• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: ADALET A AO LU ROMANLARININ OLAY ÖRGÜSÜ

2. BÖLÜM: ADALET A AO LU ROMANLARINDA MUHTEVA AÇISINDAN ORTAKLIKLAR

2.1. E itim ve Ayd n Olma U ra

lenen temalar n ilki ve en fazla yank bulan üphesiz ki e itim ve ayd n olma durumu dur. Adalet A ao lu, yaratt karakterleri roman boyunca içsel bir ayd nlanma yolculu una ç kararak, bu süreç içerisinde hayat n ve dönemin törpüledi i ya da zamanla kendili inden yontularak ya am n son eklini verdi i insanlar n maceras n anlat r. Bu ayd nlanma kimi zaman kar m za, Ayd n ad n ta yan bir ah s olarak dikilirken kimi zaman bir araba ya da tren yolculu u s ras nda elde edilmi bir kavram olarak ç kar. Dar Zamanlar serisinde Aysel in hem rakibi hem de arkada olan Ayd n, Galatasaray Lisesi ni ve daha sonra üniversiteyi bitirerek gazeteci olmu tur. Aysel in okumas nda ve kendisini geli tirmesinde olumsuz ele tirileri sebebiyle büyük rol oynayan Ayd n, dönemin ayd n kavram n alg lamam z sa lar. Jean-Paul Sartre n Ayd nlar Üzerine adl yap t nda belirtti i ayd n tan m ndan yola ç kacak olursak Aysel ve Ayd n, hem orta s n fa ait olmalar hem de hayatlar boyunca çe itli insanlar hatta devlet taraf ndan d lanmalar sebebiyle ayd n tan m n n romandaki kar l n bulan karakterlerdir. Sartre, ayd n n i levlerini öyle belirtir:

59

hiç kimse taraf ndan görevlendirilmemesinin ve statüsünü hiçbir otoriteye borçlu olmamas n n onun özelli i oldu unu söyleyebiliriz Hiç kimse onu istememekte, hiç kimse tan mamakta(ne devlet, ne seçkinler iktidar , ne bask gruplar , ne sömürülen s n flar n ayg tlar , ne kitleler); onun söylediklerine duyarl olunabilir, ama varolu una ald r lmaz (Sartre, 2010: 37).

Aysel ve Ayd n da Dar Zamanlar serisince kâh birbirleriyle, bulunduklar okullardaki insanlar ve kendi aileleriyle, kâh devletle çat malar içine girmi , hayatlar n n sonunda ise yaln z, mutsuz ve unutulmu bir ekilde ya am lard r.

Onlar n u ra lar her zaman topluma ayak uydurmaktan çok onlar n ilerisine geçmektir. Osmanl n n son dönemlerinden itibaren büyük önem kazanan Frans zca, modernitenin olmazsa olmaz kabul edilen ve halk e iten gazete, yine Bat l la ma arifesindeki Türkiye nin modern olu un bir göstergesi sayd Bat l tarzdaki tango, polka gibi danslar hem Aysel in arkada Ayd n da hem de dönemin ayd n nda mevcuttur. Ayd n, önceleri kasabal ve ehir kültürüne yabanc Aysel i hor görürken Ölmeye Yatmak roman n n sonunda onunla uzla r hatta 1950 lerle birlikte Aysel ve onun ahs nda k rsaldan kente göç edip ayd nlanma u ra veren kesimle ayn seviyeye gelir. Aysel, Ölmeye Yatmak adl romanda bu kültür de i imini ve modernle mek u runa ki ilerin kendilerine yabanc la mas n u cümlelerle özetler:

Ben im, sen sin, o dur, biz Biz iz. Biz olduk. Ne olduk? Nous sommes cultivés. Yeti tik, büyüdük, kültürlü olduk. Daha sonralar , geceler boyu oturup Frans z ark lar dinledik. Ülkemizi iyi yönetemeyenleri Frans z ark lar yla kesip biçtik. (A ao lu, Ö. Y., 2010: 39).

Ayd n, Bir Dü ün Gecesi roman nda yer almazken, serinin son roman olan Hay r da ölür ve yerine art k de eri bilinmeyen bir entelektüel -yazar- geçer. Bir Dü ün Gecesi roman n n ayd n tabakas n ise Aysel in profesör olan e i Ömer ve k z karde i Tezel temsil eder. E inin kendisini aldatmas n n ard ndan hayat n sorgulamaya ba layan Ömer, insani duygular ile ayd n kimli inin ona yükledi i a k n olma aras nda bocalar. Tezel ise; k ymetinin bilinmemesi ve ressam oldu u için toplumun gözünde namus yoksunu bir kad n olarak görülmesinin sonucunda inançs zl a itilmi tir. Sanatç lar ve ayd nlar art k de ersiz hatta ziyadesiyle zararl d r. deolojilerin

60

içinin bo alt larak kapitalizmin tüm süksesiyle kol gezmeye ba lad para merkezli dönem Tezel in gözünden öyle anlat l r:

Yok aman yok. Duygulu falan de ilim. Bencilim bencil! Defolsunlar ba mdan! nsan yüceymi , insan direnirmi , insan yönetirmi Gördük. Para yönetir, silah yönetir, yönetir tomsonlar n ucu. Sen orda saf saf insanl yönetiyorum güzellikle, bar la, sevgiyle derken, ba kalar üstüne bir fiske eltoks s k yor, i in tamam! Karn gö e geliyorsun. Mutfa n her yan nda yine cirit atan karafatmalar dün gece nas l eltokslay p can na okudum? Sonra da dedim, bak k z m, bu karn gö e debelenen pis yarat klar sensin, sizsiniz, elinde eltoksla bu i i beceren de Papa, pardon para ! (A ao lu, Ö. Y., 2010: 30). Ayr ca Ömer in Tuncay ve Y ld z ad ndaki ö rencileri de dönemin ö renci camias n yans tmalar bak m ndan dikkat çekici karakterlerdir.

Ayd n olmak Cumhuriyet in ilk y llar nda ula lmaya çal lan bir ülkü iken, dönemin kabullerinin de i mesiyle birlikte yazarl a has, a a lanan, ayaklar yere basmayan, toplumla uzla amayan bir hüviyete bürünmü tür. Hay r roman nda Ayd n ölür ve Aysel de inceleme konusu olarak ayd n intiharlar üzerinde çal r. Kültürel yozla man n ayyuka ç kmas , toplumun ayd n ve sanatç y rehber olarak de il ho zaman geçirme arac olarak görmeye ba lamas toplum ile ayd n aras ndaki ipleri koparm ve ayd n n yok olmas na sebep olmu tur. Toplum ve ayd n aras ndaki bu kopukluk hem Aysel in hem de Hay r roman nda Aysel in arkada olarak kar m za ç kan yazar n günlük hayatta kar la t klar d lanmalarla verilmi tir.

Kan ter içinde bankadan ç k yor. Yaya geçidini bile doldurmu arabalar aras ndan s yr lmaya çabal yor. u çok pahal özel otolardan biri üstüne üstüne geliyor. Araban n mar k halli, kabaday k l kl genç sürücüsüne hemen hemen yumruk sall yor: Haydi, ez bari, ez bari!..

Bunu da yüksek sesle mi söyledi, alçak sesle mi, ayr m nda de il. Dudaklar k p r k p r. mar k genç, camdan ba n uzat yor.

Yürrüüüü ö retmen teyze! Onunkisi yüksek sesli.

Ayaklar n n ucuna kocaman bir balgam dü üyor; o da yüksek sesli. Adam s r m gibi. Ama insanda istek de il, salt daha

61

kötü bir isteksizlik uyand r yor. Ya l Müslümanlar n cinsel hayat n biri ç k p incelese iyi olacak. Ama bilimsel yöntemlerle ve ne ac , ne ac ! Ö retmen de küfür yerine kullan l yor art k. (A ao lu, H., 2010: 127).

Aysel e yani dönemin kültürlü kesimine yap lan terbiyesizlikler toplumda yüksek sesle dile getirilebilirken, kültürlü insan n kendisini savunmas art k alçak sesle hatta suskunlukla kendisini gösterir. Ya l yazar da Aysel in u rad seviyesizliklere maruz kalmaktad r :

Sekseninci ya günü kutlanan ozan, bütün sabah, yeni iirlerini yay nlatabilece i bir yay nevi aray p durdu. Bütün ö leden sonray tozlu bir kütüphanede geçirdi: Bakal m air E ref, iirlerinde kaç adet küfür kullanm ?

Ak am, yollarda arad ndan fazla küfür buldu. Otobüslerde itilip kak lm olarak, yorgun bitkin evine giden soka t rmanmaya koyuldu. Tam, oturdu u yere yakla rken, mahallenin çocuklar taraf ndan görüldü. Çocuklar, Yazar, yazaaar, bok yazaaar/ Çükümü görse ne yazaaaar! diye hayk r t lar.

Pencerede, kulaklar nda kocaman, at nal kadar küpeleriyle, Yar n Gülten e geliyor musun? Bak ama, bu sefer hediye götürülmeyecek, oyun masas na birer Cumhuriyet alt n konulacak, ona gore diye konu an anneler, gülü tüler. O zaman çocuklar da, oyunu gerçek sand racak kerte ba ar yla oynay p, daha yüksek sesle hayk r t lar:

Öcü geliyoooor!.. Anneeee , öcü geliyoooor!..

Ç l k ç l a duvar arkalar na, çöp bidonlar n n gerilerine kaç t lar. Annelerden biri, utançla yere bakan, bitkin, ya l ozana ba rd :

Aaaa, ay p de il mi, okumu yazm , ya n ba n alm bir bey olacaks n z. Çocuklar ne diye korkutuyorsunuz can m?

Kad n için okumu yazm l k, a z na vur lokmas n al, demek. Ya l ozan için: Ne pahas na olursa olsun, seviye dü ürmemek

Seviye dü ürmedi. A z na vurulup yere dü ürülmü lokmay e ilip almaya gönül indirmedi. çi ezik, kuyru u k s k, kendini evine dar att . (A ao lu, H., 2010: 127-128).

62

Ayd n kesime verilen ödüllerin bile içinin bo alt lm olmas bu romanda s k s k vurgulan r. Yapt çal malar sebebiyle yurt d nda ödüle lay k görüldükten sonra ülkesinde plaket alacak olan ihtiyar Aysel öyle dü ünür:

Oysa bu ak am onuruma bir plaket veriliyor. Verilecekmi yani. Ne tuhaf, de il mi? Bu günler ülkemizde bir plaket da tma bollu u var. Ama ben, s ran n bana da gelebilece ini hiç dü ünmüyordum. Bu madeni levhalar, ölenlere ve ölmek üzere olanlara çabuk çabuk da t l yor; ölenlerin çocuklar na sunulmak gibi bir formül alt nda elbette. Böylece, bir ku ak tükenmek üzere. Benimkine bakma. Benimki biraz ithal mal . Ülkemizden birine oralarda Yeni Yank lar ödülünün verilmesini yine önemsemezlik edemediler, çünkü buna son yüz elli y ll k tarihimiz engel. lkel kavimden ulus olma sava m içindeki topluluklar n incelemecilerine verilen bu ödülü benim neden ko a ko a almaya gitti imi sorarsan, çok basit. Art k, b çak kemi e dayanm t , bu paraya ihtiyac m vard , bir. Kendimin asla alamayaca o uçak biletiyle seni kucaklamaya ko abilirdim iki. (A ao lu, H., 2010: 26).

Dar Zamanlar serisine genel olarak bakt m zda ilk romanda Türkiye nin ve Türk insan n n ayd nlanmas , ikinci romanda olgunla maya ba layan ayd n n de er bilmezlikler ve anla lamamak sebebiyle buhranl bir hayat mücadelesine girerek kabu una çekilmesi, son romanda ise umudunu tamamen kaybetmemekle birlikte ayd n n eski sayg nl ndan eser kalmamas sebebiyle yaln zla arak toplumsall ktan öte art k bireyselle mi olmas anlat l r. Bütün bu olaylar ya an rken dikkatleri çeken en önemli husus; ayd nlanman n e itimle geli i ve e itimin de Bat n n güdümünde geli mesidir. Aysel in kasabadan ç k sebebi e itimdir. Daha sonra, üniversitede hoca oldu unu gördü ümüz Aysel, yazar taraf ndan e itim camias ndan uzak tutulmayarak dönemin e itim sistemi ve toplumun kabullerinden de haberdar olmam z sa lam t r. stanbul ba ta olmak üzere, Türkiye nin önemli merkezlerinde aç lan Galatasaray Lisesi ve benzeri liseler, kolejler arac l yla Bat dan Do u ya ula t r lmaya çal lan medeniyet kavram da dikkat çeken önemli hususlardand r. Burada yeti en bireylerin toplumun kalburüstü tabakas n temsil etmesi ile devlet okullar nda e itimine devam eden gençler ülke içindeki kar kl klardan paylar na dü eni al rken yabanc okullarda yeti enlerin dünyan n seyrini yak ndan takip edip ülkenin durumundan etkilenmemeleri de dönemin sosyal tabakalar n n e itim aç s ndan s n fland r lma ekli hakk nda bilgi veren önemli ipuçlar d r.

63

Fikrimin nce Gülü nde ise e itim seviyesi dü ük, ta ral , Almanya da i çi olarak çal an Bayram n insanl n fark ederek ayd nlanmas konusuna de inilmi tir. Roman n Kap kule S n r kap s nda ba l yor olmas bile Bayram n kendisini olgunla t racak bir kap dan, e ikten geçti inin sinyallerini verir. Sevgiden uzak büyüyen Bayram n sevgi kazanmak için bir araba edinme u ra ve ayd nl n, n rengi olan sar renkli bir Mercedes sahibi olduktan sonra da maddeyi manaya tercih edi indeki yanl l n kavramas anlat l r. Adalet A ao lu bu roman yazarken ya ad ve Bayram a ya att ayd nlan öyle aç klar:

nsan, içinde yuvarlan p gitti i nice eyin gerçek anlam n onlar ya arken kavrayamaz. Pek çok olay, ili ki, gözlem; bütün bunlar n getirdi i içsel bir ya ant zenginli i, ço u kez bilince neden sonra ç kar; orada yeni bir anlam kazan r. Ya am n kavranmas bazen hiç beklenmedik anlarda olur. Biz buna, gündelik dilde kafaya dank etme , inceltilmi biçimiyle ise ayd nlanma ân deriz. Herhangi bir durum, bir ili ki, bir olay, bilincimize yeni bir kavray la ç kt nda, ayn eyler kar s nda eski tutumumuzu sürdüremeyiz. En az ndan sürdürmek istemeyiz. Sürdürürsek, ayn yoldan bir kez daha geçmemiz gerekir. O zaman insan, dün kendisine önü aç k görünmü bir yolun bile bugün bir duvar oldu unu ya da dünün ayn ç kmaz na yeniden sapt n alg lar. S k s k Ak ls z kafam! diye inlemesi bundand r. (A ao lu, 2001:125).

Bir önceki paragrafta ayd nlanma an na dikkat çeken A ao lu, hemen ard ndan, gerçek hayatta ya anan ayd nlanma an ile metinlerdeki ki ileri yaratan özne olarak yazar bak m ndan gerçekle en ayd nlanma an aras nda ba lant ve paralellikler kurar:

Etkin bir roman dili ve dünyas kurmak isteyen roman yazar , bizi, ayd nlanma anlar n n sürekli de i ti i roman ki ileriyle tan t r r; buna çal r. Ne var ki, bu de i im, ya ant zenginli inin izin verdi i ölçüde bir de i imdir. Roman ki isi romandaki ya am ndan ba ms z bir ayd nlanmaya u rarsa, roman yazar , kendi bilinçlilik durumunu o ki isine ya da ki ilerine yamam demektir. Roman ki ilerinin romandaki ya amlar ndan ba ms z olarak u rad klar ayd nlanma anlar yla edinilmi de i imleri de art k kendi de i imleri de ildir. Roman yazar , kendi kavray n , daha farkl bir kavrama noktas ndaki roman ki ilerine r nga etmi tir.

Bunu der demez, una da de inmek gerekiyor: Roman yazar n n, hem yazd roman, hem roman ki ileri konusunda

64

ayma, ayd nlanma an n bir türlü ya ayamamas da var tabii. Ay larak u rad bir de i imi, roman ya am na bir türlü geçirememesi de var Bunu bir yana koyal m. Ama, haz r romanc n n kendi kavrama kavramama durumuna yak n gelmi ken, onun bir ba ka ayd nlanma ân ndan söz açabiliriz. Bu da, yazar n, tasarlad romanla kendisi aras ndaki uzun ya am birikimi sonucu vard ayma, ayd nlanma an . Eskilerin ilhâm dedikleri, ama bence ilhâm la en küçük ili kisi bulunmayan tek

ey: Tasarlanan romanla uzun süre iç içe, kavga dö ü ya aman n getirdi i bir birikimin, en uygun ortam , uygun ko ullar bulur bulmaz filizlenmesi ya da ya mura, sa ana a, kara dönü mesi

Fikrimin nce Gülü yay mland ndan bu yana okurun bana en s k sordu u sorulardan biri u: Siz Almanya da, i çilerimiz aras nda ya ad n z m ? S k bir dönemde askerli inizi er olarak yapt n z m ? Kad n oldu unuz halde, Bayram gibi bir erkek kahraman nas l böyle yak ndan tan d n z vbg?...

Onlara, Fikrimin nce Gülü nün, herhalde, hemen bütün ba ka romanlar gibi, bir ayd nlanma an n n roman oldu unu söylemek isterim. Roman tasar a amas ndayken ortada bir Bayram da yoktu üstelik. Onun yerine Gülten Han m vard

Tasar mda bu de i ime neden olan ânl k ayd nlanma, roman n yaz lmas için hay rl m oldu, hay rs z m ; söyleyemem ama, bu roman öyle yazd ran o ân i te. Bayramlarla ilintili olarak d tan herkesin gözlemleyebilece i eyler de il; sadece böyle bir ân. (A ao lu ,2001: 125-126-127).

Bayram n ayd nlanmas na sebebiyet veren arabas na bu tutkusu bize Recaizâde Mahmut Ekrem in Araba Sevdas roman n ve onun ba kahraman Bihruz Bey i hat rlat r. ( Recaizâde Mahmut Ekrem, 2005). Bat l la mak ve â k oldu u Perive Han m n be enisini kazanmak için arabas n bir zenginlik alameti olarak gören Bihruz Bey in yerini bu romanda köy halk n n ve sözlüsü Kezban n sevgisini kazanmaya çal an Bayram n Mercedes ine duydu u sevda al r. Bihruz Bey, Frans zca Türkçe kar k konu malar yla daha yüksek bir statü elde edece ini dü ünürken Bayram da ya ad Almanya n n kültürünün ve dilinin etkisiyle ba ka bir kimlik kazanaca hayali kurar; fakat, bu iki karakter de arada kalm olmalar sebebiyle küçük dü er, alay konusu olurlar. Benliklerini kaybederek ötekile en , sahip olduklar e yalar kadar de er göreceklerini zanneden, kapitalist zihniyetin ürünleri olan Bihruz Bey ve Bayram anlat l rken yazarlar taraf ndan araya girilerek olaylara daha trajikomik bir hal verilmi tir. lk romanlar m zdan olan Araba Sevdas nda Recaizade Mahmut Ekrem hem Bihruz Bey i ele tirmek için hem de roman tekni inin bizde tam oturmamas

65

sebebiyle s k s k yazar kimli iyle okuyucunun kar s na ç karken, roman n art k mükemmelle ti i modern anlat dan s yr lmaya çal an, hatta postmodern anlat tekni ine yakla an Adalet A ao lu da Fikrimin nce Gülü nde yer yer kendi varl n hissettirmi tir. Bayram n ya ad olaylar n ba ndan sonuna kadar takipçisi oldu unu, roman n ilk ve son sayfalar nda parantez içinde belirtti i u cümlelerden anlar z:

(Kap kule den beri dikiz aynas ucuna tünemi bir yazar böce i, göz merce iyle bütün bunlar kaydederken Bayram da oralarda öyle yutkunup dolan yor.) (A ao lu , F. .G., 2010: 53). Benzeri bir ifade roman n sonlar na do ru, neredeyse ayn cümle kurgusuyla kar m za ç kar:

(Merakl böcek, gözünü, sözünü, p l s n p rt s n toplay p yurt de i tirmeye haz rlan yor. (A ao lu , F. . G., 2010: 265). Fikrimin nce Gülü roman nda e itimli olarak görebilece imiz tek ki i ise Kap kule S n r Kap s nda rü vet ald için Nuran Han m a kar koyan tek insan Vedat t r. Üniversiteyi yar da b rakm olan bu genç, çal t s n r kap s nda amirlerinin i çilerden rü vet almas n önlemek için oldukça yo un bir çabaya girdi ini görürüz. Vedat n geriye dönü lerle anlat lan ö rencilik dönemi zaman n farkl ideolojileri benimseyen ö renci gruplar n n çat malar ndan haberdar olmam z sa lar. ve çi Bulma Kurumu taraf ndan Kap kule S n r Kap s na atanan Vedat, Nuran Han m n rü vet almas n önlemek için elinden geleni yapmaya çal makta; fakat, kurulu bir düzen haline gelmi olan bu yanl ortadan kald ramamaktad r.

Vedat, her birine kaç kez rica etti: iniz burada nas l olsa görülecektir. Bu büro bunun için kuruldu karde ler. Kimseye kanmay n. Kimseye rü vet borcunuz yok. Alaca n z var. Sizse veriyorsunuz habire

Mühür Vedat n elinde de il ki. Mühür de, imza da Nuran Han m n elinde. Vedat n elinde olan salt birkaç kitap, birkaç ö üt. Dün, ö renciyken, elinin alt nda daha çok eyi vard . Arkada lar , forumlar , miting alanlar . Bugün kala kala bir s n r karakolu, bir de buran n Nuran Han m i te. Gerisi stanbul da yar m duruyor. Ö rencili i nas l yar m duruyorsa öyle.

Duvar dibine çekti i i çiye k rg nl kla bakt : Bizden uyarmas

66

Gümrük deposuna do ru yürüdü. As l k rg nl k nedenini henüz kendine bile açmaktan çekiniyor.

Deponun Demirba Memuru, Vedat n buradaki en yak n arkada . Ama ancak burada olabilece i denli yak n. Bu delikanl , depoya girip ç kan mallar fi liyor. Defterini tutuyor. Al konulan bir top perdelik, iki top dö emelik, on be top duvar ka d , fi ek kovanlar -yüz elli kutu-, bin metre dantel, iki bin pembe panter. Yün örme makinesi. Yün örme makinesi-hiç kullan lmam . Hiç kullan lmam Bulgar çanaklar . Çek kristalleri, -otuz alt parça. Deniz motoru, küçük tip. Yedek parçalar. Çay, -üç çuval bir ta bebek, pilli. Bir roket, pilli. TV Grundig. TV Grundig. TV Philips. Çama r makinesi, otomatik. Mayo, -bikini. Gümrük vergisi ödenmi , fi i iade. Gümrük vergisi ödenmemi fi i ekle. Ç k ta iade. Fi i çöz. Ç k ta al konulan, fi i ba la. Depoda kalm . Fi yaz. Not dü . Bu kalemin i ini kapa. Diki makinesi, geri. Yat motoru Bunun fi i nerede?

Anlam yorum be Vedat. Ben daha bir mal n i lemini tamam etmeden, bir de bak yorum ortada ne mal var, ne fi . Depo Müdürü ne ko uyorum. O da demez mi, sen kar ma, ben hallederim sonra da vay aman, Pasaport Kontrol Müdürü yle ak am fazla kaç rm z Hakk c m, diyor gümrükçü Hakk ya Bunlar hiç utanm yorlar be!..

Vedat da, bütün bunlar , bütün bunlar n girdisini ç kt s n kafas na not ediyor. Edirne deki odas nda gece uykular n bölüp tümünün hesab n soruyor, karanl a (A ao lu, F. .G., 2010: 9-10-11).

Yazsonu roman n n Nevin i de e inden bo anm ve o lunu kaybetmi gazeteci bir annenin ayd nlan n n, hayat alg lay n n roman d r. Yaz sonu, sonbahar mevsimidir ve yine romanda bu mevsimi ça r t racak sar rengini, yani; k rengini görmemiz mümkündür. Nevin, hayat n kötü taraflar yla fazla ha r ne ir olman n yaratt bir isyan içinde bulunan sevdi i birkaç ki iyi, bir yazl kta bir araya getirerek onlara huzuru hat rlatmay ba arm t r.

Yazsonu nun kahramanlar n n genel olarak e itim seviyesi yüksek ki iler oldu unu görürüz. K rsal kesim kültürüne sahip ve yeterli e itimi alamam Bekçi Kadir ve ailesi d ndaki herkes sanattan ve edebiyattan anlayan kültürlü ki ilerdir. Kadir ve ailesinin romana dâhil edilmesiyle birlikte e itim seviyesi farkl ki ilerin hayata bak lar n n alt daha belirgin çizilmi tir. Yazl k evde ya ayan Nevin ve ailesinin ya am tarz n ve giyini ini yad rgayan Kadir in Hatice ile evlilik d birlikteli i ve bu

67

kültüre tamamen yabanc hatta kar olmas na ra men otel in aat n n bekçili i görevini üstlenmesi önemli tezat unsurlar ndand r.

Ayr ca Nevin ve Hasan n o ullar olan Güney in üniversitede okurken siyasi olaylara kar t için öldürülmü olmas bize dönemin e itim ortam hakk nda da bilgi veren önemli bir ayr nt d r. Zaten Nevin in ayd nlanma ve ayd nlatma serüveni de bu