• Sonuç bulunamadı

4.1. KUZEY IRAK’A ĐLĐŞKĐN MUHTEMEL OLUŞUMLAR

4.1.2.5. Yapılanma Sürecinde Kerkük ve Musul

4.1.2.5.2. Kerkük-Musul ve Türkmenler

1918 yılında Irak’ı işgal eden Đngilizler ve Đngilizlerin etkisindeki Irak yönetimi tarafından, Osmanlı’nın devamı gözüyle bakılan Türkmenler potansiyel suçlu olarak görülmüştür. Bu nedenle Türkmenlere tanınan yasal haklar kısa sürelerde uygulanabilmiş, müteakiben yasaklanmış ve Türkmenlerin siyasi faaliyetlerine izin verilmemiştir.

Türkmenler, yakın zaman kadar, yaşadıkları olumsuzluklara rağmen Irak Yönetimine bağlı, iyi birer Irak vatandaşı olagelmişlerdir. Ancak 1980’li yılların ortasında başlayan ve bu güne kadar gelen süreç içinde, Kürtleri öne çıkaran Türkmenlerin yok sayılması karşısında Irak Türkleri de seslerini duyurarak ve bu suretle Irak’ın yeniden yapılandırılmasında yer bulabilmek için örgütlenme yoluna gitmişlerdir. Bu anlamdaki çabaların dün denilebilecek kadar yakın bir tarihte başlaması dikkat çekicidir. Bu durum, her şeye rağmen Türkmenlerin iyi niyetlerini korudukları anlamına gelir, Irak Milli Türkmen Partisi (IMTP), 1988 yılında Türkiye’de kurulmuş, 1991 yılında deklare edilmiş ve böylece ilk Türkmen siyasi hareketi 1991 yılında başlamıştır, IMTP; 1992 yılında, Irak muhalefet gruplarınca oluşturulan Irak Ulusal Kongresinde yer almıştır (Şimşir, 2004:215).

ITC (Irak Türkmen Cephesi), Türkmenleri bir çatı altında toplamak ve örgütlü bir güç haline getirmek maksadıyla; IMTP, TP (Türkmeneli Partisi) ve TBH (Türkmen Bağımsızlar Hareketinin) bir araya gelmesiyle, 24 Nisan 1995’de Erbil’de kurulmuştur (Şimşir, 2004:215). ITC, Irak içerisinde Zaho, Duhok, Erbil, Süleymaniye, Köysancak ve Kifri’de bürolar açarak teşkilatlanmış; yurt dışında Türkiye (Ankara), Đngiltere (Londra), ABD (Washington) ve Almanya’da (Berlin) temsilcilikleri açılmıştır.

ABD Kongresi, Kasım 2002’de ITC’yi “Irak’ı Kurtarma Yasası” kapsamına alan Başkanlık kararını onaylamıştır.

Irak Muhalefeti tarafından 14-17 Aralık 2002 tarihlerinde, Londra’da, 26 Şubat 01 Mart 2003 tarihlerinde, Selahattin’de, 18-19 Mart 2003 tarihlerinde

152

Ankara’da konferanslara ITC’de katılmıştır. Ancak KDP ve KYB’nin ağırlığı hissedilmiştir. Esasen ITC’nin kuruluşundan sonra KDP tarafından, Türkmenler en büyük tehdit olarak algılanmış, Türkmenlerin siyasi ve silahlı güç olması engellenmiştir. Bu bağlamda KDP, ITC çalışanlarına ve tesislerine saldırılarda bulunulmuştur. ITC ve çalışanları baskı altına alınmaya çalışılmıştır. Kürt gruplar, ITC’nin Irak ve yurt dışında etkinliğini azaltmak maksadıyla tabela Türkmen parti ve örgütleri kurdurmuştur. Bu örgütleri 1998’den itibaren ITC’nin alternatifi olarak Irak içindeki ve Irak dışındaki siyasi organizasyonlara dahil ettirmiştir.

Irak’ı işgalde Kürtleri müttefik olarak kabul eden ABD, Kürtlerin işgal, talan ve yağmalamalarını görmezlikten gelmiş, Türkmenleri adeta düşman olarak kabul etmiş, Irak genelinde oluşturulan bütün yönetim kademelerinde hak ettikleri yeri almalarını engellemiştir.

ITC, Türkmenlerin yerel yönetimler ile geçici merkezi yönetimde yetersiz temsil oranlarını ve haksızlıkları protesto etmek, Kürt grupların silahlı saldırılarını ve aşırı taleplerini kınamak ve haklı taleplerini Irak ve dünya kamuoyuna duyurmak maksadıyla; 06 Ağustos 2003 tarihinde Bağdat’ta, 22 Ağustos 2003 tarihinde Tuzhurmatu’da, 23 Ağustos 2003 tarihinde Kerkük’te yürüyüşler organize etmiştir (Milliyet Gazetesi, 24.08.2003).

ITC’nin öncülüğünde, 13-15 Eylül 2003 tarihleri arasında, “Irak’ta demokrasi Türkmenlere tam haklar” sloganı altında Kerkük’te yapılan 3. Türkmen Kurultay oldukça önemlidir (Şimşir, 2004:386). Bu kurultaya katılan ve ABD’nin Kerkük sorumlusu Albay Myvell’ın “Bu Irak’ta ilk ve tektir, Türkmenler Irak’ta demokrasinin örneğini verdiler.” Şeklinde değerlendirme yapmıştır (Cumhuriyet Gazetesi, 17.09.2003), bu kurultayı ABD’nin Türkmenlere bakışının değişmesinde etkili olduğunun bir işareti olarak alınabilir. ABD Kurultaydan sonra Türkmenler ve ITC’yi ciddi olarak muhatap alıp Türkmen liderlerle görüşmelere başlamıştır. ITC, izleyen dönemde, Araplaşmış Türkmenlerin kazanılması, Iraklı etnik ve dini bütün gruplarla diyalogun tesis edilmesi ve koalisyon güçleri ile irtibatın sağlanması faaliyetlerine ağırlık verilmiştir. Bu çalışmalara ilave olarak, Türkmen Meclisi ve ITC heyetleri, Irak’taki gelişmeler ve istikrarlı bir Irak için yapılması gereken hususlar hakkında bilgi alışverişi ve destek sağlamak maksadıyla, Mısır, Suriye ve Đran’da temaslarda bulunmuştur. Anılan ülke yetkilileri tarafından ITC’nin Irak politikalarına destek

153

verilmiş ve bu ülkelerde de ITC temsilcilikleri açılması kararlaştırılmıştır. ITC’den Đngiltere’ye ve Almanya’ya da ziyaretler yapılmış bu ülkelerde devlet yetkilileri, düşünce kuruluşları ve medya mensupları ile görüşülmüştür (Milliyet Gazetesi, 13.11.2003). ITC Irak içinde BM Irak Özel Temsilcisi, koalisyon güçleri ve Irak’ta bulunan aşiretler ve siyasi partilerle de temas içinde olmuş; Türkmenlerin görüşlerini bunlara aktarmıştır.

ITC Türkiye Temsilciliğini 2001 yılında Ankara’da açmış Temmuz 2002’de Ankara’da kurulan “Irak Araştırma Enstitüsü’nün düzenlediği çeşitli konferans ve toplantılara katılarak Türkmenlerin sorunlarını uluslar arası alana taşımıştır. Eğitim ve Kültür faaliyetlerine önem vererek Irak’ta Latince harfleri ile eğitim yapan ana okulu, ilköğretim ve lise seviyesinde Türkmen okulları açılmasını sağlamıştır. Türkmenlerin Türkiye’deki Üniversitelerde tahsil yapmaları teşvik edilmiştir. Türkçe okuma yazma kursları açmıştır. Sağlık hizmetlerini yürütmek maksadıyla, Irak’ta 3 adet dispanser açmış, bölgede tedavisi mümkün olmayan hastaların Türkiye’deki hastanelerde tedavi görmesini öngören bir sistem geliştirmiştir. Merkezi Irak Yönetimi bölgesinden Türkmen ailelere sahip çıkmıştır. Türkmen tüccar ve işadamlarına Türkiye’ye ücretsiz giriş-çıkış vizesi kolaylığı sağlamış, Türkmenlere mesleki eğitim verilmesinde ve bunlara, bir kısmının işyeri açmasında öncülük etmiş ve destek vermiştir. Erbil’de yerel tv; Erbil, Süleymaniye ve Kifri’de yerel radyolar açmış, Süleymaniye’de kurulmasını sağladığı yansıtıcı vasıtasıyla, TRT-1 yayınlarının Kerkük’ten izlenmesini sağlamıştır. Modern bir matbaa edinmiş; burada haftada çıkan bir iki gün gazete ile aylık ve üç aylık 12 derginin çıkararak, bunları yurt dışı da dahil olmak üzere dağıtılmaya başlamıştır (Özmen, 1999:23).

ITC, “Irak insan hakları Örgütü”nün kurulmasına öncülük etmiş; Türkiye ve çeşitli ülkelerdeki Türkmenlerin hem geri dönüşlerini hem de bunların Türkmen yerleşim bölgelerine yerleştirilmesini teşvik etmiştir. Đran’da yaşayan Şii Türkmenlerin Irak’a dönüşünü desteklemiştir. Türk kökenli oldukları bilinen Araplaşmış ve Kürtleşmiş ailelerin ITC bünyesine çekilmesi için gerekli araştırma ve çalışmalara girişilmiştir. Türkmen aşiretlerinin ITC çatısı altında faaliyet göstermeleri maksadıyla, Türkmen Aşiret ve Ayanlar Birliği’ni kurmuştur (www.iraqiturkman. org.tr, Erişim Tarihi: 30.04.2015).

154

Kadınların eğitimine önem vermiş, illerde Türkmen Kadınlar Birliği’ni açmış, birlik başkanlarının Türk Dünyası Kadınlar Kurultayında Türkmen kadınlarını temsil etmelerini sağlamıştır. Bu arada Türkmeneli Gazetesi 20.000 adet basılmaya başlanmış. ITC Kerkük, Musul, Telafer, Bağdat, Selahattin ve Diyala Đl Teşkilat Başkanlıkları tarafından periyodik bültenler çıkarılması sağlanmıştır. Ayrıca Türkmen konusunun uluslar arası kamuoyuna taşınması maksadıyla bazı yabancı yazarlar desteklenmiştir. Türkmen işadamları, Türk şirketleri ile bağlantı sağlamaları maksadıyla Türkiye’ye getirilmiştir. Türk tarihi için önemli bir eser olan Kerkük Kalesi’nin onarım ve restorasyonunun yapılması ile ilgili olarak Türkiye’de ilgili bakanlıklar nezdinde girişimde bulunulmuştur. ITC, bazı Türkmen köylerinin su problemleri çözülmesini sağlamış (Özmen, 1999:24).

Musul ve Telafer bölgesine 200 ton tohumluk arpa ve buğday temin ederek dağıtmış; ayrıca, Türkmen Çiftçiler Birliği’nin kurulmasına ön ayak olarak bunların tarım aletleri ihtiyaçlarını kolay yoldan karşılamalarını sağlamıştır.

Türkmenler, Irak’ın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini esas alan, insan haklarına saygılı bir yönetimin tesisini ve milli haklarını elde etmiş, güvenliği sağlanmış bir toplum olarak yaşamayı hedef almışlardır. Irak’ın asli unsuru olarak tanınmayı ve yönetim kademelerinde nüfusları oranında hak ettikleri yeri almayı talep etmektedirler. Türkmenlerin, son dönemde yaptıkları bir kısmını yukarıda değinilen bütün çabaları buna dönüktür. Bu iyi niyete rağmen, günümüzde Irak Türklerin yok varsayılmak suretiyle hedef sayıldığı her gün biraz daha belirginleşmektedir.

Kürt gruplar, Türkmenlerin siyasi güç haline gelmesini engellemek maksadıyla, Geçici Konsey ve yerel yönetimlerdeki güçlerini kullanarak ITC’yi yıpratmaya çalışılmaktadır. Koalisyon güçlerinin (özellikle ABD’nin) başlangıçta, Türkmenlerin nüfusunu çok düşük (%4) kabul etmesi ve daha yakın zamanda ise varlığını kabul etmekle beraber uygulamada görmezden gelmesi, Türkmenlere Irak’ta karanlık bir gelecek vaat etmektedir.

Kürt grupların kurduğu ve yardım ettiği üye sayısı 100 kişiyi geçmeyen tabela partileri ABD tarafından muhatap alınıp destek görürken, Irak’ı kurucu unsuru Türkler ayrı ilgi ve desteğe muhatap olmamaktadır. Kürt grupların ABD’nin desteği ile 1991 yılından itibaren güvenli bölge içerisinde otonom bir yapı ile yönetim

155

tecrübesi ve serbestçe teşkilatlanma ve ekonomik imkanlara kavuşurken, Irak Türkleri özellikle bir kenara itilmiştir. Irak’ta her grubun kendi çıkarını düşünmesi ve ülke bütünlüğü düşüncesinin yerleşmemiş olması, Türkmenleri Irak’ın bütünlüğünü esas alma çabalarını da yalnız bırakmaktadır (www.iraqiturkman.org.tr, Erişim Tarihi: 30.04.2015).

Bu arada Türkiye’nin, milli menfaatleri bağlamında Türkmenlerin hak ve hukuklarının teminat altına alınmasını sağlayıcı etkili bir Irak politikası belirleme ve hayata geçirme konusundaki kararsızlığı, Irak’ta yaşayan Türkler açısından bir başka olumsuzluk olmuştur. Oysa, Türkiye’nin Irak Türkleri için yapabilecekleri vardır.

Türkiye, Türkmen nüfusunun gerçek durumunu belgelerle ortaya koyabilecek durumdadır. Irak dışındaki Türkmenlerin sayım ve bunların Irak seçimlerinde yer almaları, çifte vatandaşlık hakkından yararlanmaları konusunda girişimde bulunması mümkündür. Eğer Irak’a demokrasi getirilmek isteniyorsa Türkiye’nin Türkmenlerin demokratik hakları için öne çıkmasından daha doğal bir şey olamaz. Türkiye Irak Türklerinin Irak geçici yönetim yasasında belirtilen siyasi, idari, kültürel hakları konusunda, hukuki ve bilimsel temelde çalışmalar başlatarak onların hakların altlarının doldurulması ve çıkacak yasalarda hak kayıplarına mani olacak şekilde yer alması için gayret gösterebilir. Kürt grupların özellikle Kerkük’te demogratif yapıyı değiştirici faaliyetlerini önleme konusunda ABD ve bölge ile ilgili ülkeler nezdinde girişimlerde bulunulabilir. Konu ile ilgili bilgi ve belgeleri basın-yayın kuruluşları ve internet aracılığı ile Irak ve dünya kamuoyuna duyurabilir. Türkiye, Türkmenlerin tarihlerini ve sorunlarını dünya kamuoyuna anlamalarına yardımcı olabilir (Özmen, 1999:46).