• Sonuç bulunamadı

Değerlerin Karar Alma Sürecine ve Davranışa Tesiri

1. DEĞERLER SİSTEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1.5. Değerler ve İşlevsel Özellikleri

1.5.1. Değerlerin Karar Alma Sürecine ve Davranışa Tesiri

Değerlerin belki de en önemli işlevi, onların karar alma sürecinde oynadıkları belirleyici rol sebebiyledir. Zira değerler karar alma sürecine bütünüyle etki edip onların merkezinde yer aldıkları gibi, yol gösterici ve tercih etmede rehberlik edici karakterleriyle de, danışmanlık hizmetini yürüterek aktif bir rol üstlenirler.

İnsan davranışının meydana gelmesi, değerlerin de içinde bulunduğu kognitif bir yapılanmanın sonucudur. Değerler bu süreçte çoğu zaman davranışlarda önemli derecede etkili olan psikolojik organizasyonlardır. Örneğin estetik değere önem veren birisi, evini süslemekten hoşlanır, sanatçılara önem verir, tiyatro, resim sergisi gibi faaliyetleri kaçırmaz. Yine dua etmenin mânâsına inanıp inanmamak, kutsal kitap, eşya ve binalara hassas olup olmamak, o insandaki dinî değerlerin önemini belirtir. Örneğin yapmış olduğumuz araştırma içerisindeki değer şiddeti ölçeğinde, dine çok önem verenlerin, %98,5’i kutsal kavramlardan bahsederken alaycı bir dil kullanmayı çok kötü bulurken, %95,1’i ezan okunurken ıslık çalmayı ve yine dine çok önem verenlerin %99’u tanrıyı inkâr etmeyi, yüksek düzeyde kötü olarak karşılamaktadırlar. Ayrıca araştırma sonuçlarından, dine önem verenlerin ve idealindeki en yüksek değer olarak mükemmel bir mümin olmayı ifade edenlerin büyük bir bölümünün, ibadetleri yerine getirmede daha hassas olduğu görülmüştür. Mükemmel bir mümin olmayı yüksek bir değer olarak kabul edenlerin %49’u ibadetlerini sürekli olarak yerine getirdiğini belirtirken, %32,2’si ara sıra ve %18,2’si de fırsat buldukça ibadetlerini yerine getirdiklerini ifade etmektedirler. Bütün bunlar sonucunda dinî değere önem veren insanlarda o saha ile alakalı davranış ve tutumların da önemli olduğu görülmektedir.

Dolayısıyla her davranış çoğu zaman bir değer sahasına işaret etmekte ve arkasında bir değeri taşımaktadır.

Psikolojide davranış, bütünler içerisinde telakki edilmeye başlandığı zamandan itibaren bir anlam kazanır; davranışın mânâsı ise uzviyetin bütünlüğünü tehdit eden gerginlikleri azaltmayı ve imkânları gerçekleştirmeyi mümkün kılan bir özelliktir.227 Salt psikolojik yaklaşım ise davranışları, iç faktörleri esas alarak, ihtiyaç temelinde gerçekleşen güdülenme durumu ile açıklamaktadır. Buna göre herhangi bir şeyin eksikliğinin duyulması ile doğan ihtiyaç ile birlikte, organizmada bu eksikliği gidermek için bir güç doğar, buna dürtü denilir. İhtiyacın giderilmesi için, organizmanın belirli bir yöne doğru geçmesine ise güdü denir. Organizmanın bir ihtiyacı giderme çabasına güdülenme denir. Güdülenmiş organizmanın en belirgin özelliği, harekete uyarılmış olması ve davranışların belirli bir doğrultuya yönelmiş olmasıdır.228 Gerçekten de davranışın gerçekleşmesinde bu gibi psikolojik faktörlerin önemi büyüktür, ancak her birey, kendisini çevreleyen, yeri geldiğinde sınırlandıran ve yönlendiren bir sosyal yapı içerisinde bulunmaktadır. Her davranış ise sosyal bir ortam içerisinde gerçekleşmektedir. Bu açıdan davranışın gerçekleşmesinde sosyal faktörlerinde dikkate alınması gerekmektedir.

Değerler, inançlar ve duygular davranışları belirler ve onların doğmasına neden olur.229 Belirli bir yöndeki değer bilgisi ve değer duygusu değişince davranışlarda da bir değişme olur. Bu üç boyut arasında tutarlılık olmakla birlikte, paralel bir zorunluluk yoktur. Yani değerlerdeki zihni etkenle duygusal etken, zorunlu olarak davranışa yol açmaz. Yine kişisel farklılıklara göre değerlerin bazılarında inanç, bazılarında duygusal, bazılarında da eylem boyutu ağır basabilir. Bazıları durumları daha çok anlayıp dinlemeye, bazıları anlayıp dinlemeden, duygularını belirtmeye ve tepkide bulunarak harekete geçmeye yönelme eğilimindedirler.

Değerler doğrudan veya dolaylı olarak, gözlemlediğimiz sosyal hayatın hemen hemen her bölgesinde yer almaktadır. Değerler, davranışların meydana gelmesinde, yanlışı ve doğruyu tayin eden kavramlardır.230 Bu yönüyle değerler, karşılaşılan tarzların, anlamaların ve hareketin seçimini etkilemektedirler. Özellikle karar alma süreci açısından “seçmek”, değerlerin önemli bir işlevidir. Değerler toplumdaki alternatifleri, iyi-kötü, güzel çirkin, uygun-uygun olmayan şeklinde atıflarda bulunarak belirlediğinden dolayı, bireyin

227 Lagache, D.; “Çağdaş Psikolojinin Özü ve İstikameti”, Psikolojik Olarak Dört İnceleme, (Çev.S. Evrim), İstanbul-1970sh.60

228 Baymur, Feriha; Genel Psikoloji, İstanbul-1994, sh.68-75 229 Nirun, Nihat; Soyoloji, Ankara-1977, sh.3

davranışlarındaki kararlarına, hükümlerine etki eder ve bir tercih yapmasına sebep olur.231 Bu sebeple değerler, bireyin öncelikli düzeninde alternatif hedeflerin sıraya konulması ve davranış için tercih edilen hedeflerin seçiminde bir “kriterdir”. Değerler kendimizle ve diğerleriyle ilgili hüküm vermede ve kıymet takdir etmede bireylere yardım eder. Diğerlerininki kadar yeterli ve ahlâkî olup olmadığımıza dair mukayesenin standartları ve modeli olarak işlev görür. Değerlerin ahlâkî karar alma sürecinde, çevreye uyumda ve bireylerin birbirlerine bağlı olmasında büyük bir rolü vardır. 232

Değerler karar verme durumlarındaki işlevi, hangi bilginin önemli olduğunu göstermesi ve yaşatması ile alakalıdır. Bu durum karar vermede “Değer Odaklı Düşünmek”233 olarak

ifade edilmektedir. Değer odaklı düşünmenin merkezinde iki husus vardır. İlki neyi istendiği ve onun nasıl elde edileceği ile alakalıdır. Daha sonra elde edebilecek alternatifler içerisinde en çok isteneni seçmek gelecektir. Bir defa değerler kişiye özgüdür ve alternatif seçeneklerin bilgilendirilmesinde önemli olanı belirler. Bu da kişiyi hedeflerini elde etmeye yöneltecek formasyonu sağlar. Ancak karar durumlarını yöneten değerlerin kesin olarak yerini belirlemek güçtür. Bazen kişi bir karar için hangi değerlerin uygun göründüğünü belirlemekte güçlük hissedebilir.

Değerler odaklı düşünmek, Şekil 2’de görüldüğü gibi bireyin karar vermesinde çeşitli etkilerde bulunur. Bu durum esasında değerlerin işlevidir. Her şeyden önce değerlerin normatif yönü ve bir kıstas olma özelliği, onların uygun olmayan ve yasaklanmış olan konuları ortaya çıkarmasını sağlar. Böylece, karar verme durumlarında, hangi bilginin önemli olduğunu göstererek rehberlik yaparlar. Hangi hükümlerin önemli olduğunu belirten değerler, aynı zamanda ortak bir dilin kullanımına ve gelişmesine de imkân tanırlar. Bu durum anlamayı ve iletişimi kolaylaştırır. Değerler, bir model olarak çeşitli alternatiflerin sonuçlarını tasvir eder, seçeneklerin görece istenebilirliliğini belirler veya yeni alternatifler doğurur. Bu haliyle çoğu zaman karar vermelerde yaşanan müzakere, pazarlık ve çatışma gibi durumlarda değerler, en verimli kararları almaya yardım eder. Ancak burada değerler açık değilse, uyumsuzluk/anlaşmazlık seçeneklerin tamamını kapsar, eğer değerler tam olarak açıksa anlaşmazlık dağılır. Yinede bütün karar vermelerde bireyin belirlemiş olduğu stratejik değerleri vardır. Bu stratejik değerler, gizli olabilen verimli karar fırsatlarını, uygun yer ve zamanda tavsiye eder.

231 Deth W- Scarbrough E.: A.g.m., sh. 23

232 Leıchtentritt, Ronit D.-Rettig, Kathryn D.: “Values Underlying End-Of-Life Decisions: A Qulaitative

Approach”, Health And Social Work, V.26, N.3, 2001, sh.150-151

Şekil 2: Değer Odaklı Düşünmek

Karar almada “Değer odaklı düşünme”nin (Value-Focusded Thinking) yanında bir de “Seçenek odaklı düşünmek” (Alternative Focused Thinking) metodu vardır. Seçenek odaklı düşünmenin tek amacı karar problemini çözmektir. Değer odaklı düşünmek metodu daha geniş açılıdır ve amaçlarından sadece birisi, karar problemini çözmektir. Seçenek odaklı düşünmek reaktif, değer odaklı düşünmek proaktiftir. Değer odaklı düşünmekte değerler alternatifleri yorumlamaktan önce gelir.234 Buradan hareketle değerlerin hem yönetme, hem de insan davranışlarını karşılama gibi iki önemli işlevi olduğunu belirtebiliriz.

Yaptığımız araştırma sonuçlarına göre de bireylerin davranışlarını belirlemede ve karar alma süreçlerinde değerlerin önemli bir etkisi bulunmaktadır. Değerler zihni karar alma sürecinde aktif ve baskın bir rol oynayarak davranışa tesir ederler. Nitekim katılımcıların

234 Keeney, Ralph L.; Value- Focused Thinkig, Harward-1966, sh.47-49 Değer Odaklı Düşünmek Yasaklanmış Konuları Açığa Çıkarmak Bilgilere Rehberlik Yapmak İletişimi Düzeltmek Seçenekleri Değerlendirmek Alternatifleri Yaratmak Stratejik

Düşünmek Kararlar arası

Bağlantı Kurma

Karar Fırsatlarını Belirlemek

Seçenek Odaklı Düşünmek: 1- Bir karar probleminin tanımlanması 2- Seçenekleri teşhis etmek

3- Değerleri belirtmek 4- Seçenekleri değerlendirmek 5- Bu seçeneklerden birini tercih etmek

Değer Odaklı Düşünmek:

1- Bir karar probleminin tanımlanması 2- Değerleri belirtmek

3- Seçenekleri yaratmak 4- Seçenekleri değerlendirmek 5- Bu seçeneklerden birini tercih etmek

%34,8’i bütün davranışlarını değerlerine göre belirlediğini ifade ederken, yine değerlerine bağlı olarak yaşamak-davranmak isteyen, fakat toplum içerisinde uygun bir ortam bulamayanların oranı %29,1 dir. Davranışın belirlenmesinde değerlerin önemli olduğunu belirten bu iki sonucu topladığımızda, %63,9 oranında bir kesimin değerlerine bağlı olarak yaşadıkları ve davrandıkları görülmektedir. Bunun yanında birey her hangi bir değere sahip olmuş olsa da, mutluluğu ve hazzı elde etmek amacıyla, değerlerini göz ardı ederek davrananların oranı %36,1’dir. Buradan hareketle örneklemin büyük bir bölümünün, karar alma sürecinde ve davranışlarına giden yolda değerlerin önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz.

Grafik 17: Değerlere Göre Davranışın Örneklem İçerisindeki Dağılımı

%36,1 %34,8 %29,1

Değerlerime göre

yaşamak istiyorum, ancak toplumda bu imkanı bulamıyorum Bütün hareketlerimi değerlerime göre belirlerim Mutluluğum neyi

gerktiriyorsa o şekilde anı yaşıyorum

Örneklem içerisinde değerlerin karar alma sürecinde büyük bir etkisi bulunduğu görülmekle birlikte, aynı doğrultuda katılımcıların büyük çoğunluğu, kişilerin değerlerine göre yaşamasını önemli bulmaktadırlar. Örneklemin %65,3’ü değerlerine bağlı olarak yaşayan insanları kişilikli olarak bulurken, aynı zamanda değerlere bağlı olmanın günümüz ortamında zor olduğunu belirtenler, %28 oranındadır. Bununla birlikte, değerleri gereksiz bularak, esasında onları insanın gerçeklerle yüz yüze gelmesinde bir engel olarak kabul edenlerin oranı ise %6,7 düzeyindedir. Bütün bu oranlar da göstermektedir ki, değerler sosyal hayat içerisinde kişiler arası ilişkilerde hem birey tarafından önemli bulunmakta, hem de davranışa giden süreçte önemli bir faktör olarak görülmektedir.

Grafik 18: Değerlere Göre Yaşamanın, Örneklem İçerisinde Algılanışı Değerler insanın gözünü kapatan bir perdedir %6,7 Değerlerine bağlı olan insan kişilikli insandır % 65,3 Değerlerine bağlı kalmak günümüz ortamında güçtür %28