• Sonuç bulunamadı

METODOLOJİ

Bu bölümde araştırmanın tasarımı ve uygulanması, deneklerin seçimi ve örneklemin temsil gücü, soru formu ve ölçüm araçları, veri toplama ve kullanılan istatistiksel analizlere yer verilmiştir.

I. ARAŞTIRMANIN TASARIMI VE UYGULANMASI

Çalışmanın tasarım türü “nedensellik ilişki tasarımı”dır. Bu tasarımda birden fazla faktör arasındaki ilişkinin varlığı ötesine gidilerek söz konusu ilişkinin doğası açıklanır.

Örneğin A ve B arasındaki ilişkide A’nın B’yi etkilemesi bu tür tasarımla açıklanır.

Nedensellikle neden-sonuç ilişkisi kurulur. A’nın B üzerindeki etkisi araştırılır. Daha fazla değişken kullanılacaksa, örneğin A1, A2 ve A3’ün Y’ye tek tek ya da birlikte olan etkisi araştırılır.

Çalışmada örneklemde yer alan 29 üniversitedeki araştırma görevlilerinin tamamına anket formunun ulaştırılması elektronik posta araclığıyla gerçekleştirilmiştir. Örneklemde yer alan üniversitelerdeki araştırma görevlilerinin elektronik posta adresleri ilgili üniversitelerin tek tek web adreslerinin taranması sonucunda elde edilmiştir. Bu tarama sonucunda üniversitelerdeki araştırma görevlilerinin önemli bir kısmının adreslerine ulaşılmış, adreslerine web sayfalarında yer vermeyen fakültelerin ilgili birimlerinden elektronik posta yoluyla bu adresler talep edilmiştir. Tıp fakülteleri dışında adreslere ulaşımda ciddi bir sorunla karşılaşılmamıştır.

Pilot çalışma Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki 30 araştırma görevlisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışma sayesinde özellikle iletişim doyumunu ölçen maddelerin tümü gelen eleştiriler üzerine yeniden gözden geçirilmiştir. Pilot çalışmada ayrıca anketin yer aldığı adresin zaman zaman çalışmadığı fark edilmiş, bunun üzerine anket farklı bir adrese konumlandırılmış, yaklaşık bir hafta adresin düzgün çalışıp çalışmadığı kontrol edildikten sonra asıl çalışmaya başlanmıştır.

Çalışma kapsamında 16 kamu üniversitesinde çalışan toplam 4.664 araştırma görevlisinin her birine sonuncusu hatırlatma olmak üzere iki kez elektronik posta gönderilmiştir. İkinci kez ileti gönderiminden sonra geri dönüşüm oranı yaklaşık yüzde 71

oranında artmıştır. Kamu üniversitelerinden toplam 1125 anket doldurulmuş olarak geri dönmüştür. Kamu üniversitelerinde geri dönüşüm oranı yüzde 24.29 olarak gerçekleşmiştir.

Vakıf üniversitelerinde çalışan araştırma görevlilerine ise toplam 629 elektronik posta gönderilmiştir. Vakıf üniversitelerinden toplam 133 anket doldurulmuş olarak geri dönmüştür.

Vakıf üniversitelerinde geri dönüşüm oranı ise yüzde 20.66 olarak gerçekleşmiştir.

Çalışmanın tamamında toplam 5293 araştırma görevlisine elektronik posta gönderilmiş, üniversitesinin adını ve türünü belirtmeyen anketler de hesaplandığında toplam 1322 anket geri dönmüştür. Çalışma 1307 anket üzerinden değerlendirilmiştir. Çünkü 14 anket analizler yapıldıktan sonra araştırmacıya ulaşmıştır. Toplamda geri dönüşüm oranı ise yüzde 24.97 olmuştur.

II. DENEKLERİN SEÇİMİ VE ÖRNEKLEMİN TEMSİL GÜCÜ

Çalışmanın evrenini Türkiye’deki bütün üniversitelerde çalışan (YÖK’ün 2005 raporu verilerine göre) 28.262 araştırma görevlisi oluşturmaktadır. Kamu üniversitelerindeki ve vakıf üniversitelerindeki araştırma görevlilerinin sayısal dağılımındaki dengesizlik ve Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerindeki üniversite ve dolayısıyla araştırma görevlisi sayısındaki dengesiz dağılım yüzünden basit tesadüfi (rastlantılı) örneklem tekniği kullanılmamıştır. Farklı coğrafi bölgelerde yer alan üniversite ve araştırma görevlileri ile kamu ve vakıf üniversitelerindeki araştırma görevlileri sayılarının evrendeki ağırlıklarına göre örneklemde temsil edilmesi fikrinden hareketle örneklem seçiminde “Küme Örneklemi” yöntemi kullanılmıştır.

Öncelikle anket formlarının elektronik posta aracılığıyla deneklere ulaştırılacak olması nedeniyle düşük oranda geri dönüşüm beklendiğinden hem kamu hem de vakıf üniversitelerinin toplam sayılarının yüzde 30’u gibi önemli bir bölümündeki araştırma görevlilerinin tamamının örnekleme dahil edilmesi fikri benimsenmiştir. Türkiye’de yer alan 53 kamu üniversitesinin 16’sı, coğrafi bölgelerde yer alan üniversite sayılarının evrendeki oranları hesaplanarak aynı oranda örneklemde temsil edilmeleri sağlanmıştır. Coğrafi bölgelere göre yapılan ayrım coğrafi bir anlam taşımanın ötesinde, bölgelerin gelişmişlik düzeylerindeki farklılığın üniversitelere de yansıdığı göz önünde bulundurulduğunda farklı gelişmişlik düzeylerindeki üniversitelerin evrendeki ağırlıkları oranında örneklemde temsil edilmeleri anlamını taşımaktadır. Bu da örneklemin temsil gücünü son derece artırmaktadır.

Marmara Bölgesi’nden 5 (Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi), Ege

Bölgesi’nden 3 (Celal Bayar, Ege ve Dokuz Eylül Üniversitesi), Akdeniz Bölgesi’nden 2 (Akdeniz ve Mersin Üniversitesi), İç Anadolu Bölgesi’nden 3 (Selçuk, Anadolu ve Ankara Üniversitesi), Karadeniz Bölgesi’nden 1 (Karadeniz Teknik Üniversitesi), Doğu Anadolu Bölgesi’nden 1 (Atatürk Üniversitesi) ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nden de yine 1 (Dicle Üniversitesi) üniversite örnekleme alınmıştır.

Başlangıçta kamu üniversiteleri için benimsenen yüzde 30 oranı vakıf üniversiteleri için de benimsenmişti. Bu oranlamaya göre Türkiye’de bulunan 25 vakıf üniversitesinin 8’inin vakıf üniversiteleri örneklemine alınması gerekiyordu. Ancak vakıf üniversitelerinin az sayıda araştırma görevlilerine sahip olmaları nedeniyle bünyesinde araştırma görevlisi bulunan toplam 13 vakıf üniversitesinin tamamı vakıf üniversiteleri örneklemine dahil edilmiştir. Örneklemde yer alan vakıf üniversiteleri şunlardır: Atılım Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Çankaya Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Fatih Üniversitesi, Haliç Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Kültür Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesi. Böylece örnekleme 16’sı kamu, 13’ü de vakıf olmak üzere toplam 29 üniversite alınmıştır. Bu üniversitelerde çalışan bütün araştırma görevlileri çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır.

III. SORU FORMU VE ÖLÇÜM ARAÇLARI

Araştırmada kullanılan anket, 3 ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde 36 sorudan oluşan iş tatmini ölçeği, ikinci bölümde bir sorusu yine iş tatminini ölçmeye yönelik olmak üzere 36 sorudan oluşan iletişim doyumu ölçeği, son bölümde ise 11 sorudan oluşan demografik özellikleri ölçen kısım yer almaktadır.

A. İş Tatmini Ölçeği

İş tatmini, Spector’ın (1997) İş Tatmini Ölçeğiyle (Job Satisfaction Survey) ölçülmüştür. İş Tatmini Ölçeği 1’in tam doyumsuzluk, 7’in de tam doyumu temsil ettiği Likert ölçeği kullanarak dokuz boyut ve toplam doyum puanının elde edilmesini sağlar.

Dokuz ayrıntılı boyut; ücret, terfi, yönetim, yan ödemeler, performansa bağlı ödüller, çalışma şartları, eşit düzey çalışanlar, işin doğası ve iletişimdir. Ölçekte her bir faktör için dört madde (soru) yer almaktadır. Hangi maddelerin hanfi faktörlere ait olduğu tablo 12’de yer almaktadır. Ölçek hem eğitim hem de eğitim çevrelerinin dışında da kullanılabilecek biçimde geliştirilmiştir (Goff, 2004: 34).

Tablo 12: Spector’ın İş Tatmini Ölçeğinin Maddeleri ve Ait Oldukları Faktörler Faktörler Madde Numaraları (d=

dönüştürülmüş puan)

Ücret 1-10d-19d-28

Terfi 2d-11-20-33

Yönetim 3-12d-21d-30

Yan Ödemeler 4d-13-22-29

Performansa Bağlı Ödüller 5-14d-23d-32d Çalışma Şartları 6-15d-24d-31d İş Arkadaşları 7-16d-25-34d İşin Doğası (Kendisi) 8d-17-27-35

İletişim 9-18d-26d-36d

İş tatmini ölçeğinin dahili tutarlılık güvenilirliği alfa değeriyle hesaplanmıştır.

Coefficient alfa değerleri eşit düzey çalışanlar ölçeği (faktörü) için hesaplanmış .60 ile;

toplam (tüm ölçek) ölçek için hesaplanmış .91 arasındaki değerler arasında yer almaktadır.

İçsel tutarlılık için geniş ölçüde en düşük standart olarak kabul edilmiş değer olan .70’le karşılaştırıldığında eşit düzey çalışan ölçeği (faktörü) en düşük standardın altında kalmıştır (Spector, 1997 aktaran McGehee, 2003: 69).

Bu çalışmada da iş tatmini ölçeğinin her faktör için ve de toplam güvenilirlik hesaplaması alfa değeriyle ortaya konmuştur. Tablo 13 bu çalışmada elde edilen alfa değerlerini içermektedir.

Tablo 13: İş Tatmini Ölçeğinin Güvenilirlik Değerleri

Faktörler Madde

Sayısı

Cronbach Alpha

Ücret 4 .691

Terfi 4 .652

Yönetim 4 .826

Yan Ödemeler 4 .553

Performansa Bağlı Ödüller 4 .737

Çalışma Şartları 4 .790

İş Arkadaşları 4 .722

İşin Doğası (Kendisi) 4 .753

İletişim 4 .680

Genel Güvenilirlik 36 .899

N= 1307

Ölçeğin geçerlilik kanıtları aynı çalışanlar üzerinde kullanılan çeşitli ölçeklerin karşılaştırılmasıyla elde edilmiştir. Orijinal iş tatmini faktörlerinden beşi olan; ücret, terfi, yönetim ve işin kendisi faktörleri muhtemelen en geçerli ölçek olarak kullanılan iş tanımlama indeksinde bu faktörlere karşılık olarak gelen alt ölçeklerle aralarında yüksek korelasyonlar bulunmuştur. İş tatmini ölçeği ile iş tanımlama indeksi arasındaki korelasyonlar (eşit düzey çalışanlar için) .61 ile (yönetim için) .80 arasında değişen değerlere sahiptir. Ayrıca iş tatmini ölçeği ile iş tanımlama araştırması ölçeği arasında da korelasyonlar tespit edilmiştir (Spector, 1997 aktaran McGehee, 2003: 69-70).

Bu çalışmada da yüzey geçerliliği ile ölçeğin geçerliliği sağlanmıştır. Beş konu uzmanı tarafından ölçek incelenmiş, uzmanların eleştirileri doğrultusunda gereki düzeltmeler yapılmıştır.

B. İletişim Doyumu Ölçeği

Araştırmada iletişim doyumunu ölçmek için Downs ve Hazen’in (1977) geliştirdiği iletişim doyumu anketi (Communication Satisfaction Questionnaire) kullanılmıştır.

Downs’ın hazırladığı 10’lu puandaki ölçek sekiz boyutu ölçmektedir. Altı soru iş tatmini ve verimliliğin sonuç değişkenleriyle ilişkiliyken beşi de demografik değişkenlerle ilişkilidir. Çalışmada sadece iletişim doyumuyla ilgili maddelere yer verilmiştir. Ayrıca

“Astla İletişim” faktörüne ait soruları sadece yöneticilerin cevaplandırması gerektiği için bu faktöre ait maddeler soru formundan çıkartılmıştır.

Anket aşağıdaki her bir sekiz faktör için beş sorudan (maddeden) oluşmaktadır: (1) İletişim İklimi: İletişim atmosferinin algılanan etkililiğiyle ilgili genel doyum (2) Üstle İletişim: Deneğin üstleri ile dikey ve yatay iletişim doyumunun ölçümü (3) Örgütsel Bütünleşme: Yakın iş çevresiyle ilgili çalışanların aldıkları bilgiye katılım derecesi (4) Araç (Kanal) Kalitesi: Toplantıların iyi organize edilme, yazılı yönergelerin kısa ve net olması ve iletişimin doğruluk derecesi üzerinde odaklanır. (5) (Eşit Düzey) İş Arkadaşlarıyla İletişim:

organizasyonda yatay iletişimle ilişkili doyumla ilgilenir (6) Şirket Bilgisi: Şirketin finansal pozisyonuyla ilgili bilgi gibi bir bütün halinde organizasyonla ilgili bilgiyle ilgilenir (7) Bireysel Geribildirim: Çalışanların nasıl değerlendirildikleriyle ilgili ihtiyaç duydukları bilgiyle ilgilenir (8) Astla İletişim: Astların üstleriyle iletişimi kabul etme derecelerini içeren yöneticiler tarafından yanıtlanan sorulardan oluşmaktadır.

İletişim doyumu maddeleri ve ait oldukları faktörler tablo 14’de görülmektedir.

Tablo 14:İletişim Doyumu Anketi Faktörleri ve İlgili Madde Numaraları

Faktörler Madde Numaraları

Kurum Bilgisi (Genel Örgütsel Algı) 6-12-13-16-17

Örgütsel Bütünleşme 4-5-10-11-15

Bireysel Geribildirim 7-8-9-14-18

Üst İletişimi 20-22-24-29-34

Yatay (Gayr-ı Resmi) İletişim 28-30-31-32-37

Astla İletişim 42-43-44-45-46

Araç (Medya) Kalitesi 25-33-35-36-38

İletişim İklimi 19-21-23-26-27

Bu çalışmada da iletişim doyumu ölçeğinin her faktör için ve de toplam güvenilirlik hesaplaması alfa değeriyle ortaya konmuştur. Tablo 15 bu çalışmada elde edilen alfa değerlerini içermektedir.

Tablo 15: İletişim Doyumu Ölçeğinin Güvenilirlik Değerleri

Faktörler Madde Sayısı Cronbach Alpha

Kurum Bilgisi (Genel Örgütsel Algı) 5 .836

Örgütsel Bütünleşme 5 .747

Bireysel Geribildirim 5 .850

Üst İletişimi 5 .875

Yatay (Gayr-ı Resmi) İletişim 5 .527

Araç (Medya) Kalitesi 5 .878

İletişim İklimi 5 .910

Genel Güvenilirlik 35 .961

N= 1307

Downs ve Hazen (1977: 69) bir hafta aralıkla yaptıkları test yeniden test güvenilirlik analizi sonucunda anketin güvenilirlik değerinin .94 olduğunu bulmuşlardır. Hecht (1978a:

365), Clampit ve Girard, (1986 aktaran Greenbaum, Clampitt, Willihnganz, 1988: 253) ve Pincus (1986: 401) Downs ve Hazen’deki (1977) güvenilirlik ve geçerlilik istatistiklerinin çoğunu doğrulamışlardır.

Bu çalışmada da yüzey geçerliliği ile ölçeğin geçerliliği sağlanmıştır. Beş konu uzmanı tarafından ölçek incelenmiş, uzmanların eleştirileri doğrultusunda gerekli düzeltmeler yapılmıştır.

C. Sosyo-Demografik Değişkenler

Araştırmaya katılan deneklerin sosyo-demografik özelliklerinin belirlenebilmesi amacıyla; deneklere yaş, cinsiyet, medeni durum, çalışma süresi, eğitim ve gelir düzeyi, çalışılan üniversitenin türü, görevli olunan fakülte ve çalışma alanına ilişkin sorular yöneltilmiştir.

IV. VERİLERİN TOPLANMASI VE KULLANILAN İSTATİSTİKSEL ANALİZLER

Deneklerden elde edilen verilerin girişi, SPSS 13.0 adlı program aracılığıyla yapılmış ve araştırma soruları ile hipotezleri sınamak için uygun istatistiksel analizlere tabi tutulmuştur. Araştırmada regresyon analizi, korelasyon analizi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve bağımsız örneklem t testi kullanılmıştır.

A. Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi

Çoklu regresyon analizi, bağımlı değişkenle ilişkili olan iki ya da daha fazla bağımsız değişkeni temel alarak bağımlı değişkenin tahmin edilmesini sağlayan bir analizidir. Çoklu regresyon analizi, bağımsız değişkenler tarafından bağımlı değişkende açıklanan toplam varyansın yorumlanmasına, açıklanan varyansın istatistiksel olarak anlamlılığına ve bağımsız değişkenlerle bağımlı değişken arasındaki ilişkinin yönüyle ilgili olarak yorum yapabilmeyi mümkün kılar (Neuman 2000: 337; Büyüköztürk, 2002: 94).

Hamilton (1995: 306) regresyon analizinin yapılış amacını aşağıdaki gibi özetlemektedir:

1. Bir ya da daha fazla değişkenin bilinen değerlerini temel alarak bir değişkenin değerlerini öngörme

2. Karmaşık bir veri setindeki binlerce veriyi özetleyebilmek için modeller, basitleştirme

3. Verinin genel modeline uyum sağlamayan özel verileri tanımlama

4. Bir değişkenin diğer bir değişkende nasıl bir değişiklik yapacağıyla ilgili teorileri inceleme ve değerlendirme

Analizde, bağımsız değişkenlerin bağımlı değişken üzerindeki ortak etkisi R² ile belirlenir. Bu değer bütün değişkenlerin bağımlı değişken üzerindeki açıkladıkları varyans oranını gösterir. Çoklu doğrusal regresyon analizi, en az aralıklı ölçüm düzeyine sahip sürekli değişkenlerle gerçekleştirilir. Bununla birlikte, nitel değişkenlerin bağımlı değişken üzerindeki etkileri de araştırılacaksa bu tür değişkenler “dummy” (kukla) değişkene dönüştürülerek analize dahil edilirler. Analizin diğer bir varsayımı da bağımsız değişkenlerle bağımlı değişken arasındaki doğrusal bir ilişkinin olduğudur (Büyüköztürk, 2002: 94).

B. Korelasyon Analizi

Değişkenler arasındaki ilişkinin ortaya konması, değişkenlerin ölçme yapısına, dağılımın özelliklerine, aralarındaki ilişkinin doğrusal olup olmamasına, değişken sayısına ve kontrol durumuna bağlı olarak farklı istatistiksel araçlar kullanılarak yapılmaktadır. İki değişken arasındaki ilişki, ikili ya da basit korelasyon olarak adlandırılan korelasyon teknikleri aracılığıyla hesaplanır (Büyüköztürk, 2002: 31).

Araştırma tasarımında kullanılan ölçüm düzeyleri mesafeli ya da oranlı olabilir. Bu ölçüm düzeyine ait değişkenlerde “Pearson product moment correlasyon” testi yapılır. Bu test aracılığıyla hem anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı test edilir, hem de eğer anlamlı ilişki varsa, ilişkinin yönü ve gücü belirlenir (Erdoğan, 2003: 292).

Genellikle iki farklı korelasyon analizinden söz edilebilir (Bryman ve Cramer, 2001:

114):

Pearson: Mesafeli ölçüm düzeyine sahip değişkenler arasındaki doğrusal ilişkinin gücünü tanımlar.

Spearman: Bu tür korelasyon analizinde ise ilişkisi aranan değişkenlerin ölçüm düzeylerinin “sıralayıcı” olması gerekir.

Bu çalışmada ilişkisi aranan değişkenlerin ölçüm düzeyleri mesafeli olduğu için

“pearson korelasyon” uygulanmıştır.

C. Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)

Tek yönlü varyans analizi ilişkisiz iki ya da daha çok örneklem ortalaması arasındaki farkın sıfırdan anlamlı bir şekilde farklı olup olmadığını test etmek için kullanılır. Bu analizin

yapılabilmesi için aşağıdaki varsayımların yerine getirilmiş olması gerekir (Büyüköztürk, 2002: 44, Norusis, 2002: 301):

1. Bağımlı değişkenin ölçüm düzeyi en az aralık ölçeğinde olmalıdır.

2. Puanlar bağımlı değişkende etkisi araştırılan faktörün her bir düzeyinde normal dağılım gösterir.

3. Ortalama puanların karşılaştırılacağı örneklemler ilişkisizdir.

4. Örneklemlerin varyansları eşittir.

Anova testinin birbirini tamamlayan iki temel amacı vardır (Erdoğan, 2003: 326):

1. Değişkenliği ölçmek: Veri gruplarındaki değişkenlik miktarını saptamak 2. Değişkenliğin kaynağını tespit etmek: Değişkenliği ölçtükten sonra, bu

değişkenliğin nereden geldiği açıklanmalıdır. Değişkenliğin rastlantısal olup olmadığı ortaya konulmalıdır. Bunun için de değişkenliğin kaynağı analiz edilir: Değişkenliğin gruplar arasında grup içinden daha fazla olup olmadığı incelenir.

D. Bağımsız Örneklem T Testi (Independent Samples T Test)

Bu tür analizde iki ayrı gruptan ve bu gruplardan alınan ayrı örneklemlerden söz edilir.

Buradaki temel amaç grupların herhangi bir özelliğinde benzerlik ya da farklılıkları ortaya koymaktır. Analiz, iki bağımsız gruptan alınan iki örneğin ortalamalarının karşılaştırılması esasına dayanır (Erdoğan, 2003: 320). Analize ilişkin temel varsayımlar ise şu şekilde özetlenebilir (Bryman ve Cramer, 2001: 140):

1. Bağımlı değişkene ait ölçüm düzeyleri ya da puanlar mesafeli ya da oranlı ölçek düzeyindedir ve karşılaştırmaya esas iki grup ortalaması aynı değişkene aittir.

2. Bağımlı değişkene ait gruplar normal dağılıma sahiptir.

3. Ortalama puanların karşılaştırıldığı puanlar ilişkisizdir.

BEŞİNCİ BÖLÜM