• Sonuç bulunamadı

1. DEĞERLER SİSTEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1.5. Değerler ve İşlevsel Özellikleri

1.5.3. Değer Sahaları ve Tutarlılık

İnsanların farklı kurumsal sahalara yönelik değerleri, bir biri ile iç içe geçmiş ve bir değerler örgüsü oluşturmuştur. Ancak her şeyden önce bu örgü, bir karmaşa ve belirsizlik değil, değerlerin bir biri ile bağlantısını ve düzenliliğini sağlar. Bu durum, değerlerdeki tutarlılık ihtiyacından kaynaklanır. Değerler aynı saha içerisinde tutarlı olduğu gibi, işleyen ve

242 Bates, Cathy-Heaven, Patrick C.L: “Attitudes to Women in Society: The Role of Social Dominance

Orientation and Social Values”, Journal of Community&Applied Social Psychology, V.11, 2001, sh. 44

243 Cuber. Jhon F.; A.g.e., sh.598

dinamik bir karaktere sahip olması itibariyle, diğer değer sahaları ile de ahenkli ve tutarlı olmak zorundadır.

Değerler bir birlerinden kopuk ve izole edilmiş bir durumda değillerdir. Değer sahalarının bir biri ile olan iletişimini sağlayan bu örgü, her hangi bir farklılaşma ve değişim anında, diğer değerlerin de mantıki tutarlılığını sağlama noktasında, çelişmeyecek bir pozisyona geçmesini sağlar. Her hangi bir kurumsal değer, başka kurumsal sahalardaki değerlere tesir eder, onların aynı doğrultuda örgütlenmesini sağlar. Örneğin kul hakkına ait herhangi bir dinî değer, kendisini iktisadî sahada emeğin karşılığını verirken, siyasî ve idari sahada adaletli olmaya bireyi yönlendirirken gösterebilir.

Değer sahalarının bir biriyle ilişkili olduğu gerçeği, onların tutarlılık özelliğinin de bir göstergesidir. Değer tutarlılığı, bir değerin aynı cins değer alanına ait başka bir değer kavramı arasında bulunan mantıki çelişmezlik durumudur.245 Aynı sahadaki bütün değerler bir biri ile tutarlı olmalıdır. Bu değerler mantığının bir gereğidir. Organize olmuş inançlarla, o sahaya ait belirli bir görüşü olan bir insanın değerleri, bir birleri ile tutarlıdır.

Tutarlılık insanın psikolojik yapılanmasının da temel bir özelliğidir. İnsan zihni yaşadığı olaylar karşısında, psikolojisinde bütünleşmeyi ve ahengi sağlayacak gerekçeler üretir. Yağmur yağacağını bildiği halde, şemsiye almadan dışarıya çıkan kişi, psikolojik ahengini ve bütünlüğünü korumak için pek çok samimi gerekçe üretebilir. Değerler de bizim zihni ve psikolojik muhtevamızın esas unsurlarıdır. Bu açıdan onlar arasındaki uyuşmazlıkların giderilmesi ve yüksek bir seviyede ahengin kurulması, insan intibakı açısından zorunludur. Dolayısıyla bir takım değerleri daha fazla ağır basan kimseler, başka değer hükümlerine karşı daha az veya daha fazla hoşgörürlük sahibi olurlar. Örneğin, bir insan hürriyete değer veriyorsa, otoritaryanizme de aynı şekilde değer veremez. 246

Bu çerçevede araştırma yaptığımız saha içerisinde değer ilişkilerini test ettiğimizde, onların bir birleri ile tutarlı olduğunu gördük. Örneklemde ifade özgürlüğüne çok önem veren katılımcıların %92,7’lik bir bölümü, baskıcı yönetimlerin kötü olduğunu savunmakta iken; ifade özgürlüğüne önem verenlerin %87,5’i baskıcı yönetimleri kötü olarak bulmaktadır. Değer tutarlılığı açısında ifade özgürlüğüne önem veren insanlar baskıcı yönetimleri kötü bulmaya ilave olarak, demokrasiden yana bir tutum takındıkları da görülmüştür. Bu bağlantı ve ilişki, bize değerlerin bir birleri ile olan tutarlılığını göstermektedir.

245 Ülken, Hilmi Ziya; Bilgi ve Değer, sh.304

Değerlerin tutarlılık özelliği onların ahenkli bir yapı arz etmesine neden olur. Değer sahaları arasında ahengin bozulması ise çeşitli olumsuz sonuçlara yol açar:247 Bunlardan ilki

“Machıavelizm”dir. Burada vasıtalar ile değer gayeleri arasında bir uygunsuzluk vardır. Bir gayeye ulaşmak için bütün vasıtalar meşru görülür.248 Daha çok siyasî gayeler doğrultusunda çoğu ahlâkî değerleri feda etmek şeklinde kendini göstermekle beraber fikri sanat, sanatı fikir için feda etmek gibi durumlarda da ortaya çıkar.

Tablo 9: İfade Özgürlüğü ile Baskıcı Yönetimleri Kötü Karşılama ve Tutarlılık İlişkisi

349 60 5 7 20 441 79,1% 13,6% 1,1% 1,6% 4,5% 100,0% 67,8% 29,0% 35,7% 19,4% 62,5% 54,9% 43,4% 7,5% ,6% ,9% 2,5% 54,9% 145 135 6 26 8 320 45,3% 42,2% 1,9% 8,1% 2,5% 100,0% 28,2% 65,2% 42,9% 72,2% 25,0% 39,8% 18,0% 16,8% ,7% 3,2% 1,0% 39,8% 10 6 2 1 2 21 47,6% 28,6% 9,5% 4,8% 9,5% 100,0% 1,9% 2,9% 14,3% 2,8% 6,3% 2,6% 1,2% ,7% ,2% ,1% ,2% 2,6% 8 4 2 2 16 50,0% 25,0% 12,5% 12,5% 100,0% 1,6% 1,9% 5,6% 6,3% 2,0% 1,0% ,5% ,2% ,2% 2,0% 3 2 1 6 50,0% 33,3% 16,7% 100,0% ,6% 1,0% 7,1% ,7% ,4% ,2% ,1% ,7% 515 207 14 36 32 804 64,1% 25,7% 1,7% 4,5% 4,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 64,1% 25,7% 1,7% 4,5% 4,0% 100,0% Çok Önemli Önemli Kararsızım Önemli Değil

Hiç Önemli Değil İfade

Özgürlüğü

Toplam

Kesinlikle

katılıyorum Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum

Kesinlikle katılmıyorum Baskıcı Yönetimler kötüdür

Toplam

X²=137,239, df:16, P<001

Değer ahenginin bozulması ile ortaya çıkan başka bir husus ise “değer fanatizmi”dir. Burada fanatizmden kasıt, bir değerin diğer değeri hükmü altına alıp, değerler sahasını sadece kendinden ibaret kabul edilmesidir. Esasında, her değer sahasının, kendini hakikat kriteri olarak görmesinden dolayı fanatizm başlar. Eğer bir sanatçı kendi değerlerini, diğer bütün değer sahaları için bir gerçeklik kriteri olarak görürse ve elinde de güç varsa bu kriteryumu diğer alanlara yayarsa, burada bir sanat fanatizmi doğar.

Değer ahenksizliğinden doğan başka bir sonuç da “değer tahakkümü”dür. Bu durum değer sahalarındaki fanatizmin bir neticesidir. Her değer kendi ölçüsüne bağlı olması gerektiği halde, değerlerin sadece bir değer sahasına ait belirlenmesinin yapılmasıdır.

247 Ülken, Hilmi Ziya; Değerler Kültür ve Sanat, sh.16-18 248 Machıavelli; Hükümdar, (Çev.; Y. Türk), İstanbul-1996, sh.53

Bütün bu süreçlerin şuurda organize olması ile sadece bireyin kendi içerisinde değil, aynı zamanda farklı değerlere sahip diğer insanlarla olan ilişkilerinde de belirli yansımaları ortaya çıkacaktır. Örneğin araştırmamız içerisindeki insanların büyük bir bölümü (%74,1), farklı değerlere sahip kişilerle karşılaştıklarında onun değerlerine saygı duyacağını belirtmekte iken, bazıları %18,8 değer fanatizmine kaymakta ve farklı değeri benimseyen insanı, kendi fikirleri doğrultusunda ikna etmeye çalışacağını belirtmektedirler. Örneklemin %5,7’si ise değerlerinin diğer insanlara tahakküm etmesi gerektiğini düşünerek onlarla kavgayı göze almaktadır. %1,7’lik bir kesim ise farklı değerlere sahip olan bir kişinin değerlerini benimseyeceğini ifade etmektedir.

Grafik 19: Farklı Değerlere Sahip Kişilere Yönelik Hoşgörürlük Düzeyi

%1,7 % 5,7

%18,4

% 74,1 O'na saygı duyarım

O'nu kendi değerlerim doğrultusunda ikna ederim

Onunla savaşır kavga ederim

O'nun değerlerini benimserim