• Sonuç bulunamadı

MODERATÖR

Pakistan eski Başbakanı Shaukat Aziz’e ilk soruyu sormak isterim. Sayın Başbakan Yardımcımız Nu-man Kurtulmuş da küresel ekonomide ve siyaset arenasında on yıllık süre içerisinde çok ciddi deği-şiklikler olacağını dile getirdi. Özel sektör ve siyaset anlamında. Sizin kafanızdaki zaman çizelgesi ve yapılacaklar listesi ne şekildedir? Sizce küresel ekonomi ne kadar hızla, ne kadar bir sürede değişe-cek ve İslam ülkelerinin yeri ve rolü bu dünya üzerinde nasıl olacak?

SHAUKAT AZİZ

Değişime yönelik felsefemle az önce onu açıklamaya çalıştım. Bu hiçbir zaman durmayacak. Yani biz değiştik, yeterince değiştik, artık değişime gerek yok dediğiniz an başınız dertte. Sayın Başbakan Yardımcısı da aynı şeyi söylemek istediler. Burada önemli olan değişimin süreklilik taşıyan bir süreç olduğunu fark etmek. Dün iyi olan, bugün iyi olmak zorunda değil. Dolayısıyla zihninizi açık tuttuğu-nuz müddetçe, sadece gideceğiniz yere değil de daha da geniş bir alana odaklanarak bunu bece-rebilirsiniz. Her şey, bütün yaşamlarımız değişmekte. Eski zamanlarda üç-dört kişi olurdu ofiste, biri telefona bakardı, biri çıktı alırdı... Şimdi o gitti, herkes bunu elektronik şekilde yapıyor. Bir şeyi yapar-ken aynı anda pek çok şeyi yapabilirsiniz. Değişim anlamında hiçbir zaman belli bir zaman çizelgesi olmasın kafanızda. Bugün böyle olur, yarın değişir. Normal ampul kullanıyorduk, LED kullanmaya başladık. On yılda bir sürü yeni teknoloji çıkacak. O yüzden ezber bozan ya da yıkıcı teknoloji anla-mında kullanılıyor. Kötü bir anlamı da yok bunun. Şu anlama geliyor. Daha fazla etkisi olacak, mesela ampullerde olduğu gibi daha az elektrik kullanılacak. Bizim ve çocuklarımızın zihniyeti değişmeyen tek şeyin değişim olduğu yönünde olmalı. Sürekli yapılacak yeni şeylerin arayışında olmalıyız. Toru-numla konuşuyorum. Apple telefonuyla konuşuyor. Ben zaten onların gerisinde kalmış durumdayım.

Çünkü bu çocuklar gerçekten teknolojiyi yakalamış durumdalar. Biz sistemin onları olumsuz ve kötü bir biçimde etkilemesini engellemeliyiz. Bu tabii ki bizim ebeveynler ve veliler olarak görevimiz. De-ğişmeyen tek şey değişimin kendisi. Kendilerini hiç esnek olmayacak bir konuma yerleştirenler, yıkıcı bir biçimde etkilenecek ve negatif biçimde etkilenecek taraflar olacaktır.

KATILIMCI

İstanbul’da bir avukatım. Ülkenizle ilgili bir sorum olacak. Pakistan’la ilgili. Özel birtakım düzenleme-lerinizin olup olmadığını merak ediyorum. Yani İslami finansa yönelik düzenlemeler ya da bir gün-dem var mı? Çünkü Türkiye’de bankacılık düzenlemelerimiz sadece geleneksel bankacılık için. İslami bankacılık için de yani bir düzenlemede iki farklı konuyu ele almaya çalışıyoruz. Pakistan’da bu nasıl düzenlenmektedir?

SHAUKAT AZİZ

Genel bir kuram içerisinde her şey. Elbette ki İslam’a uygun değilse yapamayız, kullanamayız. Ama yorumlar, tefsirler değişmekte. Tek bir bankacılık kanunumuz var fakat İslami bankacılık alanında

ça-lışmaya yönelik bir takım hükümlerimiz var. Süpervizör yönetim konumunda İslami Kalkınma Bankası var. Kurallar var yani. Özel çalışma komiteleri var. Ama düzenleyici her zaman Merkez Bankasıdır. Sa-dece banka değil de finans şirketi olabilir, başka bir finansal örgüt olabilir... Dolayısıyla iki ayrı ünite, birim ya da fonksiyon var.

KATILIMCI

Bildiğim kadarıyla İslami Ülkeler Birliği gibi bir oluşumda iş gücü hareketliliği, sermaye hareketliliği son derece önemli konular. Eğitim ve eğitimli kadınlar bu noktada çok önemli. İslam ekonomilerinde ve İslam finansında kadın iş gücünün rolü nedir?

SHAUKAT AZİZ

Kadın iş gücü aslında erkeklerin hemen yanında. Ben daha gençken, bu arada hala gencim de, daha da gençtim birkaç yıl önce. Biliyorsunuz yaş zihinsel bir durumdur. Lütfen bunu unutmayın, yaş zi-hinsel bir durumdur. Sizin saçınızın rengi ile alakası yoktur. Kadınların rolü çok dramatik bir haldeyse değişebilir. Ben bankacılık kariyerimde 10 ülkede yaşadım. Ve yaklaşık 50 ülkede City Bank’ın yöne-ticiliğini gerçekleştirdim. City Bank CEO’su olarak çalıştığım ülkelerden biri Suudi Arabistan’dı. Bir İslam ülkesine gittim. İki tane büyük sultan var ve unvanları çok önemli. Belki 20-25 yıl önceydi. Yeni bir CEO geldiğinde genel bir gezinti yapılır büyük merkezde. “İnsanlarla yapabildiğim kadar el sıkı-şacağım, iyi bir başlangıç yapacağım” dedim. Her bir bölgeye gittim. Kadınların şubesine gittiğimde,

“Kusura bakmayın efendim giremezsiniz” dediler. “Ben CEO’yum” dedim. Olmayacağını, sorun yara-tacağını söylediler. Kabullenerek ofisime geri döndüm. Aradan yıllar geçti. Şimdi Suudi Arabistan’da dünyanın en büyük özel bankalarından birisinin CEO’su bir kadın. Bana, 25 yıl önce, “Böyle bir şey mümkün mü” diye sorsanız, “Mümkün de olasılığı çok düşük” derdim. Ama bakın dünya değişti. Nasıl bir değişim tahayyül edilemez. İnsanların farklı misyonları var. İslam’da kadınların rolü erkeğinki ile aynıdır. Elbette ki belli bir takım sorumluluklar vardır.

Bakın bu Suudi Arabistan örneği bir banka, ticari bir banka, CEO’su bir kadın, kadınların bulunduğu bir ofis var, kadın görevli var. Yani yıllar önce bulundukları yere erkek CEO giremiyordu düşünün.

Şimdi her şey çok ciddi şekilde değişti. Dünya değişmekte ve değişim yönetilmeli. Bu arada değişi-min zamanlaması da iyi olmalı. Eğer yanlış zamanlama ya fazla erken ya fazla geç olursa ters tepe-bilir. Kadınların Türkiye açısından da çok önemli bir rolü var. Pakistan’dan da bahsedeyim. Benden önceki iki başbakan kadındı. Benazir Butto ofis sürecini tamamladı. Harika bir iş çıkardı. Onu bireysel olarak da tanırdım. City Bank’ta çalıştığımda ekonomi konusunda tavsiye istemişti. Yani o nokta-lardan bu noktalara geldik. Dünya değişti. Fakat bu Suudi Arabistan örneğini ele alalım. Kısa süre önce New York’taydım insanlara anlattım şaşırdılar. Çünkü medyadan elde ettiğimiz izlenim bu yanlış anlaşılmayı oluşturmakta. Yani hanımlar, lütfen eşit bir noktaya gelemeyeceğinizi düşünmeyin. Tabii ki daha hızlandırılabilir. Hakkaniyetli bir erdemin kullanılması lazım. Yani uzmanlığa bakılması lazım.

Pakistan’daki gelişmeleri yakından takip ediyorum. İslami finans konusunda çalışan pek çok Pakis-tanlı öğrenci var. Ama hala kafam karışık. Neden Pakistan daha da fazla ilerleyemiyor İslami finans anlamında. İlk işlemlere baktığımızda Pakistan tarafından yapıldı. Entelektüel olarak harika örnekler var. Fakat uygulamalı örneklere baktığımızda maalesef parlak örnek çok fazla karşımıza çıkmamak-ta. Cevap düşündüğünüzden çok basit aslında. Pakistan’da bankalara müşterilerin isteklerine cevap verme konusunda bir özgürlük sunulmakta. Pek çok İslami banka var. Ya da geleneksel bankacılık kısmı var. Bence çok yetenekli düzenlemeleri, kuralları bulan yetenekli insanlarımız var. Bu insanlara seçenek sunmayacağımız anlamına gelmiyor. Bu arada mantıksız kurallardan bahsetmiyorum. Se-çeneklerden bahsetmiyorum. Çünkü bankalar artık yerel şirketler, iştirakler değil. Küresel, her yerle bağlantılı. İslami bankacılık aracılığıyla bunu yapabilirsiniz. Normal bir geleneksel banka da yapabilir.

Başarının sırrı insanlara seçenek sunabilmektir. Bırakın onlar karar versin ne istediklerine. Dolayısıyla onlara bir çatı sunuyorsunuz, bir şemsiye ya da kolaylaştırıcı bir ortam. İnsanlar istedikleri bütün finansman seçeneklerini, İslami finans istiyorsalar bunu da sunuyorsunuz.

İslami finans açısından çok büyük bir ilerleme kaydedildi. İslami Kalkınma Bankası ve diğer mer-kezler. Suudi Arabistan’da çalıştım, aynı şeyler orada da geçerli, bütün dünya böyle artık. Giderek artan şekilde İslami finansı biliyorlar. Suudi Arabistan’da, Pakistan’da ve diğer yerlerde teknik olarak çok iyiyiz. Mesele bu değil, teknik konuları aşabilirsiniz konsept olarak, kavramsal bakış açısı son derece önemli. Pakistan’ın yapabildiğini herkes yapabilir. Kimse onları durdurmuyor. Fakat bu talep insanlardan gelmeli. İnsanları itip “şunu yap, şunu yapma” diyemezsiniz. Suudiler bunu yapıyor şu an. Malezya’da çalıştım mesela aynı şey. Doktor Mahathir ile bu tartışmaları yapardık. Nihayetinde kabul etti. İnsanlara seçenek sunmalıyız. Bu yapıldığında İslami kısım büyüdü, daha da büyüdü. Tabii ki büyümede optimum seviyelere geldi bu noktalarda. Yani biraz felsefi düşünmek durumundasınız.

Çok dar düşünemezsiniz. İnsanlara özgürlük vermek durumundasınız...

KATILIMCI

Yeni inovasyon ve enstrümanlardan bahsediyoruz. Altın yatırımı, altın fonları şu anda gündemde.

İslam finansmanı üzerinden bu konudaki fikirleriniz nelerdir?

SHAUKAT AZİZ

Bence altını unutun, emtiadan bahsedelim. Altın da bir emtiadır. Bu gümüş de olabilir, petrol de alüminyum da. Ortalama yatırımcılara her zaman şunu tavsiye ederim: Bilmediğiniz, anlamadığınız işlere girmeyin. Birçok kişi tanıyorum 30 yıldır bankacılık yapıyorlar. Ve kendilerini yatırımda haddin-den fazla dağıttıkları için ziyana uğruyorlar. Sadece tek bir emtiaya itibar etmeyin. Yani bu yarışta yapmanız gereken, riskinizi de yönetebilmeniz. Şayet altının arttığını düşünüyorsanız tasarrufunuzun bir kısmını altına yatırabilirsiniz. Ama her şeyi oraya koyar, ondan sonra kaybederseniz hem kendini-ze, hem ailenikendini-ze, hem de sizden sonra gelecek nesillere karşı adil davranmamış olursunuz.

Komisyondan pay alan kişilere de dikkat edin. “Altın alın zengin olacaksınız” derler. Çünkü yüzde 10 komisyon alacaklardır. O yüzden siz şu soruyu sorun: “Maaş mı alıyorsunuz, komisyonla mı çalışıyor-sunuz?” Komisyonda sıkıntı yok tabii ama en azından meselenin özünü idrak edebilmek bakımından faydalı olacaktır. Bizim gibi kişiler açısından yapılması gereken şey dikkatli, temkinli şekilde hareket etmek, kendi geleceğinizi, ailenizin geleceğini spekülasyonlu alanlara koymamak. Milyonlarca doları olan insanlar istediklerini yapabilirler. Ama herkes onlar gibi değil. Para zor yolla kazanılıyor. O yüz-den lütfen çok dikkatli olun. Biraz agresif olabilirsiniz ama durumu dikkatli bir şekilde analiz edin.

Tabii kimi zaman insanlar fazla aç gözlü davrandıkları için ya da gerekenden daha basit düşündükleri için de kaybedebiliyorlar. O yüzden temkin çok önemli. Temkinli olun, temkinli ve adil davranırsanız Allah da sizin yardımcınız olur.

BİRİNCİ OTURUM

İslam Ülkeleri Arasındaki Finansal ve Ekonomik