• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ALMANYA’DA TÜRK TOPLUMUNUN GELİŞİMİ VE GENEL SOSYOLOJİK ÖZELLİKLERİ GENEL SOSYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

2.3. Türklerin Sosyo-Ekonomik Yapısı

2.3.1. Çalışanlar

Kişinin işgücü piyasasına girebilmesi için istihdam edilmesi gerekmektedir. Yabancı işgücünün eğitim, dil ve vasıflarının yeterli olmaması hizmet sektöründe istihdamlarını zorlaştırmaktadır. Bir de işe alımlardaki eşitsizlikler buna eklenince şartlar daha da zorlaşmaktadır. Çoğu işyerleri aynı vasıfta iki insandan birine karar verirken yerliyi tercih ettiği yabancıyı tercih etmediği dikkati çekmektedir. Örneğin Hollanda’da 330 işverenden %36,1’i yabancıyı istihdam etmek istemediğini açıklamıştır. Daha baştan yabancı gençler işgücü piyasasında yaklaşık iş bulma imkânının üçte birden fazla alanını tüketmiş bulunmaktadır. Aynı durum Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri için de geçerlidir. Bu durum sektörden sektöre değişiklik arz etmektedir (Toksöz, 2006: 70).

Tablo: 21. Almanya’da Çalışan Türklerin Yıllara Göre Dağılımı (1999–2001)

Cinsiyet/Yıllar 1999 2001

Erkek 400.174 385.031

Kadın 170.474 168.921

Toplam 570.648 553.952

Kaynak: ÇSGB, Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2000–2001 Raporu Yurtdışındaki

Vatandaşlarımıza İlişkin Gelişme ve Sayısal Bilgiler, Kariyer Matbaacılık, Ankara, 2002: 41.

Almanya’da 2001 yılında çalışan Türklerin sayıları, 1999’daki durumu ile karşılaştırdığında hem erkeklerde hem de kadınlarda azalma olduğu görülmektedir. Ayrıca çalışan erkeklerin sayısı her zaman ki gibi çalışan kadınlardan çok daha fazla olduğu dikkati çekmektedir. Toplam çalışanların sayısı iki yıl içerisinde değişik

sebeplerle 570.648’den 553.952’ye düşmüştür. Sebepleri emekliye ayrılmalar ve yeni neslin de istihdam problemi olarak sıralanabilir. 2003 yılına gelindiğinde ise herhangi bir işyerinde çalışan Türk sayısı 732.189’a yükselmiştir (ÇSGB, 2003: 1).

Almanya’da çalışan Türklere ilişkin Tablonun incelenmesinde birinci neslin artık emekliye ayrıldığı, iş piyasasından çekildiği, ikinci ve üçüncü neslin de istihdam olduğu görülmektedir. Çalışanlar daha çok 20-55 yaş gruplarında yoğunlaşmaktadır. 2001 yılı rakamları 1999 yılı ile karşılaştırıldığında da bazı yaş gruplarının sayılarında artış veya aynı kalma söz konusu olsa da, genelde bir düşüşün olduğu anlaşılmaktadır. Bu da gösteriyor ki Almanya’da yaşayan Türklerin(1.998.534 kişi 2002 yılı Dış İşleri Bakanlığı verilerine göre) yüzde 28’i herhangi bir iş yerinde çalışmaktadır. Bu rakam Almanya’da çalışan yabancıların da (Almanya’da çalışan yabancı sayısı 1.985.267 ), yüzde 27’sini oluşturmaktadır. Çalışanların Kuzey Ren Vestfalya, Baden-Württenberg, Berlin, Hessen ve Bavyera gibi eyaletlerde, özellikle otomobil endüstrisi, maden, ağır sanayi ve yan sanayide çalıştıkları görülmektedir. Tarım, enerji, inşaat, ticaret ve ulaşım gibi alanlar da Türk işgücünün istihdam edildiği diğer sektörlerdir..(Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2001-2002 Raporu, 2002: 31, 42- 43).

TABLO 22. Almanya’da Çalışan Türklerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı (1999-2001) Yaş Grubu 1999 2001 20 Yaşın Altında 31.934 26.590 20-25 Yaş Arası 94.306 86.551 25-30 110.847 105.007 30-35 104.498 95.160 35-40 77.893 94.700 40-45 46.394 44.583 45-50 32.090 33.146 50-55 37.832 31.926 55-60 26.702 26.510 60-65 7.409 8.836 65 ve üstü 740 801 Toplam 570.648 553.810

Kaynak: ÇSGB, Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2000–2001 Raporu Yurtdışındaki Vatandaşlarımıza İlişkin Gelişme ve Sayısal Bilgiler, Kariyer Matbaacılık, Ankara, 2002: 41.

2. 3. 2. İşsizler

İşsizlik, işgücü göçünü teşvik eden ve siyasal sistemi de ciddi anlamda ilgilendiren bir olgudur. Bu olguya, sadece işgücü ihraç eden ülkede değil, işgücü ithal eden ülkede de rastlanmak mümkündür. Siyasal sistemden beklentisi olan kitleler, destek verecekleri siyasal aktörleri de, işsizliği ne kadar azaltıp azaltmadıkları kriterleriyle değerlendirmektedirler. Bu sebeple işsizlikle mücadelede (başarılı veya başarısız) siyasal katılımı etkilemektedir (Mühlfeld, 1985: 62-64)

Başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa ülkelerinde ekonominin yeniden yapılanması sürecinde istihdamın biçimi de değişti. Mevcut yaklaşımla istihdam imalat sektöründen hizmet sektörüne kaydırıldı. Bu durumdan da daha çok imalat sektöründe çalışan yabancı işgücü yerli işgücüne oranla daha fazla etkilenmektedir. Firmaların yabancı işgücü çalıştırmada gönülsüzlüğü işçi çıkarmalarda önceliği yabancılara karşı kullanması da yabancılar arasındaki işsizlik oranını artırmaktadır. Yabancı işgücü istihdamına verilen yerin azalması bu kesimdeki işsizlerin sayısını da olumsuz etkilemektedir. Özellikle Berlin’de imalat sanayine ait 79 işletme üzerinde yapılan bir araştırma göçmen işçilerin konjonktürel ve yapısal değişikliklerde ne biçimde etkilendiğini, bunlardan da en çok kaybedenlerin Türk kadınları olduğunu belirtmektedir. Diğer Avrupa ülkeleri de benzer özellikleri taşımaktadır (Toksöz, 2006: 73-74).

Almanya’da işsizlik oranlarında sürekli artış görülmektedir. Yabancı işsizlerin sayısı Alman işsizlerin iki katından daha fazladır. Almanya’da 2002 sonu itibariyle toplam işsizlik oranı %9,2 iken yabancılarda bu oran %18,5’tir. Sayıları 480 bindir. Toplam işsizler içindeki payı da %17,3’tür. Avrupa Birliği dışından gelenlerin yabancılara oranı da %23,8 ile en yüksek düzeye çıkmaktadır. Bunların da üçte biri Türktür (İBV-, 2003: 1149-1150). 2003 yılında ise Almanya’da işsiz Türk sayısı 161.541’dir. Bu rakam Türklerin %23,30’na tekabül etmektedir. Almanlarda genel işsizlik oranı ise %9,60’dır (ÇSGB, 2003: 1). Türklerin sayısının yarısından daha azdır. İşsiz Türklerin %90’nından fazlasını vasıfsız işçiler oluşturmaktadır. Almanya’da 2001 yılı sonu itibariyle 84.782 Türk genci meslek eğitimi görmektedir. Bu rakam Türk gençlerinin %30’na tekabül etmektedir. Meslek eğitimi gören Alman gençlerinin oranı ise %70’dir. Buradan da anlaşılmaktadır ki her ne sebeple olursa olsun(yetersiz eğitim, ayrımcılık, eşitsizlik,

dışlama, yeterince dil bilememe gibi) Türk gençleri Almanya’daki meslek eğitim imkânlarından yeterince yararlanamamaktadır(T.B.M.M. Yurt Dışındaki Türkleri Araştırma Raporu, 17. 12. 2003: 29-30).

Tablo 23. Almanya’da Yabancı İşsizler ve İşsiz Türklerin Eyaletlere Göre dağılımı ve İşsizlik Oranları (30. 11. 2001)

Eyaletler Yabancılar Türkler Türklerin %

Kuzey(Schleswig Holstein, Hamburg, Mecklenburg-Vorpommern) 29.317 9.377 31,9 Aşağı Saksonya/Bremen 48.535 15.617 32,2 Kuzey Ren-Westfalya 148.420 58.744 39,5 Hessen 43.735 13.650 31,2 Rheinland-Pfalz/saarland 24.082 6.290 26,1 Badeb-Württenberg 62.836 19.628 31,2 Bavyera 55.601 15.131 27,2 Berlin/Brandenburg 51.508 20.573 39,9 Saksonya-Anhalt 7.681 426 5,5 Saksonya 7.805 387 4,9 Toplam 479.520 159.823 33,3

ÇSGB, Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, “2000–2001 Raporu Yurtdışındaki Vatandaşlarımıza İlişkin Gelişme ve Sayısal Bilgiler, Kariyer Matbaacılık, Ankara, 2002: 43.

Tablo 23’de görüldüğü gibi yabancı işsizlerin en yoğun olduğu yer Kuzey Ren-Westfalya eyaletidir. Bunların da içinde ne büyük sayıyı Türkler oluşturmaktadır. Genelde Yabancıların özelde de Türklerin Batı Almanya eyaletlerinde yerleştiği, işgücü göçünün de bu eyaletlere yönelik olduğu dikkate alındığında, yabancı işsizlerin de bu eyaletlerde çoğunlukta olduğu görülmektedir. Toplam yabancı işsizlerin sayısına bakıldığında, Almanya’daki göçmen işsizlerin üçte birini Türkler oluşturmaktadır. Bu da büyük bir rakamdır. Sosyo-ekonomik statü itibariyle Türklerin işsiz kesiminin gittikçe artması kötü bir gösterge olarak değerlendirilebilir.

2.3.3. İşverenler

Almanya’da altmışlı yılların başında yabancılara ait iş yerlerine rastlamak oldukça zordur. Alman üreticiler göçmen işgücünün özel tüketim taleplerini karşılayamamaktadır. Ortaya çıkan tabii ihtiyaçlar sebebiyle yabancılar kendi iş yerlerini açmak zorunda kalmaktadır. Takip eden yıllarda da yabancılar yaygın bir şekilde adeta birbirleriyle rekabet eder gibi iş yeri açmaya yönelmektedir. Bu olgu hala hızını kesmeden devam etmektedir. Günümüzde yabancı esnafın olmadığı yerleşim birimi hemen hemen yok denecek kadar azdır. Amaçlar biraz farklılık gösterse de

genelde kişinin, gelir düzeyini yükseltmek, geçimini temin ve ekonomik bağımsızlığını elde etmek şeklinde formüle edilebilir.

Yetmişli yılların ikinci yarısında kurulan iş yerleri genelde seyahat acentesi, market ve terziye benzer küçük ölçekli girişimlerdir. Kuzey Ren Vestfalya eyaleti Çalışma, Sağlık ve Sosyal İşler Bakanlığının kendi bölgelerinde yaptırdığı bir ankete göre 500 yabancı işyerinin açıldığı belirtilmektedir. Bunların 309 tanesi Türklerin açtığı ve bunun da yüzde 75’i aile şirketidir. Diğerleri de istihdam kapasiteleri daha fazla olan çok uluslu şirketlerdir. Seksenli yıllarda yabancıların işyeri kurma eğilimi daha da arttı. TÜSİAD, ATİAD, MÜSİAD; TİDAF gibi Türk iş adamları dernekleri de kurulmaya başladı. Bu dernekler girişimcileri daha bilinçli yatırımlara yönlendirdi. Çalışmalarını sadece bu alanlarla sınırlandırmayan iktisadi çatı örgütleri sivil toplumu değişik platformlarda yaşanılan ülkenin siyasetine katılmaya teşvik ettiği, gençlerin iyi eğitim ve meslek edinmelerini öneren çalışmalar yaptığı da bilinmektedir. İşverenlerin örgütlenmesi ve bilinçlenmesi sadece Almanya’da değil Türk işgücü göçünün gerçekleştiği bütün Avrupa ülkelerinde yaygın bir şekilde çığ gibi gelişti. 1992 yılında Türk İşverenlerin sayısı 35.000’e yükseldi. İstihdama ve Alman ekonomisine olan katkıları da arttı. Küçük işletmelerin üçte ikisi 35 yaşın altında ve yüzde onu da kadındır(Şen, 1993: 154-156; Manager, Tarihsiz: 2-4)). Türklerin Almanya’da yatırıma yönelmeleri, gayri menkul edinmeleri ve Alman vatandaşlığına geçmeleri yerleşmeye karar verdiklerini belirleyen göstergelerdir

Almanya’da Türk işverenlerin doğuşu işgücü göçüyle başlamıştır. 1960’lar ve 1970’ler kuruluş aşaması olarak değerlendirilmektedir. 1980’ler yayılma dönemi, 1990’lar yerleşme döneminin ağır bastığı, Alman kültürünün kendisinde daha fazla hissedildiği ve Türkiye kültürünün de azaldığı üçüncü neslin iş sahasına açılış süreci şeklinde değerlendirmek mümkündür. Bu sürecin devamında Türk-Alman Ticaret ve Sanayi odası kurulmuştur. Oda hem Almanya’da hem de Türkiye’de yatırım yapanlara öncülük etmektedir. Her iki ülke başbakanlarının da katılımıyla İstanbul ve Berlin’de yapılan Türk-Alman Ekonomi Kongreleri binlerce yatırımcıyı buluşturmaktadır. 2007 yılında Türkiye’ye yönelen Alman işverenlerin yatırım hacminin 50 milyar dolar olacağı belirtilmektedir. Bu da gösteriyor ki, Almanya’daki Türk yatırımları olduğu gibi Türkiye’de de Alman işverenler azımsanamayacak kadar çoktur(TD-IHK, 2007: 13-14).

THY ile Köln ve çevresinden Almanya-Türkiye parkurunda en fazla uçan ilk on kişinin beşi Almanken beşi de Türktür (THY, 2007). Bunların daha çok iki ülkede de yatırımları bulunan girişimciler olduğu tespit edilmiştir.

Almanya’da Türkler tarafından çalıştırılan işletme sayısı 2000 yılı itibariyle 59.500’dür. İşletmelerin sektörlere göre dağılımı aşağıdaki Tabloda görülmektedir.

Tablo 24. Almanya’da Yatırım Yapan Türk İşletmeleri ve Sektörlere Göre Dağılımı

İşletme Sayısı Oran (%) Sektör

1.700 2,9 İmalat Sanayii 1.600 2,7 İnşaat 5.300 8,9 El Sanatları 3.800 6,4 Toptan Ticaret 21.800 36,6 Perakende Ticaret 13.900 23,4 Gastronomi 11.400 19,1 Hizmet Sektörü

ÇSGB, Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2000–2001 Raporu Yurtdışındaki

Vatandaşlarımıza İlişkin Gelişme ve Sayısal Bilgiler, Kariyer Matbaacılık, Ankara, 2002: 43-44.

Almanya’da Türklerin çoğunlukla perakende ticaret, gastronomi, hizmet sektörü ve el sanatları gibi alanlarda yoğunlaştığı, daha sonra da bu durumu toptan ticaret, imalat sanayii ve inşaat sektörünün izlediği görülmektedir. Bu işletmelerde 2000 yılı itibariyle 327.000 kişi çalışmaktadır. Çalışanların 243.942’si Türk (%74,6), 54.609 Alman (%16,7), 28.449’u diğer ülke vatandaşlarıdır (%8,7). Yıllık ciroları 27,5 Milyar Eurodur. Bu işletmelerin %33,4’ü 10 yılın üzerinde, %65,6’sı da 10 yıldan daha az bir tecrübeye sahiptir (T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2002: 44) .

Böylece Almanya’da Türk işverenlerin gücü işgücü göçü ile başlayarak iki ülke ilişkilerini de etkileyen önemli bir noktaya geldiği artık kabul edilmektedir. Almanya’da Türkiye ürünlerini tüketen önemli bir tüketici kitle bulunmaktadır. Tersi durum da doğrudur. Bu olgu iki ülke arasındaki ihracat ve ithalatı da olumlu etkilemektedir. Almanya’da Türkler işsizlik sorununun çözümünde de istihdam imkânları üretebilmektedirler.