• Sonuç bulunamadı

II. DÜNYA SAVAŞI SONRASI ARAYIŞLAR:

2.4. Antarktika Antlaşmalar Sistemi (AAS)

2.4.2. Antarktika Flora ve Faunasını Koruma Tedbirleri (Agreed Measures)

SCAR, Antarktika Antlaşmasından sonraki toplantısında (1960 Cambridge) Antarktika doğal yaşamının korunması için uyulması gereken genel davranış kuralları niteliğinde bir karar aldı288. Bu kararda bir takım yasaklar da öneriliyordu.

Yasaklar arasında, yabancı bitki ve hayvanların sokulmaması, ayıbalığı kolonilerinin

285 Colin P. Summerhayes, “a.g.e.”, s. 327 286 David W. H. Walton “a.g.e.”, s. 75 287 Colin P. Summerhayes, “a.g.e.”, s. 327

288 (General Rules of Conduct for the Preservation and Conservation of Living Resources in

Antarctica), Thomas J. Cioppa, “Instıtutıonal Vs. Envıronmental Effectıveness in Antarctıca: The Agreed Measures and the Madrıd Protocol”, s.12

yakınlarına patlayıcı madde götürülmemesi, köpeklerin başıboş bırakılmaması, hayvan ve bitkileri tehlikeye atacak şekilde yağ boşaltılmaması vardı289.

Antarktika Antlaşması ‘danışman ülkeler’ ilk toplantısında (Canberra 1961), SCAR’ın önerisi olan tasarı görüşüldü ve tüm tarafları Kıta’nın canlı kaynaklarına saygı göstermeye ve onları korumaya çağıran bir prensip kararı alındı. Aynı kararda kurucu ülkelerden flora ve faunayı korumaya yönelik uluslararası kabul görmüş ölçüler getirilmesi de istendi. Bunun üzerine Brüksel’de 1964 yılında gerçekleştirilen Danışman Ülkeler Toplantısında “Antarktika Flora ve Faunasını Korumak İçin Tedbirler” belirlendi. Antlaşmaya taraf her ülke bunlara uymakla yükümlü tutuldu.

Bu karar Antarktika’yı özel koruma bölgesi haline getiriyordu. Konularına göre özel koruma alanları tanımlanmıştı. Üye devletler tarafından, kendi vatandaşlarına açıkça izin verilmiş olmadıkça hiçbir üye ülke vatandaşı koruma alanlarında memeli ya da kuş avlayamayacak, yakalayamayacak ve onları ürküten faaliyetlere girişemeyecekti. Ayrıca bu karar, Antarktika’daki türlere yabancı türlerin insan marifetiyle karıştırılmasını, hastalık taşınmasını en aza indirebilmek, kıyılardaki kirliliği azaltabilmek için yabancı türlerin, bakterilerin ya da hastalıkların Kıtaya taşınmasına sebep olacak eylemleri yasakladı. Bu amaçla koruma alanları oluşturdu. Yasaklar listeler şeklinde belirlendi. Yasakların uygulanmasına ilişkin mevzuat danışman ülkeler tarafından oluşturulacak ve kendi vatandaşlarına uygulanacaktı. Yasakları aşmanın tek yolu her danışman ülkenin kendi vatandaşına bir izin belgesi vermesiydi290. Görüldüğü gibi SCAR’ın aldığı tavsiye kararı böylece resmileşmiş

oluyordu. Fakat uygulama etkinliği bakımından çok önemli bir eksiklik vardı. Yasakların titiz şekilde uygulanması üye devletlerin sadakatine ve insafına bırakılmıştı291. Ayrıca Ek-A’da Ross Ayıbalıkları ve Kürklü Ayıbalıkları için

avlanma yasağı getirilmesi kafa karışıklığı yarattı. Çünkü bu türler açık deniz türleriydi ve Antarktika Antlaşması açık denizleri kapsamıyordu. Ayrıca sadece iki türün koruma altına alınmış olması ve Norveç’in 1964’ten başlayarak Crebeater cinsi

289 Holly M. Tanner, “Regıme Formatıon and the Antarctıc Treaty System”, s. 54

(The Agreed Measures for the Conservation of Antarctic Fauna and Flora), litaratürde kısaca “agreed

measures” olarak da bilinir.

290 Thomas J. Cioppa, “a.g.e.”, s.12 - 13 291 Holly M. Tanner, “a.g.e”, s. 54 - 56

ayıbalıklarının avlanmasının fizibilitesini yapmasının yarattığı kaygılar daha kapsamlı ve etkin koruma yöntemleri oluşturulması ihtiyacını doğurdu292.

2.4.3. Antarktika Ayı Balıklarını Koruma Sözleşmesi (CCAS)

1961 yılında Canberra’da düzenlenen ilk Danışman Ülkeler Toplantısı sonuç raporundaki tavsiyelerde bilimsel işbirliğinin ileri götürülebilmesi için SCAR’ın desteğine olan ihtiyaç belirlendikten sonra, kolaylaştırıcı çalışmalarının teşvik edilmesi gerektiği vurgulandı. Aynı yıl Ekim’de Wellington’da yapılan dördüncü SCAR toplantısında korunmaya muhtaç bölgelerin listesi yapıldı ve Ross Denizi ayıbalıklarının ve kürklü ayı balıklarının bir an önce koruma altına alınması tavsiye edildi. 1964’te ayıbalıklarının durumunu daha ayrıntılı tespit etmek için SCAR bünyesinde alt komisyon kuruldu. Bunun sonucunda 1966’da Santiago’da yapılan Danışman Ülkeler Dördüncü Toplantısında 15 bölgeyi içeren bir koruma alanları listesi ve ayıbalıklarına ilişkin koruma önerisi resmileşti293. 1968’de alt komisyon

tarafından hazırlanan rapor SCAR’da ele alındı. Bazı bilim insanları ayıbalığı avcılığının tamamen yasaklanmasını istiyordu. Rapor, 2 – 13 Haziran 1964’te Brüksel’de yapılan üçüncü Danışman Ülkeler toplantısında belirlenen Antarktika Fauna ve Florasının Korunması Kuralları’nda294 yer alan koruma bölgelerinde ve ayıbalıklarının avlanma izinlerinde değişiklik talepleri içeriyordu. Bu rapor üzerine SCAR, Antarktika ayıbalıklarının ticari avcılığının kontrollü olarak sürdürülebileceğine ve tamamen yasaklamayı tartışmanın gerekmediğine prensip olarak karar verdi. Ayıbalığı avcılığının kontrol edilmesi gerektiğinin kabulü üzerine Antarktika Antlaşmasına eklenecek ilk sözleşmenin zemini oluştu. 1972 yılında Londra’da yapılan Danışman Ülkeler toplantısında Ayı Balıklarını Koruma Sözleşmesi kabul edildi. SCAR’dan muhafazası gereken ayıbalığı sayılarının ve kontrol yöntemlerinin belirlenmesi istendi. Gelecek cevabı beklemek için sözleşmenin imzası 2 Şubat’a kadar ertelendi. Böylece SCAR tarafından, bu Sözleşme gereğince istenecek teknik desteği karşılamak için uzun dönemli bir uzman heyet oluşturulması gereği doğdu295.

292Thomas J. Cioppa, “a.g.e.”, s. 13 293 David W. H. Walton “a.g.e.”, s. 79

294Antarctic Treaty System: İntroduction, s. 112 295 David W. H. Walton “a.g.e.”, s. 79

Sözleşme 1978 yılında yürürlüğe girebildi. Bu sözleşmenin amacı Ayıbalıklarının yeniden kontrolsüz şekilde ticari olarak avlanmaya başlanmasının önüne geçmekti. Koruma ölçüleri bütünleyici bir ekte düzenlenmişti. Buna göre, Ross Ayıbalıkları, Güney Fil Ayıbalıkları ve Kürklü Ayıbalıklarının avlanması tamamen yasaktı. Buna karşın, Crabeater, Leopar ve Weddell cinsi ayıbalıklarının kesin belirlenmiş limitler içerisinde avlanması serbestti296. Sözleşmenin 4. Maddesi

avlanması yasak cinslerin çok sınırlı olarak sadece üç durumda özel izin alınması kaydıyla yakalanmasına olanak tanıyordu. Birincisi insan veya köpeklerin gıdası olarak kaçınılmaz şekilde ihtiyaç duyulması, ikincisi bilimsel araştırma için ihtiyaç duyulması, üçüncüsü eğitsel, kültürel kurumlarda ya da müzelerde numune olarak ihtiyaç duyulması. Taraf her ülke, bu amaçlardan hangisi için ayıbalığı avlayacağını ya da yakalayacağını diğer taraf ülkelere ve SCAR’a önceden bildirmek ve yakaladığı ayıbalıklarının sayısını da sonradan bildirmekle yükümlüydü297.

Sözleşmenin 6. maddesine göre, kontrol dışı ticari amaçlı avlama başladığı takdirde imzacı ülkeler derhal toplanarak etkin bir koruma sağlamaya yönelik teknik ölçülerle, soruşturma ve başka türlü düzenleyici tedbirler getirebileceklerdi. Sözleşmenin 7. Maddesine göre ise, sözleşmenin yürürlüğe giriş tarihinden itibaren 5 yıl içinde taraflar bir gözden geçirme toplantısı yapacaklar ve sözleşmenin etkinliğini tartışarak gerekli yeni kararları alabileceklerdi. Bu toplantılar takip eden en geç beşer yıllık dönemlerde tekrarlanacak ve sözleşmenin uygulamaları gözden geçirilecekti. Bu hüküm gereğince 1983 yılında yapılan toplantıda gözden geçirme toplantılarının sürdürülmesinin gerekmediğine karar verildi. Bunda sözleşmenin yürürlüğe girmesi sonrasında rapor edilen ayıbalığı ölümü sayısındaki belirgin azalmanın etkisi vardı. 1964- 1985 döneminde toplam 10.142 ölüm rapor edilmişken, bu dönemin ikinci on yıllık dilimine düşen sayı 3183 idi298.

Sözleşmeden sonra Antarktika Ayıbalıklarının kontrol dışı ticari avlanması tekrar başlamadığı için gözden geçirme toplantıları yapılmadı. Ancak yine de SCAR, öldürülen ayıbalıklarının sayılarını her yıl tespit etmektedir299.

296 Anne Marchal, “Convention for the Conservation of Antarctic Seals: 1988 review of operations”,

Polar Record Volume 25, Issue 153 April 1989, pp. 142 - 143, s. 142

297 Anne Marchal, “a.g.e.” s. 142 298 Anne Marchal, “a.g.e.” s. 142 299 David W. H. Walton “a.g.e.”, s. 79

2.4.4. Antarktika Deniz Canlı Kaynaklarının Korunması Hususunda Sözleşme