• Sonuç bulunamadı

ANAMUR FOLKLORU Fatma PINAR KUZU YÜKSEK LİSANS TEZİ Yrd. Doç. Dr. Turhan KAYA TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI 2010 Her hakkı saklıdır.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANAMUR FOLKLORU Fatma PINAR KUZU YÜKSEK LİSANS TEZİ Yrd. Doç. Dr. Turhan KAYA TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI 2010 Her hakkı saklıdır."

Copied!
451
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YÜKSEK LİSANS TEZİ Yrd. Doç. Dr. Turhan KAYA

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI 2010

Her hakkı saklıdır.

(2)

T. C.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

Fatma PINAR KUZU

ANAMUR FOLKLORU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TEZ YÖNETİCİSİ Yrd. Doç. Dr. Turhan KAYA

ERZURUM – 2010

(3)
(4)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... XI ABSTRACT ...XII ÖN SÖZ ... XIII KISALTMALAR ... XV

GİRİŞ ... 1

ÇALIŞMA İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER ... 1

Konu ... 1

Amaç ... 1

Kapsam ve Sınırlar ... 1

Yöntem ... 2

ARAŞTIRMA ALANI İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER ... 2

Mersin’in (İçel) Tanıtımı ... 2

Anamur’un Tanıtımı ... 4

Coğrafi Özellikleri ... 4

İlçede Geçmişte Yaşamış Olan İnsan Toplulukları ... 5

Anamur’un Fethi ... 7

Nüfusu ve Ekonomik Yapısı ... 8

Sosyo Kültürel Yapısı ... 8

Tarihi Yapı Kalıntıları ... 9

Şehir Kalıntıları ... 9

Bedestenler ... 12

Kale Kalıntıları ... 13

Köprüler ... 16

Camiler ... 16

Diğer Tarihi Yapılar ... 17

BİRİNCİ BÖLÜM HALK YAŞANTISI 1.1. ANAMUR’DA SOSYAL YAŞAM ... 21

1.1.1. Evde Yaşam ve Ev Yapısı ... 23

(5)

1.1.2. Kışa Hazırlık ... 25

1.1.3. Yazın Yaşam ... 26

1.1.4. Yayla Göçü ... 27

1.1.5. Önemli Günler (Bayram – Festival-Tören) ... 29

1.1.5.1. Dini Nitelikli Günler ... 29

1.1.5.1.1. Kandiller ... 29

1.1.5.1.2. Kutsal Aylar ... 30

1.1.5.1.3. Bayram Arafeleri ... 30

1.1.5.1.4. Dini Bayramlar ... 30

1.1.5.2. Millî Bayramlar ... 32

1.1.5.3. Diğer Törenler ... 32

1.1.5.3.1. Hıdırellez ... 32

1.1.5.3.2. Yağmur Törenleri ... 33

1.1.5.3.3. Yayla Göçü Töreni ... 34

1.1.5.3.4. Bahar Festivalleri ... 34

1.1.6. Yöresel Kıyafetler ... 35

1.1.6.1. Erkeklerin Kıyafetleri ... 35

1.1.6.2. Kadınların Kıyafetleri ... 38

1.1.6.3. Düğün Kıyafetleri ... 40

İKİNCİ BÖLÜM GEÇİŞ DÖNEMLERİ 2.1. DOĞUM ... 41

2.1.1. Doğum Öncesi... 42

2.1.1.1. Kısırlığı Giderme ... 42

2.1.1.2. Gebelikten Korunma ... 43

2.1.1.3. Çocuğun Sağlıklı Doğması ve Yaşaması İçin Uygulanan Pratikler .... 44

2.1.1.4. Aşerme ... 45

2.1.1.5. Doğacak Çocuğun Cinsiyetini Belirleme ... 46

2.1.1.6. Gebe Kadının Kaçınmaları/Uygulamaları ... 47

2.1.2. Doğum Sırası... 48

2.1.2.1. Doğum Hazırlığı/Doğum Olayı ... 48

(6)

2.1.2.2. Göbek Kesme/Tuzlama/Yıkama ... 48

2.1.3. Doğum Sonrası ... 50

2.1.3.1. Ad Koyma ... 50

2.1.3.2. Loğusalık ve Mâruz Kaldığı Tehlikeler ... 51

2.1.3.3. Kırklama ve Kırk Gün İçinde Yapılan Diğer İşlemler ... 52

2.1.3.4. Kusurlu Çocuklarla İlgili Pratikler ... 53

2.1.3.5. Sütten Kesme ... 54

2.1.3.6. Çocukta İlkler ... 55

2.2. EVLENME ... 56

2.2.1. Evlilik Öncesi ... 58

2.2.1.1. Gelin-Güvey Seçimi ... 58

2.2.1.2. Görücülük/Kız İsteme ... 59

2.2.1.3. Söz Kesme/ Nişan ... 60

2.2.1.4. Davet/Okuntu ... 62

2.2.2. Düğün ... 62

2.2.2.1. Odun Elemek ... 65

2.2.2.2. Bayrak Dikme ... 65

2.2.2.3. Tohum Gavıdı ... 66

2.2.2.4. Kesene/Sandık ... 66

2.2.2.5. Kına ... 67

2.2.2.6. Gelin Alma ... 68

2.2.2.7. Gelin İndirme ... 68

2.2.2.8. Gerdek ... 70

2.2.3. Düğün Sonrası ... 71

2.3. ÖLÜM ... 73

2.3.1. Ölüm Öncesi ... 74

2.3.1.1. Ölümü Düşündüren Önbelirtiler ve Kaçınmalar ... 74

2.3.2. Ölüm Sırası ... 75

2.3.2.1. Ölüm Anındaki Âdetler ... 76

2.3.2.2. Ölümün Ardından Yapılan Âdetler ... 76

2.3.2.3. Defin Hazırlığı –Yıkama ... 78

2.3.2.4. Tabuta Koyma ve Cenaze Namazı ... 79

(7)

2.3.2.5. Ölünün Gömülmesi ... 81

2.3.3. Ölü Gömüldükten Sonra Uygulanan Pratikler ... 84

2.3.3.1. Cenaze Evi ... 84

2.3.3.2. Ruhla İlgili İnanmalar ... 87

2.3.3.3. Ağıt Söyleme ... 87

2.3.3.4. Mezarlıklar- Mezar Ziyaretleri ... 88

2.3.3.5. Devir Çevirme ... 88

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM HALK İNANÇLARI 3.1. GÜNLERLE ve VAKİTLERLE İLGİLİ İNANMALAR ... 90

3.2. HAYVANLARLA İLGİLİ İNANMALAR ... 92

3.3. BİTKİLER ve AĞAÇLARLA İLGİLİ İNANMALAR ... 94

3.4. MİSAFİR ve MİSAFİRLİKLE İLGİLİ İNANMALAR ... 99

3.5. EŞYALAR ve KIYAFETLERLE İLGİLİ İNANMALAR ... 96

3.6. SAYILARLA İLGİLİ İNANMALAR ... 97

3.7. RÜYALARLA İLGİLİ İNANMALAR ... 97

3.8. SUYLA İLGİLİ İNANMALAR ... 98

3.9. EVLİLİK ve DÜĞÜNLE İLGİLİ İNANMALAR ... 99

3.10. ALKARISI İNANMALARI ... 99

3.11. NAZARLA İLGİLİ İNANMALAR ... 100

3.12. HAVA DURUMU İLE İLGİLİ İNANIŞLAR ... 102

3.13. DİĞER İNANMALAR ... 102

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM HALK EDEBİYATI 4.1. ANAMUR HALK EDEBİYATI NESRİ ... 104

4.1.1. Masal ... 104

4.1.1.1. Kuru Kafa ... 105

4.1.1.2. Padişah Kızı ... 107

4.1.1.3. Rüya Gören Adam ... 108

4.1.1.4. Babanın Vasiyeti ... 110

(8)

4.1.1.5. Akıl Satan Adam ... 113

4.1.1.6. Üç Kardeş ... 115

4.1.1.7. Horozcuk ... 116

4.1.1.8. Köse Değirmenci ile Çocuk ... 118

4.1.2. Efsane ... 119

4.1.2.1. Oluşum- Dönüşüşüm Efsaneleri ... 120

4.1.2.1.1. Taş Kesilme ve Hayvan Motifli Efsaneler ... 120

4.1.2.2. Tarihlik Efsaneler ... 123

4.1.2.2.1. Martı Adası Efsanesi ... 123

4.1.2.2.2. Su Kemerleri Efsanesi ... 123

4.1.2.2.3. Öküz Efsanesi ... 124

4.1.2.2.4. Anamur Prensesi Söylencesi ... 125

4.1.2.2.5. Su Gözü ... 125

4.1.2.2.6. Kalınören ... 126

4.1.2.3. Olağanüstü Kişiler- Varlıklar- Güçler Üzerine Efsaneler ... 126

4.1.2.3.1. Boncuklu ... 126

4.1.2.3.2. Koca Çınar ... 126

4.1.2.4. Dini Efsaneler ... 127

4.1.2.4.1. Sultansuyu Efsaneleri ... 127

4.1.3. Menkıbe ... 128

4.1.3.1. Peygamber Aşkı ... 129

4.1.1.3.2. Bal Yeme ... 129

4.1.4. Halk Hikâyesi ... 130

4.1.4.1. Köroğlu ... 131

4.1.4.2. Arzu ile Gamber ... 133

4.1.4.3. Tuna ile Suna Hikâyesi ... 135

4.1.4.4. Bir Kadın İle Oğlu ... 142

4.1.5. Fıkra ... 143

4.1.5.1. Kişileri Belli Halk Tipleri Olan Fıkralar ... 145

4.1.5.1.1. Türkçenin Konuşulduğu Coğrafî Alan İçinde ve Dünyaca Ünlü Tipler ... 145

(9)

4.1.5.1.2. Özel Adlarla Anılmayıp Toplumun Bir Zümresini Temsil

Eden Kişiler ... 150

4.1.5.1.3. Mahallî Tipler ... 156

4.1.5.2. Belli Bir Topluluk Tipi, Ünlü Bir Kişi Söz Konusu Olmaksızın Sıradan İnsanların Güldürücü Maceralarını Konu Edinen Fıkralar .. 157

4.2. ANONİM HALK ŞİİRİ ... 166

4.2.1. Mâni ... 166

4.2.2. Ninni ... 199

4.2.3. Türkü ... 202

4.2.3.1. Oyunlu Türküler ve Hikâyeleri ... 203

4.2.3.1.1. Gerali (Ham Çökelek) ... 204

4.2.3.1.2. Anamur Yolları (Gayrak Çakıllı) ... 206

4.2.3.1.3. Danışman’ın Düzlüğü ... 208

4.2.3.1.4. Gasavet ... 210

4.2.3.1.5. Gök Karga Zeybeği (Anamur Zeybeği) ... 211

4.2.3.1.6. İrfani ... 213

4.2.3.1.7. Leblebici ... 214

4.2.3.1.8. Mengi (Samah) ... 215

4.2.3.1. 9. İnce Çayır ... 216

4.2.3.2. Diğer Türküler ... 217

4.2.3.2.1. Yörük Kızı Geçti Mi? ... 217

4.2.3.2.2. Güzeller Güzeli ... 218

4.2.3.2.3. Çeşidim (Kullar Olam) ... 218

4.2.3.2.4. Ak Devem Düzden Gelir ... 219

4.2.3.2.5. Emmim Kızı Emmim Oğlu ... 220

4.2.3.2.6. Gönlüm Ben Seni ... 224

4.2.3.2.7. Kına Türküsü ... 223

4.2.3.2.8. Mahmut Çavuş ... 223

4.2.3.2.9. Sarı Yayla ... 225

4.2.3.2.10. Koyun Okşaması ... 226

4.2.3.2.11. Sandım Sundum ... 227

4.2.3.2.12. Suna Boyluma ... 228

(10)

4.2.3.2.13. Aşkı Var Bende ... 228

4.2.4. Ağıt ... 232

4.2.4.1. Tören Unsuru Taşıyan Ağıtlar ... 234

4.2.4.1.1. Ölen Şahısların Ardından Söylenen Ağıtlar ... 234

4.2.4.1.2. Kına Ağıtları ... 237

4.2.4.2. Herhangi Bir Olay,Durum veya Nesne Karşısında Yakılan Ağıtlar .. 239

4.3. Hem Nazım Hem Nesir Olan Ürünler ... 243

4.3.1. Bilmece ... 243

4.3.1.1. Tabiatla Ve Tabiat Hadiseleri İle İlgili Bilmeceler: ... 245

4.3.1.2. Bitkilerle İlgili Bilmeceler ... 246

4.3.1.3. İnsan ve Onun Uzuvlarıyla İlgili Bilmeceler ... 247

4.3.1.4. Hayvanlar ve Onların Mahsülleriyle İlgili Bilmeceler ... 247

4.3.1.5. Eşyalarla İlgili Bilmeceler ... 248

4.3.1.6. Manevi ve Dini Unsurlarla İlgili Bilmeceler ... 250

4.3.1.8. Diğer Bilmeceler ... 250

4.3.2. Tekerleme... 251

4.3.2.1. Oyun (Sayışmaca) Tekerlemeleri ... 252

4.3.2.2. Bağımsız Söz Cambazlığı Değerinde Olan Tekerlemeler ... 258

4.3.2.3. Masal Tekerlemeleri ... 261

4.4. Kalıplaşmış İfâdeler ... 262

4.4.1. Atasözü ... 262

4.4.1.1. Sosyal Olayların Nasıl Olageldiklerini Uzun Bir Gözlem ve Deneme Sonucu Olarak Yansızca Bildiren Atasözleri ... 263

4.4.1.2. Doğa Olaylarıyla İlgili Uzun Bir Gözlem Sonucu Olarak Belirten Atasözler ... 266

4.4.1.3. Toplumsal Olayların Nasıl Olageldiklerini Uzun Gözlem ve Deneme Sonucu Olarak Bildirirken Bundan Ders Hatırlatan Atasözleri ... 266

4.4.1.4. Denemelere Ya Da Mantığa Dayanarak Doğrudan Doğruya Ahlâk Dersi ve Öğüt Veren Atasözleri ... 268

4.4.1.5. Birtakım Gerçekler, Felsefeler, Bilgece Düşünceler Bildirerek (dolayısıyla) Yol Gösteren Atasözleri ... 269

4.4.1.6. Töre ve Gelenek Bildiren Atasözleri ... 269

(11)

4.4.1.7. Kimi İnanışları Bildiren Atasözleri ... 270

4.4.2. Deyim ... 271

4.4.2.1. Mastar Halindeki Deyimler ... 271

4.4.3. Alkış - Kargış (Dua- Beddua) ... 282

4.4.3.1. Nişan, Düğün ve Evlilik ve Aile İle İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 283

4.4.3.2. Tabiat Unsurlarıyla İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 285

4.4.3.3. Organlarla İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 285

4.4.3.4. Şans Kader Kısmet Kaza ve Bela İle İlgili Olan Dua ve Beddualar .. 286

4.4.3.5. Cennet Cehennem ve Âhiretle İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 287

4.4.3.6. Dert Hastalık ve Ölümle İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 288

4.4.3.7. Renklerle İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 289

4.4.3.8. Telmihlerin Kullanıldığı Dua ve Beddualar ... 290

4.4.3.9. Dost ve Düşmanla İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 290

4.4.3.10. Şeytan ve Melekle İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 291

4.4.3.11. Sofra ve Yeme İçmeyle İlgili Olan Dua ve Beddualar ... 291

4.4.3.12. Yol ve Yolculukla İlgili Dua ve Beddualar ... 292

4.4.4. Yöresel Kullanımlar ... 292

4.4.4.1. Noolacak Bu Hal ... 292

4.4.4.2. İnsanlarla İlgili Kullanımlar ... 293

4.4.4.2.1. Bebeklerle İlgili Kullanımlar ... 293

4.4.4.2.2. Organlarla İlgili Kullanımlar ... 294

4.4.4.2.3. Hastalıklarla İlgili Kullanımlar ... 295

4.4.4.2.4. Akrabalık Bağları ile İlgili Kullanımlar ... 296

4.4.4.2.5. Lâkap ve Ünvanlarla İlgili Kullanımlar ... 297

4.4.4.2.6. Hayvanlarla İlgili Kullanımlar ... 298

4.4.4.2.7. Bitkilerle İlgili Kullanımlar ... 304

4.4.4.2.8. Ekin- Tarla ve Hasatla İlgili Kullanımlar ... 308

4.4.4.2.9. Eşyalarla İlgili Kullanımlar ... 309

4.4.4.2.10. Mekânlarla İlgili Kullanımlar ... 314

4.4.4.2.11. Suyla İlgili Kullanımlar ... 317

4.4.4.2.12. Ateşle İlgili Kullanımlar ... 319

4.4.4.2.13. Zamanla İlgili Kullanımlar ... 319

(12)

4.4.4.2.14. Duyularla İlgili Kullanımlar ... 320

4.4.4.2.15. Kelime Türleri ile İlgili Kullanımlar ... 320

4.4.4.2.16. Edat ve Bağlaçlar ... 325

4.4.4.2.17. Soru Sözcükleri ... 326

4.4.4.2.18. Yansıma Sözcükler ... 326

4.4.4.2.19. Miktar Bildiren Kullanımlar ... 327

4.4.4.2.20. Renklerle İlgili Kullanımlar ... 328

4.4.4.2.21. Yönlerle İlgili Kullanımlar ... 329

4.4.4.2.22. Şekillerle İlgili Kullanımlar ... 329

4.4.4.2.23. Ünlemli Kullanımlar ... 330

4.4.4.2.24. Benzetme İfâdeleri ... 331

4.4.4.2.25. Tahtacı Terimleri ... 332

BEŞİNCİ BÖLÜM HALK KÜLTÜRÜ DALLARI 5.1. HALK HEKİMLİĞİ ... 334

5.1.1. İnsan Hastalıkları ve Tedavisi ... 337

5.1.1.1. Bebek Hastalıkları ... 337

5.1.1.2. Genel Hastalıklar ... 338

5.1.2. Hayvan Hastalıkları... 347

5.2. HALK OYUNLARI ... 350

5.2.1. Yöredeki Çalgılar ... 351

5.2.2. Halk Dansları ... 353

5.3. EL SANATLARI ... 357

5.3.1. Kilim ... 357

5.3.2. Örücülük ... 360

5.3.3. Çuval Dokumalar ... 361

5.3.4. Diğer Dokuma Türleri ... 362

5.4. MUTFAK KÜLTÜRÜ ... 364

5.4.1. Çorbalar ... 364

5.4.2.Yemekler ... 367

5.4.3. Börekler ve Sıkmalar ... 370

(13)

5.4.4. Bitki Yemekleri ... 371

5.4.5. Tatlılar ... 374

5.4.6. Çerezler ve Atıştırmalıklar ... 376

5.4.7. İçecekler ... 376

5.5. ÇOCUK OYUNLARI ve OYUNCAKLARI ... 377

5.5.1. Çocuk Oyunları ... 377

5.5.2. Çocuk Oyuncakları ... 394

5.6. ANAMURLU ÜNLÜLER ... 397

5.6.1. Müzisyenler ... 397

5.6.2. Gazeteci ve Yazarlar ... 398

5.6.3. Şairler ... 402

5.6.4. Ressamlar- Fotoğraf Sanatçıları ... 410

5.6.5. Anamurlu Diplomatlar ... 410

SONUÇ ... 412

BİBLİYOGRAFYA ... 414

KAYNAK KİŞİLER ... 420

EKLER ... 422

ÖZ GEÇMİŞ ... 433

(14)

ÖZET

YÜKSEK LİSANS TEZİ ANAMUR FOLKLORU

Fatma PINAR KUZU

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Turhan KAYA 2010 sayfa: 433 + XV

Jüri: Doç. Dr. Ali KAFKASYALI Yrd. Doç. Dr. Lütfi SEZEN Yrd. Doç. Dr. Turhan KAYA

Akdeniz sahil şeridi üzerinde kurulmuş, Mersin’e bağlı şirin bir ilçe olan Anamur, zengin kültürel ve folklorik özellikleriyle çalışmamızın temelini oluşturmaktadır. Bir derleme araştırması olan bu çalışmamızın temel konusu, Anamur ve köylerine ait geleneğe bağlı kültür mahsulleridir.

Çalışmamız giriş ve beş bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde; çalışmayla ilgili genel bilgilerden sonra, araştırma alanı hakkında açıklamalar verilmektedir. Bu bölümde; Mersin hakkında bilgiler verilip, Anamur’a genel bir bakış yapılmıştır.

Yörenin tarihi, ekonomik ve sosyal yapısı, coğrafi özellikleri, adının kaynağı, sahip olduğu tarihi kalıntılar, mağaralar, mesire yerleri, köyleri, çayları, dereleri hakkında toplu bilgi verilerek, adlarının nereden geldiğiyle ilgili halk arasında yaygın olan görüşlere yer dilegetirilmiştir.

Çalışmamızın ilk bölümünde; bölgedeki halk hayatı altı alt başlık olarak incelenmiştir. İkinci bölümünde; hayatın geçiş dönemleri (doğum, evlenme, ölüm) ve gelenek ve görenekler sıralanmıştır. Üçüncü bölümde ise halk yaşantısı, inanışlar;

dördüncü bölümde, halk edebiyatı başlığı altında (masal, halk hikâyesi, menkıbe, efsane, fıkra) belirli tasniflerle sıralanmıştır. İkinci kısmında nazım üzerinde durulmuştur. Mâniler, ninniler, türküler, ağıtlar tasnif edilerek irdelenmiştir. Bu bölüm içinde yer alan üçüncü alt başlık olan,”Hem Nazım Hem Nesir Olan Ürünler” kısmında, bilmece ve tekerlemeler üzerinde durulmuştur. Son başlıkta da kalıplaşmış ifâdeler olan atasözü, deyim, alkış-kargış, yöresel kullanımlar sıralanmıştır. Beşinci bölümde; halk kültürü dalları başlığı altında; halk hekimliği, halk oyunları, el sanatları, mutfak kültürü, çocuk oyunları ve oyuncakları, Anamurlu ünlülere yer verilmiştir.

Çalışmamızın sonuna kaynakça, kaynak şahıslar, resimler ve harita konulmuştur.

Aynı kültür değerlerinin varlığını sürdürdüğü coğrafyalarda, teknolojinin dayattığı yeni değerlerin, kültür ögelerini ve gelenekleri kaybettirmesi muhtemeldir.

Derlemede ortaya çıkardığımız ortak kültür değerlerinin, çağlar içinde varlığını sürdürerek, gelecek nesillere aktarımının sağlaması temennimizdir.

(15)

ABSTRACT

MASTER THESIS FOLKLORE OF ANAMUR

Fatma PINAR KUZU

Advisor: Assist. Prof. Dr. Turhan KAYA 2010 Pages: 433 + XV

Jury: Assoc. Prof. Dr. Ali KAFKASYALI Assist Prof. Dr. Lütfi SEZEN Assist Prof. Dr. Turhan KAYA

Anamur, established on the coast and a nice town of Mersin, forms the basis of our work due to its rich cultural and folkloric features. The main issue of this study which is a collected work research is the material cultural products that belong to Anamur and its villages.

Our work consists of ten sections and along with introduction. In the introduction part, after the general information about the work it continues with the relevant information about the field research. In this section after the information about Mersin, Anamur is a general point of view. The area’s historical, economic and social structure, geographical features, source of its name, ancient ruins, caves, picnic areas, villages and streams are briefly mentioned and common views among people about where these names originate are given.

In the first part of our study, folk sayings (tale, folk story, epic, legend, and joke) are listed in a specific classification. The second part focuses on the verse. Ditties, lullabies, folk songs, wail are examined by classification. In the Products Both Prose and Verse part which is in the same section, it’s focused on riddles and tongue twisters.

In the last title, stereotyped expressions like proverbs, idioms, clap – cursing and local uses are listed.

In the second part of our study, traditions and customs which belong to transition period of life (birth, marriage, and death) are listed. In the following parts public life, beliefs, folk medicine, folk dances, crafts, children’s games, toys and famous Anamur people are given respectively.

Bibliography, source people, pictures and map are presented at the end of our study.

It’s likely that new values imposed by technology will make the cultural elements and traditions lose in the geographies where the same cultural values exist. We hope these above mentioned common cultural values will ensure their existence in the ages and will be transferred to the future generations.

(16)

ÖN SÖZ

Geçmişi anlamak için tarihi bilmenin yanı sıra, halk ürünlerini de bilmek gerekmektedir. Her milletin kendi inanç, gelenek, estetik, sosyo-ekonomik anlayış ve değerlendirmelerine göre değişen; ancak hepsinde de insan saygınlığını korumayı amaçlayan folklor ürünleri vardır. Halk kültürü, hangi coğrafyada olursa olsun insanoğlunun geçmişiyle geleceğini birbirine bağlar. Folklor ürünlerimiz, Türk toplum hayatının ifadesi, duygu ve düşünce beraberliğinin göstergesidir.

Toplumların kendine özgü yapılarını inceleyen bilim dallarından biri olan folklor, oldukça geniş boyutlar içermektedir. Yaşam biçiminden politikaya, sosyolojiyeden felsefeye dek birçok ayrıntıyı içinde barındıran folklor, önemli bir bilim dalıdır. Folklor, belirli bir ülke veya bölge halkının kültürünü araştıran, bunları kendine özgü yöntemlerle derleyen, sınıflandıran, çözümleyen, yorumlayan bir bilimdir.

Derlemecinin en çok zorlandığı konuların başında, kaynak kişilerin belirlenmesi, doğru kaynak kişinin belirlenmesinden sonra da kaynak kişiyle doğru bir iletişim kurabilme meseleleri gelir. Bu çalışmamızda, gideceğimiz köyler ve köylerdeki kaynak kişilerin tespiti bu açıdan oldukça zor olmuştur. Çünkü kaynak kişi olarak belirlenen kişinin çoğu zaman yapılan akademik çalışmaya bir katkı sunmaktan ziyade kendi geçmiş yaşantılarını anlatan konuşma heveslisi kişiler çıkması, bizi zor durumda bırakmıştır. Çalışmamız esnasında genel olarak malzemeyi derlemede kullanılan gözlem ve mülakat metotlarını tercih ettik.

Bu çalışma, Mersin iline bağlı Anamur ilçesi folklor ürünlerini konu almaktadır.

Yaptığımız bu derleme çalışmasıyla, ilçenin Yörük yaşantısıyla yoğrulmuş yapısını ortaya koyup değerlendirmeye çalıştık. Bu araştırmayı yapmaktaki temel amacımız, teknoloji karşısında geleneksel yapısını yitirmeye başlamış olan ilçenin, bazı kültürel değerlerinin tamamıyla yok olmadan derlenip yazıya geçirilmesi ve bu kültür mirasının gelecek kuşaklara aktarılmasıdır.

Çalışmamız; Ön Söz, Giriş,1.-5. bölümler, Sonuç, Kaynakça, Kaynak Şahıslar, Fotoğraflar ve haritadan meydana gelmektedir.

Giriş bölümünde araştırma konusunun sınırları, amacı ve metodu hakkında bilgi verildikten sonra, Akdeniz bölgesinin şirin bir sahil şehri olan Mersin’den bahsedilerek, sonrasında Anamur’a giriş yapılmaktadır. Anamur’u tanıtıcı bilgiler verilmektedir.

(17)

Yörenin coğrafi, tarihi, ekonomik ve sosyo-kültürel özellikleri ortaya konulmaya çalışılmış, tarihi yapı kalıntıları hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca, kalıntıların isminin kaynağı ile ilgili, gerek yazılı kaynaklar, gerekse kaynak kişiler aracılığıyla ilgili bilgiler verlmiştir.

Birinci bölümde; “Anamur’da Halk Yaşantısı” başlığı altında, halkın değerlerini oluşturan ve yaşantısına zenginlik katan unsurlar (halk inançları, halk hekimliği, günlük yaşam…) işlenmektedir.

İkinci Bölümde; “Geçiş Dönemleri” başlığı altında; bölge içerisinde doğum, evlenme, ölüm zamanlarında yapılan gelenek ve göreneklere yer verilmiştir. Tüm yapılan etkinlikler alt başlıklara indirgenerek ayrıntılarıyla anlatılmıştır.

Üçüncü Bölüm’de; “Anamur Halk İnançları” başlığı altında, çeşitli inanç unsurları on üç alt başlık halinde sıralanmaktadır.

Dördüncü Bölümde “Anamur’un Halk Edebiyatı” başlığı altında, nazım, nesir, nazım-nesir ürünleri sıralanmaktadır.

Beşinci Bölümde folklor kadrolarının al dalları olarak halk kültürü unsurları beş alt başlıkta ele alınmaktadır.

Sonuç kısmında ise, derlenen ürünlerin bir dökümü yapılmış; bilgi, gözlem ve tecrübelere dayanılarak bir karara varılmıştır.

Sonuç kısmından hemen sonra “Kaynakça” bölümünde yazar soyadları esas alınarak alfabetik sıraya göre bir liste yapılmıştır. “Kaynak Şahıslar” bölümünde şahıslarla ilgili bilgiler yer almıştır.

Ekler kısmında ise, fotoğraflar ve derleme alanının bir haritası yer almaktadır.

Çalışmamda gerekeli rehberliği yapan tez yöneticim Yrd. Doç. Dr. Turhan KAYA’ya, teşekkürlerimi sunuyorum.

Erzurum- 2010 Fatma PINAR KUZU

(18)

KISALTMALAR

bk.: Bakınız C: Cilt

cm: Santimetre Hz.: Hazreti hzl. : Hazırlayan K.K. : Kaynak Kişi km: Kilometre m: Metre

MÖ: Milattan Önce MS: Milattan Sonra RA: Radiyallahu Anha S : Sayı

s : Sayfa

SAV: Sallalahu Aleyhi ve Selem T.S. : Türkçe Sözlük

TDK: Türk Dil Kurumu v.b. : Ve benzeri

Yay. : Yayınları yy.: Yüzyıl

(19)

GİRİŞ

ÇALIŞMA İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER Konu

Tezimizin konusu, hem tarihi hem de kültürel açıdan zengin bir yapıya sahip olan Anamur halkının hayatındaki kültürü , gelenek-göreneklerinin, törenlerinin, inanışlarının ve anonim halk edebiyatı ürünlerinin derlenip incelenmesidir. Geçmişten getirilen ve halen korunmakta olan, Türk kültürünün eski âdet ve inanışlarının günümüzdeki biçimleri ve bunlara bağlı olarak uygulanan pratiklerin tespit edilerek incelenmesi, bu tespitlerin, Türk dünyasında görülen benzerliklerle ve farklılıklarla ortaya konulmasıdır.

Amaç

Anamur ilçesi zengin bir halk kültürüne sahiptir. İlçe hakkında bu güne kadar yapılan çalışmalar parça parça olduğundan bir bütünlük arz etmemiş, ayrıntılı bir inceleme yapılmamıştır. Amacımız zengin bir halk kültürüne sahip olan Anamur ilçesinin, âdetler, törenler, halk kültürü ürünleri açısından incelenerek, elde edilen ürünlerin derlenmesi, yazıya geçirilmesi, incelenmesi yoluyla; yörenin önce Mersin kültüründeki, sonra da Anadolu kültüründeki yerinin belirlenmesine katkı sağlamaktır.

Kapsam ve Sınırlılıklar

Araştırma alanımız Anamur merkez, merkez mahalleleri ve çevre köylerle sınırlıdır. Anamur’da, Anamur ile birlikte 3 belediye ve 37 köy bulunmaktadır.

Belediyeler; Anamur Merkez Belediyesi, Çarıklar Belediyesi ve Ören Belediyesi’dir. Köyler: Akne köyü, Alatas köyü, Anıtlı köyü, Boğuntu köyü, Bozdoğan köyü, Çaltıbükü köyü, Çamlıpınar köyü, Çamlıpınaralanı köyü, Çataloluk köyü, Çeltıkçı köyü, Çukurabanoz köyü, Demırören köyü, Emırsah köyü, Evcıler köyü, Gercebahsıs köyü, Güleç köyü, Güneybahsıs köyü, Güngören köyü, Karaağa köyü, Karaçukur köyü, Karadere köyü, Karalarbahşiş köyü, Kaşdişlen köyü, Kılıç köyü, Kızılalıler köyü, Korucuk köyü, Köprübaşı köyü, Lale köyü, Malaklar köyü, Ormancık köyü, Ovabası köyü, Sarıagaç köyü, Sarıdana köyü, Sugözü köyü, Uçarı köyü, Yukarı Kükür köyü, Aşağı Kükür köyü’dür.

(20)

Yöntem

Bu çalışmamızda halk kültürü ürünleri ile ilgili kullanılan alan araştırması, örnek olay ve yazılı kaynaklardan yararlanma yöntemini kullandık. Gözlem, görüşme, anket, kılavuz ve çok sayıda kaynak kişiden yararlanma yöntemi ile Anamur halk kültürü ürünlerine ulaşmaya çalıştık. Görüşme tekniğinden yararlandık. Kaynak kişilere sorular sorduk. Görüşme öncesinde kaynak kişilere sorulacak soruları önceden hazırlayıp, soruları mümkün olduğunca sıkmadan, sohbet havasında sorup cevap almaya çalıştık.

Kaynak kişilerin belirlenmesinde ve onlara ulaşmada yöreyi çok iyi bilen kılavuz kişilerden yararlandık. Derlemeler sırasında ses kayıt cihazı ve fotoğraf makinesini teknik malzeme olarak kullanıp konuşma ve görüntüleri en doğru ve doğal şekilde kaydetmeye çalıştık. Saha araştırmasına çıkmadan önce inceleme alanı ile ilgili yazılı kaynaklardan bilgi edindik. Yazılı kaynaklardan yararlanma yönteminde konuyla ilgili süreli ve süresiz yayınlardan, YÖK Dokümantasyon Merkezi’nden, Ankara Millî Kütüphane’den ve Çukurova Üniversitesi Kütüphanesi’nden, Erzurum Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi’nden, Mersin Ünüversitesi Kütüphanesi’nden, Mersin İl Halk Kütüphanesi’nden yararlandık.

ARAŞTIRMA ALANI İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER Mersin’in (İçel) Tanıtımı

Mersin, Türkiye'nin güneyinde Akdeniz'e kıyısı bulunan Antalya ve Adana'nın ortasında yer alan ilimizidir. Mersin'in tarih sahnesine çıkışı 19. yüzyılın ortalarına rastlamaktadır. Bu dönemde henüz bir köy olan bölge, göçmen bir Türkmen aşiretine ev sahipliği yapar ve adını da bu aşiretten alır. Uzun yıllar İçel adıyla bilinen il son yıllarda merkez ilçesi olan Mersin'in adını almıştır. Mersin ve çevresinde, tipik Akdeniz sıcak ve ılıman iklimi hâkimdir. Yaz ayları sıcak ve aşırı nemli, kış ayları ise ılık ve yağışlıdır. İl yüzölçümünün % 87'si dağlıktır. Mersin ili 36-37° kuzey enlemleri ve 33-35° doğu boylamları arasında bulunmaktadır. İlin kara sınırı 608 km, deniz sınırı 321 km olup, yüzölçümü 15.953 km’dir.

Herodot; bölgenin Hypachoea diye adlandırıldığını, Fenikeli Age-nor'un oğullarından Cilix'in buraya gelip yerleştiğini ve onun adından dolayı bölgenin Kilikya adını aldığını nakleder. Fakat Kilikya adı ilk kez, "Chilakka" şeklinde Asurca yazıtlar üzerinde görülmüştür. Bu nedenle bugün Kilikya adının Asur kaynaklarında özellikle

(21)

Dağlık Kilikya için kullanılan "Chilakka" kelimesinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Aynı Asur kaynaklarında Ovalık Kilikya ise Que olarak adlandırılmaktadır.

Anadolu ile Suriye ve Mezopotamya arasında ulaşımı sağlayan Gülek ve Sertavul (Kilikya kapıları) ile Belen (Suriye kapısı) gibi önemli geçitler nedeniyle stratejik önem taşıyan bölgenin, doğu ve batı kesimleri yeryüzü şekilleri bakımından farklı özellikler gösterir. Bu nedenledir ki Hellenler, batı kesimini Cilicia Tracheia (Dağlık Kilikya), doğu kesimini Cilicia Pedias (Ovalık Kilikya) olarak anmışlardır.

Romalılar ise Dağlık Kilikya'ya Cilicia Aspera, Ovalık Kilikya'ya Cilicia Campestris adlarını vermişlerdi. Dağlık Kilikya kabaca bugün Alanya ile Mersin arasında kalan, Ovalık Kilikya ise Mersin'den İskenderun Körfezi'ne kadar uzanan kesimlerdir. İki Kilikya'yı ise Lamas (Limonlu) çayının birbirinden ayırdığı kabul edilir. Günümüzde Dağlık Kilikya Taşeli yârimadası, Ovalık Kilikya ise Çukurova olarak adlandırılır.1

İlde İnanç Turizmi açısından önemli olan iki merkez vardır. Birincisi Hz.İsa'nın Havarilerinden St. Paul'un Tarsus'ta bulunan Evi ve Kuyusu Vatikan tarafından Hac Yeri ilan edilmiştir. Diğeri Müslüman ve Hıristiyan âlemince önemli olan ve Silifke/Taşucu'nda yer alan erken Hıristiyan devrinde Hac Yeri olarak kabul edilen Azize Aya Tekla (Meryemlik) önemli dini ziyaret merkezleridir. Ayrıca dini açıdan önemli ziyaret yerlerinden olan Tarsus Ashabı Kehf Mağarası da il sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Tarihi ve turistik açıdan görülmesi gereken başlıca yerler; Kızkalesi, Yumuktepe, Kanlıdivane (Neapolis), Anamuryum Harabeleri, Viranşehir (Soli), Tarsus- Aziz St.Paul Kilisesi, Silifke-Uzuncaburç, Karaduvar, Ayaş, Namrun Kalesi (Lampron), Alahan (Alacahan) Manastırı, Narlıkuyu,Zeus(Jupiter) tapınağı,Cennet Cehennem mağaraları, Çukurpınar Mağarası, Korikos Kalesi, Mamure kalesi, Aslanköy Kaya Mezarları, Adam Kayalar, Tarsus-Ulu Cami, Tarsus-Eski Cami Büyükeceli Kaya mezarları sayılabilir.

Mersin kıyılarının yaklâşık 108 km.lik bölümünü doğal kumsallar oluşturmaktadır. Bu plajlar kumsallarının ince ve temiz oluşu ve sualtı avcılığına uygun oluşundan dolayı tercih edilmektedir. Kızkalesi, Taşucu, Susanoğlu, Ayaş, Yemişkumu,

1 www.mersin.com.

(22)

Çeşmeli, Ören, Balıkova, İskele, Yenikaş, Ovacık, Büyükeceli ve Anamur Plajları bunlardan bazılarıdır.

Yaz aylarında aşırı nemden ötürü insanlar Toroslardaki çeşitli yaylalara göç etmektedirler. Mersin'de Gözne, Ayvagediği, Kızılbağ, Soğucak, Bekiralanı, Fındıkpınarı, Mihrican, Çamlıyayla, Namrun, Sebil, Tarsus'ta, Gülek, Erdemli'de, Sorgun, Güzeloluk, Küçükfındık, Silifke'de, Balandız, Gökbelen, Kırobası, Mut`ta Sertavul ve Kozlar, Gülnar'da Bardat, Tersakan ve Kozağaç Yaylaları, Mersin nüfusunun büyük bir bölümünün yaz aylarında konakladığı yerlerdir.

Anamur’un Tanıtımı Coğrafi Özellikleri

Anamur, doğuda Bozyazı İlçesi, batıda Antalya iline bağlı Gazipaşa, kuzeyde Karaman iline bağlı Ermenek, güneyde Akdeniz ile çevrili olup, 1241 km² yüzölçümüne sahiptir. Akdeniz ve subtropikal bitki ve meyvelerinin yetiştirilebildiği mikroklima özelliğine sahip, doğal güzelliklerle dolu, yaylalar, ormanlar, mağaralar ve su kaynakları açısından zengin bir ilçedir.

İlçenin iklimi karakteristik Akdeniz iklimi olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Orta Toros Dağları’nın Akdeniz’e inen kolları ilçe topraklarının içinden geçer. Bu nedenle arazi engebeli ve dağlıktır. Kıyıdan 5-10km içeride, 500–1000- 1500m yükseklikteki dağlara rastlanmaktadır. İlçe sınırları içinde Alamos, Kızıldağ, Naldöken dağları bulunmaktadır. İlçe merkezinin bulunduğu ovanın batısındaki Sultan suyu, doğusundaki Anamur Çayı (Dragon ya da Kocaçay) ilçenin iki önemli akarsuyudur. İlçe merkezinin 7 km. güneybatısında yer alan Türkiye’nin güneyinin en uç noktası olan Anamur burnu, 1. zamanda kireçli kayaçlarla meydana gelen, kaya döküntülü Akdeniz’e uzanan bir çıkıntıdır. Karagedik Dağı'nın denize uzantısı Anamur burnunu oluşturur. İlçe merkezi, Mersin’e 230km, Antalya’ya 265km, Karaman’a 230km, Kıbrıs’a 40 deniz mili (76km) uzaklıkta olup, Mersin-Antalya devlet karayolu üzerinde kurulmuştur.2

2 Anamur 2000, Anamur Kaymakamlığı, Anamur, 2000, s. 5.

(23)

2.2.2. İlçede Geçmişte Yaşamış Olan İnsan Toplulukları

Tarihin süzgecinden süzülerek, kucağına binlerce güzellikleri sığdırıp, baş kaldırılarıyla vücût bulmuş bu kentte, Luviler, Arzavalar, Klikyalılar, Kueler, Selefkozlar, Kızuvatnalılar, Hititler, Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Araplar gibi, uzun süre egemenliklerini sürdüren devletler hüküm sürdürmüşlerdir.

Kenti, Hitit Kralı IV. Tuthalia (MÖ 1250–1230) zamanında kendisinin himayesine sığınan “Matduvatta” ya hediye etmiştir. Matduvatta Hititlerin zayıflamasından yararlanarak, Anamur sahillerinden Afyon’a kadar uzanan bir prenslik kurar ve Anemurium’u bu prensliğin başkenti yapar. Anamur, M.Ö. 8.yüzyılda Asurluların egemenliğine girmiştir. 6. yüzyılda Anadolu’ya giren Persler de bu bölgede denetim sağlamış, bir müddet sonra kent Fenikelilerin eline geçmiş; İsairia, Selefkozlar, Romalılar ve Bizanslıların egemenliği ile devam etmiştir. Büyük İskender’in Anadolu’daki Pers egemenliğini M.Ö. 333 tarihinde kaldırmasından sonra, bölgenin

“Selevkos” adlı komutanın hâkimiyetine girdiği anlaşılmaktadır. Korsan faaliyetlerinin artması üzerine, Roma orduları Kilikya’yı Roma’ya katmıştır. Roma İmparatorluğunun iki imparatorluk halinde ikiye bölünmesiyle Anamur ve yöresi Bizans İmparatorluğuna geçmiştir.(M.S. 395) Bizanslılar döneminde bölge, Arap-Bizans çatışmasına sahne olmuştur. 650 yılında Arap akınlarına uğrayan kent, bu tarihten sonra terk edilir. İslam ordusu ise ilk defa kente halife Hz. Ömer zamanında gelmiş ve kentin fethini gerçekleştirmiştir. Bizans döneminde Anadolu’ya yönelen Arap akınları Abbasi halifelerinden Mansur zamanında başlamıştır. (M.S. 8. y.y.) Bu tarihten sonra Anadolu’nun güneyindeki birçok yöre gibi Anamur da Arap devletleri ve Bizans imparatorluğu arasında bir kaç kez el değiştirmiştir. Haçlı seferleriyle (1129) bölgeye egemen olan Ermenileri II. İonnes saf dışı ettiyse de, Eyyubi ve Selçuklu saldırılarına karşı kullanabilmek için, Küçük Ermenistan Krallığına “Leon” adında birini atayarak Türk akınlarına karşı set oluşturmakta başarılı olmuştur. Bölgeye hâkim olan küçük Ermenistan krallığı, Eyyubi ve Selçuklu saldırılarına karşı Bizans yanında yer almıştır.3

12.yüzyılda kent, Türk egemenliğine geçmiştir. Malazgirt zaferinden itibaren, Küçük Asya'ya gelen veya nakledilen Türkmen Boyları’nın bir kısmı, Bizans ve Kilikya hudutlarına yerleştirilmişler ve uçlarda muhafız olarak Anadolu Selçuklularının Kilikya sınırlarını emniyet altında tutmuşlardır. Kilikya, yani Küçük Ermenistan Krallığı

3 Anamur 2000, Anamur Kaymakamlığı, Anamur, 2000, s. 7.

(24)

hududunda iskân edilen Türkmenler de, buraları Ermenilere karşı müdafaa etmişlerdir.4 I. Alaaddin Keykubat döneminde gerçekleşen mücadelede, Mübarizeddin Ertokuş’un Silifke’nin deniz bağlantısını kesmesiyle istenilen yardım gerçekleşememiştir. Anamur başta olmak üzere İçel’in büyük bir kısmı Selçuklular’a geçmiştir. Emir Çavlı'nın komutasındaki ordular Anamur ve diğer kaleleri ele geçirmiştir. Anamur ve Alaiye gibi müstahkem kalelerin zabtı, Küçük Ermenistan krallığının sona ermesi, Selçuklu Devletinin en kuvetli olduğu bu dönemde meydana gelmiştir.5

Hükümet merkezi Konya olan Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarı Alaaddin Keykubat, ünlü kumandanlarından Mübarezeddin Ertokuş Bey'i kıyı şeridinin alınmasına memur etmiş ve Ertokuş Bey'de 1228 tarihinde Anamur’u zapt ederek Anadolu Selçukluları hâkimiyetine sokmuştur.6

Şıh Ömer ve müritleri, sabahleyin Anamur’dan yola çıkar. Bozyazı ilçesini geçtikten sonra Selçuklu Kumandanı Ertokuş Bey ve ordusu ile karşılaşır. Anamur Kalesi'nin anahtarlarını Mübarezeddin Ertokuş Beye teslim eder. Kalenin fethinin gerçekleştirildiğini bildirir. Bu duruma Ertokuş Bey çok şaşırır.

III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Moğol tehlikesi ağırlık kazanır. Bölgede Moğollarla asıl mücadeleyi Karamanoğulları üstlenmiştir. Mehmet Bey ve Türkmenler Ermenek, Mut, Silifke ve Anamur’daki Moğolları tamamen imha etmişlerdir.7

Karaman-Osmanlı mücadelesi 1391 yılında Yıldırım Bayezid’in Karaman topraklarına girmesiyle başlamıştır. Niğbolu savaşından sonra yapılan mücadeleden sonra da Karamanoğulları Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Silifke -Anamur çevresi hariç, bölgeye Osmanlı Devleti hâkim olmuştur. İshak Bey’in 1472 tarihinde bağlılığını bildirmesiyle Gedik Ahmet Paşa bölgeyi Osmanlı egemenliğine katmıştır. Bölge, arazinin sarplığı yüzünden devlet nüfuzundan uzak kalmıştır. XIX. asır sonlarında Anamur (İç-il Sancağı), Adana vilâyetine bağlanmıştır. XIX. asır sonlarında Sancağın kazalarını Anamur, Silifke, Gülnar, Mut ve Ermenek oluşturmaktadır. Evliya Çelebi’nin Seyehatnâmesi’ne göre; Anamur Silifke sancağına bağlıdır. Anamur kazasının idarî merkezi “Çorak” isimli kasabadır. 1859 idarî taksimatında müdürlük olarak görünen

4 İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI, Anadolu Beylikleri, Ankara, 1998, s. 1-2.

5 Osman TURAN, Selçuklular Zamanında Türkiye, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1993, s. 283.

6 Erdoğan MERÇİL, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1993 s.

142.

7 Sait UĞUR, İçel Tarihi, Yeni Mersin, Mersin, 1943, C.II, s. 136.

(25)

kazanın idarî merkezi “Nasreddin” isimli köydür. 1869 yılında kaymakamlık olan kazanın merkezi şimdiki yerine 1868 yılında getirilmiştir.

Anamur’un Fethi

Kalenin fethiyle ilgili halk arasında anlatıldığına göre, Selçuklu sultanı Ertokuş Bey ordusuyla birlikte Konya’dan yola çıkar. Konaklamak için Gülnar’ın Şıh Ömer köyünde dururlar. Köyün ileri gelenlerinden olan ve köye adını veren Şıh Ömer, Selçuklu kumandanını misafir eder. Kazanlardaki yemekler askerlere verildiği halde, yemekler hiç azalmamaktadır. Sultan ve askerler çok şaşırırlar. Bunda bir hikmet olduğunu sezen Kumandan Ertokuş Bey, Şıh Ömer’den Akdeniz kıyı şeridinin alınması ve Anamur Kalesi’nin korsanlardan temizlenmesi için kendisi ile beraber gelerek fethe katılmasını ister. Şıh Ömer, önden gitmelerini kendisinin de peşlerinden gelip katılacağını söyler. Ertokuş Bey, ertesi gün askerleri ile birlikte yola koyulur.

Şıh Ömer bir türlü orduya gelip yetişmez. Ertokuş Bey, kendisine yalan söylendiğini düşünür. Fakat Şıh Ömer müritleri ile birlikte, farklı bir yoldan yola çıkmış, orduyla da karşılaşmadan, Anamur’a çoktan ulaşmıştır. Yöre halkı ile görüşerek, fethin nasıl yapılması gerektiği konusunda plan yapar. Gündüz boyunca hazırlıklarını tamamlayarak akşam olunca kaleyi kuşatmaya karar verir.

Kale korsanların elindedir. Yöre halkı, Şıh Ömer’le birlikte hareket etmeye karar verir. Akşam olunca korsanlar kalenin kapılarını kapatır. Kale içinde eğlence yapılmaktadır. Nöbetçiler düşman askerlerinin geldiğini haber verir. Bir anda borazan çalınır, silahını kapan korsanlar surlara koşar. Deniz ve karadan binlerce ışık kaleye doğru yaklaşmaktadır. Kale dört bir tarafından kuşatılmıştır. Sonlarının geldiğini anlayan korsanlar, canlarının bağışlanması karşılığında kaleyi teslim etmeye karar verip elçi gönderirler. Korsanların başı ve yanındaki heyet köprüye gelip Şıh Ömer'le konuşur. Şıh Ömer kalenin anahtarlarını alır. Korsanlar gemilere binip kaleyi terk ederler.

Keçi sürülerinin boynuzlarına çıra bağlayıp bunları ateşleyerek karadan salan, manda sürülerinin boynuzlarına da çıra bağlayıp denizden salan Şıh Ömer, korsanlara kale kuşatılıyormuş izlenimini vermiştir. Binlerce hayvanın boynuzlarında yanan çıralar ile karadan ve denizden kaleye doğru yürümeleri, korsanların çarpışmadan teslim

(26)

olarak, kale anahtarlarını teslim etmelerine yetmişti. Anamur kalesi böylece fethedilmiş, yöre Selçuklu Türk hâkimiyeti altına 1228 yılında girmişti.8

Nüfusu ve Ekonomik Yapısı

Anamur, tarih boyunca her dönemde canlı bir ticaret merkezi olduğundan, nüfus yoğunluğu açısından önemli bir yere sahiptir. Anamur’un nüfusu; 1308 (1897) tarihli İçel Sancağı Salnamesinde 22.557 Müslüman, 330’da Hıristiyan olmak üzere toplam 22.887 kişidir.

Ancak biz Anamur’un tarih içerisinde yerleşim yeri olarak daha geriye gittiğini Ak Camii üzerinde bulunan ve üzerinde “Fi Eyyamüs Sultan… Alâüddin Vedin Ebul Feth-i Keykubad İbn Keyhüsrev, Fi yed-il abdi…660 ‘Hicri 660 = Miladi1264’.” yazılı olan yazıttan anlamaktayız. Bu tarihte böyle bir caminin yapılmış olması 13.yy ortalarında yörede Müslüman yerleşiminin olduğunu göstermektedir.

Anamur halkının büyük bir çoğunluğu geçimini tarımdan sağlamaktadır. Yöre ikliminin ve toprağının tarıma elverişli olması bölgede yaşayan halkın tarıma yönelmesine sebep olmuştur. İlçenin toplan alanı; 217.589’u tarım arazisi, 231.633’ü çayır ve mera, 19.318’i meskûn arazi, 130.950’si taşlık-kayalık ve 894.110’u orman olmak üzere 1.493.600 dekardır. Tarla bitkileri(Arpa, buğday, çavdar, mısır vb.), açık sebze(bakla, karpuz, marul, soğan, vb.), örtü altı sebze (patlıcan, hıyar, fasulye vb), meyvecilik (muz, çilek, badem, elma, portakal, zeytin vb.) toplam tarım arazisini oluşturmaktadır. Bölgeye tarımdan giren yıllık toplam üretim miktarı 191.120.13 liradır.

İlçe ekonomisine en büyük katkıyı muz ve çilek üretimi sağlamaktadır.

Yöre halkının konar-göçer kültürden gelmesi sebebiyle asıl mesleği olan hayvancılık yeni neslin okur-yazar oranının yükselmesi, hayvancılığın tarıma oranla getirisinin düşük olması gibi sebeplerle önemini yitirmekle beraber varlığını az da olsa devam ettirmektedir.

Sosyo Kültürel Yapısı

Yaz aylarında ilçe halkı yayla için Toroslara çıkmakta, Kaş, Abanoz ve Akpınar yaylalarında modern ve planlı konutlar yayla evi olarak kullanılmaktadır. Bu modern binaların dışında, özellikle dağ köylerinde konut kültürü, maddi imkânsızlıklardan

8 Anamur 2000, Anamur Kaymakamlığı, Anamur, 2000, s. 8.

(27)

dolayı henüz gelişmemiştir. Yaz aylarında turizm hareketlerinin yoğunlaşması ilçe ekonomisinin yanı sıra, sosyal yaşamına da canlılık getirmektedir. İlçede aktif nüfusun kamuda çalışan ve özel işyeri sahipleri dışında kalan kısmı öncelikle tarım olmak üzere turizm ve orman sektöründe geçici olarak çalışmaktadır. İşsizlik oranı düşüktür. İlçede iki tane günlük yerel gazete ile dört basımevi ve cilt evi bulunmaktadır. İlçede elektriksiz belde, köy ve yerleşim birimi yoktur. Ören ve Çarıklar Beldesinde içme suyu vardır. İlçe D–400 Devlet karayolu üzerinde bulunmaktadır. Bu yolun Silifke-Anamur, Anamur-Gazipaşa arasındaki bölümünün çok dar ve dönemeçli olması ilçenin ulaşımını güçleştirmektedir. Silifke-Anamur arasındaki kalan bölümünün iyileştirilmesi çalışmaları devam etmektedir.

Tarihi Yapı Kalıntıları

Ünlü büyük yapıların, insanüstü varlıkların eseri olduğuna, ya da onların yardımı, himmeti, öğütleri sayesinde başarıldığına inanılır. Bu tür bir inanışın oluşumunun en büyük sebebi, göçebe ve yarı göçebe bir yaşam tarzıyla yoğrulmuş halkın, şehir uygarlığı karşısında duyduğu şaşkınla görmek gerekir.9 Anamur’da yer alan tarihi mekânlar, çeşitli uygarlıklarım renk motifleriyle süslenmiştir. Birçok yapı bu gün, zihnindeki zengin birikiminin izlerini yaşlı cildinde gözlere sergiler:

Şehir Kalıntıları

Anamirium Antik Kent: Anemurium 19. yüzyılda İngiliz Francis Beaufort'un Akdeniz'de yaptığı Keşifler sonucunda batı dünyasına tanıtılmıştır. 1960 yılında Toronto Üniversitesinden Elisabeth Alföldi Rosenbaum tarafından kazılar başlatılmıştır. Sonra, Kanada'lı Prof. James Russel tarafından kazılar ve diğer bilimsel çalışmalar sürdürülmüştür. Anemurium kenti, yukarı ve aşağı kent olmak üzere iki bölümdür. Surlar, 3 hamam, tamamlanamamış tiyatro, dokuz yüz kişilik oturma yeri bulunan odeon (konser salonu), paleastra gibi yapılar aşağı kenttedir. Kentin surları dışında kalan mezarlığı, Anadolu'nun en iyi korunmuş nekropol alanını oluşturur. Genel olarak mezarlarda lahit odası, ziyaret mekânı ve diğer eklenti mekânları yer alır. Beşik tonozlu en eski mezarların temelleri büyük kireç taşlarından inşa edilmiştir. Üçüncü mezar tipi ise bir bahçe içerisinde eski tip mezarlara yeni bir ünite olarak eklenmiş

9 Pertev Naili BORATOV, Türk Halk Bilimi 2, 100 Soruda Türk Folkloru, Ankara, Gerçek Yay., Aralık, 1973, s.86.

(28)

yapılardan Anemurium Nekropol meydana gelir. Bunların dışında, dört cephesi kemerli ve kesik koni biçiminde mezar tipleri de yer alır. Kentin içme suyunu sağlayan su kemerleri dışında, Erken Hıristiyanlık dönemine ait birkaç kilise kalıntısı da saptanmıştır.10

Şıhardıcı: Çukurabanoz köyünün Arap Çukuru denilen bölümünün yakınlarında yüksek hakim tepeler üzerinde yer alan antik şehir kalıntısına rastlanır. Bu yerleşim yeri tamamen tahrip olmuş durumdadır. Kalıntıların ismi, “şeyh” ve “ardıç” kelimelerinden gelmektedir. Şeyh, Tarikat kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye ulaşmış kişi, tarikat büyüğü gibi anlamlara gelmektedir. Rivayete göre, Selçuklu zamanında yaşamış şeyhlerden biri, halka dini tebliğde bulunmak için, gele gele buralara kadar gelmiştir.

Ardıç ağacı, sevigillerden güzel kokulu, yapraklarını kışın da dökmeyen, yuvarlak, kara, ymişleri ilaç olarak kullanılan bir ağaçtır.11 Ardıç ağacının etrafı dinlenmek ve gölgelenmek için oldukça uygundur. Burası, bu açıdan kutsal kabul edilir yöre halkınca.”Şeyh ardıcı” ismi daha sonra “Şıhardıcı” şekline dönüşmüştür. Ardıç ağacı kenarında dini eğitim verilmiştir. (K.K.:12)

Abanoz Kalıntıları: Ermenek Karayolunun 60. kilometresinde Abanoz yaylası yer almaktadır. Abanoz yaylasını çevreleyen hâkim tepeler üzerinde, artık ayakta duran hiçbir binası kalmamış son derece tahrip olmuş kent kalıntısına rastlanmaktadır. Bu nekropol kayalara oyulmuş mezarlar olarak günümüze gelmiştir. Ayrıca insanlar tarafından oyulmuş olduğu anlaşılan birçok kaya oyuğu da Abanoz yaylasında yer almaktadır. Bir kısmı da yolun solundaki hâkim tepelerde yer alır. Bunlardan birisi

“Sandık Taş”tır. Kare biçiminde, sandık şeklinde oyulmuştur.12

Halkalı Kalıntıları: Halkalı yaylasında yer alan tarihi kalıntılardır. Burada da yerleşim yerinden çok Roma dönemine ait üçgen alınlıklı ve sütunlu kaya mezarlarına rastlanmaktadır. Halkalı yaylası, ismini bu nekropol alanından almaktadır. Mezarlar, iç içe geçirilmiş kayalar görünümünde olduğu için bu isimle anılmıştır. (K.K.: 13)

10 Ali DOĞAN, Mersin’de Turizm ve Ören Yerleri, Yüksel Matbabası, Mersin, 2004 , s. 106-107.

11 Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara 1988, C.2., s. 116.

12 Anamur 2000, Anamur Kaymakamlığı, Anamur, 2000, s. 28.

(29)

Demiroluk: Anamur-Ermenek karayolunun 17. kilometresinde, “Demiroluk”

denilen güzel çeşmelerin yer aldığı mevkide yer alan kalıntılardır. Blok kayalar üzerine oyulmuş kaya mezarları şeklindedir. Diğer yayla bölgesinde olduğu gibi mezarlar burada da üçgen alınlıklıdır. Sütun ve payelerle de dekorlar verilmiştir. Yine bu bölgede yer alan başka bir kaya mezarında yine üçgen alınlık içerisinde kalkan tutan, sağa doğru hareket eden şaha kalkmış bir at üzerinde yer alan Roma süvarisi kabartma olarak yapılmıştır.13

Oluk, içi boş, içinden su ya da sıvı akan çubuk, boru demektir. Burada yer alan mezarlar, adeta bir oluk gibi oyuktur. Muhtemelen, kastedilen boru demirdir ve bu yüzden bu isimle anılmıştır. Bir başka görüşe göre, bu isim, bulunduğu yerde yer alan demir bir oluktan gelmektedir.

Köristanlık: Anamur-Ermenek Karayolu üzerinde en büyük yayla yerleşkelerinden birisi de Akpınar yaylasıdır. Geçmişte yakınlarından meşhur antik yol geçmekteymiş. Bugün için hâlâ antik yolun döşeme taşlarına bu bölgede açık bir şekilde rastlamak mümkündür. Bu antik kent şehir ve dağın yamaç kesimlerde bulunan nekropol sahâlârından meydana gelmektedir. Şehir kalıntılarının kuzeybatı yönünde çok sayıda kaya mezarı yer almaktadır.

“İstan” toprak anlamında kullanılan Farsça yer anlamı sağlayan bir ektir. Bu yapının, “stan”dan türediği düşünülür. Anlamı uzak demektir. Bahsedilen alan, bulunduğu yer itibariyle sote bir yerdedir. Yoldan bakınca, hemen görülmeyen bir alanda olduğu için “Kör” olarak adlandırılmıştır. “Köristan”, kör yerde kurulmuş yerleşke, toprak anlamındadır. Halk tarafından bu mekânın hikâyesi bu şekilde anlatılır.

Kalınören Antik Kenti: Titiapolis (Tritopolis): Anamur ilçe merkezinin 10km. kuzeybatısında yer alan antik kent, aynı isimle anılan köyün hemen yanında dik bir tepe üzerinde kurulmuştur. Düzgün kesme taşlarla yapılmış olan kentin ayakta kalan yapılan güzel bir mimarlık örneği göstermektedir. Takriben M.S. 1. yüzyıl ve daha geç dönemlerde iskân edilmiş olan kentte sarnıçlar, ev ve dükkan yapılan, kilise, yer yer sur duvarları, resmî yapılar ile mezarlık bulunmaktadır.

13 Anamur 2000, Anamur Kaymakamlığı, Anamur, 2000, s. 30.

(30)

Titiapolis kenti Helenistik çağların, Roma’nın ve Bizans’ın da izlerini taşıyan önemli bir tarihi kenttir. George Evart Bean ve Terence Bruce Mitford 1964–1968 yılları arasında Kilikya’da yaptıkları incelemeleri sonucunda hazırladıkları Batı Kilikya’da bulunan antik yerleri gösteren haritaların da bugünkü Kalınören köyünün yerini Titiopolıs olarak işaretledikleri anlaşılmıştır. Titiapolis kenti düzgün ve kesme taşlarla inşa edilmiştir. Titiapolis kenti çeviren kale sur duvarlarının kabaca yontulmuş büyük ve küçük, çok köşeli taşlardan yapıldığı görülür. Şehrin kuzeyinde, surlarla çevrili akropol kalıntıları, bazilika, hamam ve nekropol yapı ve sahâlârının bulunuşu bu yerleşim yerinin şehir olma özelliğini gösteren kanıtlardan birsidir. Bazilikalar bugün için tahrip olmuş durumdadır. Tabanlarında ise renkli mozaik döşemeler mevcuttur.

Diğer alanlarda da beyaz ve sarı renkli döşemeler mevcuttur. Bir lahitin ön yüzüne elinde asa tutan sehpa üzerinde oturan erkek figürlü işleme görülür.

Türkler tarafından imar edilmiş veya şenlendirilmiş eski yerleşim yerlerine ören veya viran denmektedir.14 İnanışa göre, bu bölgede kadının biri yün örüyormuş. Oradan geçenlerden birisi “Kalın örüyorsun.”demiş. Bundan sonra ismi Kalınören olmuş. Başka bir görüşe göre, buradaki kalıntılar kalın kayaların oyulmasıyla oluştuğu için bu ismi almıştır.

Bedestenler

Kumaş, mücevher vb. değerli eşyaların alınıp satıldığı tarihi kapalı çarşıya bedesten denir.

Tol Kervansarayı (Melleç Hanı): Tol Kervansarayı, Alanya karayolunun 22.

kilometresinde, eski adıyla Melleç, yeni adıyla Demirören köyünde yer alır. Tol kervansaray kuzey-güney yönünde iki sahınlıdır. Kervansarayın ne zaman yapıldığı konusunda herhangi bir bilgi mevcut değildir. 14–15, yüzyıllara ait olduğu düşünülmektedir. Muhtemelen kıyıdan yol alan yolcuların ve ticaret kervanlarının konaklayabilmesi için yapılmıştır.

“Tol” un kelime anlamı, taş kemer, taş kemerlerle yapılmış ev, oda, kapı vb. şey demektir; ayrıca yayla veya bahçe kulübesi anlamına da gelir. ”Tol”un diğer anlamı da

14 T.S., s.1546.

(31)

demirdir.15 Demirören köyünde eskiden demir çıkartılırmış. Bol miktarda sert kırmızı, sarı renkli taşlardan ve moloz taşlarından inşa edilen bu kervansarayının üzeri tonoz örtülüdür. Taşlardan örüldüğü için ve bir oda görünümünde olduğu için halk tarafından bu isimle adlandırılmıştır.

Akarca Hanı: Anamur’un Akarca adıyla anılan mahallesinde, Selçuklulardan kalma Akcami’nin karşısında bu han yer almaktadır. Moloz ve kayan taşından yapılmış olan bu yapı tonoz örtülü ve tek sahınlı olup, şu anda halen dükkân özelliğinde işyeri olarak kullanılmaktadır. Yapının ne zaman yapıldığına ilişkin bilgi bulunmamaktadır.

“Akarca” kelimesi, Küçük akarsu, kaplıca gibi anlamlara gelmektedir. “Han”

ise, yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamasına yarayan yapıya denir.

Zamanında, civarda birçok pınar ve su gözü bulunduğu için mahalle ve bu tarihi yapı bu ismi almıştır. Yokuşta olması ve su açısından bereketli olmasından dolayı, tarih boyunca Yörüklerin vazgeçilmez uğrak yerlerinden olmuştur.

Altı Kapı Hanı: Altı Kapı Hanı, Anamur-Antalya karayolunun “Kharadus”

denilen bölümünden 800 metre ilerde yer alır. Altı Kapı Hanı doğu - batı yönündedir.

Yuvarlak kemerlerle örülmüş altı adet giriş kapısı ve birbirine bağlı altı yuvarlak tavanları, tonoz yapılı odalara açılır. Siyah ve sarı renkli taşların aralarına, Horasan harçları doldurularak inşa edilmiştir. Eski dönemlerde, yapı ustalarının kullandıkları malzemelerin mukâvemetini arttırmak için; malzemenin içine yumurta akı, kan, peynir, reçine, pişmiş toprak gibi katkı maddeleri katarak Horasan harcı meydana getirilirmiş.

Bu harç, içinde pişirilmiş ve öğütülmüş toprak ürünleri katılan bir malzemedir. Odaların önünde yine yuvarlak tonozlu payandalarla taşınan revaklar yer almaktadır.

Muhtemelen kervan ve yolcu barınması için işleyen yol üzerinde imar edilmiştir. Bu yapı, ismini altı kapılı olarak inşa edilmesinden almıştır.

Kale Kalıntıları

Düşman gelmesi beklenen yolar üzerinde, askeri önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapıya kale denir.

15 T.S., s.1988.

(32)

Ayvasıl: Anamur-Ermenek Yayla yolunun 2km uzağında, basit kale surları vardır. Bu kale surlarının içerisinde bina ve hamam kalıntıları yer almaktadır. Yöre halkı, bu yapının isminin Roma döneminin ünlü komutanı Ayva Asilli’den geldiğini söylemektedirler. Zamanla bu isim, “Ayvasıl” şekline dönüşmüştür. (K.K.:14)

Kudret Kalesi: Anamur-Ermenek Karayolunun Kaş yaylası yer almaktadır.

Yaylanın karşısında bulunan tepeler üzerinde Roma döneminden kalma kale surlarına ve diğer yapı kalıntılarına rastlanmaktadır. Yapılar tamamen harap olmuş ve yer seviyesindedir. Roma döneminde, bu kalede birçok zaferler elde edilmiştir. Selçuklu zamanında gücü temsil ettiği için, ismi “Kudret” olarak anılmıştır. “Kudret”, güç, erk, iktidar anlamına gelmektedir. (K.K.:15)

Anamur Kalesi (Mamure Kalesi): Anamur Kalesi günümüze iyi bir durumda gelmiş Anadolu kalelerinden bir örnektir. Anamur ilçesinin 5km. güneydoğusunda, deniz kıyısında bulunan Anamur Kalesi, III.-IV. yüzyılda Romalılar döneminde yaptırılmıştır. Romalılardan sonra Bizanslılar ve Haçlı Seferleri sırasında kale kullanılmış, daha sonra Alâeddin Keykubat yöreyi 1221 yılında ele geçirmiş ve savaş sırasında yıkılan kalenin yerine bugünkü kale yeniden yapılmıştır. Karamanoğulları ve Osmanlılar da bu kaleyi kullanmışlardır. Karamanoğlu II. İbrahim Bey 1450 tarihinde kaleyi onarmış ve bu yüzden de “Mamuriye Kalesi” ismi buraya verilmiştir.

Karamanoğlu tarihçisi Şikari de, Anamur (Mamûriye) hakında kalenin Karamanoğlu Mahmud Şah tarafından onarıldığını ve adının konduğunu söyler.16 Bunun yanında kalenin isminin Ermenice; “Yosunlu kale” olduğu da ifade edilmektedir.17 Kale oldukça derin bir hendekle çevrilidir. Kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, otuz altı kulesi ve içerisinde birbirlerinden farklı üç avlusu bulunmaktadır. Bunlardan batı avlusunda günümüzde de ibadete açık olan, onarılmış tek minareli bir cami bulunmaktadır. Ayrıca kale içerisinde Roma Çağı’ndan kalmış tiyatro, kemerler, mozaik döşemeli evler ve kilise kalıntıları da bulunmaktadır. Kalenin sur duvarları Toros Dağları’nın eteklerinden başlayarak denize kadar uzanmaktadır. Bu surların dışındaki geniş bir alan Nekropol

16 Şikari; Karamanoğulları Tarihi, (haz: M. Mesud Koman ), Konya Halk evi Tarihi ve Müze Komisyonu Yayınları, seri:1 S.1, Konya, 1946, s.53, 64-65.

17 Bilge UMAR, Türkiyede Tarihsel Anıtlar, İnkıläb kitabevi, İstanbul, 1994. s.179.

(33)

(mezarlık) olarak kullanılmıştır. Kaleden zamanımıza gelmiş tek yazıt batı cephe duvarları üzerindedir. Yazıtta, "Karamanoğlu Alaaddin oğlu Mehmet oğlu Sultan İbrahim inşa etti. Bu tarih Mükerrem Şevval ayında yazıldı." yazılıdır. 1988 yılında Anamur Müzesi Müdürlüğünce yapılan kurtarma kazılarında M.S. 3.-4. yüzyıllara ait.

"Ryg Monai" adlı fazla etkili olmayan geç Roma kentine ait tabanları mozaik döşeli yapı kalıntıları ortaya çıkartılmıştır. Kalede çekilmiş bir film bulunmaktadır. T.R.T’de gösterilen filmin “Osmancık” filminin başrol oyuncusu da Cihan Ünal’dır.

Boncuklu Kale: Çeltikçi Köyü’nün, 2 uzağında yer alan kale kalıntılarıdır.

Kalenin ortasındaki sarnıç, tonozlu ve kalın duvarlıdır. Kale surlarının üst seyirdimlerinin altları tonozlu ve eyvanlı olarak düzenlenmiştir. Boncuklu Kale yerleşim biriminde, inşa edilmiş şapel binası doğu tarafında yer alır. Boncuklu Kalenin doğusunda konutlar ve nekropol alanı yer alır. Ancak bu nekropol alanı içerisinde belirgin mezar mimarisi özelliğini gösteren yapılara rastlanmamaktadır. Köy yerleşimi aşağıya doğru meyilli arazi üzerinde yer almaktadır. Bu kale, şu anda tamamen yıkık durumdadır. Kaledeki odalarda yer döşemeleri parça parça, göz gözdür. Eski mimaride sıkça tercih edilen bir yapıdır. Kireç harç üzerine, aynı boyda parçalar tek tek yerleştirilir. Boncuğa benzediği için bu isimle anılmıştır.

Filir Kalesi: Anamur'un kuzeybatısında Vilayet köyü yakınlarında Filir kale kalıntıları yer alır. Ören yerinde Geç Roma dönemine ait bir sarnıç, basit kale surları ve nekropol alanı görülür. Bu ismin nereden geldiğiyle ilgili bir görüş yoktur. Bazıları Roma döneminde kullanılan isimlerden birisi olduğunu söylemektedir.

Kaledıran Kalesi (Anamur): Mersin Anamur ilçesinin 52 km batısında, Kaledıran Köyü yakınında bulunan kalıntıların bir kaleye ait olduğu sanılmaktadır. Bu kale Bizans döneminde yapılmış ve gözetleme amaçlı olarak kullanılmıştır. Kaledran adı, buradaki bir kale kumandanının isminden kalmadır. Türkler buraya Helvalık ismini vermişlerdir.18

18 İbrahim ERDAL, XIX. Asır Sonlarında İçel Sancağı Anamur Kazası, (Yayımlanmamış Lisans Tezi), Denizli, 1998. s. 52.

(34)

Köprüler

Herhangi bir engelle ayrılmış, iki yakayı birbirine bağlayan yapıya köprü denir.

Ala köprü: Ala Köprü, Anamur - Ermenek karayolunun 13 km uzağında, Dragon çayı üzerinde yer alır. Ana yatak üzerinde 19.65m. açıklığında tek gözlü bir köprüdür. Köprüde ayrıca taşkın suları için bir boşaltma gözü doğu yönüne yerleştirilmiştir. Yazıtı olmayan köprü, 14.yüzyılda Karamanoğulları tarafından yaptırılmış bir mimarlık harikasıdır ve halen kullanılmaktadır. Alaköprü teknik olarak çok uygun bir yere kurulmuş bulunmaktadır. Çay vadiden akarak gelir. Ancak direk köprüye vurmaz. Akış yönü batı istikametine doğrudur. Köprünün üst kısmındaki Gökçesu deresinin kavuşma yerinden Güneye doğru kıvrılır. Böylece suyun gücü kırılır ve direk köprü ayaklarına çarparak köprünün tahrip olmasının önüne geçilir. Farklı özellikteki, alacalı, renkli taşlardan örüldüğü için, bu köprü “Alaköprü” ismiyle anılır.

Camiler

Müslümanların namaz kılmak için toplandıkları yerlere cami denir.

Mamure Kale Cami: Mamure kale camisi, Mamure kalesi içerisinde yer alır.

Yapıya basık kemerli taş kapıdan girilir. Camide, duvarlarda taş ve tuğla sıraları uyum içinde örülmüş kubbeye geçişte ve saçaklarda tuğladan tırnak süsleri yapılarak etki yaratılmıştır.16. Yüzyıl Osmanlı mimarisinin klasik öğelerini taşıyan caminin ilk yapılışı Karamanoğulları'na aittir. Caminin önünde yer alan küçük kemerlerle dekore edilmiş sarnıç beşik tonozludur.

Akcami: Akarca mahallesinde yer alan, kesme taştan kubbeli bir camidir.

Camiye batı yönünde basık kemerli taş kapıdan girilir. Girişin tam karşısında fazla derinliği olmayan taş mihrap sağda orijinal olmayan ahşap minber yer alır. Köşelerde ve yan duvarlar üzerinde sağır sivri kemerli açıklıklarda duvar içine gömülmüş yuvarlak iç dolgu ile geleneksel Türk mimarisinde pek görülmeyen tarzda kubbeye geçiş sağlanmıştır. Giriş kapısının hemen üzerinde yer alan altı satırlık yazıda 1326 H. tarihi okunmakla birlikte yazıt orjinal değildir. Hâlâ ayakta duran Sultan Alaaddin camii’nin kurucusu 1555 ve 1584 tarihli evkaf defterinde Alaaddin Bey bin Ali Karaman olarak

(35)

gösterilir. Günümüzde Akcamii de denilen caminin kapısında bulanan, “ fi eyyami’s- sultan... Alaeddünya ved-din, Ebu’l-feth-i Keykubat ibn-i Keyhüsrev, fi yeddi’l- abdi...660” yazısından, Alaaddin Keykubat zamanında(1220–1237) yapıldığı anlaşılmaktadır. Caminin kale gibi surları vardır. Rengi beyaz olduğu için bu isimle anılır.

Diğer Tarihi Yapılar

Zincirlitepe: Kızılaliler köyünün kuzey kısımlarında bugüne kadar ne olduğu anlaşılamamış tarihi kalıntılar mevcuttur. Bulunduğu yerden dolayı Zincirlitepe adını almıştır. Sayısız yapı ve nekropol alanı mevcuttur. Alanda bulunan taşlar kalın zincir görünümündedir. Bu özelliğinden dolayı, bu şekilde adlandırılmıştır.

Anıtlı Gözetleme Kulesi: Kaledran köyü sınırlarındadır. Bu köyün en ilginç yanlarından birisi orta yerinden akan Anıtlı deresinin Antalya-Mersin sınırını belirlemesidir. Dere üzerindeki köprüden geçildiğinde, Antalya sınırına girilir. Anıtlı köyü topraklarının yarısı Gazipaşa, diğer yarısı da Anamur ilçesine aittir. Yapı kesme taşlardan, geniş ve kalın sağlam temeller üzerine inşa edilmiş ve iki katlı bir binadır.

Mekân yuvarlak tonozlu ve üst örtüsü beşik şeklinde çatılıdır. 4.-5. yüzyılda yapıldığı sanılmakta olup, yapı itibari ile gözetleme kulesi ve karakol yapısı konumundadır.

Mekân, ismini bağlı bulunduğu köyün isminden almıştır. Bu köyde, eski Roma dönemine ait heykele benzeyen kalıntılar bulunduğu için, bu isimle anılmıştır.

Otağ Köyü Şapel Binası: Anamur-Antalya karayolunda Yakacık mevkiinden 10 kilometre sonra Anıtlı (Kaledran) deresinin kenarında Otağ köyü Şapel binası yer alır. Bizans’ın geç dönemlerinde yapıldığı sanılan binanın yapı taşları, moloz ve kesme taşlardan inşa edilmiş olduğu görülür. Tek sahınlı bir bina olup, yanında ise kült odaları bulunan küçük tarihi bir yapıdır. Bu yapı, Bizans döneminde bina edilmiş, küçük kilise şeklindeki tapınma yeridir. Hristiyanlıkta, insanlığa unutulmaz hizmetlerde bulunan kişileri kilisenin ya da tapınma yerlerinin bir köşesine gömerlermiş. Gelenler ziyaret edip, mum yakarak, dua edermiş. Bu tür yapılara şapel denir. Yöre halkı, bu yapının, böyle ünlü bir kişi adına yapıldığını iddia ediyor. “Otak, otağ” kelimesi çadır

(36)

anlamındadır. Bu yapının bulunduğu alan, sulak ve engebeli olduğu için, yörüklerin uğrak yeri olarak kullanılmaktaymış. “Otak” ismi Yörük çadırından gelir.

Cennet Koyu: Anamur-Gazipaşa yolunun 17.km.sinde soldaki köy içerisinde apsisi zamanımıza gelebilmiş bir bazilika ile diğer yapı kalıntıları yer alır. Koy, denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu yere, küçük körfeze “koy”

denir. Bu yapı, muhteşem bir koyun kucağında kurulmuştur. Güzelliğinden dolayı bu ismi almıştır.

Ovabaşı Kalıntıları: Anamur’un Ovabaşı köyü sınırları içerisinde tarihi bir ören yeri bulunmaktadır. Romanın son dönemlerine ve Bizans’ın başlangıç dönemlerine ait olduğu sanılan bu yerleşim yerinde temelleri belirgin bir bazilika ve sarnıç yapıları ile nekropol alanı yer almaktadır.19 Bağlı bulunduğu köyden dolayı, ayrıca geniş ve verimli bir vadi şeklinde olduğu için bu ismi almıştır.

Göz Taşı: Anamur’un batı kısmında Sarıdana Köyü sınırları içerisinde yolun solunda yüksekçe bir tepe üzerinde aşırı tahrip olmuş şekilde yıkıntılara rastlanmaktadır. Bu mimari yapıların hangi işlevler için yapıldığı anlaşılamamıştır.

Yapıya verilen isim, üzerindeki tahribatların göz şeklinde olmasından kaynaklanmaktadır.

Kandacık Nekropolü: Anamur’un Kuzey doğusunda 7. kilometrede Malaklar köyü yer alır. Bu köy yakınlarında, Kandacık denilen yerde Nekropol yer almaktadır.

Roma dönemine ait küp biçiminde mezarlar ve diğer tarihi yapı kalıntıları bu bölgede yer almaktadır. Kandacık, coğrafi terim olarak, karstik erime sonucu dar ve derin bir şekilde oyulmuş arazi yapısı için kullanılır, çukurumsu yer anlamındadır. Akdeniz’de tüm Taşeli boyunca bu şekilde yapılara rastlamak mümkündür. Nekropol, bir kentin hemen dışında yer alan mezarlık alanı anlamina gelmektedir.

Azıtepe: Anamur Bozyazı ilçeleri arasında iki ilçeyi birbirinden ayıran ve denize doğru dik inen dağ sırası üzerinde yer alan en yüksek tepeye Azıtepe

19 Hacı Gürbüz- Özge F. Uysal, Anamur ve Çevresi, Anamur, Gürbüz Reklam Ajansı, Ağustos 2003, s.

61.

Referanslar

Benzer Belgeler

Farklı organik yüklerde 12 saatlik bekleme süresine göre perlit dolgulu hibrit reaktörlerin ortalama pH, KOİ ve alkalinite verimleri ile giderilen.. KOİ’nin metana

Yine aynı Yönetmelikte bağımsız denetçi, bağımsız denetim yapmak üzere, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre

2017 ve 2018 yıllarında doğa eğitimi projelerimiz sürecinde her yıl 30 katılımcı öğrenciye, proje öncesi ön-test ve proje bitiminde son-test olarak

Elde edilen bulgulara göre uzman hekimlerin hastayı muayene etmeden ilaç yazma ve hastanın talebi doğrultusunda ilaç yazma konusunda pratisyen hekimlere göre daha dikkatli

Sonuç olarak, anti roman, geleneksel romanı oluşturan olay, olayın anlatım tekniği , kahramanları romanın kurgusal dünyasında sorunsal hale getirmiştir. Gerçeğin

Günümüz dilbiliminde bu konuların üzerinde önemle durulmakta ve dilin her şeyden önce bir iletişim aracı olduğu, dil öğretiminde bu aracın dilbilgisi (gramer) boyutunun

Din, büyü, tabu kavramlarıy- la ilgili kısaca bilgi verdikten sonra esas mevzumuz olan Dede Korkut Kitabı’nda yer alan dinsel, büyüsel ve tabusal uygulamaları

Geçmişten Geleceğe Yaşayan Kültür Mirasımız (Türkiye Somut Olmayan Kül- türel Miras Ulusal Envanteri) kitabında, “Sözlü Gelenekler ve Anlatımlar” başlı- ğı