• Sonuç bulunamadı

Belediye Yöneticisi

3.4. Almanya’da Siyasal Partiler

Siyasal partiler, siyasal katılımın araçlarıdır. Toplumda siyasal bilincin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Kişinin siyasal taleplerinin sisteme taşınmasında, temsilinde ve problemlerinin çözümünde aracı olmaktadır. Bu yönüyle siyasal partiler, önemli siyasal güç olma özelliği taşımakta ve toplumsal talepler ekseninde bir felsefeye de sahip olmaktadır. Belirli bir süre için seçilen ve birbirleriyle de rekabet eden siyasal partiler, siyasal yönetim veya denetim görevi üstlenirler. Dünya’da siyasal partisi olmayan siyasal sistemlerin sayılarının azaldığı bilinmektedir.

Almanya siyasal partilerini, Almanya Anayasası’nın 21. maddesi belirlemektedir. Söz konusu maddeye göre “ Siyasal partiler, halkta siyasal iradenin oluşmasına katkıda bulunur. Siyasal partilerin kurulması serbesttir. Ancak tüzüklerinin demokratik ilkelere uygun olması gerekmektedir. Mali kaynakları, mal varlıkları ve harcama alanları hakkında kamu önünde hesap vermek zorundadırlar” (Grundgesetz, 2000, Madde : 21). Almanya’da 40 civarında siyasal parti bulunmaktadır. %5 barajını geçerek parlamentoda temsil edilenlerin sayısı ise beştir. Bunlar: CDU/CSU30, SPD, FDP, Bündnis 90/DIE GRÜNEN, DIE LINKE (Wikipedia, Liste der politischen Parteien in Deutschland, erişim tar.: 10.12.2007). Devlet yardımları, partilerin gelir kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir.

30 CSU sadece Bayern eyaletinde teşkilatlanmıştır. Almanya genelinde ise teşkilatlanma verziyönünü CDU’ya devretmiştir. Seçimlere ittifak halinde giren bu iki parti %5 barajını birlikte aşmakta ve temsilcileri belirlemektedir.

1949 yılında yapılan ilk Federal Meclis seçimlerinde 36 partiden sadece altı parti seçim barajını aşarak parlamentoya girebilmiştir. Bu durum günümüzde de aynı özelliğini korumaya devam etmektedir. Mevcut duruma göre bir partinin Federal Mecliste temsil edilebilmesi için ya %5 barajını aşması ya da bir şekilde seçilmiş üç milletvekilinin bir partiye resmen katılması gerekmektedir (Schmidt, 2004: 44-45). Bu düzenleme, aşırı siyasal bölünmüşlüğü engellemek, Weimar Cumhuriyeti döneminde ortaya çıkan olumsuz durumun tekrarlanmasını önlemek ve Federal Mecliste temsil edebilecek partilerin siyaseti dönüştürebilecek çoğunluğu elde etmelerini amaçlamaktadır.

SPD, CDU, CSU, ve FDP partileri 1945-1947 yılları arasında Batı Almanya eyaletlerinde kurulmuştur. SPD, eskiden daha çok işçi sınıfı tarafından seçilen ve 1933 yılında yasaklanan aynı isimdeki partinin yeniden kurulmuş şeklidir. SPD köklü bir parti geleneğine sahiptir. İlk kuruluşu 1848 işçi hareketlerine dayanmaktadır. Daha sonraki süreçte de işçi partileri kurulur. 1933 yılına gelinceye kadar devam eden sosyal ve siyasal hareketlerin oluşması ve gelişmesinde bir şekilde yer alır. Almanya’da sol felsefenin, sosyal demokrasinin temsilcisi olur (SPD, 2007). SPD bu özelliğini korumaya kısmen devam etmektedir. Çünkü SPD içerisinde bölünen eski genel başkan Oscar Lafontain taraftarları, parti politikalarının gerçek sosyal demokrasiye uymadığını savunmakta ve yeni uygulamaları sağcı bulmaktadır. Böylece SPD, kendi içinde felsefi olarak da ikiye bölünerek partinin zayıflamasına ve hatta Oscar Lafontain’in Die Linke ile seçime girmesi, seçimleri kaybetmesine neden olmuştur. Almanya’da SPD dışındaki partiler ikinci dünya savaşı sonrası süreçte kurulmuş yeni partilerdir. 1949-2007 yılları arasında 20 yıl ülkeyi yönetmiştir. 2005 yılı itibariyle 598.000 üyesi bulunmaktadır. Almanya’nın ikinci büyük partisidir ve büyük koalisyonun (Merkel Hükümeti) ikinci ortağıdır (Hartmann, 2005: 53-59). Soyal demokratların bilimsel çalışmamalarını ve parti politikasında belirleyici öngörüleri de Friedrich Ebert Vakfı yürütmektedir.

CDU (Hristiyan Demokrat Birliği) 26 Haziran 1945 yılında kuruldu. 1950 yılına kadar Almanya genelinde (Bavyera eyaleti hariç) teşkilatlanma sürecini tamamladı. 1949-2007 yılları arasında 38 yıl ülkeyi yönetti. Savaş sonrası süreçte yeniden toparlanma ve iki Almanya’nın birleşmesinde büyük katkıları oldu. Almanya’da halen, CDU/CSU ve SPD’den büyük koalisyon hükümeti Dr. Angela Merkel başbakanlığında iktidardadır. Eylül 2007 yılı itibariyle 541.289 üyesi bulunmaktadır. Kadınların sayısı %25,4’dür.

Partinin genel başkanlığını da bir kadın olan Angela Merkel yürütmektedir (CDU Cristlich Demokratische Union Deutschlands, 2007). CDU ve CSU partileri hem Katolik hem de Protestan mezhebine mensup seçmenlere dayanmaktadır. Hıristiyan demokratların bilimsel çalışmalarını Konrad Adenaur Vakfı yürütmektedir.

CSU (Hıristiyan Sosyal Birlik) partisi sadece Bayern eyaletinde bulunmaktadır. 1945 yılında kurulmuştur. Almanya’da bulunan Amerika Askeri İdaresi 1946 yılında CSU’nun kuruluşunu kabul etmiştir. Nazilerin açmış olduğu maddi ve manevi boşluğu doldurma amaçlı kurulduğu belirtilmektedir. Bavyera eyaletinde bir kitle partisidir. İyi örgütlüdür. Uzun yıllar bu eyalette iktidarı elinde bulundurmayı başarmıştır. AB üyesi ülke vatandaşlarını üyeliğe kabul etmektedir. Muhafazakâr bir partidir. Önceki doğruların sonra da doğru olacağına inanmaktadır. Liberal, sosyal, özgürlükçü ve yenilikçi olduğunu da ortaya koymaktadır. Piyasa ekonomisi ve federal sosyal hukuk devleti olgusunu da savunmaktadır. Bütün bu değerleri birleşen Avrupa için de uygulamada gerekli görmektedir. Federal Parlamentoda CDU ile birlikte çalışmaktadır. Partinin genel başkanlığını Erwin Huber yürütmektedir. Şubat 2007 yılı itibariyle 166.000 üyesi bulunmaktadır. %20’ni kadınlar oluşturmaktadır ( The CSU Christian-Social Union of Bavaria, 2007; CSU Basisdaten, 2007).

FDP (Die Freie Demokratische Patrtei-Hür Demokrat Parti), pragmamı gereği Alman liberalizmine dayanmaktadır. Savaş sonrası kurulmuş bir partidir. Avrupa Liberal Partiler ailesine aittir. Siyasal yaklaşım ve davranış olarak bu partilerle fikir alışverişinde bulunmaktadır. Daha çok gelir ve eğitim düzeyi yüksek olan sosyal tabakaya sahiptir. FDP bir halk veya kitle partisi değildir. Daha çok seçkinlerin partisidir. Bir de liberal politikalar üretmeye ve dünyadaki liberal eğilimleri araştırmaya yönelik bilimsel çalışmalar yapan “Friedrich Naumann Stiftung” isimli vakfı bulunmaktadır. Bu vakıf dünya liberallerini buluşturmakta ve çalışmalarını internet sitesinden de kamuya duyurmaktadır (Hartmann, 2005: 57).

Birlik 90/ Yeşiller (Bündnis 90/ Die Grünen) Almanya’da bir siyasal partidir. Daha çok yeşiller diye bilinir. Alternatif, sosyal bir hareket olarak 1970’lerin ikinci yarısında Batı Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da ortaya çıkmıştır. 16 ve 17 Mart 1979 Avrupa seçimlerinde %3,2 oranında oy almayı başarmışlardır. Bunun üzerine 1983 yılında Almanya Yeşiller partisi kurulmuştur. İki Almanya’nın birleşmesinden sonra da Doğu

Almanya’ya ait olan Bündnis ile 1993 yılında birleşerek şimdiki ismini almıştır. Avrupa çevreci ve yeşil partiler ailesine aittir. Yeşiller, devletin piyasa ekonomisi ile birlikte çevreyi koruma ve gözetlemesi ekseninde bir siyaset izlemesini amaçlamaktadır (Hartmann, 2005: 57).

18 Eylül 2005 tarihinde yapılan son federal parlamento seçimlerinde beş partiden toplam 614 tane federal milletvekili parlamentoya girmiştir. 16. Dönem federal parlamento seçimlerinde, CDU/CSU hristiyan birlik partileri 224 federal milletvekili ile en büyük grubu oluşturmuşlardır. Bunları 222 federal milletvekili ile SPD takip etmektedir. FDP 61 federal milletvekili, Sol (DIE LINKE) 53 federal milletvekili, Birlik 90 Yeşiller (Bündnis 90/ Die Grünen) 51 federal milletvekilini parlamentoya göndermişlerdir. Son seçimlerde iki tane de bağımsız federal milletvekili parlamentoya girmiştir (Bundestag in Kürze, 2007).

Almanya siyasi partilerinin mali kaynakları üyelerden gelen aidatlar, partiye ait taşınmazlardan elde edilen gelir, bağışlar ve devletin ek ödemelerinden oluşmaktadır. Devlet teşviki kazanılan her oy karşılığında bir miktar ile belirlenmektedir. Harcama alanları ise düzenli ve seçim kampanyası giderleri şeklinde sıralamak mümkündür (Bundeszentrale für Politische Bildung, 2008).

Özetlemek gerekirse savaş sonrası süreçte Almanya siyasetini genelde sosyal demokratlarla Hıristiyan birlik partileri olmak üzere iki büyük partinin ele geçirdiği ve %5 barajını aşabilen diğer küçük partilerin ise genelde koalisyon ortağı oldukları söylenebilir.