• Sonuç bulunamadı

OLARAK DEOLOJ LER VE S YASAL PART LER

3.2. Kültürel De i me Simgeler

Tanzimat Ferman n n kabulü ile birlikte resmen kabul edilen Bat n n Do u dan üstün oldu u dü üncesi Türk toplumunda hala yayg n ekilde yank bulmaktad r. Toplumsal kabullerin bir ürünü olan edebi eserlerin bünyesine sirayet eden bu dü ünceler gerek son dönem Osmanl ayd nlar gerek cumhuriyet ayd nlar nca kafi derecede i lenmi hala da i lenmeye devam etmektedir. Öncelikle sadece eklen kabul edilen bu de i im hadisesi bir zaman sonra öze de indirgenmeye ba lanm ; fakat, bu iki toplum aras ndaki kan uyu mazl sebebiyle ortaya ne Bat l olabilmi ne de Do ulu kalabilmi bir insan profilinin ç kmas kaç n lmazla m t r.

Adalet A ao lu nun da romanlar nda s kça kulland motiflerden biri kültürel de i im simgeleridir. Bazen Bat l tarz bir dans ve ya saç ekli, bazen bir araba, ya da mayo giyebilme özgürlü ünü elde etme olarak kar m za ç kar. Yazar n sembol kullanma ustal sayesinde bu tema örtük ekilde romanlar n geneline yay lm t r diyebiliriz.

Ölmeye Yatmak roman nda kar m za ilk ç kan de i im simgesi kasabadaki çocuklara yapt r lan Bat l tarz danslard r. Metinde Türk toplumunu temsil eden kasaba halk n n tüm kar ç k lar na ra men, k zlar ve erkekler yan yana getirilerek dans ettirilmi lerdir. Eski usul e itim sisteminde yap lmaya çal lan yeniliklerin ne büyük s k nt lar yaratt da yine roman n bu k s mlar nda i lenmi tir. Kasabadaki de i im devleti temsil eden memur kesim sayesinde h z kazan rken kentteki de i im her koldan desteklenmekte, kad nl erkekli her bireyin de i ime uymas istenmektedir. Bu

125

de i imin sa lanmas nda medyan n özellikle de dönemin en önemli haber arac olan gazetenin yads namayacak derecede önemli yer tutmas dikkatlerden kaçmamaktad r. Yazar, ara ara Ulus gazetesinden metin örnekleri sunarak medyan n de i ime ön ayak oldu unu vurgulam t r. Ankara da kad nlar n K z lay a yard m etmesi sebebiyle yap lan gazete duyurusu hakk nda öyle bir malumatla kar la r z:

K z lay Cemiyeti Umumi Merkezi, Türk kad n n vazifeye ça rmaktad r: Cemiyetimiz taraf ndan harp, k tl k, muhaceret ve emsali ahvalde zuhuru muhtemel olan hastal klarla yap lacak mücadelede ve bilhassa seferberlik esnas nda, hastanelerde K z lay hem irelerine yard mc s fat yla çal t r lmak üzere, Ankara Numune Hastanesi nde kurs aç lacakt r. Hamiyetsever kad nlar m z n vb.

Memurlar ak am eve döndüklerinde kar lar n n sevecenlikle, vatan sevgisiyle dolu olarak bu ça r ya uyma iste i ta d klar n görüyorlar. Bir k sm bu iste i görmemezli e, duymamazl a geliyor. Daha medenile mi kocalar, kar lar n destekliyorlar. Sabahlar dairelerine gittiklerinde de Ulus gazetesini daha bir dikkatle okuyorlar (A ao lu, Ö. Y., 2010: 82-83).

Toplumun bir kesimi bu de i im ö elerine kay ts z kal rken di er bir kesimi medenile mi olmak s fat ndan pay na dü eni alabilmek için ne gerekiyorsa yapmak yoluna gitmi tir. Kad nlar n çal mas n n pek de uygun görülmedi i Cumhuriyet in ilk y llar nda medya arac l yla yarat lan bu de i im önemlidir. Bir kursa kat labilmek ve ard ndan i sahibi olmak dönemin kad n için önemli bir yeniliktir. Bunun yan s ra baz

daha medenile mi kocalar n da buna izin veriyor olmas toplumun geli imi için önemlidir.

Bir Dü ün Gecesi roman na göz att m zda, kültürel de i imin dönemin gereklerine uymad için y k lan ve yerlerine yap lan modern binalar üzerinden anlat ld n görmemiz mümkündür. lhan n k z Ay en in dü ününün yap ld Anadolu Kulüp de zaman n gözde mekânlar ndan olmas na ra men y k lacak gözle bak lan yap lardand r. Önce d ana caddeler, sokaklar ve binalar n de i iminden daha sonra ise insanlar n iç ya amlar ndaki de i imden bu vesileyle bahsedilme f rsat yakalanm olur.

Eski yap lar gece saatlerinde y k yorlar. Anacaddede de zaten daha kurulurken y k lmaya yazg l eski yazg l yap lar

126

gümbürtüyle y k l yor. Bir süre sonra s ra arka caddelerdeki, yan sokaklardaki yap lara da gelecek. Kentin ortas nda, ad hem Anadolu, hem Kulüp olan yap da y k lacak. Bir süre sonra ise oradaki dü ünleri bile kimse an msamayacak. Bu dü ünlerden geriye birtak m foto raflar kalacak. çlerinden birinde damat annesinin tümgeneral kocas n n gülü üne a k nl kla bakt . Bir ba kas nda gelinin, o resimlerde görünmeyen birine imdatla sevda kar m bir ç l kla bakt O yap lar, o yap lardaki dü ünler unutulabilir, ama o foto raflar kald kça, o foto raflardaki bak lar da kalacak. ( A ao lu, B. D. G., 2010: 337).

Eski yap lar n gece saatlerinde y k l yor olmas , insanlara fark ettirilmeden yap lan kültürel de i imlerin de habercisi olmas bak m ndan önemlidir. Gece saatlerinde bilincinin duygusal taraf daha aç k olan insan, gündüz hayattaki ko turmacaya kap ld için bilincinin mekanik taraf n kullan r. nsanlar uykudayken, yani bilinçleri kapal yken hayatlar nda yap lan bu de i ikliklerden haberdar olma ans na sahip de illerdir. Bu habersizlik durumu tepkisizli i ve ko ulsuz olarak kabullenmeyi de beraberinde getirir. De i imi isteyen yönetici s n f n da dönemin kar k ortam nda yapmak istedi i ey tam da budur.

Kültürel de i imin en yo un i lendi i mekân olan Anadolu Kulüp ise, dönemin siyasal olaylar na ev sahipli i yapmas bak m ndan önemlidir. Atatürk ün iste iyle 31.01.1926 tarihinde bir tüzük olu turularak hem yerli hem yabanc üyelerin kat l m yla kurulan Anadolu Kulübü, dönemin siyasetle ve ekonomiyle u ra an elit kesimi aras ndaki sosyal ili kileri güçlendirmek amac ta maktad r. Varl n hala sürdürmekte olan bu kulüp, iktidarlar n de i mesi ile de el de i tirmi , zaman zaman siyasi olaylar n ya anmas na zemin haz rlam t r.( Golo lu,1981). Bu sebeple 1970 li y llar n anlat ld romanda da asker ve sa n i birli i Anadolu Kulübe de yans t lm t r. Milletvekilleri, generaller ve lhan bu mekânda bulu turularak dönemin sosyal yap s hakk nda da bilgi verilmi tir.

Fikrimin nce Gülü roman nda kar m za ç kan en önemli kültürel de i im simgesi Bayram n s n f atlamak ve modern dünyan n kabullerine kar l k verebilmek için ald Mercedes tir. Ülke de i tirmesinin sebebi olan araba alma tutkusu, Bayram n bütün hayat n yönlendirmi adeta kaderini bir arabaya ba lam t r. Bu araba ile birlikte Bayram, toplumun gözünde kendisine ayr lm olan yerden çok daha farkl ve üstün bir makama oturacak, herkesi kendisine hayran b rakacakt r. Ball hisar a

127

giderken, arabas n çok dikkat çekecek ekilde kullanan Bayram, eskinin en önemli binek arac olan atla arabay k yaslamay da ihmal etmez. Araba yayg n de ilken varl kl ki iler at kullanarak ula m sa lamaktayd . Canl bir varl k olan at, sahibinin can yolda olur, ona kimi zaman dert orta , kimi zaman en büyük belalardan h z sayesinde kurtaran bir yard mc olurdu. Bu sebeple insanlar atlar na fazlas yla de er verir, bir ad koyma yolunu seçerlerdi. Bayram da arabas na olan ba l l sebebiyle eskinin at n n yerine modern ça n ula m arac olan arabas na ayn muameleyi yapmakta; fakat, at n canl bir varl k olmas na ra men araban n bir makineden ibaret oldu unu unutmaktad r.

Bakt , turuncu pikaplar önünden yok olmu . Havsa dan ok gibi f rlay p ç kabilmek, hiçbir yere, hiçbir ada tak l p kalmamak için kornas n üst üste öttürdü. Arabay , çar içinde, herkesi kendine bakt ra bakt ra, herkesi yerinden s çrata s çrata sürdü. imdi, bu Mercedes le Havsa n n içinden geçen hangisi acaba? Diyarbak r-Siirt leri S k yönetim Komutanl emrindeki er Bayram Ünal m ? BMW fabrikalar n n tekerlek tak c s Bayram Ünal m ? Yoksa bu, Ball hisarl dan çok küfür yemi , onlar ard ndan kendine çok güldürmü Bayram m ? Atlar n bile çabucak gözden ç kard onlar, hey Bayram. Atlar gözden ç karmas kolay! Gelin de be enmedi iniz, alaya ald n z bu Bayram gibi, atlar n yerine bir taksi koyun bakal m ( A ao lu, , F. . G., 2010: 64-65).

Bayram n yolda kar la t karavan ve Güldenhause yazan kamyon da araban n art k ne kadar önemli bir ula m arac oldu unun alt n çizer. Karavan, evin yerine geçen bir araç olmas bak m ndan art k ya am tarz n n tamamen de i ti ini, insanlar n art k yerle ik hayattan uzakla rken bile makineler kulland klar n gösterir. Güldenhause yaz s , çad rlar ve bu kavramlar n kar s nda duran karavan sembolü insan hayat n n ya ay eklindeki de i imi özetler niteliktedir. Klasik dönemde çad r kültürüne sahip olan göçebe toplumlar, modern dönemde yerle ik hayata geçerek çevreyle bütünle mi , büyük ve görkemli evler in a etmeye ba larken postmodern dönemde yerle ik hayattan s k lan özneler karavanlarda anl k hayatlar ya ama yolunu seçerler. Dünya art k bu insanlar için uçsuz bucaks z mekânlar olmaktan ç km her ehri, her ülkeyi birbirine ba layan yollar her yere çabuk ula m sa lam t r. Otobanlar n bu denli ço almas bize postmodern kültürün geli imini haber verir. Özgür olundu u zannedilen her yerin asl nda birbirine daha rahat ba lanarak kontrol alt nda tutulmas ya am eklini ve dünyaya bak tarz n da de i tirmi tir (Emre, 2006).

128

Ta y c s renkli çad rlar, çad r direkleri, buzluklar, kazmalar, kürekler, gece fenerleri ve daha akla gelmedik öteberiyle dolu Diesel kamyon, a r a r geçiyor Bayram n önünden. Karavansa, üstü Güldenhouse yaz lm olarak de il, Bayram n nece oldu unu hiçbir zaman çözemeyece i çapk n, uçar harfler zinciriyle Te Kotit Ké yaz lm olarak, kamyonu usul usul izliyor. Dünyay Ke fediyoruz. ( A ao lu, F. . G., 2010: 245).

Üç Be Ki i roman nda ise dönemin a r siyasi olaylar toplumun de er yarg lar üzerinde a r tahriplere neden olmu tur. Daha alt bir sosyal tabakadan gelmi olan K smet in arkada Kardelen, Eski ehir deki kenar mahallelerden birinde bulunan evinin penceresinden d ar bakarken geçmi i hat rlar. Eskiden insanlar n aras nda bulunan s cak ili kiler imdi, yerini yaln z ya amlara b rakm , insanlar ehirlerin h z na ayak uydurmaya çal rken eski ya am ekillerinden olmu lard r. Yaln zl ktan s k lan Kardelen, önceleri birlikte zaman geçirdi i kom ular n ve bu s cak ya am eklini özlemektedir. nsanlar n ayn hayat tarzlar n ve bak aç s n payla t hayatlar art k çok geride kalm , özlemle yâd edilecek hat ralara dönü mü tür.

Kalk yor. Pencerenin önüne gidip d ar ya bak yor. Karanl k. O derin, ürkütücü sessizlik: Y llar öncesinin bir tutukevi bile ss z, yaln zla t r c gelmezdi. Orada çok oldu umuzu bilirdik. Burada, bütün camlar burun buruna, yine de kimsenin kimseden haberi yok sanki. Eski yaz gecelerinde, konukom u, çentikli e iklere oturup dertle irlerdi. Ne kadar çabuk eskitilip at ld o e ikleri payla malar. On y l. Bu gece, yine herkes çoktan ev içlerinde. Köylerden ilk geldiklerinde sar l yor, dayan yorlar. Sonra hepsi, yava yava , kendi bildi i yöne ( A ao lu, Ü.B. K., 2007: 76-77).

Romanda ku aklar aras de i imi iddetle hisseden bir di er karakter de topra a ba l bir adam olan Emin Bey in sanayici o lu Ferit Sakarya d r. Yazar, mekân olarak kulland Eski ehir i niyetli olarak seçmi tir. Emin Bey in ya ad toprak eski ve köklü bir ehre aittir. Yani Ferit Sakarya n n kökeni eskiye, topra a, feodaliteye dayanmaktad r. Eski-yeni aras nda mekik dokuyan bu kahraman Eski ehir deki köklerinden kopamad gibi, Fransa da okumu olmas ve stanbul, Ankara gibi büyük ve çabuk yenilenen kentlerde ya am n n önemli bir bölümünü geçirmesi sebebiyle bu ehre tam olarak ba lanamaz. Babas n n eski kültürel de erleri, dostlar n n ise ya an lan

129

günün de erlerini temsil etmesi önemli bir ayr nt d r. Ferit in ikilemi u sat rlarda anlat l r:

Sanki bu ant, bir al nyaz s yd ; bir yandan da kendisini do ayla kar kar ya getirecekti. Toprakla, babas yla kar kar ya getirecekti. Hatta içten içe dostlar yla (A ao lu, Ü. B. K., 2007: 195).

Kültürel de i imin, modernle menin en önemli göstergelerinden biri de do a- makine kar tl d r. Gelene in do a ile kurdu u yak n temas modernizm kuramam , makinelerin do ay insan iste ine göre de i tirme çabalar a r tahribe sebep olmu tur. Ferit, bu de i imin daha az tahrip yarat larak gerçekle tirilmesi taraftar d r. Fabrika binalar n ehir d nda in a ettirmesi, bu binalar n bahçelerine parklar yapt rarak do adan kopmamas n sa lamas onun için önemli geli melerdir.

Ne yaparsan z, geli im, uygarl k, do aya salt duygusal ba larla yakla mam za izin vermiyor. Do an n ba r na o gerekli dal , sald r olmaktan nas l ç karabiliriz? Makineyle do ay dü man etmeden nas l birle tirebiliriz? Yine de gelip kentin d nda kurulan fabrikalar n bir k sm n görmelisiniz. Güzel parklar, çiçekler içinde hepsi. Bozüyük te, o koyakta, beton, kereste fabrikalar na kar n, bazen kendimi el de memi karl bir do a ortas ndaym m gibi mutlu duyuyorum ( A ao lu, Ü.B. K., 2007: 196).

Romantik Bir Viyana Yaz nda ise, Kâmil Kaya n n çok sevdi i ö rencilerine özgün olmalar n nasihat etti ini görürüz. Toplumun bir parças olma hissini tadabilmek için ayn ekilde ya amaya, giyinmeye, konu maya çal an genç nesil ona göre kendi benliklerini silip yok etmektedir. Kültürel de i imin bir sonucu olarak görülen moda kavram ki ileri tek tiple tirerek do all klar ndan uzakla t rmaktad r. D hayatta ya anan ayn ekildelik belli bir süre sonra insanlar n iç dünyalar na da sirayet ederek dü ünce özgürlü ünün ortadan kalkmas na sebebiyet verir.

Ama ne yaz k, d taki farkl l biz dü üncelerde ve duygularda pek göremiyoruz. Ya ama biçimlerinde göremiyoruz. Hatta insanlar, yap lar ndaki farkl l bile yayg nla an saç biçimleri, giyim ku amlar içinde silikle tiriyor, yok ediyorlar. lle, herkes ne yiyorsa o yenecek, ne giyiyorsa o giyilecek, ne yap yorsa, o yap lacak. Bence sizler, kendini böylece silen, yok edenler ço unlu u de il, kendini var ederek o varl , ki ili i savunanlar ço unlu u olmal s n z, bilemem ki anlatabildim mi

130

sevgililerim? Kaderinizi de i tirmelisiniz. ( A ao lu, R. B.V. Y., 2007: 82).

Adalet A ao lu nun romanlar n n genelinde, kültürel de i im olgusunun i lenmi olmas yazar n romanlar nda toplumsal ö eleri fon olarak kullanmas yerine roman n tümüne yaymas ndand r. Anlatm oldu u hikâyeleri geni bir zaman dilimine yayarak o dönem Türkiye sinin de i en niteliklerinden de s kça bahsetmi tir. K sacas yazar, ah slar n de i imini onlar toplumdan kopararak de il bilakis ah slar n farkl la mas n n toplumsal etkilerini irdeleyerek vermi tir.

3.3.Postmodernizm

Tanr ö esini merkeze alarak ya ayan klasik insanlar geli en teknoloji ve hayat artlar sebebiyle insan daha merkezi bir konuma oturtarak yine insan n koydu u kurallar çerçevesinde modernizmin ortaya ç kmas n sa lam lard r. nsana verilen bu de erin kutsanmas ile birlikte insan tekle tirilmi ; fakat, a r de erlenen birey ayn zamanda yaln zl a da mahkum olarak insani ili kilerden soyutlanm t r. Bu toplumsall ktan uzakla ma hali hastal kl bir bilincin ortaya ç kmas na, önceden inan lan ve u runa ya anan bütün de erlerin içinin bo alt lmas na sebebiyet vermi tir. Postmodern dönem olarak tan mlad m z süreç i te bu minval üzre ekillenmi , insan ya ant s nda oldu u gibi toplumsal hayatta da derin yaralar n aç ld , insan n özünden uzakla t günümüz ya ant s n isimlendirmede kullan l r. (Emre, 2006). Adalet A ao lu metinleri her ne kadar modern metinler s n f na dahil edilse de yer yer postmodernizme ait ö elere, mekânlara ve ah slara rastlar z. Dar Zamanlar üçlemesi ba ta olmak üzere Adalet A ao lu romanlar nda mevcutolan hemen bütün kahramanlar postmodern metin kahramanlar n n özelliklerini ta makta kendileriyle ve içerisinde bulunduklar toplumla uzla amayarak hastal kl bir yap sergilemektedirler. Hatta Aysel ve Kâmil Kaya gibi kimi önemli kahramanlar romanlar n bitimine do ru izofrenik tav rlar tak narak hayattan iyiden iyiye el etek çekmi lerdir.

Romanlar n mekânlar na bir göz att m zda da genellikle insan n özünden kopu unu temsil eden, yaln zl kla bo u tu u yerler kar m za ç kmaktad r. Ölmeye Yatmak ta Aysel in hat ralar n tazeledi i otel, Bir Dü ün Gecesi nde Ömer in an lar nda canland rd cezaevi, yine Tezel, Ömer ve Ay en in kendilerini hapsedilmi hissettikleri dü ün salonu, Hay r da Aysel in yaln z ya ad evi, Engin in siyasi

131

mülteci olarak s nmak zorunda kald Avrupa, Fikrimin nce Gülü nde Bayram n yolculu unun geçti i otobanlar, Yazsonu nda anlat lan otel, Üç Be Ki i deki hemen bütün evler ve tasvir edilen ehirler ve Romantik Bir Viyana Yaz nda Kâmil Kaya n n Viyana da kald ev kahramanlar buhrana sürükleyen mekânlardan baz lar d r.

Zaman kavram na bir göz att m zda da kahramanlar silikle tiren, karars zla t ran, belisiz zamanlar kar m za ç kar. Romanlarda olaylar genellikle anl k hat rlamalar eklinde geli ir. Ayr ca roman n anlat zaman n n genellikle yaz ay na denk gelmesi de bilinçli bir tercih olarak görülmekte, yaz ay nda ya ana olaylar n daha anl k olu u, tatil mevsimi olan yaz n h zl ; fakat, yüzeysel bir ya am temsil edi i dikkat çekmektedir.

roni, kitch, kolaj ve montajlardan da s k s k yararlan lan metinler böylelikle postmodern metinlerde s k kar la lan çoklu bak aç s n n da yakalnmas na olanak sa lam t r. Bir Dü ün Gecesi roman nda kar m za ç kan ironik söylemler modern kültürü ele tirel niteliktedir. Ali Usta n n ye eni Ahmet, day s n n tüm kar ç kmalar na ra men polis olmu , dönemde daha çok sol gençlerin yapt klar mitinglerde kimi zaman sükûnetle kimi zaman zor kullanarak asayi i sa lamaya çal m t r. Ayn mahallede oturan Tuncer de Ahmet in bu hallerini k namakta, kat ld mitinglerde Ahmet i görünce tan mazl ktan gelmektedir. Fakat Tuncer, milletvekili Remzi Bey in k z yla evlendikten sonra art k mitinglere kat lmaz olmu , önceleri meydanlarda ba ra ça ra ele tirdi i burjuva s n f n n bir üyesi haline gelmi tir. Mitinglerdeyken Ahmet i tan yor olmaktan utanan Tuncer, Çankaya da oturmaya ba lay nca savunduklar ile ya am eklinin çeli mesi sebebiyle kendisinden utanmaya ba lam , nerede bir polis görse Ahmet oldu unu dü ünerek suçluluk duygusuna kap lmaya ba lam t r.

Ta Çankaya n n tepesindeki güzel bir yap n n kap s n bekleyen toplum polisleri içinde Ahmet de var m d r, diye soruyorum kendi kendime. En çok Ahmet e görünmekten ürküyorum. ( A ao lu, B. D. G., 2010: 181-182).

Çankaya daki yap n n önünde toplum polislerinin beklemesi ibaresi ele tirel bir söylem içermektedir. Polis, toplumu kötü olaylardan korumakla görevli iken Çankaya daki polisler ayr cal kl yönetici kesimi toplumdan korumaya çal maktad rlar. Toplumu korumaya yönelik olan bu kurumun art k i lerli ini yitirmesi ve postmodern dönemde yap s n n tamamen de i mesi dikkat çekicidir.

132

Yazar n son eseri olan dolay s yla da postmodern ö eler bak m ndan daha fazla izler sürebildi imiz metin bir metin Romantik Bir Viyana Yaz nda roman n kahramanlar ndan biri olan yazar içerisinde bulundu u yaln zl k duygusunu, bireyle meden s yr larak art k öznele mesini uzun uzun anlat r. Yurtsuzluk, aidiyetten yoksunluk, bir yere ait olamama hissi bu dönem insan n n en önemli açmazlar ndan say lmaktad r. Yazar, burada ait olma hissini sadece dilde bulmu , soyut bir varl a s nm t r. nsan n iç ve d dünyas n n art k hiçbir uzla alan bulamad bu dönemin özellikleri yazarda da görülmektedir:

te o zaman, kendimden ba ka hiçbir yere ait olmad m , bir anayurdum varsa onunda sadece yazd m dil oldu unu müthi bir eziklik, büyük bir gururla alg lad m. saçmal k neredeyse ruhumu ezmi , akl m ununu eleyip ele ini duvara asmak için canat yor, ama tuhaf i te, her zamandan daha canl y m, i tah m yerinde, geride kalan tek yurda, yazd m dile a m, onda her gün yeni yetenekler, tarif edilmemi güzellikler buluyorum. Bütün bunlar da ruhumla bedenimi amans z bir kavgan n içine sürüyor. (A ao lu, R. B. V. Y., 2007: 23). Postmodern dönemin anlat ld bir di er kesit de air Gotfried Benn in12 kendi dönemi ile yirminci yüzy l inan n kar la t rd bölümdür. Kendi döneminin sanatç lar n yar s insan yar s hayvan mitolojik yarat klara benzeten bu air, bu sanatç lar n kendileri ile bar kl klar n vurgulam , insani ve hayvani taraflar n uzla t rabildiklerini anlatmak istemi tir. Yirminci yüzy lda yeti en insanlar ise sava lar sebebiyle kendi iç bütünlü ünü sa layamam , benliklerinden uzak insanlard r.

Benn, kendi ku a n n sanatç lar n yar s insan, yar s hayvan mitoloji kahramanlar na benzetirmi . Biz, oldu umuzdan ba ka türlü ya ad k, dü ündü ümüzden ba ka türlü yazd k, umdu umuzdan da ba ka türlü dü ündük demi . Bu doktor- air, daha ilk uluslar sava na kat ld s ralarda yirminci