• Sonuç bulunamadı

HZ OSMAN‟IN KĠġĠLĠĞĠ VE AĠLESĠ

C. Fitne Olayları ve Hz Osman‟ın ġehid Edilmesi

III. HZ OSMAN‟IN KĠġĠLĠĞĠ VE AĠLESĠ

Bu baĢlık altında Hz. Osman‟ın sahip olduğu fizîkî ve ahlâki özellikleri, sahip olduğu ilmî birikim ile yapmıĢ olduğu evlilikler ve çocukları hakkında bilgi verilecektir.

A. ġemâil ve Karakteri

Döneminde yaĢanan fitne hareketleri sebebiyle saygın kiĢiliği ve sahabe arasındaki yeri geri planda kalan Hz. Osman‟ın ahlâkî meziyetleri ile Hz. Peygamber, ilk iki halife ve kendi halifelik dönemindeki siyasî olaylar haricindeki icraatları hakkında tarihçiler, genel hatlarıyla, üç gruba ayrılmıĢlardır. Bir kısmı, Hz. Peygamber‟in yakın dostlarından olması hasebiyle onu, bütün icraatlarıyla birlikte saygın bir kimse olarak görürken, bir kısım tarihçi devrindeki olaylar yüzünden bütün olayların sorumluluğunu ona yüklemiĢlerdir. Bir kısım Ġslam Tarihi ve tabakat bilgini ise onun hakkındaki olumlu veya olumsuz değerlendirmelere, objektif olmadıkları gerekçesiyle, eserlerinde yer vermemeyi uygun görmüĢlerdir.

Hz. Osman‟ın devrinde meydana gelen olaylardaki konumu hakkında yukarıda bilgi verilmiĢti. Bu bölümde ise onun fizikî görünüĢü, ahlâkî bazı özellikleri ve öne çıkan sahip olduğu bazı meziyetler hakkında bilgi verilecektir.

Dört halife arasında en uzun süre halifelik yapan Hz. Osman, ne uzun ne kısa, orta boylu, esmer, güzel yüzlü, geniĢ omuzlu, uzun sakallı, yumuĢak huylu birisidir. Saçlarının gür olduğu ve omuzlarını örttüğü söylendiği gibi kel olduğu da rivayet edilmiĢtir. Ancak saçlarının gür olduğu görüĢü daha çok tercih edilmiĢtir. Sakallarını sarıya boyadığı zikredilir. Ġhtiyarlığında ise sakalları ağarmıĢtır. Yüzünde çiçek has- talığı izleri bulunduğu, diĢlerini altın kaplattığı söylenmiĢtir. Varlıklı olması hasebiyle kaliteli ve güzel elbiseler giyer, güzel kokular sürer, yüzüğünü sol eline takardı.161

Onun iyi huyları arasında akrabalık haklarını gözetmesi, açları doyurması, yumuĢak huylu olması, Allah‟a ve ahirete imanını sürekli hatırında tutması, güvenilirliği, örnekliği, doğruluğu, zühdü, Allah yolunda harcamayı sevmesi, alçak gönüllülüğü, sabrı, kararlılığı, adaleti, öğreticiliği, cesareti sayılmıĢ;162

ahlaken Hz.

161 Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 54-56; Hâkim, el-Müstedrek, III, 109; Ġbn Abdilber, el-İstîâb, s. 506, 510-

511; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 74; Zehebî, Siyer,149; Ġbn Kesîr, el-Bidâye, X, 328.

162 Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 55; Mes‟ûdî, Mürûcu‟z-zeheb, II, 341; Ġbn Hacer, el-İsâbe, IV, 223; Sallâbî, Hz. Osman, s. 98-99, 105-107.

Peygamber‟e en çok benzeyen sahabi olduğu söylenmiĢtir.163

Cahiliye döneminde bile içki içmeyen kimselerden olması rivayetlerde vurgulanmıĢtır.164

Hz. Osman‟ın en meĢhur vasfı engin bir hayâ duygusuna sahip olmasıydı. Hz. Peygamber onun hakkında „Ümmetimin hayâ bakımından en üstünü Osman‟dır‟,165

„Kendisinden meleklerin hayâ ettiği bir kimseden ben hayâ etmeyeyim mi?‟166

buyurmuĢtur.

Hz. Osman ibadete düĢkün birisi idi. Her namaz için abdest alır, abdestten sonra kurulanırdı. Geceleri ibadetle, gündüzlerini oruçla geçirirdi.167

Ġbn Ömer, “Yoksa o, geceleri kalkan, secdeye kapanıp kıyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak temiz akıl sahib olanlar anlar.” (Zümer 39/9) ayetinde Hz. Osman‟ın anlatıldığını söylemiĢtir.168 Hafız sahabilerden olan Hz. Osman, çokça Kur‟ân okur, Cuma günü baĢlamak üzere haftada bir hatim yapardı. Hz. Osman‟ın bir gece vitr olarak kıldığı bir rekatta Kur‟ân‟ı baĢtan sona okuduğu rivayet edilmiĢtir.169

Hz. Osman kul hakkına riayet eder, insanların hukukuna saygı gösterirdi. Gece namazı için kalktığında abdest suyunu kendisi alırdı. Kendisine hizmetçilerinden birisine emredebileceği hatırlatıldığında „Gece onlar için dinlenme zamanıdır‟ Ģeklinde cevap vermiĢtir.170

Yine onun kölelerinden birine „Vaktiyle ben senin kulağını çekmiĢ- tim, haydi Ģimdi öcünü al‟ dediği, kölesi onun kulağını tutunca da „Sıkı çek yavrum, kısas dünyadadır. Ahirette kısasa kalanın vay haline‟ dediği rivayet edilmiĢtir.171

Hz. Osman, adalet konusunda da gerekli hassasiyeti göstermekten geri durmamıĢtır. Ġbn Abbâs, “Allah, şu iki adamı misal verdi. Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getirmez. Şimdi bu adamla, adaletle emreden ve doğru yolda bulunan adam eşit olur mu?” (Nahl, 16/76) ayetinde anlatılan âdil kiĢinin Hz. Osman, dilsiz kiĢinin de onun

163 Ebû Nuaym, Ma‟rifetü‟s-sahâbe, III, 1952. 164 Ebû Dâvud, Diyât, 3.

165

Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 56; Ġbn Mâce, Mukaddime, 26; Tirmizî, Menâkıb, 33.

166 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 71; VI, 155; Buhârî, el-Edebü‟l-müfred, I, 309; Müslim, Fezâilü‟s-

sahabe, 26.

167 Ahmed b. Hanbel, Fezâilü‟s-sahâbe, I, 460; Ġbn Abdilber, el-İstîâb, s. 506-507; Ġbn Hacer, el-İsâbe, IV, 223. 168

Sallâbî, Hz. Osman, s. 113.

169 Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 55, 70, 72; Tirmizî, Kırâât, 13; Ġbn Abdilber, el-İstîâb, s. 506; Ġbn Asâkir, Târîh, XXXIX, 233, 235; Mizzî, Tehzîbü‟l-kemâl, XIX, 450; Zehebî, Siyer,157.

170

Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 56; Ahmed b. Hanbel, Fezâilü‟s-sahâbe, I, 459-460; Mizzî, Tehzîbü‟l-

kemâl, XIX, 452; Ġbn Hacer, el-İsâbe, IV, 223; Süyûtî, Târîhu‟l-hulefâ, s. 132. 171 Ġbn ġebbe, Târîhu‟l-Medîne, III, 1018.

hiçbir hayır getirmeyen, Ġslam‟ı reddeden bir kölesi olduğunu söylemiĢtir.172

Hz. Osman‟ın beytülmâlden her müslümana hak verdiği de rivayet edilmiĢtir.173

Geceleri ibadetle, gündüzleri oruçla geçiren Hz. Osman nazik ve mahcup bir tabiata sahip olmanın yanı sıra son derece cömertti. Medîne‟ye hicretten sonra yaĢanan içme suyu sıkıntısını gidermek için Rûme kuyusunu satın alıp vakfetmesi, Hz. Ali‟nin nikâh masrafına katkısı, Tebûk seferi hazırlıklarında en büyük yardımı yapması, Hz. Ebû Bekir dönemindeki kıtlık döneminde 1000 develik buğday, kuru üzüm ve zeytinyağı yüklü kervan malının tamamını Müslümanlara dağıtması, Talha b. Ubeydullah‟ın kendisine olan 50.000 dirhemlik borcunu bağıĢlaması174

onun cömertlik ve hayır duygusunu açıkça göstermektedir. Ayrıca kendi malından 10.000 dirhem harcayarak Mescidin geniĢlemesi ve yeniden inĢa edilmesini sağlamıĢtır. Akrabalarına da kendi malından büyük meblağlarda yardımlarda bulunduğu nakledilmiĢtir. Hz. Osman‟ın, Müslüman olduktan sonra her Cuma Allah rızası için bir köle azat etmesi onun cömertliğinin açık göstergelerindendir.175

Cennetle müjdelenen on sahabiden biri olan Hz. Osman, Tebûk ordusunu donatmadaki öncülüğü ve Rûme kuyusunu satın alıp vakfetmesi dolayısıyla cenneti hak etmiĢtir.176

Alçakgönüllülüğü elinden bırakmayan Hz. Osman, Hz. Peygamber‟e olan saygısı ve bağlılığından ötürü, Peygamber‟in amcası Abbas‟ı gördüğünde, bineğinden iner ve ona övgü, tazim ve hürmetle davranırdı.177

Onun, halifeliği döneminde hizmetçisi Nâil ile birlikte aynı deveye binmesi178

ve ridasını yastık yaparak mescitte uyuması da tevazuunun bir örneğidir.179

Hz. Osman‟ın yetiĢtiği aile ortamı, onun iyi bir tüccar olmasını sağlamıĢ, Mekke‟de ve hicretten sonra yaptığı ticaretlerde büyük kârlar elde etmiĢtir. O, kazancını

172 Ġbn Kesîr, Tefsîr, IV, 589. 173

Sallâbî, Hz. Osman, s. 116.

174 Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 73.

175 Sallâbî, Hz. Osman‟ın azat ettiği kölelerin sayısının yaklaĢık ikibindörtyüz olduğunu söylemiĢtir. (s.

108). Bu konuda kesin bir rakam vermek mümkün olmasa gerektir. Sallâbî‟nin, bu sonucu, Hz. Osman‟ın Müslüman olmasından Ģehadetine kadarki hayatındaki hafta sayısını dikkate alarak hesapladığını düĢünüyoruz (45 x 52 = 2340).

176 Buhârî, Fezâilü‟s-sahâbe, 7. 177

Sallâbî, Hz. Osman, s. 107.

178 Ahmed b. Hanbel, ez-Zühd, s. 158.

Allah yolunda harcamaktan geri durmamıĢ, bu konuda ashabın önde gidenlerinden olmuĢtur. Bu özelliği ile Hz. Osman, „Esnâf-ı mühr-künânın pîri‟ sayılmıĢtır.180

Mekke toplumunda sayıları oldukça az olan okur-yazarlardan biri olan Hz. Osman,181 Hz. Peygamber‟in kâtiplerinden idi.182 Onun Hz. Peygamber‟in hayatında mescitte müezzinlik yaptığı da rivayet edilmiĢtir.183

Ġbn Abbâs, Hz. Osman hakkında “Allah Ebû Amr‟a (Osman‟a) rahmet etsin. Allah‟a andolsun ki o cömertlerin en cömerdi, iyilerin de en iyisiydi. Seher vaktinde çok teheccüd namazı kılar, cehennem anıldığında bol gözyaĢı dökerdi. Ġyilik yapmak gerektiğinde koĢar, yardımda herkesi geçerdi. Hayâ sahibi, Ģerefli ve vakarlıydı. Güçlük gününde (Tebük seferinde) orduyu o donatmıĢtı. Rasulullah‟ın damadı ve O‟nun ailesindendi. Allah, onu lanetleyenleri kıyamete kadar bütün lanetleyicilerin laneti ile cezalandırsın.” demiĢtir.184

Hz. Osman‟ın kuĢatılması esnasındaki tutumundan onun, onurlu, vakûr, tartıĢma ve kavgayı sevmeyen, yumuĢak mizaçlı ve affedici bir kimse olduğu anlaĢılmaktadır. Bununla birlikte onun iki HabeĢ hicretine katılması, Medîne‟ye hicret etmesi, seriye ve gazvelerde bulunması, Hudeybiye‟de Hz. Peygamber‟in elçisi olarak Mekke‟ye gitmesi, kuĢatıldığında bile mescide gidip namazları kıldırması onun cesaretini gösterir örneklerdendir.

Hz. Osman, akrabalarına oldukça düĢkün olması sebebiyle onları çok önemli mevkilere getirmek ve akrabalarından kaynaklanan sorunların ortaya çıkmasına engel olamamakla suçlanmıĢtır.185

Ancak bunun sebebi kesinlikle makam hırsından kaynaklanmamaktadır. Hz. Osman, halife olmadan önce de akrabalık hakları konusunda hassas davranırdı. Onun Ümeyyeoğulları baĢta olmak üzere herkese karĢı cömert olduğu bilinmektedir. Hz. Osman, on altı valilikten sadece beĢine kendi yakınlarından atama yapmıĢ, akrabalarına da beytülmâlden değil, kendi malından tasarruflarda bulunmuĢtur. Nitekim o Mervân ve Abdullah b. Esîd‟e beytülmâlden

180

Yiğit, Ġsmâil, „Osman‟, DİA, XXXIII, 442-443. “Esnâf-ı mühr-künân” mühürcü esnafı manasındadır. Mühür, uzun yıllar imza yerine kullanıldığı için rağbet gören ve kazancı bol bir meslekti. Hz. Osman da kârlı ticaretler yaptığı için bu terkip onun için söylenmiĢ bir övgü cümlesi olmalıdır. Ayrıca Hz. Osman‟ın Hz. Peygamber‟den kalan mührü kuyuya düĢürdüğü, aradığı halde bulamadığı ve onun yerine aynısından yeni bir mühür edindiği bilinmektedir. Bu sıfat ona bu sebeple de verilmiĢ olabilir.

181 Akarsu, Hz. Osman, s. 253.

182 Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, I, 246, 265; Belâzurî, Ensâbu‟l-eşrâf, II, 193; Alî el-Müttakî, Kenzü‟l-ummâl, XIII, 487. 183

Belâzurî, Ensâbu‟l-eşrâf, II, 185.

184 Sallâbî, Hz. Osman, s. 428; PiriĢ, Hz. Osman, s.203. 185 Akarsu, Hz. Osman, s. 254.

verdiği ataları itirazlar üzerine geri almıĢtır. Hatta Kuzey Afrika fatihi Abdullah b. Sa‟d b. Ebî Serh‟e sefere çıkmadan vaat ettiği ganimetin bir kısmını bile itirazlar üzerine geri aldığı rivayetlerde zikredilmiĢtir.186

Bunlarla birlikte Hz. Osman‟ın bazı özelliklerini anlatan Kütüb-i Tis‟a‟ rivayetleri ileride ele alınacaktır. ġimdi bu güzel hasletleri bünyesinde barındıran Hz. Osman‟ın unutulan veya geri planda kalan ilmî Ģahsiyeti üzerinde durmak istiyoruz.

B. Ġlmî ġahsiyeti

Seferde ve hazarda Hz. Peygamber‟e arkadaĢlık eden Hz. Osman, ilmî bakımdan temayüz eden sahabilerden biridir. Hz. Osman, keskin zekası ve kuvvetli hafızası ile gerek ibadetler konusunda gerekse muamelât konusunda engin bir ilme sahip olmuĢtur. Hz. Peygamber hayatta iken Kur‟ân‟ı ezberleyen ve hayatı boyunca da çokça okuyan Hz. Osman‟ın187 Kur‟ân‟ı ezberlemede diğer üç halifeden öne geçtiği,188 vitr olarak kıldığı bir rekatta Kur‟ân‟ın tamamını okuduğu189

söylenmiĢtir. Hz. Osman, Hz. Peygamber‟den Kur‟ân‟ı arz yoluyla almıĢtır. Ebû Abdurrahmân es-Sülemî, el-Muğîre b. Ebî ġihâb, Ebu‟l-Esved ve Zir b. HubeyĢ de kendisinden arz yoluyla Kur‟ân okumuĢlardır.190

Hz. Osman, kıraat konusunda ümmeti dağılmaya ve birbirini tekfir etmeye kadar götürebilecek olan ihtilafları gördüğü için Kur‟ân nüshalarının sağlam bir Ģekilde ümmet arasında yayılmasını temin etmek, aynı zamanda hatalı okuyuĢları önlemek maksadıyla Mushafı tek nüshada toplamıĢtır. Hz. Osman bu iĢi yaparken son arzada okunan kıraatı esas almıĢ ve insanlara bu tek kıraattan baĢkasını okumamalarını kesin olarak emretmiĢtir.191

Bununla beraber diğer sahih kıraatler de muhafaza edilmiĢtir.192 Hz. Osman‟ın bu teĢebbüsü ile, bazı Müslümanlar arasındaki tereddüt ve ihtilaflar önlenmiĢ ve Kur‟ân hakkında çıkabilecek dedikodular da bertaraf edilmiĢtir.193

186 Taberî, Târîh, IV, 345; Apak, Hz. Osman Dönemi Devlet Siyaseti, s. 141; Akarsu, Hz. Osman, s. 214.

Hz. Osman‟ın yumuĢak huylu tabiatının Ümeyyeoğulları‟nın istismarlarına maruz kaldığı, bu durumun da dedikodulara neden olduğu tarihçiler tarafından dile getirilmiĢtir. Bk. Apak, a.y.

187 Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, II, 289, 302-303, 306; Ġbn Asâkir, Târîh, XXXIX, 178. Hz. Osman‟ın Kur‟ân‟ı

Hz. Ömer döneminde cem ettiği de rivayet edilmiĢtir. Bk. Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, II, 307.

188 Ġbn Asâkir, Târîh, XXXIX, 178-179; Zehebî, Siyer,155. 189

Tirmizî, Kırâât, 13.

190 Zehebî, Siyer,149.

191 Ġbn Kesîr, Kur‟ân‟ın Faziletleri (çev. Mehmet Sofuoğlu), s. 71. 192

Çetin, Yedî Harf ve Kıraatlar, s. 169.

193 Çetin, Yedî Harf ve Kıraatlar, s. 202. Sonraki dönemlerde kıraatların kabul edilebilme Ģartlarından

Ġmâm Âsım‟ın kıraat aldığı kiĢilerden Ebû Abdurrahmân es-Sülemî ve Zirr b. HubeyĢ‟in kıraat aldığı kiĢilerin baĢında Hz. Osman zikredilmiĢtir.194

Yine Kıraat imamlarından Ġbn Âmir (118/736), Ebû Amr (154/771), Hamza (156/773), Kisâî (189/805) ve Halef b. HiĢâm‟ın (229/884) kıraat zincirinde Hz. Osman da bulunmaktadır. Ġbn Âmir‟in bizzat Hz. Osman‟dan Kur‟ân dinlediği de söylenmiĢtir.195

Hz. Osman fıkıh bilgisi ile de temayüz etmiĢtir. O, Hz. Peygamber‟in sağlığında fetva veren birkaç sahabiden birisidir. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer dönemlerinde de halifenin danıĢma meclisinden ve kendisinden fetva sorulan kimselerden olmuĢtur.196

Ġbn Hazm (456/1064) Hz. Osman‟ı, kendisinden rivayet edilen fetva sayısı bakımında mutavassıt kimseler arasında saymıĢtır.197

Sahabeyi fetva bakımından üçe ayıran Ġbnü‟l-Kayyım (751/1350) da Hz. Osman‟ı orta grupta zikretmiĢtir.198

Halifelik süresince pek çok meselede fetva vermiĢ, hâkimlik yapmıĢtır. Fetva verirken Kur‟ân ve sünneti esas almıĢ, Hz. Peygamber ve önceki halifeler döneminde vuku bulan hadiselere kıyas ederek hüküm vermiĢ, bazı konularda sahabenin görüĢlerine baĢvur- muĢtur.199

Sahabe arasında hac menâsikini en iyi bilenlerden biridir. Hatta Muhammed b. Sîrîn (110/728) bu konuda sahabenin en bilgilisinin o olduğunu söylemiĢtir.200 O yaptığı haclarda hac menasiki hakkında kendisine sorulan sorulara cevaplar vermiĢ, konakladığı yerlerde insanlara tavsiyelerle dolu konuĢmalar yapmıĢtır.201

Ferâiz ilmini iyi bilen iki kiĢiden biri sayılmıĢtır. Nitekim Ġbn ġihâb (124/741), “Hz. Osman ve Zeyd b. Sâbit olmasaydı Ferâiz ilmi kaybolurdu” demiĢtir.202

Hadisleri tam olarak rivayet eder, bu hususta çok titiz davranırdı. Onun hakkında birisi „Ashab arasında hadisleri Hz. Osman‟dan daha tam ve güzel Ģekilde rivayet eden

Osman Mushaflarına uygun olmayan kıraatların mensûh hükmünde olduğu söylenmiĢtir. Ġbn Hacer,

Fethu‟l-bârî, XI, 191-192.

194 Karaçam, Ġsmâil, Kıraat İlminin Kur‟ân Tefsirindeki Yeri, s. 111; Çetin, Yedî Harf ve Kıraatlar, s. 211, 224. 195

Çetin, s. 220-234. Ayrıca bk. Tayyar Altıkulaç, “Halef b. HiĢâm”, DİA, XV, 237-238; a.mlf., “Ġbn Âmir”, DİA, XIX, 308-310; a.mlf., “Kisâî, Ali b. Hamza”, DİA, XXVI, 69.

196 Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, II, 289; 302-303. 197 Acâc, Sünnetin Tespiti, s. 391.

198 Ġbnü‟l-Kayyım, İ‟lâmü‟l-muvakkıîn, II, 19. Bu gruptaki diğer sahabiler Ģunlardır: Hz. Ebû Bekir,

Ebû Saîd el-Hudrî, Ebû Hüreyre, Ebû Mûsâ, Ümmü Seleme, Muâz b. Cebel, Sa‟d b. Ebî Vakkas, Câbir b. Abdullah.

199 Onun fıkıh konusundaki fetva ve görüĢleri çeĢitli çalıĢmlarla bir araya getirilmiĢtir. Muhammed

Ravvas Kal‟acî‟nin Mevsûatü Fıkhı Osman b. Affân adlı eseri ve bundan baĢka Fıkhu‟l-halifeti‟r-râşid

Osman b. Affân fi‟l-ıbâdât, Fıkhu Osman b. Affân fi‟l-muâmelât, Fıkhu Osman b. Affân fi‟l-hudûd ve‟l- cinâyât ve‟d-diyât ve‟l-teâzîr, Fıkhu Osman b. Affân fî ahkâmi‟l-üsra adlı tez çalıĢmaları bunlardandır.

Tezlerin ayrıntılı referansları için kaynakların değerlendirilmesine bakınız.

200

Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 57; Belâzurî, Ensâbü‟l-eşrâf, VI, 104.

201 Sülemî, Fıkhu‟l-halifeti‟r-râşid Osman b. Affân fi‟l-ıbâdât, I, s. 30. 202 Ahmed b. Hanbel, Fezâilü‟s-sahâbe, I, 461; Dârimî, Ferâiz, 1.

birini görmedim, ancak o hadis rivayetinden çekinen bir zattı.‟ demiĢtir.203

Onun hadis rivayetindeki yeri konusu ileride ele alınacaktır.

Kur‟ân, Hadis ve Fıkıh ilimlerinden baĢka Hz. Osman‟ın Nesep ilminde de önde gelen kimselerden olduğu rivayet edilmiĢtir.204 ġiir konusunda Hz. Osman‟dan bazı beyitler nakledilmiĢtir. Onun dinin ruhuna uygun olan Ģiirleri sevdiği ve bunları dinlemekten zevk aldığı, Ġslam‟ı öven Ģairleri mükâfatlandırdığı söylenmiĢtir. Bununla beraber Hz. Osman döneminde Ģairlerin yüz bulamadıkları için halifenin kapısına uğramaz oldukları ve çöllere çekildikleri de nakledilmiĢtir.205

Ġlmî hayatını bu Ģekilde özetleyebildiğimiz Hz. Osman‟ın aile hayatı hakkında da kısaca bilgi vermek yerinde olacaktır.

C. Evlilikleri ve Çocukları

Kaynaklarda farklılıklar bulunmakla beraber, Hz. Osman dokuz evlilik yapmıĢ ve bu evliliklerden toplam dokuz erkek ve sekiz kız çocuğu olmuĢtur. Onun ilk evliliğini câhiliye döneminde yaptığı ve bu evlilikten olan oğlu Amr‟a nispetle Ebû Amr ismiyle künyelendiği kaynaklarda zikredilmiĢtir.206

Onun bu evliliği hakkındaki bilgiler bunlarla sınırlıdır.

Hz. Osman, Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber‟in kızı Rukiye ile evlenmiĢtir. Rukiye, Hz. Osman ile birlikte önce HabeĢistan‟a, sonra da Medîne‟ye hicret etmiĢ, Bedîr SavaĢı günlerinde vefat etmiĢtir. Hz. Peygamber‟in, kızının yanında kalması için savaĢtan geri bıraktığı Hz. Osman, cenaze namazını kıldırarak Bakî‟ mezarlığına defnetmiĢtir. Onun bu evliliğinden HabeĢistan‟da doğan Abdullah adında bir oğlu olmuĢ, bundan sonra Hz. Osman, „Ebû Abdullah‟ olarak künyelenmiĢtir. Güzelliğinden ötürü „Zarîf‟ lakabı ile anılan oğlu Abdullah, altı yaĢında iken Medîne‟de hicretin dördüncü yılında bir horozun, gözünü dıkdıklaması sonucu hastalanmıĢ ve vefat etmiĢtir.207

Rukiye‟nin vefatına üzülen Hz. Osman‟ı, Rasulullah, hicretin üçüncü yılında diğer kızı Ümmü Gülsüm ile evlendirmiĢtir. Altı yıla yaklaĢan bu evlilik, Tebûk Seferi

203

Ġbn Sad, et-Tabakât, III, 53-54.

204 Akarsu, Hz. Osman, s. 256. 205 Sallâbî, Hz. Osman, s. 97-98. 206

Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 51.

207 Ġbn Ġshâk, Sîre, 229, 237; Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 51; Belâzurî, Ensâbu‟l-eşrâf, I, 401; Mes‟ûdî, Mürûcu‟z-zeheb, II, 341; Ġbn Abdilber, el-İstîâb, 504-505; Zehebî, Siyer,150.

dönüĢünde Ümmü Gülsüm‟ün vefatı ile sona ermiĢtir (9/630).208

Hz. Osman‟ın bu evliliğinden çocuğu olmamıĢtır. Hz. Peygamber ile akrabalık bağı kesildiği için üzülen Hz. Osman‟ı Allah Rasulü, „Üçüncü bir kızım daha olsa onunla evlendirirdim‟ diyerek teselli etmiĢtir.209

Hz. Osman‟a Hz. Peygamber‟in iki kızı ile evlenmesinden ötürü “Zü‟n-Nureyn” yani „Ġki nur sahibi‟ lakabı verilmiĢtir.210

Bundan sonra Hz. Osman, Fâhite bt. Gazvân b. Câbir ile evlenmiĢ ve bu evlilikten Abdullah adında bir oğlu olmuĢtur.211

Sonra Hz. Ömer, onu Ümmü Amr bt. Cündeb b. Amr ile evlendirmiĢtir. Bu evliliğinden Hz. Osman‟ın, Amr,212

Hâlid,213 Ebân,214 Ömer,215 Meryem216 isimli çocukları olmuĢtur.217

Hz. Osman, ayrıca Ümmü Abdullah Fâtıma bt. el-Velîd b. AbdüĢems b. el- Muğîre ile evlenmiĢ, bu evliliğinden Velîd,218

Saîd,219 Ümmü Saîd (Ümmü Osman)220 adındaki çocukları olmuĢtur.221

208 Belâzurî, Ensâbu‟l-eşrâf, I, 401-402. Hz. Osman‟ın Ümmü Gülsüm ile nikâhlanmasını Cebrâil‟in Hz.

Peygamber‟e ilettiğine dair rivayetler bulunmaktadır. Ahmed b. Hanbel, Fezâilü‟s-sahâbe, II, 631; Ġbn Mâce, Mukaddime, 13. Ancak bu rivayetin isnadı oldukça zayıftır.

209

Belâzurî, Ensâbu‟l-eşrâf, I, 401; Ġbn Asâkir, Târîh, XXXIX, 43-46; Mizzî, Tehzîbü‟l-kemâl, XIX, 449; Zehebî, Siyer,151.

210 Ġbn Asâkir, Târîh, XXXIX, 47; Zehebî, Siyer,151.

211 Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, III, 51; Zübeyrî, Nesebu Kureyş, s.104; 212

Amr, Hz. Osman‟ın en büyük çocuğudur. Hz. Osman‟ın „Ebû Amr‟ künyesini ondan ötürü aldığı söylenmiĢtir. Hz. Osman, onu yetiĢtirmesi için Zübeyr b. el-Avvâm‟a emanet etmiĢtir. Amr, Muâviye‟nin kızı Remle ile evlenmiĢtir. Bu evlilikten Osman ve Hâlid adında iki oğlu olmuĢ, soyu oğlu Hâlid‟den devam etmiĢtir. Hatta Hâlid‟in oğullarından olan Saîd‟in mal ve evlat bakımından döneminin zenginlerinden olduğu söylenmiĢtir. 80/699 yılında vefat eden Amr‟ın bu ikisinden baĢka, farklı eĢ ve cariyelerinden Abdullah (el-Mutraf), Osman, Anbese, Ömer, el-Muğîre, Bükeyr, Saîd, Abdullah (el-Esğar), Ümmü Saîd, Ümmü Osman, Ümmü Hâlid adlarında çocukları olmuĢtur. Zübeyrî, Nesebu Kureyş, s.106, 113.

213

Hz. Osman, evinde muhasara edildiğinde onun yanında bulunuyordu.

214 Megâzi‟ye dair ilk eserin müellifi olduğu söylenen Ebân, 20/642 yılında doğmuĢtur. Abdülmelik b.

Mervân zamanında yedi yıl Medîne valiliği yapmıĢtır. Medîne fakihlerindendir ve babasından hadis rivayet etmiĢtir. 105/723 yılında vefat eden Ebân‟ın, Saîd, Abdurrahman, Ömer, Ümmü Ömer, Mervân, Ümmü Saîd, Ümmü‟l-Velîd adında çocukları vardır. Zübeyrî, Nesebu Kureyş, 110, 120.

215 Âsım, Zeyd, Ümeyye, Ümmü Eyyûb adında çocukları olmuĢ, Abdülmelik b. Mervân, kızı Ümmü

Eyyûb ile evlenmiĢtir. Zübeyrî, Nesebu Kureyş, s.120.

216 Hz. Osman, onu, Abdurrahman b. Hâris ile evlendirmiĢ ve bu evlilikten Meryem adında bir torunu

olmuĢtur. Abdurrahman‟ın vefatından sonra Meryem bt. Osman, Abdülmelik b. Mervân ile evlenmiĢtir. Zübeyrî, Nesebu Kureyş, s.111-112.