• Sonuç bulunamadı

Erzen Valisi Hoca Ebü’l-Kasım Isfâhânî’nin Nasrüddevle’yi Mervânî Emir

G. Nâsırüddevle Mansur b Nizâmüddîn Dönemi (472-478/1080-85) ve

1.2. Hacip Şervîn b Muhammed İdaresinde Mervânî Ülkesinin Durumu

1.2.3. Erzen Valisi Hoca Ebü’l-Kasım Isfâhânî’nin Nasrüddevle’yi Mervânî Emir

Diğer kaynaklardan farklı olarak İbnü’l-Esîr, Nasrüddevle’nin bir çeşit hapis hayatı yaşadığına işaret ederek “Hâce, onu çağırınca Dübeyr, ‘Kurtuluyor musun?’ diye sormuş, o da ‘Evet’ demişti” diyerek Nasrüddevle’nin Siirt’te içinde bulunduğu müşkül ahvali açıklamıştır. Hoca Ebü’l-Kasım, suikastçıların planını bozup Nasrüddevle’yi haberdar etmiş ve Erzen’e gitmesini sağlamıştır. Nasrüddevle’nin babası Mervân, karısıyla beraber Erzen’de oğlu Ebu Ali’nin kabrine yakın bir yerde bulunuyordu.400 Hoca Ebü’l-Kasım, bu olay esnasında Mervân ve karısını kaldıkları Ebu Ali’nin türbesinin yanından getirtmiş ve Mümehhidüddevle’nin öldürüldüğünü onlara iletmiştir.401 Sibt İbnü’l-Cevzî, Mervân’ın hasta olduğunu ve türbede kaldığını

belirtmiştir.402

Daha sonra Hoca Ebü’l-Kasım, Nasrüddevle’yi hükümdar ilan etmiştir. İbnü’l-Ezrak olanları şöyle anlatmaktadır: “Hoca Ebü’l-Kasım el-Isfâhânî, Ebu Nasr’ı da getirterek hepsinin huzurunda güzel şekilde davranacağı ve halkına iyi muamele edeceği403 konusunda ona yemin ettirdi. Kendisi de yeni emirin buyruğu altında

olacağına, bütün emirlerine boyun eğeceğine yemin etti ve şöyle dedi: ‘Ben canımı ve malımı senin uğruna harcayacağım.’

399 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.108; İbnü’l-Esîr, El-Kamil fi’t-Tarih, Darü’l-Kütübi’l-

Arabi, c.7, s.437-438; İbn Haldûn, Tarihu İbn Haldûn, c.4, s.412; İbn Şeddad, El-A’lakü’l-Hatîre, c.3/1, s.339-343

400 İbnü’l-Esîr, el-Kamil fi’t-Tarih, Darü’l-Kütübil-İlmiye, c.7, s.444 401 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.108

402 Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.18, s.207 403 Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.18, s.207

79

Daha sonra çıkıp şehir halkını, askerleri, şahitleri,404 kadıyı bir araya getirdi

ve onların huzurunda Emir’e tekrar yemin ettirdi. Onlar da yeni hükümdarın emrinde olacaklarına yemin ettiler. Sibt İbnü’l-Cevzî, Emir’e mal, giysi ve at getirildiğini söylemektedir.405

Hoca Ebü’l-Kasım, sonra hazineleri açarak halka ve askerlere mal, para ve silah dağıttı. Mektup yazılması üzerine406 her taraftan Kürt aşiretleri toplandı ve

toplanan muazzam halk topluluğuna emirin buyruğu altında olacaklarına, onun emrinden çıkmayacaklarına, kendisinden bir şey istemeyeceklerine ve Şervîn’i öldürüp memleketi kendi egemenliği altına alıncaya kadar kendisiyle beraber olacaklarına dair yemin ettiler.”407 Erzen Kalesi’nin anahtarları Emir’e teslim edildi.408

Hoca Ebü’l-Kasım’ın Nasrüddevle’nin halkına adaletli davranacağı ve halka da ona itaat edecekleri konusunda yemin ettirmesi, Hoca Ebü’l-Kasım’ın tasarrufu olarak görünmektedir. Daha önceki ve sonraki Mervânî hükümdarlarına emirlik tevdi edilirken böyle bir uygulamaya gidilmemiştir. Belli ki bu Mervânî hanedanının karşılaştıkları ihanet sonrasına ortaya çıkan bir durumdu. Fakat herhangi bir taht varisi olmamasına rağmen, hükümdarın kendi hakkı olanı alırken adalet şartına bağlı olarak yemin ederek tahta oturması, Hoca Ebü’l-Kasım’ın güçlü pozisyonunu ve emirin düştüğü zor durumuna işaret etmektedir.

Hoca Ebü’l-Kasım’ın, askeri sınıfı, halkı, adaletin temsilcisi olan kadıyı ve iktidarı yüklenecek olan hükümdarı buluşturup bunlara yemin ettirmesi anlamlıdır. Bu tabloda devleti oluşturacak tüm unsurlar bir araya gelmiş ve tüm tarafların rızası ile devlet erki oluşturulmuştur.

Mervânî Devleti’nin gücünü oluşturan etnisitenin Kürtler olduğu Hoca’nın mektuplar göndererek Kürt aşiretlerini toplamasından anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere o dönem Kürt aşiretleri Dicle’nin doğusunda yaşamaktaydılar ve Beşnevî aşiretinden Ebu Tahir’in annesi, Nasrüddevle’nin kız kardeşi olup409 aralarında akrabalık vardı.

404 İbnü’l-Ezrak, Tarihü’l-Fariki, s.95; Krş. İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.108

405 Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.18, s.207; İbn Haldûn, Tarihu İbn Haldûn, c.4, s. 412;

Ünalan, “Mervanoğulları Döneminde Diyarbakır”, s.178

406 Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.18, s.207

407 İbnü’l-Ezrak, Tarihü’l-Fariki, s.95; Krş. İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.109; İbnü’l-

Esîr, el-Kamil fi’t-Tarih, Darü’l-Kütübil-İlmiye, c.7, s.444

408 Mehmed Emin Zeki, Tarihu’d-Düvel…, s.109

409 Ripper kaynaklara dayanarak Ebu Tahir’in annesinin Nasrü'd-devle’nin kızkardeşi olduğunu

söylerken ( Diyarbekir Merwanileri..., s.228) İbnü’l-Adim’in anlatımında Nasrü'd-devle, Musek’e dayı demektedir. Bkz. Buğyetü’t-Taleb... , c1, s.1135; Muhammed b. Hilal, Kitabü’r-Rebi’, s.333

80

Hoca’nın taktik desteğiyle yeni Mervânî hükümdarı düşmanlarının karşısına Kürtlerden müteşekkil bir ittifakla çıkmış oluyordu. Muhtemelen bu ittifakın içerisinde Mervânîlerle beraber hareket eden Buhtî, Beşnevî Kürtleri ve başkaları da vardı.

Kaynaklar Nasrüddevle’nin hükümdar olduğu sene konusunda farklı tarihler öne sürmüşlerdir. Nasrüddevle’nin çağdaşı olan İliya en-Nasîbînî, Nasrüddevle’nin 401 yılında hükümdar olduğunu söylerken,410 İbnü’l-Ezrak 400 veya 401 yılının

sonlarında olduğunu söylemektedir.411 İbnü’l-Esîr, 453 yılında öldüğü söylediği

Nasrüddevle’nin 52 yıl hükümdarlık yaptığını yani 401 yılında hükümdar olduğunu söylemektedir.412 İbn Haldûn, İbn Tağriberdî, Ebü’l-Fida ve İbnü’l-Verdî’nin

aralarında bulunduğu tarihçiler 402 413 yılında tahta oturduğunu yazarken bazıları da

bunun 403 yılında olduğunu söylemişlerdir.414 Vlademir Minorsky, Ebü’l-Farac’a

dayanarak 1006 yılında Nasrüddevle’nin hükümdar olduğunu söylemiştir.415

Nasrüddevle’nin tahta oturduğu tarihi kesinleştirecek olan en önemli kanıt sikkelerdir. Abdurrakib Yusuf, Nasrüddevle dönemine ait 401 tarihli sikkenin aslında 410 yılına ait olduğunu, paranın müsteşrik Zambaur tarafından yanlış okunduğunu, çünkü bunun dışındaki tüm sikkelerin 402 yılından sonrasına ait olduğunu söyleyerek bu görüşü kabul etmemiştir.416 Abdurrakib Yusuf’un kabul etmediği 401 tarihli

sikkenin dışında Mümehhidüddevle zamanında basılan en geç tarihli sikke 401 tarihlidir. Nasrüddevle zamanında ise en erken 402 yılında basılan sikke mevcuttur.417 Bu durumda bile Nasrüddevle’nin 401 yılında tahta oturduğu görüşü yanlışlanmış olmamaktadır. N.M. Lowick ve J.E. Cribb Nasrüddevle’ye ait 401 tarihli bir sikke kaydederken, Lutz Ilisch ise Meyyâfârikîn’de basılan iki sikkenin 401-403 aralığında basıldığını söylemektedir.418

410 İbn Butlân, Da’vetü’l-Etibba, Müessese-i Mutâliât-ı Tarih-i Pizişkî, s.10; İliya En-Nasibinî, Elia

Bar-Senaya History (Opus Chronologicum), s.204

411 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.101; Tufantoz, Ortaçağda Diyarbekir..., s.73;

Beysanoğlu, Anıtları ve Kitâbeleri ile Diyarbakır..., c.1, s.189

412 İbnü’l-Esîr, İslâm Tarihi el-Kâmil fi’t-Tarih Tercümesi, c.10, s.34

413 İbn Tağriberdî, En-Nücûmü’z-Zâhire…, c.4, s.231; İbn Haldûn, Tarihu İbn Haldûn, c.4, s.411;

Mehmet Emin Zeki, Kürd ve Kürdistan Ünlüleri..., s.43

414 İbn Kesir, El-Bidaye ve’n-Nihaye, c.15, s.544; İbnü’l-Cevzî, el-Muntazam fi Tarihi’l-Mülük ve’l-

Ümem, c.15, s.92

415 Vlademir Minorsky, Kürtler, Weşanên Halepçe, Köln 1988, s.23 416 Yûsuf, Ed-Devletü’d-Dûstekiye..., c.1, s.153

417 İlisch, “Reports Of The State Hermitage Museum LXXIV”, s.139-140

418 Lowick, Cribb, Coin Hoards, Volume 5, s.81; İlisch, Reports Of The State Hermitage Museum

81

Mümehhidü'd-devle, suikasta uğradığı tarihten birkaç gün sonra Nasrüddevle Erzen’de hükümdar olduğu için suikastın tarihi Nasrüddevle’nin tahta oturduğu zamanı göstermektedir. Abdurrakib Yusuf, Nasrüddevle’nin ağabeyi Mümehhidüddevle’ye yapılan suikastın 401/1011 yılının sert kışında olduğuna inandığını söylemiştir.419 Fakat tarihçiler Mümehhidüddevle’nin burayı yazlık olarak

kullandığını belirtmiş, suikastın kış ayında vuku bulduğunu söylememişlerdir.

İbnü’l-Adîm, Muhammed b. Abdülmelik Hemedanî’nin te’lif ettiği Unvanü’s-siyer adlı eserde ağabeyi Ebu Mansur Said’in 5 Cemaziyelevel 401’de (15 Aralık 1010) Hettah Kalesi’nde öldürüldüğünü söylemektedir.420 Devrin çağdaşı olan

İliya en-Nasibînî ve başkalarının 401 tarihini vermeleri bu konuda rivayetleri güçlendirmektedir.421

İbnü’l-Ezrak, Mümehhidüddevle ve suikastı gerçekleştiren Şervîn’in 400/1009-1010 veya 401/ 1010-1011 yılı başında Hettah’a gittiklerini söylemektedir. İbnü’l-Ezrak, Şervîn’in Emir’i ilkbaharda buraya götürdüğünü ve adetleri gereği bu mevsimi burada geçirdiklerini söylemektedir. Ama verdiği tarih yani 400 veya 401 yılının başı, yaz sonuna (Ağustos-Eylül) denk gelmektedir.422 400 veya 401 yılının

başı olduğu kabul edildiğinde, bu tarihten sadece üç gün sonra Nasrüddevle’nin yakalanması için birlik gönderilmiş ve anlatılan olaylara bakıldığında bir iki gün sonrasında Nasrüddevle hükümdar ilan edilmiştir.423

Şervîn adına 401 yılında basılmış olan bir paranın da bulunduğunu biliyoruz.424 Bu tarihten sonra Meyyâfârikîn’in alınmasına kadar Erzen’de Nasrüddevle ve Meyyâfârikîn’de Şervîn hükümdar ilan edilmişlerdir. Şervîn adına basılan sikke bu suikastın 401 yılından sonra olamayacağını kesin olarak

419 Yûsuf, Ed-Devletü’d-Dûstekiye..., c.1, s.153; ; Çelebî, Süllemü’l-Vüsûl ila Tabakâti’l-Fühûl, c.1,

s.250; Amedroz, “The Marwanid Dynasty...”, s.131

420 İbnü’l-Adîm, Buğyetü’t-Taleb fi Tarih-i Haleb , c.1, s.1130; İbn İmâd, Şezerâtü’z-Zeheb fi

Ahbar-i men Zeheb, c.5, s.225; İbn Hallikan, Vefâyâtü’l-Âyân ve Enbâü Ebnâi’z-Zamân, c.1, s.177; İbn Butlân, Da’vetü’l-Etibba, Müessese-i Mutâliât-ı Tarih-i Pizişkî, s.10; İliya En-Nasibinî, Elia Bar-Senaya History (Opus Chronologicum), s.204; Baluken, “Mervânîler Devrinde Lice”, s.37

421 Muhammed b. Hilal, Kitabü’r-Rebi’, s.330; İliya En-Nasibinî, Elia Bar-Senaya History (Opus

Chronologicum), s.204; İbn Hallikan, Vefâyâtü’l-Âyân ve Enbâü Ebnâi’z-Zamân, c.1, s.177; İbn Butlân, Da’vetü’l-Etibba, Müessese-i Mutâliât-ı Tarih-i Pizişkî, s. 10; Baluken, “Mervânîler Devrinde Lice”, s.37

422 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.101 423 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.107

424 Heidemann, “A New Ruler Of The Marwanid Emirate in 401/1010 and Further Consediration On

82

kanıtlamaktadır. Bu durumda Nasrüddevle’nin Erzen’de ilan edilen hükümdarlığı 401/1010-11 veya 400/1009-10 yılı olabilmektedir.

İbnü’l-Ezrak’ın bir yıla yakın devam eden mücadele süreci ve sikkelerden elde edilen bilgiler birleştirildiğinde olayın gerçekleştiği yıl da ortaya çıkmaktadır. Nasrüddevle, topladığı ordu ile Meyyâfârikîn’e gelip Rabad’a saldırması, Erzen’e geri dönmesi, yeniden adam toplaması, tekrar Meyyâfârikîn’in kuşatması425

teşrinievvel/ekim ayında gerçekleşmiştir. Teşrinisani/kasım ayı geldiğinde görülmemiş soğuk ve kar yağışı başlamış, bazı askerler orada kalmış ve diğerleri Erzen’e dönmüştür. Emir Ebu Nasr, şubat ayına kadar Erzen’de kalmış, sonra tekrar gelip kuşatmayı şiddetlendirmiş,426 ardından halkın yardımı ile Meyyâfârikîn’i ele

geçirmiştir. Ebu Nasr’ın şehre girişi 401 yılının son ayındadır. (Temmuz/Ağustos 1011) 427

Yukarıdaki olaylardan anlaşıldığı üzere bu isyan yaklaşık bir yıl sürmüştür. İbnü’l-Ezrak her ne kadar ilk başta ilkbahar ayında hükümdar ve heyetinin adet üzere her yıl Hettah’a gittiklerini söylediyse de anlatılanlardan o yıl ağustos veya eylül ayında oraya gittikleri anlaşılmaktadır. İbnü’l-Ezrak ilk başta bu olayın 400 veya 401 yılında olabileceğini söylemişse de sonradan Nasrüddevle’nin Meyyâfârikîn’e 401 yılının sonunda girdiğini söylemiştir.

Nasrüddevle adını taşıyan sikkelerden tahta geçişinin 402428 yılından sonra

olamayacağını kesin olarak anlamaktayız.429 İbnü’l-Ezrak’ın 401 yılı sonunda

Meyyâfârikîn’i aldığını söylediği Nasrüddevle, bu şehri aldığında 402/1011-12 yılına geçmeden para basmışsa, bu olay şehre giriş tarihini daha da erkene almaktadır, yani son ayın başlarında şehrin alınmış olması ihtimalini güçlendirmektedir. Ayrıca Meyyâfârikîn’de 402 yılında basılmış olan paraların olması430 yine Nasrüddevle’nin

402 yılında tahtta olduğunu ve 401 yılında Meyyâfârikîn’i aldığını göstermektedir. Nasrüddevle adına 402 yılında Meyyâfârikîn, Ahlat ve basım yeri belli olmayan bir

425 İbnü’l-Ezrak, Târihü’l-Fârikî, s.125-130; Krş. İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.109 426 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.113; Krş. İbnü’l-Ezrak, Târihü’l-Fârikî, s.129 427 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.114

428 Lowick, Cribb, Coin Hoards, Volume 5, s.81; İlisch, Reports Of The State Hermitage Museum

LXXIV, s.19

429 Poole, Catalogue of Oriental Coins in The British Mueseum, Vol.9, s.271; İlisch, Reports Of

The State Hermitage Museum LXXIV, s.14; Tufantoz, Ortaçağda Diyarbekir..., s.35

430 Poole, Catalogue of Oriental Coins in The British Mueseum, Vol.9, s.271; İlisch, Reports Of

83

sikke olmak üzere üç sikke mevcuttur.431 Bu bilgiler Nasrüddevle’nin 402 yılında

kesin olarak hükümdar olduğunu göstermektedir.

Nasrüddevle’nin hükümdar olduğu yılı gösteren en önemli delil ise Şervîn b. Muhammed adına 401 yılında basılan sikkedir. Bu sikke Şervîn’in hükümdar olduğu tarihi veriyorken aynı zamanda Nasrüddevle’nin hükümdar olduğu yıla da işaret etmektedir. Şervîn’in Nasrüddevle’yi yakalamak için gönderdiği birlik başarısız olunca bu tarihten sonra her ikisi de hükümdar ilan edilmişlerdir. Bu andan itibaren aralarında başlayan mücadelede Şervîn’in savunmaya geçmesi ve sadece Meyyâfârikîn’in kuşatılması ülkedeki diğer şehirlerin kontrolünün Nasrüddevle’de olduğunu göstermektedir. Her ne kadar adına para basmışsa da bu durum Şervîn’in hakimiyet ve meşruiyeti elde edemediğini kanıtlamaktadır. Tarihçiler 401 yılında, İbnü’l-Ezrak’ın ifadesiyle 401 yılı başlarında gerçekleşen bu sürecin sonunu baz almış, ama olayın başlangıcına gitmemişlerdir. Halbuki Nasrüddevle sürecin başında hükümdar ilan edilmiştir.

İbnü’l-Ezrak’ın anlatımında ağustos veya eylül ayında başlayan olaylar, ekim/teşrinievvel, kasım/teşrinisani ve şubata sarkmış nihayet 401 yılı sonunda bitmiştir. Buna göre Meyyâfârikîn’in alınması temmuz veya ağustos ayına denk gelmektedir. Eğer Şervîn’in hükümdar olduğu yıl 401 yılı ise -ki adına basılan sikkeden kesin olarak bunu biliyoruz-432 İbnü’l-Ezrak’ın olayların suikastın yaşandığı tarih olarak verdiği 401 yılı başlangıcı olan Ağustos veya Eylül 1010 tarihi Nasrüddevle ve Şervîn’in hükümdar oldukları tarihtir. Olayların bitiş tarihi ise 401 yılının sonu yani Temmuz/Ağustos 1011 tarihidir.

Stefan Heidemann’ın yazdığı makaledeki sikkelerin dökümleri de bu savımız desteklenmektedir. Yukarıda işaret edilen sikke, makalede Meyyâfârikîn’de yeni bir yönetiminin varlığını kanıtlayan sikke 401/1010 yılında Emir Ebu Şüca’ Şervîn b. Muhammed, Büveyhî hükümdarı Bahaü’d-devle (397-403/989-1012) ve Abbasi Halifesi el-Kadir Billah (381-422/991-1031) isimlerini taşımaktadır.433 401 Meyyâfârikîn tarihli bu sikke, İbnü’l-Ezrak ve tarihçilerin rivayet ettikleri olayları ve tarihleri de doğrulamaktadır. Yine aynı makalede 400 ve 401 yılında

431 Poole, Catalogue of Oriental Coins in The British Mueseum, Vol.9, s.271; İlisch, Reports Of

The State Hermitage Museum LXXIV, s.14,19; Tufantoz, Ortaçağda Diyarbekir..., s.35

432 Heidemann, “A New Ruler Of The Marwanid Emirate in 401/1010...”, s.600 433 Heidemann, “A New Ruler Of The Marwanid Emirate in 401/1010...”, s.599-600

84

Mümehhidüddevle Ebu Mansur Said adına basılan sikkelerin dökümü verilmektedir. Sonrasında yine 401 yılında Meyyâfârikîn’de Nasrüddevle adına basılan sikkenin bilgileri ortaya konmaktadır.434 Nasrüddevle ve Şervîn’e ait 401 yılındaki sikkeler,

Mümehhidüddevle’ye ait 400 ve 401 yılındaki sikkeler yaşanan sürecin 401 yılı içerisinde olduğunu göstermektedir. Genel olarak Nasrüddevle’nin 1011 diye kabul edilen hükümdar olma tarihi tüm bu bilgiler ışığında Ağustos/Eylül 1010 olmaktadır.

Abdurrakib Yusuf, bu konuda şu değerlendirmeleri yapmaktadır: “Mümehhidüddevle’nin öldürülme tarihi çok önemlidir. Zira onun öldürülmesi bir hükümdarın döneminin sona ermesi, bir diğerinin hükümdarlığının başlangıcıdır. Ayrıca bu tarihte Mervânî Devleti görülmemiş bir iç tehdit ile karşı karşıya kalmıştır. Ben, İbnü’l-Ezrak ve ondan alıntılayan diğerlerinin iklimi delil göstererek öne sürdükleri 401 yılı olduğu tezini tercih ediyorum. Buna göre 401 yılında Bağdat’ta Dicle Nehri taşmış ve birçok kimse meydana gelen selde boğulmuştur. Aynı yıl Nasrüddevle teşrinisani ayında Meyyâfârikîn’i kuşatmış, kar ve soğuk nedeniyle bundan vazgeçmiş ve Erzen’e geri dönmüştür. Bahar ayındaki bu taşkın kış ayındaki soğuk ve kara delalettir. Bu nedenle bahar ayında Bağdat’ta selin yaşandığı 401/1011 yılının sert kış ayında Mümehhidüddevle’nin öldürüldüğü savını tercih ediyorum.435

Abdurrahim Tufantoz ise Meyyâfârikîn’in alındığı tarihi baz alarak Nasrüddevle’nin hükümdarlığa geçme tarihini Zilhicce 401/Temmuz 1011 olarak kaydetmiştir.436