• Sonuç bulunamadı

Kaymakam Sabri Bey Aleyhindeki İddialar

TANZİMAT DÖNEMİNDE TAŞRA İDARESİNDE REFORMLAR VE ANTALYA EŞRÂFI (1839–1867)

2.5. Kaymakam İsmail Sabri Bey Döneminde “Fırka-i Melûne” ve “Fırka-i Mütecâsire” Mücadeles

2.5.2. Kaymakam Sabri Bey Aleyhindeki İddialar

Antalya kaymakamlığı Sabri Bey’in uhdesine 23 Mart 1856 tarihli tezkireyle ihale edilmiş854

ve Sabri Bey azledildiği 1858’in yaz aylarına kadar Antalya’da görev yapmıştı855.

gezerek hayvânın mevcut olub olmadığını öğrenir. Antalya’da çoban ile güdüvermek usûlü yoktur. Bu usûlün buralarda mer’î olmasına sebeb de hayvânın pek çok olup çoban ile güdülmesi kâbil olmaması ve dağlık ve derelik ve ormanlık olan Antalya muhitinin buna müsâid bulunmamasıdır. Hayvânın böyle başıboş bırakılmasının ise sirkat gibi mahzûru vardır.

Antalya muhîtinden öteden beri ilkbaharda teşdid etmek üzere hayvân hırsızlığı şikâyet edilecek derecede çoktur. Şu son üç sene zarfında ise bu sirkat pek ziyâde çoğalmıştır. Hayvân hırsızlığının fâilleri ale-l-ekser aşâirdir. İlkbaharın nihayetlerine doğru yaylalara azîmet eden aşâir, yol üzerinde rast geldikleri hayvânât-ı mütenevviyyeyi sürüb götürürler. Bir de İstanos nâhiyesi dâhilinde bulunan Yeleme, Zivind karyelerinde meskûn muhâcirîn-i Çerakesiyeden birkaç şerir kısrak, at hırsızlığında oldukça kesb-i mahâret ve şöhret etmiştir. Hayvân hırsızlığını kendilerine sanat ittihaz edenler vaktiyle Antalya’nın Serik ve İstanos ve Isparta’nın Eğirdir, Denizli’nin Acıpayam ve Konya’nın Beyşehir taraflarında olmak üzere gayet vasi’ kumpanya teşkil ettikleri ve bu muhit derûnunda sirkât ettikleri bir hayvânı elden ele aşırarak orada sattıkları ve bu sûrette hayvânât-ı mesrûkânın bir türlü ele geçirilemediği söyleniyor.

Buna cihet-i adliyyenin müsâmâhası ve zabıtanın kuvvetsizliği pek âzim-i tesir icrâ etmektedir. Adliyece zaten hayvân hırsızlığına hafif ceza vaz’ edilmiş olmağla beraber davaların müddet-i madîde sürüncemede kalması ve adâletin vaktiyle yerini bulmaması bu gibi mütecasirlerin cesaretlerini tezyid eylemekte ise de yeni kanunun tatbiki halinde bu vaka bertaraf olacaktır.

Bir şahıs elinde mal-ı mesrûka ile beraber tutuluyor. Polis dairesine gönderiliyor. Polis, ‘vazifem değil, git adliyeye’ der. Adliyeye müracaât eder, ‘mâlik olduğunu isbât et de öyle gel’ derler. Arzuhal eder. Günler geçer. Mâlik olduğunu isbât eder ve hükm alınır. Sârik o hayvânâtla harmanını sürer, işini görür, nihayet kuvveti kaybolmuş, meziyeti mahvedilmiş bir halde hayvânı iâde eder –çok vakit bu da mümkün olmaz ya–. Zavallı adam hayvân bedelinin iki misli masraf ihtiyar etmiş olur.

Sârik fiil-i sirkâtini ifa ettikten bir-iki sene sonra üç-dört mah hapse mahkûm olur ama onu da zaten aşâirden oluğu cihetle ya firar ile geçişdirir yahut hapse girer ise üç-beş ay hapislik kendisine iki gün tesir etmeden ikmâl- i müddet eder gider. Mal-ı mesrûkanın kendi malı olduğunu isbât cihetine gelince, iş asıl buradadır. Zira çoğu zaman bunu isbât etmek mümkün olmaz. Zavallının hakkı da buhar olur gider”. Bkz. Babalık, 20 Mayıs 1329.

852 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 30-2.

853 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 63 (9 Ramazan 1273/3 Mayıs 1857). 854

BOA. İ. MVL. 351-15307, lef 7 (16 Receb 1272/23 Mart 1856).

Sabri Bey, 19. yüzyılda Antalya’da görev almış kaymakamlar içinde ismi en çok tartışmaya konu olanlar arasında yer almıştır. Sabri Bey’in tartışmalı ilk icraatı kendisinden önceki kaymakam Mehmed Bey döneminde şehbender vekilliği görevinden azledilmiş olan Arap Süleyman Efendi’yi İbrahim Ağa’nın yerine tekrar şehbender vekilli tayin etmesiydi856

. Ayrıca, Mehmed Hurşid Efendi ile Yanıkzade İsmail Bey’i tüm itirazlara rağmen Antalya Meclisi’ne alan da (Mustafa Paşa önayak olmuş olsa da) nihayetinde Sabri Bey’di.

Öte yandan Sabri Bey’le ilgili en ciddi eleştiriler, Vali Hamdi Paşa’nın Antalya’dan ayrılmasının hemen akabinde, Sabri Bey’in Hamdi Paşa’nın meclisten ihraç ettiği Hacı Ömer Ağa ile Çeribaşızade Yusuf Ağa’yı tekrar meclise almasından sonra dile getirilmiş, bu tarihten itibaren Sabri Bey fırka-i mütecâsireye taraftar olanlar tarafından fırka-i melûnenin koruyucusu olarak anılmıştır. Hatta iddialara göre kaymakam sadece fırka-i melûneyi tesâhub etmekle etinmiyor, ayrıca, Hacı Ömer Ağa, Yusuf Ağa ve Mubayaacızade Mustafa Bey’in tahrikiyle bunların tarafgirlerinden bir takım kişileri “cumhur ettirip”, evvela Mehmed Hurşid Efendi’yi daha sonra da Yanıkzade İsmail Bey’i meclisten çıkarmak gayesini güdüyordu. Tam da bu dönemde rüşvet aldığı gerekçesiyle görevinden el çektirilen Antalya Naibi Mehmed Şakir Efendi’nin azledilmesinin ardında da Kaymakam Sabri Bey vardı857

.

Yanıkzade İsmail Bey ve avenelerinin ortaya attığı tüm bu iddialar, bu iddiaların dile getirilmesinden kısa bir süre sonra İsmail Bey ile Mehmed Hurşid Efendi’nin Antalya Meclisi’nden çıkarıldıklarına bakılacak olunursa, doğru gibi görünmektedir. Ayrıca, Naib Şakir Efendi’nin azledilme nedeni de kesinlikle Kaymakam Sabri Bey’di. Şakir Efendi, İsmail Bey ve Mehmed Hurşid Efendi’nin Antalya Meclisi’nden çıkarılarak onların yerine Osman Ağazade Bekir Efendi ve Yörükzade Hacı Ahmed Ağa’nın aza seçildiğine ilişkin kararı ihtiva eden meclis mazbatasını mühürlememiş858, Sabri Bey ise Naib Şakir Efendi’nin bu tutumunu,

Şakir Bey’in meclisi ve memleket işlerini yüz üstü bırakmasına delil kabul etmiş ve azlini talep etmiştir859

.

Hakkındaki birçok olumsuz ithama rağmen, Yanıkzade İsmail Bey ile Mehmed Hurşid Efendi’nin Antalya Meclisi’nden ihraç edilmesinin gündemde olduğu tarihlerde dahi, Antalya’dan İstanbul’a gönderilen birçok mazbata ve mahzarda Sabri Bey’den hoşnut olunduğu dile getirilmiştir. Nitekim Nisan 1857’de Antalya kazaları meclis azaları tarafından kaymakamdan hoşnut olunduğuna ilişkin mazbatalar hazırlanmıştı860

. 1857 senesine tarihlenen bir diğer mazbatada ise –söz konusu mazbatada bu tarihte henüz meclis azası

856 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 65.

857 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 53 (9 Ramazan 1273/3 Mayıs 1857). 858

BOA. MVL. 573-13, lef. 1 (7 Cemâzi-yel-evvel 1274/24 Aralık 1857).

859 BOA. MVL. 573-13, lef. 2 (7 Cemâzi-yel-evvel 1274/24 Aralık 1857). 860 BOA. MVL. 183-36, lef. 8. (24 Şâban 1273/19 Nisan 1857).

bulunan Mehmed Hurşid Efendi, İsmail Bey ile Ali Muhlis Ağa’nın mührü yoktur– kaymakam aleyhinde onun tarafgir olduğu iddiasıyla Antalya’dan İstanbul’a gönderilen mahzarların gerçeği yansıtmadığı vurgulanmış, cümle ahalinin kendisinden hoşnut olduğu ve kaymakamlıkta bekasını talep ettiği dile getirilmişti861

.

Sabri Bey aleyhinde kaleme alınmış ve Konya Valisi’ne sunulmuş bir arzuhalde ise –bu arzuhal muhtemelen Mehmed Hurşid Efendi tarafından hazırlanmış ve önce Konya Valisi’ne verilmiş, daha sonra Bâb-ı Âli’ye takdim edilmişti– Sabri Bey’in “taraftarlık davası”na düştüğü, Hacı Ömer Ağa, Çeribaşızade Yusuf Ağa, Arap Süleyman Efendi ve Moralı Ahmed Pertev Efendi ile imtizaç edip “muteber” meclis azasını tahkir edip ayakaltına aldığı vurgulanmış, Kaymakam Bey’in Antalya’ya geldiği günden beri şehirde dedikodunun kesilmediği, aksine giderek arttığı, kendisinden tüm sancak halkının nefret ettiği bildirilmiş, bu nedenle kaymakamlıktan azliyle yerine dirayetli ve hakkaniyetli bir kaymakamın tayini talep edilmişti. Ayrıca, bir an önce Antalya’daki meseleyi tahkik için şehre bir memur atanmalı, azalıktan çıkarılmış olan Yanıkzade İsmail Bey ile Mehmed Hurşid Efendi tekrar aza seçilmeliydi862

.

Sabri Bey’in aleyhinde bulunan en önemli isim ise hiç şüphesiz Konya Valisi Hamdi Paşa idi. O, 9 Ekim 1857 tarihli bir tahriratında Sabri Bey’i kendisini bağımsız bir memur kabul edip merkez eyaleti tanımaması nedeniyle eleştirmiş; uygunsuz hal ve hareketleri sebebiyle meclis azalığından çıkardığı Arap Hacı Ömer Ağa’yı “şiddetli bir şekilde” himayesi altına alıp tekrar aza yaptığını ve meclis azasından Yanıkzade İsmail Bey ile Mehmed Hurşid Efendi’yi meclisten ihraç ettiğini söylemişti. Hamdi Paşa’ya göre kaymakamın bu hareketleri ahaliyi terfik edip aralarındaki çatışmayı daha da şiddetlendirmiş, bu durum ise tebdilini mecbur hale getirmişti863

.

Kaymakam Sabri Bey hakkındaki ithamları cevaplarken, örtük olarak, bu iddiaların ortaya atılmasında Vali Hamdi Paşa’nın bir hissesi olduğunu ima etmişti. Kendi ifadesiyle, Antalya’da göreve başladığı ilk günden itibaren halkın güvenlik ve refahına çok itina etmiş, Vali Hamdi Paşa’nın Antalya’yı ziyaret ettiği ve şehirde 12 gün kaldığı dönemde kendisi aleyhinde bir tek şikâyetçi dahi zuhûr etmemişti. Ancak daha sonra ne sebeple olduğunu kendisinin de bilmediği bir şekilde bazı fesâd takımı aleyhinde mahzar ve mazbata tertip etmişti. Hatta işittiği rivayetlere göre –ki bu rivayetler bir yönüyle doğruydu– haklarındaki emirnâme mucibince meclis azalığından ihraç ettiği Yanıkzade İsmail Bey ile Mehmed Hurşid Efendi, bazı fakir fukaraya “beyaz üzerine mühür bastırarak” mahzar tertip ettirmiş ve

861

BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 9.

862 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 32.

bunu Konya Valisi’ne vermişlerdi. Mehmed Hurşid Efendi Vali Hamdi Paşa’nın emriyle Konya’dan İstanbul’a gitmiş, burada kendisi aleyhinde tezviratta bulunmuştu864

.

Kasım 1857’de, Antalya’dan Meclis-i Vâlâ’ya gönderilen ve birçok hayriyye tüccarı, “vücûh-ı belde” ve Rum tüccarın mührünün bulunduğu bir mazbatada da, Antalya halkının Sabri Bey’den hoşnut olduğu dile getirilmişti865. Aynı tarihte benzer bir mazbata Sancak Meclisi tarafından da tanzim edilmiş ve Meclis-i Vâlâ’ya iletilmiştir. Bu mazbatada mührü olan azalar ise Çeribaşızade Yusuf Ağa, Mubayaacızade Mustafa Bey, el-Hac Hafız, Ali Muhlis Ağa, Salih Ağa, Naib Halil Halet, Kocabaş Oran, Metropolit Vekili İstrati idi866

. Bununla birlikte Vali Hamdi Paşa, Mart 1858’e tarihlenen yazışmalarından da anlaşıldığı kadarıyla, Kaymakam Sabri Bey’in fırka-i melûneyi desteklediğine inancından hiç vazgeçmemişti. Mart 1858’de Vali Paşa, Hacı Ömer Ağa ve Arap Süleyman Efendi ile taraflarının Antalya’da icra ettiklerini iddia ettiği mezâlimin, Antalya Kaymakamı bunların hamisi olduğu için incelenemediğini, bu nedenle Kani Paşa’nın bu iş için görevlendirildiğini belirtmişti867

.

Bir diğer iddiaya göre ise hükümette istihdam edilen zabıtaların bir kısmı Kaymakam Bey’in bir kısmı ise Hacı Ömer Ağa ve Arap Süleyman Efendi’nin hizmetkârı olduğundan, hükümete halini arz etmek ve haklarını talep etmek için arzuhal takdim etmeye gelen ahali ve fukarayı konaktan içeriye almıyorlar ve özellikle köylerden şikâyet için gelen halkı şehirde durdurmayıp geri gönderiyorlardı868

.

Fırka-i melûneden Çeribaşızade Yusuf Ağa’yı koruyup kollayan da Sabri Bey’di. Yusuf Ağa Antalya Meclisi’nde vuku’ gelen tüm müzakereleri ve “esrar-ı meclisi” şurada burada ve çarşı pazarda ifşa ediyor ve şer’i işlere bile karışıyordu869

. Bu nedenle Yanıkzade İsmail Bey ile Mehmed Hurşid Efendi 22 Nisan 1857’de Yusuf Ağa’nın meclisten ihracı ve yerine Osman Ağazade Bekir Efendi’nin aza tayinini talep etmişti870

.

Sabri Bey, Ahmed Ata Bey’in soruşturma için şehirde bulunduğu dönemde dahi Yanıkzade İsmail Bey ve avenelerinin aleyhinde bulunmuş, Hacı Ömer Ağa ve fırkasını desteklemiştir. Ona göre Antalya meselesi bir “erâcîf” (düzmece) idi ve hadisenin tahkiki için şehre tarafsız bir memurun gönderilmesini talep eden kişi kendisiydi. Ahmed Ata Bey Antalya’ya gelişinin üçüncü günü, müfettişe, kendisi aleyhinde İsmail Bey ile Mehmed Hurşid Efendi’nin tanzim ettiği ve ettirdiği 25-30 tezkire takdim edilmiş; ancak tezkirelerdeki

864

BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 16 (15 Rebî-ül-evvel 1274/3 Kasım 1857).

865 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 19 (14 Kasım 1857).

866 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 20 (Rebî-ül-evvel 1274/Ekim-Kasım 1857). 867 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 25 (11 Şâban 1274/27 Mart 1858).

868

BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 70-2 (2 Şevval 1274/16 Mayıs 1858).

869 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 33 (27 Şâban 1273/22 Nisan 1857). 870 BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 34 (27 Şâban 1273/22 Nisan 1857).

vahim iddialarının tümünün iftiradan ibaret olduğu açığa çıkmıştı. Hatta güya bu iddiaların iftira olduğu açığa çıkınca Mehmed Hurşid Efendi, Müfettiş Ahmed Ata Bey’e “serkeşlere yaraşır kelimeler sarf etmiş”, ona serserice muamelede bulunmaya cesaret etmişti. Hacı Ömer Ağa ile Arap Süleyman Efendi hakkındaki iddialar ise kendi kaymakamlığı döneminde değil, kendisinden önceki Antalya kaymakamları döneminde gerçekleşmiş hadiselerdi871

.

Sabri Bey, Ahmed Ata Bey’in soruşturmasından sonra, muhtemelen kaymakamlık görevinden azledildiği günlerde kaleme aldığı ve görev bölgesinin değiştirilmesini talep ettiği bir müzekkirede olayların gelişimini kendi zaviyesinden bir kere daha özetlemiştir. Bu müzekkirede Sabri Bey, Antalya kaymakamlığı uhdesine ihale edildikten hemen sonra o dönemde Konya valisi olan Mustafa Paşa’yla görüştüğünü ve bu görüşme sonrasında kendisinden önceki Antalya kaymakamı Mehmed Bey tarafından meclisten ihraç edilen Mehmed Hurşid Efendi’yi, Mustafa Paşa’nın emriyle tekrar meclise aldığını yazmıştır. Ne var ki Mehmed Hurşid Efendi’nin meclise alınmasına ilişkin bu karara hem meclis azaları hem de “muteber ahali” rıza göstermemiş, ancak söz konusu karar Mustafa Paşa tarafından alındığı için Mehmed Hurşid Efendi meclise alınmıştır. Sabri Bey bir süre sonra Yanıkzade İsmail Bey’in de meclise alınmadıkça kendi halinde durmayacağına kanaat getirmiş, bu nedenle onu da meclise almıştı. Mehmed Hurşid Efendi ve İsmail Bey meclise alındıktan sonra ise burada muhalifleri olmasına rağmen diğer meclis azalarıyla bir süre “karındaş gibi hüsn-i imtizâc etmişti. Ancak Rodos Valisi Hamdi Paşa’nın Konya’ya vali olarak atanması ve görev yeri olan Konya’ya geçmeden önce Antalya’ya uğraması tüm dengeleri alt üst etmişti. Hamdi Paşa Antalya’da bulunduğu dönemde İsmail Bey’in konağında kalmış, burada İsmail Bey “her ne hal ise” Hamdi Paşa’yı tahrik ederek Hacı Ömer Ağa’yı dava ettirmiş, hatta Burdur’a çağırttırmış, bununla da yetinmemiş, Hacı Ömer Ağa ve Arap Süleyman Efendi’nin aileleriyle birlikte Antalya’dan sürgünleri için mahzar tertip ederek bu tertibine “vali emri” görünümü vermiş; Mehmed Hurşid Efendi ise Burdur taraflarında bu tür girişimlerde bulunmuş, bu girişimleri haber alan diğer fırka taraftarları da Hacı Ömer Ağa’dan hoşnut ve müteşekkir olduklarına dair kendi mahzarlarını tertip etmişti. Neredeyse bir sene devam eden ve şehri “fesâd ve dedikodudan hali bırakmayan” Antalya olaylarının özeti buydu872

.

Kaymakam Sabri Bey müzekkiresinde kendisi aleyhindeki iddialara da değinmiştir. Sabri Bey’e göre Hamdi Paşa’nın Antalya’da ikamet ettiği 12 gün zarfında aleyhinde bir tek dava ve şikâyet zuhûr etmemişti. Bu sebeple onun hakkında söyleyecek olumsuz sözü olmayanlar, Hacı Ömer Ağa ve Arap Süleyman Efendi’yi güya onun koruduğunu iddia ederek ve bu iddialarını Antalya’dan Konya Valisi’ne gönderdikleri mahzarlarla dile getirerek Sabri

871

BOA. İ. MVL. 399-17360, lef. 76 (15 Şevval 1274/29 Mayıs 1858); BOA. MVL. 571-32, lef. 2 (15 Şevval 1274/29 Mayıs 1858).

Bey’i gözden düşürmeye çalışıyorlardı. Ne var ki Hamdi Paşa’nın huzurunda gerek Antalya’da gerek Burdur’da yapılan muhakemelerde Hacı Ömer Ağa ile Arap Süleyman Efendi’ye isnat edilen suçlamaların, kendisinin Antalya’daki memuriyet döneminde işlenmiş olmayıp, kendisinden önceki kaymakamlar dönemine ait olduğu ortaya çıkmıştı. Bu nedenle ona isnat edilen “kaymakam tesâhubü” suçlamasının hiçbir gerekçesi bulunmuyordu. Zaten Hamdi Paşa’nın Antalya’da bulunduğu dönemde şikâyetçilerinin yüzüne karşı “Hacı Ömer Ağa ve Arap Süleyman Efendi’yi zerre kadar tesâhub etmediğini” söylediğinde ve kendisine isnat edilen suçlamaların ispatını istediğinde şikâyetçileri “cevaptan aciz kalmışlar”dı873

. Sabri Bey müzekkeresinde son olarak Şeyh Ali Efendi’nin kızı Fatma’nın başına gelen olaylara da değinmiş, bu meselenin bilinçli olarak çarpıtıldığını dile getirmiştir. Sabri Bey’e göre Yanıkzade İsmail Bey ve Mehmed Hurşid Efendi tezviratlarını ilerletmek için Şeyh Ali Efendi’ye rüşvet vermişti. Ayrıca, Hacı Ömer Ağa’nın oğlu ve biraderlerinin bu olaylarla bir ilişkisinin olmağı Fatma’nın ifadesiyle de doğrulanmıştı. Dolayısıyla, Hacı Ömer Ağa’nın bu hadiseyle bir ilişkisinin olmadığı anlaşıldığı için, bu olayla ilgili olarak kendisinin suçlanmasının da manası yoktu874

.