• Sonuç bulunamadı

1. DEĞERLER SİSTEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1.2. Değerlerin Sınıflaması

Değerlerin gerek psikolojide ve sosyolojideki temel konulara kaynak olması ve geniş kullanım alanlarının bulunması, gerekse hayat içerisine derinlemesine nüfuz ederek, hemen hemen her sosyal olanda karşımıza çıkması, beraberinde farklı açılardan farklı tanımlamaları doğurmaktadır. Bu açıdan biz sosyal yapı içerisinde önemli farklılaşmaları doğuran, işlevsel ve belirgin olan değerlerin bir tasnifine girişeceğiz.

Başlangıçta değerleri, sosyolojik açıdan yaşama sahasına göre, “bireysel değerler” ve

“sosyal değerler” olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Bireysel değerler, kişinin karakter gelişimde büyük rol oynar ve karakterinin çizgilerini yansıtır. Bireyde bu değerlerin yeterince gelişmemiş olması, kişilik sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olur.185 Birey açısından değerler; uğrunda uğraşılması, çaba gösterilmesi, gerçekleştirilmesi gereken, genellikle benimsenen, özenilen, önemsenen, üstün tutulan, nesne, olgu ve olayların kendilerinde bulunmayan, fakat insan tarafından bunlara bireysel ve öznel olarak atfedilen, yükletilen niteliktir. Sosyal değerler ise, bir sosyal grubun veya toplumun bütününün kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından uygun ve gerekli oldukları kabul edilen, aynı üyelerin ortak duygu, düşünce, amaç ve çıkarlarını yansıtan, genelleştirilmiş ilke ve inançlardır. Diğer bir ifadeyle grupların veya toplumların arzu edileni ve edilmeyeni, beğenileni ve beğenilmeyeni, doğru olanı veya olmayanı belirleyen temel standartlardır.186 Sosyal değerler, uzunca bir tarihî süreç içerisinde oluşan, sosyal ilişkilere yönelik o toplumun üyelerince ortak bir şekilde geliştirilmiş olan değerlerdir. Bu değerler arasında gelenekleri, sosyal normları, örf ve adetleri sayabiliriz.

185 Gökdere, Murat- Çepni, Salih; “Üstün Yetenekli Çocuklara Verilen Değerler Eğitiminde Öğretmenin

Rolü”, Değerler Eğitimi Dergisi, C.1,S.2, İstanbul-2003, sh. 97

Sosyolojik olarak değerler, bireysel değerler ve sosyal değerler olarak sınıflandığı gibi, sosyal yapıda meydana gelen farklılaşmalar ile birlikte geleneksel değerler, modern ve post modern değerler olarak da ayrımlarda bulunabilmek mümkündür. Yine değer sınıflaması çok farklı ve hususi yönlerden bakılarak yapılabilir; değerler, sıralamasına göre yüksek- alçak, tezahürlerine göre maddi-manevi, kalıcılıklarına göre sabit-değişken olarak nitelendirileceği gibi, psikolojik açıdan gizli veya açık olarak da sınıflandırılabilirler. Gizli değerler sadece kişi tarafından bilinirken, açık değerler herkes tarafından bilinen ve hüküm olarak dile getirilen değerlerdir.187

Değerler, bireye ve topluma ifade ettiği anlam ve uygunluk açısından ikiye, bireyin ve toplumun, ilgi, arzu ve amaçlarına uygun olanlar, yani “olumlu değerler” ve uygun olmayanlar, yani “olumsuz değerler” olmak üzere ikiye ayrılabilirler.188 Değerler sadece olumlu ve hoşa giden eylemlerde gerçekleşmezler, değerler nötr bir kavram olarak olumsuz ve beğenilmeyen eğilimlerin içerisinde de bulunurlar. Örneğin sevgi ve onun tam karşıtı olan nefret birer değer yönelimleridir. Sevgi ediminde yönelim olumlu bir değer taşırken, nefret ediminde yönelim, olumsuz bir değer taşır. Sevgi aşağı değerlerden yüksek değerlere doğru yönelen bir hareket iken, nefret aşağı değerlerin varoluşuna imkân tanır. Sevgi yüksek değerlerin ortaya konuluşuna yönelir ve onlara olumlu değer atfeder, böylelikle aşağı değerlerin ortadan kalkmasına hizmet eder.189 Görüldüğü üzere değerler nötrdür, olumlu ve olumsuz bütün hükümleri kapsar.190 Değerlerin sadece olumlu hükümlerde değil, olumsuz

hükümlerde de yer alması, değerler sahasının çok geniş bir alana yayıldığını bize göstermektedir.

Scheler ana değer sahalarını, 1- Kutsal ve dinsel değerler, 2- Tinle ilgili değerler, 3- Vital değerler, 4-Uygarlık değerleri, 5- Eğlence değerleri olarak ayırmıştır. Sosyal hayatın bu ana değer sahalarına karşılık gelen belirli örnek insan tipleri mevcuttur. Scheler’e göre bu ana değerlere beş örnek tip karşılık gelir. Bunlar: 1-Ermiş, 2- Dahi, 3-Kahraman, 4- Uygarlık Lideri, 5- Zevk-ehlidir.191 Dolayısıyla sosyal değerler bu sahaların hiyerarşik işlevselliğine göre belirlenmekte ve toplum içerisinde bu model tipler tarafından temsil edilmekte, onların şahsiyetinde yaşamaktadır.

Hilmi Ziya Ülken ise değerleri 1-İçkin Değerler (Şuura Dayalı), 2-Aşkın Değerler (İnanca Dayalı) ve 3-Normatif Değerler olmak üzere üç bölüme ayırır. Bunlar içerisinde şuura

187 Silah, Mehmet; Sosyal Psikoloji, Ankara-2000, sh.335

188 Özlem, Doğan; “Değerler Sorununda Nesnelcilik, Mutlakçılık ve Öznelcilik, Rölativizm”, Bilgi ve Değer, sh.283

189 Akarsu, Bedia; A.g.e., sh. 78-79

190 Keeney, Ralph L.; Value- Focused Thinkig, Harward-1966, sh.52 191 Akarsu, Bedia: A.g.e., sh. 138

dayalı içkin değerler, eşya ile münasebetlerimize ve doğrudan doğruya duyularımıza, canlı şeylere, tabiata aittirler. İçkin (immanent) olarak tanımlanan bu değerler arasında teknik, sanat ve bilgi değerleri bulunur. İnanca dayalı aşkın değerler ise insanın insanla veya insanın kendi kişiliği ile başka kişilikler arasındaki münasebete dayanan aşkın değerlerdir. İnanma temeline dayanan bu değerler arasında, ahlâk ve din yer alır. Normatif değerler ise kişiler arasında doğan sözlere, şeylere ve fiiller arasındaki değişim ve dolaşımlara aittirler. Sözün sözle, fikrin fikir ile, davranışın davranışla değiştirilmesinden ibaret olan bu değerlere normatif değerler denir. Bunlar kendi başlarına değer değillerdir, İçkin veya Aşkın değerlere dayanırlar. Fiille fiil karşılaşınca ölçü hukuk, eşya ile eşya karşılaştırılınca ölçü iktisat olur.192

Yine yaşama sahası ve hayatın niteliği açısından değerler dört bölüme ayrılmıştır. Bunlar Şekil 1’de de görüldüğü üzere;193 1-Fizikî Biyolojik Değerler: Organizma, görünüş, sağlık, enerji, tekâmül, dayanıklılık ve kabiliyet 2- Sosyal-Psikolojik Değerler; Doğruluk, idare, dürüstlük, özgürlük, bütünlük. 3- Aile Hayatı Değerleri; Fedakârlık, merhamet, sadakat, bağımlılık, saygı, sorumluluk 4- Sosyal Hayat Sahası Değerleri; devamlılık, idaeller, gelenek, adalet, kurallara riayet, saygınlık, miras olarak sınıflanmaktadır. Bütün bu sahaların ise merkezi ve temel değerleri bulunmaktadır.

Şekil 1 Yaşama Sahası ve Hayatın Niteliği

192 Ülken, Hilmi Ziya; Bilgi ve Değer, sh.399-402, Ülken, Hilmi Ziya; Değerler Kültür ve Sanat, sh.6-7 193 Leıchtentritt, Ronit D.-Rettig, Kathryn D.: “Values Underlying End-Of-Life Decisions: A Qulaitative

Approach”, Health And Social Work, V.26, N.3, 2001, sh.154-155

Fizikî-Biyolojik Değerler Görünüm Enerji Tekâmül Sağlık Dayanıklılık

Aile Hayatı Değerleri

Fedakârlık Merhamet Sadakat Bağımlılık Saygı Sorumluluk

Sosyal Hayat Sahası Değerleri Devamlılık İdealler Gelenekler Adalet Kurallara riayet Saygınlık, miras. Sosyal-Psikolojik Değerler Doğruluk İdare Dürüstlük Özgürlük. Bütünlük

Yaşamsal Kararın Amacı Kabiliyet

t

Sadakat Hedefler(Ülküler)

Diğer taraftan Fichter, değerlerin sınıflamasını, sosyal kişilik, toplum ve kültürü temel alarak üç seviyede yapmaktadır.194 Değerler her şeyden önce zorlayıcılık özelliklerine göre

sınıflandırılabilirler. Böylelikle değerler sosyal kişiliği etkileme derecelerine göre düzenlenmiş ve sıralanmış olurlar. Bir uçta, kişinin bilinçli olarak kabul ettiği ve bu değerlere rıza göstermeye kendisini zorunlu hissettiği, ahlâkî değerler bulunurken, diğer uçta insanların alışkanlıkları yüzünden uydukları, alt değerler vardır. Bunlar daha az değerle çevrilmiş olmaları yüzünden, daha az önemli olarak nitelendirilirler. Değerler süreklilik gösteren ortaklaşa işlevler temelinde de düzenlenebilir. Toplumsal gidişat içerisinde işlerin yapılmasında, kişi veya gruplar arasında işbirliğinin sağlanması hususunda, bazı değerler diğerlerinden daha önemlidir. Dolayısıyla en yüksek değerler, toplumun sürekliliği ve kamu refahı için neyin istendiğine ve neyin önemli olduğuna işaret ederler. Süreklilik doğrultusunda, insanları işbirliğine sevk edecek ve birlikteliğini sağlayacak bu değerler, yüksek değerlerdir. Bu sürekliliğin diğer ucunda, olumsuz ve anti sosyal değerler bulunur. Bunlar kişiler ve sosyal yükümlülükler arasında, bir kargaşa oluşturarak bir çatışma alanı oluşturur. Belki savunulan grup tarafından bu değerler, ideal ve yüksek olarak kabul edilirken, toplum içerisinde ayrıcı değerler olarak görülürler.

Değerlerin en anlamlı sınıflandırılması ise onların kurumsal işlevlerine göre yapılanıdır. Değerleri siyasî, ekonomik, dinî vb. şeklinde ayırabiliriz. Her kurumun kendi bünyesinde gerçekleşen ilişki biçimlerinde geçerli olan, belirli değerler ortaya koyar. Örneğin aile gibi temel bir kurumda ilişkide bulunan insanlar, aile yaşantısında uymaları gereken belirli değerlerin ne olduğunu bilirler. Kişileri siyaset, ekonomi ve din kurumları içerisinde gene o kuruma has belirli değerler yönlendirir ve yönetir. Bu bakış açısıyla Erol Güngör kurumsal işlevleri göz önüne alarak değerleri Ahlâkî, Dinî, Siyasî, Estetik, Teorik-bilimsel, İktisadi ve Sosyal değer sahaları olmak üzere yedi sınıfa ayırmaktadır.195

Yaygın olarak kabul gören bir diğer değer sınıflaması da Milton Rokeach tarafından yapılmıştır. Rokeach, hayat içerisindeki işlevsel özelliklerini dikkate alarak değerleri, “Gaye Değerler” ve “Vasıta Değerler” olmak üzere iki kısma ayırmaktadır.196 Gaye değerler, hayatın arzulanan şartlarına ve amaçlarına işaret ederken, vasıta değerler davranışın arzu edilen biçimidir. Gaye değerler, birey merkezli veya toplum merkezli olabilir. Toplum merkezli gaye değerlere, eşitlik, adalet, milli güvenlik, barış, birlik ve beraberlik örnek olarak verilebilirken, birey merkezli gaye değerler kendine saygı, ruhsal denge ve iç huzur olarak ifade edilebilir.

194 Fichter, Joseph: A.g.e., sh.148-149

195 Güngör, Erol; Değerler Psikolojisi Üzerine Araştırmalar, sh.85 196 Rokeach, Milton: A.g.e., sh.7-8

Vasıta değerler, ahlâkî değerleri ve kabiliyeti içeren kişiler arası odaklı veya kişiler üstü olabilir. Vasıta kabiliyet değerleri, kişi merkezlidir ve bireysel rekabet, cesaret, özgürlük ve dürüstlük yönelimli davranışlara yol açarlar. Vasıta ahlâkî değerler, sevgiyi, sadakati fedakârlığı, merhameti içeren kişiler arası bir düzlemde bulunur. Rokeach, geliştirdiği değer envanterinde, gaye ve vasıta değerleri şu şekilde sınıflamaktadır:

AHİRET SELAMETİ

Öbür dünyadaki mutluluk, cenneti kazanma

BAĞIMSIZ

Kendine güvenen ve yeten AİLE GÜVENLİĞİ

Aile üyelerinin güvencesini sağlamak

BAĞIŞLAYICI Kin tutmayan BARIŞ İÇERİSİNDE BİR DÜNYA

Savaşsız, çatışmasız bir dünya

CESARETLİ

İnançlarını çekinmeden savunan BAŞARI HİSSİ

Hayatta kalıcı ve iyi şeyler yapma duygusu

DÜRÜST Samimi, doğru sözlü BİLGELİK

Hayata olgun ve filozofça bakma

ENTELLEKTÜEL Aydın, zeki EŞİTLİK

Kardeşlik, herkese eşit fırsat tanıma

GENİŞ GÖRÜŞLÜ Açık fikirli, önyargısız olan GERÇEK DOSTLUK

Yakın arkadaşlık

HAYAL GÜCÜ KUVVETLİ Yaratıcı

GÜZELLİKLER DÜNYASI

Doğanın güzel olaması, estetik değerlere önem verme

HIRSLI

Azimli, gayretli sebatkâr HEYECANLI BİR HAYAT

Renkli ve hareketli bir hayat

İTAATKÂR

Yumuşak başlı, kurallara uyan İÇ HUZUR

Kendiyle barışık olmak

KENDİNİ KONTROL EDEN Ölçülü, kendisine hakim KENDİNE SAYGI Özsaygı KİBAR Nazik, terbiyeli MUTLULUK

Halinden memnun olmak

MANTIKLI

Doğru tutarlı akıl yürüten OLGUN SEVGİ

Cinsel ve ruhsal yakınlık

MUKTEDİR Yeterli, becerikli ÖZGÜRLÜK

Bağımsız, özgürce seçme

NEŞELİ Şen, sevinçli RAHAT BİR HAYAT

Geçim sıkıntısı olmayan, refah içinde bir hayat

SEVECEN

Şefkatli, cana yakın, sevgi dolu SOSYAL ONAY

Diğerleri tarafından takdir edilmek

SORUMLULIUK SAHİBİ Güvenilir, emniyetli ULUSAL GÜVENLİK

Ülkenin saldırılardan korunması

TEMİZ Düzenli, tertipli ZEVK

Keyifli, haz duyulan bir hayat

YARDIM SEVER Diğerlerinin iyiliğine çalışan

Gaye değerler, hayatın temel amaçlarını, vasıta değerler ise bu amaçlara ulaşmada kullanılabilecek davranış tarzları ile ilgilidir. Vasıta değerler amaç değerlere ulaşmada bir araçtır. Yani değerler bu noktada bir üst değer için araç olabilmektedir. Değerlerin araçsallığı, ilişkisel olduğu kadar işlevseldir.197 Örneğin öğretmen olmak vasıta, iyi bir adam olma gaye değerdir. İnsanlar, eğer vasıta değerlerde takılır kalırsa, toplum içerisinde bütünlüğü ve birliği tesis edecek, o topluma rengini verecek temel değerlerden mahrum kalırlar. Zira gaye değerlerdeki sosyal mutabakat oranı yüksektir. Her ne kadar değerlerin içeriği kültürel yapıdan kaynaklanarak farklı şekillerde doldurulsa da, toplum içerisindeki gaye değerlerin kültürler arasındaki mutabakat oranının da yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin insan hakları ve adalet gibi.

Sosyal gruplar kendilerine ait temel hedefleri ile sosyal değerleri yeniden organize ederler. Yani sosyal değerleri kendi değer sitemleri doğrultusunda yorumlarlar, araç ve amaç değerleri ifade eden yeni değerler dizgesini oluştururlar. Örneğin dinî bir cemaattaki insanlar için ibadet etme amaç değer iken, sağlıklı olmak ibadeti mümkün kıldığı için araç değer olarak kabul edilir. Sağlıklılık burada kendi başına bir gaye değer olmayabilir.

Değerler alanında bir diğer sınıflamayı da Rokeach’ı takip eden, Schwartz yapmıştır. Kendisi diğer değer sınıflamalarını inceleyerek geniş ölçekli bir sınıflamaya girişmiştir. Sınıflaması, hayatın amacını yansıtan otuz amaç değer ve yirmi yedi araç değerler olmak üzere, elli yedi değerden oluşmaktadır. Burada, araç değerler, amaç değerlere ulaşmak için yardımcı olan değerlerdir. Toplam elli yedi değer ise, Güç, Başarı, Zevk, Uyarılma, Öz denetim, Evrensellik, Yardımseverlik, Geleneksellik, Uyum, Güvenlik, Dinî Yönelim değerleri olmak üzere on bir alt boyutta gruplandırılmıştır.198

Bu doğrultuda sosyal yapının özelliklerini ve işleyişini de göz önünde bulundurarak, işlevsel açıdan değerleri, Amaç değerler, Araç değerler ve Anaç değerler olmak üzere üçe ayırabiliriz. Amaç değerler sair izahlarda da belirtildiği üzere hayatın nihai amaçlarını ifade ederken, vasıta değerler, daha çok davranışa dönük ve amaç değerleri gerçekleştirmeye hizmet eden değerleri kapsamaktadır. Anaç değer ise bir toplumda kurumsal yapıyı saran, bütün amaç ve araç değerlerin üzerinde yer alan, onlara bir canlılık veren, sıralamasına ve düzenine etkide bulunan merkezi değer sahasıdır. Geçmişle bağını muhafaza eden ve bu günkü toplumda yeni değerlerin doğmasına da kaynaklık teşkil eden anaç değerler, sosyal yapı ile uyumlu bir karakterdir.

197 Büyükdüvenci, Sabri: “Değerin Değeri Üzerine”, Bilgi ve Değer, (Editör:Ş. Yalçın), Ankara-2002, sh.223 198 Schwartz H. Shalom: “Are There Universal Aspects in The Structure and Contents of Human Values?”, The Journal of Social İssues, 50 (4), (1994), p.19-45

Anaç değerler, zamana ve mekâna bağlı olarak diğer değerlere etki etmesinin yanında, değişen ve gelişen şartlar içerisinde yeni değerleri vücuda getirecek bir kabiliyete ve özelliğe de sahiptir. Anaç değerler, bunu geçmişten hale taşıdığı, bir ruh ve zihniyet ile gerçekleştirir. Yeni değerlerin doğması, bu ruhun ve zihniyetin gücü ve yaratıcılığı oranındadır. Bir yüksek değerin, anaç değer olabilmesi için sadece bünye içerisinde bir değişme doğurması yetmez, aynı zamanda toplum üyelerinin büyük çoğunluğunun üzerinde -şuur ve hissiyata dayalı- bir mutabakat sağlamaları ve belirli bir zaman süreci içerisinde topluma eşlik edip belirleyici rol taşıması gerekir.

Anaç değer, belirli bir kurumsal sahaya yönelik olabilir. Zamana ve mekâna göre anaç değerlerin içinde bulunduğu kurum, toplum içerisinde “eksen kurum” olma özelliğini taşır. Eksen kurum, toplum ve kültür içerisinde anahtar bir rol oynar ve diğer kurumlar onun etrafında kümelenir. Mesela anaç değerlerin dinî değerler, eksen kurumunda din kurumu olduğu bir toplumda, dinî değerler toplumun diğer kurumları üzerinde belirleyici bir role sahip olur. İşte o zaman iktisatta faiz yasaklanır, estetikte hat Allah lafzını işler, siyasette halk “vediatullah” olarak kabul edilir.

Anaç değerler, gaye ve vasıta değerleri de içine alacak, hatta onu aşacak ve yine onların varlığına da bir mânâ katacak değerdir. Anaç değer, kendi içerisinde yeni değerler üretebilen, toplumun örgütlenmesine ve şekillenmesine etkisi olan, yeni usuller, gelenekler, birlikler ve kurumlar oluşturabilen bir değerdir. Anaç değerlere sahip olan bir toplum, yaratıcı bir kültüre sahiptir. Yaratıcı bir kültür, kendi içerisinde kurumlar doğurduğu gibi, kültür alışverişlerinde aldığı unsurlara karşı da yaratıcı bir ruhla, kendine uygun ayarlamalar yapar ve kendisine mal eder.