• Sonuç bulunamadı

1. SAĞ KALAN EġĠN KATILMA ALACAĞINI TALEP ETMESĠ

1.2. Katılma Alacağının Ödenmesi

TMK m. 239/I hükmünde katılma alacağının nakdî veya aynî olarak ödenebileceği, aynî ödemede malların sürüm değerlerinin esas alınacağı ve bir mesleğin icrasına ayrılmıĢ birimler ile iĢletmelerin ekonomik bütünlüğünün gözetileceği ifade edilmiĢtir.688

Borcun nakden yahut aynen ödenmesi borçluya tanınmıĢ bir hak olup, alacaklı eĢ, borçlu eĢten kendisine nakdî ödeme yerine aynî ödeme yapmasını isteyemez.689

Zira yasal mal rejiminde eĢlere tanınan hak, Ģahsî bir hak olup, TMK m. 239 hükmünde buna istisna getirilmemiĢ; sadece borçlu eĢe ödeme kolaylığı sağlanmıĢtır.690

Borçlu eĢin katılma alacağı borcunu aynî olarak ifa etmesi halinde, alacaklıya verilen malın sürüm değeri esas alınacaktır.691 Katılma alacağının borçlusu borcunu aynî olarak ifa ederken dürüstlük kuralına uygun bir

687 Acar, Aile Hukukumuzda Aile Konutu Mal Rejimleri ve Eşin Yasal Miras Payı, s. 271.

688 Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 441; Özuğur, s. 74; Akıntürk/AteĢ Karaman, s. 174; Gençcan, Mal

Rejimine İlişkin Genel Hükümler ve Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, s. 151; Dural/Öğüz/GümüĢ,

s. 234; Demir S., s.114; Büyüktanır, s. 125; Yazgan, s. 80; Kırmızı, s. 219; AteĢ, s. 98.

689 Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 442; Büyüktanır, s. 125; AteĢ, s. 98; Köseoğlu, s. 243; Kırmızı, s. 220;

Demir S., s.114; Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 145; Özuğur, s. 74; Acar, Aile Hukukumuzda

Aile Konutu Mal Rejimleri ve Eşin Yasal Miras Payı, s. 265; Öztan, Aile Hukuku, s. 544. Kılıçoğlu ve

Sarı‟ ya göre burada hukuksal niteliği itibariyle Kanun ile getirilmiĢ olan “ifa yerine edim” bulunmaktadır. (Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 145; Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 442; Sarı, s. 246.) Ġfa yerine edim, ifanın bir alt türü olup bir borç iliĢkisinde taraflar kararlaĢtırdıkları edim yerine bir baĢka edimin de ifa edilebileceğini kararlaĢtırabilirler ve alacaklının kabulü ile borçlanılmıĢ edim yerine bir baĢka edim geçer. Ġfa yerine geçen edimin borçlu tarafından ifası ile birlikte borç iliĢkisi normal bir ifa gibi son bulur. (Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 589; Eren, s. 939-940.) Dural/Öğüz/GümüĢ‟e göre ise burada, borçlu eĢe seçimlik borç ya da seçimlik yetki niteliği taĢımayan, yenilik doğuran hak niteliğinde bir seçim hakkı tanınmıĢtır. (Dural/Öğüz/GümüĢ, s. 234.) Acar‟a göre, TMK m.239/I nakdî ödeme kuralı getirmiĢ olup aynî ödeme ancak borçlunun isteğine bırakılmıĢ ve nakdî ödeme kuralını bozmayan bir yetki biçimindedir. Kanun koyucu borçlu eĢe asıl borç olan para borcu yerine ayın verme yetkisi tanıdığından kanunun getirdiği bu imkân “seçimlik yetki”olarak nitelendirilmelidir. (Acar, Aile Hukukumuzda Aile Konutu Mal Rejimleri ve Eşin Yasal

Miras Payı, s. 2.) Seçimlik yetkide borçlu veya alacaklı, asli edim yerine yedek bir edim sunmak ya

da talep etmek hakkına sahip olup burada yükümlülük değil; bir yetki söz konusudur ve asıl edim imkânsız hale gelirse borç sona erer; alacaklı yedek edimi talep edemez. (Eren, s. 939.) Bu çerçevede borçlunun ifa edeceği asli bir edimi vardır ve bunu ifa ile yükümlüdür; ancak borçlu ya da alacaklıya dilerlerse bunun yerine diğer bir edimin ifa edilmesini sağlama yetkisi tanınmıĢtır. (Kılıçoğlu, Borçlar

Hukuku Genel Hükümler, s. 592.)

690 Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 145; Özuğur, s. 74; Özer Deniz, s. 99; Öztan, Aile Hukuku, s. 544; Yazgan, s. 80; Hayran, s. 323.

691 Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 442; Özuğur, s. 74; Akıntürk/AteĢ Karaman, s. 174; Gençcan, Mal

Rejimine İlişkin Genel Hükümler ve Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, s. 151; Dural/Öğüz/GümüĢ,

137 Ģekilde hareket etmelidir.692

Örneğin, borçlu eĢ, fiilen alacaklı eĢin kullanmayacağı, iĢine yaramayacak bir nesneyi ödeme aracı olarak kullanmak istiyorsa ya da alacaklı eĢe, kolaylıkla paraya dönüĢtürülemeyen bir malı vermek istiyorsa bu durumda hâkimin müdahalesi gerekli olur.693

TMK m. 239/II hükmünde borçlu eĢe, katılma alacağının derhal ödenmesi kendisi için ciddi güçlükler doğuracaksa ödemelerin uygun bir süre ertelenmesini talep etme hakkı tanınmıĢtır.694

Borçlu eĢin ölmesi halinde, ölen eĢin mirasçılarının bu Ģekilde bir ertelemeyi talep etme haklarının bulunmadığı doktrinde baskın olan görüĢ tarafından kabul edilmektedir.695

TMK m. 239/II düzenlemesiyle, muaccel hale gelmiĢ bir borcun ifa edilmesinin gerekmesi çerçevesinde, alacaklının borçluya vade tanımak zorunda olmamasına bir istisna getirilmiĢ olmakta ve bu Ģekilde kanunla borçluya ifa zamanını erteleme olanağı tanınmıĢ bulunmaktadır.696

Kanun koyucunun ciddi güçlükler ifadesi ile kast ettiği ekonomik zorluklar olup ertelemenin tasfiye kararına kadar istenmesi gerekir ve erteleme uygun bir süre için yapılır.697

TMK m. 239/III hükmünde, aksine bir anlaĢma olmaması durumunda tasfiyenin sona ermesinden baĢlayarak katılma alacağına faiz yürütüleceği ve durum ve koĢullar gerektiriyorsa ayrıca borçludan güvence istenebileceği düzenlenmiĢtir. TMK m. 239/II hükmü uyarınca borçluya vade tanınması, alacaklının da yararlarının korunmasını gerektirir. Bu sebeple borçlu eĢe vade tanınırken alacaklının alacağını tahsil edebilmesinin tehlikeye girebileceği gözetilerek alacaklıya, borçludan güvence talep edebilme hakkı tanınmıĢtır. Kanun koyucu ayrıca, alacaklının faiz talep edebilmesini de öngörmüĢtür.698 Faiz oranını eĢler kararlaĢtırabilirler; ancak bir

692

Dural/Öğüz/GümüĢ, s. 234; Acar, Aile Hukukumuzda Aile Konutu Mal Rejimleri ve Eşin Yasal

Miras Payı, s. 266; Özer Deniz, s. 99; Kırmızı, s. 220; Sarı, s. 246.

693Acar, Aile Hukukumuzda Aile Konutu Mal Rejimleri ve Eşin Yasal Miras Payı, s. 266.

694 Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 444; Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 153; Özuğur, s. 75;

Akıntürk/AteĢ Karaman, s. 175; Gençcan, Mal Rejimine İlişkin Genel Hükümler ve Edinilmiş

Mallara Katılma Rejimi, s. 152; Dural/Öğüz/GümüĢ, s. 235; Acar, Aile Hukukumuzda Aile Konutu Mal Rejimleri ve Eşin Yasal Miras Payı, s. 267; Özer Deniz, s. 99; Öztan, Aile Hukuku, s. 543;

Demir S., s.114; Büyüktanır, s. 125; Yazgan, s. 81; Hayran, s. 327; Kırmızı, s. 220; ġıpka/Özdoğan, s. 474; AteĢ, s. 189.

695

Tamamı için Bkz. ġıpka/Özdoğan, s. 474. Aksi yönde görüĢ için Bkz. Sarı, s. 249.

696 Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 444; Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 153; Acar, Aile Hukukumuzda

Aile Konutu Mal Rejimleri ve Eşin Yasal Miras Payı, s. 296; Demir S., s.114.

697

Dural/Öğüz/GümüĢ, s. 235; Karamercan, s. 216.

698 Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 444; Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 153; Özuğur, s. 75;

Akıntürk/AteĢ Karaman, s. 175; Özer Deniz, s. 100; Sarı, s. 250. Y.2.HD. nin 23.03.2016 tarih ve

138

anlaĢma yoksa 3095 sayılı Kanunda öngörülen faizle ilgili hükümler uygulanır. Tasfiye yargılama sonunda gerçekleĢmiĢ ve karar kesinleĢmiĢse, kararda katılma alacağının hangi tarihte muaccel hale geldiği ve hangi tarihten itibaren, hangi oranda temerrüt faizi uygulanacağı belirtilmelidir. Tasfiyenin eĢler arasındaki anlaĢma ile gerçekleĢmiĢ olması halinde ise tasfiyenin tamamlandığı anda borç muaccel hale gelmekle birlikte temerrüt faizinin iĢlemeye baĢlaması için bu yeterli değildir. EĢler, faiz ve iĢlemeye baĢladığı tarih konusunda anlaĢırlarsa faiz, anlaĢmada öngörülen tarihte ve öngörülen oran üzerinden; anlaĢamazlarsa takip tarihinden itibaren ve yasada belirlenmiĢ faiz oranı üzerinden iĢlemeye baĢlayacaktır.699

Mal rejiminin tasfiyesinin mahkeme kararına dayandığı hallerde faiz oranı ve iĢlemeye baĢladığı tarih mahkeme tarafından tayin edilecektir ve TMK m. 239/III hükmünde faizin iĢlemeye baĢlayacağı tarih konusunda “tasfiyenin sona ermesi anı” esas alınmıĢtır.700

Katılma alacağından doğan borç, para borcu niteliğinde olduğundan para borçlarında temerrüde iliĢkin kurallar uygulama alanı bulacak; muaccel bir borcun borçlusu TMK m. 117 hükmü uyarınca alacaklının ihtarıyla temerrüde düĢecektir; ancak TMK m. 239/III hükmündeki “…katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür” ifadesinden faiz yürütülmesinde ihtar koĢuluna gerek olmadığı sonucu çıkmaktadır.701

Borçluya vade tanınmasının eĢler arasındaki anlaĢmaya dayanması durumunda, taraflar faiz ödenip ödenmeyeceği hususunu serbestçe kararlaĢtırabilirler; ancak mahkeme kararıyla vade tanınması halinde alacaklı eĢin talepte bulunması halinde uygulanacak faiz, mahkemece takdir edilecektir. Faiz talep

alacağına, karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken boĢanma dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru değildir.”(Karamercan, s. 560‟dan naklen.)

699 Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 444; Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 153; Gençcan, Mal Rejimine

İlişkin Genel Hükümler ve Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, s. 152-153; Demir S., s.114.

700 Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 444; Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 153. Kılıçoğlu‟ na göre, tasfiyeye mahkeme karar verdiğinden, faizin iĢlemeye baĢlama tarihi de mahkemenin karar tarihidir. (Kılıçoğlu, Katkı Katılma Alacağı, s. 153.) Özuğur‟a göre de faiz baĢlangıcı konusunda bir anlaĢma yoksa faiz, tasfiye karar tarihinden itibaren baĢlamalıdır. (Özuğur, s. 75.) Özdamar/KayıĢ da tasfiyenin sona ermesi mahkeme kararı ile olacağından faize de bu tarihten itibaren hükmolunacağını ifade etmektedir. (Özdamar/KayıĢ, s. 90.) Y.2.HD. nin 01.04.2015 tarih ve 2013/22773 E.- 2015/7351 K. sayılı Kararına göre, “Alacak miktarına tasfiye tarihi olarak kabul edilen karar tarihinden itibaren faiz yürütülür.”(Gençcan, 6100 Sayılı HMK Hükümlerine Göre Aile Mahkemesi

Davaları, s. 853-855‟den naklen.) Y.2.HD. nin 28.04. 2015 tarih ve 2013/23822 E.- 2015/9565 K.

sayılı Kararına göre, “Katılma alacağı davalarında tasfiye (karar) tarihinden geçerli olarak faize hükmedilmesi gerekir.”(Gençcan, 6100 Sayılı HMK Hükümlerine Göre Aile Mahkemesi Davaları, s. 896-898‟den naklen.)

139

edilmemiĢse, HMK m. 26 hükmündeki taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkeme borcu vadeye bağlamasına rağmen faize karar vermeyecektir.702

Borçlunun alacaklıya vereceği güvencenin türü kanunda belirtilmediğinden her türlü aynî ya da Ģahsî güvence söz konusu olabilir.703

TMK m. 236/I, c.2 hükmünde “Alacaklar takas edilir” Ģeklinde bir düzenlemeye yer verilmiĢ olup kanun koyucu “edilebilir” ifadesini kullanmamıĢtır. Burada TBK m. 139 hükmünde öngörülen takasla ilgili genel hükümlerden farklı bir durum söz konusudur. Zira kanun koyucu Türk Borçlar Kanunu‟nda borcu sona erdiren sebeplerden biri olan takası, ileri sürülmesi koĢuluna bağlamıĢtır. Bu çerçevede TBK m. 139/I hükmü kapsamında takasın ileri sürülmesi borçlunun istek ve iradesine bırakılmıĢ olduğu halde, TMK m. 236 hükmündeki “takas edilir” ifadesiyle takas, borçlunun talep etmesi koĢuluna bağlanmamıĢ olup tasfiye sırasında yargıç bu durumu re‟sen göz önünde tutar.704

Özuğur‟a göre,705 maddedeki “takas edilir” hükmü emredici bir hüküm olarak değerlendirilse de hüküm, hukukun genel ilkelerine aykırı olduğundan, maddenin “Alacaklar usulüne uygun takas davası veya def‟i halinde takas edilir” gibi bir Ģekilde değiĢtirilmesi uygun olur.

2. SAĞ KALAN EġĠN DEĞER ARTIġ PAYI ALACAĞINI TALEP ETMESĠ