncelerini ortaya koymuĢtur. ġairin evrensel kimliği ve dünya Ģairi olması gibi nitelikleri üzerine mukayeseler sunan bir çalıĢmadır.

Begüm EkĢi‟nin 2015 yılında tamamladığı “Bertolt Brecht ve Nâzım Hikmet‟in Eserlerine Yansıyan Memleket Hasreti” adlı yüksek lisans tezi, “memleket” kavramına Türk ve Alman toplumlarının bakıĢı üzerinden, Nâzım Hikmet ve Bertolt Brecht‟in sürgünlüğünü eserleri üzerinden somutlaĢtırmıĢtır. ġairin uzun süren gurbetlik sürecinin eserleri üzerindeki yansıması üzerinden hareket etmiĢ bir çalıĢmadır.

Recep Koçak‟ın 2017 yılında tamamladığı “Nâzım Hikmet‟in Şiirlerinde Folklor Unsurları” adlı yüksek lisans tezi, Ģairin dili ve eserleri üzerindeki halk edebiyatı unsurlarını incelemiĢtir. ÇalıĢmada Ģairin eserlerinden belirlenen örneklerin halk edebiyatına ait unsurlar üzerinden incelemesi yapılmıĢtır.

Bu çalıĢmaların dıĢında yine Ģair adına yapılan yüksek lisans ve doktora tezleri mevcuttur. Ancak bu bölümde çalıĢmamızla benzerlik taĢıyan ve benzer disiplinde olan örnekler ele alınmıĢtır. Özgün bir söylem oluĢturma gayretiyle kurguladığımız tezimiz, inĢa edilen bu birikime bir katkı olmak için oluĢturulmuĢtur.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

2.NȂZIM HĠKMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE GERÇEK KARAKTERLER

Nâzım Hikmet Ģiirlerinde, toplumun hemen hemen her kesiminden insanlara yer vermiĢtir. Sayısı 735 olan Ģiirlerindeki insanların sayısı ve niteliği, zorunlu bir tasnifi zorunlu kılmaktadır. Tezimizde yaptığımız ilk tasnif, karakterlerin gerçek hayattaki varlığı üzerinden gerçekleĢtirilmiĢtir. Öncelikle gerçek karakterleri ele alarak, gerçekten kurmacaya doğru bir seyir izlenmiĢtir. Ayrıca gerçek karakterler de, Ģairin hayatına yakın olandan uzak olana doğru geniĢleyen bir çerçeve ile incelenmiĢtir. Çünkü Ģairin dili ve detaycılığı, karakterinin hakkında sahip olduğu bilgiye göre değiĢiklik göstermektedir. Örneğin; aile bireylerini özel detaylara inecek kadar panoramik irdelerken, herhangi bir sosyal sınıftan seçtiği karakteri ise; fiziksel özelliklerden, tek boyutlu yani monografik olarak irdelemektedir. Karakter seçiminde gösterdiği çok boyutluluk Ģiirinin, ve düĢünce evreninin zenginliğine delâlet etmektedir. Maddi ve manevi dünyanın figürü olarak kabul edilebilecek, her toplumsal gurubun temsilcisini ele almıĢtır. Sınıfsal katmanlaĢmayı iyi okumuĢtur. ġiirlerinde yer alan gerçek karakterlerle hayatının bir kesiminde doğrudan ya da dolaylı bir bağ bulunmaktadır. Ġnsanları anlatırken gerçek özelliklerine bağlı kalarak onları, abartı yahut eksiltme gibi metodlarla kurgulamaya gitmiĢtir. Örneğin; bıyık, kaĢ, sakal, göbek, gözlük, el, kol vb. unsurları, olduğundan büyük veya küçük ifade ederek, olumlu/olumsuz bir nesne ile bağdaĢım kurarak ifade etmektedir. Olumlu olarak ifade ettiği karakterlerde genellikle daha az abartı yapmıĢ ve övgüyü çabuk sonlandırmıĢtır. Ancak olumsuz olarak ifade ettiği bir karaktere geldiğinde ise, abartılı ifadelerin sayısını ve çeĢidini arttırarak dikkat çekmeye gayret etmiĢtir. Buradan anlaĢılacağı üzere Ģair ideali gösterirken, Hegel mantığına benzer bir

algoritma kullanmıĢtır. Kendince nelerin doğru olmadığını göstererek, okura dolaylı olarak doğru/ideal olanı buldurmuĢtur.

Nâzım Hikmet Ģiirleri içerisinde, 278 gerçek karakteri okurlarına sunmuĢtur. (Bkz. Tablo.1) Bu karakterlerin bazıları alenen isimleri ile verilirken, bazıları ise sembolik ifadelerle kinayeli olarak verilmiĢtir. Tespitleri gerçekleĢtirme aĢamasında yapılan yan okumalardan (mektuplar, gazete yazıları, röportajlar vb.) yararlanılarak bütünlük yakalanmıĢtır. Sembolik ifadeli isimler incelendiğinde ise Ģairin siyasi yahut edebî açıdan kavga ettiği isimlerin, bu kitleyi teĢkil ettiği görülmektedir. (Hamdullah Suphi Tanrıöver, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet HaĢim vb.) Toplamda 7 baĢlık (akrabalar, sanatçılar, bilim insanları/düĢünürler, yöneticiler, dini figürler ve halk figürleri) içerisinde belirlenen alt baĢlıklardan faydalanılarak, düzenli bir tasnife gidilmeye gayret edilmiĢtir. Kullandığı gerçek karakterlerin sosyal uğraĢı durumlarına bakıldığında ilk 3‟ü sanatçılar, siyasetçiler ve bilim insanları oluĢturmuĢtur. Sanatçılar üzerinde fazla olan anıları, siyasi hadiselerden uzak kalamayıĢı ve maddesel telakkilerle determinist çizgiye yöneliĢi, bu tercihlerde esas kabul edilebilecek unsurlardır. Gündelik hadiselerde popüler olan isimleri de kullanmaktan geri durmamıĢtır. Gerçek karakterlerin bu denli detaylı ele alınmasının bir diğer sebebi de, bu isimlerin belirli kurmaca karakterlerin prototipi olmasıdır. Özellikle edebî ve siyasi karakterlerin kurmaca karakter oluĢturmada, sınır taĢı olduğu görülmektedir. Örneğin kapitalizm ve faĢizmin güdümünde bir karakteri inĢa ederken; Peyami Safa, Yakup Kadri gibi isimlerin özelliklerinden faydalandığı görülmüĢtür. Nâzım Hikmet, evrensel bir Ģair olarak; kullandığı 278 karakterin, 158‟ini yerli, 120‟sini yabancı isimlerden seçmiĢtir. Dünya üzerindeki çoğu meseleyi ve ismi bizzat takip etmiĢ ve Ģiirlerinde anmaktan geri durmamıĢtır. Nâzım Hikmet Ģiirlerinde olumlu/olumsuz yer alan tüm gerçek karakterler, toplum nezdinde belirli özellikleri öne çıkmıĢ isimlerdir. Dolayısıyla meseleleri en üst perdeden ele alarak, geniĢ kitleleri yani toplumun çoğunluğunu temsil edecek söylemi yakalamaya çalıĢmıĢtır. Nâzım Hikmet, evrensel bir Ģairdir. Andığı kiĢi hangi milletten olursa olsun, Türkçe ile ele amıĢ, Tükçenin söylem gücünü tam manasıyla kullanmıĢtır. Ġnsanı Türkçe‟nin ruhuyla sevip tanımladığı için, onun insan tasavvurunu anlamanın yolu, Türkçeye hâkimiyetten geçmektedir. Yeri geldiğinde bir Anadolu köylüsünün

samimiyetine, yeri geldiğinde bir salon adamının elitliğine ulaĢabilmiĢtir. Ġnsanları tek bir parça değil, bütünün bir unsuru olarak değerlendirmiĢtir.