• Sonuç bulunamadı

Hareketin GeliĢmesi

C. Fitne Olayları ve Hz Osman‟ın ġehid Edilmesi

2. Hareketin GeliĢmesi

Fitne ateĢinin ilk kıvılcımı Kûfe‟de patlak verdi. 30/650-51 yılında vali Velid b. Ukbe‟nin bir cinayetin faillerine kısas uygulaması bazı kabilelerin düĢmanlığına neden oldu. Velid‟in mescitte sarhoĢ bir halde namaz kıldırdığı ithamıyla halifeye Ģikâyet edildi. Neticede Velid‟in içki içtiğine iki kiĢi Ģahitlik etti ve hem had cezası uygulandı, hem de Velid valilikten azledildi. Onun yerine vali olarak atanan Saîd b. Âs‟ın bir gün mescitte söylediği „Irak toprakları, KureyĢ‟in bahçesidir‟ sözü kabilecilik duygularını harekete geçirerek büyük tepki topladı. TartıĢmalar artınca elebaĢları, Hz. Osman‟ın emriyle halkı isyana teĢvik ettikleri gerekçesiyle ıslah için ġam‟a gönderildi (33/653- 654). KarıĢıklığı devam ettiren bu grup daha sonra Humus‟a sürgün edildi. Ancak daha sonra halifeden izin alarak tekrar Kûfe‟ye dönen bu kiĢiler halife aleyhindeki faaliyetlerini daha da hızlandırdılar.124

120 G. Levi Della Vida, „Osman b. Affân‟, İA, IX, 429. Ekonomik krizin fitne hareketine etkileri için bk.

Söylemez, M. Mahfuz, “Hz. Osman Dönemindeki Ekonomik Krizin Garnizon Kentlere Etkisi-Kûfe Örneği”, G.Ü.İ.F.D., c. 2, sy. 3, Çorum 2003, s. 63-86; Demirci, Mustafa, “Hz. Osman Dönemi Fitne Olaylarının Sosyoekonomik Boyutları”, İslâmiyât, c. 7, sy. 1, Ankara, 2004, s. 155-170.

121 Hizmetli, “Hz. Osman‟ın Öldürülmesi”, s. 173.

122 Dûrî, İlk Dönem İslam Tarihi, 104; Apak, İslam Tarihi 2, s. 249. 123

Apak, İslam Tarihi 2, s. 250-251.

124 Taberî, Târîh, IV, 317-318, 321-326; Mes‟ûdî, Mürûcu‟z-zeheb, II, 346-347; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil,

Bu hareket Irak‟ın ikinci büyük merkezi olan ve idare ile herhangi bir sorun yaĢamayan Basra‟da da büyük yankı uyandırdı. Nitekim çeĢitli siyâsî, iktisâdî ve kültürel sebeplere bağlı olarak yaĢanan bazı sıkıntılar Hz. Osman‟ı hilafetten uzaklaĢtırmak isteyen Kûfe ve Mısırlılarla birlikte Basra‟dan da bir grubun Medîne‟ye hareket etmesine neden oldu.125

Bu fitneden pek fazla etkilenmeyen ġam‟da ise Ebû Zer‟in, Muâviye‟nin bazı harcamalarını ve Müslümanların ihtiyaç fazlası mallarını Allah yolunda sarf etmeyip biriktirmelerini Ģiddetle eleĢtirmesi, zenginler aleyhine bir hareketin baĢlamasına yol açmıĢtı. Muâviye‟nin Ģikâyeti üzerine Ebû Zer‟i Medîne‟ye çağıran Hz. Osman, onu tenkitlerini devam ettirmesi sebebiyle Rebeze‟ye göndermiĢtir. Ebû Zer‟in Rebeze‟ye sürgün edildiği söylendiği gibi kendi rızası ile gönderildiği de rivayet edilmiĢtir.126

Hilafet merkezi Medîne‟de de yönetimle ilgili bazı rahatsızlıklar ortaya çıkmıĢtır. Hz. Peygamber‟in rahle-i tedrisinde yetiĢen sahabiler dururken, çoğunluğu Mekke fethinde veya daha sonra Müslüman olan ve Ümeyyeoğullarına mensup kiĢilerin vali olarak tayin edilmesi Medîne‟de de olumsuz karĢılanmıĢtır. Özellikle hilafet kâtipliğine Mervân‟ın getirilmesi ve Mervân‟ın Medîne‟deki bazı yanlıĢ söz ve hareketleri127 Hz. Osman‟ın liyakate önem vermediği ve idarecilerine karĢı otoritesiz kaldığı yönünde eleĢtirilere neden olmuĢtur. Yönetimden Ģikâyetlerini dile getiren Ammâr b. Yâsir‟in Ümeyyeoğullarınca dövülmesi,128

Amr b. el-Âs‟ın azledilmesi, Ġbn Mes‟ûd‟un Kur‟ân‟ın çoğaltılması meselesinde halifeye muhalefet ettiği gerekçesiyle maaĢının kesilmesi,129 yine idarî icraatları tenkit eden Hz. AiĢe‟nin tahsisatının

azaltılması gibi rivayetlerde zikredilen uygulamalar ashabı rencide etmiĢ130

ve Hz.

125 Apak, İslam Tarihi 2, s. 234, 259-260.

126 Buhârî, Zekat, 4; Ġbn Sa‟d, et-Tabakât, IV, 212-213. 127

Mervân‟ın uygulamaları ve aldığı tepkiler konusunda bk. Atçeken, Ġsmail Hakkı, “Hz. Osman Dönemi Ġç Olaylarında Mervân b. Hakem‟in Rolü”, S.Ü.İ.F.D., sy.9, Konya 1999, s. 315-348.

128 Ġbn Kuteybe, el-İmâme, I, 35-36; Belâzürî, Ensâbu‟l-eşrâf, VI, 161-162.

129 Ġbn ġebbe, Târîhu‟l-Medîne, III, 104; Belâzürî, Ensâbu‟l-eşrâf, VI, 147. Ġbn Mes‟ûd‟un Medîne‟ye

geldiğinde halifenin emri ile dövüldüğü ve Medîne‟de zorunlu ikamete tabi tutulduğu da rivayet edilmiĢtir. Belâzürî, Ensâbu‟l-eşrâf, VI, 147-148.

130 Temel kaynaklarda Hz. AiĢe‟nin tahsisatının kısılması ile alakalı bir bilgiyle karĢılaĢmadık. Bu

bilgiyi Akarsu‟nun hazırlamıĢ olduğu doktora tezi ile Apak‟ın Ġslam Tarihi 2 adlı eserinden aldık. Akarsu, bu çalıĢmasında bilgiyi N. Abbott‟un Hz. AiĢe hakkındaki eserinin tercümesinden atıfta bulunmuĢtur. Apak ise Belazurî‟yi kaynak göstermiĢtir (Belâzurî, Ensâb, V, 68). Bk. Akarsu, Hz.

Osman, s. 238; Apak, İslam Tarihi 2, s. 237. Ancak Hz. AiĢe‟nin onun uygulamalarına muhalefet

edenlerin arasında yer aldığı bilinen bir gerçektir. ÇeĢitli bölgelerden Medîne‟ye gelenler çeĢitli talep ve Ģikâyetlerini Hz. AiĢe‟ye bildirirler, o da bunları halifeye aktarırdı. Ancak halifeye arz ettiği istek ve talepler kabul görmeyince, Hz. Osman ile araları açılmıĢ, hatta onun istifa etmesini bile istemiĢtir. Hz. Osman‟ın evi muhasara edildiğinde ise Hz. AiĢe, haccetmek için Mekke‟ye gitmiĢ, hem Hz.

Osman‟a karĢı hoĢnutsuzluğa sebep olmuĢtur. Öyle ki Hz. Osman‟ı halife seçen Ģûra üyelerinden Abdurrahmân, Ali, Talha ve Zübeyr bile onun icraatlarından memnun olmayanlar arasındadır. Vilayetlerdeki fitne hareketlerinin etkileri de Medîne‟de olumsuz etkiler bırakmıĢ, ashabın büyüklerinden bazıları Hz. Osman‟ı durumun iyi olmadığı yönünde uyarmıĢlar, ancak herhangi bir düzelme meydana gelmemiĢtir.131

Fitnenin diğer önemli merkezi Mısır‟da da Hz. Osman ve vali Abdullah b. Sa‟d‟a karĢı Ģiddetli bir muhalefet baĢlatılmıĢtı. Ebû Huzeyfe‟nin vefatından sonra Hz. Osman‟ın himayesinde büyüyen Muhammed b. Ebî Huzeyfe, istediği valilik kendisine verilmeyince halifeye kırgın olarak Mısır‟a gitmiĢ ve oraya yerleĢmiĢti.132

Hz. Ali‟nin himayesinde büyüyen Hz. Ebû Bekir‟in oğlu Muhammed de Mısır‟da bulunup yönetimden rahatsız olanlardandı. Mısır‟da ilk dedikoduların hicretin otuz birinci yılında Savârî savaĢı günlerinde baĢladığı rivayet edilmiĢtir.133

Mısır valiliğinden azledilen ve Filistin‟e yerleĢen Amr b. el-Âs‟ın Mısır‟daki muhalif harekete destek olduğu rivayetler arasındadır. Rivayetlere göre Basra, Kûfe ve Sûriye‟de bir müddet kaldıktan sonra Fustat‟a (Kahire) gelen Abdullah b. Sebe‟nin organize ettiği bu merkezlerdeki muhalif gruplar, onun direktifleriyle birbirlerine gönderdikleri mektuplarda Hz. Osman‟ı ve valilerini din kurallarını çiğnemek ve zulüm yapmakla suçlayıp halkı isyana teĢvik ediyorlardı. Halkın huzurunda okunan bu mektuplar Medîne‟ye de gönderiliyordu.134

Ġbn Sebe‟nin ayrıca hilafetin Rasûlullah‟ın vasîsi olduğunu iddia ettiği Hz. Ali‟nin hakkı olduğunu ve Hz. Osman‟ın yerine onun geçirilmesi gerektiğini ileri sürdüğü rivayet edilmiĢtir.135

Osman‟a hem de onu muhasara edenlere duyduğu öfkeyle Medîne‟den uzaklaĢmayı tercih etmiĢti. Erul, Hz. Aişe‟nin Sahabeye Yönelttiği Eleştiriler, s. 29.

131

Ġbn Kuteybe, el-İmâme, I, 132; Taberî, Târîh, IV, 336-338; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 44; Zehebî,

Siyer,207-208; Apak, İslam Tarihi 2, s. 237-238. 132 Taberî, Târîh, IV, 257; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 70-71.

133 Taberî, Târîh, IV, 292; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 14. Mısır‟daki fitne hareketinin temelinde Mısır‟ın

fatihi Amr b. el-Âs‟ın görevden alınıp, geçmiĢinde olumsuzluklar bulunan Abdullâh b. Ebî Serh‟in vali tayin edilmesi yatmaktadır. Bu sebeple buradaki dedikoduların Amr‟ın azli ile baĢladığı söylenmiĢtir. Bk. Apak, İslam Tarihi 2, s. 236.

134 Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 36-37.

135 Taberî, Târîh, IV, 340-341; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 46. Ġbn Sebe‟nin fitne olaylarındaki rolü

hakkındaki bilgiler Seyf b. Ömer kaynaklı rivayetlerden gelmekte olup, diğer ilk Ġslam tarihi kaynaklarında bu konuda herhangi bir Ģeyden bahsedilmemiĢtir. Bu nedenle bu olaylarda Ġbn Sebe‟nin rolü ile ilgili rivayetlerin ihtiyatla karĢılanması gerekir. Ayrıntılı bilgi için bk. Korkmaz, Sıddık,

Tarihin Tahrifi İbn Sebe Meselesi, Ankara, 2005; Fığlalı, E. Ruhi, “Abdullah Ġbn Sebe Meselesi”,

(Çağımızda Ġtikâdî ve Siyâsî Ġslam Mezhepleri, Ankara, 1993) s. 289; Fığlalı, E. Ruhi, “Abdullah b. Sebe”, DİA, I, 133-134;M. TH. Houtsma, “Abdullah b. Sebe”, İA, I, 40.

Hz. Osman gelen Ģikâyetler üzerine vilayetlerdeki durumu teftiĢ etmek için Kûfe, Basra, ġam ve Mısır‟a müfettiĢler gönderdi. Mısır‟da muhalifler tarafından yanıltıldığı belirtilen Ammâr b. Yâsîr hariç müfettiĢler olumlu haberlerle döndüler. Ammâr‟ın ise dönüĢü gecikti.136

Hz. Osman, söylentilerin devam etmesi üzerine 34/655 yılı hac dönüĢünde valileri Medîne‟ye çağırarak onlarla bir toplantı yaptı. Bu istiĢarede muhaliflerin cihad ile meĢgul edilmesi, elebaĢların öldürülmesi, iĢin valilere bırakılması, mal karĢılığında gönüllerinin alınması gibi kararlar alındı. Hz. Osman derhal fitnecilerin cihad ile meĢgul edilmesini ve Kûfe‟deki bazı Ģahısların tahsisatlarının kesilmesini emretti. Olaylara Allah‟ın emirleri çerçevesinde çözüm arayacağını söyledi. Valilerine, insanları fitneden uzak tutmaya çalıĢmalarını ve itidalli davranmalarını tavsiye etti.137

Fitne hareketinde ilk önemli baĢkaldırı valilerin yerlerine dönüĢleri esnasında Kûfe‟de oldu. Sürgünden dönen grup Medîne‟den dönen vali Saîd b. el-Âs‟ın Ģehre girmesine engel oldular ve Hz. Osman‟dan önceki vali Ebû Mûsâ el-EĢ‟arî‟yi vali olarak atamasını istediler. Hz. Osman, olayları yatıĢtırmak için onların bu isteklerini yerine getirdi (34/655).138 Bu durum Kûfe‟nin merkezî otoritenin kontrolünden çıkmasına ve diğer Ģehirlerdeki muhaliflerin cesaretlenmesine yol açtı. Hz. Osman ve valileri hakkındaki eleĢtiriler artarak devam etti, açıktan eleĢtiriler baĢladı. Hatta Hz. Ali, Zübeyr, Talha, AiĢe gibi büyük sahabilerin ağızlarından mektuplar yazılarak onların da bu iĢin içinde oldukları gösterilmeye çalıĢıldı. Halkı cihad için Medîne‟ye çağıran bu mektuplar bütün Ģehirlere gönderildi. Mektuplar, Medîne‟de olumsuz etkiler bıraktı. Hz. Osman‟a yönelik kiĢisel kırgınlıklar muhaliflerin sayısını artırdı.139

Hz. Osman‟ın ertesi sene yani 35/655 yılında valileri ile yeniden bir toplantı yaptığı rivayet edilmiĢtir. Ancak bu toplantıda da önceki Ģeyler tekrarlanmıĢ ve bir sonuca varılamamıĢtır. ġam valisi Muâviye, bu toplantının ardından halifeyi ġam‟a götürmeyi teklif etmiĢ, fakat Hz. Osman bu teklifi geri çevirmiĢtir.140

136

Vali Ġbn Ebi Serh, Ammâr‟ın muhalif kimselerle beraber olduğunu ve onlar tarafından kandırıldığını bildiren bir mektubu halifeye gönderdi. Ammâr‟ın Medîne‟ye sunduğu rapor hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Onun vali ile tartıĢtığı göz önünde bulundurulursa söz konusu raporun müspet olmaması kuvvetle muhtemeldir. Apak, Hz. Osman Dönemi Devlet Siyaseti, s.161-162.

137

Taberî, Târîh, IV, 333-341; Mes‟ûdî, Mürûcu‟z-zeheb, II, 346; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 41-42; 47-48.

138 Taberî, Târîh, IV, 332-336, 346; Mes‟ûdî, Mürûcu‟z-zeheb, II, 347; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, III, 42. 139

Taberî, Târîh, IV, 348-349; Mes‟ûdî, Mürûcu‟z-zeheb, II, 352-353; Yiğit, “Osman”, DİA, XXXIII, s. 441.