• Sonuç bulunamadı

6. ALAN ARAŞTIRMASI VE YÖNTEM

6.2. Derinlemesine Görüşmelerin İçerik Analizi (Bulgular)

6.2.1. Kategori 1: Alan Yönetimi

Çizelge 6.1, katılımcıların alan yönetimi hakkındaki görüşlerinin sonuçlarını özetlemektedir. Analize dayalı olarak “alan yönetimi” kategorisi şu şekilde ana temalar belirlenerek sınıflandırılmıştır: 1) Alan yönetiminin tanımlanması, 2) Mevzuat Bağlamı, 3) Alan Başkanı, 4) Danışma kurulu ile eşgüdüm ve denetleme kurulu, 5)AY ve koruma kurulu ilişkisi, 6) Bütçe, 7) Mesleki bağlamda değerlendirme, 8) Yönetişim

0

Alan Yönetimi Harran Alan Yönetim Planı Harran Kenti

Çizelge 6.1. Katılımcıların “Alan Yönetimi” kategorisindeki görüşlerinin özeti

Görüşme Bulguları Ana Kavram Alt Temalar Kategori

Mevzuat ile konunun

Derinlemesine görüşmelerin alan yönetimi kategorisinde katılımcılara göre dağılımı şekil 6.8’de gösterilmektedir. Buna göre; alan yönetiminin kurumsal yapısı, alan başkanı, alan yönetiminin bütçesi, paydaş katılımı tema ve alt başlıkları en çok bahsi geçen konular olarak görülmektedir.

Şekil 6.9. Alan yönetimi kategorisinin görüşmecilere göre dağılımı

Şekil 6.9’da alan yönetimi kategorisi için oluşturulan kodlama ağacı görselleştirilmiştir.

Buna göre; 1.,2. ve 3. dereceden alt başlıklar ayrıntılı şekilde görülmektedir.

Şekil 6.10. Alan Yönetimi kategorisi için oluşturulan kodlama ağacı

Alan yönetimi; alan ihtiyaçları doğrultusunda miras alanlarının muhafaza edilmesi amacıyla stratejiler belirleyen, yasal anlamda bağlayıcılığı olmayan bir yönlendiricidir.

Geri besleme mekanizmasına sahip bir yapısı vardır. Sürekli izlenen, kendini değişen şartlara göre revize edebilen bir rehber niteliği taşımaktadır. Yönetim planı 2004 tarih ve 5226 sayılı KTVKK’da “yönetim alanının korunmasını, yaşatılmasını, değerlendirilmesini sağlamak amacıyla, işletme projesini, kazı plânı ve çevre düzenleme projesi veya koruma amaçlı imar plânını dikkate alarak oluşturulan koruma ve gelişim projesinin, yıllık ve beş yıllık uygulama etaplarını ve bütçesini de gösteren, her beş yılda bir gözden geçirilen plânlardır” olarak tanımlanmaktadır.

Görüşmeciler ile yapılan mülakatlarda öznel tanımlamaların teknik tanımlamalardan daha fazla ön plana çıktığı gözlemlenmiştir. Derinlemesine görüşme yapılan uzman kişi alan yönetimi tanımını şu şekilde yapmaktadır;

Alan yönetim planı bir master plandır. Kültürel değerleri olan alanların anayasasıdır.

Bununla birlikte alanın korunması ve yaşatılması için hükümlerin belirlendiği ve uygulandığı bir süreci oluşturur (C. Kaynak -Yüksek şehir plancısı- İller Bankası Teknik uzmanı – 25 yıl).43

Alan yönetim planının nasıl elde edildiği konusunda Alan Başkanlığı’nın görüşü; yetkili idare olan GAP Bki. Bşk. tarafından Harran Belediyesi güdümünde Anadoku firmasına ihale yoluyla yaptırıldığı şeklindedir. Bu konu kapsamında yetkili uzmanlar ile yapılan görüşmelerde ihale yönteminin tercih sebepleri; kamu kurumlarında çalışan personellerin birden fazla işle meşgul olma durumları zaman ve maliyet tasarrufunun sağlanması olarak belirtilmektedir. İhale ile yapılan işlerin kamu kurumları tarafından denetlenip yönlendirildiği ve şartnamede belirtilen kuralların dışına çıkılmadığı, aksi taktirde kamu kurumlarının yasal yaptırım haklarının bulunduğu vurgulanmaktadır. Bu şekilde daha profesyonel işlerin ortaya çıktığı fikri genel kanı olarak saptanmıştır. Bu konuda bir katılımcının açıklamaları şu şekildedir;

Yönetim planının yapılması bir hizmet alım işidir. Kamu kurumları bu gibi işleri ihale yoluyla yaptırmayı daha uygun görürler. Kurumlarda çalışan her personelin rutin işleri oluyor ve tüm işlerini bırakıp yönetim planı hazırlama ya da başka bir özel projeye yoğunlaşma gibi bir durum mümkün değildir. Bu kadar personel ve zaman da mevcut olmadığından daha profesyonel çıktıların oluşması için ihale

43 (İsim (Kod)- Meslek – Kurum – Mesleki Deneyim)

yöntemi uygulanmaktadır. (Prof. Dr. Mehmet Önal- Arkeolog – Harran Kazı Başkanı – Danışma kurulu üyesi- 31).

Alan yönetim planlarının ayrıcalıklı planlar olduğu düşüncesiyle planın elde edilmesi aşamasında daha farklı yöntemler izlenmesi gerektiği fikrini savunanlar da bulunmaktadır.

Bir görüşmeci bu konuda;

Ben ihale yöntemini çok doğru bulmuyorum. İhalede temel anlamda ihaleyi alan firmanın belgelerinin tamam olup olmadığına bakıyoruz. Belgeleri mevcutsa firmayı yeterli görüp projeyi veriyoruz. Örneğin projenizde şehir plancısı arıyorsanız beş yıllık deneyim şartı koyabilirsiniz. Firmanın personeli de bu şartı sağlıyor olabilir ancak siz hangi projelerde ne şekilde çalıştığını ya da yetkinliğini sorgulayamıyorsunuz. Alan yönetim projeleri özel projelerdir. Devletin bu gibi projeleri “özel” olarak değerlendirmesi ve buna göre yaklaşması gerekmektedir.

Örneğin fikir projesi yarışmaları düzenlenebilir (A. Aslan – Turizm ve Pazarlama Uzmanı- Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürü- 16)

şeklinde açıklama yapmaktadır.

Alan başkanı, danışma kurulu ile eşgüdüm ve denetleme kurulunun işlevlerinin, süreçteki rolünün, yapılan toplantıların ve alınan kararların irdelendiği “alan yönetimi” kategorisinde görüşmecilerin bu konuya ilişkin fikirleri analiz edilmiştir. Danışma kurulu, derinlemesine görüşme yapılan uzmanların görüşlerine göre; yönetim planı taslağını inceleyerek bu taslağın karara bağlanması ve uygulanması konusunda eşgüdüm ve denetleme kuruluna önerilerde bulunur. Danışma kurulunun aldığı kararlar tavsiye ve öneri niteliği taşır, yasal bir yaptırımı bulunmamaktadır. Kurul; üniversiteler, il kültür ve turizm müdürlüğü, STK temsilcileri ve uzman teknik kişilerden oluşmaktadır. Ancak paydaş katılımının en aktif şekilde sağlandığı bu kurumun kararlarının tavsiye niteliği taşıması dışında bir etkisinin ve yaptırım gücünün olmaması konusunun uygulamada problemlere neden olduğu hususunda fikir birliği bulunmaktadır. Bu konuda bir görüşmeci;

Danışma kurulu, planlama sürecine de dahil olmuş kazı başkanımız, üniversite hocalarımız, kurumlardan şehir plancısı, mimar, arkeolog gibi teknik uzman arkadaşlarımızdan oluşuyor. Kurulun aldığı kararların herhangi bir bağlayıcılığı yok.

2,5 yıldır toplantılar yapılmıyor. Kurulun geniş yetkilerle donatılıp kurumsal bir kimliğe sahip olması gerekmektedir. Ancak bu şekilde etkili olma şansı var (G29- Y.

Mimar – Danışma Kurulu Üyesi- 14).

şeklinde açıklama yapmaktadır.

Danışma kurulunun yasal düzenlemeler gereği belli dönemlerde toplanarak süreci takip etmesi ve raporlamalar yapması gerekmektedir. Ancak görüşmeciler ile yapılan mülakatlar sonucunda ortaya çıkan ortak kanı; alan yönetiminin planlama aşaması bittikten sonra yaklaşık 2,5 yıldır hiçbir danışma kurulu toplantısının ve gerekli raporlamaların yapılmadığı, sürecin takip edilmediği yönündedir. Yapılmasını da pek mümkün görmeyen katılımcıların sayısı olumlu görüşe sahip olanlardan daha fazladır. Ciddi emek ve zaman gerektiren bu toplantılar için bütçe ayrılması gerektiği, kurumların kendi personel ve bütçelerini danışma kurulu toplantılarına ayırmak istemedikleri belirtilmektedir. Gelinen noktada kültür ve turizm bakanlığı 2019 yılı itibariyle yeni bir alan başkanı atayarak mevzuat gereğince bir huzur hakkı tanımlamıştır. Ancak yalnız alan başkanına tanınan bu hak yeterli bulunmamaktadır. Bütçe konusunda düzenlemeler yapılmadan bu gibi yönetim planı çalışmalarının tamamlanmasını beklemek katılımcılar tarafından gerçekçi bir yaklaşım olarak görülmemektedir.

Alan yönetiminin tanımlanmış herhangi bir bütçesi yoktur. Alan yönetim planında belirlenen faaliyetler için sorumlu kurum ve kuruluşlar atanmaktadır. Bu kurumlara, ilgili faaliyeti yatırım programlarına dahil etmeleri halinde genel bütçeden kaynak aktarımı yapılmaktadır. Sorumlu kurumların bu faaliyetleri gerçekleştirme zorunlulukları da bulunmamaktadır. Alan yönetiminin tanımlanmış bir bütçesinin olmaması sebebiyle atanmış bir harcama yetkilisi ya da bütçe için onay mercii de bulunmamaktadır. Bu durumun sorumlu kurumlarda isteksizlik yarattığı kanısı ağırlık kazanmaktadır. Bu durum planın uygulama aşamasına geçilmesinde en büyük engel olarak belirtilmektedir. Alan yönetiminin kurumsal bir dayanağının, kendi bütçesinin ve personelinin olması gerekliliği en yaygın öneri olarak analiz edilmiştir. Bu konuda bir katılımcı şu şekilde açıklama yapmaktadır;

Alan yönetiminin kurumsal bir yapısının oluşmamasından kaynaklı olarak faaliyetlerin hiçbiri gerçekleştirilemedi. Planın getirdiği kararlar var. Bu kararların tek tek uygulanması lazım. Bu uygulamayı da yürütecek bir ekibin olması lazım. Bu ekip sadece belediyeye ‘al sana plan’ diyerek oluşturulamıyor. Bunun bir de bütçesi olması gerekiyor. Sadece alan başkanına bir huzur hakkı tanımlanıyor. Bu yeterli değil. Diğer tüm ücretleri kurumlar karşılıyorlar. Örneğin bir kurumdan bir personel kurula atandıysa onun görevlendirmesini o kurum karşılıyor. Doğal olarak kurumlar da personellerini toplantıya gönderiyor süreç bu şekilde yürüyor. Burada kesinlikle yerel yönetim bünyesinde bir birim ya da bir başkanlık olmalı, yazışmalar ve uygulamalar ile uygulamaların kaynak teminlerini tek elden bu başkanlığın yönetmesi gerekmektedir (G24- Arkeolog- Danışma kurulu üyesi- 17).

Alan yönetimi planlarının onay açısından eksikliğinden bahsedilerek yönetim planlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanması gerektiği üzerinde ortak fikir birliği oluştuğu görülmüştür. Katılımcılar tarafından onay merciinin mevzuatta çözümlenmesi gerektiğinden bahsedilmektedir. Bununla birlikte ilgili danışma kurulu ile eşgüdüm ve denetleme kurulu üyelerinin özlük haklarının tanımlanmamış olması sebebiyle bugüne kadar yapılması gereken toplantıların hiçbiri yapılmamıştır. Ayrıca bu konuda yasal dayanak oluşturulması gerekliliği belirtilmektedir. Belediye bünyesinde yalnızca alan yönetimi sürecini takip edecek teknik bir “alan yönetimi birimi” oluşturulması ve yeterli sayıda teknik personel tarafından işlemlerin yürütülmesi gerekliliği de eksik olarak gözlemlenmektedir. Aynı zamanda; AYP’na aykırı eylemlere karşı AY’nin yaptırımının olmadığı, yerinden yönetimin kurumları olan yerel idarelerin konumunun bakanlık karşısında yetersiz olduğu, Bakanlık’ın uzaktan aldığı kararların uygulanabilirlikten uzak olduğu, yönetmelikte özellikle kültürel miras alanlarındaki izlencenin tanımsız ve yetersiz olduğu belirtilmiştir. Tüm bu eksiklikler sonucunda denetleme birimi oluşturup kapasite ve işlerliğinin artırılması gerekmektedir.

AY kurulları ile koruma kurulları arasında yasal anlamda bir ilişki bulunmamaktadır.

Ancak bu ilişkinin kurulabilmesi için alan başkanlığının gözlemci statüsünden alınarak koruma kurullarında alınan kararlara etkin katılımının sağlanmasının gerekliliği konusunda açıklamalar bulunmaktadır. Ortak üyenin olmaması gerektiği, yeterince yaygınlaştırılamayan katılım ortamları nedeniyle süreçte ne kadar çok uzman ya da paydaş yer alırsa o oranda doğru kararlar alınabileceği görüşü hakimdir. Bu konuyla ilgili koruma kurulu üyeleri ile yapılan görüşmelerde, üyelerin HAYP ile sadece konuya dair spesifik bir çalışma olduğunda ilişkili olduğu, birlikte çalışma ortamının bulunmadığı belirtilmektedir.

Ancak bununla birlikte HAYP çalışmalarında yer alan bazı uzmanların (kazı başkanı, alan başkanı, vb.) aynı zamanda koruma kurulu üyesi oldukları da belirlenmiştir.

Alan yönetimi kavramı, çok yönlü düşünülmesi gereken bir konudur. Yönetim planı çalışmalarında sosyal ve teknik birçok meslek uzmanı bir arada çalışmaktadır. Her bir mesleğin konuya bakış açısı birbirinden farklıdır. Yapılan derinlemesine görüşme çalışmasında uzmanların alan yönetimini mesleki bağlamda değerlendirmeleri istenmiştir.

Katılımcılarla yapılan görüşmelerde ortaya çıkan en yaygın görüş; alan yönetim planı yapılan bölgede koruma-kullanma dengesinin kurulmasının zorunluluk olarak görülmesi olmuştur. Bu konuda bir uzmanın görüşü şu şekildedir;

Bir yapıya ya da alana insan nefesi değmediği sürece orayı kurtaramazsınız. Nefes bir yapının iksiridir. Korumak çok önemli. Koruyacaksınız ki satabilecek bir şeyleriniz olsun. Korumak için de bir şeyleri satmanız gerekiyor. Doğru koruma yöntemleriyle alanı satabilmektir asıl mesele. Kullanalım ancak alanı hiçbir zaman zorlamayalım. Alanın sınırlarını belirleyelim, gelsin insanlar ziyaret etsinler, içine girmek istedikleri zaman da girsinler. Para kazanamadığınız zaman oraya kaynak bulamıyorsunuz. Katkı sunduğunuz ölçüde katkı bulabiliyorsunuz. Aradaki bu dengeyi sağlıyoruz sanırım. Bundan sonrası bu alana zarar verir diyebilmek ama bundan sonrası için de ben bunu satamam paraya dönüştüremem diyebilmek önemli.

Ancak paraya dönüşmesi gerekiyor ki ben buraya restorasyon yapabileyim, elektrik suyunu ödeyebileyim (G16- Yönetici –16).

Alan yönetim planları, üst kademe planlardır. Planlamada “kademeli birliktelik ilkesi” göz önüne alınarak yönetim planlarının kesinlikle önce yapılması, daha sonra fiziki planların gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda fikir birliği bulunmaktadır. Alan yönetim planlarında fiziki planlara yön verecek kararlara da yer verilebilir.

Etkin koruma politikaları merkezi ve yerel yönetim arasındaki eşgüdümsüzlükten doğan kaynak ve araç kullanımını gidermektedir. Alan yönetiminin en temel bileşeni paydaş katılımıdır. Görüşmecilerle yapılan mülakatlar sonucunda, ilgili olup sürece katılım sağlamayan hiçbir kişi, kurum ve kuruluşun olmadığı belirlenmiştir. Bununla birlikte, planlama süreci boyunca tüm paydaş toplantılarına istekli şekilde üst düzey katılım gerçekleşmiştir. Katılıma istekli tüm gruplar sürece dahil olmuşlardır. Halk katılımı bağlamında ise alan başkanlığı tarafından süreç hakkında vatandaş bilgilendirmelerinin tam anlamıyla yapılmadığı, bu sebeple halk katılımının eksik kaldığı yönünde görüşler bulunmaktadır.