• Sonuç bulunamadı

Değer-Tutum ve Davranış İlişkisi

1. DEĞERLER SİSTEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1.6. Değerlerin Psikolojik Özellikleri

1.6.2. Değerler ve Tutumlar

1.6.2.2. Değer-Tutum ve Davranış İlişkisi

Tutum ile değer arasında yakın bir ilişki vardır. Tutumlar da değerler gibi bilgi, duygu ve davranış olmak üzere üç boyuttan oluşur. Bu yakın ilişki ve benzerlikten dolayı Allport, Newcomp ve Campbel gibi çoğu psikolog ve araştırmacı, tutumlar ile değerleri eş anlamda kabul etmektedirler.290

Buna karşılık Rokeach tutumlar ile değerleri ısrarla birbirinden ayırmakta; tutumların bir inançlar organizasyonu olduğunu, değerlerin ise tek bir inançtan meydana geldiğini belirtmektedir. Rokeach değer ve tutum ayrımını yedi başlıkta toplamaktadır;291

1- Değerler tek bir inanca dayandığı halde, tutumlar belirli bir durum üzerinde odaklanmış çeşitli inanç organizasyonlarına dayanır,

2- Tutum bazı spesifik nesne veya durumlar üzerinde odaklaşırken, değer nesneleri ve durumları aşar,

3- Değer bir standarttır, ancak tutum bir standart değildir,

4- İnsanların sahip olduğu binlerce tutumu varken, değerlerin sayısı düzinelerce ifade edilir.

286 Tavşancıl, Ezel; A.g.e., sh. 66 287 Arkanoç, Sibel; A.g.e., sh.170-171

288 Berkowitz, Leonard; Survey of Social Psychology, USA-1980, sh.276-277 289 Atkinson, Rita-Richard, Hilgard Ernest; Psikolojiye Giriş II, İstanbul-1995, sh.721 290 Güngör, Erol; Değerler Psikolojisi Üzerine Araştırmalar, sh. 29

5- Değerler bir kişinin bilişsel sistemi ve kişiliğinin oluşumunda tutumlara oranla daha merkezi bir yer tutarlar. Bu yüzden değerler davranışların olduğu kadar tutumların da belirleyicileridirler.

6- Değerler, tutumdan motivasyona daha yakın bir bağa sahip olan, daha dinamik yapıdadırlar,

7- Değerin bileşenleri ego savunması, uyum gösterme, bilgi yada kendini gerçekleştirme işlevleri ile ilişkili iken, tutum böylesi bileşenlere sadece dolaylı yollardan ilgilenir.

Erol Güngör de değerler ile tutumları ayırma noktasında Rokeach’la aynı görüşleri paylaşmaktadır, ancak değerlerin tek bir inanca, tutumların ise pek çok inanca tekabül ettiği fikrine katılmamaktadır. Her şeyden önce değerler, tutumlar için bir rehber rolü oynamakta ve bir inançlar organizasyonundan meydana gelmektedir. Nitekim değerler, objeleri ve sitüasyonları aşmakta, özel halleri belirten tutumlara nispetle daha genel prensipleri ifade etmektedir.292

C. Ünal da değerlerin tutumlardan daha genel ve geniş organizasyonlar olduğunu kabul eder ancak Newcomp’a dayanarak, değerlerin tutumlara kaynaklık ettiği şeklindeki Güngör’ün fikirlerine karşı çıkar. Değerler paylaşılmış yaygınlaşmış ve genelleşmiş tutumlardır. Tutumlar zaman içerisinde birikir, etkinleşir, bir birine bağlanarak ve bir birlerini değiştirerek, daha geniş yapılara doğru organize olarak değerleri oluşturur ve ortaya çıkarır. Daha sonra bunlar (değerler), izafet çerçeveleri olarak tutumları bir birine bağlar ve insan davranışı için bir rehber ve yol haritası olurlar.293 Böylece Ünal değerleri işlenmiş ve gelişmiş tutum organizasyonları olarak kabul ederek, tutumların değerlere kaynaklık ettiğini öne sürmektedir.

Thomas ve Zanniecki de değerler ve tutumları ayırmaktadırlar. Tutumlar bireysel şuurun bir sürecine işaret ederken, değerler sosyal davranışı yöneten kurallar olarak, tutumları uyaran teşvik eden hususları içerir. Bu çerçevede değerlerin uyarıcı, tutumların tepki verici ve takınıcı bir işleve sahip olduğunu söyleyebiliriz. Tutumlar davranışa en yakın ve değerlerden önce gelen yapılanma durumları iken, değerler ise tutumların oluşmasına ve biçimlendirilmesine yardım eden yapılanmalardır.294 Bu yönüyle Değerler, tutumlara göre daha geniş ve daha kapsamlı bir alanı ifade der. Tutumlar daha spesifik bir karakter arz eder. Değerler doğruluğu, arzulanırlığı veya ahlâkî bir boyutu çağrıştırırlar. “Ayrımcılık kötüdür”

292 Güngör, Erol; Değerler Psikolojisi Üzerine Araştırmalar, sh. 29- 30 293 Ünal, Cavit; A.g.e., sh. 8

cümlesi bir insanın değerini yansıtan bir ifade iken, “kadınların işe girmelerinde kolaylık sağlayacak yeni düzenlemelerin olmasına olumlu bakıyorum” cümlesi bir tutumu ifade etmektedir.295

Bu doğrultuda Jan ve Scarbrough tutumlar ve değerler arasında karşılıklı bir ilişkiyi kabul eder. Onlara göre değerler tutumları etkilerken, tutumlar da beğenilen istenilen değerlerdeki haliyle ve diğer insanların tutumlarından edinilen tecrübelerden hareketle değerlere etkide bulunur. Bireysel düzeyde tutumlarla değerler arasındaki bu karşılıklı etki değerlerin değişmesi ve uyumu açısından büyük önem taşımaktadır. Böylece tutumlar değişince değerler değişecek, değerler değiştikçe tutumlar değişecektir. Buradan çıkarılacak sonuç tutumlar değerleri, değerler tutumları etkileyecektir.296

Genel olarak değerler, tutumlar ve davranışlar bir birleriyle bağlantılıdır. Değerlerin davranışlara olan etkisi, davranışa giden yolda tutumların da içinde bulunduğu kognitif yapılar üzerine, aydınlatıcı işlev görmesinden dolayıdır.297 Bu noktada değerler, beğenileni ve

arzu edileni ifade ederler. Değerler, direk olarak gözlenemez fakat tutumların biçimlenmesiyle alakalı olarak kendini gösterirler. Objektif olmayan değerler, tutumları zorlayan ve kıymetli görülen yargılardır.298 İnsan değerli gördüğü hususlar üzerinde olumlu tutum geliştirirken, değersiz kabul ettiklerine yönelik de olumsuz tutumlar geliştirecektir. Değerlerin, tutumları da etkileyecek bir özelliğe sahip olmaları, onlardan farklı, yüksek ve genel organizasyonlar olduğunu bize göstermektedir.

Sosyal psikolojide de değerlerin tutumlar üzerinde belirleyici etkisi olduğu düşünülür. Muzaffer Şerife göre de “ölçütlendirilmiş durağanlıklar” olarak değerler, tutumların içeriğini ve özünü oluştururlar.299 Şerif, tutumu, psikolojik bir sürecin değerlerle damgalanmış bir nesne veya duruma ilişkin olarak bireyin olumlu mu yoksa olumsuz mu duygusal tepki göstereceğini belirleyen sürekli bir hazır olma durumu olarak tanımlamaktadır.300 Bu

tanımlama da bize değerlerin tutumlar üzerindeki önemli etkilerini göstermektedir. Tutumların nesne ve olaylara karşı olumlu ve olumsuz tavır almalarında, değerlerin rolü büyüktür. Örneğin çevre değerleri hassasiyeti yüksek olan bir kişinin, yere tükürme eylemine karşı bir tutum takınacaktır.

295 Robbins, Stephen P.; Örgütsel Davranışın Temelleri, (Çev.: A. Öztürk), Anadolu Üniversitesi,1994, sh.17 296 Deth W- Scarbrough E.: A.g.m., sh. 33

297 Bates, Cathy-Heaven, Patrick C.L: “Attitudes to Women in Society: The Role of Social Dominance

Orientation and Social Values”, Journal of Community&Applied Social Psychology, V.11, 2001, sh. 44

298 Death, Jan W.V.-Scarbrough E.: A.g.m., sh. 529-528

299 Şerif, Muzaffer; Toplumsal Kuralların Psikolojisi, (Çev.:İsmail Sandıkçıoğlu), İstanbul-1985,sh.105 300 Şerif, Muzaffer-; Sosyal Psikolojiye Giriş –II, (Çev.: M. Atakay, A. Yavuz), İstanbul-1996, sh.112

Böylece değerler, bireylerin inandıkları nihai hedefler olan geniş ve kapsamlı yargılar iken, tutumlar inanılan bu yargıların özel ve pratiğe dönük hazır bulunan yüzünü ifade ederler. Bütün tutumlar bir değer yargısıyla kodlanmış hazır bulunuşluk durumlarıdır. Tutumlar temel değerlere hizmet etmek, o değerlere ulaşmak için işlevsel olmak durumundadırlar. İnsanlar hayatlarında tecrübelerinden, bilgilerinde ve inançlarından yola çıkarak, bazı hususlar için iyi- kötü, güzel-çirkin gibi değerlendirmelerde bulunur ve onlara bir değer biçerler. İşte tutumlar biçilen iyi değer için yaklaşma, kötü değer için ondan uzaklaşma eğilimini ifade eder. Şu haliyle değerler daha geniş ve nihai organizasyonlar olarak, tutumlara kaynaklık teşkil eder.

Tablo 14: Dinî Değerlerin Dinî Tutumlar Üzerine Etkisi

32 16 2 1 2 53 60,4% 30,2% 3,8% 1,9% 3,8% 100,0% 6,0% 7,6% 9,1% 3,7% 12,5% 6,6% 4,0% 2,0% ,2% ,1% ,2% 6,6% 122 18 1 1 1 143 85,3% 12,6% ,7% ,7% ,7% 100,0% 23,1% 8,6% 4,5% 3,7% 6,3% 17,8% 15,2% 2,2% ,1% ,1% ,1% 17,8% 8 5 1 1 0 15 53,3% 33,3% 6,7% 6,7% ,0% 100,0% 1,5% 2,4% 4,5% 3,7% ,0% 1,9% 1,0% ,6% ,1% ,1% ,0% 1,9% 23 11 1 4 1 40 57,5% 27,5% 2,5% 10,0% 2,5% 100,0% 4,3% 5,2% 4,5% 14,8% 6,3% 5,0% 2,9% 1,4% ,1% ,5% ,1% 5,0% 2 10 1 0 0 13 15,4% 76,9% 7,7% ,0% ,0% 100,0% ,4% 4,8% 4,5% ,0% ,0% 1,6% ,2% 1,2% ,1% ,0% ,0% 1,6% 243 67 5 8 3 326 74,5% 20,6% 1,5% 2,5% ,9% 100,0% 45,9% 31,9% 22,7% 29,6% 18,8% 40,5% 30,2% 8,3% ,6% 1,0% ,4% 40,5% 92 73 11 11 7 194 47,4% 37,6% 5,7% 5,7% 3,6% 100,0% 17,4% 34,8% 50,0% 40,7% 43,8% 24,1% 11,4% 9,1% 1,4% 1,4% ,9% 24,1% 7 10 0 1 2 20 35,0% 50,0% ,0% 5,0% 10,0% 100,0% 1,3% 4,8% ,0% 3,7% 12,5% 2,5% ,9% 1,2% ,0% ,1% ,2% 2,5% 529 210 22 27 16 804 65,8% 26,1% 2,7% 3,4% 2,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 65,8% 26,1% 2,7% 3,4% 2,0% 100,0% Zengin Olmak

Mükemmel bir mümin olmak

Büyük bir ressam veya sanatçı olmak

Alim-Bilim adamı olmak

İyi bir siyasi lider olmak

Ahlaklı biri olmak

Girişken ve sosyal biri olmak Kişilikli ve Özgür olmak Size göre idealinizdeki en yüksek değer nedir? Toplam

Çok Önemli Önemli Kararsızım Önemli Değil

Hiç Önemli Değil Din ve inanç

Toplam

X²=112.419, df; 28, P<0,01

Değerlerin tutumlara ve davranışlara tesiri araştırmamız sonuçları içerisinde de açıkça görülmektedir. Burada öncelikle değerlerin tutumlara kaynaklık edici ve şekillendirici etkisinin büyük olduğunu söyleyebiliriz. Dinî değerler sahasında bir örnek verecek olursak,

Tablo 14’de de görüldüğü üzere dinî değerlerin, dinî tutumlar üzerine büyük bir etkisi bulunmaktadır. Zira tutum ölçeğinde din ve inanca en çok önem verenlerin, değerler arasında mükemmel bir mümin olmak ideali taşıyan kişiler içerisinde olduğunu görmekteyiz. Mükemmel bir mümin olmak gibi dinî bir değeri önemli bulanların %85’i din ve inancı çok önemli bulan bir tavır içerisinde bulunmakta ve bu konudaki tutumlarının yüksek olduğu görülmektedir.

Tablo 15: Ahlâkî Değer ve Ahlâkî Tutum İlişkisi

36 8 9 53 67,9% 15,1% 17,0% 100,0% 6,0% 5,7% 15,0% 6,6% 4,5% 1,0% 1,1% 6,6% 127 11 5 143 88,8% 7,7% 3,5% 100,0% 21,0% 7,9% 8,3% 17,8% 15,8% 1,4% ,6% 17,8% 8 5 2 15 53,3% 33,3% 13,3% 100,0% 1,3% 3,6% 3,3% 1,9% 1,0% ,6% ,2% 1,9% 29 8 3 40 72,5% 20,0% 7,5% 100,0% 4,8% 5,7% 5,0% 5,0% 3,6% 1,0% ,4% 5,0% 5 5 3 13 38,5% 38,5% 23,1% 100,0% ,8% 3,6% 5,0% 1,6% ,6% ,6% ,4% 1,6% 266 46 14 326 81,6% 14,1% 4,3% 100,0% 44,0% 32,9% 23,3% 40,5% 33,1% 5,7% 1,7% 40,5% 122 52 20 194 62,9% 26,8% 10,3% 100,0% 20,2% 37,1% 33,3% 24,1% 15,2% 6,5% 2,5% 24,1% 11 5 4 20 55,0% 25,0% 20,0% 100,0% 1,8% 3,6% 6,7% 2,5% 1,4% ,6% ,5% 2,5% 604 140 60 804 75,1% 17,4% 7,5% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 75,1% 17,4% 7,5% 100,0% Zengin Olmak

Mükemmel bir mümin olmak

Büyük bir ressam veya sanatçı olmak

Alim-Bilim adamı olmak

İyi bir siyasi lider olmak

Ahlaklı biri olmak

Girişken ve sosyal biri olmak Kişilkli ve Özgür olmak Size göre idealinizdeki en yüksek değer nedir? Toplam

Hiç bir şekilde

olmamalı Aşk varsaolmalıdır da normaldirAşk olmasa Evlilik öncesi cinsel ilişki hakkında aşağıdakilerden hangisine katılırsınız?

Toplam

X²=112,419, df;28, P<0,01

Diğer taraftan aynı doğrultuda ahlâklı olmanın önemli bir değer olduğunu kabul edenlerin, evlilik öncesi cinsel ilişki gibi bazı ahlâkî konulardaki tutumlarının da yüksek bir düzeyde olduğu görülmektedir. Ahlâklı olmayı en önemli ideal değer olarak seçenlerin %81,6

oranındaki büyük bir bölümü evlilik öncesi cinsel ilişkinin hiçbir şekilde olmaması gerektiğini vurgularken, %14,1’i aşk varsa olmalı %4,3’ü de aşk olmasa da normaldir tutumunu taşımaktadırlar. Yine ahlâkî değerlere önem verenlerin namus hakkındaki tutumları da diğer değer sahalarına göre daha yüksektir. Ahlâkî değerlere sahip olduklarını ifade edenlerin %97,2’si namusu çok önemli bulmaktadır. Bunların yanında değerlerin tutumlara olan etkisini göstermesi bakımından estetik ve ekonomik değerlerin bu yöndeki tutumlara yansıdığını ifade etmeliyiz. Estetik değerleri yüksek tutanların %40’ı tutum ölçeğinde müzik ve edebiyatı çok önemli görürken, %46,7’si önemli olarak görmektedirler. Yine ekonomik değerleri yüksek tutanlar diğerlerine göre zenginlik ve para problemi olmayan bir hayatın taraftarı oldukları görülmüştür. Ekonomik değerleri benimseyenlerin %83,1’i zengin bir hayatı önemli bulmaktadır. Siyasî değerleri yüksek tutanların ise diğerlerine göre tutum ölçeğinde siyasete daha fazla önem verdikleri (%84,6) görülmüştür.

Bütün bunlar da göstermektedir ki değerler, tutumların oluşmasına kaynak olan, onlara rehberlik eden önemli psikolojik organizasyonlardır. Değerlerin tutumlar üzeri olan bu etkisi, bize davranışlar üzerinde de önemli tesirlerinin bulunduğunu göstermektedir. Ancak buradaki tesir tutumlara yönelik gerçekleştirdiği kadar doğrusal ve sürekli değildir. Zihni ve şuurun ahenkli ve tutarlı dünyasındaki değer-tutum bütünleşmesi, davranış boyutunda gerçekleşmeyebilir. Bu durum davranışa giden yolda, değerlerle örülmüş tutumların çeşitli harici ve dahili faktörlerin etkisiyle objektifleşememesinden kaynaklanmaktadır. Tutumların olağan ve normal durumlarda beklenilen davranışlara dönüşememesinin önemli bazı sebepleri bulunmaktadır.