KÜRESELLEŞME SÜRECİ VE ÜCRETE İLİŞKİN KAVRAMLAR I Küreselleşme Kavramı
A. Küreselleşme Tanımı
3. Diğer Görüşler
“Dönüşümcüler” olarak da adlandırılan bu grup küreselleşme olgusunu, modern toplumları ve dünya düzenini yeniden şekillendiren hızlı sosyal, siyasal ve ekonomik değişmelerin arkasındaki ana güç olarak görmektedir. Artık dış, ya da uluslararası işler ile iç işleri arasında açık bir ayırım söz konusu değildir. Önceki dönemlere oranla çok daha fazla bütünleşmiş bir küresel pazar oluşmuştur. Ticari malların miktarı 19. yüzyılla karşılaştırılamayacak kadar fazladır. Daha önemlisi, ekonomi giderek artan bir şekilde hizmet sektörüne bağlı hale gelmiştir. Bilgi, eğlence, iletişim ve en önemlisi elektronik ve finans ekonomisi içeren hizmetler en önemli sektörler haline gelmektedir. Dönüşümcüler ulusal hükümetlerin otoritelerini ve güçlerini yeniden yapılandırdığını kabul ettiği halde, hem aşırı küreselleşmecilerin “egemen ulus devletin sonunun geldiği” iddialarını, hem de küreselleşme karşıtı kuşkucularının “hiçbir şey değişmedi” tezini reddetmektedirler. Bu görüştekiler çağdaşlığın bir türevi olarak değerlendirilen küreselleşme sürecinin, ulusal hükümetlerin gücünü yeniden yapılandırdığını öne sürmektedirler37.
34 Sapir, Jacques; “Seven Theses for a Theory of Realist Economics” Post-Autistic Economics Review, Issue
no. 21, New York, 13 September 2003, s.2.
35 Jones, 1995, s.61-63.
36 Gilpin, Robert; Global Political Economy, Princeton University Press, New Jersey, 2001, s.102.
37 McGrew, Andrew; A Global Society ? Modernity and Its Futures, Cambridge, Open University/Polity Pub, 1999,
TABLO 1: KÜRESELLEŞMEYE YÖNELİK ÜÇ EĞİLİM KÜRESELLEŞME TARAFLILARI KÜRESELLEŞME KARŞITLARI DİĞERLERİ Küreselleşmedeki
yenilikler İlişkilerin küreselleştiği dönemde her alanda artan bütünleşme
Ticaret bloklarının artmasına karşılık geçmiş dönemlerden daha zayıf küresel-yönetim
Geçmiştekine göre aşırı düzeyde küresel karşılıklı bağlılık
Hakim özellikler
Küresel kapitalizm, Küresel yönetim, Küresel sivil toplum
Dünya’da 1890’lardan daha az karşılıklı bağlılık.
Yoğun ve derin küreselleşme. Ulusal hükümetlerin
gücündeki gelişmeler Geriliyor ve aşınıyor Güçleniyor ve çoğalıyor Yeniden inşa ediliyor. Yeniden yapılanıyor. Küreselleşmenin itici
gücünün temelleri
Kapitalizm ve teknoloji Devlet ve piyasalar Modernitenin birleştirici güçleri
Tabakalaşma kalıpları
Eski hiyerarşilerin aşınması
Giderek artan bir şekilde Güney’in marjinalleşmesi
Dünya düzeninin yeniden şekillenmesi
Hakim motifleri ABD kaynaklı kültürün yayılması. Ulusal çıkar Siyasal topluluğun transformasyonu Küreselleşme kavramının anlamı İnsani eylem çerçevesinin yeniden düzenlenmesi Uluslararasılaşma ve bölgeselleşme..
Belli bir mesafedeki eylemlerin ve bölgeler arası ilişkilerin yeniden düzenlenmesi Tarihsel yörünge Küresel uygarlık Bölgesel bloklar,
uygarlıklar çatışması
Karşılıklı bağımlılık: bir yandan küresel
bütünleşme, diğer taraftan parçalanma
Özet Ulus devletin sonu Uluslararasılaşma, halen devletin kabulü ve desteğine bağlı
Küreselleşme devletin gücünü ve dünya siyasetini değiştirmekte. Kaynak: Bozkurt, Veysel; “Küreselleşme: Kavram, Gelişim ve Yaklaşımlar”, Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt: 18, Sayı:2, Nisan 2000, s.5.
Buraya kadar ele aldığımız üç yaklaşım değerlendirildiğinde, esas farklılık, olgulardan çok temsil ettikleri dünya görüşlerinden kaynaklanmaktadır. Çeşitli akademik çevreler aslında bu uluslararası ekonomi politikalarının geçmiş ile bağlantısını kurarak esasta Liberalizm, Marksizm ve Realizm başlıkları altında üç perspektif içersinde sınıflandırmaktadırlar. Liberaller varsayım ve savlarını bireyselliğe dayandırırken, Marksist ve Realistler
varsayımlarını sınıf ve ulus devlet üzerine kurmaktadırlar. Liberallere göre ekonomi ve politika büyük ölçüde bağımsız alanlardır. Marksistler ekonominin politikayı şekillendirdiğini, Realistler ise politikanın ekonomiyi şekillendirdiğini ileri sürmektedirler38. Zıt dünya görüşlerinin temsilcisi olan Liberaller ve bazı Marksistler küreselleşme sürecini mevcut yaklaşımların bir sonucu olarak değerlendirmekte, ulus devletin aşıldığı ve küresel bir uygarlığın doğmakta olduğu şeklindeki küreselleşmeci bir yaklaşım içerisinde benzer görüşleri savunmaktadırlar. Küreselleşmenin karşındakileri ise, kapitalizme ve salt piyasa mekanizmasına tepki gösteren gruplar ile ulus devlete ve ulusal egemenliğe özel bir hassasiyet gösteren milliyetçi eğilimli yazarlar oluşturmaktadır. Küreselleşme sürecinin modern zamanların ürünü olan ideolojik bölünmeleri etkilemediği görülmektedir39. Dönüşümcüler sınırlar ötesi ticaret, yatırım, göç, kültürel değişim, çevresel faktör akışı ülkeleri bir küresel sisteme entegre olmaya yönlendirmekte, böylece sosyal değişim gerçekleşmektedir. Dönüşümcüler bu gelişimi küreselleşme taraftarları gibi tek bir dünya toplumu olarak görmemektedir. Bu grup küreselleşme içinde bireylerin, toplumların, ülkelerin veya bölgelerin güç ve zenginlikten payını aldığı, bazılarının bunun dışında kaldığı yeni bir küresel sınıflaşma olarak yaklaşmaktadır40. İzlendiği gibi küreselleşmenin niteliği konusunda farklı anlayışlar vardır. Küreselleşme tanımındaki farklılıklardan bir kısmı, sosyal bilimlerdeki farklı yaklaşımların damgasını taşısa da, küreselleşme üzerine yoğun tartışma aynı yaklaşımda olanlar arasında dahi sürmektedir.
Değinilen tartışmalarda üç ana tutum belirginleşmiştir. Bunlardan ‘mutlak küreselleşmeci’ tavra göre, küreselleşme her değeri değiştirebilen, kaçınılmaz tartışmaya dahi açık olmayan kesin çizgisi olan bir eğilimdir. Bunun karşısında ne ulusların ne de sendikaların yapabilecekleri fazla bir şey bulunmaktadır. Bu uç görüşe tepki olarak beliren tutum ise küreselleşmenin dünya ekonomisinde ilk kez görülen bir gelişme olmadığı gibi, tarihi süreçte önemi ve sonuçları itibariyle fazla yeni bir yönünün olmadığıdır. Bu görüşün savunucularına göre küreselleşme kategorisinin açıklayıcılıktan çok ideolojik yönünün ağırlıklı olduğu şeklindedir. Üçüncü görüş küreselleşmenin bir abartma olduğudur. Bilhassa Hirst ve Thompson dünya ekonomisindeki değişme eğilimlerinin kurumsal ve işlevsel sonuçları noktasında mutabık olmakla birlikte dünya ekonomisinin küreselleşmiş değil, üç kutuplu bir yapısı olduğunu öne sürmektedirler41.
38 Frieden, Jeffry-Lake David; International Political Economy, Routledge Inc., London, 2000, s. 9-13.
39 Bozkurt, Veysel; “Küreselleşme, Kavram, Gelişim ve Yaklaşımlar”; Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:
18, Sayı:2, Nisan 2000, b, s.5-7 .
40 Zengingönül; s.17-18
41 Tonak, Ahmet-Boratav Korkut-Türel, Oktar-Somel Cem-Şengün, Tarık-Arslan Hakan; Küreselleşme, İmge