• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: ADALET A AO LU ROMANLARININ OLAY ÖRGÜSÜ

1.7. Romantik Bir Viyana Yaz

Adalet A ao lu nun son roman olan Romantik Bir Viyana Yaz nda, Kâmil Kaya ad ndaki stanbullu, gayet kültürlü, bekâr ve hayalperest bir tarih ö retmeninin hayat anlat lmaktad r. Yaln zl n insan hayat üzerinde yaratt y k m, insan n hayat boyunca yapmak isteyip de ertelemek zorunda kald hayalleri ve kat gerçeklik aras nda s k mas n n yaratt bunal m, dönemin a r siyasi artlar ve bir erke in hayat nda kad n n konumu irdelenen ana temalard r. Geriye dönü lerle Kâmil Kaya n n hayat anlat lm t r; fakat, temel zaman Viyana da geçen bir yazdan ibarettir.

Romanda Kâmil Kaya dan ba ka bir de yazar oldu unu bildi imiz ve Kâmil Kaya ile ayn insan olup olmad n net olarak ay rt edemedi imiz ikinci bir ba kahraman vard r. Bu yazar n, roman n ba nda Londra da ye enlerini hamburgerciye götürürken zihninden Osmanl ve Avrupa tarihini geçirdi ini görürüz. Sonra yazar, Bratislava da yay nlanan ve yazarlar birli i taraf ndan oraya ça r lmas na imkân veren

54

kitab n yaz n ve bu kitab yazarken Alma Mahler i4 arayan Kâmil Kaya ile kar la t n anlat r. Böylelikle yazar n kendisi mi, yoksa yazd roman n kahraman m oldu unu tam olarak anlayamad m z Kâmil Kaya n n hayat anlat l r.

Kâmil Kaya, Cumhuriyetin otuzuncu y l olarak belirtti i 1953 y l nda Kastamonu da tarih ö retmenli ine ba lar. Anlatt tarihi olaylara kendisini fazla kapt rmas , onun hayattan kopuk ya amas na ve ö renciler aras nda hayalci hoca olarak an lmas na sebebiyet vermi tir. Burada birkaç sene görev yapt ktan sonra, derslerde anlatt tarihi ahsiyetlere ele tirel bir gözle bakmas ve kendi dü üncelerini rahatça söylemesi nedeniyle Kütahya ya sürüldü ünü, ard ndan Konya ya ve oradan da K r ehir e tayin oldu unu görürüz. K r ehir de belli bir süre görevden uzakla t r lan hayalci hoca, buradan tekrar Kastamonu ya ve en sonunda da Kütahya ya atanm , Kütahya da emekli olmu tur. Bu süre zarf nda ö rencileriyle olan güzel diyaloglar na, çok iyi bir e itimci oldu una, airli ine, entelektüel birikimine ve ironi yetene ine ahit oluruz.

Kâmil Kaya n n Konya daki ö retmenlik y llar nda edebiyat ö retmeni Nesrin Han m la iyi anla t n ; fakat, Nesrin Han m n bir ba kas yla evlendi ini, k sa bir süre sonra Nesrin Han m n e inin öldü ünü ve Kütahya da tekrar kar la p arkada l klar na devam ettiklerini ö reniriz. Bu arkada l n d nda önem verdi i birkaç ö rencisinin de romanda ad geçer. Bunlardan biri gayet sayg l olan Asaf ve son mezun etti i ö rencilerinden Yunus tur.

Kâmil Kaya, emekli olduktan sonra art k y llard r hayalini kurdu u, ö rencilerine her gün anlatmas na, haritalar n yapmas na ra men k s tl maddi olanaklar sebebiyle hiç görme f rsat bulamad Viyana ya gitmeye karar verir. Yurt d gezilerinin düzenlendi i bir tura kat larak Venedik e gelir; fakat, burada okudu u,

4

Alma Mahler: Romantik Bir Viyana Yaz n n son bölümünde Kâmil Kaya n n pe ine dü tü ü hayali kahraman olan Alma Mahler, 31 A ustos 1879 ta Viyana da do an11 Aral k 1964 te New York ta ölen ya ad a klarla nam salm tarihi bir ki iliktir. Alma Mahler, ünlü ressam Emil Schindler in k z ve ünlü bestekâr Gustav Mahler in kar s d r. Dönemin ünlü ressamlar ndan olan Gustav Klimt onun portrelerini yaparken e i Gustav Mahler ise özellikle 6. Senfonisini Alma Mahler e adam t r. Dönemin bu ünlü sanatç lar n n ilham perisi olan Alma Mahler, e inin ölümünün ard ndan ressam Oscar Kokoschka ile birlikte olmu ve F rt na ad ile an lan portresi bu ili ki sonucu vücut bulmu tur. Daha sonra mimar Walter Gropius ve ard ndan yazar Franz Werfel ile evlenmi tir.(Ana Britanica, Cilt 15, :183). F rt nal ya am ve tutkulu a klar yla ya ad döneme damgas n vuran Mahler, Kâmil Kaya n n â k olmak istedi i ki idir. Fakat pe ine dü tü ü Alma ya da hayat nda istedi i hiçbir eye ula amad gibi ula amayacakt r.

55

Alma Mahler in hayat n anlatan bir kitap sebebiyle tur grubundan ayr larak Alma Mahler i aramak için hayallerinin ehri olan Viyana ya geçer. Viyana da y llard r görü me f rsat bulamad , son zamanlarda Münih te ruh hekimli i yapan eski ö rencisi Asaf la kar la r. Asaf i leri sebebiyle Münih e geri dönmek zorundad r ama gitmeden önce Kâmil Kaya y kald kötü ve ucuz otelden ç kararak Viyana daki evine yerle tirir. Ayr ca arkada lar olan Faruk ve Nur a da Viyana da kald klar sürece hocas na iyi bakmalar n tembih ederek Münih e döner. Kâmil Kaya, Viyana da Cléa ad ndaki bir kimyagerle tan r ve birlikte birkaç güzel hafta geçirirler. Fakat eski ö rencilerinden Yunus un, hocas na oraya gelmek istedi ini; ancak, kalacak yerinin ve paras n n olmad n söylemesiyle Kâmil Kaya ö rencisinin gözünden dü memek için bu güzel ili kiyi bitirerek Cléa dan ayr lmak zorunda kal r. Oysaki Yunus hiç de bekledi i gibi davranmayacakt r. Yunus, gayet sayg s zd r, hocas ndan her f rsatta para kopar r, geceleri eve esrarke k z arkada n getirir. Onun, bu kendini bilmez tav rlar , titiz, sayg l ve hayat n e itime adam , içe kapan k hocas n n yüre inde derin yaralar açar. Yunus u gönderdikten sonra bir süre evde kendi ba na kal r, Cléa y bulmaya çal r; fakat, Kanadal Cléa çoktan ülkesine dönmü tür. Nesrin Han m a göndermedi i kartlar, ayr ca bir deftere isimleri ifrelendirerek ya ad olaylar yazar ve ortadan kaybolur. Asaf, Viyana ya döndükten sonra gidebilece i her yere bakmas na ra men onu bulamaz. Yine bir gün hocas n ararken bir lokantada yazarla kar la r ve ona hocas n kaybetti ini anlat r. Kâmil Kaya n n evde b rakm oldu u not defterinden hareketle izini bulmaya çal rlar. Yazar, bu not defterini ayr nt l bir ekilde incelemek için Asaf tan ödünç al r ve sonraki gün kar la t klar lokantada bulu may teklif eder. Asaf, sonraki gün lokantaya geldi inde yazar taraf ndan kendisine bir pusula b rak ld n ; fakat, yazar tarif eden garsonun giyini ve fiziksel görünü aç s ndan Kâmil Kaya y anlatt n fark ederiz. Kâmil Kaya oldu undan üphelendi imiz yazar, pusulada bizi, Romantik Bir Viyana Yaz kitab n n Kâmil Kaya n n daha önceden anlat lm oldu u iki bölümüne yönlendirir. Bu pusulada i aret edilen bölümlere göz att m zda Kâmil Kaya n n bir parkta oturup Yunus un ona yapt sayg s zl klar hat rlad n , tarihi ve gerçe i art k iyice kar t r p kad nlarla olan sa l ks z ve süreksiz ili kilerini gözden geçirdi ini görürüz. Hem tarih gibi soyut bir kavramla u ra yor olu u hem de titiz ve içe kapan k, fazla sayg l ki ili i sebebiyle Kâmil Kaya her zaman hayalinde ya att Viyana da kat gerçekler, de i en kültürel de erlerle kar la nca

56

kendisini hayattan iyice yal tarak yine hayallerinde ya atabilece i tarihi bir ki ili in, Alma Mahler in, pe ine dü mü tür.

Roman n sonunda Adalet A ao lu nun romandaki yazardan s yr larak gerçek bir yazar kimli iyle bu anlatt klar n n hepsinin bir masaldan ibaret oldu unu belirtti ini görürüz.

Vicdan ve kat gerçekler aras na s k p kalan sanatç ruhlu, romantik tarih ö retmeni Kâmil Kaya n n hayat n n anlat ld Romantik Bir Viyana Yaz roman nda hayal etti i eylere ula amayan, ula t zaman da hayalindeki gibi olmad için kendi dünyas na kaçmay seçen bir kahramanla kar kar ya kal r z. Türkiye deki e itim sorunlar na, dü ünce özgürlü ü kavram n n tam anlam yla yerle medi ine de inilen romanda, Kâmil Kaya, Milli E itim den istemesine ra men s n fa bir harita getirtememi , derslerinin somut bir hal almas n sa layacak haritalar bile kendi hayal gücüne göre yapm ve böylelikle soyut bir ders olan tarih dersi ö rencilerin gözünde iyice soyutla arak masal olarak alg lanmaya ba lanm t r. Kitaplarda yaz lan bilgiler Kâmil Kaya taraf ndan aksi yönde yorumlan nca da önce sürgüne gönderilmi , ard ndan da belli bir süre mesle inden uzakla t r lm t r.

Üzerinde durulan temalardan bir di eri ise Do u Bat kültürü aras ndaki farkl l klard r. Bu iki fark Kâmil Kaya n n Türkiye deki a k Nesrin Han m ile Viyana da tan t sevgilisi Cléa ile sembolle tirilir. Nesrin Han m sadakati ve dostlu u, ortak bir geçmi i payla man n verdi i güveni temsil eder; fakat, onunla olan ili ki daha mesafeli ve romantiktir. Ne kadar yak n olurlarsa olsunlar Kâmil Kaya için Nesrin Han m asla Nesrin olmam aralar ndaki ili ki hep sayg çerçevesinde sürmü tür. Cléa ise, Kâmil Kaya n n cinsel aç dan kendisini çok rahat hissetti i, kendine güven duygusunu tatt k sa süreli ili kisidir. Bat n n her konuda insanlara özgürlük sa lad dü üncesi Cléa ile vücut bulmu tur. Ayr ca Do u yu yani duyguyu ve ahlak temsil eden Nesrin Han m n edebiyat ö retmeni, Bat y yani realiteyi savunan Cléa n n kimyager olu u da tesadüf de ildir, yazar n bilinçli tercihidir. Yazar n Do u ve Bat kültürünün farkl l n Barok5 ve Itri üzerinden peki tirdi ini de görürüz. Kâmil

5

Barok: s f. ve is. (Portekizce, barroco, acayip ekilli inci)G. Santl. XVI. , XVII. ve XVIII. Yüzy llarda, talya ile di er Katolik ülkelerde geli mi bir sanat ak m d r. Barok s fat , ba lang çta, muntazam olmayan acayip ekilli incileri nitelemek için kullan l yordu. Daha sonralar , klasik Rönesans üslûbunun ard ndan , Avrupa da, XVI. yüzy l n ortas ndan XVIII. yüzy l n ortas na kadar yayg n hale gelen üslûbu belirtmek

57

Kaya da yazar da Barok tan ve Itri den bahseder. 17. yy da Barok sanat ve kültür alan nda da yazar da Barok tan ve Itri den bahseder. 17. yy da Barok sanat ve kültür alan nda Avrupa n n özünü yans t rken Itri de Osmanl n n klasik müzik kültürüne imzas n atm t r. Bu iki sanat klasi i çok farkl uçlard r fakat ikisi de kendi kültürlerinin zirvesinin sembolü olmalar bak m ndan önemlidir. Ayr ca hem Barok sanat n n olu umunda hem de Itri nin sanat n n olu umunda birden fazla milletin kültürel ö eleri etkili olmu tur. Barok sanat nda Avrupa n n çe itli halklar ve Hristiyan kültürü, Itri nin eserlerinde ise Do u lu medeniyetler ve slam kültürü belirleyicidir. Roman süresince gerek yazar n gerek Kâmil Kaya n n hem Avrupa kültürünün hem de Osmanl kültürünün geli iminden ve farkl l ndan bahsettiklerini; ayr ca, roman n sonunda Kâmil Kaya n n bu iki kültür içerisinde kayboldu unu sezinlememiz mümkündür.

için, küçültücü anlamda kullan ld . Michelangelo nun yolundan yürüyenlerin meydana getirdi i sanatç lar grubu içinde ve Roma da do an bu ak m, talya, Bohemya, Avusturya, Almanya, spanya ve bu ülkenin Amerika daki sömürgelerinde k sa zamanda yayg n hale geldi. Reform kar t hareketin sanat alan nda dile geli i demek olan barok üslûp, Katolik ülkelerde kendini kabul ettirdi ve dini konular yeni bir ekilde ele ald gibi dini sanata da yeni bir ilerleme ve geli im kazand rd . Barok, ayn zamanda bir saray sanat yd ve krallar n mutlakiyetçi tutumunu tumturakl bir ekilde dile getiriyordu. Rönesans n huzur ve denge idealine kar t olarak, barokun amac a rtmak ve göz kama t rmakt . Bu etkiyi yaratmak için kütle, k ve hareket unsurlardan büyük çapta yararlan ld . Mimaride düz hatlar n yerine e riler kullan ld , girinti ve ç k nt lar önem kazand . Heykelde, gerçe e daha yak n etkileyici ve hareketli figürler a r bast . Resimde göz aldat c teknikler ve perspektif etkileri ön plana geçti. (Meydan Larousse, Cilt II : 567)

58

2. BÖLÜM: ADALET A AO LU ROMANLARINDA MUHTEVA