• Sonuç bulunamadı

2.1 Okul Çevresi

2.1.1 Destekleyici ve Engelleyici Okul Çevresi

2.1.1.1 Destekleyici ve Engelleyici Aile Özellikleri

2.1.1.1.1 Destekleyici Aile Özellikleri…

38

2.1.1.1.1 Destekleyici Aile Özellikleri

Çakmak (2010) ve Çelenk (2003: 30) okul eğitiminde başarıya ulaşabilmek için okuldaki eğitim faaliyetlerinin çocuğun evdeki öğretmenleri olan ebeveynler tarafından desteklenmesinin zorunlu olduğunu ifade etmişlerdir. Şah Taban (2010: 5) ve Turhan (2010: 273) ise, aile ve okulda verilen eğitimin birbirinin tamamlayıcısı durumunda olması gerektiğini, okulun görev ve işlevlerini yerine getirirken sıkı iş birliği içinde olması gereken kurumlardan en önemlisinin aile olduğunu belirtmişlerdir. Aile ile okulun hedeflerinin ortak olması ve her ikisinin de eğitimin amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik etkinlikler düzenlemesi, yani okul ile ailenin iş birliği içinde olması durumunda okulun hedeflerini gerçekleştirebilmesi mümkün olabilir.

Çalık (2007: 132)’a göre ise okul aile iş birliğinin geliştirilmesi ile birlikte okuldaki disiplin sorunları azalmaktadır. Velilerin katılımları arttığı zaman veliler kendilerinin çocuklarına daha fazla yardımcı olmaları gerektiğini hissetmekteler, öğrenciler ise öğretilen konuları daha iyi anlamakta ve öğretmenlere karşı daha olumlu tutum içerisinde olabilmektedirler. Velilerin kendilerine ve çocuklarının başarısına olan güvenlerinin de artması veli katılımıyla mümkündür. Çalık’ı destekleyen Altun (2009) ve Bekyürek (2008: 48) okulun aile ile iş birliği yapmasının, ailenin okula ve öğrenciye ilgi göstermesinin, öğrencinin ve öğretmenin motivasyonunu artırdığını, okulun kıymetini ve standartlarını tanıyan ve örgüt kültürünü bilen ailelerin çocuklarına daha iyi rehberlik edip onların okuldaki problemlerini en aza indirdiklerini belirtmiştir. Bu nedenle etkili bir okul aile iş birliği hem öğretmenlerin motivasyonunu hem de akademik başarı ve olumlu davranışların geliştirilmesi için destekleyici bir faktör olarak kabul edilebilir.

Çocuğun yetenek, ilgi ve okula uyumunu etkileyen önemli bir faktörün ana-babanın gelir düzeyi olduğunu belirten Türkoğlu (2008) ve Şah Taban (2010) gelir düzeyi yüksek ve iyi eğitimli aile ortamındaki çocuklar daha iyi bir gelişme dönemi geçirirken, düşük gelir düzeyine sahip aile ortamından yetişen çocuklar daha olumsuz kişilik gelişimi gösterdiklerini ifade etmişlerdir. Turhan (2010: 273) ise yaptığı çalışmada, kültürel ve ekonomik olumsuzlukların, akademik başarının önünde bir engel olduğu sonucuna varmış ve okulda öğrenilenlerin gerçek hayata taşınabilmesi

39

için aile koşullarının destekleyici olması gerektiğini vurgulamıştır. Hindistan’da bir çalışmada, 432 ortaokul öğrencisinin akademik başarıları incelenmiştir. Gelir düzeyi orta veya düşük düzeyde olan ailelerden gelen çocukların okul başarı düzeylerinin gelir düzeyi yüksek olanlara oranla çok daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır (Türkoğlu, 2008: 33). Çocuğun kişilik ve sosyal uyum becerisinin gelişiminde olduğu gibi ailenin çocuğun okul başarısı üzerindeki etkisi de yadsınamaz derecede büyüktür (Dam, 2008:

80).

Okul başarısı üzerine aile faktörünün etkisini inceleyen Çelenk (2003) yaptığı çalışmada, eğitim açısından destekleyici bir aileye sahip olan çocukların okuldaki başarı düzeylerinin daha iyi olduğu, okul başarısını yükseltmek için ailenin bakımı, şefkat ve korumasının önemli etkenlerden birisi olduğu, koruyucu aile bile olsa çocuğa uygun şefkat ve koruma sağlandığı zaman başarı düzeyinin arttığı, okul içinde düzenli bir iletişim içinde bulunan ve okul ile birlikte ortak bir program hakkında görüş birliği olan ailelerin bu iş birliğine dayalı olarak çocuğunun eğitimini daha fazla desteklediği ve bu ailelerin çocuklarının okulda daha başarılı olduğu bulguları ortaya çıkmıştır.

Çelenk (2003)’in bulgularını başka araştırmacılarda (Gümüş vd., 2011; Altun, 2009) desteklemektedir. Anne babanın, yani aile üyelerinin sahip olduğu tutum ve değerler, çocuğun öğrenmeye karşı geliştireceği tutumun belirlenmesinde büyük öneme sahiptir. Başarılı çocukları olan annelerin, başarısız çocuğu olan annelere oranla kontrol edicilikleri çok daha yüksektir. Bu kontrolde otoriter bir güç kullanımından ziyade kontrol biçiminde otoritenin ortaya çıkması şeklindedir. Başarılı çocukların anneleri, yerine göre ödüllendiren, akıl yürütücü ve kontrol edici bir yapı sergilerler. Öyle ise ailenin destekleyici tutumu, aile bakımı, uygun şefkat, bakım ve koruma, okul ile iş birliği içinde çocuğuna eğitim desteği sağlamak, öğrenci başarısını destekleyici bir özellik olarak belirtilebilir.

Yazar, Çelik ve Kök (2008: 1)’e göre özellikle okulöncesi eğitimde okulun amaçlarını gerçekleştirmesinde, öğrencilerde istendik davranışların oluşturulmasında ailelerin desteğini alan okul ve öğretmenler daha başarılıdırlar. Ayrıca öğrenci okulda öğretilenleri evde uygulayarak, öğretilen bilgi ve becerilerin günlük uygulamasını yapar ve böylece bilgi ve beceriler daha kalıcı olur. Bu nedenle ailenin eğitime destek

40

vermesi özellikle okulöncesi çocuklarda istendik davranışların kazandırılmasında destekleyici bir özelliktir.

Anne ve babanın eğitim düzeyi yükseldikçe öğrencinin okul başarısı da aynı oranda artmaktadır. Anne-babanın eğitim düzeyi ile öğrencinin okul başarısı arasında çok yakın bir ilişki vardır. Eğitim düzeyi olarak, daha fazla eğitime sahip anne ve babaların, çocuklarının başarılı olma isteğini hareketlendirmede daha becerikli ve başarılı oldukları görülmektedir (Bekyürek, 2008; Canpolat, 2001; Gümüş vd. 2011;

Türkoğlu, 2008). Öğrencilerin babalarının eğitim düzeyi arttıkça, okul kurallarına aykırı davranışlarda bulunma oranının azaldığı görülmüştür (Kuş ve Karatekin, 2009).

Öyle ise anne babaların eğitim düzeyleri öğrencilerin hem akademik başarılarını, hem de diğer davranışlarını etkileyen önemli bir destekleyici değişken olabilir.

Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2006)’ne göre, anne-babaların özellikle çocuklarının yetersizliğine dair endişeleri var ise, çocuklarının eğitimlerinin her kademesine etkin bir şekilde katılmaları gerektiğini açık bir şekilde belirtmiştir. Bu yönetmelik ailenin çocuğun öğretim ve öğretiminin değerlendirilmesi süreçlerinde çocuğa özgü bireysel eğitim planlarının hazırlanmasında, sürecin içerisinde özellikle ailenin aktif olarak rol almasını istemektedir. Anne babaların çocuklarıyla ilgili öğretmenleri, öğretmenlerinde farklı bir ortamda öğrenciyi tanıdıkları için anne-babayı bilgilendirmeleri gerekir. Ayrıca okul programının yapılmasında ve hedeflere ulaşmada çocukların güdülenmesi ve öğrenilen bilgilerin okul dışında kullanılmasına yönelik fırsatların oluşturulmasında iş birliği içinde olmaları, öğrencilerin akademik başarılarını olumlu yönde etkileyecek destekleyici özelliklerdir.

Yapılan çalışmaların bir çoğunda aile katılımının öğrencilerin başarılarını yordamada önemli bir faktör olduğu, çocuğun okul başarısının yüksek olmasında evde ve okulda aile katılımının önemli olduğu belirlenmiştir (Çamlıbel-Çakmak, 2010;

Griffifth, 1996; Kaysılı, 2008; Marcon, 1999; Marchant, Paulson ve Rothlisberg, 2001). Birçok araştırmacı ise (Fan, 2001; Griffifth, 1996; Marchant vd., 2001; Trivette ve Anderson 1995; Vandergrift ve Greene,1992) aile katılımının akademik başarıyı artırdığını ancak aile katılımı konusunda yapılan araştırmaların aile katılımı

41

kavramının çok yönlü olmasından dolayı farklı bulgular ortaya koyduğunu belirtmişlerdir.

Aydoğan (2010) ve Ersoy (2003) eğitimin devamlılığı ve bütünlüğünü sağlayarak, ailelerin desteğini alarak okul programlarının daha kolay uygulanmasını ve başarılı olmasını sağlamayı, okul öncesi eğitimde aile katılımının temel amacı olarak belirtmişlerdir. Bazı araştırmacılara göre ise (Şah Taban, 2010; Şahin ve Ünver, 2005; Turhan, 2010) okulda verilen eğitimin evde, evde verilen eğitimin ise okulda desteklenmesinin, bir devamlılık oluşturmak ve bu sayede okulda ve evde istendik davranışların kazandırılmasının temel amaç olduğunu belirtmişledir. Ailelerin eğitim düzeyleri aile katılımını artıran bir değişkendir (Gürşimşek , 2010; Kaysılı, 2008;

Pena, 2000). Ailelerin eğitim düzeyleri eğitime katılımı olumlu yönde etkilemektedir (Gümüş vd., 2011). Ayrıca ailenin eğitim düzeyinin yüksek olması; çocuklarına karşı sergileyecekleri tutum ve davranışlarda olumlu ve yapıcı etki gösterir. Böylece aileleri tarafından desteklenen çocukların kendilerine olan özgüvenleri ve başarılı olma şansları artar (Gümüş vd., 2011: 431).

Akademik açıdan başarılı çocuğu olan anne-babaların (Sanders, Epstein, Conners-Tadros, 1999) sosyo-ekonomik durumları iyi ebeveynlerin (Gürşimşek, 2003; Gümüş vd. 2011; Sanders vd., 1999; Şah Taban, 2010), anne-babalık yapabilme bilgi ve becerisi ile çocuklarının başarılı olmasında kendi becerilerine güvenen ailelerin (Hoover-Demsey ve Sandler, 1997), iş hayatı içinde olan anne-babaların (Sanders vd., 1999) çocuklarının aldığı eğitime daha çok katkı sağladıkları ve eğitime katıldıkları belirlenmiştir (akt. Kaysılı, 2008).

Pandit (2008: 90)’e göre ise ailelerin okul tarafından oluşturulan hedefleri öğretmenlerle iyi iletişim kurarak ve bilgilendirme toplantılarına katılarak takip etmeleri, okul dışında çocuklarıyla birlikte etkinliklere katılmaları, onlarla oyunlar oynamaları, çocuklarının gelişim ihtiyaçlarının farkında olmaları ve birlikte karar verebilmeleri aile katılımının olduğunu gösteren davranışlardır. Gürşimşek (2003)’e göre ise “okul ve ailenin iş birliğine dayalı katılımı ağırlıklı olarak, ailenin çocuğun gelişimi ve uyumu ile ilgili çeşitli konularda öğretmenden bilgi alması ve öğretmeni bilgilendirmesi şeklinde” gerçekleşmektedir.

42

Kotan, Hergüner ve Yaman (2009: 50)’ın yapmış oldukları çalışmalarda aile desteğinin öğrencinin sadece akademik başarısını artırmadığı sportif alanlarda da başarısının ve ilgisinin artmasın da ailenin spor faaliyetlerine olan ilgisinin etkili olduğunu belirtmişlerdir. Anne babaların spora karşı duyduğu ilginin özellikle çocukların olumlu tutum geliştirmelerinde etkili olduğunu, ailenin eğitim düzeyi ve sosyo-ekonomik düzeyinin çocukların sporcu bir ailede olup olmadığının, ailede başka sporcuların olup olmadığının çocuğun spor yapmasına büyük etki ettiğini belirlemişlerdir. Öğrencinin sosyalleşmesi üzerine büyük etkisi olan ailenin tutumu, öğrencinin hangi spor etkinliğine katılıp, hangilerine katılmayacağı konusundaki tavrı, öğrenicinin spora olan ilgisinin önemli belirleyicisi olarak görülmektedir.

Bandura (1986)’ın modelleme teorisinin Kotan vd. (2009)’nin ifade ettikleri durumları açıklamada etkili olduğu görülmektedir. Öğrenciler yakın çevrelerindeki aile bireylerini, öğretmen ve diğer akranlarını kendilerine model olarak alarak benzer davranışlar sergilemektedirler. Öyle ise her alanda olduğu gibi spor etkinlikleri konusunda da ailenin iyi bir model oluşturmasının çocuğun gelecekte spora ilgisini ve başarısını etkileyebileceği söylenebilir.

Benzer Belgeler