• Sonuç bulunamadı

Bilgi Alma ve İnceleme Hakkının Kullanılmış Sayılması

ÖZEL DENETİM TALEBİNİN İLERİ SÜRÜLMESİ

A. BİLGİ ALMA VE İNCELEME HAKKININ KULLANILMASI

2. Bilgi Alma ve İnceleme Hakkının Kullanılmış Sayılması

Bilgi alma hakkı ile inceleme hakkı birbirlerine alternatif haklardır. Özel denetim talebi için gerekli ön koşulun yerine getirilmesi için iki haktan birinin kullanılması yeterlidir. Yoksa aralarında bir sıralama ya da altlık üstlük ilişkisi söz konusu değildir. Bilgi alma hakkını kullanan ve aldığı cevaptan tatmin olmayan pay sahibi özel denetim talebi için gerekli ön koşulu

302 Mehmet Bahtiyar/Esra Hamamcıoğlu: Yeni TTK’ya Göre Anonim Ortaklık Genel Kurulları, İstanbul 2014, s. 12.

303 Bu doğrultuda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından “Anonim Ortaklıklarda Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik (Elektronik Genel Kurul Yönetmeliği, RG. 28395, T. 28.08.2012) ve “Anonim Ortaklıkların Genel Kurullarında Uygulanacak Elektronik Genel Kurul Sistemi Hakkında Tebliğ (Elektronik Genel Kurul Tebliği, RG. 28396, T. 29.08.2012) yayımlanmıştır.

304 01.10.2015 tarihi itibariyle.

94

yerine getirmiş sayılır. Kendisine bir de inceleme hakkını kullanmalısın denilerek özel denetim talebine olumsuz yanıt verilemez. Nitekim TTK m. 438, f. 1’de, bu husus “….. bilgi alma veya inceleme hakkı kullanılmışsa …..” şeklinde ifade edilmiştir.

Doktrinde Pulaşlı, pay sahiplerinin bilgi alma hakkını tam anlamıyla kullanmalarına rağmen yeteri kadar aydınlatılmamış ise, o zaman ortaklığın defter ve kayıtlarını incelemesi talebinde bulunması gerektiği görüşündedir. Dolayısıyla yazar, aktif bilgi alma hakkı ile inceleme hakkı arasında kademelendirme ilişkisi kurmakta; inceleme hakkını, önceden bilgi alma hakkının kullanılması ve yeterince aydınlatılmamış olunması koşuluna bağlamaktadır305. Erdem de, benzer yönde görüş bildirerek, inceleme hakkının kullanımının ön koşulunun pay sahibinin genel kurulda yönelttiği soruya tatmin edici bir cevap alamamış olmasının oluşturduğunu ve bilgi alma hakkını; genel kuruldan önce inceleme hakkı, genel kurul sırasında bilgi alma hakkı ve ancak genel kurulda tatmin edici cevaplar alınamayan sorulara ilişkin inceleme hakkı olarak ifade etmektedir306.

Ulusoy ise, inceleme hakkının istenilen bilginin teyidi amacı ile kullanılacağını, pay sahibinin bilgi alma hakkını kullanırken yönetim kurulu tarafından verilen cevabın doğrulanması amacıyla inceleme hakkını kullanabileceğini ve bu sebeple, inceleme hakkının mantıken ve kronolojik olarak en erken bilgi alma hakkı ile birlikte ve aynı anda kullanılabileceğini, daha önce kullanılamayacağını ileri sürmektedir307.

Kanaatimizce, yukarıda yer aldığı şekliyle bilgi alma hakkı ile inceleme hakkı arasında bir kademelendirme ilişkisi kurulmaması gerekir. Bu yorum türüne yol açacak bir kanuni düzenleme Ticaret Kanununda yer almamaktadır. Kanunun açık bir biçimde madde kenar başlığı “Bilgi alma ve inceleme hakkı” olan 437’nci maddesinde, bu iki kurumun bağımsız karakterleri korunmuş biçimde kaleme alınmış; aktif bilgi alma hakkı ikinci fıkrada, inceleme hakkı ise dördüncü fıkrada düzenlenmiştir. İki hak arasında derecelendirme ya da öncelik-sonralık ilişkisi kurulması halinde, inceleme hakkının kullanılabilmesi için genel kurul beklenecek, önce genel kurulda soru sormaya dayalı bilgi alma hakkını ileri sürülmesi gerekecektir. Bu sıralama ise, TTK m. 437, f. 5 hükmü gereği, inceleme hakkına izin verme

305 Pulaşlı, Genel Esaslar, s. 511.

306 Erdem, Bilgi Alma Hakkı, s. 2 ve 3.

307 Erol Ulusoy: “Azınlık Hakları, Anonim Şirket Genel Kurul Toplantıları: Doğrular ve Yanlışlar”, Anonim Şirketlerde Bireysel ve Azınlık Pay Sahipliği Hakları (Edit: Erol Ulusoy), 2. B, Ankara 2016, s. 60.

95

yetkisinin aynı zamanda yönetim kurulunda olduğu ve yönetim kuruluna genel kurul dışında inceleme talebinde bulunabileceğine dair sonuç ile çelişmektedir.

Bununla birlikte, inceleme hakkı bakımından bu tür daraltıcı yorum yapılması ve hakkın bağımsız karakterinin bu şekilde zedelenmesi özel denetim davalarının da artmasına sebep olabilecektir. Şöyle ki, inceleme hakkı pay sahipleri tarafından bizzat gerçekleştirilen, hatta izin verildiğinde uzman aracılığıyla ve her zaman (genel kuruldan önce veya sonra) kullanılabilen bir haktır. Pay sahibi bilgi alma veya inceleme hakkını kullandıktan sonra, özel denetçi atanmasının gerekli olup olmadığına karar verecektir308. Bu noktada pay sahibinin özel denetçi atanmasının gerekli olup olmadığı hususunda vereceği kararda, inceleme hakkı bilgi alma hakkına kıyasla daha fazla ön plana çıkmaktadır. Çünkü bilgi alma hakkıyla karşılaştırıldığında, pay sahiplerinin ortaklık belge ve defterlerinde şüpheli gördükleri veya anlayamadıkları hususları her zaman açıklığa kavuşturması bakımından inceleme hakkı, pay sahiplerini daha fazla ikna eden bir haktır. İnceleme hakkının kullanılması özel denetim talebinde bulunmayı düşünen pay sahiplerinin bu yola başvurmasını önleyebilecektir. Yani inceleme hakkının alanı genişledikçe özel denetim alanının daralabileceği söylenebilir. Dolayısıyla inceleme hakkının bağımsız karakterinin korunması ve uygulamasının genişlemesi özel denetim hakkına olan başvuruyu sınırlandırabilecektir. Aksi ise, yani inceleme hakkının bir ön koşula bağlanarak bağımsız karakterinin zedelenmesi ve hakkın kullanımın güçleştirilmesi, özel denetim yolunun pay sahipleri tarafından biraz daha fazla aşındırılacağı sonucuna yol açabilir. Nitekim özel denetim talebi için bilgi alma veya inceleme haklarının kullanılması yeterlidir.

Bilgi alma hakkını kural olarak genel kurulda, inceleme hakkını ise genel kurulda ya da genel kurul dışında kullanan pay sahibinin talebinin reddedilmesi halinde, pay sahibi bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış sayılır. Böylelikle bilgi alma ve inceleme talebinin reddi, özel denetim talebi için gereken bu ön koşulun gerçekleşmiş sayılması için yeterli olacaktır. Ancak özel denetim istenebilmesi için pay sahiplerinin bilgi alma hakkı olanağından gerçekten yararlanmış olmaları, en azından yararlanmak istemeleri gerekir. Yoksa genel kurulda sadece şekli olarak bu hakkı kullanmalarının yeterli olacağı düşüncesiyle ilgisiz birkaç soru sorulması yeterli değildir. Çünkü pay sahipleri bilgi alma ve inceleme hakkını tam anlamıyla kullanmalarına rağmen yeteri kadar aydınlatılmamış ise, özel denetim talebinde bulunmalıdır.

308 Pulaşlı, Ortaklıklar Hukuku Şerhi, C. I, s. 1244.

96

Bu anlamda genel kurulda belirli olayların aydınlatılması hususunda yönetim kuruluna ve denetçilere bir fırsat verilmelidir309.

Bilgi alma ve inceleme hakkının “reddi” hususunu, TTK m. 437, f. 5’te yer alan hükmün lafzıyla birlikte değerlendirmek gerekir. Bu doğrultuda, pay sahibinin bilgi alma ve inceleme taleplerinin cevapsız bırakılması, ertelenmesi ya da tatmin edici bir cevap alamaması hali “ret”

olarak değerlendirilmeli; bu durumda pay sahipleri bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış sayılmalıdır.

Bilgi alma hakkının ertelenmesinden, pay sahibinin sorusuna verilecek cevabın sürüncemede bırakılması anlaşılmalıdır. Sürüncemede bırakılmasından ne anlaşılması gerektiği, pay sahibinin bilgi alma veya incelemesini istediği meselelerin kapsamına göre değişebileceğinden, her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilme yapılmalıdır. Örneğin, genel kurulda sözlü olarak bilgi alma hakkını kullanan pay sahibine, yönetim kurulunun sorunun kapsamlı olması ve derinlemesine cevap verilmesi gerekeceğinden ve cevap için hazırlık yapılacağı gerekçesini ileri sürerek, önce gündemle ilgili konuların görüşülüp ardından toplantının sonuna doğru cevap vereceğini söylemesi hakkın ertelendiği anlamına gelmez. Pay sahibinin kapsamlı sayılabilecek sorusuna hemen cevap almak için genel kuruldan önce yazılı olarak taleplerini yönetim kuruluna ya da denetçilere ulaştırmaları daha uygun olacaktır.

Yönetim kurulu ya da varsa denetçiler genel kurulda sorulan sorulara tek tek cevap vermek yerine diğer pay sahiplerinin de sorularını beklemesi ve birkaç pay sahibinin sorusunu alıp, o şekilde cevap vermeyi de tercih edebilirler. Genel kurulda sorulmuş bir sorunun cevabı ertelenerek, soru soran pay sahibine cevabın genel kurul dışında yazılı olarak gönderileceğinin söylenmesi kabul edilemez. Bu hal TTK m. 437, f. 5 anlamında ertelemedir ve ret sayılmalıdır.

Çünkü bir sorunun cevabı sadece soruyu soranı değil tüm genel kurul katılımcılarını ilgilendirmektedir310.

309 Pulaşlı, Genel Esaslar, s. 511. İsviçre Federal Mahkemesi’nin 30.07.2004 tarihli bir kararında, “yönetim kurulu, özel denetim prosedürü başlamadan önce pay sahiplerinin bilgi ihtiyacını tatmin etmek hususunda bir fırsatı, bilgi alma veya inceleme talebi yoluyla elde etmiş olması gerektiği belirtilmiştir”, BGer 4C.165/2004 ve BGE 123 III 263, (s. 264 e 3).

310 Tekinalp (Poroy/Çamoğlu), Ortaklıklar, s. 375. 30.02.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na uyum kapsamında hazırlanan, II-17.1 sayılı “Kurumsal Yönetim Tebliği” 03.01.2014 tarih ve 28871 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Adı geçen tebliğin 1 no.lu ekinin 1.3.5. maddesinde, sorulan soruların gündemle ilgili olmaması veya hemen cevap verilemeyecek kadar kapsamlı olması halinde, sorulan soru en geç 15 gün içerisinde Yatırımcı İlişkileri Bölümü tarafından yazılı olarak cevaplanır. Yazar, söz konusu hükmü haklı olarak bilgi almanın “düello”

olduğu anlayışı ile bağdaşmadığı gerekçesiyle eleştirmektedir.

97

Pay sahibinin bilgi alma talebinin reddedilmiş sayılmasına sebep olan diğer bir durum, yönetim kurulundan ya da denetçilerden tatmin edici bir cevap alamamasıdır. Nitekim pay sahiplerine verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun311 olmalıdır (TTK m. 437, f. 2, c. 2). Fakat verilen cevabın tatminkâr olup olmadığını değerlendirecek olan, bizzat pay sahibinin kendisidir. TTK m. 438 hükmü, özel denetim talebinde bulunacak pay sahibine açıkça ve sadece bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olmasını aramaktadır. Hükümde, bu talebin bilgi verme yükümlülerince ne derecede karşılandığı veya yerine getirilip getirilmediği olgularından söz edilmemiştir. Dolayısıyla pay sahibi, yalnızca genel kurulda daha önceden bilgi alma ve inceleme hakkının kullanıldığını ispat edecek; bunun dışında pay sahibinin verilen bilgilerin yeterli olup olmadığı noktasında bir ispat görevine girişmesi gerekmeyecektir312. Bu sebeple örneğin, yönetim kurulu tarafından TTK m.

437’ye dayalı olarak verilen bilginin yeterli olduğu ileri sürülemeyecek; buna gerekçe göstererek oylama engellenemeyecektir. Nitekim verilen bilgilerin yeterliliğini takdir edecek olan pay sahibi olup, özel denetime yönelik talepte bulunma yetkisi sadece ona aittir.313.

Bilgi alma hakkı bağlamında ve pay sahibinin sorusu doğrultusunda, ortaklığın ticari defterleri ile yazışmalarının incelenmesini talebi, pay sahibinin inceleme hakkını kullanmak istediğini gösterir. Bilgi alma hakkının genel kurul içinde veya dışında inceleme hakkına dönüşebilmesi için genel kurulun izni veya yönetim kurulunun kararı gereklidir314. İnceleme iznini genel kurul vermişse, hakkın kullanılması şeklinin bazı esaslarını belirtip ayrıntının düzenlenmesini yönetim kuruluna bırakabilir315.

İnceleme talebi genel kurulda reddedilmişse, aynı talep yönetim kuruluna götürülemez.

Çünkü pay sahipliği hakları genel kurulda kullanılır316. Aksinin mümkün olup olmadığı tartışılabilir. Yani yönetim kurulunun ret kararı genel kurulun önüne getirilebilir mi? Örneğin,

311 “Özenli”, baştan savma olmayan, sorunun karşılığı niteliğini taşıyan, ilgisiz konuları içermeyen anlamındadır.

Gerçeğe uygunluk ile gerçeği aynen yansıtan doğru, yalan ve aldatıcı olmayan bilgi kastedilmiştir (Gerekçe, TTK m. 437, f. 2).

312 Kaya, Özel Denetim Hakkı ile Bilgi Alma Hakkı İlişkisi, s. 71 - 72.

313 Narbay, Özel Denetim, s. 47; Kaya, Özel Denetim ile Bilgi Alma Hakkı İlişkisi, s. 71 - 72. Ancak yönetim kurulu ya da denetçiler tarafından verilen bilginin yeterli olmadığı kanaatine varan pay sahibinin önünde, TTK m.

437, f. 5 hükmü uyarınca mahkeme aracılığıyla bilgi alma ve inceleme haklarının kullanılması imkânı vardır. Bu dava sırasında verilen bilginin yetersiz olduğu iddiasını ispat yükü pay sahibinde olacaktır ve ortaklık tarafından verilen bilginin yeterli olup olmadığını mahkeme takdir edecektir.

314 Gerekçe, TTK m. 437, f. 4.

315 Tekinalp (Poroy/Çamoğlu), s. 379.

316 Tekinalp (Poroy/Çamoğlu), s. 380.

98

yönetim kurulu, pay sahibinin genel kurulda istediği bilgiyi vermeyi TTK m. 437, f. 3 gereği, ortaklık sırlarının açığa çıkacağı ya da ortaklığın korunması gereken menfaatlerine aykırı olacağı gerekçesiyle reddettikten sonra, genel kurulun, yönetim kurulunun ret kararına rağmen, pay sahibinin incelenmesine izin vermesinin mümkün olup olmadığı tartışılmaya muhtaçtır.317

Pay sahibinin, ortaklığın ticari defterleriyle yazışmalarının, sorusunu ilgilendiren kısımlarının kendisi veya bir uzman aracılığıyla incelenmesi talebinin cevapsız bırakılması, haksız olarak reddedilmesi, ertelenmesi halinde özel denetim talebi için ön koşul olan inceleme hakkını kullanılmış sayılacaktır. İnceleme talebinin kabul edilmesi ve pay sahibine kullandırılması halinde ise, yeterli ve tatmin edici bilgi alamadığını söyleyen pay sahibi bu hakkı kullanmış sayılacak ve özel denetim talebinde bulunabilecektir. Tıpkı bilgi alma hakkında olduğu gibi, inceleme hakkında da, sorusuna tatmin edici bir şekilde cevap alamadığını değerlendirecek olan pay sahibinin kendisi olacaktır. İncelemenin uzman aracılığıyla gerçekleştirilmesi bu noktada değişiklik yaratmayacaktır.

Bir pay sahibinin TTK m. 437 hükmünde yer alan bilgi alma ve inceleme talebi cevapsız bırakılır, haksız olarak reddedilir, ertelenir veya talebi olumlu karşılanmasına rağmen pay sahibi verilen cevaptan yeterince tatmin olmazsa yahut cevabın özenli ve gerçeğe uygun olmadığını düşünüyorsa, artık TTK m. 438, f. 1 hükmü uyarınca özel denetim hakkının kullanabilmesi açısından gerekli ön koşul gerçekleşmiş sayılır.

6102 sayılı Ticaret Kanunu m. 437, f. 5 ile hukukumuzda açıkça tanınan318 ve bilgi alma veya inceleme talepleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen pay sahibinin bilgi alması veya inceleme yapmasına imkân verilmesi için ortaklığın merkezinin bulunduğu

317 Ulusoy bu soruya olumsuz cevap vermektedir (Ulusoy, Genel Kurul-Doğrular ve Yanlışlar, s. 61). Yazar, aksinin kabulü halinde, yönetim kurulunun genel kurulda açıklanması halinde ortaklık sırlarının ifşa edilmiş olacağına ilişkin kararı, genel kurul kararı ile bertaraf olacağını, bunun ise genel kurulun kendi davasının hâkimi olması anlamına geleceğinden bu halin kabul edilemez olduğu kanaatindedir. Bir bilginin ortaklık sırrı olup olmadığına ve genel kurulda açıklanması halinde ortaklık sırrının ifşası anlamına gelip gelmeyeceğine, o sırrı açıklanacağı genel kurul kurulun kendisi karar vermemelidir şeklinde görüşünü ifade etmektedir.

Kaya ise, ETK yürürlükte iken yazdığı bilgi alma hakkını inceleyen kapsamlı eserinde, konuyu bilgi alma ve inceleme hakkı ile birlikte değerlendirerek, yönetim kurulunun inceleme ve bilgi alma talebini reddetmesi halinde, talebin genel kurulun önüne getirilebileceğini ve bu suretle temin edilecek kararla yönetim kurulunun bilgi vermeye zorlanabileceğini belirtmektedir. Yazar, iki organının da alternatif yetkili organ olduğunu ifade ederek, konunun itiraz yerine müstakil bir talep şeklinde de genel kurula getirilebileceği kanaatini dile getirmiştir (Kaya, Bilgi Alma Hakkı, s. 340-341).

318 6762 sayılı Kanun’da açık bir düzenleme olmamasına karşın, o dönemde yazdığı eserde Kaya, genel hükümlerden yola çıkılarak açılacak “eda davası” ile pay sahiplerinin mahkeme aracılığıyla elde edebileceği kanaatindeydi. Ayrıntılı bilgi için bkz. Kaya, Bilgi Alma Hakkı, s. 313 vd.

99

asliye ticaret mahkemesine başvurarak eda davası niteliğinde dava hakkını kullanması, bilgi alma hakkının kullanılmış sayılması için zorunlu mudur sorusuna cevap vermek gerekir. Yani pay sahibinin, özel denetim talebinde bulunabilmek için mahkeme aracılığıyla bilgi alma talebinde bulunması tüketilmesi zaruri bir hukuki yol mudur?

Doktrinde bir görüş, pay sahiplerinin özel denetim talebinde bulunabilmek için, bilgi alma veya inceleme haklarını kullanmalarından sonuç alamamaları veya pay sahiplerinin verilen bilgilerden ya da incelenen belgelerden tatmin olmamaları halinde, TTK m. 437, f. 5 ile düzenlenen mahkeme aracılığıyla bilgi alma talebinde bulunmalarının zorunlu olduğu şeklindedir. Bu görüşe gerekçe olarak ise, bilgi alma veya inceleme hakkı ve özel denetim hakkı ile ulaşılmak istenen sonucun aynı olduğu, ayrıca her ne kadar özel denetçinin TTK m. 441, f.

5 hükmü uyarınca sır saklama yükümlülüğü de olsa, özel denetimin, ortaklık sırlarının ortaklık karşısında yabancı bir kişi tarafından öğrenilmesi sonucunu doğuracağı ifade edilmektedir319. Bu konuda çoğunluk görüşü ise, pay sahibinin özel denetçi atanması talebinde bulunması için mahkeme aracılığıyla bilgi alma yolunun kullanılmasının bir koşul olmaması gerektiği şeklindedir320.

Kanaatimizce bilgi alma talebi reddedilen, cevapsız bırakılan, ertelenen veya aldığı bilgiyi yeterli görmeyen pay sahibi özel denetim talebinde bulunabilecektir. Yani bu hal, özel denetim için aranan koşulun sağlanması için yeterli sayılmalıdır. Özel denetim talebinde bulunmak isteyen pay sahibinden bir de mahkeme aracılığıyla bilgi alma yoluna başvurmasını istememek ve bu davanın neticelenmesini beklememek gerekir321.

Bilgi alma hakkı ile özel denetim hakkının aynı sonuca yöneldiğinden dolayı bilgi alma hakkının dava yoluyla da kullanılmadan özel denetim talebinde bulunulamayacağ şeklindeki görüşe katılamamaktayız. İki hakkın da pay sahiplerinin pay sahipliğinden doğan haklarını daha bilinçli kullanmaları için öngörüldüğü açıktır. Ayrıca bu iki hak pay sahiplerinin ortaklığın durumu, yöneticilerin işlemleri ve denetim hakkında onları aydınlatmaya yöneliktir. Fakat özel denetimin başka bir işlevi daha vardır. O da özellikle TTK m. 439 hükmü göz önüne alındığında, azlık haklarının düzenlenmesindeki amaç ile aynıdır: Çoğunluğun azınlığa

319 Narbay, Özel Denetim, s. 65; Narbay, Özel Denetim Koşulları ve Usulü, s. 302; Arı, Özel Denetim, s. 1421.

320 Şener, Ortaklıklar, s. 518; Üçışık/Çelik, Anonim Ortaklıklar, s. 683; Kaya, Özel Denetim, s. 73-74;

Değirmencioğlu Aydın, s. 32-33; Pulaşlı, Özel Denetçi İstemi, s. 595. İsviçre hukuku bakımından aynı yönde bkz. Basler Kommentar/Weber, Art. 697a, kn. 27.

321 Aynı yönde Altay, Özel Denetim, s. 64.

100

tahakküm etme tehlikesine karşı, yönetim dışında kalan (azınlık) pay sahiplerinin, yönetimi etkili bir şekilde denetlemesini sağlamak. Dolayısıyla bilgi alma hakkının “aydınlatıcı haklar”dan olduğunu belirtmek; özel denetim hakkını ise “koruyucu hak” olarak nitelendirmek gerekir322. Bu noktadan hareketle bilgi alma davası (TTK m. 437, f. 5) ile özel denetim hakkının işlevleri birbirinden ayrılmaktadır323. Bilgi alma davası neticesinde davacının talebi, davalı ortaklık organlarının pay sahiplerine bilgi vermelerine veya inceleme olanağı tanımlarına yöneliktir. Davanın kabulü halinde elde edilecek bilginin kaynağı ise ortaklık organlarıdır.

Buna karşılık, her bir pay sahibinin (TTK m. 438, f. 1) ya da azınlığın (TTK m. 439) mahkemeye başvururken talebi, belirtilen konuların uzmanlar (özel denetçi) aracılığıyla incelenmesi ve ulaşılan sonuçların rapor olarak sunulmasına ilişkindir. Bu halde elde edilecek bilginin kaynağı ise, ortaklık organlarından ziyade mahkemenin atadığı uzmanlardır. Üstelik bu uzmanların Ticaret Kanunun 441. ve 442. maddelerinde düzenlenen geniş bir bilgi alma ve inceleme yetkileri vardır. Bu sebeple özel denetimin daha objektif, inandırıcı ve detaylı bir inceleme olduğunu, özel denetimle ulaşılmak istenen amacın bu noktada bilgi alma hakkından farklılaştığı kabul edilmelidir.

Ortaklık sırlarının ortaklık dışında yabancı bir kişi tarafından öğrenilmesi tehlikesi sebebiyle bilgi alma davasına öncelikle başvurulmalısı gerektiği gerekçesine de katılmak güçtür. Nitekim TTK m. 441, f. 5 ile özel denetçiye sadece sır saklama yükümlülüğü getirilmemiş; özel denetçinin sır saklamadan doğan sorumluluğu TTK m. 404 hükmünde ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir324. Özel denetçi veya denetçiler mahkeme tarafından atanmakta ve sır saklama yükümlülükleri ve bu yükümlülüklerinin ihlali halinde sorumlukları kanun tarafından hüküm altında alınmıştır. Bu yüzden, ortaklık sırlarına vakıf olacak üçüncü kişinin ortaklığa ve pay sahiplerine böyle bir güvence sağlayan özel denetçiler olmasında sakınca görmemekteyiz.

Diğer yandan, Kaya’nın da belirttiği üzere, bilgi alma veya inceleme davası kullanıldıktan sonra genel kurulda özel denetim talebinde bulunulacağının kabul edilmesi; bizi, pay sahibinin o genel kurulda özel denetim talebinde bulunamayacağı, özellikle bilgi alma

322 Tekinalp, Ortaklıklar, 2010, s. 457; Pulaşlı, Genel Esaslar, s. 398.

323 Genel anlamda, bilgi alma hakkına yönelik TTK m. 437, f. 5 hükmü, pay sahibini ortaklık hakkındaki belirli bilgilerin kendisine verilmesine ilişkin iken, özel denetçi atanmasına ilişkin pay sahibine tanınan hak ise pay sahibinin şüphelendiği bazı durumları açıklığa kavuşturulmasına yöneliktir (Üçışık/Çelik, Anonim Ortaklıklar, s.

683).

324 Üstelik ortaklık sırrının ifşası 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 239’uncu maddesi kapsamında hapis cezasını gerektirmektedir.

101

yönünde dava açması gerekeceği şeklinde bir sonuca götürecektir. Bu durumda en erken bir sonraki genel kurulun toplanmasına kadar talep ertelenecek ve bir de dava sonucu beklendiğinde özel denetim talebinin ileri sürülmesi oldukça gecikebilecektir. TTK m. 438’de ifade edildiği üzere, pay sahipliği haklarının kullanılması için gereklilik koşuluna bağlandığı düşünüldüğünde ve güncel olan menfaatin davanın sonuçlanmasından sonra kullanılacak olması dikkate alındığında, varılan sonuç pay sahibinin pay sahipliği haklarını korumaya hizmet etmeyecektir325.

Outline

Benzer Belgeler