• Sonuç bulunamadı

109

sürekli olarak nedenlerini ortaya koymalı ve bu nedenleri destekleyici bulguları okuyucuya sunmalıdır. Bunun bir yolu ise, örneğin görüşme sonuçlarının yazılması sırasında okuyucuya mümkün olduğu kadar fazla doğrudan alıntı sunmaktan geçmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2011).

3.8 Çalışmanın Geçerlik ve Güvenirliği

Nitel çalışmalar doğaları gereği nicel çalışmalardan farklıdırlar. Langdridge (2007: 154)’in de ifade ettiği gibi nicel çalışmalarda geçerlik ile ilgili kriterler çok iyi bir şekilde oluşturulmuş olmasına rağmen nitel çalışmalarda geçerlik ile ilgili tartışmalar henüz bitmemiştir. Bu tartışmaların birçoğunun temelinde nitel çalışma yöntemlerinin yeni olması kadar yöntemlerin çok çeşitli olması ve her birisinin geçerlik için farklı yargılara ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktadır. Bu çeşitlilik gerekli olduğu kadar nitel yöntemlerin gücünü gösterir. Bu nedenle nitel çalışmalarda geçerlik yöntemlerinin de çeşitlilik göstermesi ve yöntemle uyumlu olması gerekir (Yardley, 2000: 216-217). Bu nedenle nitel çalışmalardaki geçerlik nicel çalışmalarda kullanılan kavramlarla ifade edilemez.

Olgubilim yönteminin geçerliğine ilişkin Giorgi (2002; akt. Langdridge, 2007:

155) bilginin kendi kendine var olmadığını, öznellikle birlikte bulunduğunu, ancak bilgiyi deneyim edinenlerle var olabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle Giorgi tecrübe ettiğimiz bilginin nasıl geçerli olduğu sorusunu araştırmıştır. Geçerli bilgi açıktır, öyle ki açık olan bir şeyi deneyim edinen onu çelişkili, saçma bir şey olarak niteleyemez.

Polkinghome (1989; akt. Langdridge, 2007: 155-156) geçerlik için beş ilke belirlemiştir:

1. Görüşmeyi yapan kişi katılımcının görüşlerini katılımcının gerçek görüşü olmayacak şekilde etkiledi mi?

2. Çözümlemeler doğru mu, sözlü görüşmedeki anlamı taşıyor mu?

3. Çözümlemelerde araştırmacının görüşmeden çıkarıp önerdiğinin dışında çıkarılabilecek sonuçlar var mı? Görüşmeci bunları belirleyip neden kendi belirlediklerinin daha muhtemel bulgular olduğunu gösteriyor mu?

4. Genel yapısal betimlemelerden çözümlemelere gitmek ve belirli içerik ve bağlantılar için orijinal deneyimlerden örnekler vermek mümkün mü?

110

5. Yapısal betimleme duruma özgü mü, yoksa başka durumlardaki deneyim için de genellemek mümkün mü?

Langdridge (2007)’e göre Giorgi (2002) ve Polkinghome (1989)’un koyduğu ilkeler betimsel fenomenoloji için yeterli olsa da daha yorumsamacı ve öyküleyici fenemonoloji yaklaşımları için yeterli değildir. Sağlık psikoloji ile ilgili alanlarda çalışma yapan Yardley (2007: 220) nitel çalışmaların geçerliği ile ilgili farklı yöntemlerden faydalanarak yararlı bir ilkeler seti oluşturmuştur. Yardley bütün nitel araştırmacıların ilgisini çekecek dört geniş konuyu vurgulamaktadır: bağlama duyarlılık; adanma ve titizlik; şeffaflık ve mantıksal uygunluk; etki ve önemdir.

Bağlam nitel araştırma sürecinin farklı yönlerini kapsar. Öncelikle daha önce benzer konular veya benzer yöntemler kullanılarak elde edilen araştırma bulguları ile çalışmanın teorik bağlamına duyarlılığa ihtiyaç vardır. Bu araştırmada gerek literatürün geniş bir şekilde verilmesi, gerekse de elde edilen sonuçların benzer çalışmalar ile karşılaştırılarak benzerlik ve farklılıkların ortaya konması açısından çalışılan bağlama duyarlılık gösterilmiştir.

İkinci ve üçüncü kriterler “adanma ve titizlik”, “saydamlık ve mantıksal uygunluk” göstermeyi gerektirmektedir. Bu kavramlar araştırma süreci, veri toplama, analizi ve bulguların raporlaştırılması ile ilişkilidir. Adanma araştırmacının bilgi ve becerisi ve araştırmaya ayırdığı zaman ile ilgilidir (Langdridge, 2007: 156). Bu araştırma iki yıllık bir zaman sürecinden gerçekleştirilmiştir. 5 aylık bir zamanda veriler toplanmış ve bir yıla yakın bir sürede analiz ve raporlaştırmaya ayrılmıştır.

Yardley (2000: 222)’e göre veri setinin tamlığı, katılımcı grubunun görev için yeterli olup olmadığı ve yorumların bütünlüğü titizlik için anahtar rol oynamaktadır.

Katılımcıların görev için uygunluklarını sağlamak amacıyla ölçütler geliştirilmiştir.

Katılımcı belirlemede bu ölçütlerin geliştirilmiş olması katılımcıların görev için uygun olmaları amacı ile yapılmıştır. Katılımcı belirlemedeki ölçütler araştırmacının titizlik gösterdiğinin kanıtıdır.

Şeffaflık ve mantıksal uygunluk özellikle açık ve inandırıcı olması gereken bulguların sunumu ile ilgilidir. Bu hem araştırmacının hem de benzer konularda araştırma yapan diğer insanlar için bulguların ikna edici olmasını da kapsar. Bu

111

nedenle bulguların olası yorumlarından ziyade en olası yorumlarına yer verilmesi gerekir. Eğer okuyucu verinin nasıl toplandığını ve analiz edildiğini görebilirse, yapılan çıkarımlarla ilgili kanıtları mevcutsa ve araştırmacının bulguların oluşturulmasındaki etkisini açık bir şekilde görebilirse çalışmanın şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü söyleyebiliriz (Langdridge, 2007: 156). Bu çalışmada veri toplama süreci ve analizler açık açık ifade edilmiştir. Çalışmada ayrıca bulgulara ilişkin olarak katılımcıların kendi ifadeleri değiştirilmeden kelime kelime alıntı yapılarak bulgular desteklenmiştir.

Yardley (2000: 223)’nin ifade ettiği son kriter bulguların etki ve önemidir.

Yardley’e göre bir araştırmanın değerini belirlemenin son yolu onun daha geniş bir dünyaya ve diğer insanların inanç veya davranışlarını etkilemesidir. Yardley bu etkinin ertelenebileceğini veya dolaylı olabileceğini ancak bir şekilde etkisinin olması gerektiğini savunur. Langridge (2007) ise Yardley (2000)’nin bu konudaki düşüncelerini yeterli bulmayarak bir araştırmanın yarar sağlaması gerektiğini savunur. Araştırma sadece araştırmayı yapan için değil, başka insanların da düşüncelerine etki etmelidir. Mevcut çalışmada elde edilen bulguların sosyal medyanın eğitimi etkileyen özelliklerine ilişkin başta eğitimciler ve eğitim yöneticileri olmak üzere, öğrenciden teknoloji ve yazılım üreticilerine kadar birçok alanda etkilerini olabileceği düşünülmektedir.

Yardley (2000) ve Langdridge (2007)’nin görüşlerine ek olarak Creswell (2014: 201) bulguların geçerliğinin araştırma sürecinde oluştuğunu, bu nedenle araştırmacıların çalışmalarındaki basamakları aktarmalarına ihtiyaç olduğunu ifade etmiştir. Nitel araştırmalardaki geçerlik, bulguların doğruluğu noktasında araştırmacının kontrolünü ifade ederken, güvenirlik farklı araştırmacılar açısından araştırma yaklaşımının tutarlılığına işaret etmektedir.

Shenton (2004: 64)’a göre güvenirlik için gerekli olan dört önemli başlık vardır: tutarlılık (credibility), doğrulanabilirlik (confirmability), güvenilebilirlik (dependability) ve aktarılabilirlik (transferability). Tutarlılık nitel çalışmanın iç geçerliği ile ilgilidir. Bu yapılan çıkarımların ne kadar tutarlı olduğunu göstermektir.

112

Araştırmada bulguların doğruluğunun araştırmanın doğasına uygun bir veya daha fazla strateji kullanılarak kontrol edilebileceğini vurgulayan Creswell (2009:

201-202) sekiz farklı stratejiden bir kaçının birlikte kullanılmasını tavsiye etmektedir.

Mevcut çalışmada “veri çeşitlemesi” yöntemi ile farklı veri kaynaklarından elde edilen verilerin tutarlılığı sağlanmaya çalışılmıştır. Katılımcılarla ile yapılan görüşmelerden elde edilen veriler temel veriler olarak çalışmada kullanılırken, bunlara ek olarak konuya ilişkin yapılan diğer çalışmalar, istatistikler ve araştırmacının gözlemleri de araştırmacı tarafından veri olarak kullanılmıştır. Bu yöntemle literatürdeki kaynaklar taranmış, farklı kaynak ve dokümanlar incelenmiş ve veri çeşitlendirmesi yapılmıştır.

Araştırmanın geçerliğini artırmak için kullanılan diğer bir yöntem ise uzman değerlendirmesidir (Creswell, 2014; Shenton, 2004). Nitel araştırmalarda deneyimli bir kişinin araştırmacı tarafından görevlendirilmesidir. Bu araştırmanın geçerliğini artırır. Shenton (2004: 67)’ın ifade ettiği gibi farklı bakış açıları ile araştırmacının meslektaşlarının sorular yönlendirmesi, araştırma sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunması, sürekli araştırma ortamı içinde bulunan araştırmacıya olaylara daha farklı açılardan bakma fırsatı verecek, araştırmanın geçerliğini artıracaktır. Bu çalışmada da araştırmacı sık sık uzman değerlendirmesine başvurmuş, yapılan çalışma ile ilgili olarak alanında uzman öğretim üyeleri ile karşılıklı görüş alışverişinde bulunarak çalışmaya farklı bakış açılarından bakmaya çalışmıştır. Araştırmacı, düzenli olarak toplanan Tez İzleme Komitesinde yer alan alanında uzman öğretim üyeleri ile görüş alışverişinde bulunmuş, bu toplantılardan aldığı dönütler doğrultusunda çalışmaya farklı açılardan bakma imkanı bulmuştur.

Shenton (2004) ve Creswell (2014) araştırmanın geçerliğini artırmak için bir denetçiden faydalanılabileceğini, bunun araştırmanın bütün evrelerinin bir dış denetçi tarafından gözden geçirilmesi olarak ifade etmişlerdir. Bu çalışmada da gerek tez izleme komitesi gerekse de tez danışmanı öğretim üyesi birer denetçi gibi araştırmanın her aşamasını gözden geçirmiş, araştırmacıyı farklı aşamalarda hem yönlendirmiş hem de bilgilendirmişlerdir.

Araştırmacının ön yargılarının tanımlanması (Creswell, 2014) bir başka geçerlik stratejisi olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmada araştırmacı “Araştırmacının Rolü” başlığı altında çalışılan konuya ilişkin tutum ve ilgisini yansıtmıştır. Diğer bir

113

strateji ise araştırma problemine ilişkin katılımcılarla yeterli zamanın geçirilmesidir.

Creswell “katılımcılarla araştırmacı ne kadar fazla zaman harcarsa bulguların o kadar geçerli olacağını” belirmiştir (202). Bu çalışmada araştırmacı katılımcılar ile mümkün olduğu kadar fazla zaman harcamaya çalışarak, hem katılımcıların güvenini kazanmayı, hem de yerinde gözlem yaparak çalışmanın geçerliği artırmayı hedeflemiştir.

Araştırmanın doğrulanabilirliği (confirmability) bulguların nesnel bir şekilde oluşturulmasıdır. Bu insan becerisine ve algısına bağlı olmayan araçların bilimde kullanılması alarak tanımlanmaktadır (Shenton, 2004: 72). Araştırmacı bir eğitimci olarak farklı sosyal medya hesaplarını eğitimde bir araç olarak kullanmaya çalışmaktadır. Bu araştırma açısından öznel bir bakış açısı doğurmaktadır. Ancak araştırmaya ilişkin bilgi birikimi, yapılan literatür taramasının verdiği yanlılık yansıtıcı ve güçlendirici bir araç olarak araştırmayı zenginleştirebilir (Bogdan and Biklen, 2007;

akt. Sözen, 2013).

Güvenilebilirlik (dependability) araştırmacının çalışma için detaylı bilgiler sağladığında, benzer şartlar oluşturulduğunda çalışmanın benzer sonuçlar vereceğinin gösterilmesi olarak tanımlanabilir ve nicel araştırmalardaki güvenirliğe karşılık gelmektedir. Güvenilebilirliği sağlamak için Shenton (2004)’a göre üç önemli bölümün çalışmada verilmesi gerekir. Bunlardan birincisi yöntemin ve yöntemin uygulanma biçiminin çalışmada detaylı bir şekilde verilmesidir. İkincisi alanda neler yapıldığının verilmesidir. Son olarak da çalışma sürecinin etkililiğine ilişkin değerlendirmelerin yapılmasıdır. Bu üç bölüm çalışmada detaylı bir şekilde verilmeye çalışılmıştır. Öncelik alanda yapılan çalışmalar detaylı bir şekilde verilmiştir.

Araştırmanın yöntem kısmında uygulamaya ilişkin detaylı bilgilere yer verilmiş, son olarak da elde edilen bulgular sonuç kısmında değerlendirilmiştir.

İçerik analizi yönteminin kullanıldığı araştırmada kodlamaların güvenirliğini sağlamak amacıyla araştırmacı ve bir alan uzmanı tarafından iki ayrı kodlama yapılmış ve kodlama sonuçları Miles ve Huberman (1994: 64)’ın verdiği aşağıda yer alan formül kullanılarak görüş birliği ve görüş ayrılığının, çalışmanın güvenirliğine etkisi hesaplanmıştır.

114

Güvenirlik = Görüş Birliği (941) x 100 = 89,3 Görüş Birliği (941) + Görüş Ayrılığı (112)

Yukarıda verilen uzlaşma korelasyon katsayısını hesaplama formülü ile araştırmacı ve diğer uzman arasındaki uzlaşma korelasyon katsayısı % 89,3 olarak hesaplanmıştır. “Güvenirlik hesaplarının %70’in üzerinde çıkması, araştırma için güvenilir kabul edilmektedir.” Bu sonuçlar yapılan kodlamaların güvenilir olduğunu göstermektedir (Miles ve Huberman, 1994: 64). Görüş ayrılığı olan 112 kodlamaya ilişkin olarak araştırmacı ve bir uzman birlikte çalışarak doğru kodlamanın hangisi olması gerektiğine birlikte karar vermişlerdir. Görüş ayrılığı olan kodlamaların bazılarında araştırmacının kodlamasının daha doğru olduğuna karar verilirken, ikinci kodlayıcının da bazı kodlamaları daha uygun bulunmuş ve araştırmada kodlayıcılar arasında tam uzlaşı sağlanmaya çalışılmıştır.

Çalışmanın güvenirliğini sağlayan son etken çalışmanın genellenebilirliğidir.

Ancak nitel çalışmalarda bunun yerine çalışmanın aktarılabilirliği (tranferabilitiy) kavramı kullanılmaktadır. Bu nitel çalışmayı yapan araştırmacının sorumluluğu olan, çalışmanın bulgularının benzer durumlara aktarılabilmesidir. Bu nedenle araştırmacının okuyucuya bulguları benzer durumlara aktarabilmesi için süreci detaylı bir şekilde tanımlaması gerekir (Yıldırım ve Şimşek, 2011). Bunlara ek olarak araştırmadan elde edilen bulgular daha önce yapılmış çalışmalar ile benzerlik ve farklılık yönünden karşılaştırılarak önceki çalışmalar ile arasında bir bağ kurulmaya çalışılır (Bogdan ve Biklen, 2007). Şuan ki çalışmanın da sonuç ve önerileri kısmında önceki çalışmalara vurgular yapılarak sonuçların benzer ya da farklı yönleri detaylı olarak tanımlanmıştır.

BÖLÜM IV

BULGULAR VE YORUMLAR

Bu bölümde araştırmanın problemi ve alt problemleri doğrultusunda belirlenen araştırma bulgularına ve yorumlara yer verilmiştir.

Benzer Belgeler