G. Nâsırüddevle Mansur b Nizâmüddîn Dönemi (472-478/1080-85) ve
1.6. Yönetim Anlayışı
1.6.1. Adaleti/Hakşinaslığı
Birçok tarihçi, Nasrüddevle’nin adil bir hükümdar olup halkına iyi davrandığını vurgulamıştır.541 İbnü’l-Ezrak onun kimsenin malına göz koymadığını ve
527 Muhammed b. Hilal, Kitabü’r-Rebi’, s. 330; İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.122; İbnü’l-
Esîr, el-Kamil fi’t-Tarih, Darü’l-Kütübi’l-Arabi, c.8, s.174-175; İbn Tağriberdî, En-Nücûmü’z- Zâhire…, c.5, s.2; İbn İmâd, Şezerâtü’z-Zeheb fi Ahbari men Zeheb, c.5, s.225; İbnü’l-Adîm, Buğyetü’t-Taleb... , c.1, s.1131; Ez-Zehebî, Tarihü’l-İslam..., c.10, s.35; Biçer, “Selçuklular ve Kürtler”, s.172; Mehmet Emin Zeki, Kürd ve Kürdistan Ünlüleri..., s.44
528 Mehmed Emin Zeki, Tarihu’d-Düvel..., s.110 529 Mehmed Emin Zeki, Tarihu’d-Düvel..., s.110
530 El-Yafiî, Mir’atü’l-Cinân, c.3, s.57; Es-Safedî, Kitabü’l-Vâfî bi’l-Vefayât, c.8, s.116; İbn Butlân,
Da’vetü’l-Etibba, Müessese-i Mutâliât-ı Tarih-i Pizişkî, s.10
531 İbn Kesir, El-Bidaye ve’n-Nihaye, c.15, s.784; Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.19, s.125;
Es-Safedî, Kitabü’l-Vâfî bi’l-Vefayât, c.8, s.116
532 El-Ömerî, Mesâlikü’l-Ebsâr..., c.26, s.251 533 Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.19, s.125
534 İbnü’l-Esîr, El-Kamil fi’t-Tarih, Darü’l-Kütübi’l-Arabi, c.8, s.174-175; İbnü’l-Cevzî, el-
Muntazam fi Tarihi’l-Mülük ve’l-Ümem, c.16, s.71; Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.19, s.125
535 İbnü’l-Esîr, El-Kamil fi’t-Tarih, Darü’l-Kütübi’l-Arabi, c.8, s.174-175
536 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.142; İbn Hallikan, Vefâyâtü’l-Âyân ve Enbâü Ebnâi’z-
Zamân, c.1, s.177-178; Es-Safedî, Kitabü’l-Vâfî bi’l-Vefayât, c.8, s.116; İbnü’l-Cevzî, el- Muntazam fi Târihi’l-Mülük ve’l-Ümem, c.16, s.71; İbnü’l-Adîm, Buğyetü’t-Taleb... , c1, s.1131; İbnü’l-Esîr, El-Kamil fi’t-Tarih, Darü’l-Kütübi’l-Arabi, c.8, s.174-175; Ez-Zehebî, Tarihü’l-İslam..., c.10, s.35; Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.19, s.1260; İbnü’l-Verdî, Tarihu İbni’l-Verdi, s.355; Ebü’l-Fida, el-Muhtasar fi Ahbari’l-Beşer, c.2, s.180; İbn Haldûn, Tarihu İbn Haldûn, c.4, s.416; Abdulgani Efendi, Mardin Tarihi, s.3
537 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.122; Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.19, s.126;
Amedroz, “The Marwanid Dynasty...”, s.132
538 İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.142; Basil Nikitin, El-Kürd, Salah Berwarî (Tetkik),
Darü’r-Revai’, Beyrut 1967, s.170-171; Mehmet Emin Zeki, Kürd ve Kürdistan Ünlüleri..., s.44
539 Sibt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zaman..., c.19, s.126; Mehmet Emin Zeki, Kürd ve Kürdistan
Ünlüleri..., s.44
540 İbn Haldûn, Tarihu İbn Haldûn, c.4, s.416
541 İbn Tağriberdî, En-Nücûmü’z-Zâhire..., c.5, s.2; İbn İmâd, Şezerâtü’z-Zeheb fi Ahbari men
Zeheb, c.5, s.225; İbnü’l-Adîm, Buğyetü’t-Taleb..., c.1, s.1131; İbnü’l-Esîr, el-Kamil fi’t-Tarih, Darü’l-Kütübi’l-İlmiye, c.8, s.174-175; İbnü’l-Ezrak, Mervani Kürtleri Tarihi, s.122; Ez-Zehebî,
106
Ebu Bekir b. Cerâ haricinde kimsenin malını müsadere etmediğini söylemektedir.542
Komşuları ile barışçıl ilişkiler kurmaya çalışan Nasrüddevle, ülkesindeki tüm dini ve etnik gruplara karşı da adil davranmıştır.
İbnü’l-Ezrak onu değerlendirirken şanının yüceldiğini, gücünün arttığını ve memleketi istikrara kavuşturduğunu söylemektedir. İbnü’l-Ezrak, onu hayır işleyen, halk arasında adaleti dağıtan, vakıflar ihdas eden ve ailesinden hiç kimsenin yapmadığı kadar hayır işleri yapan biri olarak tasvir etmektedir.543
Hayatındaki bazı hadiseler de onun adalet anlayışı hakkında bilgi vermektedir. Adalet konusundaki çarpıcı örneklerden biri, beraber yemek yediği Kürt liderin yaptığı haksızlığı itiraf etmesi sonucunda Nasrüddevle’nin gösterdiği tepkidir. İbnü’l-Adîm, Nasrüddevle’nin, Veziri Fahrüddevle b. Cehîr’e’ye anlattığı bir anısını şöyle nakletmiştir: Kürtlerin ileri gelenlerinden bazıları benimle yemekteyken biri oradaki keklik kebabından aldı ve o sırada güldü. Ben ona neden güldüğünü sordum, “iyilik” dedi. Benden utandığını düşünerek elimi sofradan çektim ve gülmesinin sebebini anlatmayıncaya kadar bir şey yemeyeceğimi söyledim. O da “ Bu şey bana genç ve cahil olduğum dönemimdeki bir kekliği hatırlattı. Yol kesip bazı tüccarları alıkoymuş, mallarına el koymuş ve bir dağın eteğine doğru yaklaşmıştım. Beni tanır, yaptığım bu çirkin işte şahitlik eder ve benden bu malları talep eder diye onu öldürmek istedim. Adam bana ‘Malımı aldın, beni ve evlatlarımı fakir bıraktın, bırak aileme geri döneyim, onları malımdan ve benden mahrum etme!’ dedi. Ağladı ve yalvardı, ama yanındakilerden ötürü ona karşı yumuşamadım. Hayatından umut kesince dağdaki iki kekliğe dönüp544 onlara, ‘Bu adamın beni zalimce öldürdüğü
konusunda Allah katında şahit olun’ dedi ve onu öldürdüm. Kekliği görünce adamın iki kekliği şahit tutma aptallığını hatırladım.” dedi. Bunu duyunca titredim ve kendime hâkim olamadım. Onun yakalanmasını, bağlanmasını ve orada boynunun vurulmasını emrettim. Orada boynunun kesildiğini görmeyinceye kadar bir şey yemedim ve sonra
Tarihü’l-İslam..., c.10, s.35; Muhammed b. Hilal, Kitabü’r-Rebi’, s.330; Mehmet Emin Zeki, Kürd ve Kürdistan Ünlüleri..., s.44; Biçer, “Selçuklular ve Kürtler”, s.172
542 Bkz. İbnü’l-Ezrak, Tarihü’l-Fârikî, s. 168
543 Bkz. İbnü’l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.120
544 İbnü’l-Adîm, Buğyetü’t-Taleb..., c.1, s.1133; Amedroz, “The Marwanid Dynasty at Mayyafariqin
107
ona ‘Allah o iki kekliği adama yaptıkların için şahit kılmıştır ve onun hakkını senden almıştır.’ dedim.”545
Ebu Nasr, ileri gelen bir Kürt liderini öldürerek mazlum tacirin intikamını almış, suçun üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen bu suçu karşılıksız bırakmamıştır. Bu hikâyede Nasrüddevle’nin ismi unutulmuş olmasına rağmen, hikâyenin günümüze kadar Kürtler arasında anlatıldığı söylenmektedir.546
Meyyâfârikîn’de bir günde 500 altın kazanan tüccara parasını almak için onu yanına çağırmadığını söylemesi Nasrüddevle’nin kimsenin kazancında gözünün olmadığını ve devletin cebren vergi toplamadığını göstermektedir. Nasrüddevle bu konuda o kadar hassastı ki tüccar kazandığı 500 altını vereceğine yemin edince o da parayı almayacağına yemin etmişti.547
51 yıllık hükümdarlığı döneminde eleştiriye açık bazı olayların varlığından bahsetmek mümkündür. Örneğin bunlardan birisi, Ukaylîlerle gerginlik yaşandığı anlaşılan bir dönemde, Meyyâfârikîn Kadısı Ebü’l-Mürcâ’nın, Şair İbnü’l-Fatirî aracılığıyla gönderdiği mektup nedeniyle bir burcun içine konularak burç kapısının sıvanması ve ölüme terk edilmesidir. Her ne kadar Nasrüddevle’nin iki ağabeyinin devlet adamları tarafından suikastla öldürülmesi onu bu hassasiyete sevketmişse de şüphe üzerine kadının ölüme terk edilmesi izahı zor olan bir meseledir.548
Bir başka olay ise İbnü’l-Ezrak’ın Nasrüddevle’nin zulmettiğini dile getirdiği Ebu Bekir b. Cerâ’nın mallarına el konulmasıdır. İbn Cerâ’nın Senâsine549
hükümdarının dostu olması ve şehirde onu sevmeyenlerin Nasrüddevle’yi yanıltması buna sebep olmuştur. İki devlet arasında gerginliğin yaşandığı bir durumda İbn Cerâ’nın şehri teslim etmek için hazırlık yaptığı bilgisi Nasrüddevle’yi harekete geçirmiş ve yapılan baskında İbn Cerâ’nın evinde birçok silah ve mal bulunmuştu.
545 İbnü’l-Adîm, Buğyetü’t-Taleb..., c. 1, s.1134; Ez-Zehebî, Tarihü’l-İslam..., c.10, s.527;
Muhammed b. Hilal, Kitabü’r-Rebi’, s.331
546 Yûsuf, Ed-Devletü’d-Dûstekiye..., c.1, s.260
547 Çevik, XI-XIII Yüzyıllarda Diyâr-ı Bekr Bölgesi Tarihi, s. 150.
548 İbnü’l-Ezrak, Târihü’l-Fârikî, 161-162; İbnü'l-Ezrak, Mervânî Kürtleri Tarihi, s.154-55; Ertekin,
“Mervânîler Devrinde Meyyafarikin”, s.12,103-125; Amedroz, The Marwanid Dynasty at Mayyafariqin in the Tenth and Eleventh Centuries A.D., s.137-138
549 Günümüzdeki adıyla Sason, Batman’a bağlı bir ilçe olup Meyyâfârikîn’nin kuzeydoğusunda
kalmaktadır. Nasrü'd-devle’nin hükümdarlık yaptığı tarihlerde burada Senasine Ermeni krallığı hüküm sürmekteydi. Genel olarak iyi ilişkiler geliştiren iki devlet arasında bu olay öncesinde Senâsineliler tarafından hacılara saldırılması nedeniyle gerginlik yaşanıyordu.
108
Fakat buna rağmen bir kısım malına el koyan Nasrüddevle, varislerine mülkleri dışında 80 bin altının bırakılmasını istemiş ve ailesini mağdur etmemiştir.550