• Sonuç bulunamadı

KOBĠ‟ler geliĢmiĢ ve geliĢmekte olsun bütün ülkelerin yapısı içinde önemli bir yer teĢkil etmektedirler. Özellikle yaratmıĢ oldukları istihdam olanakları ve ülke ekonomisine sağladıkları gelir göz önüne alındığında, bu durum daha da göze çarpmaktadır. KOBĠ‟lerin genel ekonomik yapı içindeki öneminin bilincinde olan ülkeler, geliĢmekte olsun veya olmasın KOBĠ‟lerin kurulması, büyümesi, korunması ve rakip firmalarla rekabet edebilecek bir yapıya kavuĢması için gerekli ortamı sağlamak amacıyla çalıĢmalar yapmaktadır (OdabaĢı vd., 2010: 87).

Türkiye‟de 1980‟lerde ortaya çıkan serbest pazar ekonomisi, uluslararası ticaret serbestîsi, fiyat kontrollerinin kaldırılması yeni bir ekonomik dönüĢümün önemli unsurlarını oluĢturmuĢtur. 1970‟ler KOBĠ‟ler için elveriĢli ortamın olduğu yıllar olmakla birlikte, 1980‟ler de yeni bir giriĢimcilik ve ihracat furyasının baĢladığı yıllar olmuĢ, toplumun her kesiminde özel teĢebbüs özendirilmiĢtir. Ancak ticari iĢletmeler ve hizmet sektöründeki iĢletmeler, bu akımdan geleneksel üretim yapan iĢletmeler ya da tarımla uğraĢan iĢletmelere göre daha iyi faydalanmıĢlardır (Akdeniz, 2005:5-6). Diğer taraftan Ülkemizde 1980‟lerden sonra, özellikle de AB‟ye uyum çalıĢmalarının baĢladığı dönemlerde KOBĠ‟lerin küresel dünyada ve

rekabet ekonomilerinde sahip oldukları önemin farkına varılmıĢtır (Aykaç vd., 2009:133).

20.Yüzyılın ilk yarısında iĢletmelerin giderek büyümeleri nedeniyle, KOBĠ'lerin yaĢamlarına devam edemeyecekleri düĢüncesi gündeme gelmiĢtir. Ancak günümüzde KOBĠ'ler ortadan kalkmamıĢ, aksine 1970'li yıllardan itibaren teknolojinin geliĢmesi, kiĢi ve toplumlardaki bağımsızlık eğiliminin artması ve bilgi toplumuna geçiĢ gibi nedenlerden dolayı daha önemli hale gelmiĢ bulunmaktadırlar (Sakarya ve Kaya, 2006:173).

KOBĠ'lerin ülkemiz açısından taĢıdıkları önem Ģu Ģekilde sıralanabilir (Akgemci, 2001: 19) :

1. Emek yoğun teknoloji ile çalıĢma ve kaynak kullanımında etkili olma özelliğine bağlı olarak, ülke çapında istihdam yaratmaya ve iĢsizliğin azaltılmasına katkıda bulunmak.

2. Talep değiĢikliklerine ve çeĢitliliklerine daha kısa bir sürede, daha kolay bir Ģekilde uyum sağlamak.

3. Büyük ölçekli iĢletmelerin kullandıkları hammadde, yardımcı malzeme, iĢletme malzemesi veya yarı mamul gibi girdileri üreterek, onların geliĢimini tamamlama ve böylece ekonomide "yan sanayi" oluĢturmak.

4. Büyük ölçekli iĢletmelerin ürettiği aynı mal ve hizmetleri üretip, onları rekabetçi ortama çekerek ekonomiye canlılık kazandırmak.

5. Esneklik ve yenilikleri teĢvik etmek.

6. Emek yoğun olmaları nedeniyle, bölgesel istihdam olanaklarının artırılmasına önemli katkıda bulunarak küçük Ģehirlerden büyük Ģehir merkezlerine insan göçünün engellenmesine ve bölgenin kendi potansiyeli içinde kalkınmasına temel oluĢturmak.

7. Gelir dağılımını olumlu yönde etkileyerek, sermayenin büyük sanayi iĢletmelerinde ve az kiĢinin elinde toplanmasını önleyerek, toplumda gelirin gerek fonksiyonel, gerekse bölgesel düzeyde dağılımını olumlu yönde etkilemek.

Türkiye Ġstatistik Kurumu (TÜĠK)‟nun yayınladığı 2009 Yıllık ĠĢ Ġstatistik verilerine göre ülkemizde KOBĠ olarak tanımladığımız 3.222.133 giriĢim bulunmaktadır. Buna göre Türkiye‟de toplam iĢletmelerin %99, 9‟unu KOBĠ‟ler oluĢturmaktadır. KOBĠ‟lerin %95, 62‟sini 1-9 çalıĢana sahip mikro ölçekli iĢletmeler teĢkil etmektedir. KOBĠ‟lerin %82‟si hizmet ve ticaret, %18‟i ise sanayi sektöründe faaliyet göstermektedir. Türkiye‟de sektör ve çalıĢan sayısına göre giriĢimlerin dağılımı 2009 yılı için tablo 5‟de yer almaktadır.

Tablo 5: Türkiye’de Sektör ve ÇalıĢan Sayısına Göre GiriĢimlerin Dağılımı 2009 Sektör 1-9 ÇalıĢanı Olan GiriĢim Sayısı 10-49 ÇalıĢanı Olan GiriĢim Sayısı 50-249 ÇalıĢanı Olan GiriĢim Sayısı Toplam KOBĠ Sayısı 250 + ÇalıĢanı Olan GiriĢim Sayısı Sanayi 517.425 50.946 9.199 577.570 1.741 Hizmet* 2.566.758 70.800 7.005 2.644.563 1.588 Toplam 3.084.183 121.746 16.204 3.222.133 3.329 Ölçeklerine Göre ĠĢletmelerin Dağılımı, % %95, 62 %3, 78 %0, 50 %99, 90 %0, 10

*Tablo 5‟de hizmet sektörü içerisinde ticaret iĢletmeleri de yer almaktadır.

KOBĠ’lerin Ġstihdamdaki Yeri

Bir ekonomide istihdamda yaĢanan geniĢleme birkaç yolla sağlanmaktadır. Bunlardan ilki, yeni iĢyerlerinin açılması, diğeri, mevcut iĢyerlerinin geniĢlemesi, bir diğeri ise; o ülkeye ya da o bölgeye yeni bir yatırımın göç etmesidir. Genel olarak bakıldığında, istihdamdaki artıĢın büyük ölçüde yeni iĢyerlerinin açılması ve mevcutların geniĢlemesine dayalı olarak ortaya çıktığı gözlenmektedir (Aykaç vd., 2009:253). Bu nedenle günümüzde KOBĠ‟lerin desteklenmesi yoluyla istihdam arttırıcı politikalar benimsenmektedir.

Uzun süren ekonomik durgunluk ve artan iĢsizlik sorunu ileri düzeyde sanayileĢmiĢ ülkelerde bile KOBĠ‟lerin beklenmedik artıĢına neden olmuĢtur. Bu iĢletmeler istihdam yaratmakla birlikte, yerel ve bölgesel nitelikli iĢletmeler olmaları dolayısıyla, nüfusun gereksiz biçimde göç etmesini engellemekte, sosyal düzensizliklerin ve çarpık kentleĢmenin artmasını engellenmektedir (Ġraz, 2005: 233).

Ulusal ekonomimizde, özellikle istihdam yönünden, önemli bir yere sahip bulunan KOBĠ'lerin sisteme olan katkıları Ģu Ģekilde sıralanabilir (Akgemci, 2001: 19):

Bölge sanayisinin geliĢmesine baĢlangıç oluĢturmak,

Bölge sanayisinin tamir ve bakım yönünden sorunlarını çözmek, Özel beceri ve teknik isteyen kimi malları üretmek,

Ġkincil (tali) kontrol yoluyla büyük sanayi iĢletmelerine yardımcı olmak.

Türkiye‟nin en önemli problemlerinden birisi iĢsizliktir. KOBĠ‟lerin 2008 yılında toplam istihdamdaki paylarının % 78 olduğu tablo 6‟da görülmektedir. Bu oran KOBĠ‟lerin istihdam alanında çok ciddi bir üstünlüğü olduğunu ve ekonomide önemli bir aktör haline geldiğinin göstergesidir.

Tablo 6: KOBĠ’lerin Türkiye’de Toplam Ġstihdamdaki Payı (2003-2008) 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Toplam Ġstihdamdaki Payı, % 78, 7 79, 2 80, 6 79, 4 78, 5 78, 0

Kaynak: KOSGEB, KOBİ Strateji Eylem Planı 2011-2013, 2011, s.27.

KOBĠ’lerin Katma Değer Sağlamadaki Rolü

Katma değer, bir iĢletmede yaratılan ekonomik değerler toplamını ifade eder. Katma değer, iĢletmenin milli gelire olan katkısını oluĢturur (Müftüoğlu, 2007: 94).

KOBĠ‟lerin ülkemizdeki sayısal üstünlüğü ve toplam istihdamdaki payı göz önüne alındığında oluĢturdukları katma değerin düĢük olduğu tablo 7‟de görülmektedir. Bunun en önemli nedeni, emek yoğun çalıĢmaları ve teknolojilerini yenileyememeleridir (KTO, 2010: 10). Ancak, Türkiye‟deki KOBĠ‟lerin ekonomideki payları seçilmiĢ bazı ülkelerle kıyaslama yapıldığında diğer ülke ortalamalarına yakın olduğu görülmektedir.

KOBĠ‟lerin ülke ekonomisine yüksek katma değer sağlayabilmeleri için, kuruluĢ aĢamasında etkin bir giriĢimcilik politikası ve uygulanacak destek programlarıyla, yüksek teknoloji ile daha yüksek katma değer üretecek sektörlere yönlendirilmesi gerekmektedir (Cansız,2008,37). Yoğun rekabetin yaĢandığı günümüzde, yüksek katma değer yaratmanın temel yollarından biri de inovasyona dayalı ürün ve hizmet üretebilmektir. Ayrıca KOBĠ‟lerin katma değer kapasitelerini arttırabilmeleri için gittikçe bütünleĢen dünya pazarında daha aktif olarak yer almaları gerekmektedir. KOBĠ‟lerin küreselleĢme sürecine uyum sağlayabilmeleri için ise sadece pazara giriĢ engellerinin kaldırılması yeterli olmayıp, aynı zamanda KOBĠ‟lerin ürün kalitesini artırıcı, üretim ve iĢletme yönetiminde rekabet edebilirliklerini geliĢtirici politikalar uygulanmalı ve desteklenmelidir (Çatal, 2007: 339).

Tablo 7: KOBĠ’lerin Ekonomideki Paylarının SeçilmiĢ Ülkelerle KarĢılaĢtırılması (2010) Ülke Toplam ĠĢletmeler Ġçindeki Payı Toplam Ġstihdam Ġçindeki Payı Katma Değer Ġçindeki Payı

A.B.D 98, 9 57, 9 50 Japonya 98, 2 66 49, 30* AB 27 99, 8 67, 4 57, 7 Ġngiltere 99, 6 54, 1 51 Almanya 99, 5 60, 4 53, 6 Ġtalya 99, 9 81, 1 71, 3 Türkiye 99, 9 78 55

*Japonya verisi sanayi sektörüne iliĢkindir.

Kaynak: KOSGEB, KOBİ Strateji Eylem Planı 2011-2013, 2011, s.29.

KOBĠ’lerin DıĢ Ticaretteki Yeri ve Önemi

DıĢ ticaretin ülkeler ekonomisine ve iĢletmelere sağladığı avantajlar oldukça fazladır. Bir ülkenin dıĢ ticaret seviyesinin yüksek olması, döviz girdilerinin çoğalmasına, yatırımların hızlanmasına, istihdamın artmasına ve dolayısıyla ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunur. Dünyanın sanayi toplumundan bilgi

toplumuna geçiĢ süreci ile birlikte dünya hızlı bir globalleĢme sürecine girmiĢtir. GloballeĢen dünyada ise insanların tüketim tarzları, kurumlar, grupların yaĢantıları birbirleri ile benzeĢmiĢ, ekonomi ve ticarette devletlerin etkinliği ve denetimleri azalmıĢ, uluslararası Ģirketlerin belirleyici oldukları bir pazar ortaya çıkmıĢtır. Yani, dünyayı küçük bir köye çevirme eylemi beraberinde ihtiyaçları da homojen bir hale getirmiĢtir (Çatal, 2007: 340).

Türkiye‟nin dıĢ ticaret stratejisini 1980‟den beri iki temel paradigma Ģekillendirmektedir. Bunlar, ticaretin liberalleĢmesi ve ihracat yönelimli olmasıdır. Bunun yanında Avrupa Birliği (AB) ile ortak ekonomik alan oluĢturmak, ticaret stratejisinin diğer önemli değiĢkenidir. Bu geliĢmeler Türk dıĢ ticaret hacminin sürekli büyümesini sağlamıĢtır. Özellikle 2001 yılındaki krizden sonra, ihracatta Türkiye‟nin önemli bir sıçrama yaptığı saptanmaktadır (Yıldıran, 2010:314).

Türkiye Ġstatistik Kurumu‟nun (TÜĠK) 2009 ve 2010 yılı GiriĢim Özelliklerine göre dıĢ ticaret istatistikleri incelendiğinde 2009 yılında 47.352 giriĢimin ihracat, 51.627 giriĢimin ithalat; 2010 yılında 48.009 giriĢimin ihracat, 55.119 giriĢimin ithalat yaptığı görülmektedir. KOBĠ‟ler, toplam ihracatın 2009 yılında %59, 8‟ini, 2010 yılında % 60, 1‟ni; toplam ithalatın 2009 yılında % 40, 1‟ini, 2010 yılında %42, 1‟ini gerçekleĢtirmiĢtir. Bu veriler KOBĠ‟lerin ülkemiz dıĢ ticaretinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.

KOBĠ‟lerin ülke ihracatına katkıları Ģu Ģekilde sıralanabilir (Çatal, 2007: 340):

Büyük iĢletmelerin ihraç mallarının çeĢitli parça ve bileĢimlerini sağlayarak aracılık hizmeti sunarlar.

DıĢ ticaret Ģirketleri yoluyla dolaylı ihracat yaparlar. Uluslararası alanda yan sanayi olarak hizmet verirler. Nihai ürün ve ara malların doğrudan ihracatını yaparlar.

KOBĠ‟lerin uluslararası alana açılmaları yönünde, küreselleĢme süreci güçlü bir baskı oluĢturmaktadır. KüreselleĢme sürecinde KOBĠ‟lerin uluslararası alana açılmalarını önleyen engellerin azalması, artan rekabetten dolayı küçük firmaların kendi geliĢme yollarını kontrol etmek zorunda kalmaları gibi etkenler küçük firmaların uluslararası alana açılmaları yönünde baskı oluĢturmakta ve gelecekte baĢarılı olmak için yeni yaklaĢımlar geliĢtirmektedirler (Ġlhan, 2006: 281).

Ekonomiye Dinamizm Vermede KOBĠ’ler

SanayileĢme sürecinin geliĢme ve olgunlaĢma aĢamalarında sıklıkla kullanılıp, ekonomik dinamizmin yegane sağlayıcısı olarak sunulan ölçek ekonomileri yaklaĢımı, sanayi-ötesi topluma geçiĢ süreciyle birlikte tartıĢılır olmuĢtur. Artık küçük ve orta ölçekli giriĢimlerin de sosyo-ekonomik iĢleyiĢ içinde önemli artı değerler yaratabilecekleri, küresel bilgi ekonomisinin; yerel tarım ekonomisi ve ulusal sanayi ekonomisinden farklı olarak küçük ve hızlı iktisadi birimlerin küresel paradoks gerçeği doğrultusunda daha etkin iĢlevler yerine getirebilecekleri kabul edilmektedir (Ġraz, 2005: 234).

Bağımsız olarak ayakta kalma ve baĢarma güdüsü ile yönetilen KOBĠ‟ler, bir ekonominin canlılığının barometresidir. KOBĠ‟lerin ekonomide ürettikleri katma değer, istihdam ve ihracat gibi bilinen ve doğrudan ölçülebilen ekonomik yararların yanında, bir ekonomiye sağladıkları en önemli katkılardan biri de o ekonominin tümüne kazandırdıkları dinamizmdir. KOBĠ‟ler bir ekonomide bazı fidanları çürüyen ve bazıları da büyüyerek bir orman oluĢturan bir “fidanlık iĢlevi” görürler (Çatal, 2007: 340).

KOBĠ‟lerin ekonomiye istenilen dinamizmi kazandırabilmesi için rasyonel bir Ģekilde büyümeleri gerekir. Ülkemizde KOBĠ‟ler bir dönüĢüm süreci yaĢamaktadır. Bu dönüm süreci ile geleneksel çizgide üretim yapan, yalnız yerel pazarlara yönelik faaliyet gösteren, büyümekten çekinen, demode teknoloji kullanan ve serbest rekabetten kaçınan klasik iĢletmecilik anlayıĢı tüm yapısal ve fonksiyonel alanlarda açık, bilgiye ve bilgilenmeye önem veren, pazarı küresel olarak algılayan,

rekabeti olmazsa olmaz sayan bir iĢletmecilik felsefesine dönüĢmektedir (Ġraz, 2005:228). Bu dönüĢüm, günümüzde ekonomik geliĢmenin en önemli dinamiklerinden biri olarak KOBĠ‟leri ortaya koymaktadır.

Esneklik ve Yeniliklere TeĢvik Etmek

ĠĢletmelerin piyasa Ģartlarına uyum sağlama kabiliyetleri olarak tanımlanan esneklikleri ile piyasayla sık ve kolay iletiĢim kurarak, tüketici tercihlerindeki değiĢmeleri hemen fark edip buna bağlı olarak gerekli üretim değiĢikliğini kısa sürede yapmaları mümkündür (Çatal, 2007: 342).

Büyük firmaların ise talep yapısının, tüketici tercihlerinin değiĢmesine karĢılık üretim sürecinde hızlı bir değiĢikliğe gitmesi daha uzun süreli ve daha yüksek maliyetli olmaktadır. KOBĠ‟ler bölge ve bölge dıĢından gelen karmaĢık, çeĢitli ve isteyene özel mal taleplerini kısa süre içerisinde karĢılayabilme imkânlarına ve talep koĢullarına çabucak uyum sağlama imkânına sahiptirler. GloballeĢen dünyada firmaların uzun süreli ayakta kalabilme ve yüksek kârlar kazanabilme potansiyeli yüksek hacimli kütlesel üretimden yüksek kaliteli kiĢiye özel mallar üretimine doğru kaydırmaktadır. Bu tip özel üretim ve yüksek kaliteli mallar ise büyük oranda hizmet unsuru içermektedir. Bu tür üretim tarzını ise KOBĠ‟ler kolaylıkla gerçekleĢtirebilecek esnekliğe sahiptirler (Türkoğlu, 2003: 276).

Dünyada 1980‟li yılların sonundan itibaren ekonomik sistemin iĢleyiĢi ve kuralları değiĢmeye baĢlamıĢtır. Ekonomik büyüme ve geliĢmeyi, seri üretimle gelen sermaye birikimi ve bunun serbestçe dolaĢımı değil, yenilikçi ürün ve hizmetlerle sürekli yenilenen ve katlanarak artan katma değer, yani temel fikirlerin ve bilginin serbestçe dolaĢımı belirlemektedir. Özellikle düĢük gelir seviyesindeki ülkeler üzerine yapılan kapsamlı araĢtırmalar göstermektedir ki, 1980‟li yıllarda teknolojiyi taklit ederek geliĢmek ve büyümek mümkünken, 1990‟lardan bu yana sadece yenilikçi sistemlerini kurabilen ülkeler dünya ekonomisinde söz sahibi olmaktadırlar (ĠSO, 2009: 10).

GiriĢimcilik vizyonuna sahip, değiĢmeye açık, proaktif, rasyonel bir risk anlayıĢıyla hareket edebilen bir giriĢimci tipinin oluĢmasında ve ekonominin dinamizmini arttırıcı yeni fikirlerin uygulamaya konulmasında KOBĠ‟lerin yenilikçi rolünün etkili olduğu söylenebilir. Çünkü büyük firmalara oranla yenilik yapmaya daha fazla eğilimli olan küçük iĢletmeler, bir ülkenin ekonomik, teknolojik ve sosyal çevresindeki sayısız değiĢmelere cevap vermesinde yaĢamsal bir role sahiptir (Ġlhan, 2006: 281).

KOBĠ‟ler, büyük iĢletmelerle onların ürettikleri ürünleri üreterek değil, tam tersine, onların üretemedikleri veya üretmedikleri ürünleri yaparak mücadele etmelidirler. KOBĠ‟ler, esneklik avantajlarını iyi kullanarak büyük iĢletmelerin girmedikleri veya giremedikleri piyasalara girmeye çalıĢmalı, ürün ve pazarlarda yeniliklere giderek kendilerine daha geniĢ bir hareket alanı oluĢturmalıdırlar. Büyük iĢletmelerle mücadelede, ancak küçüğün üstün olduğu alanlara kaydırılabilirse baĢarılı olunur (Çatal, 2007: 342).

ABD‟de, yeniliklerin firma büyüklüklerine göre hangi grupta daha fazla olduğunu bulmak amacıyla yapılan araĢtırmalarda, teknik yeniliklerin yarıdan fazlasının KOBĠ‟ler tarafından gerçekleĢtirildiği ortaya çıkmıĢtır. Aynı harcamalar sonucunda KOBĠ‟ler büyük firmalardan daha fazla teknik yeniliklerde bulunmaktadır. Yine Amerika‟da „American National Science Foundation‟ın yaptığı bir araĢtırmaya göre, araĢtırma geliĢtirme faaliyetlerinde harcanan her bir dolar için küçük firmalar büyük firmalara oranla yirmi dört kat daha fazla yenilik üretmektedir. Bunun sebebi küçük firmaların araĢtırma projelerini hızlı bir Ģekilde uygulamaya koyup yenilik ve değiĢiklikler yaparak pazara sürebilmeleridir. Büyük firmalar ise projelerini geniĢ kapsamlı ve çok kiĢi üzerinde yaptıkları için ağır kalmaktadırlar (Türkoğlu, 2003: 276-277).

TÜĠK tarafından OECD metodolojisine uygun olarak 2008-2011 yılları arasında üç yıllık döneme iliĢkin yenilik araĢtırması Kasım 2011 yılında yayınlanmıĢtır. Bu araĢtırmaya göre 2008-2010 yılını kapsayan üç yıllık dönemde 10 veya daha fazla çalıĢanı olan giriĢimlerin % 51,4‟ü yenilik faaliyetinde

bulunmuĢtur. 10-49 çalıĢanı olan giriĢimlerin % 49,4‟ü, 50-249 çalıĢanı olan giriĢimlerin % 58, 9‟u yenilik faaliyetinde bulunmuĢtur. KOBĠ tanımı dıĢında kalan 250 ve daha fazla çalıĢanı olan giriĢimlerin %69,7‟si yenilik faaliyetinde bulunmuĢtur. Bu veriler, yenilik faaliyetlerinin giriĢimlerin büyüklük grubu ile orantılı olarak arttığını göstermektedir. GiriĢimler yenilik faaliyetleri türüne göre dikkate alındığında ise; üç yıllık dönemde giriĢimlerin %35,2‟si teknolojik yenilik faaliyetinde , % 42,5‟i teknolojik olmayan yenilik faaliyetinde bulunmaktadır. Teknolojik yenilik faaliyeti kapsamında giriĢimlerin %33,2‟si ürün veya süreç yeniliği yaparken, aynı dönem içerisinde teknolojik yenilik faaliyeti devam eden giriĢimlerin oranı %14,6 ve faaliyeti sonuçsuz kalan giriĢimlerin oranı ise %5,0‟dir. Teknolojik olmayan yenilik faaliyeti kapsamında giriĢimlerin %24,7‟si organizasyon yeniliği, %35,5‟i ise pazarlama yeniliğidir.

Günümüzde dünya piyasalarının ve sosyo-ekonomik süreçlerin bu kadar iç içe geçtiği, teknolojilerin hızla değiĢtiği ve yenilikçiliğin temel rekabet avantajı olduğu, yeni mal ve hizmetlerin pazara girme ve pazardan çıkma süresinin gittikçe kısaldığı dikkate alındığında, ekonomik sistemin dayanıklılığı noktasında KOBĠ‟lere kilit görevler düĢmektedir (ĠSO, 2009: 25-26).

Ülkemizde son çeyrek yüzyılda açılım gösteren KOBĠ‟ler, çalıĢma yöntemlerindeki esneklik dolayısıyla dinamik, mekanik ve bürokratik olmaktan çok yalın ve organik yapılı, mesleki formasyonlu bireylerin giriĢimcilik ruhuyla yeniliklere açık bir görünüme kavuĢmuĢtur (Ġraz, 2005: 231).

Mali Katkısı

Vergi, kiĢilerden kamu harcamalarını karĢılamak veya devletin ekonomik ve sosyal hayata müdahalesini sağlamak üzere, cebri, nihai ve karĢılıksız olarak, doğrudan doğruya istenilen, parasal bir yükümlülüktür. Vergi sadece kamu harcamalarını karĢılamak üzere alınmaz, gerektiğinde ekonomik ve sosyal hayata müdahalede bulunmak, ekonomik faaliyetlerin doğal seyrinin yönünü değiĢtirmek için alınır (Türk, 1999: 98).

Günümüzde vergi, devletin en önemli kamu geliridir. KOBĠ‟ler istihdam, yatırım, üretim, katma değer ve ihracatta ödedikleri vergiler bakımından hemen hemen tüm ekonomik alanlarda önemli yere sahiptirler (Çatal, 2007: 344).

Tablo 8: Türkiye’nin 2000-2010 Yılları Arası Vergi Gelirleri (Bin TL)

Kaynak: Maliye Bakanlığı Gelirler Ġdaresi BaĢkanlığı, www.gib.gov.tr, EriĢim:

20.11.2011.

Ülkemizin en önemli vergi gelirleri içerisinde Gelir Vergisi ve Katma Değer Vergisi yer almaktadır.2010 yılı toplam vergi gelirlerinin %21, 0‟nı Gelir Vergisi, % 9, 7‟sini Kurumlar Vergisi, %32, 1‟ini KDV oluĢturmaktadır. Ülkemizde KOBĠ‟ler daha çok gelir vergisi mükellefi oldukları için ülkemiz vergi gelirlerinde önemli yere sahiptirler. Aynı Ģekilde dolaylı vergi olan Katma Değer Vergisi (KDV)‟de dikkate alındığında KOBĠ‟lerin bu vergi gelirindeki payı artmaktadır.

YILLAR GELĠR VERGĠSĠ KURUMLAR VERGĠSĠ KDV TAHSĠLATI VERGĠ GELĠRLERĠ TAHSĠLATI TAHSĠLATI PAYI (%) TAHSĠLATI PAYI (%) TAHSĠLATI PAYI (%) 2000 26.503.698 6.212.977 23, 4 2.356.787 8, 9 8.379.554 31, 6 2001 39.735.928 11.579.424 29, 1 3.675.665 9, 3 12.438.860 31, 3 2002 59.631.868 13.717.660 23, 0 5.575.495 9, 3 20.400.201 34, 2 2003 84.316.169 17.063.761 20, 2 8.645.345 10, 3 27.031.099 32, 1 2004 101.038.904 19.689.593 19, 5 9.619.359 9, 5 34.325.208 34, 0 2005 131.948.778 26.849.808 20, 3 13.583.291 10, 3 42.263.650 32, 0 2006 151.271.701 31.727.644 21, 0 12.447.354 8, 2 50.723.560 33, 5 2007 171.098.466 38.061.543 22, 2 15.718.474 9, 2 55.461.123 32, 4 2008 189.980.827 44.430.339 23, 4 18.658.195 9, 8 60.066.230 31, 6 2009 196.313.308 46.018.360 23, 4 20.701.805 10, 5 60.169.248 30, 6 2010 235.714.637 49.385.289 21, 0 22.854.846 9, 7 75.649.986 32, 1

Bölgesel Kalkınmayı Hızlandırmak

KOBĠ‟lerin kurulması için büyük iĢletmelere oranla daha az sermaye ve daha düĢük düzeyde teknoloji yettiği için, bu tür iĢletmeler ülke içerisinde birçok bölgelere yayılabilmektedir. Böylece, sadece ölçek ekonomilerin dıĢsallıklarından veya bir liman Ģehrinin avantajlarından yararlanmak için belli bölgelerde kutuplaĢma yerine, değiĢik bölgelerde faaliyet gösteren KOBĠ‟ler o bölgelerin kalkınmasında etkili olabilmektedir. Aynı zamanda, bu küçük iĢletmeler faaliyet gösterdikleri yerlerde, bölgenin ihtiyacını ve girdileri göz önünde bulundurarak, modern teknolojileri kullanmak yerine, ara teknolojileri kullanarak, bir taraftan o bölgenin kalkınmasına katkıda bulunurken, bir taraftan da çevrenin korunmasında yardımcı olmaktadırlar (Türkoğlu, 2003: 279). Ayrıca KOBĠ‟lerin ülkenin tüm alanlarına dağılması ile bölgeler arasında dengeli dağılımına katkıda bulunmakla birlikte, emek-yoğun olduklarından, bölgesel istihdam alanlarını geniĢleterek, küçük Ģehirlerde ve kırsaldaki insanların iĢ bulma sebebi ile büyük Ģehirlere göçlerini engelleyerek bölgenin kendi potansiyeli içinde kalkınmasını sağlarlar (Çatal, 2007: 342). Bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma kavramı açısından da KOBĠ‟ler önemli bir avantaja sahiptir denilebilir.

ĠĢletme ölçeği ile ekonomik kalkınma süreci arasındaki iliĢki incelendiğinde, beĢ aĢamalı bir kalkınma sürecinden söz etmek mümkündür (Çatal, 2007: 342).

1. AĢama: KOBĠ‟lerin ülkenin tüm coğrafik bölgelerine dağılmıĢ bulunması, 2. AĢama: Özellikle kırsal veya taĢra bölgelerinde küçük iĢletmelerin, bölgede istihdam ve gelir yaratarak bölge nüfusunun büyük Ģehir merkezlerine göçünü engellemesi,

3. AĢama: Duran ya da azalan göç sonucu bölgede ekonomik faaliyetlerin canlanması,

4. AĢama: Bölgenin imkânlarına ve izlenen kalkınma politikalarına bağlı olarak canlanan ekonomik faaliyetlerin, dinamik ve büyüme potansiyeli yüksek iĢletmelerin doğuĢunu teĢvik edici bir ekonomik ortamı meydana getirmesi,

5. AĢama: Dinamik ve büyüme potansiyeli yüksek iĢletmelerin kurulması ile bölgesel kalkınmanın hızlanması ve dolayısıyla ülke ekonomisinin geliĢmesidir.

Görüldüğü gibi, ekonomik kalkınmanın ilk evresinde KOBĠ‟lerin istihdam ve gelir yaratmaya katkısı daha fazla olmaktadır. Ekonomik kalkınma sürecinin en son aĢamasında ise, büyük iĢletmelerin etkisi daha fazla belirginleĢmektedir.

Ülkemizde KOBĠ‟ler, coğrafi bölgelere dengesiz olarak dağılmıĢtır. KOBĠ‟lerin % 65 gibi büyük bir oranı Marmara Bölgesi ve Ġzmir‟de yer alırken, sadece % 20‟si Doğu bölgelerinde faaliyet göstermektedir. Ayrıca, küçük iĢletmelerin çoğunluğu daha az geliĢmiĢ bölgelerde yoğunlaĢırken, Marmara bölgesi orta ölçekli iĢletmelerin çoğunu kendine çekmektedir (KTO, 2010:6). Bölgesel kalkınmaya yardımcı olmak, bölgeler arası farklılıkları azaltmak ve göçün azalmasını sağlamak amacıyla, ekonomik açıdan geri kalmıĢ bu bölgelerde KOBĠ‟lerin kurulması ve geliĢtirilmesini teĢvik edici politikalara öncelik verilmesi, en etkili yöntemlerin baĢında gelmektedir (Özdemir vd, 2007b:69).