• Sonuç bulunamadı

II. DÜNYA SAVAŞI SONRASI ARAYIŞLAR:

2.1. Müzakereler Dönemi

2.1.2. Şili’nin Karşı Önerisi

Eskudero Deklarasyonu denilen şey Temmuz 1948’de Santiago’da Şili resmi temsilcisi Profesör Julio Eskudero ile Amerikan Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Caspar Green arasındaki görüşmede, Amerikalıların BM vesayetinde bir yönetim kurma teklifine soğuk bakan Escudero tarafından ortaya atılan bir çeşit “modus vivendi”dir (anlaşmazlık noktalarını erteleme). Escudero burada, egemenlik veya hak iddiası bulunan ülkelerin ortak bir deklerasyonla bu iddialarını 5 ya da 10 yıl için dondurmayı kabul etmelerini ve bu sürede Antarktika’da gerçekleşecek hiçbir faaliyetin bu haklara halel getirmeyeceği gibi yeni bir hak da doğurmayacağının kabulünü önerdi. Böylece müzakerelerin ve işbirliğinin devamı için zaman kazanılmış olacaktı165.

1949 yılı Mart sonlarında Birleşik Devletler, Antarktika üzerindeki egemenlik iddialarını çözüme kavuşturmak amacına yönelik bir adım olarak, önceki planını özellikle bilimsel işbirliği ile sınırlandırılmış şekilde yeniden yapılandırmayı

163John Hanessian,”a.g.e.”s. 444 164John Hanessian, “a.g.e.”, s. 444

165Adrian John Howkins, “a.g.e.”, s. 174 – 175; Marie Jacobsson, “Building the International Legal

düşündü. Aslında Dışişleri Bakanlığı Şili’nin Eskudero önerisini müzakere zemini olarak kullanmaya hazırdı. Fakat Şili’nin Kıta üzerindeki egemenlik iddialarını moratoryum(erteleme, geciktirme) önerisinin peşinden gitmek konusunda henüz karar vermemişlerdi. Bütün gayretleri bir geçiş anlaşması yapılması içindi. Fakat Arjantin’in Eskudero Planı’nda böyle bir değişikliğe temelden karşı çıkabilecek olması ciddi bir engel ihtimali yaratıyordu. Çünkü Arjantin Antarktikası konusundaki ülke içi milliyetçi hassasiyet gittikçe artıyordu166.

Amerikalılar tarafından Şili’ye yönelik olarak tasarlanan öneri nispeten basitti. Başlangıç olarak üç nokta öne çıkıyordu.

1- Antarktika’daki bilimsel araştırmaların büyük değer taşıdığı vurgulandı.

2- Egemenlik iddiaları nedeniyle meydana gelebilecek çatışmalardan kaçınılmalıydı. 3- Dostane ve tarafları memnun edici bir çözüme kavuşulması için gerekli ortak bakış açısının yakalanması ve etkili iletişim için gayret gösterilecekti.

Bu amaçla, beş yıl geçerli olmak üzere çok taraflı bir deklârasyon yayınlanarak: 1- 600 Güney Paralelinin güneyindeki tüm bölge için, tüm egemenlik iddiaları bu süre boyunca dondurulmuş sayılacak;

2- Söz konusu bölgede tüm devlet ve kişilere bilimsel araştırma serbestisi tanınacak; 3- Katılımcı ülke hükümetleri arasında, bilimsel bilgi, veri, fotoğraf, harita, kroki, plan gibi tüm bilgiler paylaşılacak;

4- Bu paylaşımı kurumsal hale getirebilmek için, üyeleri deklârasyon taraflarının atayacağı birer temsilciden oluşan bir İstişare Komitesi kurulacaktı167.

Amerikalılar bu girişimleriyle egemenlik sorunlarının birkaç yıl için rafa kaldırılmasını sağlayabileceklerini düşünüyorlardı. Şili’nin önerisi üzerinden sürdürülecek anlaşma gayretlerinin uzun vadede tam bir çözüm konusundaki Amerikan görüşünün önemini ve kabul edilebilirliğini ispatlayacağını umuyorlardı. 1949’un bahar ve yaz döneminde fazla bir gelişme kaydedilemeyince Amerika Ağustos sonunda Eskudero Planından yola çıkarak oluşturduğu tasarıyı uluslararası tartışmaya açmaya karar verdi. Aynı yıl Ekim ayında İngiltere söz konusu planı kabul ettiğini tekrarladı. 1950 Ocağında Amerika Birleşik Devletleri gayrı resmi

166John Hanessian, “a.g.e.” s. 445 167John Hanessian, “a.g.e.” s. 445

müzakerelere başladı; önce Şili ve bir ay sonra da Yeni Zelanda ve Avustralya ile müzakereler devam ederken Sovyetler Birliği 9 Haziran’da resmi bir adım atarak sahneye çıktı. Eş zamanlı olarak Arjantin Avustralya, Yeni Zelanda, Fransa, Norveç, İngiltere ve Amerikan hükümetlerine gönderdiği memorandumla, Antarktika hakkında Sovyetler Birliği’nde 1949 yılında alınmış kararların öne çıkan noktalarını bildirdi. Ayrıca 1819’dan 21’e kadar Bellingshausen tarafından gerçekleştirilmiş seferleri ileri sürerek Antarktika üzerindeki çıkarlarını ve bölgenin kendisi açısından bilimsel ve ekonomik önemini ispatlamaya çalıştı. Bu not, Sovyetlerin 27 Ocak 1939 tarihinde Norveç’e gönderdiği nota da atıf yapıyordu. Bu not, Bellinghausen tarafından 125 yıl önce Antarktika sularında keşfedilmiş Peter I Adası üzerinde Norveç tarafından yayınlanan bir deklerasyonla egemenlik öne sürülmesi(1931) üzerine Sovyetlerin gecikmeli bir tepkiyle 27 Ocak 1939’da bu egemenlik iddiasını tanımadığını bildirmesinden ibaretti. Fakat asıl önemli yanı Sovyetlerin Antarktika konusundaki diplomatik mücadeleye katıldığının işaret fişeği olmasıydı168.

9 Haziran 1950 memorandumuyla Sovyetler, uluslararası müzakerenin gerekliliği ve kendilerini dışarıda bırakan bir çözümün hukukdışılığı konusundaki ısrarını ortaya koyuyordu. Sovyetler ayrıca bir an önce bütün tarafların meşru menfaatlerinin dikkate alındığı uluslararası boyutta bir müzakereye başlanmasını önerdi. Ayrıca tüm uluslararası öneme sahip bölgelerin rejiminin belirlenmesinde uygulanan müzakere usullerinin Antarktika konusunda da uygulanması gerektiğini; buna göre ilgili tüm tarafların eşit düzeyde katılımı kuralının uygulanması gerektiğini belirtti. Ve kendilerinin dahil edilmediği hiçbir çözümü de tanımayacakları uyarısında bulundu. Fakat Sovyet taleplerinin tanınması yönünde görüş açıklayan birkaç ülkeye karşılık çoğunluk, Sovyet iddialarının meşru sayılamayacağı gerekçesiyle reddedilmesinden yanaydı. Sovyet memorandumuna cevap veren tek ülke Arjantin oldu. Şili de kamuoyuna açıklama şeklinde dolaylı bir yanıt vermiş oldu. Bu iki ülke de Sovyetlerin Antarktika üzerinde ne bir toprak hakkı bulunduğunu ne de Antarktika sorunu müzakerelerine katılma hakkı bulunduğunu belirterek söz konusu hakların kendilerine ait olduğunu bir kez daha vurguladılar.

168 Boleslaw A. Boczek “The Soviet Union and the Antarctic Regime”, The American Journal of

Geri kalan ülkeler ise Amerikalıların Sovyet memorandumuna yanıt vermenin bir şey kazandırmayacağı şeklindeki görüşüne katıldılar169.

Sovyet notunun alınmasını takip eden aylarda Şili Antarktika Komisyonu Amerikan önerisi üzerinde çalıştı ve Eylül ayında kendi tasarılarını Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na verdiler. Sovyet notu üzerine Amerikalılar bir an önce bir anlaşma sağlamak ve onu korumak için daha gayretli çalışmaya başlamışlardı. Ancak Kuzey Kore ordusunun 25 Haziran 1950’de 38. Kuzey Paralelinin güneyine saldırmasıyla Antarktika üzerindeki uluslararası dikkat azaldı. 1950 kışında başlanan Little Amerika’nın inşaatı 1951 Baharında tamamlandı. Bu arada, görüşmeler kesintili de olsa sürdürüldü. Aynı zamanda Arjantin Şili ve İngiltere arasındaki anlaşmazlıklar karşılıklı mektuplaşmalarla çözülmeye çalışıldı ancak kesin bir sonuç elde edilemedi. 1952 başlarında Arjantin ile İngiltere arasında Antarktika’da meydana gelen sürtüşme sonrasında Şili ile Amerika Birleşik Devletleri arasında önceki öneri üzerinde anlaşma sağlandı. Fakat Şili’nin bir genel seçim döneminde olması ve ikili mutabakata varılan metne Arjantin’in olumsuz tepki vereceği beklentisi yüzünden Şili, süreci sessizce sürdürmeye çalışıyordu. Tüm bunlar gecikmeye sebep oluyordu. Ekimde beklenmedik bir gelişme yaşandı: Amerikan Savunma Bakanlığı (Pentagon), Dışişleri Bakanlığı tarafından Şili ile mutabık kalınan metne karşı çıktı. Bu dönemde Şili’nin de ilgisiz tutumu Amerikalıların daha fazla ısrar etmekten vazgeçmesine yol açtı170.

1953 sonlarında Şili tekrar bir modus vivendi (ortak noktalarda geçici uzlaşma ve uzlaşmazlık noktalarını erteleme) girişimi yaptı. Amerikan tutumunu açığa çıkartmak amaçlı bu girişim, Amerikan Dışişlerinin de bunu en uygun ara aşama olarak görmesine rağmen, anlaşma ile sonuçlanmadı. Gelişigüzel temaslar bir süre daha devam ettiyse de Amerikan önerisi zaman içerisinde cazibesini yitirdi. Amerikalıların ısrardan vazgeçmesinin bir diğer sebebi, Uluslararası Jeofizik Yılı’na (İnternational Geophysical Year / I.G.Y.) ilişkin ilk müzakerelerin 1953 yılında başlayıp meyvelerini 1954 yılının başında vermesiydi. Amerika Birleşik Devletleri dahil ilgili tüm ülkeler daha önce örneğine rastlanmamış bir Antarktika bilimsel

169John Hanessian, “a.g.e.” s. 446 170John Hanessian,”a.g.e.” s. 447

araştırma programı üzerinde çalışmaya başladılar171. Antarktika Antlaşması’nın

şekillenmesinde en önemli kilometre taşlarından biri sayılabilecek Uluslararası Jeofizik Yılı, gerçekleşmesinin ardından Yirminci Yüzyılın en önemli bilimsel olayı olarak kabul edilecektir. 172

Aslında bilimsel işbirliği arayışlarının başlangıcı bundan yaklaşık yüz yıl öncesine dayanmaktadır. Uluslar arası bilimsel araştırmalar gerçekleştirme fikri ilk kez, İngiliz kaşif James Clark Ross’un Antarktika seferinden(1839-1843) sonra hükümet dışı organizasyonlar düzeyinde başladı. Denizcilere yönelik pratik bir rehber oluşturabilmek için çeşitli ülkelerin gemilerinden elde edilen meteorolojik ve deniz bilimsel gözlem verilerini toplayıp karşılaştıran bir sistem kuran ünlü Amerikan deniz bilimcisi Matthew Fontaine Maury 1852’de kendi sistemini genişletmek için meteoroloji uzmanlarının katılımıyla bir konferans düzenlenmesi çağrısından bulundu. Bunun üzerine ilk Meteoroloji Uzmanları Konferansı 1853 yılında Brüksel’de toplandı. Bu toplantı 1872 tarihli Leipzig Uluslararası Meteoroloji Kongresinin temelini oluşturdu. Bu kongre bir yıl sonra Viyana’da tekrarlandı ve Uluslararası Meteoroloji Kurumunun (IMO) temelini oluşturdu. Bu kurum meteorolojik verilerin toplanması ve paylaşılmasını koordine etmek ve meteorolojik araştırmaları teşvik etmek amacıyla kurulan bir sivil örgütlenmeydi. Antarktika araştırmalarını uluslararası düzeyde gerçekleştirmek için hükümetler nezdinde yapılan başvurular ve gayretler uzun süre sonuçsuz kaldı173. 1879 Uluslararası

Meteoroloji Kongresi Roma’da yapıldı. Bu kongrede meteoroloji başta olmak üzere bir dizi bilim dalında kutup araştırmaları için plan sunuldu ve onaylandı. Bu plan doğrultusunda ilk kez 1-5 Ekim 1879’da Hamburg’da Uluslararası Kutup Konferansı düzenlendi. Bu konferansta gerçekleşen çalışmalar sonucunda 1882 - 1883 Uluslararası Kutup Yılı ilan edildi. Bu dönemde 12 ülkenin katılımıyla ikisi Antarktika’ya olmak üzere kutup bölgelerine 15 deniz seferi düzenlendi. Uluslararası Kutup Yılı üç kez gerçekleştirildi ve Uluslararası Jeofizik Yılı’na evrildi174.

171 John Hanessian, “a.g.e.”, s.448

172 David. W. H. Walton “The Scientific Committee on Antarctic Research and the AntarcticTreaty”,

s. 2

173 Ayrıntılar için bkz. Colin P. Summerhayes “International collaboration in Antarctica: the

International Polar Years, the International Geophysical Year, and the Scientific Committee on Antarctic Research”, Polar Record 44 (231): 321–334 (2008)