• Sonuç bulunamadı

4.1. KUZEY IRAK’A ĐLĐŞKĐN MUHTEMEL OLUŞUMLAR

4.1.2.2. Ekonomik Yapılandırılması

ABD’nin Irak’a yapmış olduğu askeri mücadele, hızlı bir şekilde bitirilmesine rağmen ülkede ağır hasar meydana gelmiş durumdadır. Irak’ta askeri ve sivil kayıpların yanında, ülkenin alt yapısı fiziksel olarak yok olma düzeyine yaklaşmıştır. Tüm bunlara ek olarak ticaret hacmi azalmış, siyasi ve yürütme organları işlemez hale gelmiştir. Bu sebepten gerçek ve kalıcı bir barışı sağlamak, savaşı kazanmaktan çok daha maliyetli olacaktır.

144

Yeniden yapılanma sürecinde, öncelikle ekonomideki birimleri kontrol etmek ve birbirleri ile eş güdümü sağlamak için bazı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu durumu sağlamanın ise iki yolu vardır. Ya tam yetki ile donatılmış Ekonomi Bakanı özellikle geçiş dönemi için geçerlidir. “Süper Bakan” olarak tanımlanabilecek Ekonomi Bakanı, maliye, ticaret, sanayi ve planlama bakanlıklarının yetkilerini de kendisinde toplayacak. Bu durum, Irak ekonomisinin geçiş dönemi için oldukça yararlı olabilecektir. Ancak süper ekonomi bakanlığının kurulması, sadece geçiş bir süre için düşünülebilir. Ya da (ikinci yol) bir özel “Ekonomi Komisyonu” kurulabilir. Bu Komisyon, çeşitli bakanlıklarla, hükümete bağlı kuruluşlar ve diğer bağımsız kuruluşlar arasındaki ilişkileri düzenleyerek ve söz konusu kuruluşlar arasında yapılacak toplantılara başkanlık yaparak eşgüdümü sağlayacaktır. Komisyonun, kamuda bağımsız, ancak kamu görevlileri ile aynı yetki ve sorumluluklara haiz kendi teknokratları olacaktır. ABD’nin bu iki seçenekten birini tercih ettiği yolunda net bir görüş ileri sürmek güçtür. Ancak, ABD’nin kendisi merkezli bir ekonomik yapılanmaya gittiği söylenebilir. Bunun ayrıntısına ileriki konularda değinilecektir.

Irak ekonomisinin büyümesinin önündeki en büyük engel, dış borçlar ve tazminatlar olarak görülmektedir. Bu durum Irak’ın kalkınmasını ve yeniden yapılanmasını zora sokacak önemli bir engeldir. Eğer Irak’ın borç sorunu çözülemez ise ekonomik kalkınma hayata geçirilemezdi. Bunun içinde öncelikli olarak borçların silinme ve bu formülün işletilebilmesi için kreditörlerin mutabakatının sağlanması gerekmektedir. Ayrıca borçların bir kısmının vadesinin uzatılmasına veya yeniden yapılandırılmasına da ihtiyaç vardır.

Bilindiği üzere günümüzde bir çok ülke off-set anlaşmalarını başarıyla uygulamaktadır. Off-set programlar, Irak ekonomisinin yapılandırılmasında işe yarayabilir. Çünkü bu programlar Irak’ın ihtiyaç duyacağı kalifiye eleman sıkıntısına son verebilir. Off-set programlarının Irak ekonomisinin büyümesi için önemli bir fırsat olmasına ve Irak’ın off-set konusunda potansiyeli olsa da diğer ülkelerden kaynaklanan sorunlar yüzünden off-set programını başarı ile uygulama şansı azdır. Bu nedenle, gündeme gelmiş olmasına rağmen, bu programlar hayata geçirilmemiş istikrarsızlık ve belirsizlik bunu önlemiştir.

145

Irak’ın yeniden yapılandırılmasında en önemli noktalardan biri de, başarılı bir para birimi reformunun yapılmasına duyulan bir ihtiyaçtır. 1947 yılında kurulan Irak Merkez Bankası çoğu gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi hatalı yönetimlere maruz kalmış, sürekli olarak başlayıp yarıda bıraktığı programlar nedeniyle para politikasında istikrarsız bir süreç yaşamıştır. Irak Dinarı günümüzde convertible br para birimi değildir ve Irak uluslar arası işlemlerde sadece yabancı para birimlerini kullanabilmektedir. Aslında Saddam Hüseyin’in iktidara gelişine kadar Irak para birimi olan Dinar’ın durumu oldukça iyi durumdaydı. 1979 yılında 1 Dinar 3,39 Amerikan doları ediyordu. Ancak, Saddam Hüseyin’in ekonomiyi kendi çıkarları doğrultusunda yönetmesinden dolayı karaborsada 3000 Dinar 1 dolara eşit olacak seviyeye gelmişti (Özdağ vd., 2003:364). Irak için önerilen para birimi modellerinden biri, 1995 Dayton Anlaşması ile Bosna için yürürlüğe giren Para Kurulu olmuştur. Diğer bir olasılık ise Euro’ya dayalı sistemdir.

Irak ekonomisinin yeniden yapılandırılması için öncelikle cari işlemlerdeki mevcut olumsuzlukluların ortaya konulması gerekmektedir. Ülke 20 yıl gibi uzun bir süre savaş içindedir. Bu durum ekonomide kaynakların verimsiz dağılımına neden olmuştur. Birleşmiş Milletlerin 11 yıldır uyguladığı ekonomik ambargo ülkede üretimi olumsuz etkilemiş, ekonomiyi petrol gelirlerine tehlikeli derecede bağımlı hale getirmiştir. 1964 yılında yapılan milletleştirme ile ülkenin sahip olduğu verimli kaynakları kamuya geçmiş ancak, kamu u sektörleri verimli bir şekilde çalıştıramamıştır. Özel mülkiyete saygı duyulmamış, milleştirmeler yabancı yatırımcıları (petrol sektörü) kaçırmıştır. Irak orta sınıfı büyük ölçüde ortadan kalkmış, bu da gelir dağılımın bozulmasına neden olmuştur. Ülkeden yoğun olarak “beyin göçü” yaşanmıştır. Bu iki durum Irak ekonomisinin üretim ve tüketim kapasitesine büyük ölçüde zarar vermiştir. Ülkeye uygulanan yoğun ekonomik ambargolar yüzünden karaborsa piyasaları oluşmuştur. Adam kayırma ve yolsuzluklar, ekonominin önemli bir parçası haline gelmiştir (Özdağ vd., 2003:364).

Bu koşullardan dolayı Irak’ın ekonomik reformları niteliğinde yasalar çıkarması gerekmekte, eğitim, sağlık başta olmak üzere petrol-gaz, enerji ve iletişim sektörlerine yoğun yatırımların yapılması gerekmektedir. Belki de en önemlisi, Irak’taki zihniyetin değişmesidir.

146

Devletin sadece düzenleyici olarak ortaya çıkması ve ekonominin yeni çerçevesinin ortaya koyulması gerekmektedir. Büyümenin önündeki darboğazların ortadan kaldırılması, doğrudan yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi, yerel ihtiyaçların karşılanması, Gayri Safi Milli hasılanın büyüme oranın yükselmesi sağlanmasıdır. Kamunun ekonomi üzerindeki ağırlığı azaltılmalı, Merkezi planlama uygulamasına son verilmeli, kanunlarla özel mülkiyet koruma altına alınmalı, borç ve geri ödemeler durdurulmalı, serbest piyasa ekonomisine geçiş sağlanmalı, Bankacılık sektörü ve sermaye piyasaları yeniden yapılandırılmalıdır. Ekonomik açıdan yapılandırılmasında 5 yıllık zaman dilimi için düzenleyici bir çerçeve oluşturulmalıdır. Askeri harcamalar hariç, mali programlar genişlemeli, para politikası istikrara kavuşturulmalı, işgücü yeniden yapılandırılmalı, özel sektör teşvik edilmelidir.

Düzenli ve sistematik bir şekilde, serbest piyasa ekonomisine geçiş sağlamalıdır. Büyümenin motoru olarak özel sektör benimsenmeli bu anlamda devlet, sürekli özel sektörü destekleyen politikalarla ortaya çıkmalıdır. Dış borç sorunu çözülmeli, borçlar yeni sözleşmeler ve anlaşmalar ile yeni bir takvime bağlanmalı özelleştirme politikaları ortaya koymalı, Off-set programları uygulanmalı ve yabancı sermaye desteklenmelidir.

Irak ekonomisinin işler hale gelmesi için, acil olarak 20 milyar ABD Dolarına ihtiyacı olduğu değerlendirilmekle beraber, yeniden yapılandırma programının yürütülebilmesi için 10 milyar ABD Dolarlık kaynağında mesafe almak için yeterli olabileceği düşünülmüştür. Bu kaynağın petrol kaynaklarından sağlanması mümkündür.