• Sonuç bulunamadı

2.4. KOBĠ‟lerde Finansal Raporlama

2.4.5. KOBĠ TFRS Uygulamalarının Olası Etkileri

Uluslararası ve ulusal literatürde, KOBĠ TFRS‟ye uyum, KOBĠ TFRS uygulamalarında karĢılaĢılabilecek sorunlar ve KOBĠ TFRS ile ilgili paydaĢların (hazırlayıcılar, kullanıcılar vb) algılarını ölçmek için birçok çalıĢma yapılmıĢtır. Bu araĢtırmaların genelde geliĢmekte olan ülkelerde yapıldığı görülmektedir. AraĢtırmalar sonucunda elde edilen temel bulgular aĢağıda açıklanmıĢtır.

GeliĢmekte olan ülkelerin UFRS‟yi uyum aĢamasında etkili olan faktörler; ekonomik büyüme, eğitim düzeyi, ekonominin dıĢa açıklık derecesi, kültürel faktörler ve sermaye piyasaların varlığıdır. Varıcı (2009), Avrupa ve Amerika kıtasında altmıĢaltı ülkenin verileri üzerinde yaptığı çalıĢmada, ülkelerin UFRS‟ye uyumunda hangi faktörlerin etkili olduğunu ortaya koymuĢtur. AraĢtırma sonucunda; UFRS‟ye uyum aĢamasında dıĢa açılma oranının, eğitim düzeyinin ve sermaye piyasasının varlığının etkili olduğu, ekonomik büyümenin ve enflasyonun UFRS‟ye uyumda etkili olmadığı ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca çalıĢmada, Amerika ve Avrupa kıtalarında UFRS‟ye uyum açısından bir farklılığın olmadığı tespit edilmiĢtir (Varıcı, 2009: 279- 294).

Arsoy ve Sipahi (2008), çalıĢmasında ülkemizdeki KOBĠ‟lerin TFRS‟yi benimsenmelerine yönelik güçlü ve zayıf yönlerin, fırsatların ve tehditlerin (SWOT) analizini yapmıĢ ve bu analiz kapsamında KOBĠ‟lere anket uygulamıĢtır. ÇalıĢma sonucunda elde edilen bulgular önem sırasına göre aĢağıdaki tablo 17‟ de yer almaktadır (Arsoy ve Sipahi, 2008: 40).

Tablo 17: Türkiye’de KOBĠ TFRS’nin Benimsenmesine Yönelik SWOT Analizi

Güçlü Yönler

-KOBĠ‟lerin uluslararası karĢılaĢtırabilir, doğru ve Ģeffaf finansal raporlama gerçekleĢtirmesi mümkün olacak.

-KOBĠ‟lerin yabancı kaynak bulma imkânı artacak.

-KOBĠ‟lerin geliĢmesini, büyümesini arttıracak.

-KOBĠ‟lerin TTK‟nuna ve Basel II kriterlerine göre finansal raporlama yapmasını sağlayacak.

Zayıf Yönler

-KOBĠ‟lerin kayıt dıĢı muhasebe uygulamalarının olmasından dolayı, KOBĠ TFRS‟yi uygulamaya istekli olmayacaklardır.

-KOBĠ‟ler “vergi amaçlı finansal raporlama” yaklaĢımını benimsediklerinden, “bilgi amaçlı finansal raporlama” yaklaĢımını benimsemeleri zor olacaktır. -KOBĠ‟lerin TFRS uygulamaları için, nitelikli meslek mensubu istihdam etmeleri mümkün olmayacaktır. -TFRS‟nin Ġngilizceden, Türkçeye bire bir çeviri olması KOBĠ‟ler tarafından uygulamayı zorlaĢtıracaktır.

Fırsatlar

-KOBĠ‟lerin finansal tablo kullanıcılarının ihtiyaçlarına göre finansal raporlama gerçekleĢtirmek için fırsat olacaktır.

-KOBĠ‟lerin finansal raporları uluslararası düzeyde karĢılaĢtırılabilir olacaktır.

-KOBĠ‟lerin sınır ötesi pazarlara ulaĢması mümkün olacaktır.

-KOBĠ‟lerin yabancı Ģirketlerle iĢbirliği ve Ģirket evliliği yapmalarını sağlayacaktır.

Tehditler

-KOBĠ TFRS‟ye uyum maliyeti, standardın yararlarını aĢacaktır.

-KurumsallaĢma düzeyi düĢük olan KOBĠ‟lerde TFRS‟ye geçiĢ zor olacaktır.

-KOBĠ TFRS uygulamaları sonucu ihtiyaç olan hesapların Tekdüzen Hesap Planında yer almaması, bu standardın kabulünü zorlaĢtıracaktır.

-KOBĠ TFRS ile vergi mevzuatı arasındaki farklar, standardı benimsemeyi zorlaĢtıracaktır.

Kaynak: Arsoy, Poroy, Aylin ve Sipahi, BarıĢ, “International Financial Reporting

Standards X for Small and Medium Sized Entities and the Turkish Case”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 62, Sayı: 4, 2008, s.41.

Gençtürk, Karaman ve Yılmaz (2011), muhasebe meslek mensuplarının KOBĠ TFRS konusundaki farkındalık düzeylerinin tespitine yönelik araĢtırma yapmıĢtır. Meslek mensupları, KOBĠ TFRS‟yi mesleğe katkılarından ötürü desteklemekte, KOBĠ TFRS‟nin uygulanabilir olduğunu düĢünmektedirler. Ancak, meslek mensupları KOBĠ TFRS ile ilgili yeterince bilgi sahibi olmadıklarını belirtmektedirler (Gençtürk, Karaman ve Yılmaz, 2011: 77) . Kurtçu ve Akdoğan‟nın (2011), TFRS‟yi uygulayacak KOBĠ‟lerin bağımsız dıĢ denetimin faaliyet sonuçları üzerindeki etkilerinin nasıl olacağını belirlemek amacıyla Amasya ve Çorum‟da faaliyet gösteren YMM ve SMMM‟lere yönelik araĢtırma yapmıĢtır. Bu araĢtırmada,

YMMM ve SMM‟ler KOBĠ TFRS‟den sonra denetim iĢlemlerinin kolaylaĢacağını ve bunun KOBĠ‟lerin kurumsallaĢmasına katkı sağlayacağını düĢündükleri tespit edilmiĢtir (Kurtçu ve Akdoğan, 2011: 83-84). Arsoy ve Bora (2012), KOBĠ TFRS‟ye yönelik SWOT analizi yapmıĢ ve bu analizden yola çıkarak, Bursa SMMM odasına kayıtlı meslek mensuplarına anket uygulamıĢtır. Bu çalıĢmada, KOBĠ TFRS uygulamasının güçlü- zayıf yönleri ile fırsat ve tehditlerin neler olacağını belirlemeyi amaçlamıĢtır. Meslek mensuplarının KOBĠ TFRS uygulanmalarında güçlü, zayıf, fırsat ve tehdit olarak gördükleri yönler Ģunlardır (Arsoy ve Bora, 2012: 17-26) :

En Güçlü Yön: Standardın, iĢletmelerin uluslararası uygulamalarla uyumlu, doğru ve Ģeffaf bir finansal raporlama yapmalarına imkân sunması,

En Zayıf Yön: Vergi için finansal raporlamadan, standardın öngördüğü Ģekilde doğru finansal raporlamaya geçmenin getireceği sorunlar,

En Önemli Fırsat: KOBĠ TFRS ile birlikte ihtiyaca uygun finansal raporlamanın yapılması,

En Önemli Tehdit: KOBĠ‟lerin kurumsallaĢma düzeyinin düĢük olması.

Fidan ve Cinit (2013), Bursa ilindeki muhasebe meslek mensuplarına KOBĠ TFRS algısının tespitine yönelik bir çalıĢma yapmıĢtır. Bu çalıĢmada; meslek mensupları TFRS‟yi kendi çabalarıyla öğrenemeyeceklerini düĢündükleri, KOBĠ TFRS uygulamalarının iĢ yüklerini arttıracağına inandıkları, meslek odalarının meslek mensuplarını sürekli eğitime tabi tutmaları yönünde ortak bir düĢüncenin olduğu ortaya koyulmuĢtur (Fidan ve Cinit, 2013: 77).

Bohusova (2011), KOBĠ‟lerin UFRS yaklaĢımlarını değerlendirmek ve KOBĠ‟lerin UFRS uyum problemlerini analiz etmek için kırk ülkede çalıĢma yapmıĢtır. ÇalıĢmada, KOBĠ‟lerin UFRS adaptasyonunda ve uygulamalarında problemlerle karĢılaĢabileceği tespit edilmiĢtir. UFRS uygulamalarının, bazı ülkelerdeki ulusal genel kabul görmüĢ muhasebe ilkeleri ile UFRS arasındaki farklılıklar sebebiyle zaman alıcı ve maliyetli olacağı belirlenmiĢtir. Ayrıca, geliĢmiĢ ülkelerin KOBĠ UFRS‟ye adaptasyona istekliyken, geliĢmekte olan ülkelerin katı bir tutum sergiledikleri belirlenmiĢtir. Bu noktada, geliĢmekte olan ülkeler, geliĢmiĢ ülkelerin KOBĠ UFRS uyumu sonucunda elde ettikleri yararları, katlanılan

maliyetlerle karĢılaĢtırarak karar vermek zorundadırlar. Öte yandan, KOBĠ UFRS‟nin faydalarının ölçümüne yönelik metodolojinim olmaması, önemli bir sorun olarak görülmektedir ( Bohusova, 2011: 208 -214).

Otchere ve Agbeibor (2012 ), Ghana‟daki KOBĠ‟lerin UFRS gereksinimlerini değerlendirmek için bir çalıĢma yapmıĢtır. Bu çalıĢmada, Ghana‟ daki KOBĠ‟lerin sınırlı uluslararası faaliyetleri olmasından dolayı, KOBĠ UFRS uyumunu zorlaĢtıracağı belirtilmiĢtir. Ayrıca, KOBĠ UFRS‟nin basitleĢtirilmesi halinde, bu standardın KOBĠ‟ler tarafından uygulanabileceği belirtilmiĢtir. Kapasite (Ģirketin hukuki Ģekli ve ortak sayısı) ülkedeki KOBĠ UFRS‟nin uygunluğunun belirlemede önemli bir faktör olarak tespit edilmiĢtir. Bunun nedeni de, büyük Ģirketlerin, küçük Ģirketlere göre daha iyi organize olmalarına dayandırılmıĢtır ( Otchere ve Agbeibor, 2012: 190-214).

Albu vd. (2013), geliĢmekte olan dört ülkenin (Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya ve Türkiye) finansal raporlama ile ilgili olarak paydaĢların (finansal raporları hazırlayanlar, denetçiler, meslek kuruluĢları ve finansal bilgi kullanıcıları) algılarını, KOBĠ UFRS‟nin olası uygulanmasına iliĢkin strateji uyumunu, maliyet – fayda açısından küçük ölçekli iĢletmeleri araĢtırmıĢtır. ÇalıĢmada, geliĢmekte olan ülkelerde muhasebe ve vergi arasında güçlü bağın olması (bu da Devletin muhasebe ve vergi yönünden KOBĠ UFRS‟yi temel kullanıcısı olarak üstünlüğünden kaynaklanmaktadır), KOBĠ UFRS uygulamalarında standardın yararlarına engel olabileceği belirtilmiĢtir. PaydaĢlar, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan‟a, Romanya‟ ya göre KOBĠ UFRS‟ye adaptasyon konusunda daha güçlü destek vermektedir. Türkiye‟de ise, gönüllü kabul edilmesi için tüm paydaĢlar; hazırlayıcılar, meslek kuruluĢları KOBĠ UFRS‟ye destek vermektedir. PaydaĢlar, KOBĠ UFRS uygulamalarında temel maliyet olarak yeni finansal raporlama sistemi için personelin eğitimi ve ulusal ve uluslararası olarak iki farklı finansal raporlamanın düzenlenmenin getireceği zorlukları belirtmiĢlerdir. KOBĠ UFRS uygulamalarından geliĢmekte olan ülkelerin hem iĢ dünyası ve muhasebe çevresi, hem de muhasebe mesleği geniĢ olarak yararlanacağı belirtilmiĢtir. PaydaĢlar, muhasebe sistemindeki değiĢikliği bir maliyet veya yük olarak algılamamaktadır, bu değiĢikliği muhasebe

mesleğini iyileĢtirilmesinde önemli bir faktör olarak görmektedir. Bu değiĢim, KOBĠ‟lerin daha iyi bir muhasebe sistemleri uygulamasını sağlamak için muhasebecilerin eğitimini sağlayacak ve bu daha kaliteli muhasebe bilgilerin üretilmesini ve daha iyi bir iĢ ortamı için bir fırsat olarak görülmektedir (Albu, vd., 2013 :141- 175).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. GERÇEĞE UYGUN DEĞERLEME

Değer, satın alınacak bir mal ve hizmet için alıcılar ve satıcılar arasında oluĢturulan fiyat ile ilgili iktisadi bir kavramdır. Değer, belirli bir zamanda mal ve hizmetler için ödenmesi muhtemel bir fiyatın takdirinden ibarettir (Korkmaz, Açıkgöz ve Erdoğan, 2007: 41). Değerleme ise, iĢletme faaliyetlerine, aktif ve pasiflere anlamlı parasal miktarın tayin edilmesi süreci, baĢka ifadeyle, iĢletme olaylarına, aktif ve pasiflere parasal bir değer tayin edilmesi iĢlemidir (Akbulut, 2008: 3). Değer, durağan bir kavram iken, değerleme belli bir süreci içeren hareketli iĢlemlerin bütünüdür. Değerleme, değerin belirlenmesi amacıyla yapılacak hesaplamaları, hesaplamada kullanılacak değer ve değer ölçülerinin belirlenmesi ve bunların uygulanıp finansal tablolara taĢınması iĢlemlerini içerir (Tokay ve Deran, 2008: 20).

Muhasebe literatüründe, değerleme ve ölçüm kavramlarının birbirinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Bu iki kavram anlam olarak aynı olmamakla beraber, birbirlerini tamamlayan kavramlardır. Muhasebede ölçüm, bir iĢletmenin geçmiĢ, cari veya gelecek ekonomik faaliyetlerine, geçmiĢ veya cari gözlemlere dayanılarak ve kurallara uygun olarak sayıların tayin edilmesidir. Bir diğer ifade ile ölçüm, değerlemenin ilk aĢamasını ve temelini oluĢturmaktadır (Akdoğan ve Aydın,1987: 386-387). Ġlk aĢamada iĢletmenin varlık ve borçları bir para birimi ile ölçülmekte, daha sonra bu varlık ve borçlardaki değiĢimlere “değer” biçilmektedir. Ölçüm finansal tablolardaki kalemlerin parasal tutarlarının belirlenmesini ve bir karĢılaĢtırma iĢlemi içerirken; değerleme, değerin tahmin edilmesini içeren bir değer biçme iĢlemidir (Arsoy, 2009: 5 ).

Ölçüm ve değerleme kavramı farklı anlamlarda olsa da muhasebe literatüründe bu iki kavramı tam olarak birbirinden ayırabilmek mümkün değildir. Geleneksel Türk muhasebe sisteminin temelini oluĢturan Muhasebe Sistemi

Uygulama Genel Tebliğleri, Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu (VUK) açısından bakıldığında bu düzenlemelerde “değerleme” kavramının kullanıldığı görülmektedir. Ancak TFRS incelendiğinde “ölçüm” kavramının kullanıldığı görülmektedir (Arsoy, 2009: 5). TFRS dilinde “ölçüm” kavramı bizim dilimizde “değerleme” anlamına gelmektedir. Zira “ölçü” sözcüğü dilimizde değer değil, nicelik değil, nitelik bildiren bir kavramdır (Doğan, 2012: 107). Bu nedenle çalıĢmada değerleme ve ölçüm kavramları aynı anlamda kabul edilerek, değerleme kavramı kullanılacaktır.

Bu bölümde değerlemenin önemi, amacı, değerleme esasları ve ülkemizdeki kanunlar çerçevesinde değerleme hükümleri ve gerçeğe uygun değerleme yöntemi açıklanmıĢtır.