• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ALMANYA’DA TÜRK TOPLUMUNUN GELİŞİMİ VE GENEL SOSYOLOJİK ÖZELLİKLERİ GENEL SOSYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

2.2. Türklerin Hukuki Statüleri

2.2.3. Sığınmacı Türkler

Sığınma, kişinin yaşadığı ülkedeki politik istikrarsızlıklar, iç savaş, etnik temizlik ve çatışmalar gibi sebeplerle kendi ülkesini terk ederek başka ülkelerde yaşama imkânı aramasıdır. Ortaya çıkan bu olumsuz şartlar sebebiyle ülke ekonomisinin harap olması sonucu kişinin geçinemez hale gelmesi, ekonomik özellikli yüz binlerle ifade edilen sığınmacı akımlarını meydana getirmiştir (Toksöz, 2006: 119). 1976-1985 yılları arasında Almanya resmi makamlarına sığınma talebinde bulunan yabancıların ve bunların da içinde Türklerin sayılarındaki dalgalanmalar dönemin siyasal ve ekonomik şartlarını yansıtmaktadır.

Tablo 18’de de görüldüğü gibi Almanya’ya sığınma talebinde bulunanlar sadece Türkiye’den değil iç düzeni bozulmuş daha birçok ülkedendir. 1970’lerde Almanya’ya sığınma talebinde bulunan Türklerin sayısı oldukça düşüktür. Bu rakam, takip eden yıllarda, özellikle 1978-’79 talebe olayları ve politik kamplaşma sebebiyle artmıştır. Sosyo-politik ve ekonomik yapının olumsuz etkilenmesiyle daha da artmıştır. Bu dönemde siyasal katılım örneklerinin olumlu olumsuz her türüne rastlamak mümkündür. Bu olumsuz süreci bitirme amaçlı gelen 1980 askeri darbesi sebebiyle, Almanya’ya iltica edenlerin yarısından fazlasını Türklerin oluşturması tabloda da dikkati çekmektedir. 1980’leri anlatan işçiler sığınma talebinde bulunan Türklerin

sayısının hemen arttığını belirtmektedirler. Takip eden yıllarda her ne kadar düşüş olsa da, yine de sığınma talebinde bulunanların sayısı az görünmemektedir.

Tablo 18. Almanya’dan İltica Talebinde Bulunan Türk Sayısı ve Diğer Sığınmacılara Oranı

Yıllar Türk Sayısı Diğer Sığınmacılara Oranı (%)

1976 809 7,3 1977 1.168 7,1 1978 7.419 22,4 1979 13.246 25,7 1980 57.913 53,7 1981 6.302 12,8 1982 3.688 9,9 1983 1.548 7,9 1984 4.186 11,9 1985 6.179 9,2

Kaynak: ÇSGB, Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Federal Çalışma ve Sosyal Düzen Bakanlığından derlemesi, İsgüm Basımevi, Ankara, 1986:10

Almanya’dan sığınma talebinde bulunan Türklerin sayılarında sürekli bir dalgalanma olduğu dikkati çekmektedir. 1990’ların ikinci yarısında yeniden yükselen sığınmacı sayıları, takip eden yıllarda istikrarlı bir şekilde düşerek 2005 yılında son on yılın en düşük rakamına ulaşmıştır. Bütün sığınmacılar toplandığında, Almanya’da sayıları azımsanamayan bir sığınmacı Türk kitlesinin olduğu da kabul edilmektedir. Almanya’ya sığınma talebinde bulunan Türkler, genelde aşırı siyasallaşmış, yasa dışı örgüt üyesi veya Türkiye’de düşünce özgürlüğünün kısıtlandığını iddia eden kişilerden oluşmaktadır. Aralarında Ozan Ceyhun gibi şu an milletvekili olanlar bile bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Kurulu tarafından açıklanan rapora göre, Türkiye’den Avrupa’ya 1980-1989 yılları arasında 242.520 iltica talebinde bulunuldu. Bunların 136.140’ı Almanya’ya yapıldı. 1990-1999 yılları arasında ise Türkiye’den Avrupa’ya, 336.990 iltica talebinde bulunuldu. Bunun 224.750 ‘si Almanya’ya yapıldı (UNHCR, 1999: 125-132).

Almanya 1993 yılına kadar dünyanın en liberal sığınmacı yasasına sahipti. Sığınma şartlarının kolaylığı, sığınma talebinde bulunanların sayısını artırmaktadır (Scheafers, 1998: 98). Kuşkusuz sığınmacı akınına uğrayan tek ülke Almanya değildir. Ancak Almanya başta olmak üzere İngiltere, Fransa, Hollanda ve İsveç de en fazla nasibini alan ülkeler arasındadır. 1985’te toplam 19 devlet 169.710 sığınmacı kabul etmiştir. Bu

sayı 1992’de 695.590 ile zirveye çıkmış, 1996’da 247.500’e düşmüş, 1999’da 422.180’e yükselmiştir. Sığınmacıların 1990’ların başında tercih ettiği ülke Almanya’dır. 1992 yılında Almanya’ya iltica edenlerin sayısı 438.000’dir. Takip eden yılda bu rakam 323 bindir. Sığınmacıların genelde Almanya’yı tercih etmeleri Alman makamlarını bir takım düzenlemeler ve tedbirler almaya itmektedir. Böylece sığınma şartları zorlaştırılmaktadır. Bu sebeple 2000 yılında Almanya’ya sığınanların sayısı 78,6 bine gerilerken, İngiltere 97,8 bin ile birinci sırayı almıştır (Toksöz, 2006: 119).24

Tablo 19. Almanya’dan İltica Talebinde Bulunan Türklerin Sayısı (1996– 2005) Yıllar Türk Sayısı 1996 31.732 1997 25.937 1998 11.754 1999 9.065 2000 8.968 2001 10.869 2002 9.575 2003 6.301 2004 4.148 2005 2.958 Kaynak: UNHCR, 2005 General Report, 2006.

Sığınmacıların genelde tercih ettiği ülkenin Almanya olduğu ve şartların zorlaştırılmasından sonra bu rakamın düşüşe geçtiği görülmektedir. Genelde sığınmacıların beslenme ve barınmaya ilişkin ihtiyaçları karşılanmaktadır (Toksöz, 2006:121). Resmi yetkililer sığınma haklarına bir takım sınırlandırmalar getirdiği gibi sığınmacıları caydırıcı ve bıktırıcı uygulamalar da ortaya koymaktadır. Buna rağmen göç kabul etme yolları açık tutulmaktadır. Sığınmacıların geldiği ülkeler test

24 1990-2000 yıllarında Balkanların, Türkiye’nin, Orta Doğunun ve Cezayir gibi ülkelerin savaşlar, etnik çatışmalar, terör ve ekonomik bunalımlar sebebiyle insanların yerlerini terkettiği hatırlanmalıdır(Toksöz, 2006: 120). Günümüzde de Irak ve Afganistan gibi ülkelerden sığınmacıların yoğunlukta olduğu dikkati çekmektedir. Alman yetkililer tekrar savaş planları ve tartışması yapılsa yeni bir sığınmacı akımına karşı hangi tür önlemler alınması gerektiğini gündeme getirmektedir. Bunlar üç grupta ele alınmaktadır. Birincisi sınırların daha sıkı kontrolü, yeni kısıtlayıcı göçmen ve sığınmacı yasalarının çıkarılmasıdır. İkincisi kabul edileceklerin çalışabilir, uyum politikasına daha kolay entegre olabilir bir özellik taşımasıdır. Üçüncü önemli nokta da sığınmacıların geldiği ülkelere karşı bir takım sıtratejiler geliştirmektir. Devletlerin izlemiş olduğu iç politikalar sebebiyle insanların sığınmacı pozisyona düşmesinde büyük katkısının olduğunu ispat eden çeşitli örnekler de bulunmaktadır. Örneğin: Bulgaristan’da Türkler, eski Yugoslavya’da yaşayan etnik milletler bunlardan bazılarıdır (Münz, 1997: 200; Löscher, 1997: 181).

edilmektedir. Kamu kurumlarına, gelenlerin turistik veya ticari bir amaçla mı yoksa gerçekten sığınmacı mı olduğunu araştırma izni verilmektedir. Dünya milletlerinin hareketli olduğunu, bir kısmının vize vb işlem ve belgelere ihtiyaç duymadan, bir kısmının da vize alarak sınırlı seyahat etme ve kalma imkânına sahip olduğu görülmektedir. Böylece insanların gerekli vize vb işlemleri hazırlamadan, pasaport gibi seyahatlerde ihtiyaç duyulan belgeleri olmadan legal yollardan hedeflenen ülkeye ulaşmaları görünürde mümkün değildir. Seyahat özgürlüğü kısıtlanmış olan bu insanlar illegal yollardan hedef ülkelere ulaşmaktadırlar. Bu incelemeler ve sınırlandırmalar sığınmacıların sayılarının düşmesine neden olmaktadır (Santel, 2000: 117-118).

TABLO 20. Batı Avrupa Ülkelerine Sığınma Başvurusunda Bulunanların Geldikleri Ülkelere Göre Dağılımı (1995-1999)

Ülkeler Sayıları Afganistan 83.378 Irak 160.870 İran 59.258 Romanya 52.367 Somali 55.748 Sri Lanka 65.097 Türkiye 154.392 Yugoslavya 357.495 Kaynak: Stalker (2002)’den aktaran Toksöz (2006: 122).

Tabloda da görüldüğü gibi yetmişli yıllara benzer şekilde doksanlı hatta iki binli yıllarda da sığınmacıların yönü iç karışıklıkların ve çatışmaların yoğun olduğu bölgelerden, sakin ve iş imkânlarının çok olduğu ülkelere olmaktadır. Yerlerini yurtların terk eden insanların daha çok sıcak çatışmaların olduğu Yugoslavya, Irak, Türkiye ve Afganistan gibi ülkelerden geldiği dikkati çekmektedir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de sığınma, dünya konjonktürünün getirdiği bir insanlık dramı olarak karşımıza çıkmaktadır.