• Sonuç bulunamadı

HALK YAŞANTISI

1.1. ANAMUR’DA SOSYAL YAŞAM

1.1.6. Yöresel Kıyafetler

1.1.6.1. Erkek Kıyafetleri

Erkek kıyâfetlerinin birçoğu, “şayak” kumaşından yapılmaktadır. Halk arasında bu kumaşa “İngiliz” de denmektedir. Bu kumaş, kuzuların kırkılmasından yapılır.

Kırkılan yünler, yayla atılır. Bu yünler, bölüm bölüm alınarak kolçak haline getirilir.

Kolçağın ucundan eğirtmece (kirmen) yün verilir ve bütün yün eğrilir, ince ip haline getirilir. Eğrilmiş yünler yumaklanır. Yedi metre ara ile iki çivi dikilir. İpler, çulfallığa taşınır ve yerleştirilir. Yedi metre ip üzerine dokuma işi tamamlandıktan sonra kumaş çıkarılır. Tepme işi yapılır. İki tane ekmek açmak için kullanılan senidin arasına top halinde dürülerek konur. Senidlerin arasında kalan kumaşa sıcak su dökülür. Bir kişi sıcak su dökerken, iki kişi ayak tabanları ile senitlerin arkasına karşılıklı oturup, ayak tabanları karşılıklı gelecek şekilde vurarak kumaşı sıkıştırırlar. Bu vuruşlar kumaşın ipleri birbirleri ile bitişinceye kadar devam eder. Artık şayak dikilmeye hazır kumaş haline gelmiştir. Kumaş kurutularak şayaklık pantolon, ceket kumaşı ve kıyafet için olarak kullanılır.

Şalvar: Şalvar; kurutulmuş olan kumaştan dikilen, günümüzdeki şalvar kadar arası sarkmayan bir tür pantolon ile şalvar arası giysidir. Dizden aşağıya doğru, paçalar daralır. Şalvarın üst kısmında uçkurluk bulunur. Yine çulfalıkta dokunan göklü bükmeler veya alacadan kesilmiş uçkurluklarla şalvarın belde tutması sağlanır.

Şayak Pantolon: Şayak kumaşından kesilerek yapılan vücuda tam oturan yan ve arka cepleri bulunan, ayak kısmı dar ve düğmelerle birleştirilen bir pantolondur.

Çulfalıkta dokunur.

Çorap: Yörükler, şalvarların altına şalvarın ayak kısmını içine alacak şekilde yünden dokunan kalın çoraplar giyerler. Bu çoraplar geçmişte çok yaygın olan ve göçlerin en önemli taşıma aracı olan develerden elde edilen yünlerden ağaçtan yapılmış miller ile örülerek giyilirmiş. Çorapların ağız kısımlarında süslemeler bulunur, bunlara

“toka” denir. Üst kısmı ise kalınca özel dokunmuş bir renkli iple bağlanarak sıkılır.

Yörük Çarığı: Geçmişte insanlar, çarık giyerlermiş. Anamur’da yer alan

“Çarıklar” belediyesinin ismi de buradan gelmektedir. Çarıklar, sığır ve manda derisinden yapılır. Çarığın deriden yapılmış bağları bulunur. Bu bağlar yardımı ile çarık tabanı ayakta tutması için baldıra bağlanır. Çarıkların sağlıklı bir şekilde kalması ve kullanılabilmesinin sağlanması, kurumasının önlenmesi için, bölgedeki hayvanların yağlarından elde edilen don yağları ile yağlanması gerekir. Pudra yerine ise mısır ve buğday unu kullanılır.

Kabaralı Ayakkabı: Yörede kabaralı denilen ayakkabıyı hem erkekler, hem de kadınlar giymişlerdir. Gön taban üzerine davar derisinden yapılmış yorak, kelik dikilerek ayakkabı yapılır. Kısa kelikli olan kabaralıları bayanlar giyer. Erkek kelikleri ise dize kadar uzanır. Gerek kadınların giydiği, gerekse erkeklerin giydiği bu ayakkabıların alt kısmına dayanıklılığı ve kullanım süresini uzatmak için kabara denilen kısa uçlu, büyük başlı raptiyeyi andıran çiviler çakılır. Edikler bu yüzden, “kabaralı”

diye isimlendirilmiştir.

Körüklü Çizme: Ayakkabı ve çizme türlerinin yaygınlaşmasından sonra, bölgedeki Yörük ağaları dize kadar veya dizin üst kısmına kadar çıkan özel deri çizmeler de giymişlerdir. Bunların deri kısmındaki büklümlerden dolayı kalaycı ocaklarında körüğü andıran bir şekil almasından dolayı, “körüklü çizme” adı verilmiştir.

Göynek: Göynekler, çulfalıklarda çiğ iplikler dokunup kumaş haline getirilen göklü ve alacalı dokumalardan dikilir. Genellikle beyaz ve gri olmakla birlikte, renkli olarak dokunun göynek kumaşlıkları da vardır. Göyneklik kumaşların boyanmasında genelde kök boyalar kullanılır. Kök boya ile boyanmış kumaşlara alaca veya göklü bükme adı verilmektedir. Göynekliklerde çaltı dikenleri veya tepsi denilen Akdeniz maki bitki topluluğu içerisinde yer alan çalıların giliklerinden(tohumlarından) düğmeler kullanılır. Göynekler yakasızdır. Bugünkü yelek(gömlek) yerine kullanılmıştır.

Kıl Haba: Kıl habalar, kuzuların yününden elde edilir ve bu yünden dokunur.

Tepilerek elde edilen şayaklık kumaşlardan habalar dikilir. Bu habaya “beynamaz habası” da denir. Göynekler gibi bunlar da yakasızdır. Kol altı aşağıya doğru kol yerine kadar yırtıktır. Namaz için abdest almanın kolay olması ve çıkarabilmek için böyle yapılmıştır. Şalvarlık kumaşlar ve beynamaz habalarının kumaşları ıstarlarda dokunur.

Bel Kuşağı: Bel kuşakları da dokumadır. Beyaz kuzu yününden, beyaz iplikten, beyaz ibrişimden dokunur. Uçlarında süslü püsküller bulunur. Beli tutması için bele bağlanır. Şalvarın uçkurluk kısmının üstünü kapatır.

Bağcak: Koyun ve kuzu yünlerinden dokunur. Bağcaklar, beş-altı santimetre genişlikte ve üç-dört metre kadar uzunluktadır. Orta kısımları düz iken, uca doğru yuvarlak dokunmuştur. En uç kısımları tokalıdır. Bele kuşağın üstüne sıkıca bağlanır.

Genelde bu bağcak, dağdan odun veya yaralanan, hastalanan bir hayvanın eve taşınabilmesinde bağlama ipi olarak kullanılır.

Kepenek: Kepenekler çobanlar tarafından kullanılan, yağmurlu ve soğuk havalarda çobanın üşümesini ve ıslanmasını önleyen keçeden yapılmış kalın kolsuz, omuzlara alınıp önü birleştirildiğinde kolları da içine alabilen bir tür giyecektir.

Kepenek üzerinde çeşitli dokuma figürleri ve desenler de yer alır. Kepeneğin kendisine has baş külahı da olur.

Keçe Külah: Eğirtmeçlerde eğrilmiş kuzu yünlerinden hazırlanan, ağaç kalıplar arasında su ile dövülerek hazırlanan keçe kumaşlardan hazırlanır. Genellikle, beyaz ve siyah renkte olur. Alacalı ve gri renkte yapılanlara da rastlanır.