• Sonuç bulunamadı

3. SAĞ KALAN EġĠN AĠLE KONUTU VE EV EġYASI ÜZERĠNDE TALEP

3.1. Aile Konutu ve Ev EĢyası Kavramı

3.1.1. Aile Konutu Kavramı

3.1.1.1. Aile Konutunun Tanımı

Aile konutu kavramı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile hukukumuza giren yeni bir kavram olup gerek evliliğin genel hükümlerini, gerek mal rejimlerini, gerek mirasın paylaĢımını düzenleyen hükümler arasında yer verilen bu kavramın Kanun‟da bir tanımı yapılmamıĢtır. Türk Medeni Kanunu gibi Kaynak Ġsviçre Medeni Kanunu‟nda da aile konutuna iliĢkin bir tanımın yapılmadığı görülmektedir.727

Öner‟e göre,728 yeni ve bir o kadar da önemli bir kurum olan aile

723

Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 412-413; Özer Deniz, s. 82; Midyat, s. 126; Günarslan, s. 166. 724

Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 412-413; Özer Deniz, s. 82; Midyat, s. 126; Günarslan, s. 166. 725 Öztan, Aile Hukuku, s. 492; Zeytin, Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, s. 330;

Günarslan, s. 166.

726

Öztan, Aile Hukuku, s. 492-493.

727 Nebioğlu Öner, ġebnem, “Aile Konutu‟nun Özellikleri, Unsurları, Koruma Süresi ve Korunma

Nedenleri”, TBB Dergisi, 2011, Sa. 97, s. 120-121; Ceylan, Ebru, “Yeni Türk Medeni Kanunu‟nda Aile Konutunun Önemi”, TBB Dergisi, 2017, Sa. 128, s. 205.

144

konutunun Kanunda tanımlanmamasının nedeni, bir tanım yaparak kavramın anlamının daraltılmaması, her somut olayın özelliğine göre kavramın içeriğinin uygulamada doldurulmasının yerinde olacağı düĢüncesidir. Buna göre, bu denli önemli olan bir kurumun tanım yapılmak suretiyle kapsamının daraltılmasındansa somut olayın özellikleri ve sübjektif nitelikleri dikkate alınarak uygulayıcılar tarafından Ģekillendirilmesi kanunun düzenleme amacına daha uygun olacak ve bu Ģekilde hakkaniyete uygun sonuçlar elde edilebilecektir.

Türk Medeni Kanunu‟nun genel gerekçesinde aile konutu “eĢlerin bütün yaĢam faaliyetlerini gerçekleĢtirdiği, yaĢantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaĢadığı, anılarla dolu bir mekân” olarak tanımlanmıĢtır.729

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü‟nün 11.06.2002 tarihli ve 2002/7 sayılı, 4721 sayılı TMK konulu genelgesinde de aile konutuna iliĢkin bir tanım yer almaktadır. Genelgenin I/3 hükmünde aile konutu “eĢlerin bütün yaĢam faaliyetlerini gerçekleĢtirdiği ve düzenli yerleĢim amacıyla kullandıkları mekân” Ģeklinde ifade edilmiĢtir.730

Yargıtay da aile konutunu, “eĢlerin bütün yaĢam faaliyetlerini gerçekleĢtirdikleri, acı tatlı günlerini yaĢadıkları, yaĢam faaliyetlerini yoğunlaĢtırdıkları mekân”731

olarak ifade etmiĢtir.

Doktrinde aile konutuna iliĢkin çeĢitli tanımlara yer verilmiĢ olup bunlardan bazıları Ģu Ģekildedir: “Evlilik birliğinin devamı sırasında ortak oturma ihtiyacının giderilmesine yönelik seçilen, sürekli nitelikte ve eĢlerin yaĢamlarının merkezi sayılan taĢınır ve taĢınmaz yerler”;732

“resmen evli olan karı kocanın birlikte yaĢamlarının merkezi haline getirdikleri, bu olgunun dıĢarıdan bakıldığında da üçüncü kiĢiler tarafından rahatlıkla anlaĢılabildiği ve kaybı halinde barınma hakkının

728 Nebioğlu Öner, Aile Konutu‟nun Özellikleri, Unsurları, Koruma Süresi ve Korunma Nedenleri, s. 121; Nebioğlu Öner, ġebnem, Aile Konutunun Sağ Kalan EĢe Özgülenmesi, Adalet Yayınevi, Ankara 2014, s. 6.

729 Ceylan, s. 205; Nebioğlu Öner, Aile Konutu‟nun Özellikleri, Unsurları, Koruma Süresi ve

Korunma Nedenleri, s. 120; Nebioğlu Öner, Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi, s. 5;

Kırmızı, s. 330.

730

Nebioğlu Öner, Aile Konutu‟nun Özellikleri, Unsurları, Koruma Süresi ve Korunma Nedenleri, s. 121; Nebioğlu Öner, Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi, s. 6; Kırmızı, s. 330.

731 Kırmızı, s. 339-340; Nebioğlu Öner, Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi, s. 267. YHGK. nun 04.10.2006 tarih ve 2006/2-591 E.- 2006/624 K. sayılı Kararı (Aile konutu eĢlerin yaĢam faaliyetlerinin merkezi olan konuttur.) (Nebioğlu Öner, Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi, s. 267‟den naklen.)

145 zarar göreceği ortak konut”;733

“sürekli olarak barınmak üzere kullanılan ve aile yaĢamının yoğunlaĢtığı oturma yeri”;734

“eĢlerin ortak yaĢamlarının merkezi olan, iradelerine göre sürekli biçimde yaĢamalarına hizmet eden, çocuklarıyla birlikte manevî ve duygusal bağlarla bağlandıkları konut”;735

“sürekli olarak barınma ihtiyacını karĢılayan ve ailenin hayat merkezini oluĢturan konut”;736

“sürekli bir Ģekilde aile yaĢamının merkezi haline getirilmiĢ, bir diğer deyiĢle ailenin müĢterek yaĢam merkezi olan konut olarak kullanılmaya elveriĢli eĢya”737

biçiminde tanımlar yapılmıĢtır.

Türk Medeni Kanunu‟nda Aile Hukuku alanında yapılan önemli değiĢikliklerden biri de aile konutuna iliĢkin olup, EMK hükümleri arasında bulunmayan aile konutu kavramı Türk Hukuku‟nda ilk defa TMK‟de yer almıĢ ve eski kanun hükümlerinde de değiĢiklik yapılmıĢtır. Ġlk olarak EMK m. 152/II hükmünde yer alan “evin seçimi kocaya aittir” hükmü değiĢtirilmiĢ ve yeni düzenlemede “eşler oturacakları konutu birlikte seçerler” hükmüne (TMK m. 186/I) yer verilmiĢtir.738

Ayrıca Anayasamızda toplumun temeli olarak kabul edilen ailenin huzur ve refahını sağlamak görevi devlete verilmiĢ olduğundan TMK‟de bu amaç doğrultusunda aile konutu ile ilgili bazı hukukî iĢlemlerin diğer eĢin rızasına bağlı olduğu kabul edilmiĢtir. TMK m. 193 hükmünde “eĢlerin kendi aralarında ve üçüncü kiĢilerle olan her türlü hukukî iĢlemlerinde serbest olduğu” ilkesine karĢılık TMK m. 194 hükmünde bu kurala istisna getirilmiĢ ve maddenin gerekçesinde “aile konutu eĢlerin tüm yaĢam faaliyetlerini gerçekleĢtirdiği, yaĢantısına buna göre yön verdiği, acı tatlı günleri içinde yaĢadığı, anılarla dolu bir alan olduğu ve bu alanla ilgili eĢlerin tek baĢlarına hukukî iĢlem yapmalarının diğer eĢin hukukunu etkileyeceği”

733 Nebioğlu Öner, Aile Konutu‟nun Özellikleri, Unsurları, Koruma Süresi ve Korunma Nedenleri, s. 123‟den naklen.

734

Gençcan, Ömer Uğur, Mal Rejimleri Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2010, s. 299‟den naklen;

Gençcan, Ömer Uğur, Aile Konutu, Yetkin Yayınları, Ankara 2017, s. 43‟den naklen.

735 Öztan, Aile Hukuku, s. 298‟den naklen.

736 Doğan, Murat, “Medeni Kanun‟un Getirdiği Yeni Bir Müessese: Aile Konutu”, AÜEHFD C. VI, 2002, Sa. 1-4, s. 286‟den naklen.

737 Armutçuoğlu, Can Yalçın, “Aile Konutuna Sağlanan Koruma ve Aile Konutu Şerhinin Hukukî

Niteliği”, MÜHFHAD C.17, Sa. 1-2, s. 414-415‟den naklen.

146

düĢüncesi ile bu ilkenin konulduğu belirtilmiĢtir. Söz konusu ilke Anayasa‟nın 41. maddesindeki ailenin korunması yönündeki hüküm ile de uyum içindedir.739

Aile Konutu baĢlıklı TMK m. 194 hükmüne göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz (f.1). Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir (f.2). Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini (Ek ibare: 6518 S.K. m.44 - yürürlük: 19.2.2014) “tapu müdürlüğünden” isteyebilir (f.3). Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur (f.4).” Görüldüğü üzere maddede belirtilen iĢlemleri eĢlerden birinin yapabilmesi için diğer eĢin rızasını açıkça belirtmesi gerekir. EĢin rızası, hem taahhüt hem de tasarruf iĢlemi için gerekli olup rıza, her iĢlem için ayrı ayrı açıklanmalıdır.740

Açık rızanın iĢlem belli olmadan peĢin olarak verilmesi imkânsız olduğundan iĢlem belli hale geldiğinde hukukî iĢlem yapılmadan önce de rıza verilebilir. Hukukî iĢlem yapıldığı sırada da rızanın verilmesi olanaklı olup hukukî iĢlem yapıldıktan sonra verilen icazet ise geçmiĢe etkili hüküm ve sonuç doğurarak iĢlemi “geçerli” hale getirir. Rıza alınmadan yapılan iĢlem ise kesin hükümsüz olacaktır.741

Öztan‟a göre,742

rıza açık olarak verilmelidir. Örtülü rıza geçerli değildir; ancak açık rıza sözlü olarak da verilebilir. Gençcan743

ise açık rıza deyiĢiyle rızanın resmî Ģekilde alınmasının anlaĢılması gerektiğini; zira Ġsviçre Tapu Tüzüğü m. 13a ile Ġsviçre Medeni Kanunu m. 169 hükümlerinin gerekçesinde yazılı rıza deyiĢi olduğunu ve Ġsviçre tapu uygulamasında da yazılı Ģeklin resmî makam tarafından onaylanması gereğinin arandığını ifade etmektedir. Yazar bu Ģekilde, özellikle açık rıza ifadesinin kullanılmasıyla kanun koyucu tarafından rızanın sözlü olarak verilmesinin yeterli kabul edilmediği Ģeklinde bir çıkarımda bulunmaktadır.

739 Adıgüzel, Recep, “Yeni Türk Medeni Kanunu‟nda Aile Konutu Düzenlemesi”, Ankara Barosu Dergisi, 2002/2, s. 130.

740

Öztan, Aile Hukuku, s. 309-310; Kırmızı, s. 344.

741 Gençcan, Ömer Uğur, Aile Hukuku, Yetkin Yayıncılık, Ankara 2011, s. 669. 742 Öztan, Aile Hukuku, s. 310.

147

Doktrinde TMK m.194 hükmünde ifade edilen rızanın hukukî niteliği ile ilgili çeĢitli görüĢler bulunmaktadır. Bir görüĢe göre,744

TMK m. 194 hükmünde sözü edilen rızanın hukukî niteliği maddede belirtilen iĢlemlerle sınırlı olarak “fiil ehliyetinin sınırlandırılması” Ģeklindedir. Sadece eĢlerden biri tarafından yapılan tasarruf iĢleminin değil taahhüt iĢleminin de diğer eĢin onayına bağlı olması arandığından yola çıkan bu görüĢ, iĢlemi yapan eĢin o iĢlemle sınırlı olarak fiil ehliyetinin sınırlandığı sonucuna ulaĢmaktadır. EĢin açıklayacağı rıza, aile konutu ile ilgili bir hakkın kurulmasına, sınırlandırılmasına veya ilgili hakka son verilmesine iliĢkin olabilir ve kanun koyucu tarafından bu iĢlemlerde üçüncü kiĢinin iyiniyeti korunmamıĢtır.745

Türk hukuk öğretisinde ileri sürülen ve baskın olan bir diğer görüĢe göre,746

TMK m. 194 hükmü “tasarruf yetkisini sınırlayan bir hüküm” olup buna göre, aile konutuna yük bindirecek bir iĢlemi konut üzerinde hak sahibi olan eĢ tek baĢına yapacak; tasarruf iĢlemi ise tasarruf yetkisinin bulunmaması nedeniyle geçersiz olacaktır. Söz konusu görüĢe göre, normun koruma amacı için tasarruf yetkisinin sınırlanması yeterlidir ve maddenin sadece tasarruf yetkisini sınırladığı kabul edildiği takdirde daha sonra verilecek izin ile iĢlem geçerli hale gelebilecektir. Üçüncü bir görüĢe göre ise,747

TMK m. 194 hükmünde öngörülen rıza açıklamaları “birlikte karar verme hakkı”dır ve bu görüĢ taraftarlarına göre, aile konutuna iliĢkin bir iĢlemde ilk iĢleme taraf olmayan eĢin yapılacak iĢlemde birlikte karar verme hakkı vardır. ĠĢlemin yapılmasına birlikte karar verme Ģartı gerçekleĢmedikçe, iĢlem geçerlilik kazanamayacaktır ve birlikte karar verme hakkı, kurucu hak niteliğinde olduğundan yapılan iĢleme onay vermekten farklıdır. Ayrıca birlikte karar verme, hem taahhüt hem de tasarruf iĢlemlerini kapsar.