• Sonuç bulunamadı

4. PARÇACIL KORUMANIN ALAN YÖNETİMİNE EVİRİLMESİ

4.2. Dünya Mirası ve Alan Yönetimi

Tüm insanlığa ait olan, üstün evrensel niteliklere sahip doğal ve kültürel varlıkların; çeşitli etkilerle zarar görme ve hatta yok olma tehlikesine karşın, Unesco devletlerarası otoritelerini organize ederek Dünya Mirası Sözleşmesi’ni hazırlamıştır. 1972 tarihinde Paris’te onaylanan “Sözleşme”nin giriş kısmında bulunan;

“Tüm Dünya’nın sahibi olduğu kültürel ve doğal mirası tehdit eden tehlikeler karşısında ilgili devletlerin yardımda bulunarak sorumluluk üstlenmesi bir zorunluluk ve bütün milletlerarası camianın ödevidir. Bütün miras alanlarının evrensel değere sahip emsallerinin, tüm milletlerin ve Dünya mirasının bir bölümü olacak şekilde koruma altına alınması şarttır.” (Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi, 1982)

cümleleri teşebbüsün sebeplerini açıklamaktadır.

“Evrensel değer” tanımı global, ulusal sınırları aşan, tüm insanlığı sorumlu tutan, bugünkü ve gelecek nesiller için anlam ifade eden doğa ve kültür değerlerini birbirinden ayırmak amacıyla kullanılmaktadır. Sözleşmede “üstün evrensel değere sahip” olarak tanımlanabilecek varlıklara ait özellikler belirtilmiş, ulusal ve uluslararası otoritelere düşen sorumluluklar tanımlanmıştır (Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi, 1982).

Sözleşmenin 1. ve 2. maddelerinde, nelerin dünya mirası olabileceğine dair açıklamalar yapılarak alanlar, “doğal” ve “kültürel” olacak şekilde sınıflandırılmıştır. Sözleşmeye göre

“doğal miras”, istisnai olağanüstü değere sahip fiziksel, jeolojik ve biyolojik özellikleri taşımakla birlikte nesli tükenmekte olan türlerin yaşam alanı bölgeleri; bilimsel, muhafaza veya doğal güzellikler sebebiyle değerli alanları içine almaktadır (Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi, 1982).

“Kültürel miras”, anıt eserler, yapı toplulukları ve sit alanlarından meydana gelmektedir.

Zaman, yaratıcılık veya bilimsel bakımdan harikulade niteliklere sahip anıtlar; mimari

değeri, homojen yapıları ya da alandaki konumlanmalarıyla evrensel değere sahip yapı toplulukları; insan eliyle inşaa edilmiş olan tarihi, estetik, bilimsel veya antropolojik bakımdan evrensel değere sahip yerler DM Listesi’ne alınmak için teklif edilebilir (Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi, 1982).

Dünya Miras Merkezi, Dünya Mirası Listesi’ne alınması için teklif edilen, ilan edilen ve bu listeye alınan tüm alanlar için “sözleşme” doğrultusunda hazırlanan bir alan yönetimi planının olmasını zaruri görmektedir. Özellikle 2000 yılından itibaren Unesco DM Listesi’nde bulunan ve aday olarak gösterilecek bütün alanlar için yönetim planı hazırlama ve uygulama kuralı getirilmiştir24.

Evrensel değere sahip özelliklerinin varlığı konusunda ortak kanıya varılmış olan kültürel ve doğal mirasın, bütünlüğünün korunması ve devamlılığının sağlanması tüm insanlık için büyük önem arz eder. Uluslararası tüzüklerde korunması gerekli alanlar için planlama yöntemi ve süreci doğrudan belirtilmiş olmasa da birçoğunda kural ve yöntemler belirlenmiştir. Bir alan yönetimi planının esas amacı; devletler arası alanda benimsenmiş sözleşmeler kapsamında merkezi ve yerel otoriteler, kamu ve özel taşınmazların malikleri, yatırımcılar, kullanıcılar ve ziyaretçileri içine alan, tüm paydaşların katılımı ile sürdürülebilir korumanın sağlanarak bir kılavuz elde edilmesidir.

DM Listesi’ne dahil olan üye ülkelerin turizm ve tanıtım yönünden avantajların farkında olmaları ve daha fazla alanı aday listesinde görmek için çaba sarf etmeleri, tüm dünyada artan ilgiyi göstermektedir. Diğer taraftan tüm insanlığa karşı sorumlulukların alındığı bu alanlarda olması gereken özen ve dikkat gösterilerek sürdürülebilir korumanın sağlanması için, sözleşmeler gereği kabul edilen hedefler doğrultusunda ortak katılımlı yönetim planlarının hazırlanması mecburiyetten öte bir ihtiyaçtır.

4.2.1. Dünya mirası sözleşmesi

Doğal ve kültürel miras sadece tek bir millete ait değildir. Tüm dünya halkları için çok önemli ve yeri doldurulamaz bir değerdir. Tahrip olması, yok edilmesi veya başka nedenlerle bu nitelikteki varlıkların içlerinden birinin kaybedilmesi, bütün dünyanın

24 Son bölümde incelenmiş olan Harran Alan Yönetimi planının da çıkış noktası olan bu zorunluluk ile korunan varlığın ya da alanın, tüm yönleri ve ilgili tüm paydaşların katılımı ile korumada sürekliliğin sağlanması hedeflenmiştir.

zenginliğinin azalması anlamına gelmektedir. Bu kültürel miras varlıklarından bazılarının paha biçilemez değerde olduğu bilinmekte ve tüm otoritelerce kabul edilmektedir. Doğal ve kültürel miras varlıkları yalnızca geleneksel sebeplerle bozulmazlar. Siyasi, kültürel ve ekonomik değişiklikler ile daha fazla tehdit altında bulunmaları da bozulmalarını hızlandırır. Bu sebepten, özel olarak korunmaya değer görülürler.

Tüm insanlığa ait olduğu benimsenen olağanüstü niteliklere ve evrensel statülü kültürel miras varlıklarını tüm insanlığa anlatmak, miras koruma bilinci oluşturmak, yok olmaya yüz tutmuş bu değerlerin yaşatılması ve gerekli ortak çalışmaların yapılması amacıyla 1972 yılında Unesco’nun Paris’te yapılan konferansında “Dünya Kültür ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi” onaylanmıştır (UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, 2019) .

Üstün niteliklere sahip kültürel miras varlıkları evrenseldir ve ortak olarak tüm insanlık tarafından korunmalıdır. Bununla birlikte, kültür varlığının bulunduğu ülkenin sosyal, ekonomik, teknolojik ve bilimsel kaynaklarının yeterli olmadığı durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu gibi durumlarda sözleşme; hangi ülkeye, millete ait olursa olsun bu evrensel değere sahip kültür varlıklarının korunmasının tüm insanlık için gerekli olduğundan bahseder. Aynı zamanda sözleşmeye taraf ülkelerden ortaklaşa yardım talep ederek, mevcut tehlikeler karşısında kültürel varlığın korunması için tüm önlemlerin alınması sağlanır.

Dünya mirasının olabildiğince dikkatli belirlenmesi için 1976 yılından beri aktif durumda olan ve sözleşmede belirlenen iki organ vardır. Bunlar “Dünya Mirası Komitesi” ve

“Dünya Mirası Fonu”dur.

Sözleşmenin kırkıncı yılına gelindiğinde toplamda 189 ülke “Dünya Kültür ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi”ni imzalamıştır. Türkiye ise tüm insanlık için değerli olan varlıkların korunması ve tüm tehditlere karşı her tür önlemin alınması amacında olan bu sözleşmeyi 1982 yılında onaylamıştır (Unesco, 2019).

4.2.2. Dünya mirasının korunması ile ilgili uluslararası örgütler ve danışma organları

Dünya Miras Komitesi

Dünya miras komitesinin toplamda yirmi bir üyesi vardır ve komite her yıl en az bir kez toplanır. Unesco tarafından görevlendirilen bir sekretarya, komiteye yardımcı olur. Dünya Mirası Merkezi (WHC) bu sebeple kurulmuştur ve 1992 yılından itibaren taraf ülkelerin ve danışma organlarının sekretarya işlerini yaparak iş birliği sağlar. Komite, ülkelerin önerdiği adaylıklara ve geçici listeye göre, koruma altına alınması gereken ve evrensel niteliklere sahip miras alanlarını belirler, bunları listeye kaydeder, mevcut durumlarını inceler ve değerlendirir. Aynı zamanda dünya miras fonunun sahip olduğu kaynakları da yönetir (Unesco, 2019).

Dünya miras komitesinin danışma organları ICCROM (Kültür Varlıklarının Korunması ve Onarımı Çalışmaları Merkezi), Icomos (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi), IUCN (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) dir. Bu organlardan Iucn ve Icomos, dünya miras listesine girerek koruma altına alınması için aday gösterilen kültürel miras varlıklarının ve alanların değerlendirilmesi ve gerekli raporların komiteye sunulması çalışmalarına katkı sağlar. Kültürel değerlerin incelenmesi için Icomos doğal değerlerin incelenmesi içinse Incn görevlendirilmiştir. 2019 yılı itibariyle tüm Dünya’da 1092 adet dünya miras listesine kayıtlı kültürel veya doğal miras alanı bulunmaktadır. Her sene yapılan komite toplantıları ile bu sayı gittikçe artmaktadır (Unesco, 2019).

ICCROM

Kültür Varlıklarının Korunması ve Onarımı Çalışmaları Merkezi (Iccrom) fikri II. Dünya Savaşı’nın kentler üzerindeki yıkıcı etkisine tepki olarak doğmuştur. Unesco genel konferansının 9. Oturumunda uluslararası alanda restorasyon yöntemlerini incelemek ve yeni yöntemler geliştirmek üzere çalışacak bir merkez kurulması önerisi kabul edilmiştir (Iccrom, 2019).

Iccrom 1959 tarihinde İtalyan hükümetiyle anlaşılmasının hemen ardından kurulmuştur.

Derhal farklı kültürel miras varlıklarını korumak ve onarılmasını sağlamak amacıyla uluslararası bir uzman ağı oluşturulmuştur (Iccrom, 2019).

Iccrom, genel kurul ve bir konsey tarafından yönetilir. Genel kurul her iki yılda bir İtalya’da olağan oturumla toplanır ve politikalar ile gündemi belirler. Konsey ise genel kurulun idaresi ile hareket eder ve çalışma ve bütçe programlarının hazırlanması, raporlanması ve ilerlemesi işlerini yürütür. Merkezin bugün 135 üyesi vardır (Iccrom, 2019).

Kurum, koruma etkinliklerini dört ana konu ekseninde yürütmektedir. Bunlar eğitim, bilgi, araştırma ve İşbirliği’dir. Bu konular bağlamında Iccrom birçok yeni eğitim kanallarıyla geniş kitlelere ulaşmayı hedefler, bilgilendirme çalışmaları kapsamında etkinlikler düzenlenir ve araştırma projeleri aracılığıyla üye ülkeler arasında iş birliği çalışmaları yürütülür (Iccrom, 2019).

ICOMOS

1945 tarihinde kültürel miras alanlarının (anıt ve sitler) korunması amacıyla kurulan

“uluslararası ve hükümetler dışı” bir organizasyondur. Günümüzde 110’dan fazla ülkede ulusal komitelerle varlığını sürdürmektedir. Adaylık başvuruları ön incelemesi Icomos tarafından gerçekleştirilmekte ve Unesco’ya bu doğrultuda teklif ve raporlarla bildirilmektedir. Bunun yanında uluslararası bilimsel komitesiyle birlikte korumaya yönelik uluslararası standartlar geliştirmektedir. Düzenlediği genel kurul toplantılarında bu fikirler tartışılarak “karta” ismi verilen uluslararası bildirilere dönüşmektedir (Icomos, 2019). Icomos’un hedefleri şu şekildedir;

- Dünyadaki uzmanlar arasındaki iletişimi sağlayarak teknik anlamda yetkin ve güncel bir topluluk oluşturmak,

- Koruma konusunda yetkin dokümantasyon merkezleri kurulması için sözleşmeye taraf ülkelerle iş birliği yapmak,

- Koruma alanında nitelikli insan gücünü desteklemek adına eğitim programları düzenlemek veya düzenlenmesine katkıda bulunmak,

- Uluslararası koruma standartlarını belirlemek ve alınan koruma kararları ile oluşturulan politika ve tekniklerin yayılmasını ve kullanıma sunulmasını sağlamak (Icomos, 2019).

ICOMOS Türkiye Milli Komitesi 22.4.1974 tarih ve 718132 sayılı bakanlar kurulu kararı ile yukarıdaki amaçlar doğrultusunda çalışmak üzere kurulmuştur (Özgönül, 2012, s. 45).

IUCN

1948 tarihinde İsviçre’de kurulan Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) bugün 185 devletten 1300’den fazla sivil toplum örgütü, bilim insanı ve devlet kuruluşlarını bir araya getiren uluslararası bir çevre örgütüdür (Republic of Turkey Ministry of Foreign Affairs, 2019).

IUCN altı adet alt komisyondan oluşmaktadır. Bunlar; (1) türlerin hayatta kalması, (2) çevre hukuku, (3) korunan alanlar, (4) sosyal ve ekonomik politika, (5) ekosistem yönetimi ve (6) iletişimdir. Ülkemizden Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile birlikte, Tema Vakfı, Türkiye Tabiatı Koruma Derneği (TTKD), Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF Türkiye), Doğa Derneği (DD), Kuzey Doğa Derneği (Kuzey Doğa), Kaz Dağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği (KMBB) de IUCN’ye üye kuruluşlardır (Republic of Turkey Ministry of Foreign Affairs, 2019).

Doğanın bütünlüğünü ve ekosistemdeki çeşitliliğin korunmasını amaç edinen kurum, bütün dünyada insanları etkilemek, destek olmak ve yardım etmek; bununla birlikte doğal kaynakların kullanımının ekosisteme zarar vermeyecek şekilde ve sürdürülebilir olmasını sağlamakla görevlidir. Sözleşmeye tabi olan ülkelerdeki doğal varlıkların Dünya Miras Listesi’ne alınmak üzere değerlendirilme, incelenme ve korunma durumunu izler (The International Union for Conservation of Nature, 2019).