• Sonuç bulunamadı

Modernizm/Kapitalizm Ölmeye Yatmak

OLARAK DEOLOJ LER VE S YASAL PART LER

3.1. Genel Olarak deoloji ve Siyasal Partiler

3.1.1. Modernizm/Kapitalizm Ölmeye Yatmak

Modernizm Tanzimat la birlikte Türk ya am eklini ve dolay s yla da edebiyat n etkiler duruma gelmi tir. Bat l la ma ile kendini gösteren bu ya am ekli toplumsal s n f farklar n n ortaya ç k konusunda da etkili olmu tur. Büyük ehir hayat na al k n kentli insanlarda görülen bocalama bu dönemde katlanarak köy ve kasaba kültürüyle yeti mi insana yüklenmi tir. Modernizmin getirisi olarak ortaya ç kan tüketim ihtiyac ve kapitalle me Adalet A ao lu romanlar nda da kendisini gösterir.

107

Adalet A ao lu nun Ölmeye Yatmak adl roman nda kar m za ç kan ilk modernle me problemi kasaban n ilkokul ö retmeni Dündar Bey ile Ali aras ndaki çat mada ortaya ç kar. Köyde büyüyen Ali ile Bat giyim ku am n n bir parças olan papyon aras ndaki tezat dikkat çekicidir. Müsamerenin ba lamas na dakikalar kala Dündar Ö retmen, çocuklar n son haz rl klar n yapmas n ister. Ali, papyon olarak kulland bez parças n n lasti i koptu u için, ne yapaca n bilmez haldedir. Bu durumu gören Dündar Ö retmenin tela u diyalogla anlat l r:

Üçüncü, dördüncü ve be inci s n flar ö retmeni Dündar Bey, sahnede çocuklara son ö ütlerini veriyordu.

Kan ter içindeydi. Çocuklara uzun uzun bakt , hayk rd :

Ali!.. Ali, beni mahvettin!

Toparlac k, f rça saçl bir çocuk, titredi. Ellerini haz r ol a koydu. Ba na bir sumsuk bekledi.

Hani senin kara papyonun, kahrolmayas ? Hani, nerde? Lasti i koptu ö retmenim Kopuverdi

Kara k l dokumadan soluk siyah, uzun k sa pantolonunun cebinden beyaz lasti e dikilmi kelebek biçimi bir kuma parças ç kard . Papyona benzetilmeye çal lm bu kara nesneyi, evin ambar nda kuyru undan yakalad bir fare gibi tutuyordu. Çocuklar birbirlerini dürtüp gülü üyorlard . (A ao lu, Ö.Y., 2010:4).

Papyon Türk kültüründe olmayan, cumhuriyetten sonra yap lan k yafet ink lab yla gelen Bat ya özgü bir giyim e yas d r. Kasaban n ö retmeni taraf ndan köylü bir çocu a papyonun zorla giydirilmesi, bu papyonun normal bir papyondan çok farkl , geleneksel bir kuma olan k l dokumadan olmas gelenekçilik ve modernizm aras nda olu an büyük fark n alt n çizer. Sadece d görünümde yap lan bu modernle menin eksikli i lasti i kopuk k l dokumadan yap lm papyonla sembolize edilir. Bu papyonun ambardaki fare muamelesi görmesinin sebebi de kullan l amac n n bilinmemesi ve yad rganmas d r.

lk olarak Ölmeye Yatmak roman n n müsamere sahnesinde, daha sonra Hay r roman nda kar la t m z bir di er ekilci modernle me sembolü Aysel in saçlar d r.

108

Roman süresince Aysel i köylü olmakla a a layan Kaymakam n o lu Ayd n, Aysel e yapt ele tirilerini saçlar arac l yla daha da derinle tirir:

Çocuklar n aras ndan bir parmak kalkt . Kaymakam n o lu Ayd n, en klar , yüreklilikle ba rd :

Aysel saçlar n örmemi ama ö retmenim!..

Bütün ba lar Aysel e döndü. K z n sar ya yak n kumral saçlar ta beline kadar dökülüyordu. S tmadan sar yüzü hemen kiraz al na döndü. Belinden a a bir ter indi. Ba ö retmen ka lar n iyice çatt . Ö retmen Dündar a can s k nt s yla bakt :

Gördünüz mü i te?.. Daha saç meselesi bile (A ao lu, Ö. Y., 2010: 5).

Ayd n n Kaymakam n o lu olmas sebebiyle farkl bir sosyal s n ftan gelmesi ve modernizme daha çabuk ayak uydurmas , di er ö renciler ile aras nda ezici bir üstünlü ün do mas na sebep olmu , gördü ü her aksakl söyleyebilme ans n elde etmesini sa lam t r. Dar Zamanlar serisi süresince, Ayd n Aysel in ba ar lar n ve güzelli ini her fark edi inde onun saçlar n ele tirir. Aysel in saçlar n ele tiren sadece Ayd n de ildir. Okumak için gitti i Ankara daki ö retmenleri, s n f arkada lar da Aysel in saçlar yla dalga geçerek onlardan olmad n Aysel e her zaman hat rlatm lard r.

Modernizmle birlikte kapitalizmin de yerle meye ba lamas eski-yeni, moda- demode tabirlerini de gündeme daha s k getirmeye ba lam t r. Ayd n n stanbul da okurken haftasonu tatillerini evinde geçirdi i halas n n e i bir kaptand r ve dünyadan haberdar olu u sebebiyle Ayd n n be enisini kazanmaktad r. Kaptan eni tenin seferden dönü te getirdi i RCA marka radyo, bize dönemin kapitalist anlay n n ipuçlar n verir: Kaptan eni tem seferden döndü. Gelirken en son model RCA marka bir radyo getirmi . Bu, möbleli cinsiymi . En iyisiymi . Parlak çubuklar var. Bu çubuklar krommu . Bir çe it paslanmaz maden yani. Bu hafta sonunu kö kte, yeni radyonun ba nda çok ne eli geçirdim ve babama mektup yazd m. Okulun yemekhanesinde gerçi bir radyo var, fakat çok eski, külüstür bir Blaupunkt o (A ao lu, Ö. Y., 2010: 36).

Eski-yeni kavramlar modern kültürle birlikte ortaya ç km s n fland rmalard r. Klasik kültürde eski e ya ya anm l n, an lar n ve gelene in sembolüyken modern kültürde eski, elden ç kar lmas gereken, ba a her an bela açabilecek çünkü ya ndan

109

dolay i lerli ini yitirmesi sebebiyle zaman kayb yaratan nesne ve insanlar n s fat d r. Feodal kültürden zanaat kültürüne geçi le birlikte üretimin artmas ve çe itlenmesi kapitalizmi yaratm , emekleri kiralanan i çilerin ortaya ç k yla birlikte ise sosyal s n f farklar olu maya ba lanm t r (Özcan, 1979: 15). Kapitalizm, eskinin yerine yeniyi koymak, en son ve en pahal markay kullanmak üzerine kurulu bir anlay sistemine sahip oldu undan eski-yeni radyo kar la t rmalar önemlidir. Fakat dönem insan n n gelenekçilikten tam da kopmad , Ayd n n gelene in mekân olan kö kte ya amas ve gelene in en önemli temsilcisi olan babas na mektup yazarak onunla aralar ndaki duygusal münasebeti koparmamas ile sergilenir.

Kasabada ilkokulu bitiren Aysel, e itimine devam etmek için Ankara da ya ayan teyzesinin yan na yerle mi tir. Modernle menin en h zl ya and ba kent ile Aysel in geri kalm kasabas aras ndaki ileti im mektuplar arac l yla sa lan r. Burada gördü ü olaylar kasabada b rakt en yak n arkada olan Semiha ya mektuplarla anlat r:

Karde im Semiha, sana nas l anlatsam bilmem. Buras Ulu Atam z n bize açt yolda medeni bir âlem. Bütün herkes k z demeden, erkek demeden orta yere ç k p iki er iki er birbirlerine sar ld lar, döndüler. Bizim orada müsamerede oynad m z oyunlardan çok daha samimi. Sen ne dü ünüyorsun bilmem, ama bence, ben çok uygar buldum. Dündar Ö retmen in o kadar çabalay p da bize zorla yapt rd i in böyle art k tabii bir ey olu u çok ho uma gitti (A ao lu, Ö. Y., 2010: 71).

Aysel in arkada Semiha ya yollad mektupta anlatt kad n-erkek ili kilerinin daha serbest olu u dikkat çekici bir geli medir. Türk toplumunun Bat l la mas yolunda at lan en önemli ad mlardan biri de üphesiz Osmanl toplumundaki haremlik-selaml k kültüründen s yr lma çabas d r. Bu sebeple Bat l l özde de il de öncelikle ekilde benimsemeye çal an Tanzimat ku a ve Cumhuriyetin ilk y llar nda yeti en nesil, Bat tarz danslardan oldukça fazla etkilenmi lerdir. K zl erkekli dans etmek dönemin modernle me yolunda olmazsa olmazlar ndand r. Kasabada yap lan müsamerede farkl cinsten olan ilkokul çocuklar n n bile yak nla amamas na kar n Ankara da yeti kin insanlar n rahatça herkese aç k yerlerde dans edebilmesi kasaba-kent aras ndaki kültürel fark n önemli bir göstergesi olmu tur.

110

Bir Dü ün Gecesi roman na göz att m zda ise, Ay en in dü ününde bulunan Ömer in iç hesapla malar yla kar la r z. Solcu bir profesör olan Ömer, ülkenin ekonomik sorunlar hakk nda ara t rma yapmakta ve ülke ç karlar n bireysel ç karlar n önünde tuttu u için zorluklar ya amaktad r. Modernle menin sonucu olarak ortaya ç kan kapitalizmi durdurmak için çareler arayan Ömer, Do u ya yap lacak yat r mlar sayesinde ülkenin kalk nmas n n h zlanaca görü ündedir. Fakat hiç kimseden destek görmeyece ine de kesin gözüyle bakmaktad r.

O s k kl kta Üçüncü Be Y ll k Plan için ald notlar, o notlar n, plan taslaklar n n pe inde geçirdi im nice didinmeli, yorgun gün var: Sermayecilere kar n kaliteli çelik üretimi Makine Kimya taraf ndan gerçekle tirilebilir. Özel irketlerin kola üretiminin durdurulmas . Üç milyarl k yat r m n Urfa bölgesine aktar lmas . Kreisler in geli iyle ilgili olarak, yabanc sermaye bask s yla verilmesi istenen rapora, say sal veriler, ülke ç kar ad na olumsuz rapor

Planlamadan bir kez daha kap d ar edilmem için gerekli ferman ellerimle haz rlamaktay m. Bu notla geli ecek. Üsttekilerin deste ini göremeyece im nas l olsa, ama arkada lar m n deste ini görece im. Yar n Maliye ye yaz lacak raporun paraf edilmesi konusunda da yaln z kalaca m. Olabilir. Benim görü üm bu raporun böyle haz rlanmas n söylüyor. Devletin kapitalistle mesini bir günde ters yüz edip önleyecek ve dönü türecek de iliz elbet. Daha i in ba nday z. Ta daha yerinden, ancak öyle belli belirsiz k m ld yor. Bu belli belirsiz k m ldaman n gürültüsü bile ayyuka ç k yor. Bitlis e yap lacak yat r m (A ao lu, B. D. G., 2010: 253).

Devletin kapitalistle mesini önleme çal mas bireysel menfaatlere ters dü tü ü için yüksek mercilerce kabul görmemekte, yap lan yat r mlar n ayn bölgelerde yo unla mas sebebiyle, bir bölgede ürün ve i gücü fazlal ya an rken di er yerler bu bolluktan mahrum kalmaktad r. Kapitalizmle birlikte çok zengin ve çok fakir iki kutbun olu mas , tüketimin bol ve sürekli hale gelmesi, ihtilaller dönemi Türkiyesi için sak ncal d r; fakat, dönemin ayd nlar taraf ndan durdurulmaya çal lmas na ra men önü al namam , Bir Dü ün Gecesi roman ndaki çok zengin lhan Dereli ile zar zor geçinen Ali Usta y z t kutuplara itmi tir.

Bir Dü ün Gecesi roman nda kar m za ç kan bir marka göndermesi de zengin lhan Dereli nin k z n n dü ününde konuklara ikram etti i viski üzerinden yap lm t r.

111

Tezel ve Ömer kat lmaktan pek de memnun olmad klar dü ün boyunca içki içerek içerisinde bulunduklar mekândan soyutlanmaya çal rlar.

Tezel kendisine tuttu um sigaray tüttürüyor. Ben birini bitirdim birini daha yakt m. Buzu erimi , kalitesi dü ük bir viskiyi art arda yudumlay p duruyor.

Chivas Regal bile de il!

Suç sende. Abine ö retmeliydin. Her yere birden t rman rken baz aksamalar olacak elbet, kolay m ?

Konfeksiyon ça . Ben de bu ça a uygun haz r sözler bulup söylüyorum i te. Tezel, haz r giyimin bu denli aya a dü mü ünü sevmez. ( A ao lu, B.D. G., 2010: 14).

Tezel in abisi lhan n her yere birden t rmanmas , k sa zamanda kanunsuz i ler yaparak zenginle mesi, Ömer ve Tezel aras nda dönemin zenginle me eklinin irdelenmesi olarak romana kat l r. Dü ünde ikram edilen içkinin kalitesizli i asl nda her i i birden ve kanunsuzca yapmaya çal an lhan n tüm i lerinin kalitesizli i manas ndad r. Her eyi birden ve çokça yapmak kapitalist zihniyetin yaratt tüketim ihtiyac ndand r. Paragraf n ba nda Ömer in sigaralar n birini bitirip birini yakmas , Tezel in viskiyi art arda yudumlamas tüketimin fazlal n n, kapitalizmin her yere sirayet etmi li inin vurgulanmas ndand r. Ayr ca konfeksiyon ça tabiri de seri, özgünlü ünü yitirmi , çabuk fakat özensiz yap lm i lerin hakim oldu u dönemin bir ele tirisi niteli indedir.

Art k ya l bir profesör olarak Hay r roman nda kar m za ç kan Aysel, ilkokulda oldu u gibi saçlar sebebiyle modernizmden uzak ve tutucu bulunmaktad r. Tarihi bir konferansta ekilcili i a amam , geri kafal bir erkek tarihçinin saçlar hakk nda yapt yoruma Aysel espri ile yan t verir.

Saçlar (Yine ne çok dökülüyor.)

Cumhuriyet in bir ba ka di i profesörünün Asur kad n mektuplar n tabletlerinden okudu u çok ilginç konferans nda, genç bir tarihçi de cebinden kendi tabletlerini ç kar p okumu tu:

Aysel Han m, sizi hiç tutucu bilmeyiz, ama galiba tutucu bir yan n z var.

112

Bildim bileli saç biçiminiz hep ayn . Hep bu boy, hep bu renk, hep bu biçim.

Yan l yorsunuz. Bazen ortadan, bazen de yandan ay r yorum.

Konferanstan sonra, çözülen mektuplar üstüne böyle derin, önemli tart malar olmu tu. Aptal adam! Ben de seni hep ayn k v rc k ka larla görüyorum. Aras ra da fönleyebilirsin pekâlâ. Eline bir c mb z al p inceltebilirsin de (A ao lu, H., 2010: 12).

Aysel, y llarca ekliyle ve kad nl yla yarg lanm olmas n n s k nt s n ya aman n verdi i hassasiyetle kendi iç konu malar nda da olsa dar görü lü insanlarla alay eder. Saç, uzun y llar boyunca kad n n modernle me sembolü olmu , k sa kesim saç modeli erkeksi bir hava katt için saç n k sa kestirebilen kad na özgür ve cesur kad n olarak modernizmden paye verilmi tir. De i im ise kapitalizmle birlikte ortaya ç kar. Saç modellerindeki, k yafetlerdeki, bireysel e yalardaki s k ve ani de i imler modernizmin getirisidir. Bu ça da öne ç kan insan bedeni, hep daha zinde hep daha farkl ve cesur olmak zorundad r. Aksi takdirde ça d olunur, geri kal n r.

Modern hayat n h zl ve tüketici yan na de inilen bir ba ka bölüm de Aysel in Nükleer Ça n De erleri adl makalesini sunmak için zmir e giderken ya ad karga a an d r. Sabah erken kalkan Aysel, kendisine hiç yak t ramad bir umutsuzluk içinde k vranarak haz rlan r ve yola ç kar. Fakat o gün ehre gelecek olan bir devlet büyü ünün kar lanmas için yap lan tören sebebiyle polisler taraf ndan yollar bo alt l r, taksiye yeti emeyip minibüse binen Aysel de uça kaç r r.

Küçük eyleri beklemekten, büyüklerini dü ünmeye s ra gelmiyor. Saatse, daha imdiden yedi otuz. Sekizde havaalan nda olabilmek için art k bir tans k gerek.

Araçlar uçuca eklenmi , yaya h z yla ya gidiyor, ya gidemiyorlard . Dörtyol a z na var r varmaz minibüsü b rakmak, orada bir taksi yakalamaya çal mak ABD ve Sovyetler in nükleer üsleri, SS-20 roketlerini Avrupa dan kald rmalar büyük bir anlam ta maz. Nükleer bir hayat n henüz ba lar nday z u kamyonun arkas ndan püsküren kara duman da Mazot ucuzmu Hayatlar da gitgide ucuzluyor. ( A ao lu, H., 2010: 82-83).

Zaman n art k k s tl olu u, araba, uçak gibi makinelerin hayat n tümüne yay lmas , ülkelerin yeni ürettikleri silahlarla yapt klar , uluslar aras sava lar

113

körükleyen güç gösterileri modern ya am çekilmez hale getiren, do all ndan ve masumiyetinden uzakla t ran etkenlerdir. nsanlar art k verdikleri sözleri zaman nda yerine getirmemekte, manevi de erler önemini yitirirken kapitalist alg n n bir getirisi olarak ki iler de art k yerine yenisi konulabilecek önemsiz birer özneye dönü mektedirler.

Dar Zamanlar serisinde kar m za s kl kla ç kan modern ö elerden biri de Cumhuriyet le birlikte yayg nla t r lmaya çal lan Bat tarz dans stilleridir. Cumhuriyet in ilk y llar nda bu dans çe itlerini bilmek, ayd n ve modern olma göstergesi say lmaktad r. Hay r roman nda da Aysel in gençli inde ö rendi i valsi yeni ku aktan bir delikanl yla yapabilmesi onun döneminin gençlerinin ne kadar azimli ve kararl oldu u anlam n ta maktad r.

Nas l bu kadar güzel vals yapabiliyorsunuz? Nereden ö rendiniz?

Aysel:

Cumhuriyet in okumu ilk genç ku aklar , tango ve vals demektir. (A ao lu, H., 2010: 217).

Fikrimin nce Gülü roman nda kar m za ç kan en önemli kapitalist unsur Bayram n u runa her eyini feda etti i arabas d r. Almanya da birlikte çal t i arkada Veli, Türkiye ye tatile gelecekleri zaman kendi arabas n n fazlas yla dolu olmas sebebiyle baz e yalar n ve çocuklar ndan birini Bayram a emanet etmek ister. Fakat hiç kimse için bir ey yapmak istemeyen Bayram, arabas na zarar gelebilece i endi esiyle Almanya da onu tek sahiplenen ki i olan Veli nin bu iste ini reddeder.

Bizim Veligil bunlar!.. una bak. Salk msaçak. Bir de kalkm e yalar n n yar s n sana yükleyeceklerdi Balk z. K yabilsem Balk z ma, ben kendim için, h s m akrabam, e im dostum için, de il mi ya, yüklenirdim bir iyice. Bak, amcam z hastaym da, ona bile eli bo gidiyoruz Çocuklar n birini yan ma alacakm m Tükürü ünü, sümü ünü yeni k l f m za silecek de Kap lar m z ayaklar yla, camlar m z elleriyle çizip kirletecek de Adam kendisi bile oturmaya k yam yor, de il ki ( A ao lu, F. . G., 2010: 5).

Bayram n bir makineye olan bu özeni, insanlara hiçbir de er vermezken arabas n n k l f n , kap lar n , koltuklar n dü ünmesi, hatta hiç kimseye tek güzel söz sarfetmeyen Bayram n bu cans z varl a Balk z ad n veri i canl ya verilen

114

hassasiyetin art k ortadan kalkt n n alt n çizer. Bayram ölüm dö e inde yatan amcas n dü ünmektense, arabas na gelebilecek olan zarar hesap eder.

Arabas yla bu kadar özde le mi Bayram n insanlar n yard m na ko madan, bir araç so uklu uyla emredilmi bütün kurallar yerine getirmesi, Veli nin k z yla Kap kule Gümrük Binas nda kar la t anda da ya an r. nsanlar taraf ndan koyulmu fakat ya am mekanikle tiren bu yasalara uyumu, devlet idaresinin hep ayn ekilde i lemesini sa layan ve art k ayn çark n bir parças haline gelmi olan memurlara zorluk ç karmay , arkada na ihanet ederken bir otomobile ihanet etmeyi i Bayram n içinde bulundu u düzene ne kadar ayak uydurmu oldu unu görmemiz bak m ndan dikkat çekici ibarelerdir.

Veli nin büyük k z , Kap Kule Gümrük binas ndan bir giriyor, bir ç k yor Gözleri Bayram a de iyor. Bayram gözlerini kaç r yor. Hiçbir eyin ucundan tutmuyor Bayram. Balk z ihmal ve ona ihanet suçu i lemiyor. Memurlara güçlük ç karma suçu i lemiyor. Yasalarda yeri olacak hiçbir suçu i lemiyor. ( A ao lu, F. . G., 2010: 96).

Almanya ya çal maya giden Bayram, onun için çok de erli olan bu Mercedes i al rken insanüstü bir çaba göstererek, bir makineye ula abilmek için adeta makinele mi tir. Do du u ve sürekli d land Ball hisar da yer edinebilmesinin tek art ona göre ne pahas na olursa olsun bu araban n sahibi olmakt r. Yani, kapitalizmin mal varl n ve paray insani de erlerden üstün tutmas ilkesi, sayg duyulabilmeyi mal sahibi olmaya ba lam t r.

Bayram n en son at l m : Bo her dakikas n , bu Mercedes i alabilmek için harcad günler. Durmadan i saatlerini ço alt yor: Etti iki bin dokuz yüz mark. Haftada yirmi fazla saat daha yap. Etti üç bin dört yüz mark Akl hep son ç kan Mercedes lerde Göz dolduran, Ball hisarl y art k ncegül Bayram diyerek kendisiyle alay ettirmeyecek bir araba için daha ne kadar fazla saat, fazla gün yapmak gerek? Kendisi için ayr lm tek saati olmayan son üç y l (A ao lu, F. . G., 2010: 14).

Türkiye ye giri yapan Bayram, Edirne de ilk molas n verir. Buradaki küçük bir lokanta çal an n n onu srarla ça rmas ve ba ka bir yerden al veri yapmamas n tembihleyi i Bayram n dikkatini çeker. Rekabet duygusunu çal t büyük araba firmalar nda görmeye al k n Bayram, küçük esnaf n da bu modaya uydu unu görerek

115

a rmaktad r. Üstelik Bayram n canl varl klara kar küçümseyici yakla m n pilicin mekanik özelliklerinden yoksun olu unu vurgulamas yla bir kez daha görürüz.

Piliç için ö leyin gelin. Ba ka yerde aranmay n, do ru buraya gelin! diye sesleniyor.

Yok. Esasta piliç yemicem

Ne kötü oldu u dünya! Her yerde rekabet. Bu bile rekabet pe inde. Ne o ulan, Ford a kar Mercedes, Mercedes e kar BMW mi bu? Kuyruklusu, kuyruksuzu, otomatiklisi, otomatiksizi, olmu olaca bir piliç i te ( A ao lu, F. . G., 2010: 53).

Yazsonu roman n da ise, modernle me genellikle mekân-insan ba lam nda aktar lm t r. Da köylerinde ve deniz k y s nda ya ayan insanlar kültürel farkl l klar göstermeleri sebebiyle k yaslanm lard r. Modern kültürün bir getirisi olan turizm özellikle de k y turizmi geleneksel ya ay a sahip olan insanlar n hayatlar n çok büyük ölçüde etkilemi tir. Side yak nlar ndaki bir tatil yerinin anlat ld romanda, köy halk n n bu kültürden çok uzak olmas na ra men bölgeye gelen turistler sayesinde mayolu insanlar görmeye, farkl ya am ekilleriyle tan maya f rsat bulduklar söylenmektedir. Köyde ya amayan insanlar n d ar dan müdahaleleriyle geli en bu kültürel de i im önceleri yad rgan rken daha sonra yads nmaz duruma gelmeye ba lam , iki farkl kültür iç içe ya ar duruma gelmi tir. Motellerde ya ayan geçici sakinler, köyde ya ayan kal c sakinlerin hayat na kar mamakta, köy sakinleri de kendi geleneksel yap lar ndan çok da taviz vermemektedirler. Fakat önceleri çokça yad rgad klar bu ya am eklini art k ça n bir gere i sayarak kabullenmi görünmektedirler.

Anlat ld na, benim de bilebildi ime göre, o k y lardaki köylerin da lardan buralara inmi ilk ku a , henüz ya yor. Ya l , ama ayakta. K y lara çok güzel moteller, dinlence yerleri kuruluyor. Kuranlar, köylerin buralardaki tek ku akl k halk de il. Yusuf ise, üç be y l önce ilk kez bir yaz makinesi görüyor. Peki, mayolu bir kad n içlerinden ilkin ve en yak ndan hangisi gördü acaba? ( A ao lu, Y., 2007: 24).

Modernizmle birlikte özgürlük kavram n n alg lan da de i mi , özgürle mek art k istedi i gibi giyinerek, istedi i gibi ileti ime geçerek ya amak anlam na