• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ALMANYA’DA TÜRK TOPLUMUNUN GELİŞİMİ VE GENEL SOSYOLOJİK ÖZELLİKLERİ GENEL SOSYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

2.1. Almanya’da Türk Toplumunun Gelişimi

2.1.4. Federal Almanya’da Türklerin Genel Sosyolojik Özellikleri 1. Cinsiyet Bakımından

2.1.4.5. Örgüt Üyeliği

Almanya’da Türklerin siyasal katılımının bir aşaması olarak örgüt üyeliği, oldukça önemlidir. Kişinin çevresini anlaması, algılaması ve çevrenin de siyasal kişiyi tanıması açısından örgüt üyeliği siyasal katılımı teşvik etmektedir. Almanya’da Türklerin örgütlü yaşaması, bu anlamda siyasal katılımı kolaylaştırmaktadır.

Almanya’ya işgücü göçü ile başlayan örgütlenme, kültürel özellikli derneklerle ilk tohumlarını atmaktadır. Kısmen sendika ve dayanışma rolü üstlenen bu dernekler, göç alan ülke tarafından da destekleniyordu. Almanya’da, 1963 yılında Türklere ait olan dernek sayısı 19 iken, 1974’de bu sayı 112’ye yükselmektedir. 1970’li yıllarda daha çok siyasal ve dini ağırlıklı çalışmalar yapan derneklerin ortaya çıktığı görülmektedir.. İlerleyen zaman süreci içerisinde Almanya’da yerleşmeye yönelen ve kalıcı planlar yapan Türklerin kurduğu örgütlerin çalışma alanları da çeşitlenmektedir20 (Halm, 2005 : 37; Abadan-Unat, 2006: 70).

Almanya’da Türklerin kurduğu örgütler; siyasi, dini, kültürel, eğitim, spor, sağlık, öğrenci veya akademisyenler birlikleri, kadın, meslek ve hemşehri dernekleri şeklinde gruplara ayrılmaktadır. Siyasi içerikli olanlar, daha çok herhangi bir siyasi partinin Türkler’e yönelik faaliyet yürüten derneğidir. Bunlar: Başkanlığını Bülent Arslan’ın yürüttüğü Hıristiyan Demokratlar Birliği’nin Türk-Alman Forum’u, başkanlığını Kadri Akkaya’nın yaptığı Liberal Demokratlar’ın Liberal Türk-Alman Forum’u veya UETD, ANAP Derneği, CHP Derneği ve Avrupa Demokrasi Vakfı gibi Türkiye’deki partilerin Almanya’daki lobi dernekleri bunlardan bazılarıdır. PKK’nın kurdurduğu siyasal çalışmalar yapan aşırı dernekler de bulunmaktadır. İkincisi: dini faaliyet gösteren derneklerdir. Bunlar, Türkiye’de herhangi bir cemaatin, tarikatın veya kuruluşun devamı şeklinde çalışmaktadır. Örneğin; DİTİB (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği), İKMB (İslam Kültür Merkezleri Birliği), ATİB (Avrupa Türk İslam Birliği), IGMG (İslam Toplumu Milli Görüş), TF (Türk Federasyonu), Nurcu gruplar (Yeni Asya, Yeni Nesil, Okuyucular, Yazıcılar ve Fethullah Gülen’ciler şeklinde çeşitlenmektedir), AABF

20 Bu çeşitliliğin temel sebebi Türklerin yerleşik hayata geçişleri ile ortaya çıkan statü değişikliğidir. Biraz daha açarsak sebepler, vatandaşlık değişimi, iktisadi girişimcilik, eğitim düzeyinin pozitif değişimi, içinde yaşadığı toplumsal ve siyasal çevreyi daha çok tanıma gibi etkenlere bağlanabilir.

(Avrupa Alevi Bektaşi Federasyonu)21, Ehli Beyt Cemaatı ve değişik tarikatlar, bunlardan bazılarıdır (Karakaşoğlu, 1997: 303-304). Üçüncüsü: Kültür ve sanat ağırlıklı çalışan derneklerdir. Bu dernekler, daha çok müzik, tiyatro ve edebiyat gibi alanlara önem vermektedir. DİTİB ve arkadaş tiyatrosu çalışmaları buna örnek gösterilebilir. Dördüncüsü eğitime önem veren örgütler. Okul aile birlikleri, ev ödevine yardım kursları, dil kursları ve bilgisayar kursları bunlardan bazılarıdır. Beşincisi spor kulüpleridir. Spor kulüpleri mahalli, bölgesel ve genel olabilmektedir. Kendi kendine yeterli bağımsız spor kulübü olduğu gibi bir derneğin spor kulübü de bulunabilmektedir. Köln Fatih Spor, DİTİB, Fenerbahçeliler Kulübü ve Sivas spor bunlara birer örnektir. Altıncısı sağlık üzerine çalışan örgütler. Siegen’de bulunan Türk-Alman Sağlık Vakfı, DTM (Deutsch-Türkische Medizinergesellschaft e.V.- Alman Türk Tabiblerler Birliği) Hannover’de buna örnektir. Amaçları; Türkiye-Almanya arasında sağlık, sosyal ve kültürel ilişkileri geliştirmek, diğer sağlık kuruluşlarıyla işbirliği yapmak, Almanya’da yaşayan Türklerin sağlık sorunlarının çözümüne destek vermek ve sağlıklı yaşamlarını temin etmektir. Yedincisi, talebe dernekleri ve akademisyenler birliğidir. Her üniversitede öğrenciler örgütlenebilmektedir. Almanya’nın birçok üniversitesinde örgütlenmiş olan TD-PLATTFORM bunlardan bir tanesidir. Eğitim döneminde örgütlü hareket edenlerin birçoğu, okul sonrasında da aynı ilişkiyi sürdürdüğü görülmektedir. Sekizincisi kadınların herhangi bir kurumun birimi olarak veya bağımsız kurdukları çok amaçlı derneklerdir. Bir kurumun birimi olarak çalışırken daha çok verilen görevler yapılmaktadır. Bağımsız kadın kuruluşu olduğunda kendi ürettikleri tüzük ve faaliyetlerle çalışmalarını yürütmektedirler. Sekizincisi meslek kuruluşlarıdır. Kısa adı VTI e.V. (Verein Türkischer Ingenieure-Türk Mühendisler Derneği)’nin Almanya’nın Köln, Aachen, Hamburg, München, Paderborn, Bochum gibi şehirlerinde örgütlenmiş olan Türk mühendisler dernekleri bulunmaktadır. Dokuzuncusu hemşehri dernekleridir. Türkiye’nin belirli bölge ve illerinden olan insanların, sayılarının da azımsanamayacak kadar fazla olması, Türkiye’de bölge ve illerine yönelik çalışma yaptıkları dikkati çekmektedir. Bunlar Karadenizliler Derneği, Trabzonlular derneği, Sivaslılar, Bayburtlular, Bingöl ve Düzceliler gibi sıralanabilir. Dernekler, amaçlarını Almanya’da

21 2007 yılında, Diyanet İşleri Başkanı’nın da katıldığı Kutlu Doğum Haftası programında, Avrupa Alevi Bektaşi İslami Federasyonu şeklinde isimlerine ‘islami ‘ kelimesini de koydukları dikkati çekmektedir.

yaşayan yörelerine ilişkin insanlarının tanışması, dayanışması, çocuklarının iyi eğitilmesi, ahlaklı olmasını sağlamak, kendi şehirlerini tanıtmak, bağı koparmamak ve yörelerine ilişkin değerleri yaşatmaktır. Bu örgütlerin sosyal ilişkileri, işlevleri gereği iyidir. Dolayısıyla, Türk ve Alman siyasiler, belediye başkanları, bilim ve sanat adamları sık sık bu dernekleri ziyaret etmekte ve halkı aydınlatıcı seminerler vermektedir. Seçimlerde Almanya siyasi parti yetkililerinin, Türk ve Alman adaylarının, bu derneklerin genel merkezlerini ziyaret ederek partilerine destek istedikleri bilinmektedir. Adeta halkın iktisadi ve siyasi elitlerle buluşma yerleridir.

Almanya’da yaşayan Türklerin yaklaşık olarak üçte ikisi (%64), aktif bir şekilde sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına katılmaktadır. Bir başka ifadeyle 1,3 milyon Türkün, Almanya’da toplumsal örgütlere uyumlu katılımda bulunduğu dikkati çekmektedir. Bunlardan sadece Türk derneklerine katılanların oranı %40, hem Alman hem de Türk derneklerine katılanların oranı %35, sadece Alman derneklerine katılanların oranı %16 ve sadece uluslararası derneklere katılanların oranı da %9’dur (Halm, 2005: 54-57). Alman Örgütlerine üye olan Türklerin, %16,7’si sendikalara, %12,9’u spor kulüplerine, %4,1’i meslek kuruluşlarına, %2,7’si kültür derneklerine, %2,7’si siyasi örgütlere, %2,1’i eğitim ağırlıklı örgütlere, %1,8’i boş vakit değerlendirme örgütlerine, %0,4’ü dini örgütlere yönelimiyle ön plana çıkmaktadır. Türklerin üye olduğu Türk derneklerinde ise, %18,3 üyelik oranıyla dini özellikli dernekler dikkati çekmektedir. Bunu %9,1 ile Kültürel faaliyet yapan örgütler, %6,8 ile spor kulüpleri, %2,4 ile eğitim ağırlıklı çalışma yapan örgütler, %2,1 ile etnik veya milliyetçi örgütler, %1,5 ile siyasal örgütler, %0,9 mesleki örgütler, %0,4 hoby örgütleri takip etmektedir (Halm, 2005: 38). Almanya’da Türklerin örgütlenmesi, ihtiyaçtan ve Türkiye’de daha önce örgütlü bir hayatın içinde yaşamış olma tecrübesinden kaynaklanmaktadır. Bu örgütlerin özellikleri daha çok kültürel, siyasal ve dinidir. Dolayısıyla daha çok taşıma örgütlerdir. Türkiye’de solcu akımdan gelen bir kişi, Almanya’da solcu örgütlere yönelmiştir. Bu anlamda her siyasal, dini, milli, sportif, müzik ve sanatsal akımın örgütlenmede kendini nerede gördüğü, nereye yakın bulduğu çok önem taşımaktadır. Gruplaşma ve katılım da bu eksende şekillenmektedir. Türkiye’de siyasal alanda aktif olanların, Almanya’da da aktif oldukları görülmektedir. Daha sonra bu grupların örgütlenmelerde aşırıya kaçmaları sonucu, bazı faaliyetlerinin Alman devleti tarafından yasaklandıkları

belirtilmektedir (Abadan-Unat, 2006: 71). Batılı ülkeler (bunların içinde Almanya da olmak üzere) 11 Eylül öncesi süreçte özgürlüğü güvenliğin önüne geçirirken, sonrasında da güvenliği öne çıkararak özgürlüğü ikinci plana ittiği bir gerçektir (WATSON, 28. 10. 2007). Güvenlik gerekçesiyle özgürlüklerin kısıtlanmaya başlanması bazı örgütleri ve örgüt üyeliğini negatif etkilemektedir. Almanya’ya sığınanların geçmişlerinde, siyasal nitelikli örgüt yöneticiliği veya üyeliği olduğu ve bunların sığındıkları ülkede de siyasal alanda örgütlenmede başarılı oldukları görülmektedir. Yeşiller ve SPD’den milletvekili seçilen Ozan Ceyhun örnek olarak gösterilebilir.

Almanya’da doğmuş ve sosyalizasyon sürecini de bu ülkede tamamlamış olan ikinci ve sonrası kuşakların da örgüt üyeliği küçümsenemeyecek kadar fazladır. Türklerin katıldığı bu örgütlerin bir kısmı Almanların ve bir kısmı da Türklerin kurduğu örgütlerdir. Uzun yıllar örgüt üyeliği yaptıktan sonra bir partide veya bu partinin alt örgütünde yetişerek seçilmiş önemli Türk siyasetçiler de bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak, ülkemizde yakından tanınan halen AB parlamentosu üyesi olan Cem Özdemir’ i göstermek mümkündür (Özdemir, 1997: 50-54).

Buradan da anlaşılmaktadır ki; Almanya’da Türkler, daha işgücü göçünün başında tabii ihtiyaçlardan kaynaklanan arzuyla, kendilerine göre yabancı bir toplum içerisinde daha rahat ve dışlanmaya karşı korunma amaçlı örgütlenmeye yöneldiği görülmektedir. Kişinin kimliği örgütlenmenin gruplaşmadaki yönünü belirlemektedir..